Arama

Su nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 16 Ekim 2012 Gösterim: 9.482 Cevap: 12
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
21 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
su hakkında tam bilgi istiom.
EN İYİ CEVABI The Unique verdi
Su

Sponsorlu Bağlantılar
Vikipedi, özgür ansiklopedi




Başlığın diğer anlamları için Su (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.
"su eski Türkçe de asker manasında da kullanılır. Osmanlı da subaşı veya günümüzde subay kelimeleri buradan gelmektedir. Su uyur düşman uyumaz. atasözü de asker uyur düşman uyumaz manasındadır."


Su 135px Water molecule dimensionssvg 110px Water molecule
Tanıtım ve özellikler
Yoğunluk (Hallere göre) 1.000 g/cm³, sıvı0.917 g/cm³, katı
Donma noktası 0 °C (273.15 K) (32 ºF)
Kaynama noktası 100 °C (373.15 K) (212ºF)
Özgül ısı kapasitesi (sıvı) 4184 J/(kg·K)

300px The tube



Dalga




Su, bilinen tüm yaşam biçimleri için gerekli ve vazgeçilmez olan tatsız ve kokusuz bir maddedir. Su, canlıların yaşaması için hayati bir öneme sahiptir. Canlılık için gereken tüm fiziksel olaylar hep suyun özellikleri ile gerçekleşebilmektedir, bu nedenle biyologlar suya "yaşam sıvısı" adını vermişlerdir. Su, küçük miktarlarda çıplak gözle bakıldığında renksizdir. Dünya üzerinde farklı şekillerde bol miktarda bulunur. Birleşmiş Milletler Çevre Programı, Dünya'da 1,4 milyar km³ su olduğunu söylemektedir.

Yapısı

Suyun kimyasal formülü H2O'dur. Bunun anlamı bir su molekülünün iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluştuğudur. Oksijen atomunun 2 yanında 104,5° açı oluşturacak şekilde bağlanmış iki hidrojen atomu bulunur. İyonik olarak da, (H+) bir hidrojen iyonuna bağlanmış, (OH-) hidroksit iyonu; yani HOH şeklinde tanımlanabilir. Standart sıcaklık ve basınçta, suyun buhar fazı ve sıvı fazı arasında dinamik (değişken) bir denge vardır. Su moleküllerinin bir tarafı negatif, bir tarafı pozitif yüklüdür. Bu nedenle suyun pozitif yüklü hidrojenleri diğer moleküllerin negatif yüklü kısımları ile zayıf da olsa bir bağ oluşturur. Hidrojen bağı denilen bu özel etkileşim sayesinde su molekülleri birbirlerine ve çevrelerinde bulunan diğer maddelere tutunurlar.
Suyun özellikleri

Saf su, kokusuz, tatsız, renksizdir; fakat havadaki karbondioksit kalıntıları ile karbonik asit çözeltileri oluşturmaya başladığı andan itibaren tadı bozulur ve tehlikeli bir hal alır.Ve su insan hayatı için büyük önem taşır.



150px The Earth seen from Apollo 17


Dünya yüzeyinin %71'i suyla kaplıdır. Dünyadaki suların yaklaşık %97 si okyanuslarda bulunmaktadır. %2.4'ü buzul ya da kardır. %0.6 lık dilimi ise göller ve nehirlere aittir.

Oda sıcaklığında sıvıdır

Bir elementin moleküler ağırlığı onun herhangi bir sıcaklıkta sıvı, gaz ya da katı olmasını belirler. Molekül ne kadar büyükse çevresindeki moleküllerle bağlarını koparıp hal değiştirmesi o kadar zor olur. Su, içerdiği H bağları nedeniyle oda sıcaklığının 10 da biridir.
Işığı emer (absorbe eder)

Hidrojen bağı yaklaşık 3 mikron dalga boyundaki kızılötesi ışınları etkin şekilde absorbe eder. Öte yandan su molekülleri tarafından uzun dalga boylu (10-30 mikron) termal ışınlar da güçlü bir şekilde soğurulmaktadır. Bu durum atmosferde bulunan su buharı ya da bitkilerde bulunan su tarafından ışınım ısı enerjisinin absorbisyonunda büyük bir önem taşır.
Kızılötesi ışın, elektromanyetik spektrum üzerinde kırmızı renkli ışık halini alır, absorbe edildiği için kırmızı rengin küçük bir kısmı görünür.
Bu nedenle, göl ve deniz gibi büyük su kütleleri içindeki saf su, mavi olarak görünür. Bu mavi renk, temiz bir okyanus veya gölde bulutlu bir hava altında da kolaylıkla görünebilir, bu da mavi rengin, gökyüzünün yansıması olmadığını gösterir. Pratikte suyun rengi, içindeki katkı, kirlilik vb. etkenlere bağlı olarak büyük ölçüde değişebilir. Kireçtaşı, suyu turkuaz rengine çevirirken, demir ve benzeri maddeler kırmızı/kahverengi renge döndürmektedir, bakır ise mavi alev rengi oluşturur. Suyun içindeki yosunlar, suyu yeşil renkli olarak gösterir.
Su saydam olduğundan güneş ışınları su içinde hareket edebilmektedir. Bu sayede su içinde bitkilerin veya bitki benzeri ototrof canlıların yaşamlarını sürdürmeleri mümkün olmaktadır.



240px Water Dolphin


Suya damlayan bir su damlacığı ve bunun etkisiyle oluşan şekiller.

=

Su, eriyebilen birçok madde için çok iyi bir (solvent) Bu tip maddeler (hidrofilik maddeler olarak da bilinir) iyice karıştırılmak sureti ile su içinde erirler (örneğin; tuz). Su ile karışmayan maddeler ise (örneğin; yağ) hidrofobik maddeler olarak bilinirler. Bir maddenin su içindeki erime kabiliyeti, maddenin su molekülleri arasına çekilme kuvvetinin durumuna bağlıdır. Eğer maddenin su içinde erime (çözülme) kabiliyeti yoksa, moleküller su molekülleri arasından dışarı itilir ve çözülme olmaz. Su iyi bilinen bir çözücü olmasından dolayı özel bir maddedir. Aslında birçok madde su içinde, diğer sıvılar içinde çözündüğünden daha iyi çözünür. Bu suyun polar bir molekül olmasından kaynaklanır. Yüklü gruplar içeren hemen tüm maddeler bu nedenle su içinde çözünme eğilimindedir. Bu da hücre içi metabolik reaksiyonların devam edebilmesinin en önemli sebeplerinden birisidir.
Pek çok maddenin organizmaya alınabilmesi suda çözünebilmesine bağlıdır. Örneğin, solunum için gerekli olan O2’nin vücuda alınabilmesi için suda çözünmesi gerekir. Bu nedenle tüm solunum yüzeyleri nemlidir.



200px Havasu Falls 2 md


Resimde görülen Havasupai şelalesinde kireç suyun içinde yoğun bir şekilde çözündüğünden suyun rengi turkuaz olarak görülmektedir.

Yüksek kohezyon ve adhezyon kuvvetleri [değiştir]

Su kohezyon kuvvetine sahip bir maddedir, yani kendi molekülleri arasında çekim kuvveti sayesinde dağılmadan kalabilir. Moleküllerin dipol olması nedeniyle su, birçok maddeye yapışabilir, suyun ıslatma özelliği burdan gelmektedir.
Su aynı zamanda adhezyon (farklı iki maddenin molekülleri arasındaki çekim kuvveti) kuvveti yüksek bir maddedir. Hidrojen bağları nedeniyle su molekülleri birbirlerini de çekerler yani su molekülleri arasında kohezyon gücüde çok yüksektir. Suyun kohezyon ve adhezyon yetenekleri, suyun belirli kılcal yapılar içinde kopmadan yükselmesine ve taşınmasına yardımcı olur. Bu da bitkilerin karada yaşamlarını sürdürmeleri açısından önem arz eder. Örneğin; civanın dağılmamasıdır.
Yüzey gerilimi

Su, su molekülleri arasındaki güçlü kohezyon kuvveti nedeniyle oluşan yüksek yüzey gerilimine sahiptir. Bu görülebilir bir etkidir, örneğin, küçük miktardaki su çözünmez bir yüzey üzerine (örn:polietilen) konduğunda, su, diğer madde ile beraber düşene dek kalacaktır.
Kılcal hareket

Kılcal hareket, suyun çok dar (kılcal) bir boru/kanalda yerçekimi kuvvetine karşı hareketini ifade eder. Bu hareket oluşur, çünkü su boru/kanalın yüzeyine yapışır ve daha sonra boru/kanala yapışan su, kohezyon kuvveti sayesinde üzerinden daha fazla suyun geçmesini sağlar. İşlem, yerçekimi adhezyon kuvvetini yenecek kadar su boru/kanaldan yukarı geçinceye dek tekrarlanır. Bu olayı doğada da görmek mümkündür. Örneğin ağaçların kılcal damarlarında su en yüksek dallara kadar yerçekimine karşı hareket edebilmektedir.
Yüksek erime ısısına sahiptir

1 gram buzu eritmek için 0 °C'de 80 kalori gerekir. Ergime ısısının yüksek olması suyun donmasını geciktirir, böylece biyolojik sistemler düşük sıcaklıklara dayanıklı olabilen özelliklerini kazanırlar.
Isınma (özgül) ısısı yüksektir

1 gr suyun sıcaklığını 1 °C arttırmak için yaklaşık 1 kalori gereklidir. Bu özgül suda, ısı amonyak dışındaki tüm maddelerinkinden yüksektir. Böylece su sıcaklıklarda fazla artış olmadan daha fazla enerji depolamayı gerektirmektedir ve böylece canlı sistemde sıcaklık ve metabolik olaylar daha kararlı olabilmektedir.
Gizli buharlaşma ısısı yüksektir

100 °C'de 1 g suyu 1 g su buharı haline dönüştürmek için 539 kaloriye ihtiyaç vardır. Gizli buharlaşma ısısının yüksekliği canlı sisteminin izotermal olmasında en önemli katkıya sahiptir. Suyun gizli buharlaşma ısısı H bağlarından dolayı yüksektir.
Donma noktası farklıdır

Suyun basit fakat çevre açısından son derece önemli bir özelliği de suyun sıvı hali üzerinde batmadan yüzebilen, suyun katı hali olan buzdur. Bu katı faz, (sadece düşük sıcaklıklarda oluşabilen) hidrojen bağları arasındaki geometriden dolayı, sıvı haldeki su kadar yoğun değildir. Hemen hemen tüm diğer maddeler için, katı form sıvı formdan daha yoğundur. Standart atmosferik basınçtaki taze su, en yoğun halini 3.98 °C'de alır ve aşağı hareket eder, daha fazla soğuması halinde yoğunluğu azalır ve yukarı doğru yükselir. Bu dönüşüm, derindeki suyun, derinde olmayan sudan daha sıcak kalmasına sebep olur, bu yüzden suyun büyük miktardaki alt bölümü 4 °C civarında sabit kalırken, buz öncelikle yüzeyde oluşmaya başlar ve daha sonra aşağı yayılır. Bu etkiden dolayı, göllerin yüzeyi buz ile kaplanır. Hemen hemen tüm diğer kimyasal maddelerin katı halleri, sıvı haline göre yoğun olduğundan dipten yukarı donmaya başlarlar.
Suyun hacmi, bilinen tüm sıvıların aksine, belirli bir sıcaklığa (+4 °C'ye) düşene kadar azalır, daha sonra tekrar artmaya başlar. Donduğunda ise hacmi sıvı hale göre daha fazladır. Bu nedenle suyun katı hali, sıvı halinden daha hafiftir. Bu yüzden buz, suyun dibine batmayıp su üstünde yüzer. Suyun bu özelliği yaşamın kış aylarında ya da her zaman soğuk olan bölgelerde sudaki yaşamın devam etmesine olanak tanır. Deniz, nehir ve göllerin üst kısmı donar, buz üst kısımda kaldığı için su içindeki canlılar yaşamlarını sürdürmeye devam edebilirler.



350px Akarsu


Denizli'de Karcı Dağı'ndan Akan bir Akarsu

Üçlü noktası

Suyun üçlü noktası (saf haldeki sıvı su, buz ve su buharının dengede bulunduğu sıcaklık ve basınç kombinasyonu), kelvin sıcaklık ölçü biriminin tanımlanması için kullanılır. Sonuç olarak, suyun üçlü nokta sıcaklığı, 273.16 Kelvin (0.01 °C) ve basıncı 611.73 Pascal'dır (0.0060373 ATM).
Elektriksel iletkenlik

Genellikle yanlış bir kanı olarak, suyun çok güçlü bir elektrik iletken olduğu düşünülür ve elektrik akımının öldürücü etkilerini iletme riski bu popüler inanış ile açıklanır. Su içindeki tüm elektriksel özelliği sağlayan etkenler, suyun içinde çözülmüş olan karbondioksit ve mineral tuzların iyonlarıdır. Su, iki su molekülünün bir hidroksit anyonu ve bir hidronyum katyonu halini alması ile kendini iyonize eder, fakat bu elektrik akımının yaptığı iş veya zararlı etkilerini taşımak için yeterli değildir. ("Saf" su içinde, hassas ölçüm cihazları, 0.055 µS gibi çok zayıf bir elektriksel iletkenlik değeri saptayabilirler.) Saf su, oksijen ve hidrojen gazları içinde de çözülmüş iyonlar olmadan elektroliz olabilir; bu çok yavaş bir süreçtir ve bu şekilde çok küçük bir akım iletilir. (Elektroliz, elektrik akımı yardımıyla, bir sıvı içinde çözünmüş kimyasal bileşiklerin ayrıştırılması işlemine denir.)


Suyun halleri

Su yerkürede değişik hallerde bulunur: su buharı, (bulutlar), su (denizler, göller), buz (kar, dolu, buzullar) gibi. Su sürekli olarak su döngüsü olarak bilinen döngü içinde değişik fiziksel hallere dönüşür.



240px SnowflakesWilsonBentley



Snowflakes (Kartaneleri) ,Wilson Bentley, 1902.





240px WhereRainbowRises



Gökkuşağı, yağmur damlacıklarının doğal optik prizma özelliği ile ışığın yansımasından oluşur.




Yağışın insanlık ve tarım için öneminden dolayı, değişik biçimlerine farklı isimler verilmiştir: çoğu ülkede genel ismi yağmur'dur, dolu, kar, sis ve çiy diğer örneklerdir. Uygun şartlar oluştuğunda, havadaki su damlacıkları güneş ışığını kırarak, gökkuşağı oluştururlar.
Temel olarak, su akışı, nehirler ve tarım için su ihtiyacı gibi, insanlık tarihinde büyük roller oynamıştır. Nehirler ve denizler, ticaret ve ulaşım için elverişli yollar sunmuştur. Su akışı, erozyon etkisi ile çevrenin şekillenmesinde büyük roller oynayarak, vadiler ve deltalar oluşmasını sağlamış ve insanların yerleşimine uygun arazi ve alanlar meydana getirmiştir.
Su aynı zamanda zemine nüfuz ederek, yer altına doğru iner. Bu yeraltı suları daha sonra tekrar yüzeye çıkarak doğal kaynaklar, sıcak su kaynakları ve gayzerler oluşturur. Yeraltı suları, aynı zamanda ambalajlanarak maden suyu olarak satılmaktadır.
Su, kendi içinde farklı maddelerin koku ve tadlarını barındırabilir. Bu nedenle, insan ve hayvanların, suyun içilebilirliğini anlamak için duyuları gelişmiştir. Hayvanlar genel olarak, tuzlu deniz suyunun ve bataklık suyunun tadından hoşlanmaz, dağlardan veya yeraltından gelen saf kaynak sularını ararlar. Kaynak suyu veya mineral su diye bilinen tat, aslında suyun içinde çözülmüş olan minerallerin tadıdır. Saf su (H2O), tatsızdır. Bu yüzden, kaynak veya mineral suyunun saflığı diye bilinen şey, suyun içinde zararlı (toksik) maddeler, kir, toz veya mikrobik organizmalar olmadığını belirtir.
Su kaybının insan vücudu üzerine etkileri

  • %1: Susuzluk hissi, ısı düzeninin bozulması, performans azalması
  • %3: Vücut ısı düzenin iyice bozulması, aşırı susuzluk hissi,
  • %4: Fiziksel performansın %20-30 düşmesi
  • %5: Baş ağrısı, yorgunluk
  • %6: Halsizlik, titreme
  • %7: Fiziksel aktivite sürerse bayılma
  • %10: Bilinç kaybı
  • %11: Olası ölüm
  • %11: Vücut direçsizliği, ölüm, aksaklıklar oluşur
  • %12: %95 ölüm

Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
21 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Su Nedir? Suyun Kimyasal ve Fiziksel Özellikleri Nelerdir?

Sponsorlu Bağlantılar



water green 150x150
Su dünya üzerindeki en mucizevi maddedir. Kimyasal formülü H2O’dur; yani iki oksijen ve bir hidrojen atomundan meydana gelmiştir. Saf su renksiz, kokusuz ve tatsızdır. Dünya yüzeyinin %71′i sularla kaplı olup geri kalanını da karalar oluşturur.
Suyun Özellikleri
Su 0 °C ‘nin altında donar, 100 °C ‘nin üzerindeki sıcaklıkta ise buhar haline dönüşür, 0 ile 100 °C arasında ise sıvı haldedir.
Su, üçlü noktası olarak bilinen 273.16 kelvin(0,01 °C) sıcaklık değerine tekabül eden durumda sıvı, katı ve gaz halde dengede bulunabilir. Bu diğer maddelerin sıvı hallerinin sahip olmadığı önemli bir özelliktir.
Suyun katı hali yani buz hali sıvı halinden daha az yoğundur. Bu nedenle buz, suyun üzerinde yüzebilmektedir fakat dünyadaki başka hiçbir madde böyle bir özelliğe sahip değildir. Diğer bütün maddelerin katı hali, sıvısı içerisinde batmaktadır çünkü katı halin yoğunluğu daima daha fazladır. Bilim tarifine göre; bir maddenin katı hali sıvı halinden daha düzenli ve sık bir molekül yapısı gösterdiğinden her zaman yoğunluğu daha fazladır. Fakat su bir istisnadır. Su yaklaşık +4 °C ‘de en yoğun haldedir. Biraz daha soğuyup 0 °C ‘nin altına inildiğinde, yoğunluğu azalan katı parçacıklar yukarı hareket eder ve su yüzeyinden donmaya başlar. Göllerde canlı örneği görüldüğü üzere, su yüzeyden donmaya başlar ve aşağıya doğru yayılarak donmaya devam eder. Fakat dünyadaki diğer bütün sıvı maddeler dipten donmaya başlar ve en son yüzeyde tamamlanır. Eğer suyun bu istisnai özelliği olmasaydı, donan deniz ve göllerdeki bütün dip canlıları yok olurdu. Bilimle açıklanamayan bu olgu, yaratanın suya verdiği benzersiz bir özelliktir.
Su kötü bir elektrik iletkenidir. İçerisinde çözünmüş olan mineral tuzlar ve karbondioksit sayesinde iyonik bir yapı sergiler ve elektriği az da olsa iletirler.
Güneşten gelen kızılötesi ışınlar, suda kırıldıktan sonra elektromanyetik spektrum üzerinde kırmızı renklidir. Kırmızı renk kendi üzerinde absorbe edildiği için, büyük bir kısmı görünmez. Bu nedenledir ki denizler direkt güneş altında mavi, kapal havalarda ise hafif yeşile kaçan bir tonda görünür. Kırmızı, mavi ve yeşil ana renkleri düşündüğümüzde kırmızının absorbe edilmesi bu durumu açıklamaktadır. Deniz dibinin yosunlu olması halinde deniz çok daha yeşil renkte görünebilirmektedir. Sonuç olarak denizin gökyüzünün maviliğinden dolayı mavi görünmesi gibi birşey söz konusu değildir.
Su, molekülleri arasındaki çekim kuvveti yani kohezyon kuvveti yüksek bir maddedir. Bu nedenle bir bütün halinde dağılmadan kalabilir ve kohezyona bağlı olarak yüzey gerilimi de yüksek olduğundan durgun su halinde yüzeyi çok pürüzsüzdür.
Su, diğer maddelerin moleküllerine karşı çekim kuvveti yani adhezyon kuvveti yüksek olan bir maddedir.
Su, eriyebilme özelliğine sahip olan birçok madde için iyi bir çözücüdür.
Su, özısısı çok yüksek bir madde olduğundan ısıtılır veya soğutulurken diğer maddelere nazaran fazla enerjiye ihtiyaç duyar. Isınan suyun soğuması ve soğuyan suyun ısınması da aynı şekilde zordur.



Kaynak :
Quo vadis?
MirrorForce - avatarı
MirrorForce
Ziyaretçi
26 Şubat 2009       Mesaj #3
MirrorForce - avatarı
Ziyaretçi
arkadaşlar su hakkında acil kapsamlı bilgi lazım.Şimdiden saolun Msn Grin
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Şubat 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Su dünya üzerindeki en mucizevi maddedir. Kimyasal formülü H2O’dur; yani iki hidrojen ve bir oksijen atomundan meydana gelmiştir. Saf su renksiz, kokusuz ve tatsızdır. Dünya yüzeyinin %71′i sularla kaplı olup geri kalanını da karalar oluşturur.
Suyun Özellikleri
  • Su 0 °C ‘nin altında donar, 100 °C ‘nin üzerindeki sıcaklıkta ise buhar haline dönüşür, 0 ile 100 °C arasında ise sıvı haldedir.
  • Su, üçlü noktası olarak bilinen 273.16 kelvin(0,01 °C) sıcaklık değerine tekabül eden durumda sıvı, katı ve gaz halde dengede bulunabilir. Bu diğer maddelerin sıvı hallerinin sahip olmadığı önemli bir özelliktir.
  • Suyun katı hali yani buz hali sıvı halinden daha az yoğundur. Bu nedenle buz, suyun üzerinde yüzebilmektedir fakat dünyadaki başka hiçbir madde böyle bir özelliğe sahip değildir. Diğer bütün maddelerin katı hali, sıvısı içerisinde batmaktadır çünkü katı halin yoğunluğu daima daha fazladır. Bilim tarifine göre; bir maddenin katı hali sıvı halinden daha düzenli ve sık bir molekül yapısı gösterdiğinden her zaman yoğunluğu daha fazladır. Fakat su bir istisnadır. Su yaklaşık +4 °C ‘de en yoğun haldedir. Biraz daha soğuyup 0 °C ‘nin altına inildiğinde, yoğunluğu azalan katı parçacıklar yukarı hareket eder ve su yüzeyinden donmaya başlar. Göllerde canlı örneği görüldüğü üzere, su yüzeyden donmaya başlar ve aşağıya doğru yayılarak donmaya devam eder. Fakat dünyadaki diğer bütün sıvı maddeler dipten donmaya başlar ve en son yüzeyde tamamlanır. Eğer suyun bu istisnai özelliği olmasaydı, donan deniz ve göllerdeki bütün dip canlıları yok olurdu. Bilimle açıklanamayan bu olgu, yaratanın suya verdiği benzersiz bir özelliktir.
  • Su kötü bir elektrik iletkenidir. İçerisinde çözünmüş olan mineral tuzlar ve karbondioksit sayesinde iyonik bir yapı sergiler ve elektriği az da olsa iletirler.
  • Güneşten gelen kızılötesi ışınlar, suda kırıldıktan sonra elektromanyetik spektrum üzerinde kırmızı renklidir. Kırmızı renk kendi üzerinde absorbe edildiği için, büyük bir kısmı görünmez. Bu nedenledir ki denizler direkt güneş altında mavi, kapal havalarda ise hafif yeşile kaçan bir tonda görünür. Kırmızı, mavi ve yeşil ana renkleri düşündüğümüzde kırmızının absorbe edilmesi bu durumu açıklamaktadır. Deniz dibinin yosunlu olması halinde deniz çok daha yeşil renkte görünebilirmektedir. Sonuç olarak denizin gökyüzünün maviliğinden dolayı mavi görünmesi gibi birşey söz konusu değildir.
  • Su, molekülleri arasındaki çekim kuvveti yani kohezyon kuvveti yüksek bir maddedir. Bu nedenle bir bütün halinde dağılmadan kalabilir ve kohezyona bağlı olarak yüzey gerilimi de yüksek olduğundan durgun su halinde yüzeyi çok pürüzsüzdür.
  • Su, diğer maddelerin moleküllerine karşı çekim kuvveti yani adhezyon kuvveti yüksek olan bir maddedir.
  • Su, eriyebilme özelliğine sahip olan birçok madde için iyi bir çözücüdür.
  • Su, özısısı çok yüksek bir madde olduğundan ısıtılır veya soğutulurken diğer maddelere nazaran fazla enerjiye ihtiyaç duyar. Isınan suyun soğuması ve soğuyan suyun ısınması da aynı şekilde zordur.
mirrorforce - avatarı
mirrorforce
Ziyaretçi
26 Şubat 2009       Mesaj #5
mirrorforce - avatarı
Ziyaretçi
saolasın Msn Wink
broken* - avatarı
broken*
Ziyaretçi
26 Şubat 2009       Mesaj #6
broken* - avatarı
Ziyaretçi
Canlılardaki tüm kimyasal reaksiyonlar, suyun sıvı formundaki or­tamlarda gerçekleşir. Su çözücü özelliğiyle, hücrelerin turgor halinin de­vamı ve canlı temel madde olan protoplazmanın özelliğini korumak açı­sından önemlidir. Suyun gaz halindeki görülemeyen formu su buharın­dan ibarettir. Sıvı formu ise yağmur, çiğ, sis, bulut, kar, dolu vs.dir.

Su, ekosistemler için hayati olan fotosentezde, CO2 ile beraber ham materyali teşkil eder. Canlılarda bünyenin ortalama %70'i sudur. Bu oran bazı canlılarda %90'a kadar çıkabilir. Bitkilerde tohumların çimlen­mesi, su ve içinde çözünmüş mineral maddelerin alımı ve üst organlara iletimi, transpirasyon (terleme), fotosentez, büyüme ve solunum gibi bir­çok biyolojik olaylar suyla düzenlenir. Su, bazı bitkilerde tozlaşmada, döllenmede ve yayılmada önemli rol oynar.

Hayvanlarda da tüm biyolojik aktiviteler direk ya da dolaylı olarak su varlığında gerçekleşir. Bu aktivitelerin düzenli olarak yürüyebilmesi vü­cuttaki belli bir su dengesine bağlıdır. Hayvanlar genel olarak susuzluğa açlıktan daha az dayanabilirler. Bununla birlikte susuzluğa dayanma, hayat devrelerindeki farklı dönemlere göre değişebilir.

Yeryüzü suyunun yaklaşık %97'si deniz ve okyanuslarda, %2'si bu­zullarda, geri kalan kısmı ise göllerde, akarsularda ve toprakta bulun­maktadır. Yeryüzünün %71'i okyanus ve denizlerle kaplı olduğundan canlılar için en büyük çevreyi sulu ortamlar oluşturmaktadır.

Su, çok yüksek bir ısı tutma kapasitesine sahiptir. Büyük kitleli sular, sıcaklığında fazla değişkenlik yapmaksızın çok fazla ısıyı emerler veya kaybederler. Böylece kış mevsimlerinde bile göl gibi tatlı sularda, sıcak­lık 4 °C'nin altına pek inmez. Yüzey nadiren donar. Bu da orada yaşayan canlılar için çok önemlidir. Ayrıca suyun bu özelliği sayesinde, tüm can­lılar terleme ile buhar halinde kaybettikleri suyla ısıyı da bünyelerinden uzaklaştırırlar. Böylece vücut ısılarını dengelerler.

Suyun ışık emme özelliği, bitkisel organizmaların yayılışını ve sucul ekosistemlerdeki primer üretimi belirlemektedir. Güneşten gelen ışığın saf sudaki yoğunluğu, her metrede yaklaşık %50 azalarak derinlere doğ­ru nüfuz eder. Su yüzeyindekine oranla ışığın %1'e düştüğü derinlikler­de, bitkisel organizmalardaki fotosentezin solunumu ancak dengeleye­bildiği noktaya (kompensasyon noktası) ulaşılır. Bu derinliklerde ekosis­tem için primer üretim durmuştur. Bu derinlik, tatlı sulardaki madde yoğunluğu daha az olduğundan 200 metreye kadar ulaşırken, su yoğun­luğunun daha fazla olduğu denizlerde ve okyanuslarda 100 metreye ka­dardır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Kasım 2009       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
suyun rengi nedir? nerden bize gelir?su nedir
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
12 Kasım 2009       Mesaj #8
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
Yukardaki mesajlara 1 göz atın lütfen ayrıca bknz >> Su Nedir?
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
12 Kasım 2009       Mesaj #9
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Su

Vikipedi, özgür ansiklopedi




Başlığın diğer anlamları için Su (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.
"su eski Türkçe de asker manasında da kullanılır. Osmanlı da subaşı veya günümüzde subay kelimeleri buradan gelmektedir. Su uyur düşman uyumaz. atasözü de asker uyur düşman uyumaz manasındadır."


Su 135px Water molecule dimensionssvg 110px Water molecule
Tanıtım ve özellikler
Yoğunluk (Hallere göre) 1.000 g/cm³, sıvı0.917 g/cm³, katı
Donma noktası 0 °C (273.15 K) (32 ºF)
Kaynama noktası 100 °C (373.15 K) (212ºF)
Özgül ısı kapasitesi (sıvı) 4184 J/(kg·K)

300px The tube



Dalga




Su, bilinen tüm yaşam biçimleri için gerekli ve vazgeçilmez olan tatsız ve kokusuz bir maddedir. Su, canlıların yaşaması için hayati bir öneme sahiptir. Canlılık için gereken tüm fiziksel olaylar hep suyun özellikleri ile gerçekleşebilmektedir, bu nedenle biyologlar suya "yaşam sıvısı" adını vermişlerdir. Su, küçük miktarlarda çıplak gözle bakıldığında renksizdir. Dünya üzerinde farklı şekillerde bol miktarda bulunur. Birleşmiş Milletler Çevre Programı, Dünya'da 1,4 milyar km³ su olduğunu söylemektedir.

Yapısı

Suyun kimyasal formülü H2O'dur. Bunun anlamı bir su molekülünün iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluştuğudur. Oksijen atomunun 2 yanında 104,5° açı oluşturacak şekilde bağlanmış iki hidrojen atomu bulunur. İyonik olarak da, (H+) bir hidrojen iyonuna bağlanmış, (OH-) hidroksit iyonu; yani HOH şeklinde tanımlanabilir. Standart sıcaklık ve basınçta, suyun buhar fazı ve sıvı fazı arasında dinamik (değişken) bir denge vardır. Su moleküllerinin bir tarafı negatif, bir tarafı pozitif yüklüdür. Bu nedenle suyun pozitif yüklü hidrojenleri diğer moleküllerin negatif yüklü kısımları ile zayıf da olsa bir bağ oluşturur. Hidrojen bağı denilen bu özel etkileşim sayesinde su molekülleri birbirlerine ve çevrelerinde bulunan diğer maddelere tutunurlar.
Suyun özellikleri

Saf su, kokusuz, tatsız, renksizdir; fakat havadaki karbondioksit kalıntıları ile karbonik asit çözeltileri oluşturmaya başladığı andan itibaren tadı bozulur ve tehlikeli bir hal alır.Ve su insan hayatı için büyük önem taşır.



150px The Earth seen from Apollo 17


Dünya yüzeyinin %71'i suyla kaplıdır. Dünyadaki suların yaklaşık %97 si okyanuslarda bulunmaktadır. %2.4'ü buzul ya da kardır. %0.6 lık dilimi ise göller ve nehirlere aittir.

Oda sıcaklığında sıvıdır

Bir elementin moleküler ağırlığı onun herhangi bir sıcaklıkta sıvı, gaz ya da katı olmasını belirler. Molekül ne kadar büyükse çevresindeki moleküllerle bağlarını koparıp hal değiştirmesi o kadar zor olur. Su, içerdiği H bağları nedeniyle oda sıcaklığının 10 da biridir.
Işığı emer (absorbe eder)

Hidrojen bağı yaklaşık 3 mikron dalga boyundaki kızılötesi ışınları etkin şekilde absorbe eder. Öte yandan su molekülleri tarafından uzun dalga boylu (10-30 mikron) termal ışınlar da güçlü bir şekilde soğurulmaktadır. Bu durum atmosferde bulunan su buharı ya da bitkilerde bulunan su tarafından ışınım ısı enerjisinin absorbisyonunda büyük bir önem taşır.
Kızılötesi ışın, elektromanyetik spektrum üzerinde kırmızı renkli ışık halini alır, absorbe edildiği için kırmızı rengin küçük bir kısmı görünür.
Bu nedenle, göl ve deniz gibi büyük su kütleleri içindeki saf su, mavi olarak görünür. Bu mavi renk, temiz bir okyanus veya gölde bulutlu bir hava altında da kolaylıkla görünebilir, bu da mavi rengin, gökyüzünün yansıması olmadığını gösterir. Pratikte suyun rengi, içindeki katkı, kirlilik vb. etkenlere bağlı olarak büyük ölçüde değişebilir. Kireçtaşı, suyu turkuaz rengine çevirirken, demir ve benzeri maddeler kırmızı/kahverengi renge döndürmektedir, bakır ise mavi alev rengi oluşturur. Suyun içindeki yosunlar, suyu yeşil renkli olarak gösterir.
Su saydam olduğundan güneş ışınları su içinde hareket edebilmektedir. Bu sayede su içinde bitkilerin veya bitki benzeri ototrof canlıların yaşamlarını sürdürmeleri mümkün olmaktadır.



240px Water Dolphin


Suya damlayan bir su damlacığı ve bunun etkisiyle oluşan şekiller.

=

Su, eriyebilen birçok madde için çok iyi bir (solvent) Bu tip maddeler (hidrofilik maddeler olarak da bilinir) iyice karıştırılmak sureti ile su içinde erirler (örneğin; tuz). Su ile karışmayan maddeler ise (örneğin; yağ) hidrofobik maddeler olarak bilinirler. Bir maddenin su içindeki erime kabiliyeti, maddenin su molekülleri arasına çekilme kuvvetinin durumuna bağlıdır. Eğer maddenin su içinde erime (çözülme) kabiliyeti yoksa, moleküller su molekülleri arasından dışarı itilir ve çözülme olmaz. Su iyi bilinen bir çözücü olmasından dolayı özel bir maddedir. Aslında birçok madde su içinde, diğer sıvılar içinde çözündüğünden daha iyi çözünür. Bu suyun polar bir molekül olmasından kaynaklanır. Yüklü gruplar içeren hemen tüm maddeler bu nedenle su içinde çözünme eğilimindedir. Bu da hücre içi metabolik reaksiyonların devam edebilmesinin en önemli sebeplerinden birisidir.
Pek çok maddenin organizmaya alınabilmesi suda çözünebilmesine bağlıdır. Örneğin, solunum için gerekli olan O2’nin vücuda alınabilmesi için suda çözünmesi gerekir. Bu nedenle tüm solunum yüzeyleri nemlidir.



200px Havasu Falls 2 md


Resimde görülen Havasupai şelalesinde kireç suyun içinde yoğun bir şekilde çözündüğünden suyun rengi turkuaz olarak görülmektedir.

Yüksek kohezyon ve adhezyon kuvvetleri [değiştir]

Su kohezyon kuvvetine sahip bir maddedir, yani kendi molekülleri arasında çekim kuvveti sayesinde dağılmadan kalabilir. Moleküllerin dipol olması nedeniyle su, birçok maddeye yapışabilir, suyun ıslatma özelliği burdan gelmektedir.
Su aynı zamanda adhezyon (farklı iki maddenin molekülleri arasındaki çekim kuvveti) kuvveti yüksek bir maddedir. Hidrojen bağları nedeniyle su molekülleri birbirlerini de çekerler yani su molekülleri arasında kohezyon gücüde çok yüksektir. Suyun kohezyon ve adhezyon yetenekleri, suyun belirli kılcal yapılar içinde kopmadan yükselmesine ve taşınmasına yardımcı olur. Bu da bitkilerin karada yaşamlarını sürdürmeleri açısından önem arz eder. Örneğin; civanın dağılmamasıdır.
Yüzey gerilimi

Su, su molekülleri arasındaki güçlü kohezyon kuvveti nedeniyle oluşan yüksek yüzey gerilimine sahiptir. Bu görülebilir bir etkidir, örneğin, küçük miktardaki su çözünmez bir yüzey üzerine (örn:polietilen) konduğunda, su, diğer madde ile beraber düşene dek kalacaktır.
Kılcal hareket

Kılcal hareket, suyun çok dar (kılcal) bir boru/kanalda yerçekimi kuvvetine karşı hareketini ifade eder. Bu hareket oluşur, çünkü su boru/kanalın yüzeyine yapışır ve daha sonra boru/kanala yapışan su, kohezyon kuvveti sayesinde üzerinden daha fazla suyun geçmesini sağlar. İşlem, yerçekimi adhezyon kuvvetini yenecek kadar su boru/kanaldan yukarı geçinceye dek tekrarlanır. Bu olayı doğada da görmek mümkündür. Örneğin ağaçların kılcal damarlarında su en yüksek dallara kadar yerçekimine karşı hareket edebilmektedir.
Yüksek erime ısısına sahiptir

1 gram buzu eritmek için 0 °C'de 80 kalori gerekir. Ergime ısısının yüksek olması suyun donmasını geciktirir, böylece biyolojik sistemler düşük sıcaklıklara dayanıklı olabilen özelliklerini kazanırlar.
Isınma (özgül) ısısı yüksektir

1 gr suyun sıcaklığını 1 °C arttırmak için yaklaşık 1 kalori gereklidir. Bu özgül suda, ısı amonyak dışındaki tüm maddelerinkinden yüksektir. Böylece su sıcaklıklarda fazla artış olmadan daha fazla enerji depolamayı gerektirmektedir ve böylece canlı sistemde sıcaklık ve metabolik olaylar daha kararlı olabilmektedir.
Gizli buharlaşma ısısı yüksektir

100 °C'de 1 g suyu 1 g su buharı haline dönüştürmek için 539 kaloriye ihtiyaç vardır. Gizli buharlaşma ısısının yüksekliği canlı sisteminin izotermal olmasında en önemli katkıya sahiptir. Suyun gizli buharlaşma ısısı H bağlarından dolayı yüksektir.
Donma noktası farklıdır

Suyun basit fakat çevre açısından son derece önemli bir özelliği de suyun sıvı hali üzerinde batmadan yüzebilen, suyun katı hali olan buzdur. Bu katı faz, (sadece düşük sıcaklıklarda oluşabilen) hidrojen bağları arasındaki geometriden dolayı, sıvı haldeki su kadar yoğun değildir. Hemen hemen tüm diğer maddeler için, katı form sıvı formdan daha yoğundur. Standart atmosferik basınçtaki taze su, en yoğun halini 3.98 °C'de alır ve aşağı hareket eder, daha fazla soğuması halinde yoğunluğu azalır ve yukarı doğru yükselir. Bu dönüşüm, derindeki suyun, derinde olmayan sudan daha sıcak kalmasına sebep olur, bu yüzden suyun büyük miktardaki alt bölümü 4 °C civarında sabit kalırken, buz öncelikle yüzeyde oluşmaya başlar ve daha sonra aşağı yayılır. Bu etkiden dolayı, göllerin yüzeyi buz ile kaplanır. Hemen hemen tüm diğer kimyasal maddelerin katı halleri, sıvı haline göre yoğun olduğundan dipten yukarı donmaya başlarlar.
Suyun hacmi, bilinen tüm sıvıların aksine, belirli bir sıcaklığa (+4 °C'ye) düşene kadar azalır, daha sonra tekrar artmaya başlar. Donduğunda ise hacmi sıvı hale göre daha fazladır. Bu nedenle suyun katı hali, sıvı halinden daha hafiftir. Bu yüzden buz, suyun dibine batmayıp su üstünde yüzer. Suyun bu özelliği yaşamın kış aylarında ya da her zaman soğuk olan bölgelerde sudaki yaşamın devam etmesine olanak tanır. Deniz, nehir ve göllerin üst kısmı donar, buz üst kısımda kaldığı için su içindeki canlılar yaşamlarını sürdürmeye devam edebilirler.



350px Akarsu


Denizli'de Karcı Dağı'ndan Akan bir Akarsu

Üçlü noktası

Suyun üçlü noktası (saf haldeki sıvı su, buz ve su buharının dengede bulunduğu sıcaklık ve basınç kombinasyonu), kelvin sıcaklık ölçü biriminin tanımlanması için kullanılır. Sonuç olarak, suyun üçlü nokta sıcaklığı, 273.16 Kelvin (0.01 °C) ve basıncı 611.73 Pascal'dır (0.0060373 ATM).
Elektriksel iletkenlik

Genellikle yanlış bir kanı olarak, suyun çok güçlü bir elektrik iletken olduğu düşünülür ve elektrik akımının öldürücü etkilerini iletme riski bu popüler inanış ile açıklanır. Su içindeki tüm elektriksel özelliği sağlayan etkenler, suyun içinde çözülmüş olan karbondioksit ve mineral tuzların iyonlarıdır. Su, iki su molekülünün bir hidroksit anyonu ve bir hidronyum katyonu halini alması ile kendini iyonize eder, fakat bu elektrik akımının yaptığı iş veya zararlı etkilerini taşımak için yeterli değildir. ("Saf" su içinde, hassas ölçüm cihazları, 0.055 µS gibi çok zayıf bir elektriksel iletkenlik değeri saptayabilirler.) Saf su, oksijen ve hidrojen gazları içinde de çözülmüş iyonlar olmadan elektroliz olabilir; bu çok yavaş bir süreçtir ve bu şekilde çok küçük bir akım iletilir. (Elektroliz, elektrik akımı yardımıyla, bir sıvı içinde çözünmüş kimyasal bileşiklerin ayrıştırılması işlemine denir.)


Suyun halleri

Su yerkürede değişik hallerde bulunur: su buharı, (bulutlar), su (denizler, göller), buz (kar, dolu, buzullar) gibi. Su sürekli olarak su döngüsü olarak bilinen döngü içinde değişik fiziksel hallere dönüşür.



240px SnowflakesWilsonBentley



Snowflakes (Kartaneleri) ,Wilson Bentley, 1902.





240px WhereRainbowRises



Gökkuşağı, yağmur damlacıklarının doğal optik prizma özelliği ile ışığın yansımasından oluşur.




Yağışın insanlık ve tarım için öneminden dolayı, değişik biçimlerine farklı isimler verilmiştir: çoğu ülkede genel ismi yağmur'dur, dolu, kar, sis ve çiy diğer örneklerdir. Uygun şartlar oluştuğunda, havadaki su damlacıkları güneş ışığını kırarak, gökkuşağı oluştururlar.
Temel olarak, su akışı, nehirler ve tarım için su ihtiyacı gibi, insanlık tarihinde büyük roller oynamıştır. Nehirler ve denizler, ticaret ve ulaşım için elverişli yollar sunmuştur. Su akışı, erozyon etkisi ile çevrenin şekillenmesinde büyük roller oynayarak, vadiler ve deltalar oluşmasını sağlamış ve insanların yerleşimine uygun arazi ve alanlar meydana getirmiştir.
Su aynı zamanda zemine nüfuz ederek, yer altına doğru iner. Bu yeraltı suları daha sonra tekrar yüzeye çıkarak doğal kaynaklar, sıcak su kaynakları ve gayzerler oluşturur. Yeraltı suları, aynı zamanda ambalajlanarak maden suyu olarak satılmaktadır.
Su, kendi içinde farklı maddelerin koku ve tadlarını barındırabilir. Bu nedenle, insan ve hayvanların, suyun içilebilirliğini anlamak için duyuları gelişmiştir. Hayvanlar genel olarak, tuzlu deniz suyunun ve bataklık suyunun tadından hoşlanmaz, dağlardan veya yeraltından gelen saf kaynak sularını ararlar. Kaynak suyu veya mineral su diye bilinen tat, aslında suyun içinde çözülmüş olan minerallerin tadıdır. Saf su (H2O), tatsızdır. Bu yüzden, kaynak veya mineral suyunun saflığı diye bilinen şey, suyun içinde zararlı (toksik) maddeler, kir, toz veya mikrobik organizmalar olmadığını belirtir.
Su kaybının insan vücudu üzerine etkileri

  • %1: Susuzluk hissi, ısı düzeninin bozulması, performans azalması
  • %3: Vücut ısı düzenin iyice bozulması, aşırı susuzluk hissi,
  • %4: Fiziksel performansın %20-30 düşmesi
  • %5: Baş ağrısı, yorgunluk
  • %6: Halsizlik, titreme
  • %7: Fiziksel aktivite sürerse bayılma
  • %10: Bilinç kaybı
  • %11: Olası ölüm
  • %11: Vücut direçsizliği, ölüm, aksaklıklar oluşur
  • %12: %95 ölüm
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Mart 2010       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
su nedir nerelerden gelir