Arama

Bilgisayar hangi aşamalardan geçmiştir? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 27 Ocak 2014 Gösterim: 33.809 Cevap: 16
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Mart 2011       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İngilizcede bilgisayar (computer) kelimesi “hesaplamak” (compute) kelimesinden türetilmiştir.
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Şubat 2013       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İlk Hesap Makinesi

Sponsorlu Bağlantılar
İngilizcede bilgisayar (computer) kelimesi, “hesaplamak” (compute) kelimesinden türetilmiştir.Bu yüzden kaynaklar, bilgisayar tarihini insanların sayı sayma ve sayılarla işlem yapma ihtiyacına kadar dayandırmaktadır. Bu anlamda, sayıları işleyen ilk aygıt olarak kabul edilen ve milattan önce 1000’li yıllarda Doğu uygarlıklarında kullanılmış olan abaküs bilgisayarın atası sayılır. İnsanlar abaküsü aritmetik işlemler yapmak için kullanmışlardır. Aygıt, üzerinde boncuklar dizili tellerin bulunduğu tahta bir çerçeveden oluşmaktadır. Abaküs, milattan sonra 1500’lü yıllara kadar kullanılmıştır. Hatta günümüzde bazı kültürlerde hala güçlü bir hesap makinesi olarak sayılmaktadır. 1600’lü yılların başlarında John Napier adlı İskoç matematikçi Napier Kemikleri adı verilen üzerinde sayıların yazılı olduğu zarları bulmuştur. Bu zarlar belli bir sırada dizildiğinde yan sütundaki sayılar bir çarpma işleminin sonucunu veriyordu.

Mekanik Hesap Makineleri

Modern tarihte hesaplama amaçlı ilk aygıt, Blaise Pascal tarafından 1642 yılında bulunan Pascalinedir. Pascal bu aygıtı, vergi tahsildarı olan babasına yardımcı olması için yapmıştır. Mekanik olan aygıt, kadranlarla girilen sayıları toplayıp çıkarıyordu. Gottfried Wilhelm von Leibniz 1671 yılında toplama ve dört işlemi yapabilen mekanik bir aygıt bulmuştur. Ancak bu aygıtlar, çok yaygın olarak kullanılmamıştır. Bunlardan yaklaşık bir asır kadar sonra Charles Xavier Thomas’ın bulduğu dört işlemi ve karekök alma işlemini yapabilen Aritmometre, 1970’lere kadar kullanılmış olan mekanik hesap makinelerinin atası olmuştur. Daha sonra üretilen bu hesap makineleri, ara sonuçları toplayan, eski sonuçları saklayıp gerektiğinde kullanmamızı sağlayan ve sonuçları yazan özelliklere sahipti.

Özel Amaçlı Kullanılan, Programlanabilir, Mekanik İlk Bilgisayar

1801 yılında Joseph Marie Jacquard, delgi kartlarına girilmiş desenleri ören bir dokuma tezgahı icat etmiştir. Tezgahta, delgi kartlarına girilmiş olan program, belli bir deseni basmak için değişik iplikleri doğru sırada indirip kaldıran çubukları kontrol ediyordu. Bu anlamda makine, ilk özel amaçlı programlanabilir mekanik bilgisayar sayılmaktadır. Bu makinenin kullandığı yöntem, günümüzde tekstil sektöründe hala kullanılmakta ve bu işi yapan aygıt Jacquard Makinesi olarak anılmaktadır.

Genel Amaçlı Kullanılan, Programlanabilir, Mekanik İlk Bilgisayar

Bir matematik profesörü olan Charles Babbage 1812 yılında matematik tablolarının hazırlanması için yapılan hesaplamaların sürekli tekrarlanan belli adımlarda yapıldığını farketti ve 1823 yılında İngiliz hükümetinden yardım alarak Fark Makinesi (Differential Machine) adı verilen bir makine yapmaya başladı. Fark makinesi, o zamanların teknolojisi olan buhar gücüyle çalışan, tamamen otomatik, sonuç tablolarını basan ve sabit komut programıyla çalışan bir makineydi. Ancak 1933 yılında Babbage bu makineden daha iyi bir makine yapabileceğini düşünerek, yeni bir fikir üzerinde çalışmaya başladı. Analitik Makine olarak adlandırılan mekanik aygıt,bir kişinin kontrolünde buhar gücüyle çalışan, tamamen program kontrollü tarihteki ilk bilgisayar olarak anılır. Babbage ile birlikte çalışan ünlü şair Lord Byron’ın kızı, Lovelace kontesi Ada Augusta Byron, bu makinenin programlanması ve program tasarımı konusundaki ilk temel fikirleri vermiş; dallanma ve döngü düşüncesini geliştirmişir. İlk bilgisayar 50 basamaklı 1000 sayı üzerinde dört işlemi önceden programlanan bir sırada yapabiliyordu. Program ve veri, bilgisayara, Jacquard makinesinde de kullanılan delgi kartları yoluyla giriliyordu. Sözkonusu bilgisayar hiç bir zaman tamamlanamadı, ama daha sonraki tasarımlara ilham kaynağı oldu.

Otomatik Makinelerde Elektriğin İlk Kullanımı

19. yüzyılın sonlarına doğru Edison tarafından bulunan elektrik, otomatik makineler için yeni bir enerji kaynağı anlamına geliyordu. Bilginin otomatik olarak işlendiği ilk büyük proje, 1890 yılı ABD sayımlarında elektriğin ilk olarak otomatik makinelerde kullanılmaya başlanmasıdır. Bir önceki 1880 sayımları 7 yılda sonuçlandırılmıştı. Herman Hollerith ve James Powers’ın bulduğu elektrik kullanan makine, delgi kartlarının otomatik olarak okunması ve değerlendirilmesini sağlayarak sayımların 2,5 yıl gibi kısa sürede bitirilmesini sağlamıştır. Makine, 80 basamaklı sayıların (veya 80 harfin) bulunduğu kartları dakikada 80 kart hızında işliyordu. Bu makinenin kazandığı başarı üzerine Hollerith’in kurduğu şirket büyük bir ticari başarı sağlamış; daha sonra başka şirketlerle birleşip ad değiştirerek IBM (International Business Machine) adını almıştır. Bu tarihten itibaren yaklaşık 50 yıl boyunca ticari hesaplamalarda, delgi kartı kullanan makineler kullanılmıştır. Bu makinelerin hızı dakikada 250 kart işlemeye kadar çıkmıştır.

Elektromekanik İlk Bilgisayar

1937 yılında Howard Aiken ve arkadaşları tarafından Harvard Üniversitesinde Mark I adlı ilk yarı elektronik, yarı mekanik bilgisayar tasarlandı. Mark I, IBM şirketinin yardımlarıyla 1944 yılında tamamlandı. Bu bilgisayar, elektrik akımıyla çalışan binlerce mekanik röle kullanıyordu ve 72 tane 23 basamaklı sayı saklayabiliyordu. Mark I, bir çarpma işlemini ortalama 4 saniyede yapabiliyordu.

Özel Amaçlı Kullanılan Elektronik İlk Bilgisayar

Tamamen elektronik ilk bilgisayar 1939 yılında Iowa Eyalet Üniversitesi fizik profesörü John Atanasoff ve doktora öğrencisi Clifford Berry tarafından yapılmıştır. Bilgisayar, vakum lambaları kullanarak denklem sistemleri çözmek için kullanılıyordu. Bu yüzden özel amaçlı olarak kullanılabilen bilgisayar, ABC (Atanasoff Berry Computer) olarak adlandırıldı.

Genel Amaçlı Kullanılan Elektronik İlk Bilgisayar

İlk elektronik bilgisayar Pennsylvania Üniversitesi profesörlerinden John Mauchly ve doktora öğrencisi Presper Eckert tarafından 1946 yılında yapıldı. ABD Savunma Bakanlığı’nın, silahların yörünge tablolarını daha hızlı elde etmek için desteklediği proje, 2. Dünya Savaşı’nın hemen bitiminde sonuçlandığı için savaşta kullanılamadı. ENIAC (Electrical Numerical Integrator And Calculator) adı verilen bilgisayarın yapımında 18,000 vakum lambası kullanılmıştır. Bilgisayar 10 basamaklı sayılar kullanarak saniyede 5 çarpma işlemi yapabiliyordu. ENIAC’ın boyutları oldukça büyüktü. Toplam 30 ton ağırlığındaydı ve 1500 metrekarelik bir alan kaplıyordu. Ancak ENIAC çok güvenilir değildi. Çalışmaya başladıktan sonra 18,000 lambadan birisi patlarsa, patlayan lamba değiştirilip bilgisayar baştan başlatılıyordu. Yani, saatlerce çalışıp sona çok yaklaşıldığı anlarda bir lamba yanarsa bütün işlem tekrar baştan başlıyordu. Ayrıca ENIAC’ın kullanılması da oldukça karmaşıktı. Programlar tellerin bağlanması yoluyla yapıldığı için yeni bir program girmek veya eskisini değiştirmek saatler alabiliyordu.

İlk Saklanan Program Düşüncesi

ENIAC’ın programlanmasının zor olması tasarımcılarını düşündürüyordu. 1945 yılında Eckert ile bir toplantıda karşılaşan Princeton Üniversitesi matematik profesörü John von Neuman, programlar ve verinin bilgisayarın iç belleğinde saklanabileceği düşüncesini ortaya attı. Böylelikle hazırlanan programların daha kolay değiştirilebilmesi mümkün olmuştur. Bu düşünce modern bilgisayarların mimarisini belirledi. Günümüz bilgisayarları hala aynı mimaride üretilmektedir.

Birinci Nesil Bilgisayarlar (1945-1955)

İlk nesil bilgisayarlar ENIAC gibi vakum lambalarını kullanıyorlardı. Bu yüzden makinenin yanında lamba yanması olasılığına karşı ellerinde birkaç vakum lambası bulunan teknisyenler beklerlerdi. Ayrıca veri ve komutlar delgi kartlarından okunuyordu. Sadece makine dili ile programlanabiliyordu. Bu yüzden programlanmaları çok zordu. Saniyede 10,000 komut işleyen ve belleği 2,000 bayt olan bilgisayarlar, daha çok bilimsel ve mühendislik amaçlı kullanıldı.Bilgisayarlar boyut olarak büyüktüler, yavaştılar ve oldukça pahalıydılar. Bu yüzden seri üretim hiç bir zaman olmadı.Örneğin, 1953 yılında IBM tarafından çıkarılan ilk ticari bilgisayar IBM 701 sadece 19 tane üretildi.

İkinci Nesil Bilgisayarlar (1956-1965)

1948 yılında transistörün bulunması bilgisayarlar için çok büyük bir aşama olmuştur. İlk nesil bilgisayarlarda kullanılan vakum lambaları, bozulma olasığı yüksek, fazla enerji harcayan ve çabuk ısınan parçalardı. İkinci nesil bilgisayarlarda kullanılan transistörler, vakum lambalarına göre daha güvenilir, daha az enerji harcayan ve daha az ısınan parçalardı. Saniyede 300,000 komut işleyen ve belleği 32,000 bayt olan bilgisayarlar, çok pahalı olduklarından araştırma amacıyla üniversiteler ve ticari amaçla çok büyük şirketler tarafından kullanıldı. FORTRAN ve COBOL gibi yüksek seviyeli diller bulundu ve bilgisayar programlama kolaylaştı.

Üçüncü Nesil Bilgisayarlar (1966-1975)

Zamanla transistörlerin boyutları küçültüldü. Binlercesi bir devrenin üzerine yerleştirilmeye başlandı. Küçük silikon yongaların üzerine basılmış binlerce transistörden oluşan bu devrelere, bütünleşik devreler adı verildi. Bu yüzden bilgisayarların boyutları küçüldü, hızlandı, ve fiyatları ucuzladı. Saniyede 5 milyon komut işleyen ve belleği 2 milyon bayt olan bilgisayarlar iş dünyasında daha yaygın kullanılmaya başladı. Bu dönemde manyetik diskler kullanılmaya başlandı. Bilgisayarlar çokluprogramlama (birden çok programın beraber çalışması)ve zamanpaylaşımı (birden çok kişinin aynı bilgisayarı aynı anda kullanması) işlevlerini desteklemeye başladılar.

Dördüncü Nesil Bilgisayarlar (1976-)

Yongaların üzerinde milyonlarca transistörün bulunduğu bütünleşik devreler kullanıldı. Bilgisayarın boyutu küçüldü, fiyatı ucuzladı. Kişisel bilgisayar üretildi; evlerde ve bürolarda masa üstünde kullanılmaya başlandı. Bilgisayarların boyutları dizüstü, defter, avuçiçi, cep boyutlarına kadar küçüldü. Hatta giyilebilen türleri yapıldı. Günümüzde kullanılan her elektronik aygıta yerleştirilmeye başlandı. Akıllı yazılımlar üretilmeye başlandı. Internet adı verilen ağ ile bilgisayarların birbirleriyle haberleşmesi kolaylaştı.

Gelecek?

Yapay zeka alanındaki gelişmelerle ses ve hatta belki düşünce ile komut verilebilecek bilgisayarlar yapılacak. Kullanımı kolay hale gelecek. Metrekareye onlarca ve hatta yüzlerce bilgisayar düşecek hale gelecek. Uzmanların işlerini bilgisayarlar yapabilecek hale gelecek. Hayat daha kolay hale gelecek. İş dünyasında verimlilik artacak. Daha az işle daha fazla üretim yapılabilecek. Bütün bilgisayarların birbiriyle iletişim olanakları artacak ve bazı problemlerin çözümü kolaylaşacak. Veri alışverişi yaygın hale

gelecek.İnsanlar evlerinde çalışmaya başlayacak.Elektronik devletin yaygınlaşmasıyla bürokrasi yükü azalacak. Oy verme işlemi evden yapılabilecek.
OKUDUĞNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER BYE BYE
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 0 üye beğendi.
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
19 Şubat 2013       Mesaj #13
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Geçmişten Günümüze Bilgisayarın Gelişimi


Bilgisayar belirli komutlara göre veri işleyen ve depolayan bir makinedir.
Bilgisayarlar çok farklı biçimlerde karşımıza çıkabilirler. 20. yüzyılın ortalarındaki ilk bilgisayarlar büyük bir oda büyüklüğünde olup, günümüz bilgisayarlarından yüzlerce kat daha fazla güç tüketiyorlardı. 21. yüzyılın başına varıldığında ise bilgisayarlar bir kol saatine sığacak ve küçük bir pil ile çalışacak duruma geldiler. Toplumumuz kişisel bilgisayarı ve onun taşınabilir eşdeğeri, dizüstü bilgisayarını, bilgi çağının simgeleri olarak tanıdılar ve bilgisayar kavramıyla özdeşleştirdiler. Günümüzde çok yaygın kullanılmaktadırlar.
İstenilen yazılımı kayıt edip istenilen zamanda çalıştırabilmeleri bilgisayarları çok yönlü kılıp hesap makinelerinden ayıran ana özellikleridir. Church-Turing tezi bu çok yönlülüğün matematiksel ifadesidir ve herhangi bir bilgisayarın bir diğer bilgisayarın görevlerini yerine getirebileceğinin altını çizer. Dolayısıyla, karmaşıklıkları ne düzeyde olursa olsun, cep bilgisayarından süper bilgisayarlara kadar, bellek ve zaman kısıtı olmadığı takdirde hepsi aynı görevleri yerine getirebilirler.
150px Jacquardloomfullview


Jacquard'ın doku tezgâhı ilk kurulabilir aygıtlardandır.

İlk bilgisayar 1950 yılında yapılmıştır.
Geçmişte 'bilgisayar' olarak bilinen birçok aygıt günümüz ölçütlerine göre bu tanımı hak etmemektedirler. Başlangıçta bilgisayar sözcüğü hesaplama sürecini kolaylaştıran nesnelere verilen bir ad konumundaydı. Bu ilk dönemin bilgisayar örnekleri arasında sayı boncuğu iim(abaküs) ve AntiKitira Makinesi (M. Ö. 150-100) sayılabilir. Yüzyıllar sonra, Orta Çağ sonundaki yeni bilimsel keşifler ışığında, Avrupalı mühendisler tarafından geliştirilen bir dizi makinesel hesaplama aygıtlarının ilki ise, Wilhelm Schickard'a (1623) âittir.
Ancak, yazılımlanabilir (veya kurulabilir) olmamaları nedeniyle bu aygıtların hiçbiri günümüz bilgisayar tanımına uymamaktadır. 1801 yılında Joseph Marie Jacquard'ın dokuma tezgâhındaki işlemi otomatikleştirmek adına ürettiği delikli kartlar ise bilgisayarların gelişme sürecindeki, kısıtlı da olsa, ilk yazılımlanabilme (kurulabilme) izlerinden sayılır. Kullanıcının sağladığı bu kartlar sayesinde, dokuma tezgâhı kart üzerindeki delikler ile tarif edilen çizime işleyişini uyarlayabiliyordu.
250px FortranCardPROJ039agr


Вir delikli kart

1837 yılında Charles Babbage, adını Analytical Engine (Çözümlemeli veya analitik makine) koyduğu, ilk tam yazılımlanabilir makinesel bilgisayarı kavramsallaştırıp tasarladı. Ancak parasal nedenler ve üzerindeki çalışmalarının sonlanamaması nedeniyle bu makineyi geliştirmedi.
Delikli kartların ilk büyük ölçekli kullanımı ise Herman Hollerith tarafından, 1890 yılında muhasebe işlemlerinde kullanılmak üzere tasarlanan hesap makinesidir. Hollerith'in o dönemde bağlı olduğu işletme ise sonraki yıllarda küresel bilgisayar devine dönüşecek IBM'dir. 19. yüzyılın sonlarına varıldığında, gelecek yıllarda bilişim donanım ve kuramlarının gelişimine büyük katkıda bulunacak uygulayımlar (teknolojiler) ortaya çıkmaya başlamıştılar: delikli kartlar, Boole cebiri, boşluk tüpleri ve teletip aygıtları.
20. yüzyılın ilk yarısında ise, birçok bilimsel gereksinim, gittikçe karmaşıklaşan örneksel (analog) bilgisayarlar ile giderildiler. Ancak günümüz bilgisayarlarının yanılmazlık düzeyinden hâlâ uzaktılar.
1930'lar ve 1940'lar boyunca bilgisayar uygulayımı gelişmeye devam etti, ve sayısal elektronik bilgisayarın ortaya çıkışı ancak elektronik devrelerinin buluşundan (1937) sonra gerçekleşebildi. Bu dönemin önemli çalışmaları arasında aşağıdakiler sayılabilir:
200px EDSAC 281029


ENİAC, von Neumann mimarisini uygulayan ilk bilgisayarlardandır.

  • Konrad Zuse'nin "Z makineleri". Z3 (1941) ikili sayı tabanına dayalı işleyip, gerçel sayılar ile işlem yapabilen ilk makinedir. 1998 yılında Z3'ün Turing uyumlu olduğu kanıtlanmış ve böylece ilk bilgisayar unvanını edinmiştir.
  • Atanasoff-Berry Bilgisayarı (1941) boşluk tüplerine dayalı olup, ikili sayı tabanının yanı sıra, sığaç tabanlı bellek donanımına sâhipti.
  • İngiliz yapımı Colossus bilgisayarı (1944), kısıtlı yazılımlanabilirliğine (kurulabilirliğine) karşın, binlerce tüp kullanımının yeterince güvenilir bir sonuç verebileceğini göstermiştir. II. Dünya Savaşı'nda Alman silahlı kuvvetlerinin gizli iletişimlerini çözümlemek için kullanılmıştır.
  • Harvard Mark I (1944), kısıtlı kurulabilirliğe sâhip bir bilgisayar.
  • ABD Ordusu tarafından geliştirilen ENIAC (1946), onluk sayı tabanına dayalı olup ilk genel kullanım amaçlı eletronik bilgisayar unvanına sâhiptir.
ENIAC'ın olumsuz yanlarını saptayan geliştiricileri, daha esnek ve zarif bir çözüm üzerinde çalışıp, artık saklı yazılım mimarisi veya daha çok von Neumann mimarisi olarak tanınan tasarımı önerdiler. Bu tasarımdan ilk olarak John von Neumann (1945) yılında gerçekleştirdiği bir yayında söz etmesinden sonra, bu mimariye dayalı olarak geliştirilen bilgisayarlardan ilki İngiltere'de tamamlandı (SSEM). Aynı mimariye bir yıl sonra kavuşan ENIAC'a ise EDVAC adı verildi.
Günümüz bilgisayarlarının neredeyse tamamının bu mimariye uyumlu duruma gelmesi ile bilgisayar sözcüğünün tanımı olarak da kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu tanıma göre geçmişteki aygıtlar bilgisayar olarak sayılmasalar da, tarihsel bağlamda yine de o biçimde anılmaktadırlar. Her ne kadar 1940'lardan bu yana bilgisayar uygulayımı köklü değişiklikler geçirmiş olsa da, çoğunluğu von Neumann mimarisine sadık kalmıştır.
200px 80486dx2 large


Mikroişlemci von Neumann mimarisinin temel öğelerindendir.

Boşluk tüpüne dayalı bilgisayarlar 1950'ler boyunca kullanımda kaldıktan sonra, 1960'larda daha hızlı ve ucuz olan geçirgeç (transistör) tabanlı bilgisayarlar yaygınlık kazandı. Bu etkenlerin sonucunda bilgisayarların daha önce görülmemiş bir düzeyde toplu üretimine geçirildi. 1970'lere varıldığında tümleşik devre uygulayımı ve Intel 4004 gibi mikroişlemcilerin geliştirilmesi sayesinde bir kez daha büyük bir başarım ve güvenilirlik artışının yanı sıra, maliyet düşüşü de yaşandı. 1980'lerde artık bilgisayarlar, çamaşır makinesi gibi günlük hayat kullanımındaki birçok makinesel aygıtın denetleyici donanımlarındaki yerlerini almaya başlamışlardı. Yine aynı dönemde, kişisel bilgisayarlar yaygınlık kazanıyorlardı. Son olarak 1990'lardaki Internet'in gelişimi ile de bilgisayarlar televizyon ve telefon gibi alışılmış birer aygıt hâline gelmişlerdir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Kasım 2013       Mesaj #14
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
AGAH adlı kullanıcıdan alıntı

bilgisayar hangi aşamalardan geçmiştir

bu gönderi nereden alıntıdır acaba acil cevap verirseniz sevinirim şimdiden teşekkür ederim.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2013       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ben de soruyorum ama cevap yok yaaaaaaaaaaaaa

]
alperen peynir - avatarı
alperen peynir
Ziyaretçi
27 Ocak 2014       Mesaj #16
alperen peynir - avatarı
Ziyaretçi
bilgisayar yapılırken hangi aşama lardan geçmiş olup ve yapımında kimler çalışmıştır
alperen peynir - avatarı
alperen peynir
Ziyaretçi
27 Ocak 2014       Mesaj #17
alperen peynir - avatarı
Ziyaretçi
bilgisayar yapımında kimler uğraşmış ve hangi aşamalardan geçmiştir

Benzer Konular

29 Temmuz 2017 / Misafir Cevaplanmış
31 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış
21 Aralık 2011 / Misafir Soru-Cevap