Arama

''Üç silahşörler''in özetini nasıl bulabilirim? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 14 Ekim 2014 Gösterim: 26.438 Cevap: 27
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Şubat 2011       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
güzell ama sayfasını da yazsınlar
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Şubat 2011       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bu bana yetmez kii!
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Şubat 2011       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yoksul Bir Ailenin Dört Kızından Biri Olan Ünlü Abd´Li Yazar Loisa May Alcott Babasının Aşıladığı Okuma Sevgisiyle Çok Genç Yaşta Yazar Oldu Çocukluğu Ünlü Kişiler Arasında Geçti Bir Boston Gazetesinde Gerilim Öyküleri Yayımladı Hiçbir Zaman Yazarlıkla Geçinememiş Olan Alcott Ailesine Yardımcı Olabilmek İçin Neredeyse Tüm Yaşamı Boyunca Çeşitli İşlerde Çalışmak Zorunda Kaldı Gündüzleri Dikiş Dikti, Geceleri Öyküler Yazdı Amerikan İç Savaşı Sırasında Gönüllü Hemşirelik Yaparken Tifoya Yakalanan Ve Bundan Sonro Tam Anlamıyla İyileşemeyen Alcott İlk Kitabı Hastane Öyküleri´Ni De Bu Savaş Döneminde Yazdı
Alcott´Un Gençlik Deneyimlerinin Bir Ürünü Olan Küçük Erkekler, İnsanların Sevginin Gücüyle Neleri Başarabileceklerini, Nerelere Kadar Gidebileceklerini Gösteren Ve Yıllardır Elden Düşmeyen Bir Baş Yapıttır İnsan Her Ortamda, Her Koşulda Sevebilir, Sevmeyi Başarabilir, Sevginin Gücünü Çevresine Yayabilir Mutluluk Bu Değilse Ne Olabilir?

al sana küçük erkeklerin özeti
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Şubat 2011       Mesaj #14
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
çarşambaya kitap özeti verilecek birazcık kısa olsun yAAAA
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
15 Şubat 2011       Mesaj #15
ener - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

çarşambaya kitap özeti verilecek birazcık kısa olsun yAAAA

Krallık Muhafız Birliği silahşörlerinden Athos, Porthos ve Aramis'e genç ve ateşli, romantik ve gözükara d'Artagnan'ın da katılmasıyla, Kardinal'in adamları için zor günler başlıyor. Kahramanlarımız Kral ve Kraliçe uğruna kılıçlarını konuşturuyor ve hiç çekinmeden hayatlarını ortaya koyuyorlar. Çünkü onlar, şövalyeliğin üç büyük mücevherine sahipler: Cesaret, sadakat, onur! Saf kötülüğün temsilcisi Milady bile çevirdiği korkunç entrikalara rağmen onları soylu hedeflerinden alıkoyamıyor.
Fransa zayıflamış, Kralın otoritesi sarsılmaya yüz tutmuş, gitgide güçlenmekte olan senyörler ortalığı karıştırmaya başlamış, düşmanlar sınıra dayanmıştı. Gerçekten zordu durum. Richelieu'dan sonra Kardinal olan Mazarin, halkı ağır vergilerle eziyor, elinde ruhundan başka birşey kalmayan, ruhunu haraç-mezat satamayacağı için zafer öyküleriyle uyutulup, sabırlı olmaya davet edilen, zafer taçlarının karın doyuracak et ve ekmek olmadığını bilen halk da uzun süredir homurdanıyordu.Bütün zamanların en becerikli silahşörleri Athos, Porthos, Aramis ve d'Artgnan yirmi yıl sonra tekrar bir araya geldiklerinde Fransa'nın durumu böyleydi. Artık o kadar genç değildiler ama şövalyeliğin bütün üstün özelliklerine ve tabii romantizmin maharetlerine hala sahiptiler. Zaman her birini bambaşka yerlere ve yaşam tarzına savurmuştu ama hiçbir zaman yokedilemeyen "silahşörlük ruhu" yollarını yine kesiştirmişti. Düşmanlarının onları alt edebilmesi için yine imkansızın sınırlarını zorlamaları gerekiyordu.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Şubat 2011       Mesaj #16
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen arkadaşlar başka sitelerdekini bize vermeyin daha 2 dk önce bunu okudum ne bu birazda başka yerlerden özet alın
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Nisan 2011       Mesaj #17
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yıl 1926, yer Fransa’da Meung kasabası. Öyle bir yer ki, kav-Msn Star-gasız, gürültüsüz bir gün görmek mümkün değildir. Herkes her-Msn Star-kesle kavga edebilir. Sadece Kardinal’in adamlarına karşı gelinemez. Onlarla kavga etmek, başına belayı satın almak de-Msn Star-mektir.
“Şen Değirmenci” hanı yakınında yine bir kavga olduğunu Öğrenen halk, hemen oraya akın etti. Kavgaya sebep olan, her halinden Gaskonya’Iıhk akan, yeni çocukluktan çıkmış bir gençti.
Genç adamın adı D’artanyan idi. Babası, altına yaşlı ve komik görünüşlü bir at, beline uzun bir kılıç, eline de bir tavsiye mektu-Msn Star-bu yazarak, bundan sonra kendi yolunu çizmesi gerektiğini be-Msn Star-lirtmiş ve oğlunu bu kasabaya yollamıştı.
Genç adam, atı ve kendisi ile alay edenlere karşı kavga edi-Msn Star-yordu. Ancak, karşısındakilerin çokluğu karşısında yenildi ve kafasına yediği darbeler sonucu bayılıverdi.
Hancı ve adamları, genç adamın cebinden babası tarafından şövalyelerin kumandanı Mr. Treville’e hitaben yazılmış tavsiye mektubunu bulunca, telaşa kapılıp, hemen aldılar.

Genç adam, iyileştiğinde hancının parasını vermek için elini cebine attığında, mektubun çalındığını fark etti. Bunun hesabını sormalıydı.

Paris’e yaklaştığında atını sattı ve yaya olarak şehirden içeri girdi. Kalabileceği bir oda tuttuktan sonra, Mr. Treviîte’yi bulmak için dışarı çıktı.’
Mr. Treville hemen hemen kralın en yakın dostu sayılırdı. Adamları, sadece kendisinden emir alırlar; hiç kimseden çekinmezlerdi. D’artanyan, Mr. Treville’nin konağının avlusundan içeri girdiğinde, en azından elli-altmış kadar şövalyenin bir arada bulunduğunu gördü. Bunların bîr kısmı aralarında konuşuyor; bir kısmı ise kılıç talimi yapıyordu. Aralarından geçerek, kendisine yol gösteren hizmetlinin yardımı ile Mr. Treville’nin odasına girdi.
Bu arada, Mr. Treville, Aratnis ve Portos isimli iki silahşoru, kardinalin adamlarıyla kapışıp esir düştükleri için eleştiriyordu. Athos’u da çağırın diye bağırıyordu.
Biraz sonra, Athos gayet kararlı adımlarla içeri girdi. Ancak, yaralı olduğu için, düşüp bayıldı. Mr. Treville hemen kralın dokto-Msn Star-runun çağrılmasını emretti.
Biraz sonra, D’artanyan ile ilgilendi. Delikanlı, başından ge-Msn Star-çenleri ve tavsiye mektubunu çaldırdığını anlatınca, Mr. Treville’nin o kişiyi tanıdığını anladı. Mr. Treville’nin kendisi için Akademi müdürüne yazmış olduğu tavsiye mektubunu alırken, birdenbire konağın avlusunda kendisinden mektubu çalan adamı görüp, “işte, o” dedi ve fırladı. Kapıdan çıkarken, birisine çarptı. Özür diledi ise de, karşısındaki kabul etmedi. Bu biraz evvel bayı-Msn Star-lan ve yaralarını yeni sardırmış olan Athos’tan başkası değildi. Onunla, düello için saat on bir de sözleştikten sonra, hızla koşma-Msn Star-ya devam etti. Ancak, bu defa da Protos’a çarptı. Bu arada adamı da gözden kaybetmişti. Protos’a da saat on üçe randevu vererek, koşmasına devam etti. Ama adam ortadan kaybolmuştu.
D’artanyan “amma şans, ha” dedi kendi kendine. Haklıydı. Aynı gün, en ünlü iki tane silahşörle tartışmış, mektubunu çalan adamı elinden kaçırmıştı. Tüm bunları düşünürken, daha önce tartıştığı silahşörleri gördü. Onlara doğru yaklaşırken, bu defa da çarpıştığı da Aramisle bir mendil meselesi yüzünden tartıştı ve onunla da saat on dörtte, düello için randevulaştı.
“Herhalde Ölümüm bir şövalye elinden olacak” diyordu.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Nisan 2011       Mesaj #18
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
evet banada söyleyin nolur
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2011       Mesaj #19
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yhaaaaaa çok gerekli lütfn
07anil - avatarı
07anil
Ziyaretçi
4 Mayıs 2011       Mesaj #20
07anil - avatarı
Ziyaretçi
üç silahşörün şemesını yazarmısınız acil

Benzer Konular

1 Şubat 2011 / Misafir Soru-Cevap
18 Nisan 2011 / Another Soru-Cevap
30 Nisan 2012 / Misafir Soru-Cevap