Astrolojinin Tarihsel Gelişimi / Eski Çağlar
Takımyıldız tanrılarının da kendi rolleri vardı ve Tufandan önceki yöneticiler adı verilen bir listede bu tür yıldızların adı bulunmaktaydı.
Sümer uygarlığı MÖ 2,700’lerde Akadlar tarafından ele geçirildi. Akadlar kendi tanrılarını daha uygar bir kullanıma uygulamaktaydılar. Örneğin Güneş Shamash, erkek karakter, (Güneş daha önceleri anne karakter olarak de ifade edilmiştir) Ishtar Venüs aşkın ve savaşın gezegeni olmuştur. (Akşam yıldızı olduğunda aşk; sabah yıldızı durumunda savaş)
Akad yönetimi, 900 yıl sonrasında Amorite istilası ile sona ermiştir. Bu uzun dönem boyunca astrolojik yaygın teknikler yaygın biçimde işaretlerin okunması şeklindeydi ki bu işaretler tutulmalar, Ay’ın palaklığı, yeniayın ilk görülmeye başladığı zaman ve benzer olaylardı.
Akad Kralı Sargon döneminde (MÖ 2360-2305) büyük bir astrolojik faaliyet vardı. Enuma Anu Enlil serisinin parçalarında Ay’dan, Güneş’le ilgili olaylardan, diğer beş gezegenden, takımyıldızlardan, yıldız ve kuyrukluyıldızlardan, ya da fırtına, rüzgar, yağmur, gök gürültüsü ve şimşek gibi doğa olaylarından gelen işaretlerin nasıl yorumlanacağı ele alınıyordu. Tabletlerin kendisinin MÖ 1800-1500 tarihli olduğu anlaşılıyor ve 7,000 göksel işaret ve gözlemden oluşmaktadır. Bununla birlikte, bu tabletlerin en azından Sargon zamanından gelen bazı gelenekleri de yansıttığı da gözükmektedir. Örneğin bir yıldız ya da bir gezegenden bir işaret Ur’ın Ibi Sin’in yenilgisi ile ilişkilendirilmiştir. ‘Eğer Yoke yıldızı (Mul Sudun) eğer doğuşunda yüzünü Batıya çevirirse ve eğer gökyüzünün yüzünü görürsen ve hiç rüzgar esmiyorsa; kıtlık olacak ve böyle bir durum Ur Kralı Ibi Sin Anshan’da tutuklu kaldığında oldu’
En dikkat çekici gelişmeler Babil’de birinci hanedanlık döneminde, özellikle Hammurabi iktidarı sırasında gerçekleşti. (MÖ 1728-1686) Daha önceki çağlardaki gözlemlerin yanı sıra yepyeni astronomik materyaler daha önce adından söz ettiğimiz Enuma Anu Enlil kitabında toplandılar.
Babil tabletlerinin en önemli serisi Mul Apin serisidir. Muhtemelen MÖ 700’lü yıllarda hazırlanmış olmalarına rağmen, 600 yıl öncesine giden gözlemlerin sonuçlarını toparlıyorlar ve yıldız isimleri ile birlikte, yükselim, doğum, tepe noktasına ulaşma zamanlarını veriyordu. Öngörümler halen gezegenlerin birbirleri ile olan ilişkileri üzerine yapılıyor ve Güneş Ay fenomeneleri (tutulmalar ve yeniay, dolunay) göz önüne alınıyordu.
Örneğin
Ne zaman Mars Jüpiter’e yaklaşırsa, ülkede büyük bir yıkım olacak gibi.
Bu tabletlerdeki en önemli unsur ekliptiğin henüz astronomik bir referans noktası olarak ele alınmamış olmasıdır. Bunun yerine, üç yolla, Enlil, Anu ve Ea gözlemlerde referans olarak değerlendirilmekteydi. Anu’nun yolu ekvatorun her iki yönündeki ucunda 17 dereceye yakın bir bandtan oluşuyor, Ea Güney’e doğru, Enlil ise merkezi bandın Kuzey’ine doğru uzanıyordu. Bu yolla, Güneş’in yıllık hareketi 4 ayrı çeyreğe bölünebiliyor ve böylece Güneş 3 ay boyunca Anu’nun yolunda hareket ediyor, ve daha sonra Enlil’in kuzey patikasında aynı şekilde 3 ay yol alıyordu. Bir sonraki 3 ay yine Anu’nun yolunda, ve son 3 ay ise Ea’nın Güney yönünde yol almaktaydı. Mul Apin cetvelleri MÖ 700’den gelmekle birlikte, Babil’i astronomların Zodyak’ı kullanmadığını söyleyebiliriz. Bunun yerine, 18 takımyıldız içinde yer alan bu üç yollu bölümlemeyi kullandıklarını söyleyebiliriz.
Kuşkusuz tüm Astroloji tarihindeki en dikkat çekici dönemlerden birisi MÖ 700-400 arasıdır. Kral Asurbannipal tarafından (MÖ 688-626) 15 tablet ( 12si standart Ay ayları ve ve 3’ü ara – intercallary- dönemler için) yayınlanmıştır. Bu dönemde çok sayıda gözlem verisi büyük bir kesinlik içinde toplanmış, benzer görünümlerin öngörüm için kullanılması düşünülmüştür.
Bu dönemde (MÖ 550 civarı) astrolojik yöntem ışıkların (Güneş ve Ay) ve gezegenlerin ilişkilerinden ve Enlil, Abu ve Ea üzerinde yer alan 18 takımyıldızdaki konumlarından oluşmaktaydı. Böylece Astroloji esasında, gökyüzünden işaret alarak tradisyona bağlı şekilde öngörümde bulunmaktı. Bu tamamen gözleme dayalı ve daha çok gezegenlerin bir birleri ile olan konumları ile ilişkiliydi. (mutlak pozisyonlar burada daha ikincil bir faktördü)
Tarihten elimize kalabilen en eski horoskop MÖ 410 yılındandır. Bu horoskop Shuma-Usur’un oğlu için yapılmıştı. Bu horoskopta yükselen burçtan bahsedilmiyor ve diğer Babil horoskoplarında da yükselen burca rastlanmamaktadır. Yorum çok kısa ve daha çok haritanın iyi ya da kötü olduğu şeklindeydi. ‘Örneğin Jüpiter Balık burcunda, Venüs Boğa’da, Satürn Yengeç’te .... Merkür gözle görülmüyor, 14 Nisan gecesi Shuma-Usur’un oğlu doğdu. Ay bu saatte Akrebin kıskacında yer alıyordu.’ şeklindeydi.
MÖ 5. yy’da ekliptik üzerinde zodyakın tasarlanması ile birlikte, Babil’i astronom-astrologların elinde yepyeni araçlar gelişti ve uygulamaların matematiksel tarafına çok büyük bir önem verilmeye başlandı. En geç MÖ 300’lü yıllarda, 30 derecelik bölümlerden oluşan ve büyük ekliptik dairesi üzerinde ölçülen bir Zodyak kabul edilmiş ve uygulamaya konmuştu. Tabletler döneminin tam sonuna doğru, gezegenlerin konumları bilinen parlak yıldızlara ve takım yıldızlara göre verilmekteydi. Ekliptiğin 30 derecelik 12 bölüme ayrılması tamamen matematikseldi ve astrolojik teknikler için hem bir araç hem de bir mantık görevi görmekteydi. Artık horoskop matematiksel bir araç şeklinde görülebiliyor ve çok zorla yapılan gözlemlere referans alınmadan değerlendirilebiliyordu.
Bu dönemden sonra Astroloji’nin eski Yunan ve Mısır’da hızla gelişmesine şaşmamak gerekir. MÖ 5. yy’dan, Herodot Mısır’lı astrologların insanın doğum gününe dayalı öngörümler yaptığını söylemektedir. Bu tarihten elimizde, şanslı ve şanssız günler dışında hiçbir yazılı metin kalmamıştır. Astrolog Julius Firmicus, Sais Kralı Nechepsos’un astrolojik bir kitap yazdığını ifade etmektedir. MÖ 4.yy’dan bu yana ise elimizdeki horoskoplar bulunmaktadır.
Bununla birlikte, Mısır Astrolojisi’nin en belirgin etkisi Yunan aklı üzerinde olmuştur. Thales (MÖ 6.yy), Pisagoras (MÖ 5. yy), Anaksagoras ve Plato (MÖ 4. yy) hepsi Mısır’da öğrenim görmüşlerdir. Ancak 360 derecelik Zodyak’ın değeri anlaşıldıktan sonra Yunanlıların gerçek katkıları zenginleşmeye başlamıştır. Böylece Knidos’lu Eudoxos zamanında gökyüzü kozmosun geometrik ve matematik bir modeli olarak ortaya konabiliyordu. Daha sonraki dönemde, MÖ 2. yyda, Hiparkus gözleme ve matematiksel dehasına dayanarak çalışmalarını genişletmiş, ekliptiğin eğimi ve ekinoksların kayması gibi detaylı sorunlar üzerinde çalışmaya başlamıştır.
Böylece, şu ana kadar Astroloji’nin Mezopotamya’daki ilk dönemlerinden Zodyak’ın ortaya konmasına ve daha sonra Yunan’lıların geometri ve felsefesi ile gelişmesine tanık olmaktayız. Bu noktada, Astroloji’nin anahtarları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştır. Gezengenlerin anlamları, birbiri ile olan ilişkileri ve uzayın geometrik kavramları gelişti. Gezegenlerin Zodyak konumları bu anlamda süreç içinde en önemli konu haline gelmiştir.
kaynak
ASTROLOJİ GELİŞİM TARİHİNİN KRONOLOJIK ANA HATLARI
İçinde bulunduğumuz yıl MS 2008 işte bu süreye MÖ geçmiş 3500 yılı da eklersek yazımız içeriği için söz konusu olan dönemin kapsamı yaklaşık toplam 5508 yıllık bir zaman sürecidir. Bu sürecin tesbiti arkeolojık buluntu veri kaynaklarına dayanmakta ve günümüz Literatur referanslarında yer almaktadır. Burada da sadece çok kısa özetlerle derlenmiş halidir. Bugün bu konular hep Batı Kültürü kaynaklarından tercüme ile alıntı yapılarak aktarılmaktadır. Oysa Batı kültürünün bu konuda yararlandığı temel referanslar Doğu kültürlerindedir. En belirgin örnek Roma / Grek Mitolojısidir ve arketipleri ve olayları hatta bu olayların detayları aynen Sümer kaynaklıdır. Sadece meselâ Inanna /Venüs,
“ ENUMA ANU ENLİL" in Gökküre anlatımında var olan “ANU YOLU” nun Burçlar Kuşağı “Yıldızlı Çember" / Zodıac "Hayvan Kuşağı" olmuştur. Keza Başak Burcunun Virgio / Bakire oluşu NINMAH ile öykü bağlantısıdır vs.
MÖ yaklaşık 3500 – 300 yılları arası dönem
İlk Astronomik Gözlemler ve Antik Astrolojinin Ortaya Çıkışı dönemidir
MÖ yaklaşık 3000 – 1500 yılları arası dönem
Daire Biçiminde Yapılar, Güneş Kültleri ve Avrupa´da Astronomik Gözlemlerinin görüldüğü, Taş devri ve Bronz çağından kalma arkeolojık bulguların elde edildiği süreçtir. Gökyüzü hareketlerini, her şeyden önde dinsel olarak, geniş bir ilgi alanı içerisinde değerlendirdikleri gözlemlenmektedir. Nitekim MÖ 1600 yılından kalma "Nebra Gök Diski" buna örnek verilebilir. Ancak hemen eklemek gerekir ki son dönemlerin persfektifinde bilinen tanımlanması kapsamında bir „astrolojiden“ bahsetmek mümkün değildir.
MÖ yaklaşık 2500´den itibaren
Mezopotamya´da artık İlk Astroloji Sistematiklerinin oluşturulmasına başladığını görmekteyiz.
MÖ 1728 – 1689 yılları arası dönem
Hammurabi hükümdarlığı altında astronomik bilgi dağınıklığını bir düzene sokarak derleme maksadıyla bir takvim reformuna gidilmiştir.
MÖ yaklaşık 1500 – 300 yılları arası dönem
Mezopotamya´da Astrolojik Manüeller /Kompendium; „Astronomik Günlükler“; “ŞAMAŞ / Güneş” ı çevreleyen “Yıldızlı Çember” / Burçlar Kuşağı şemasının yani Batı dilinde ki ZODIAC Kuşağı Gelişimi; İlk Doğum Haritaları, Takvimsel ve Astronomik tablolar tanzim ediliyor, hesaplama işlemleri teknikleri, Takvimsel ve astronomik tablolar tanzim ediliyor, hesaplama işlemleri tekniklerinin de daha da geliştirildiğini görüyoruz..
MÖ yaklaşık 1350´den itibaren
Latincesi Astrolab / „Yıldızyığan“ olan veya günümüz türkçesinde ki yanlış seslendirilmesi ile ilk usturlaplar'a rastlamaktayız. Bu zaman aralığındaki en önemli manüeller, MÖ yaklaşık olarak 1000 yılında tamamlanmış olması gereken Astrolojik Sembolizmin ilk referansı olan ENUMA ANU ENLİL ve MÖ 800 ve 686 yılları arasında tamamlanan astronomik seri MUL.APİN ortaya çıkıyor. MUL.APİN içeriğinde Uranüs, Neptün Pluto dahil günümüz de ki “12 Planet” in Yörüngeleri Yörünge Seyir zamanlarını doğru olarak tanımlayan ve bu içeriği ile batı kaynaklı keşf referanslarını komik duruma düşürmektedir. Evet var olduklarına ve yörünge özelliklerine kadar bu kaynakta yer verilen Uranüs, Neptün ve Pluto'nun varlığını sadece isimlerini değiştirerek yeniden keşfetme başarısını Batı Kültürü yaklaşık son 400 yıl içinde göstermiştir, bu sizce de komik değil mi.
MÖ 6. – 4. yy arası dönemlerden kalma Bâbil [BAB İL / Tanrı kapısı] Kral konaklarındaki Astronomik Günlükler daha sonra Batlamyus gibi bilineni yeniden bulan! batı astrologlarına kendi teorilerini oluşturma konusunda kaynak oluyorlar. En eski Horoscope 'lar ise MÖ 5. yy´a tarihleniyorlar.
MÖ yaklaşık 1000 – 300 yılları arası dönem
Batı da Mikrokozmos >< Makrokozmos Modelinin Felsefik olarak ortaya çıkışıdır. Ezoterik düşünce için temel olan bu açıklama modeli oysa birbirlerine paralel olarak Mezopotamya, Mısır da vardır ve bu model düşünsel olarak felsefede Pitagor, Empodekles vb. vasıtasıyla güvence altına alındığı Roma/Grek de yeniden ortaya çıkıyor
MÖ yaklaşık 500 – 300 yılları arası dönem
Babil / Kalde Astrolojisi kaynaklarından çalınarak, devşirilen Roma/Grek Astrolojı versiyonu varsayımları Platon, Eudoxos ve Aristo, astrolojisi için esas olan temel felsefi pozisyonları geliştirilmesinde kaynak oluyor.
MÖ yaklaşık 190 – 120 Sonrasında
Bu kez Hiparküs /Hipparch, kendisinden öncede zaten bilinen yani Sümer ‘in bir devri 25920 yıl süren “1 Büyük Yıl” hesaplamasında var olan presesyonu dahiyane şekilde yeniden buluyor, Tıpkı Piri Reis'in haritasında bilerek çizdiği Amerika Kıtasının keşfi gibi.
Antik Dönem
MÖ yaklaşık 300 ile MS 300 yılları arasında ki dönemdir.
Yaklaşık MÖ 300 – MS 100 yılları arası dönemi
Mısır´da ilk Hermetik Yazıtlar dönemi. Daha sonra Hermetik olarak adlandırılacak olan ve Bu kez de THOT dan devşirme vahyi ile ilâhi Hermes ‘e merkezlenmiş dinsel bir öğretinin ilk oluşumuna gidiliyor. Mısır´ın eski rahipsel geleneklerinin devşirilmesiyle Roma / Grek dinselliği ve Platonizm birlikte akıyor.
Yaklaşık MÖ 100 – MS 400 yılları arası dönemi
Astrolojinin Roma İmparatorluğunda Yükselişi Roma İmparatorluğu zamanında, bilimsel bir prensip “= ars mathematica” olarak kabul gören ve hakikate evrensel yorumun modelini sunan astrolojinin güçlü bir biçimde yükselişi görülüyor.
Yaklaşık MS 2.yy Batlamyus
MS 100 – 178 Batlamyus´la birlikte Batı kaynakları kabulüne göre antik astroloji o zamanki bütünlüğüne erişiyor. Çalışmaları muhtemelen MS 148´de tamamlanan "Syntaxis Mathematica" ve MS 150´den sonra "Tetrabiblos" daha sonraki astroloji ve astronominin kanonik referans kaynaklarını oluşturacaktır.
MS 1. – 4. yy arası dönemi
Antik Dönemin Önemli Batılı Astrologları Manilius (1. yy), Dorotheus (1. yy), Vettius Valens (2. yy), Firmicus Maternus (4. yy) Yaklaşık MS 200 – MS 300 "Corpus Hermeticum" Hristiyan, yeni Platoncu ve Gnostik unsurlardan oluşan hermetik Korpus´un kaleme alınışı.
MS yaklaşık 4.yy > MS 13.yy arası dönemi
3. yy´dan itibaren Mani 216 - 276 / Manizm, İran ve Çin´den Ezoterik öğretilerin önemli aktarıcıları görülüyor. Manizm, oldukça üstün duruma gelerek, Devlet Hıristiyanlığı karşısında ciddi bir rakip haline geliyor.
4.> 8. yy arası dönem Geç Antik - Erken İslâm dönemi ve Ortaçağ dönemi
Astroloji Hıristiyanlık, Yahudilik ve İslâm Dinleri de astrolojik geleneği kendilerine has biçimde ele alıyorlar. Museviler ve Hıristiyanlar dinsel sistemlerine entegre ederken İslâm tasavvufi yaklaşımda irdeliyor. Ancak musevi mistizmi Kabala ile büyük benzerlikler ve yansımalar söz konusudur. Meselâ "Varoluş","BİR"lik, "Hayat Ağacı" görüşü ve onu sembolize eden motiflerin seccade ve mihraplara yansımış olması en tipik fikri benzerliklerin görsel benzerliklerine örnek olabilir.
7. – 10. yy arası dönemi
Doğuda Erken İslam Astrolojisi; Klâsik Metinlerin Tercüme Edilişi; Yeni Teknik ve Tabloların / ZÎJ ‘in Geliştirilmesi
İslâm hükmü altında astroloji, Antik öğretiler temelinde önemli gelişimleri tecrübe ediyor. 762´de Bağdat kuruluyor. Bilimler, Halifeler tarafından teşvik ediliyor. İsimleri kendi buldukları yıldızlarla anılan önemli astrologlar ise; 8.yy ma´Shallâh, 9. yy al– Khwârizmî, al– Kindî, 9.– 10. yy al– Battânî, Abû Ma´shar ve 10.– 11. yy al Birûnî 'dir.
6. – 13. yy arası dönemi
Hıristiyan Manastır Okullarında Astrolojinin muhafaza edilmesi Hristiyanlıkta da, 6.yy özellikle Boethius, 7.yy Sevilyalı Isidor ve 8.yy Beda´nın aracılıklarıyla antik öğretilerin devamlı geliştirilmiş olduğu görülür. 9.yy´da tercümeler sayesinde birçok kaynak metinle tanışılıyor. Astroloji, özellikle takvimle ilgili işlerde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle 10.yy Gerbert von Aurillac ve 12. yy Adelard von Bath aracılığıyla, İslâm astrolojisiyle karşılılı canlı bir bilgi alış ve verişi görülür.
Astroloji, 12.yy döneminde Hristiyan dünyada Gerhard von Cremona, Bernardus Silvestris, 13.yy´da Michael Scotus vb. katkısıyla güçlü bir biçimde parlar.
10. > 15.yy arası dönemi
İspanya, İslâm Astrolojisinin Kalesi Haline Gelir. Antik ve erken İslâm Astrolojisi'nin geliştirilmesinde en önemli astrologlar, 10.yy al– Majritî, Alcabitius ve 11.yy Ali Ben Ragel. Bu dönemde Yahudiler de önemli astrologlar olarak rol oynuyorlar.
13./14.yy´da Alfonsin tabloları ortaya çıkıyor.
MS yaklaşık 15.>17 .yy arası dönemi ve Rönesans dönemi
15. yy dönemi
1433 –1499 Marsilio Ficino ve Fiorentina Akademisi "Corpus Hermeticum" un tekrar keşfi ve Ficino tarafından Latinceye tercümesi, ezoterik ve astroloji tarihinde önemli bir dönüm noktasına karşılık gelmektedir. Yolu açan önemli mason astrologlar, 15.yy Giovanni Pico della Mirandola ve 15.>16.yy Pietro Pomponazzi'dir.
15.>16. yy arası dönemi
Bu dönem "Magia Naturalis" in Altın Çağı dır. Bu zaman aralığında, doğa bilimlerinin, Simya'nın, Astroloji'nin ve Teolojı'nin gelişimini kapsayan dinamik – ezoterik evren modellerine dair merkezi çalışmalar, Özellikle 1486–1535 Agrippa von Nettesheim ve 1493–1541 Paracelsus tarafından üretilmiştir.
16.Yy dönemi Astrolojinin Altın Çağı ve Kıyamet Tellallığı Dönemi
Aralarında 1501– 575 Girolamo Cardano´nun olduğu önemli astrologlar Astroloji'nin temel çalışmalarını yazıyorlar ve danışman olarak çalışıyorlar. Kıyamet gününün beklenmesi ve Hıristiyanlıkta muayyen mezheplere ait ayrı düşmeler, astrolojik zaman hesabına olan ilgiyi artırıyor. Almanaklar ve öngörüler popüler hale geliyor.
MS17.>19.yy arası dönemi
Muayyen Mezhepler Çağından Aydınlanmaya geçiş dönemidir. Ancak bu tanım sadece Batının kendisi içindir. Doğu Kültürü zaten bu dönemde söz konusu olan içerikleri biliyordu.
16.> 17.yy arası dönemi
"Bilimsel Kültürün Transformasyonu olarak Bilimsel Devrimler dönemi" olarak kabul gören ama çoğu zaten Sümerden beri bilinen var olanın Batının sömürgeci zekâsı!... ile yeniden keşfi dönemidir. 1473–1543 Mikolay Kopernik, 1571–1630 Johannes Kepler, 1564–1642 Galileo Galilei, 1643–1727 Isaak Newton ve benzerlerinin araştırmaları sayesinde !!!, Sümer Gılgamış Destanında bu beylerden en az 3 / 4000 yıl öncesinde zaten bilinen 12. Gezegenli Güneş Sistemi hatta "Dövme Bilezik" / Astroıd kuşağı olarak var olanlar. Yeniden Kozmozun Heliocentric / Güneş merkezli modeli ile mekanik–empirik temellere dayanan bir bilimsel ideal olarak etable ediliyor. Yer merkezli / Geocentric Astroloji bu sayede sadece kısmen sorgulanır oluyor, çünkü doğa araştırmacıları da aynı zamanda astrolog kimlikleri ile biliniyorlar. Astrolojinin 17. ve 18.yy´lardaki krizi daha çok, bilimsel eleştirinin, bu yeni paradigmayla uyuşmayan okült yaklaşımlara yüklenmesinden kaynaklanıyor.
17.> 18.yy arası dönemi
Kriz ve Yaşama Mücadelesi dönemi, Astroloji için bir kriz dönemidir. Bu kriz İngiltere dışındaki tüm Avrupa ülkelerini vuruyor. İngiltere´de Profesyoneller hala büyük bir saygı altında ve astrolojik pazar dört başı mamur bir durumdadır. 1602–1681 William Lilly zamanın en önemli astrologları arasında ve onun yanında 1627 – 1704 John Gadbury, 1644–1715 John Patridge ve diğerleri de etkili oluyorlar.
18.yy´ın aydınlanma çağı, artık "sözde bilim" olarak tanımlanan astrolojiyi savunmaya ittiriyor, ancak buna rağmen ezoterik ve aydınlanma denen ve seçilmişlerin seçilmişi İlluminati örgütünün saçmalamaları kendi yollarında yürümeye devam ediyorlar.
18.> 19.yy arası dönemi
Astroloji diğer kültür alanlarına kayıyor. Aydınlanma çağı, astrolojik ve ezoterik geleneklere ait unsurlar kabul edilmiş bilimler sınıfından çıkartılmasına ve bunların özellikle sanat ve romantizm literatürüne kaymasına neden oluyor.
19.> 20.yy arası dönemi Modern Çağ
1781–1930 Yeni Göksel Cisimlerin Keşfi !... Astrolojide Batıda geçerli olan 7 adetlik Planet dizini yeni büyük keşiflerle !!! hem gezegenler ve hem de asteoridlerle genişliyor. Neler mi yeniden keşfediliyor. Zaten bilindiği "Sargon Tabletleri" ile kanıtlı ve Gılgamış Destanında var olan Uranüs 1781 yılında, Neptün 1846 yılında, Astroıd kuşağı 1801–1845 yılları arasında, Pluto 1930 yılında Batı zekâsınca yeniden keşf edilmiştir. Ama bunlar yörünge ve hatta yörünge değişiklikleri ile Sümer de bilinmekteydi. Aralarında ki mesafe bile " Beru İna Same " / "göklerde ki uzaklık" ölçü birimi cinsinden hesaplanmıştı. Kaldı ki bunun dışında; uzaklıkları zaman bakımından belirlemeyi de mümkün kılan " Mana Sukultu" / Ölçülmüş ve Tartılmış denilen bir birimle veren, keza gök cisimleri arasındaki uzaklığın derece cinsinden ölçümünü sağlayan “Beru” birimi ile Yıldızlar arası uzaklıkların ölçümleri ile ilgili muhtelif detaylı metinler AO6478 kayıtlı tablette zaten mevcuttur.
19.yy Astrolojinin İngiltere´de Durumu
Britanya´da astroloji, 19. yy´da da 1778–1842 John Varley gibi meşhur astrologlarca yaşatılmaya devam ediyor. Kendilerine sık olarak Raphael ya da Zadkiel gibi takma isimler vererek yazan astrologların bulunduğu branş yayınları ve gazetelere büyük ihtiyaç duyuluyor.
1875 Teosofi Birliğinin Kuruluşu
Teosofi Birliği, 20.yy´da Ezoterizmin en güçlü motoru haline geliyor. Helena Petrovna Blavatsky 1831/1891 tarafından kurulan bu birlik,
dinsel tarihsel elementleri, misyonlarınca mistik ve ezoterik “temel hakikatlerle“ uyuşturmayı deniyor. Astrolojinin Teosofik – Ezoterik yorumu, 20.yy´da astrolojinin etkili kordonlarından birisi haline geliyor. En önemli yandaşı ise Alan Leo´dur 1860/1917. Ancak bu çabaların tümü temelde İlluminatinin Masonik ve Siyonist dini dezenformasyon faaliyetleridir. Amaç dini saptırmalarla İnsanlığın başına belâ oluşlarının güçlenmesidir.
20.yy Okullara Ayrılma ve Psikolojik Astrolojinin Ortaya Çıkışı
Astroloji, İngiltere’den çıkarak Avrupa´nın diğer ülkeleri ve ABD´de tekrar popüler hale geliyor. 1933´e kadar Almanya´da, kısmen sonraki zamanlar için anlamlı olacak, Teosofik yaklaşımlı okullar dışında, yeni okullar kuruluyor. Carl Gustav Jung´un öğretileri üzerine kurulmuş ve
somut gelecek öngörüsü / kehanet /falcılık amacıyla yorumlama yaklaşımı yerine merkezine “kişinin kendisini tanımayı “oturtan Psikolojik Astroloji benimseniyor. Artık Astroloji birçok batı ülkesinde milli meslek kuruluşları tarafından tanıtılıyor.
kaynak