Arama

Kahramanmaraş'ın kurtuluşu hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 18 Şubat 2013 Gösterim: 32.650 Cevap: 8
Biraz Çabukk - avatarı
Biraz Çabukk
Ziyaretçi
21 Şubat 2009       Mesaj #1
Biraz Çabukk - avatarı
Ziyaretçi
maraşın kurtuluşu hakkında kısa ve öz bir bilgi verirmisiniz (çok kısa değil çok uzunda değil)
EN İYİ CEVABI fadedliver verdi
KAHRAMANMARAŞ´IN İSTİKLAL MADALYASI
Anadolu da tarih öncesi çağlarda kurulmuş şehirlerden biride Maraş´tır . Maraş´ın hangi tarihte kurulduğu ve isminin nereden geldiği kesin olarak bilinmemekle beraber, bir çok tarihi belgelerin çözümlenmesi neticesinde, Maraş´ta ilk yerleşen kavim Hititlerdir .
Sponsorlu Bağlantılar

KURTULUŞ SAVAŞI´NDA MARAŞ: Birinci Cihan Harbinin sonlarına doğru Müttefiklerinin yenilmesi üzerine, Osmanlı İmparatorluğu 30 Ekim l9l8´de Mondros Mütarekesini imzaladı. Bu anlaşmaya göre, Anadolu´nun bir çok yeri gibi Maraş´ta işgal altına girdi. Maraş önce, İngiliz kuvvetleri tarafından 23 Şubat l9l9´da işgal edildi. 8,5 ay süren İngiliz İşgali sırasında pek kayda değer bir olay cereyan etmedi. Bununda en büyük nedeni işgal kuvvetleri arasında çok sayıda Cezayir´li, Tunus´lu ve Hintli Müslüman askerlerin bulunmasıydı. Ancak şehirde bulunan yerli Ermeniler bundan rahatsızlık duyuyorlardı. İşgal Komutanlıklarına yaptıkları başvuru neticesinde 29 Ekim l9l9´da İngiliz işgali sona erdi. Şehir bu defa da Fransız kuvvetlerinin işgali altına girdi. Fransız kuvvetlerinin şehre girişleri yerli Ermeniler tarafından büyük bir coşku ve taşkınlıklarla karşılandı. Bu durum yerli Maraş halkını çok rahatsız etti. Şehir içten içe kaynamaya başladı…

SÜTÇÜ İMAM OLAYI : 3l Ekim l9l9 Cuma. İkinci Fransız Kuvvetlerinin şehre girişinin ertesi günü. Bir başka ifade ile Fransız işgalinin başladığı ikinci gün. Fransız ve Ermeni askerleri birlik olup devriye geziyorlar, yolda-yolakta rastladıkları Türklere olmadık hakaretler ediyorlardı. Yani şehirdeki huzursuzluk had safhaya varmıştı. Bir grup Fransız- Ermeni devriyesi ikindi üzeri Uzunoluk Caddesinde kışlaya dönüyorlardı. O esnada Tarihi Uzunoluk Hamam´ın dan İki Müslüman Türk Kadınları çıkmışlardı. Askerler kadınlara yaklaşarak "Burası Tüklerin değildir. Burada artık bu şekilde gezemezsiniz" diyerek sarkıntılık yapmaya başlarlar. Olay yerine ilk yetişen Çakmakçı Sait isimli genç, mütecaviz askerlere karşı koymaya çalışır ise de gözü dönmüş düşman kurşununa hedef olarak ağır şekilde yaralanır. İşte tam o esnada Hamam´ın karşısındaki Sütçü dükkanında olayı seyreden Sütçü İmam, tabancasını çekerek olaya müdahale eder. "Durun bire densizler. Yaptıklerınız yetti artık. Bugün namus günüdür." deyip silahını ateşler. Bir işgalci askeri öldürür, ikisini de ağır biçimde yaralar. Türk Milletinin namus ve şerefine uzanmak istenen menfur eli daha orada kırıverir. Bu kurşun, aynı zamanda, Türk İstiklal Mücadelesininde ilk kıvılcımı, ilk müjdecisi olur. Ertesi gün Sütçü İmam, Fransız ve Ermeni askerleri tarafından ev ev aranır, ancak bulunamaz. Bu durum işgal güçlerini oldukça kızdırır. 1 Kasım l9l9 günü Şeyhadil Mahallesinde Sütçü İmam´ın dayısınınoğlu Tiyeklioğlu Kadir´i yakalayıp, ellerini ve ayaklarını arkadan bağlayarak kulaklarını, burnunu kesmek suretiyle hunharca Şehit ederler. Cesedini de ipreti alem olsun diye bir tabut içerisine koyarak , Hükümet konağı önünde halka teşhir ederler.

BAYRAK HADİSESİ : İşgalci güçlerin şehirde yaptığı taşkınlıklar tam bir terör havası estirir. Olaylar bir türlü durmak bilmez. 27 Kasım l9l9 gecesi Ermenilerin ileri gelenlerinden Hırlakyan´ın evinde işgal komutanının şerefine bir balo tertiplenir. Baloda komutanın dansa davet ettiği genç ermeni kızı "Sizinle dans etmekten mazurum. Çünkü kendimi esarette hissediyorum Kalede Türk Bayrağı dalgalandığı sürece, sizinle dans edemem! " diyerek teklifini reddeder. Bunun üzerine askerlerine derhal emir veren komutan, Kaledeki Türk Bayrağını indirtir. 28 Kasım l9l9 Cuma günü Maraş´ın kara sabahıdır. Yatağından kalkan Maraş´lılar, asırlardan beri Kale burcunda dalgalanan Şanlı Bayraklarını göremezler. Bu olay şehri infiale sürükler. Savcı-Avukat Mehmet Ali Kısakürek derhal kaleme sarılarak "Alem-i İslam´a Hitap" beyannamesini yazarak şehrin muhtelif yerlerine dağıttırır. Halkı, Bayrağın indirilmesine tepki göstermeye davet eder. Bir Milletinin İstiklaline son verilmesi anlamına gelen Bayrağının indirilmesi karşısında Maraşlılar sesiz kalmazlar ve cuma namazı vakti Ulu Camii´ye halk toplanır. Ezan okunduktan sonra, camide toplanan halk "Bayraksız namaz kılınmaz" diye bağırır. O esnada Cami İmamı "Aziz Cemaat, Kalesinde düşman bayrağı dalgalanan bir Millet hürriyet´ini kaybetmiş sayılır. Hürriyet olmayan bir yerde cuma namazı kılmak caiz değildir." dağıtılan beyannamenin doğru olduğunu tastik eder. Bunun üzerine Maraşlılar topluca Kale´ye hücum ederek, indirilen Bayrağı yeniden Kale burçlarına diker ve cuma namazı orada eda edilir.

BÜYÜK SAVAŞ BAŞLIYOR : Bayrak olayının ardından şehir adım adım savaşa sürüklenir. Aslanbey Başkanlığında kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, her mahallede kurularak faaliyete geçer. Bir taraftan da Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile temasa geçerek direniş hazırlığına başlanır. 21 Ocak l920 günü şehir harbi başlar. 22 gün ve gece süren bir mücadeleden sonra Maraşlılar 7 den 70´e silaha sarılarak tek yürek tek bilek halinde bütün mevcudiyetini ortaya koyar. Sonunda kendisini yok etmek isteyen düşmanı yerli işbirlikçileri ile birlikte mağlup eder, büyük bir zafere imzasını atar. Bu uğurda pek çok evladını şehit verir. Maraş´ın düşman istilasından kurtulması, Türk Kurtuluş Savaşının da ilk hareketini teşkil eder. Maraşlılar, daha o tarihte "Kendini Kurtaran Şehir" ünvanı ile anılmaya başlamakla birlikte, çevre illerinde yardımına koşarak milli dayanışmanın en güzel örneklerini verir.

İSTİKLAL MADALYASI VE " KAHRAMANLIK " ÜNVANI VERİLİR : Maraş´ın Kurtuluş Savaşında şehir halkı ile birlikte topyekün direniş göstermesi ve çevre vilayetlerininde yardımına koşması büyük takdir toplar ve Kurtuluş Savaşı sonrasında Maraş´a bir yazı gönderilerek Milli Mücadeleye katılanların listesi istenir. Şehrin ileri gelen yöneticileri toplanır, bir durum tespiti yapar. Sonunda Ankara´ya "Maraş´ta Milli Mücadeleye katılmayan tek fert bile yoktur" cevabı verilir. Bunun üzerine 5 Nisan 1925 yılında toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi İstiklal Madalyası´nın Maraş´ta fertlere değil, şehir halkına verilmesi kararlaştırılır. Maraş´a bir adet Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilir. Maraş şehri yine Milli Mücadeledeki fedakarlığından ötürü TBBM tarafından 7 Şubat l973 tarihinde de "Kahramanlık" payesiyle de ödüllendirilir. Kahramanmaraşlı 1925 yılından beri her yıl kurtuluş günü olan 12 Şubat Bayramında İstiklal Madalyasını Şanlı Bayrağına törenle takarak, geçmişini yadeder…
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
21 Şubat 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
KAHRAMANMARAŞ´IN İSTİKLAL MADALYASI
Anadolu da tarih öncesi çağlarda kurulmuş şehirlerden biride Maraş´tır . Maraş´ın hangi tarihte kurulduğu ve isminin nereden geldiği kesin olarak bilinmemekle beraber, bir çok tarihi belgelerin çözümlenmesi neticesinde, Maraş´ta ilk yerleşen kavim Hititlerdir .
Sponsorlu Bağlantılar

KURTULUŞ SAVAŞI´NDA MARAŞ: Birinci Cihan Harbinin sonlarına doğru Müttefiklerinin yenilmesi üzerine, Osmanlı İmparatorluğu 30 Ekim l9l8´de Mondros Mütarekesini imzaladı. Bu anlaşmaya göre, Anadolu´nun bir çok yeri gibi Maraş´ta işgal altına girdi. Maraş önce, İngiliz kuvvetleri tarafından 23 Şubat l9l9´da işgal edildi. 8,5 ay süren İngiliz İşgali sırasında pek kayda değer bir olay cereyan etmedi. Bununda en büyük nedeni işgal kuvvetleri arasında çok sayıda Cezayir´li, Tunus´lu ve Hintli Müslüman askerlerin bulunmasıydı. Ancak şehirde bulunan yerli Ermeniler bundan rahatsızlık duyuyorlardı. İşgal Komutanlıklarına yaptıkları başvuru neticesinde 29 Ekim l9l9´da İngiliz işgali sona erdi. Şehir bu defa da Fransız kuvvetlerinin işgali altına girdi. Fransız kuvvetlerinin şehre girişleri yerli Ermeniler tarafından büyük bir coşku ve taşkınlıklarla karşılandı. Bu durum yerli Maraş halkını çok rahatsız etti. Şehir içten içe kaynamaya başladı…

SÜTÇÜ İMAM OLAYI : 3l Ekim l9l9 Cuma. İkinci Fransız Kuvvetlerinin şehre girişinin ertesi günü. Bir başka ifade ile Fransız işgalinin başladığı ikinci gün. Fransız ve Ermeni askerleri birlik olup devriye geziyorlar, yolda-yolakta rastladıkları Türklere olmadık hakaretler ediyorlardı. Yani şehirdeki huzursuzluk had safhaya varmıştı. Bir grup Fransız- Ermeni devriyesi ikindi üzeri Uzunoluk Caddesinde kışlaya dönüyorlardı. O esnada Tarihi Uzunoluk Hamam´ın dan İki Müslüman Türk Kadınları çıkmışlardı. Askerler kadınlara yaklaşarak "Burası Tüklerin değildir. Burada artık bu şekilde gezemezsiniz" diyerek sarkıntılık yapmaya başlarlar. Olay yerine ilk yetişen Çakmakçı Sait isimli genç, mütecaviz askerlere karşı koymaya çalışır ise de gözü dönmüş düşman kurşununa hedef olarak ağır şekilde yaralanır. İşte tam o esnada Hamam´ın karşısındaki Sütçü dükkanında olayı seyreden Sütçü İmam, tabancasını çekerek olaya müdahale eder. "Durun bire densizler. Yaptıklerınız yetti artık. Bugün namus günüdür." deyip silahını ateşler. Bir işgalci askeri öldürür, ikisini de ağır biçimde yaralar. Türk Milletinin namus ve şerefine uzanmak istenen menfur eli daha orada kırıverir. Bu kurşun, aynı zamanda, Türk İstiklal Mücadelesininde ilk kıvılcımı, ilk müjdecisi olur. Ertesi gün Sütçü İmam, Fransız ve Ermeni askerleri tarafından ev ev aranır, ancak bulunamaz. Bu durum işgal güçlerini oldukça kızdırır. 1 Kasım l9l9 günü Şeyhadil Mahallesinde Sütçü İmam´ın dayısınınoğlu Tiyeklioğlu Kadir´i yakalayıp, ellerini ve ayaklarını arkadan bağlayarak kulaklarını, burnunu kesmek suretiyle hunharca Şehit ederler. Cesedini de ipreti alem olsun diye bir tabut içerisine koyarak , Hükümet konağı önünde halka teşhir ederler.

BAYRAK HADİSESİ : İşgalci güçlerin şehirde yaptığı taşkınlıklar tam bir terör havası estirir. Olaylar bir türlü durmak bilmez. 27 Kasım l9l9 gecesi Ermenilerin ileri gelenlerinden Hırlakyan´ın evinde işgal komutanının şerefine bir balo tertiplenir. Baloda komutanın dansa davet ettiği genç ermeni kızı "Sizinle dans etmekten mazurum. Çünkü kendimi esarette hissediyorum Kalede Türk Bayrağı dalgalandığı sürece, sizinle dans edemem! " diyerek teklifini reddeder. Bunun üzerine askerlerine derhal emir veren komutan, Kaledeki Türk Bayrağını indirtir. 28 Kasım l9l9 Cuma günü Maraş´ın kara sabahıdır. Yatağından kalkan Maraş´lılar, asırlardan beri Kale burcunda dalgalanan Şanlı Bayraklarını göremezler. Bu olay şehri infiale sürükler. Savcı-Avukat Mehmet Ali Kısakürek derhal kaleme sarılarak "Alem-i İslam´a Hitap" beyannamesini yazarak şehrin muhtelif yerlerine dağıttırır. Halkı, Bayrağın indirilmesine tepki göstermeye davet eder. Bir Milletinin İstiklaline son verilmesi anlamına gelen Bayrağının indirilmesi karşısında Maraşlılar sesiz kalmazlar ve cuma namazı vakti Ulu Camii´ye halk toplanır. Ezan okunduktan sonra, camide toplanan halk "Bayraksız namaz kılınmaz" diye bağırır. O esnada Cami İmamı "Aziz Cemaat, Kalesinde düşman bayrağı dalgalanan bir Millet hürriyet´ini kaybetmiş sayılır. Hürriyet olmayan bir yerde cuma namazı kılmak caiz değildir." dağıtılan beyannamenin doğru olduğunu tastik eder. Bunun üzerine Maraşlılar topluca Kale´ye hücum ederek, indirilen Bayrağı yeniden Kale burçlarına diker ve cuma namazı orada eda edilir.

BÜYÜK SAVAŞ BAŞLIYOR : Bayrak olayının ardından şehir adım adım savaşa sürüklenir. Aslanbey Başkanlığında kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, her mahallede kurularak faaliyete geçer. Bir taraftan da Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile temasa geçerek direniş hazırlığına başlanır. 21 Ocak l920 günü şehir harbi başlar. 22 gün ve gece süren bir mücadeleden sonra Maraşlılar 7 den 70´e silaha sarılarak tek yürek tek bilek halinde bütün mevcudiyetini ortaya koyar. Sonunda kendisini yok etmek isteyen düşmanı yerli işbirlikçileri ile birlikte mağlup eder, büyük bir zafere imzasını atar. Bu uğurda pek çok evladını şehit verir. Maraş´ın düşman istilasından kurtulması, Türk Kurtuluş Savaşının da ilk hareketini teşkil eder. Maraşlılar, daha o tarihte "Kendini Kurtaran Şehir" ünvanı ile anılmaya başlamakla birlikte, çevre illerinde yardımına koşarak milli dayanışmanın en güzel örneklerini verir.

İSTİKLAL MADALYASI VE " KAHRAMANLIK " ÜNVANI VERİLİR : Maraş´ın Kurtuluş Savaşında şehir halkı ile birlikte topyekün direniş göstermesi ve çevre vilayetlerininde yardımına koşması büyük takdir toplar ve Kurtuluş Savaşı sonrasında Maraş´a bir yazı gönderilerek Milli Mücadeleye katılanların listesi istenir. Şehrin ileri gelen yöneticileri toplanır, bir durum tespiti yapar. Sonunda Ankara´ya "Maraş´ta Milli Mücadeleye katılmayan tek fert bile yoktur" cevabı verilir. Bunun üzerine 5 Nisan 1925 yılında toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi İstiklal Madalyası´nın Maraş´ta fertlere değil, şehir halkına verilmesi kararlaştırılır. Maraş´a bir adet Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilir. Maraş şehri yine Milli Mücadeledeki fedakarlığından ötürü TBBM tarafından 7 Şubat l973 tarihinde de "Kahramanlık" payesiyle de ödüllendirilir. Kahramanmaraşlı 1925 yılından beri her yıl kurtuluş günü olan 12 Şubat Bayramında İstiklal Madalyasını Şanlı Bayrağına törenle takarak, geçmişini yadeder…
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
27 Şubat 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Maraşın kurtuluşu ve kahramanlık destanı Rusya'nın savaştan çekilmesi ve kendi iç meseleleriyle boğuşmaya başlaması, İngiltere'ye Orta Doğu'da daha rahat hareket etme imkânı sağladı. Bu sebeple, gizli anlaşmalarda Fransa'ya vaat ettiği Musul, Maraş, Antep, Urfa ve Adana'yı kendisi işgal etti. Amacı, Fransızlara vaat ettiği Musul bölgesini tekrar elde etmekti.
Musul, Orta Doğu'da kuzeyden güneye, doğudan batıya giden yolların kavşak noktasındaydı, üstelik zengin petrol yataklarına da sahipti. İngiltere buradan kuzeye doğru rahatlıkla Batum ve Bakü'deki kuvvetleriyle de temas sağlayabilirdi. Ayrıca, Musul'u almakla, Bakü-Musul-Afganistan-Hindistan hattını kontrol edecek ve böylece, Orta Asya'ya da etki edecekti. Daha da önemlisi, Doğu Türkleri ile Anadolu Türkleri arasında bir set çekerek, olabilecek herhangi bir teması önleyecekti. İşte bu amaçlarla, esasta olmamasına rağmen Mondros Mütarekesi'nin 7'nci maddesini sebep göstererek Maraş ve diğer güney vilayetlerimizi işgal etti.
İngiliz işgal dönemi genellikle sakin geçti. Bunun sebeplerinden birisi, Ermenilere fazla yüz verilmemiş olması, diğeri ise İngiliz kuvvetlerinin daha çok Hintli ve Mısırlı Müslüman askerlerden oluşmasıydı. İngilizler, Maraş'a geldikten sonra burada barınmanın güç olduğunu anladılar. Bunun üzerine İngiltere, Fransa'yla pazarlığa oturdu. Musul'a karşı Maraş, Antep ve Urfa'yı Fransızlara teklif etti, Fransa da bunu kabul etti. Böylece, 22 Şubat 1919'dan 1 Kasım 1919'a kadar sekiz ay süren İngiliz işgal dönemi sona erdi. İngilizlerin çekilip, yerine daha çok Ermenilerden oluşan Fransız kuvvetlerinin gelmesi, işgalin geçici değil, kalıcı olarak yapıldığını ortaya koyuyordu.
Maraş hadiselerinde yerli Ermeniler Fransa'nın yanında yer aldı, gençleri Fransız ordusuna gönüllü asker yazıldı. Böylece, Ermeniler Fransızların piyonu hâline geldi. Özellikle bugün Amerika'nın on yıl önce Kuzey Irak'tan Amerika'ya götürüp yetiştirdiği 5 bin kişilik lejyoner gücüyle Irak'a dönmesi gibi, o gün de Fransa, tehcir esnasında Maraş ve Zeytun'dan götürdüğü 3 bin Ermeni'yi Fransa'da yetiştirip Maraş'a işgal kuvveti olarak geri getirdi. Olayların başlamasında bu Ermeni lejyon gücünün büyük rolü oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Yılmazcan.
MEHMET YILMAZCAN (Devamla) - Fransız üniforması altındaki Ermeniler, işgalin başlangıcından iki gün geçmeden bir Türk kadınına saldırdılar. Esas adı Ali olan, imamlığının yanı sıra sütçülük de yapan Sütçü İmam, Türk kadınının namusuna uzanan eli kırdı. Bu olay, Fransız işgaline karşı koymanın ilk işareti idi. İstiklal Savaşı'nda atılan ilk kurşun budur.
Ermeniler, bu defa Türk Bayrağının asılmasını önlemek için Fransızları tahrike başladılar. Fransız kumandanı, bir Ermeni kızının istekleri doğrultusunda Maraş Kalesi'ndeki Türk Bayrağını indirterek, yerine Fransız Bayrağını astırdı. Bu olay, millî ruhun galeyana gelmesine sebebiyet verdi. Türk milletini ayakta tutan ve binlerce yıldır devletsiz bırakmayan millî şuur, Maraş'ta bir kez daha kanatlandı.
Bu ruhu teşkil eden esas itici güç, Türk milletinin inancından gelmektedir. Kadiri Şeyhi Ali Sezai Efendi, cami avlusunda, "Kalesinde Fransız Bayrağı dalgalanan beldede cuma namazı kılınması caiz değildir." diyerek mücadelenin fitilini ateşledi. Müteakiben, Rıdvan Hoca'nın, Ulu Cami'nin minberinden kaleyi göstererek "hâkimiyet olmayan yerde cuma namazı kılınmaz" temasını işleyen vaazı neticesinde Maraşlı, kaleye hücum ederek Fransız Bayrağını indirdi ve tekrar şanlı Türk Bayrağını göndere çekti.
Burada, iki gerçek ortaya çıkıyor: Birincisi, millî hâkimiyet fikridir. Tarihte, Türklerin bugüne kadar var olmaları ve devlet kurma konusundaki tecrübelerinin sebebi bu ülkedir. Devlet mağlup olabilir, ama, Türk milleti asla mağlup edilemez. Nitekim, Maraş'ın işgalini protesto için Türkiye'nin her tarafında yapılan miting ve protestolarda, Birinci Dünya Savaşı'nda Türk milletinin değil hükûmetin mağlup edildiği dile getirildi. İkinci olarak ortaya çıkan husus, Türk milletinin fiziki gücünün yanı sıra dinî inancının ona verdiği dinamik güçtür.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yirmi iki gün süren çarpışmaların sonucunda şehir kurtarıldı. 12 Şubat 1920 tarihinde, Maraş'ta, Fransızlara karşı büyük bir zafer kazanıldı. Bu zafer, itilaf devletlerinin Anadolu'daki sonlarının başlangıcı olmuştur. Fransızlara karşı Maraş'ta kazanılan zaferin millî mücadelenin kazanılmasında büyük bir rolü olmuştur. Maraş'ta elde edilen başarı, millî mücadelenin ilk kıvılcımı ve ilk zaferidir. Maraş'ta parlayan bu kıvılcım bütün yurda yayılmış ve zamanla büyüyerek düşmanı bir ateş çemberi içine almış ve yok etmiştir. Nitekim, Maraş'ta kazanılan zaferin etkileri kısa zamanda kendini göstermiş, hareket bütün güney cephesine yayılmıştır. Maraş'ta elde edilen zaferde, halkın sebatla direnmesi büyük rol oynadı. Halk, şehri terk etmedi, teşkilatlandı ve işgale karşı koydu.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Şeyh Ali Sezai Efendi'yi, Doktor Mustafa'yı, Maraş'ta kazanılan bu kahramanlık destanının başlatıcısı olan beyannameyi "Elbistan" adıyla yazan Kısakürek'lerden Mehmet Ali Bey'i, Kılıç Ali Bey'i, Aslan Bey'i, Sütçü İmam'ı, Rıdvan Hoca'yı, Maraş Müftüsü Rafet Hoca'yı, Yusuf Çavuş'u, Abdullah Çavuş'u, Mıllıç Nuri'yi, Senem Ayşe'yi ve Türk Bayrağını kale burcuna asan Onbaşı Osman Erşen ile bu destanı yazan isimsiz kahramanları minnet ve rahmetle yâd ediyorum, ruhları şad olsun.

kaynak
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Mart 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
maraşın kurtuluşu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ocak 2012       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kahramanmaraşın kurtuluş mücadelesi ve bunun önemi hakkında daha detaysız bilgi alabilirmiyim biraz çabuk ama ...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ocak 2012       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kahramanmaraş ın (KURTULUŞ MÜCADELESİ ve B.UNUN ÖNEMİ) hakkında bilgi istiyorum çoook önemli biraz çabuk olabilir mi?? teşekkürler...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Ocak 2013       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kahramanmaraş ın (KURTULUŞ MÜCADELESİ ve B.UNUN ÖNEMİ) hakkında bilgi istiyorum çoook önemli biraz çabuk olabilir mi?? teşekkürler...
misafir - avatarı
misafir
Ziyaretçi
12 Şubat 2013       Mesaj #8
misafir - avatarı
Ziyaretçi
Maras in kurtulusunda kim veya kimler ilk kursunu atmis
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Şubat 2013       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
avaş'ın çıkacağının ilk kıvılcımı 31 Ekim 1919'da Sütçü İmam Olayı ile yaşandı. Ermeni-Fransız Lejyon askerlerin Uzunoluk Hamamı'ndan çıkan peçeli Türk kadınlarına el uzatmaları sonucunda ayaklanan Türkler Ermeni-Fransızlara saldırmaya çalışsa da Ermeni-Fransız askerler, olaya müdahale etmek isteyen Çakmakçı Sait'i yaraladı[2]. Sütçü İmam'ın da karşılık vererek Ermeni-Fransız lejyonerlere kurşun atmasından sonra kısa süreli bir arbede yaşandı.[3]

Benzer Konular

3 Kasım 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
24 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış
4 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap