Arama

Yerel anten yükselteçleri hakkında bilgi verir misiniz?

Bu Konuya Puan Verin:
En İyi Cevap Var Güncelleme: 22 Şubat 2009 Gösterim: 5.712 Cevap: 3
acillll - avatarı
acillll
Ziyaretçi
22 Şubat 2009       Mesaj #1
acillll - avatarı
Ziyaretçi
bana cok acıl yerel anten yüseltecleri baslıklı bılgı lazım lutfen yardıncı olurmusunuz son tarıh martın ık haftası sımdıden emeklerınız ıcın tesekkur edrım.
EN İYİ CEVABI kıngofcs verdi
İçerik FM MONO ALICILAR

Sponsorlu Baglantilar
Temel olarak GM alıcılar özdeş devrelere sahiptir. Aralarındaki fark IF sinyalinin demodüle edilerek ses frekanslı sinyalleri elde temada kullanılan yöntemdir. Frekans modülseli sinyallerin demodülasyonunda, sinyaldeki frekans sapmasıyla orantılı olarak ses sinyalleri detektör devreleriyle yeniden elde edilir.
Genlik modülasyonunda, gürültü etkisiyle sinyal genliğinde artma ve azalmalar meydana gelebilir. Sinyaldeki gürültü, sinyalin bir kısım bozulmadan temizlenemez. Çünkü genlik modülasyonunda, bilgi sinyali taşıyıcı sinyale genlik değişimleri şeklinde modüle edilmiştir. Frekans modülasyonunda ise modüleli sinyal genliği sabit olduğundan, gürültünün neden olduğu genlik değişiklikleri, sinyal demodüle edilmeden önce sınırlanabilir veya kırpılabilir


Şekildeki FM alıcı blok diyagramı görülmektedir. FM alıcılarda GM alıcılardan farklı olarak limitör ve diskriminatör katları mevcuttur. Ayrıca frekans modülasyonlu alıcılarda katlar geniş frekans bandını geçirecek şekilde ayarlanır. FM alıcılarda ara frekans (IF) değeri 10,7MHz,genlik modülasyonlu alıcılarda ise 452-490KHz arasında değişir. FM ve GM alıcılarda limitör katına kadar olan kademeler aynı işlevi görürler. RF yükselteç katı anten ile alınan RF sinyalinin genliğini yükseltir. FM alıcılarda IF sinyali limitör veya sınırlayıcı katına uygulanır. Burada IF sinyali genliği kırpılarak diskriminatör katına uygulanır. Diskriminatör katında dedekte edilen sinyalden ses frekanslı bilgi sinyali elde edilir. Ses frekans yükselteçlerinde yükseltilen sinyal hoparlöre uygulanır.
Şekil 4,2’de FM alıcı blok diyagramı görülmektedir. Alıcı genel yapı olarak GM alıcılara çok benzemektedir. FM alıcılarda yapısal olarak gürültü bastırma özelliği mevcuttur. Bu özelliğinden dolayı katların durumuna ve alıcının yapısına göre RF yükselteç katları kullanılmayabilir. Fakat FM alıcılarda ses katları ve detektör devreleri GM alıcılardan farklıdır. Blok diyagramda gösterilmiş olan otomatik kazanç kontrol (AGC)bağlantısı GM sisteminde zorunlu kullanımına rağmen FM alıcılarda zorunlu değildir. Çünkü FM alıcılarda bulunan limitör devresi ile AGC nin sağladığı kazanç kontrolü yapılmaktadır. Birçok FM alıcıda ise, AFC bulunmaktadır. AFC (otomatik frekans kontrolü) devresi ile yerel (lokal) osilatör frekans kararlılığı sağlanır. Yeni sistemlerde frekans kararlılığı yeterli seviyede sağlandığından AFC sistemi kullanılmamaktadır. FM alıcılarda kullanılan IF yükselteçlerin genellikle kademeli olarak frekansı düşürecek şekilde tasarlanmıştır. Örmeyin ilk IF katı 10,7MHz ‘e ayarlı iken, ikinci IF katı 55KHz ‘e ayarlanabilir. Böylece frekans kararlılığı arttırılmış olur. FM alıcılarının GM alıcılarına göre duyarlılığı daha fazladır. GM alıcıları minimum 30uV civarındaki yüksek frekanslı sinyalleri algılayabilirken, FM alıcılarda bu değer 1uV seviyesine kadar inebilmektedir.

B.RF VE FREKANS DEĞİŞTİRİCİ KATLARI

FM alıcıların girişinde mutlaka RF yükselteç katı kullanılır. Bu kat alıcıda ön secicilik işlevi yaparak, antene gelen sinyallerden istenen istasyon sinyalinin seçilmesini ve yükselmesini sağlar.
RF yükselteci işlevi nedeniyle alıcının genel seçiciliğini de yükseltir. FM alıcılarda RF yükselteci kullanılmazsa antenden alınan zayıf sinyallerin demodüle edilmesi ve bilgi sinyalinin elde edilmesi imkânsızlaşır. RF yükseltecinin yükselme oranı ve seçiciliği sayesinde alıcının gürültü miktarı da minimum seviyeye düşürülmüş olur. Ayrıca, osilatör sinyallerinin anten yardımıyla FM MONO ALICILAR

Temel olarak GM alıcılar özdeş devrelere sahiptir. Aralarındaki fark IF sinyalinin demodüle edilerek ses frekanslı sinyalleri elde temada kullanılan yöntemdir. Frekans modülseli sinyallerin demodülasyonunda, sinyaldeki frekans sapmasıyla orantılı olarak ses sinyalleri detektör devreleriyle yeniden elde edilir.
Genlik modülasyonunda, gürültü etkisiyle sinyal genliğinde artma ve azalmalar meydana gelebilir. Sinyaldeki gürültü, sinyalin bir kısım bozulmadan temizlenemez. Çünkü genlik modülasyonunda, bilgi sinyali taşıyıcı sinyale genlik değişimleri şeklinde modüle edilmiştir. Frekans modülasyonunda ise modüleli sinyal genliği sabit olduğundan, gürültünün neden olduğu genlik değişiklikleri, sinyal demodüle edilmeden önce sınırlanabilir veya kırpılabilir


Şekildeki FM alıcı blok diyagramı görülmektedir. FM alıc

Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
22 Şubat 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Antenler Ve Sistemleri
Frekans Modülasyonlu (F.M) alıcılarda kullanılan frekanslar (V.H.F) çok kısa dalga bandı içine girerler. Bu frekanslar 30 MHz- 300 MHz arasında değişir. V.H.F bandında yayın yapan (örn:TRT1) antenlerinden havaya yayılan dalgaların bir kısmı, iyonosfer tabakasında biraz kırılarak deler geçerler ve bir daha yeryüzüne bir daha dönmezler. Bu dalgaların diğer bir kısmı da verici antenin yüksekliğine göre yere paralel olarak hareket ederler. Bunlara ise direkt dalgalar adı verilir. Bu durumda alıcı anteninin maksimum sinyal yönüne mümkünse direkt görebilecek şekilde monte edilmelidir. Örneğin transistörlü portatif F.M. alıcılarda teleskopik anteni belli bir açı altında sağa sola eğmek suretiyle maksimum randıman alınabilir. Alıcı anteni, verici antenin durumuna göre düşey ya da yatay olarak kullanmak gerekebilir. Bir dipol anten ortadan beslemeli olup, yarım dalga antene eşdeğerdir.
Akım antenin ortasında maksimum, uçlarda minimumdur. Haberleşme mesafesini arttırmak için, antenden yayılan enerjiyi belirli bir yöne yöneltmek gereklidir. Yöneltilmiş bir dalgaya almak içinde, verici antene odaklanmış basit bir alıcı anten kullanmak yeterli olacaktır. Basit bir dipol anteni tam yöneltici olarak kullanmak için dipolün arkasında REFLEKTÖR arkasında ise DİREKTÖR adını verdiğimi çubukları kullanmak gerekir. Direktör adeti çoğaldıkça alıcı verici anten yönüne göre tam olarak yöneltildiğinde antenin kazancı maksimum olacaktır.
Sponsorlu Bağlantılar
Günümüzde uhf ve vhf'yi içinde barındıran antenler piyasada satılmaktadır. Bundan en iyi şekilde faydalanmak için yapılması gerekenler;
anteni vericiye en uygun şekilde görecek şekilde yerleştirmek olmalıdır.Böylece sinyalin alınması için en iyi randıman yakalanmış olacaktır.
V.H.F ve U.H.F. alıcılarında anten frekansı çok yüksek olduğundan, alıcı çıkışında anten frekansının bu özellliğini taşıyan bir alçak frekans elde etmek gerekmektedir.

BÖYLE BİR DÜZENEK KURMAK İSTEYEN ARKADAŞLAR PİYASADAKİ MEVCUT ANTEN TİPLERİNDEN FAYDALANABİLİRLER. BİR KRİSTAL KULLANILARAK FREKANSI üç adet çoğullayıcıyla( ÜÇ AYRI FREKANS KATI) 130 MHz 'ye yükseltilmelidir. Bu devrelere anten adaptörü adıda verilmektedir. (Piyasada bulunan anten yükselteçleri...)

V.H.F. adaptör çıkışı genelde 14-16 MHz arasındadır ve bu çıkış değeri 6-18 MHz arasında kısa dalga bandı olan (televizyonlarınızda 2-4 kanalları arası) normal bir alıcı girişine uygulanabilir.
Günümüzde zaten T.V'ler bu standarda göre yapıldıklarından bu sistemin direk olarak uygulanmasının bir sakıncası bulunmamaktadır.
Anten adaptörlerinin yapısı ise genelde NPN tip transistör kullanılarak yapılan, üç katlı 130 MHz frekansı görecek basit devrelerden oluşmaktadır. Bu devrenin montajı esnasında katlar birbirinden bakır kaplı bir plaket içine oturtulmalı ve bir blendajla diğer devrelerinin birbiriyle olan bağı kesilmelidir.
Ultra Yüksek Frekans (U.H.F.) bandı ise 300 Mhz (1 M) ile 30000 Mhz (1 cm) arasındadır. Bu dalgalara ise desimetrik dalgalar denir. Bu seviyedeki frekanslar net ve kaliteli veri iletişimi için kullanılmaktadır. Bunar normal radyo bandları dışında kalan frekans aralıkları olduklarından tercih edilmektedirler. Lise bilgilerimizden de hatırlayacağımız üzere güneşte meydana gelen patlamalar; atmosferde manyetik fırtınalar meydana getirmekte... Özellikle genlik modüleli radyo frekans dalgaları atmosferde meydana gelen bu değişikliklerden dolayı radyo yayınlarını parazitli olarak alırlar. İletişimin net ve kararlı olarak yapılabilmesi ve bu parazitlerin engenlenmesi için mantık olarak yukarda sözünü etmeye çalıştığımız frekans aralıklarında bu iletişimin yapılmasını gerektirmektedir.
Bu aralıkta yapılan yayınların sağlıklı olarak alınabilmesi için geniş band aralıklı alıcıların kullanılması gereklidir. Özellikle U.H.F. alıcılarında antene gelen sinyalin frekansı çok yüksek olduğu için alıcı içinde osilatör frekansını çoğaltan iki yada üç katlı frekans çoğaltıcı devreler kullanılması gereklidir. Buna müteakip ayrı bir karıştırıcı katı kullanmak suretiyle antene gelen ultra yüksek frekanslı sinyal kullanılabilecek duruma gelen alçak frekans haline dönüştürülür. Bu durum evimizde kullandığımız antenlerin üzerinde yazan kazanç ifadesiyle anlatılabilir. Aynı durum V.H.F. alıcılarda ise frekans çoğaltan katların devre dışı bırakılmasıyla olur. Bunun yerine bir yada iki katlı frekans karıştırıcı devreler kullanılabilir. Yarım yüzyıl öncesine kadar V.H.F. dalgalarının yeryüzüne paralel oarak gittikleri kabul ediliyordu. Bu haberleşmenin yapılabilmesi için alıcı antenle verici antenin birbirini görmesi gerektiği düşünülüyordu. Artık günümüzde bu düşünce çürütülmüş bu dalgaların atmosferden etkilenerek görüş mesafesinin çok uzağına gittiği anlaşılmıştır. Sonuçta U.H.F / V.H.F. dalgalarının yer dalgalarından etkilenmemektedir. Bu durum sinyallerin evlerimizin içine kadar rahatlıkla girmesiyle açıklanabilir... U.H.F / V.H.F. dalga bandında yayın yapan vericilerin kullandıkları dipol antenler yatay veya dikey olabilir.Bu vericilerin sinyallerini tam ve net olarak alabilmek için alıcı antenlerini yatay yada dikey olarak kullanmak gerekir. Bu tip antenlerde R.F kaybının en aza indirgenmesi için izalatör (yalıtıcı) olarak polyestren kullanmak gereklidir.İç geri beslemeden dolayı oluşacak osilasyon (dalgalanma) lara karşı kullanılacak transistörlü amplifikatör topraklı olmalıdır. Geçiş zamanının en az sürede olmasının transistör N.P.N. tipinde seçilmelidir. Bobinaj için kullanılacak teller ise bakır seçilirse yüksek frekanslı enerji telin biraz daha iç yüzünden gidecek; R.F. en az kayıpla görevini tamamlayacaktır. V.H.F. ve U.H.F. bobinajlarında bir yada iki spirlik bobin, piko farad mertebesinde çok küçük kapasite yardımıyla rezoransa getirilebilir. Bunun için genel kanı devre montajı esnasında kullanılacak bütün tellerin kısa seçilmesidir. Çünkü her telin yüksek frekansta bir endüktansı ve kapasitesi olduğu unutulmamalıdır.

YAYININ KÖTÜ ALINDIĞI BÖLGELERDE ANTENE EMPEDANS (DİRENÇ) UYDURMA

TV alıcısı ile anten arasındaki sistemde; her noktada empedans (direnç) uygunluğunun bulunması gerekmektedir. Aksi halde hem alınan TV sinyali zayıflayacaktır; hem de o iletim hattı üzerinde ileri geri yansıyan dalgalar oluşacaktır (TV’lerinizde oluşan S dalgalanmaları, balık sırtı, v.b...). Bu da istenilmeyen bir özellik olup; TV’nin yayını sıhhatli olarak alamamasıyla sonuçlanır. Burada biz böyle sorunlarla karşılaşıldığında; sorunun giderilmesi için kullanılacak yöntemleri aktarmaya çalışacağız.
Bildiğiniz üzere anten giriş terminalleriniz iki fiş (fiş basan) şeklinde tasarlanmıştır. Bu tip alıcılara 240 W ’ luk simetrik kablolar; doğrudan doğruya bağlanabilir. Eğer bu kablonuz kuaksiyel ise empedansınız 60 W olmalıdır. İşte bu verilere sahipken hale TV’nizi net olarak izleyemiyorsanız empedans eşleştirici (balun) kullanmanız gerekecektir. Burada empedans eşleştirici biraz açarsak; 60 ohm’dan 240 ohm’a geçiş için kullanılan bir transformatör (trafo) denilebilir. Dışardan hazır satın aldığınız TV anten yükselteçlerinde bulunan regülatörler...
İşte burada yapılan 60/240 dönüşüm işlemi bir tür empedans ekleme (transfer) işlemidir ve bu regülatörler iki yönlü olarak kullanılabilirler. Siz böyle bir regülatöre sahipken dahi yayını tam olarak alamıyorsanız; regülatörünüzün TV’ye giden kablo girişlerine 48 ohm’luk bir direnç atmalısınız... Böyle bir dönüşüme en iyi karşılık gelen direnç değeri ortalama olarak 48 ohm olarak bulunmuştur. Empedans ayarlamaları kazançınızı arttıracak; bu da zayıf gelen sinyalin bir miktar daha güçlenmesine sebep olacaktır. Bu anlatılanlardan ayrı olarak sinyali duruma göre (izlenen TV istasyonuna göre) arttırmak isteyenler ise sigara paketlerinden çıkan kalaylı kağıtları kullanabilirler. Simetrik kablo üzerine sarılıp ileri geri hareket ettirildiğinde; resmin biraz daha netlik kazandığı hemen farkedilecektir.

• UYDU NEDİR?

Dünya çevresinde ekvatorun 36.000 Km üzerinde (Clark Belt) denilen kuşakta, dönüş hızı dünya ile aynı olan ve enerjilerini güneşten alarak bataryaları vasıtalarıyla kullanan; içeriğinin çok büyük bir bölümünü elektronik cihazların oluşturduğu uzaydaki araçlardır.
Uyduların ömürleri yörünge sabitleştirici füzelerdeki yakıt süresi ile orantılıdır. Uyduların ömürleri ise genel olarak 10-15 yıl arasında değişmektedir. Bu dönem sonunda uydu ya uzay çöplüğüne gönderilmekte yada güvenilir bir biçimde düşürülmektedir. Genellikle çok katlı bir füzeyle yerden fırlatılıp yörüngelerine sabitlenirler. Kapalı yörüngeler çizerek dünya etrafında dolaşan uydular; son halleriyle komplike yapıdan ayrılmaları için son hız (yatay hız) yönünün uydu-yer doğrultusunda dik olamsı gerekmektedir.
Böyle bir çalışma ilk kez 4 ekim 1952’de SSCB tarafından uzaya fırlatılan SPUTNİK 1 uydu aracı ile gerçekleştirilmiştir.

• UYDU TV BANT YAYINLARI
• 1-) X Bant Yayınları
• 2-) KU Bant Yayınları
• 3-) C Bant Yayınları
Bu bantların frekans aralıkları ise 3- 11.8 GHZ arasında değişmektedir.

UYDULARIN YERYÜZÜNDEKİ İZLERİ

Bir uydu ortalama olarak 30 TV yayınını verebilmektedir. Bu yayınlar uydu üzerindeki transporter (aktarıcılar) ile dünyaya gönderilmektedir. Bu şekilde gönderilen sinyallerin yeryüzüne her bölgede aynı güçte ulaşmaları mümkün olmayabilir. Gönderilen sinyal hangi alana doğru yönlendirilmişse o tarafa doğru yayının kuvveti daha da artacaktır. Yayın sinyallerinin dünyaya düştüğü kısımlara (alanlar) ayak izi tanımlaması yapılmaktadır.
Antenler, yüksek frekanslı enerjiyi elektromagnetik dalgalar halinde yayan veya gelen elektromagnetik dalgaları alan ve elektrik akımına çeviren sistemlere verilen genel addır. Alıcı ve verici antenleri çalışma prensipleri bakımından tamamen birbirlerinin zıttı olmalarına rağmen temel yapı olarak birlikte incelenebilirler.
Temel olarak iki tip anten bulunmaktadır. Bunlar Hertz ve Markoni antenleri olarak ayrılabilirler. Hertz anteni yarım dalga boyunda (X/2) olup; diğer bir adları da dipol antenlerdir. Markoni antenler ise; çeyrek dalga (X/4) boyunda antenlerdir. Bu tip antenler yere dik olarak kullanılmakta; sinyalin yarısı toprakta diğeri ise anten üzerinde meydana gelir. Bu tip antenler alçak frekanslarda çalışmaktadırlar ve dalga boyları çok uzun olan istasyonlarda kullanılırlar...
Evlerimizde kullandığımız t.v. antenleri dipol antenlere güzel bir örnek teşkil ederken; çoğunuzun rastladığı telsiz antenleri ise markoni tip antenlere emsal teşkil etmektedirler. Bütün telsiz antenlerinin yere dik olarak monte edildiğine dikkat edin...
Temelde gerekçe olarak dalga boyunun düşmesi (x/2, x/4, x/8 ....) bant aralığınının da daralması anlamındadır. Bunun sonucunda da dalga boyu yükselecektir.( radyolarınızda kullandığınız kısa, uzun, orta dalga boyları...)

BİR DİPOL ANTENİN OLUŞTURULMASI

Kullandığınız herhangi bir iletkenin sonuna bir iletim hattı için yer bırakın...Toplam iletken uzunluğunun dörtte bir kadar bir mesafe (X/4); hesaplayarak o yerden 90 derece açı altında ikiye kıvırın; böylece çok basit bir Hertz tipi antene kavuşmuş olursunuz. İletim kayıplarından ötürü anteniniz pek kuvvetli olmayacaktır ama; yukarıda anlatmaya çalıştığımız prensipler bu şekilde işlemektedir. İşte bu prensiple yapılan antenlerde kazanç (desibel) kazanması için regülatörler eklenmekte ve antenler alıcı t.v. linkini görecek şekilde yerleştirilmektedir.

ÇALIŞMA PRENSİPLERİ

Her iki antenin de çalışma prensipleri aynıdır. Yüksek frekansta gelen elektrik enerjisi antenin ortasından beslenmektedir. Açık olan anten uçlarında gerilimler maksimum fakat birbirlerine zıt yöndedirler. Her alternansta kutuplar değişir. Yön değiştiren zıt elektrik kutupları arasında değişen bir elektrik alanı oluşur. Enerjinin beslendiği giriş uçlarında akım en büyük durumdadır. Açık olan hat ucuna doğru antenden geçen akım yavaş yavaş azalır ve hattın sonunda akım sıfır değerindedir. Böylece akımın değişkenliği her durumda iletken üzerinde manyetik çizgiler oluşturacaktır. Çok yüksek frekans değerleri için magnetik alan yaratmanın zaruri bir şart olduğu düşünülürse t.v. yayınlarının seyredilmesinde dipol antenlerin neden kullanıldığı şimdi daha iyi anlaşılacaktır.

RADYOFREKANS DALGALARI

Günümüzde cep telefonlarının yaygınlaşmaya başalamasıyla daha da önemli bir hala alan radyofrekans dalgaları getirdiği yararların yanısıra bir çok tartışmayada ana konu olmaya başlamıştır.
radyofrekans dalgalarının tartışma konusu olmaya başalamsının sebebi insan sağlığı üzerine olan olumsuz etkileridir. Klinik bulgularla kanıtlanmamış olmasına rağmen özellikle ülkemizde son günlerde konu manşetlere taşınmıştır. Bizde naçizane bilgilerimizle burada hem işin teknik kısmına hem de bu vesileyle yararları-zararları konularına değinmeye çalışacağız.
Canlı dokuların radyofrekans dalgalarıyla etkileşmeleri adı geçen frekans kaynağının hertz cinsiyle tanımlanan frekans değerine bağlıdır. Örneği evlerimizde kullandığımız elektrik 50-60 Hz; ** radyo dalgaları 1 MHz(MegaHertz); FM radyo dalgaları 100 MHz; mikrodalga frınlar 2450 MHZ; cep telefonları ise 860-1800 MHz; X-ışınlar ise 10^12 MHz değerleri arasındadır. Cep telefonları tarafından düşük frekanslı radyosyona mikrodalgalar; radyofrekanslar ve radyo dalgaları adı verilmektedir. bu dalgaların insan vücuduna etkileri bakımından; 3000 Hertz ile 300 Ghz arasındaki değerlerin olumsuz etki göstermedikleri varsayılmaktadır. X ve gamma ışınları gibi yüksek frekanslı elektromanyetik radyasyonun kanser ve genetik bozukluklara yol açmasının sebebinin; taşıdıkları yüksek enerji ile kimyasal bağları parçalaması (iyonizasyon) ve hücrenin genetik metaryalini etkilemesi olarak kabul edilmektedir. Taşıdığı yüksek enerji nedeniyle insan sağlığına zarar verdiği düşünülen bu dalgaların zararlarının en aza indirgenmesi özel düzeneklerin kurulmasıyla sağlanabilir. Burada ilk akla gelen düzeneğin filtreler olacağı akala gelmektedir. radyasyonun sadece cep telefonlarında olmadığı radyo ve televizyon dalgalarının; bir çok alanda kullanılan telsiz ağlarınında da bu radyasyonun bulunduğu bilinmektedir.Radyasyonun incelenirken gözönünde tutulması gereken bir önemli noktada etkini radyasyon kaynağına olan uzaklıklıktır.Dolayısıyla kulağa dayalı bir cep telefonuyla; uzak bir yerde bulunan R-L istasyonun etkileri farklı olacaktır.
kaynak
Quo vadis?
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
22 Şubat 2009       Mesaj #3
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
EEM 501 Doğrusal Sistem Kuramı
Dönüşüm tekniklerini gözden geçirme. Doğrusal uzaylar. Doğrusal işleçler. Değer uzayı ve boş uzay, temel uzaylar. Öz vektörler, Jordan özbiçimi. Kare matris işlevi. Tekil değer ayrışımı (SVD). Düzgüler. Doğrusal sistem tanımı: giriş, çıkış ve durum değişkeni tanımları, zamanla değişmez ve zamanla değişen sistem tanımları. Kesikli zaman sistemler. Kipsel ayrışım. Doğrusal sistem çözümlemesi: denetlenebilirlik, gözlenebilirlik, Kalman ayrışımı. BIBO kararlılık, asimtotik ve Lyapunov anlamında kararlılık, Lyapunov kararlılık çözümlemesi. Kesikli zaman sistemlerin kararlılığı.
EEM 502 Rasgele Süreçler
Olasılık kuramının temelleri, rasgele değişkenler ve rasgele işlemler. Mühendislik ve fiziksel bilimlerde karşılaşılan rasgele işlemlerin analizinde kullanılan teknikler. Sıkça karşılaşılan rasgele işlem tipleri. Olasılık kuramının tekrarı, rasgele diziler ve yakınsama. Olasılıksal işlemlere giriş, olasılıksal matematik, Poisson süreci, beyaz-gürültü süreci, Gauss süreci, rasgele yürüyüş, Brown hareketi, Wiener süreci, Markov zincirleri, Markov süreci, rasgele girişli doğrusal sistemler, atış-gürültü süreci.
EEM 503 Optimizasyon
Doğrusal ve doğrusal olmayan programlama teknikleri, genetik algoritmalar. Kısıtlanmamış ve kısıtlanmış optimizasyon problemleri. Nümerik yöntemler. İşlev uzaylarında optimizasyon.
EEM 504 Örüntü Tanıma
Bayesçi karar kuramı. Enbüyük olabilirlik ve Bayesçi parametre kestirimi. Parametrik olmayan yöntemler. Doğrusal ayırtaç işlevleri. Güdümlü ve güdümsüz öğrenme ve sınıflandırma
EEM 505 Haberleşme Kuramı
Kestirim teorisi. İkili ve M’li hipotez testleri. Sezim teorisi. Olasılıksal süreçlerin gösterimi. Karhunen-Loeve açılımı. Beyaz ve renkli gürültünün varlığında sinyal parametrelerinin sezim ve kestirimi. Sürekli dalga şekillerinin sezimi. Optimum doğrusal gerçekleştirilebilir işlemciler. Wiener-Hopf denklemi ve çözümü. Optimum alıcılar. Taşıyıcı ve simge senkronizasyonu. Taşıyıcı evrenin sezimi. Simge zamanlamasının sezimi. ML seziciler. Kanal kapasitesi. Kodlama kuramı.
EEM 506 Çoğulortamlı İletişim ve Güvenlik
Çoğulortam verilerinin gösterimi, sıkıştırma, şifreleme ve kimlik doğrulama. Veri gizleme ve gizliyazı analizi. Adli kanıt toplama.
EEM 507 Sezim ve Kestirim Kuramı
Sezim, kestirim ve süzgeçleme kuramı, iletişim ve sinyal işlemeye uygulanması, olasılık kuramı, MAP, MSE sezim kuramları, Wiener süzgeçleme.
EEM 508 Robotiğe Giriş
Robotlarda temel kavramlar, robot uygulamaları. Vektörel ve analitik mekaniğin esasları. Robot dinamiği, robot kolları (manipülatörler), robotlarda düz ve ters kinematik, gezinge planlaması, hareket denetimi, algılayıcı ve aktarıcılar. Denetim mimarisi, hareketli robota giriş.
EEM 509 Görüntü İşlem
Bilgisayarla görmeye giriş, imge oluşumu, imge modeli, imge elde etme düzenleri, alt düzey görme problemleri: yumuşatma, ayrıt saptama, ayrıt bağlama, çok ölçekli yaklaşımlar, orta düzey görme problemleri: yüzey kurma, tonlamadan, hareketten ve stereo imgelerden şekil elde etme. Yüksek düzey görme problemleri: modele dayalı görme, anlamsal ağlar, genelleştirilmiş silindirler ve Hough dönüşümü.
EEM 510 Doğrusal Olmayan Sistemler
Doğrusal ve doğrusal olmayan sistemlerin karşılaştırılması. Temel doğrusal olmayan analiz. Doğrusal olmayan adi diferansiyel denklemler. II. Dereceden sistemler; Poincare-Bendixon teoremi, limit çevrimleri. Lyapunov anlamında kararlılık. Giriş-Çıkış kararlılığı, Edilgenlik, küçük kazanç teoremi. Tekil sarsımlar yöntemi. Diferansiyel geometrik yöntemler. Doğrusal olmayan sistemlerde son yenilikler.
EEM 513 İstatistiksel Sinyal İşleme
Ayrık-Zamanlı Rastsal Süreçler. Wiener Süzgeci. İzge Kestirimi (Minimum Varyans, Maximum Entropi, MUSIC, PCA yöntemleri). Uyarlamalı Süzgeçler (LMS, RLS, Kalman). Zamanla-Değişen Sistemlerin İzlenmesi.


EEM 515 Elektromanyetikte Nümerik Yöntemler
Matris denklemlerinin ve matris özdeğer problemlerinin nümerik çözümleri. Moment yöntemi. Sonlu farklar, zamanda sonlu farklar ve sonlu elemanlar yöntemleri. Frekans ve zaman bölgesinde integral denklemler. Yukarıda anılan yöntemlerin çeşitli anten, saçılma problemlerine ve mikrodalga elemanların ve devrelerin analizine uygulanması. Nümerik yöntemlerde güncel araştırma ve ilgi alanları.
EEM 516 İleri Tümleşik Devre ve Sistem Tasarımı
NMOS ve CMOS teknolojisi, transistör devrelerinin modellenmesi, CMOS devre ve sistem tasarımı. Bilgisayar destekli CMOS devre ve sistem tasarımı. Pekiştirme ve kıtlık tipi MOS transistör modelleri, MOS sığaçları, MOS işlevsel yükselteç tasarımı, giriş katı, yükselteç katı, akım kaynakları, kararlılık, kompanzasyon, anahtarlı-sığaç süzgeç tasarımı, sinyal akış şeması, MOS sürekli zaman süzgeçleri.
EEM 517 Veri Sıkıştırma
Kayıpsız sıkıştırmanın matematiksel temelleri. Huffman kodlama, aritmetik kodlama, sözlük yöntemleri. Öngörüsel kodlama. Kayıplı sıkıştırmanın matematiksel temelleri. Skaler nicemleme, vektör nicemleme. Fark kodlama. Dönüşüm, altbant ve dalgacık yöntemlerinin matematiksel temelleri. Dönüşüm kodlama, altbant kodlama, dalgacık temelli sıkıştırma. Analiz / sentez yöntemleri. Video kodlamaya giriş.
EEM 518 Elektromanyetik Dalga Kuramı
Elektromanyetiğin temel teoremleri. Dalga denklemi ve bunların karmaşık dalgalar ve homojen olmayan ortamlar için çözümleri. Dalga kılavuzları ve dielektrik fiber optik ileticiler. Homojen ortamlar için skaler ve vektörel Green işlevlerinin bulunması. Açıklıklardan ışıma. Huygen ve Kirchhoff teorileri. İletken ve dielektrik cisimlerden saçılma. Silindir, küre ve karmaşık cisimlerden saçılmanın modellenmesi ve çözüm teknikleri.
EEM 524 Anten Mühendisliği
Alan eşdeğerlik prensiplerinin tekrarı. Maxwell denklemleri ve koordinat sistemleri. Vektör ve skalar potansiyeller, dalga çözümleri. Green fonksiyonu, ışıma, ideal dipol. Basit antenler: dipol ve döngüler. Temel anten parametreleri, yüzey dalga antenleri, reflektör anten sistemlerine giriş. Alıcı antenler. Dizi teorisi. Birbiçimli uyarılmış diziler. Birbiçimsiz uyarılmış diziler. Uyarlamalı diziler, akıllı antenler.
EEM 526 Kodlama Teorisi
Galois alan aritmetiği. BCH ve RS kodları gibi doğrusal blok kodlar. Evrişimli kodlar. Blok ve evrişimli kodlar için etkin kod çözme algoritmaları. Kodların birleştirilmesi ve serpiştirilmesi. Turbo kodlar.
EEM 527 Elektromanyetikte Nümerik Yöntemler
Matris denklemlerinin nümerik çözümleri ve matris özdeğer problemleri, moment metodu, zamanda-Sonlu-Fark yöntemi, varyasyonel yöntemler, spektral uzay yaklaşımı ve bu yöntemlerin anten ve saçınım problemlerindeki uygulamaları.
EEM 529 Telsiz Ağlar
WCDMA/3G hücresel ağlarda çapraz katmanlı başarım. Akıllı ağlar, bilişsel ağlar, gelecek nesil telsiz sistemler için akıllı antenler ve röleler. Telsiz LAN’lar ve anlık ağlar. IEEE 802.11, 802.15, 802.16 omurgalarında ses kapasitesi. Anlık ağlar için dikey-bağlantılı altyapı, telsiz ağlarda yer tahmini için olasılık metodları, gezgin telsiz internet ve uydu uygulamaları, küresel telsiz internet’de gezeleme, uydunun gezgin/telsiz sistemlerinde görevi, telsiz ağlarda kodlama, algoritmalar ve başarım.
EEM 530 Geniş Bantlı Telsiz İletişim
Uzay-zaman kodlaması, MIMO sistem teknolojisi, MIMO kanallar için geribesleme yöntemleri, MIMO sistemlerde anten seçimi, MIMO-OFDM sinyal işlemesi, MIMO sistemlerinde ağ planlaması ve kullanım sorunları. Genişbantlı kanal modellemesi ve sistem tasarımına etkisi. Genişbantlı ağ ve uygulamaları, adaptif genişbantlı sistemler. Genişbantlı yer belirleme ve izleme, genişbant tabanlı duyucu ağlar.
EEM 533 İleri Güç Elektroniği
Doğrusal ve anahtarlamalı güç kaynakları, güç çeviricilerin modellenmesi, resonans çeviriciler,Yumuşak ve sert anahtarlama teknikleri, Güç çeviricilerin denetimi, akım ve gerilim kipli denetim, Güç katsayısının düzeltilmesi, Çok katmanlı çeviriciler, snubber devreleri, Kesintisiz güç kaynakları
EEM 534 Sayısal İletişim Sistemleri II
Tabankuşak vurum iletimi. Sayısal modülasyon teknikleri: ASK, FSK, PSK, QAM, QPSK, MSK, CPSK. Denkleştiriciler. Taşıyıcı ve bit eşzamanlaması.
EEM 535 Gezgin İletişim
Gezgin haberleşme kuramına giriş. İleri gezgin telefon sistemleri (AMPS). Gezgin iletişim için global sistemler (GSM). Güvenlik. Uydu bazlı sistemler.
EEM 536 Sayısal İletişim Sistemleri I
Band sınırlı dalga şekillerinin örneklenmesi; ses ve görüntü dalga şekillerinin karakteristikleri; kesikli zaman sinyallerin nicemlenmesi. PCM, DPCM, ADPCM sistemleri. Alt band kodlama, uyarlamalı dönüşüm kodlama, kaynak kodlama, Karhunen-Loeve dönüşümü (KLT), DCT, DHT, OWHT. Vektör nicemleme, ağaç ve kafes tipi kodlayıcılar.
EEM 537 İletişim Ağları
Katlı yapılar, yerel alan ağları, veri bağı protokolleri, FEC ve ARQ ile hata düzeltme, yönlendirme, akış denetimi, taşıma protokolleri, uygulama protokolleri, son teknikler.
EEM 538 Radar Sistemleri
Radar tasarım prensipleri ve başarım çözümlemesi. Radar antenleri. Radar sinyallerinin yayılması ve algılanması. CW, FM ve Doppler radarları.
EEM 540 Haberleşme Elektroniği
Küçük ve büyük sinyal HF yükselteç tasarımı. HF osilatörleri. RF yükselteçlerinde gürültü sınırlaması. RF yükselteçleri. Transistör ve yükselteç ölçme teknikleri. Yükselteçlerin bilgisayar destekli tasarımı. Osilatör ve PLL devreleri. Sıklık algılayıcılar ve karıştırıcılar.
EEM 541 Otonom Gezgin Robotların Temelleri
Gezgin robotların mimarisi, gezgin robotların kinematiği, gezgin robotlarda algılama , Gezgin robotlarda konum belirleme, Harita çıkarla, Eşzamanlı konum belirleme ve harita çıkarma, yol planlama, Gezgin robotların denetimi, Davranış tabanlı robot denetimi, Robotlarda yapay zeka, Gezgin robotlarda hedef izleme ve engel aşma
EEM 545 Sayısal Denetim Sistemi Tasarımı
Sayısal denetim sistemlerinde denetlenebilirlik / gözlenebilirlik. Durum geribeslemesi ile kutup atama tasarımı. Durum gözleyicisi tasarımı. Enküçük dereceli gözleyici ile gözlenmiş durum geribeslemeli denetim sistemi. Tümlevsel denetimli servo sistemleri. Cebirsel tasarım yaklaşımı. Polinom ya da dengeleyici denklemleri. Çeşitli düzenleşim yapıları ile dengeleyici tasarımı. Model eşleme tasarımı. Eniyi sayısal denetim sistemleri. Karesel eniyi denetim. Kalıcı durum eniyi denetimi. Cebirsel Riccati denklemi. Bakışımlı kökyereğrisi. Özvektör ayrışımı. Servo sistemin eniyi denetimi.
EEM 554 Ses İşleme ve Kodlama
Ses üretiminin modellenmesi, sesin kısa zamanlı Fourier analizi, LPC kodlama, CELP kodlama.
EEM 572 Sayısal Süzgeç Tasarımı
Kesikli zaman sinyal ve sistemleri. Sonlu etki-tepki fonksiyonu. Sayısal süzgeçlerin gerçekleştirilmesi, kullanılan yaklaşımlar, gürültü çözümlemesi. Sayısal süzgeç tasarım yöntemleri. Bilgisayar destekli sayısal süzgeç tasarımı.
EEM 573 Çokdeğişkenli Denetim Sistemleri
Çokdeğişkenli sistem gösterimi, SSD, TMD, MFD, PMD. Denetlenebilirlik, Gözlenebilirlik. Kalman ayrışımı. Polinom matrisler: indirgenemez MFD, gcrd, gcld. Wolovich yapı teoremi. Durum geribeslemesi. Durum gözetleci. Bağsızlaştırma. Smith-McMillan biçimi. Çokdeğişkenli kutup ve sıfırlar. İçsel kararlılık. Eniyi denetim.
EEM 574 Denetim Sistemlerinde Sistem Tanımlama
Sistemler ve modeller. Klasik tanıyım yöntemleri: dürtü, basamak ve sinüssel sinyal testleri. İlinti işlevlerine dayalı tanıyım yöntemleri. Parametre kestirim yöntemleri: en küçük kareler, genelleştirilmiş en küçük kareler, yardımcı değişkenler yöntemleri, öngörme hatası yöntemi, en büyük olabilirlik yöntemi. Özyineli paremetre kestirimi yöntemi. Zamanla değişen doğrusal modellerin özyineli tanıyımı. Model geçerlilik sınaması.
EEM 575 Denetim Sistemlerinde Cebirsel Yöntemler
Tasarım öncelikleri. Kutup yerleştirme. İki serbestlik dereceli yapı. Giriş/çıkış geribeslemeli düzeltim. Parametrik belirsizlikler. Polinomsal yaklaşımlar.
EEM 576 Sayısal Denetim Sistemleri
Dönüşüm teknikleri ile sayısal tasarım. Durum uzayı yöntemleri ile tasarım; gözetleç tasarımı, düzengeç tasarımı, durum geribeslemesi, tümlenik denetim ve bozanetken kestirimi. Çokdeğişkenli ve eniyi denetim.
EEM 577 Uyarlamalı Denetim
Sistem modelleri. Parametre kestirimi. Model dayanaklı uyarlamalı denetim: MIT ve SPR kuralları. Özayarlamalı denetim: otomatik ayarlama, kazanç listeleme. Kararlılık, yakınsaklık ve dayanıklılık.
kıngofcs - avatarı
kıngofcs
Ziyaretçi
22 Şubat 2009       Mesaj #4
kıngofcs - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
İçerik FM MONO ALICILAR

Temel olarak GM alıcılar özdeş devrelere sahiptir. Aralarındaki fark IF sinyalinin demodüle edilerek ses frekanslı sinyalleri elde temada kullanılan yöntemdir. Frekans modülseli sinyallerin demodülasyonunda, sinyaldeki frekans sapmasıyla orantılı olarak ses sinyalleri detektör devreleriyle yeniden elde edilir.
Genlik modülasyonunda, gürültü etkisiyle sinyal genliğinde artma ve azalmalar meydana gelebilir. Sinyaldeki gürültü, sinyalin bir kısım bozulmadan temizlenemez. Çünkü genlik modülasyonunda, bilgi sinyali taşıyıcı sinyale genlik değişimleri şeklinde modüle edilmiştir. Frekans modülasyonunda ise modüleli sinyal genliği sabit olduğundan, gürültünün neden olduğu genlik değişiklikleri, sinyal demodüle edilmeden önce sınırlanabilir veya kırpılabilir


Şekildeki FM alıcı blok diyagramı görülmektedir. FM alıcılarda GM alıcılardan farklı olarak limitör ve diskriminatör katları mevcuttur. Ayrıca frekans modülasyonlu alıcılarda katlar geniş frekans bandını geçirecek şekilde ayarlanır. FM alıcılarda ara frekans (IF) değeri 10,7MHz,genlik modülasyonlu alıcılarda ise 452-490KHz arasında değişir. FM ve GM alıcılarda limitör katına kadar olan kademeler aynı işlevi görürler. RF yükselteç katı anten ile alınan RF sinyalinin genliğini yükseltir. FM alıcılarda IF sinyali limitör veya sınırlayıcı katına uygulanır. Burada IF sinyali genliği kırpılarak diskriminatör katına uygulanır. Diskriminatör katında dedekte edilen sinyalden ses frekanslı bilgi sinyali elde edilir. Ses frekans yükselteçlerinde yükseltilen sinyal hoparlöre uygulanır.
Şekil 4,2’de FM alıcı blok diyagramı görülmektedir. Alıcı genel yapı olarak GM alıcılara çok benzemektedir. FM alıcılarda yapısal olarak gürültü bastırma özelliği mevcuttur. Bu özelliğinden dolayı katların durumuna ve alıcının yapısına göre RF yükselteç katları kullanılmayabilir. Fakat FM alıcılarda ses katları ve detektör devreleri GM alıcılardan farklıdır. Blok diyagramda gösterilmiş olan otomatik kazanç kontrol (AGC)bağlantısı GM sisteminde zorunlu kullanımına rağmen FM alıcılarda zorunlu değildir. Çünkü FM alıcılarda bulunan limitör devresi ile AGC nin sağladığı kazanç kontrolü yapılmaktadır. Birçok FM alıcıda ise, AFC bulunmaktadır. AFC (otomatik frekans kontrolü) devresi ile yerel (lokal) osilatör frekans kararlılığı sağlanır. Yeni sistemlerde frekans kararlılığı yeterli seviyede sağlandığından AFC sistemi kullanılmamaktadır. FM alıcılarda kullanılan IF yükselteçlerin genellikle kademeli olarak frekansı düşürecek şekilde tasarlanmıştır. Örmeyin ilk IF katı 10,7MHz ‘e ayarlı iken, ikinci IF katı 55KHz ‘e ayarlanabilir. Böylece frekans kararlılığı arttırılmış olur. FM alıcılarının GM alıcılarına göre duyarlılığı daha fazladır. GM alıcıları minimum 30uV civarındaki yüksek frekanslı sinyalleri algılayabilirken, FM alıcılarda bu değer 1uV seviyesine kadar inebilmektedir.

B.RF VE FREKANS DEĞİŞTİRİCİ KATLARI

FM alıcıların girişinde mutlaka RF yükselteç katı kullanılır. Bu kat alıcıda ön secicilik işlevi yaparak, antene gelen sinyallerden istenen istasyon sinyalinin seçilmesini ve yükselmesini sağlar.
RF yükselteci işlevi nedeniyle alıcının genel seçiciliğini de yükseltir. FM alıcılarda RF yükselteci kullanılmazsa antenden alınan zayıf sinyallerin demodüle edilmesi ve bilgi sinyalinin elde edilmesi imkânsızlaşır. RF yükseltecinin yükselme oranı ve seçiciliği sayesinde alıcının gürültü miktarı da minimum seviyeye düşürülmüş olur. Ayrıca, osilatör sinyallerinin anten yardımıyla FM MONO ALICILAR

Temel olarak GM alıcılar özdeş devrelere sahiptir. Aralarındaki fark IF sinyalinin demodüle edilerek ses frekanslı sinyalleri elde temada kullanılan yöntemdir. Frekans modülseli sinyallerin demodülasyonunda, sinyaldeki frekans sapmasıyla orantılı olarak ses sinyalleri detektör devreleriyle yeniden elde edilir.
Genlik modülasyonunda, gürültü etkisiyle sinyal genliğinde artma ve azalmalar meydana gelebilir. Sinyaldeki gürültü, sinyalin bir kısım bozulmadan temizlenemez. Çünkü genlik modülasyonunda, bilgi sinyali taşıyıcı sinyale genlik değişimleri şeklinde modüle edilmiştir. Frekans modülasyonunda ise modüleli sinyal genliği sabit olduğundan, gürültünün neden olduğu genlik değişiklikleri, sinyal demodüle edilmeden önce sınırlanabilir veya kırpılabilir


Şekildeki FM alıcı blok diyagramı görülmektedir. FM alıc

Benzer Konular

24 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış
19 Nisan 2011 / TurqisH s0LdieR Soru-Cevap