Ziyaretçi
Yardımcı olursanız çok sevinirim..
ALKOLÜN VÜCUDA ETKİLERİ
Merkezi sinir sistemini baskılayan etil alkol sizi gevşetir ve beyindeki kontrol merkezlerini de baskıladığı için kendinizi kontrol etme yeteneğiniz azalır. Ne kadar çok içerseniz o kadar sakinleşirsiniz. Fazla alkol alırsanız konuşmanız ve kaslarınız arasındaki bütünlük bozulabilir. Aşırı miktarda alınan alkol uykuya ve bazı durumlarda beyindeki yaşamsal merkezleri ileri derecede baskılayarak, yaşamı tehdit eden bir komaya neden olabilir.Alkolün büyük bölümü ince barsaktan emilse de ağız,yemek borusu ve midede de az miktarda emilebilir. ince barsaktan emilen alkol miktarı çeşitli faktörlere bağlıdır. Eğer mideniz boşsa alkolün büyük bir bölümü hızla emilerek kana geçer. Mide ve ince barsakta, özellikle büyük parçalı ve yağlı besinlerin bulunması midenen boşalmasını ve böylece alkolün emilmesjini yavaşlatır.
Alkol kana geçtiğinde hızla bütün vücuda dağılarak, hücre içi de dahil su bulunan her yere taşınır. Alkolün zehirleyici etkisinden bu dağılım sorumludur. Alkol, hamile kadınlarda bebeğe ve emziren kadınlarda anne sütüne geçer.
Alkol hemen hemen tümüyle vücudumuzda yakıt olarak kullanılsa da az miktarda idrar ve solunum yoluyla da atılır. Dışarı verdiğimiz nefesteki alkolü ölçerek vücudunuzdaki miktarını belirleyen testler vardır. Nefesteki alkol düzeyi ile kandaki alkol yoğunluğu arasında bir para lellik vardır.
Nefesinizin alkol kokması hem çok az kokusu olan alkolden hem de içkinin diğer bölümlerinin vücutta parçalanmasından (metabolizma) kaynaklanır, içki birbirlerinden farklı nefes kokularına neden olur. örneğin biranın nefeste oluşturduğu koku viskininkinden farklıdır. Cin ve votkanın kokusunu almak daha zordur.
Alkol bir anestezik (narkozda kullanılan maddeler) gibi beyin fonksiyonunu gittikçe artarak baskılar. Alkol içerken ilk önce düşünme, duygıu ve muhakeme alanları etkilenir, içmeye devam ettikçe beyindeki hareket kontrol alanları d.a etkilenerek konuşma ve denge bozuklug;u oluşur ve tepkiler yavaşlar.
Alkol periferik kan damarlarını (deriye en yakın olanlar) genişleterek başlangıçta bir sıcaklık, duygusu yaratır. Nabzınız hızlanır ve artmış sıvı alımı ve alkolün böbrekler üzerindeki idrar îöktürücü etkisiyle daha fazla idrar yapılır. Alkol midede asit salgılanmasını da arttırır.
Vücudunuz alkolü diğer besinleri kullandığı gibi kullanır. Enerji sağlamak için alkol karaciğerde: yakılır. Bir gram alkol yakıldığında 7 kalori olluşur. Alkol yüzdesi 2 olan 120 mi şarap, 360 ITII bira veya alkol derecesi (proof) 100 olan 30 mi içki sadece alkol içerikleriyle yaklaşık 8O kalori verir. Bira ve tatlı şarabın şeker ve karbonhitrat içerikleri ek kalori verir.
Vitamin, mineral veya protein gibi önemli besin maddelerini içermediği için alkolün besin değe ri çok azdır. Kronik (uzun süreli) alkoliklerin bı eşlenmesi çoğu kez yetersizdir. En sık tiamin (B1 vitamini), riboflavin (B2 vitamini), niasin, Folik asit, pridoksin (B6 vitamini), magnezyum,, potasyum ve çinko yetersizliği görülür.
Doktorlar bir zamanlar uzun süreli alkol kullananlarda sık görülen karaciğer hasarının (karaciğer yağlanması ve siroz) nedeninin alkolün beslenme üzerindeki etkisi olduğunu düşünüyorlardı. (Karaciğer büyümesi ve siroz bölümlerine bakınız). Ancak bugün alkolün zehirleyici etkisinin doğrudan karaciğeri harap edebileceği bilinmektedir.
kaynak
Merkezi sinir sistemini baskılayan etil alkol sizi gevşetir ve beyindeki kontrol merkezlerini de baskıladığı için kendinizi kontrol etme yeteneğiniz azalır. Ne kadar çok içerseniz o kadar sakinleşirsiniz. Fazla alkol alırsanız konuşmanız ve kaslarınız arasındaki bütünlük bozulabilir. Aşırı miktarda alınan alkol uykuya ve bazı durumlarda beyindeki yaşamsal merkezleri ileri derecede baskılayarak, yaşamı tehdit eden bir komaya neden olabilir.Alkolün büyük bölümü ince barsaktan emilse de ağız,yemek borusu ve midede de az miktarda emilebilir. ince barsaktan emilen alkol miktarı çeşitli faktörlere bağlıdır. Eğer mideniz boşsa alkolün büyük bir bölümü hızla emilerek kana geçer. Mide ve ince barsakta, özellikle büyük parçalı ve yağlı besinlerin bulunması midenen boşalmasını ve böylece alkolün emilmesjini yavaşlatır.
Sponsorlu Bağlantılar
Alkol hemen hemen tümüyle vücudumuzda yakıt olarak kullanılsa da az miktarda idrar ve solunum yoluyla da atılır. Dışarı verdiğimiz nefesteki alkolü ölçerek vücudunuzdaki miktarını belirleyen testler vardır. Nefesteki alkol düzeyi ile kandaki alkol yoğunluğu arasında bir para lellik vardır.
Nefesinizin alkol kokması hem çok az kokusu olan alkolden hem de içkinin diğer bölümlerinin vücutta parçalanmasından (metabolizma) kaynaklanır, içki birbirlerinden farklı nefes kokularına neden olur. örneğin biranın nefeste oluşturduğu koku viskininkinden farklıdır. Cin ve votkanın kokusunu almak daha zordur.
Alkol bir anestezik (narkozda kullanılan maddeler) gibi beyin fonksiyonunu gittikçe artarak baskılar. Alkol içerken ilk önce düşünme, duygıu ve muhakeme alanları etkilenir, içmeye devam ettikçe beyindeki hareket kontrol alanları d.a etkilenerek konuşma ve denge bozuklug;u oluşur ve tepkiler yavaşlar.
Alkol periferik kan damarlarını (deriye en yakın olanlar) genişleterek başlangıçta bir sıcaklık, duygusu yaratır. Nabzınız hızlanır ve artmış sıvı alımı ve alkolün böbrekler üzerindeki idrar îöktürücü etkisiyle daha fazla idrar yapılır. Alkol midede asit salgılanmasını da arttırır.
Vücudunuz alkolü diğer besinleri kullandığı gibi kullanır. Enerji sağlamak için alkol karaciğerde: yakılır. Bir gram alkol yakıldığında 7 kalori olluşur. Alkol yüzdesi 2 olan 120 mi şarap, 360 ITII bira veya alkol derecesi (proof) 100 olan 30 mi içki sadece alkol içerikleriyle yaklaşık 8O kalori verir. Bira ve tatlı şarabın şeker ve karbonhitrat içerikleri ek kalori verir.
Vitamin, mineral veya protein gibi önemli besin maddelerini içermediği için alkolün besin değe ri çok azdır. Kronik (uzun süreli) alkoliklerin bı eşlenmesi çoğu kez yetersizdir. En sık tiamin (B1 vitamini), riboflavin (B2 vitamini), niasin, Folik asit, pridoksin (B6 vitamini), magnezyum,, potasyum ve çinko yetersizliği görülür.
Doktorlar bir zamanlar uzun süreli alkol kullananlarda sık görülen karaciğer hasarının (karaciğer yağlanması ve siroz) nedeninin alkolün beslenme üzerindeki etkisi olduğunu düşünüyorlardı. (Karaciğer büyümesi ve siroz bölümlerine bakınız). Ancak bugün alkolün zehirleyici etkisinin doğrudan karaciğeri harap edebileceği bilinmektedir.
kaynak
Son düzenleyen SEDEPH; 25 Şubat 2009 20:12