Arama

Moa, mamut, dinozor, kelaynak ve tazmanya canavarı hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 15 Mart 2014 Gösterim: 57.881 Cevap: 14
xazya - avatarı
xazya
Ziyaretçi
23 Nisan 2009       Mesaj #1
xazya - avatarı
Ziyaretçi
moa.mamut.dinazorlar.kelaynak.tazmanya canavarı hakkında bilgi verir misiniz?
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Dinozor

Sponsorlu Bağlantılar
280px Tyrannosaurus BW

Tyrannosaurus


Dinozorlar 160 milyon yıl civarında kara hayatına egemen olmuş hayvanlardır. Dinozor, Yunancada korkunç kertenkele anlamına gelen iki sözcüğün birleştirilmesinden oluşturulmuştur. Bunun nedeni, geçmişte bilimadamlarının dinozorları bir cins kertenkele sanmalarıdır. Türkçede yaygın fakat yanlış olarak dinazor diye yazıldığı da olur. Dinozorlar yeryüzünde ilk kez 230-225 milyon yıl önce göründüler. 65 milyon yıl önce ise, çok sayıda dinozor türünün nesli tükenmişti.
180px Tyrannosaurus rex sue

Tyrannosaurus ve insan karşılaştırması


Yeryüzünde çok sayıda dinozor türü bulunmaktaydı (1000 civarında). Bunlardan kimi bitkilerle beslenirken (sauropod), kimi et yiyordu (theropod). En kalabalık otçul dinozor türleri, apatosaurus ve brachiosaur idi. Bunlar gelmiş geçmiş en büyük hayvanlardandı. Örneğin apatosaurus 30 ton ağırlık ve 21 metre uzunluğa ulaşabiliyordu. Diğer otçul dinozorlar, kendilerini etçil dinozorlardan korumaya yarayacak özel silahlara sahipti. Örneğin triceratops, başında üç boynuz taşırken, ankylosaurus çıkıntılı kemiklerle korunuyor, stegosaurus’un kuyruğunda ise sivri dikenler bulunuyordu.
Etçil dinozorlar, tıpkı insanlar gibi arka ayaklarının üzerinde yürüyorlardı. Bu nedenle ön ayakları kollara benzemiş ve çok küçükleşmişti.
Spinosaurus, Tyrannosaurus, Carnotaurus gibi bazıları son derece büyükken, compsognathus (yaklaşık 5,5 kg ve 60 cm) gibileri de son derece küçüktü. Bunların daha sonra kuşlara evrimleştiği iddia edildiyse de sonraları bunun doğru olmadığını gösteren deliller ortaya çıkmıştır. Ancak İlk kuşlardan biri archaeopteryx idi ve uçması dışında kısmen dinozora benziyordu.


Dinozorlarla aynı dönemde pterosaurus gibi uçabilen canlılarda vardı, ama bunlar dinozorlarla çok yakından ilgili değildi. Aynı zamanda ichthyosaurus ve pleisiosaurus gibi çok sayıda yüzebilen sürüngen de vardı. Ama bunlar da dinozorlarla yakın bir ilintiye sahip değillerdi.
300px Diplodocus size comparison

Diplodocus



Yok Oluşları

Dinozorların nasıl yok olduğuna dair bugüne değin bir çok iddia ortaya atılmıştır. Geçmişte, dinozorların kısa bir süre içinde toplu olarak nasıl yok oldukları uzun bir süre açıklanamamış ve yanardağ patlamalarından dünyadaki iklim değişikliklerine kadar çeşitli teoriler ortaya atılmıştır.
1980 de ise Nobel ödüllü fizikçi Luis Alvarez ve oğlu jeolog Walter Alvarez dinozorları bir göktaşının ortadan kaldırdığını ileri sürdüler. Alvarezler'in bu görüşü 80 li yılların sonları ve 90 lı yılların başlarında bilim çevrelerinde ağırlık kazanmış ve ilerleyen yıllarda da ortak kabul olmuştur. Yapılan araştırmalar da bu görüşü kanıtlamıştır. Dinozorların nasıl yok olduğuna ilişkin bilim adamlarının sahip oldukları bu görüş dinozorların sonunun 65 milyon yıl önce yaklaşık 10km çapında bir göktaşının Dünya'ya çarpmasıyla gerçekleştiğini açıklar. Bu göktaşı saatte 54.000 km hızla Meksika'nın Yukatan Yarımadası açıklarında Dünyaya çarpmış ve çarpma anında 200.000km³ (her bir kenarı 58.480 tane çamaşır makinesinden oluşan dev bir küp olarak düşünülebilir !) madde buharlaşmış, erimiş ya da yüzlerce kilometre öteye savrulmuştur. Bu çarpma sonucu canlı türlerinin %70'inden fazlası yok olmuş ve 170 km çapındaki, Dünya'nın en büyük kraterlerinden biri olan Chicxulub krateri meydana gelmiştir. Çarpmanın 100 milyon megaton TNT'ye eşdeğer bir enerji açığa çıkardığı tahmin edilmektedir. Çarpma sonucu oluşan toz tabakası atmosferi kaplamış, Dünya aylar boyu karanlıkta kalmış, sıcaklık suyun donma derecesine kadar düşmüş ve asit yağmurları yaşanmıştır. Aylarca süren bu karanlık ve soğuk dönemde bitkilerin fotosentez yapamaması besin zincirini yıkmış ve bu felaketler zinciri de dinozorların sonunu hazırlamıştır.Dünya hiç güneş görmeyince buz devri oluşmuştur. Dinozorlar da bu sırada ölmüştür.
SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
23 Nisan 2009       Mesaj #2
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
Tazmanya Canavarı
vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Tasmanya canavarı (Sarcophilus harrisii) veya Tazmanya şeytanı, bir yırtıcı keseli familyası olan keseli sansargiller'den (Dasyuridae) bir hayvan türü. Bu familyanın şu an yaşayan en büyük temsilcisidir ve Sarcophilus cinsinin tek üyesidir. Ufak bir köpek ebatlarında ama yapılı ve kaslıdır. Şu anda Dünya üzerinde bulunan en büyük etobur keselidir.
Bugün sadece Tazmanya Adasında yaşamaktadır. Anakara Avustralya'da tahminen 14. yüzyıl içerisinde nesli tükenmiştir. Evcil kümes hayvanlarının korunması için 1930'lu yıllarda yoğun olarak Tazmanya'da da avlanmışlardır. 1941 yılında Keseli canavarın koruma altına alınmasıyla adadaki varlıkları kenolsun barenaanya Hükümeti hastalığın etkilerini azaltmak için önlemler almaktadır.


Fiziksel Özellikleri

Tazmanya canavarı, 1936'da son Thylacine'in ölümünden bu yana yaşayan en büyük yırtıcı keselidir. Erkek, baş dahil 65 cm büyüklüğünde, kuyruğu yaklaşık 26 cm uzunluğunda, ağırlığı 8 kg'dır. Dişi ise yaklaşık 57 cm, kuyruk 24 cm, 6 kg ağırlığındadır[4]. Tasmanya canavarının doğadaki ömrü ortalama 6 yıldır, esarette bu süre uzayabilir.
Vücut yapısı güçlüdür. Baş, kısa ve geniş, dişler sivri ve kemik parçalamaya uygundur. Kürkü genelde siyah ya da koyu kahvedir. Bir keseli memeli için alışılmadık bir biçimde ön ayakları arkalara oranla biraz daha uzundur.
Canavarın yüzünde ve kafasının tepesinde bıyıkları vardır. Bunlar karanlıkta yemek ararken avlarının ve diğer canavarların yerlerini tespit etmede işe yarar. Kışkırtıldığı zamanlar keskinliği kokarcanınkine rakip olabilen bir koku salabilir. Duyma egemen duyusudur, aynı zamanda mükemmel bir koku alma duyusuna da sahiptir. Canavar geceleri avlandığı için görme duyusu en kuvvetli siyah beyazdadır. Loş ışıkta hareket eden nesneleri hemen görebilmekte fakat durağan nesneleri seçmekte zorlanmaktadırlar[5]. Memeliler arasında vücut oranı ayarlanarak yapılmış bir analiz, Tazmanya canavarının yaşayan memeliler arasında en kuvvetli ısırığa sahip olduğunu göstermiştir.[6]. Çenesinin gücü büyük oranda görece büyük kafasından kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda bir Tazmanya canavarı hayatı boyunca yavaşça büyüyen tek bir takım dişe sahiptir.[5]

Üreme

Dişiler genelde cinsel erişkinliğe ulaştıkları ikinci yıldan sonra üremeye başlarlar. Bu noktada senede bir kere doğurgan hale gelirler ve kızgınlık döneminde çoğul ovumlar üretirler.[7] Çiftleşme Mart ayında, gün ve gece boyunca korunaklı yerlerde olur. Erkekler, dişiler için dövüşürler ve dişi canavarlar baskın erkekle çiftleşir. Canavarlar tekeşli değillerdir ve dişiler çiftleşmeden sonra erkek tarafından korunmazlarsa birçok başka erkekle çiftleşebilirler. Gebelik 21 gün sürer ve her biri yaklaşık 0,18 - 0,24 gram olan (pirinç tanesi kadar bir büyüklükte) 20-30 arası yavru yumurta akı kıvamında bir sıvının içinde dünyaya gelir.[8]. Yavrular doğdukları zaman vajinadan annenin kıllarına tutunarak keseye giderler. Kesenin içine girdikten sonra her biri ilerleyen 100 gün boyunca bir meme ucuna bağlı kalır. 4 meme ucu bulunduğu için memeye ilk ulaşan 4 yavru hayatta kalır. Bir meme edinemeyen yavrular genelde anne tarafından yenirler. İstatiksel olarak erkeklere oranla daha fazla dişi hayatta kalır. Dişi Tazmanya canavarının kesesi aynı wombatta olduğu gibi arkaya doğru açılır dolayısı ile yavrular kesenin içindeyken dişinin yavrularla etkileşimde bulunması zordur. [7].
Kesenin içinde, beslenebilen yavru hızla gelişir. 15. günde kulakların dış kısımları görünür hale gelir. 16 gün sonra göz kapakları 17. gün bıyıklar ve 20. günden sonra da dudaklar belirir. Yavrunun tüyleri 49. günde çıkmaya başlar ve 90 gün sonunda tüm bir kürke kavuşur. Gözleri 87-93 gün sonra kürkün oluşması ile beraber açılır ve 100 gün sonunda meme ucundaki tutunuşları gevşer[7]. doğumdan 105 gün sonra ebeveylerinin 200 gr. ağırlığında küçük bir kopyası olarak keseyi terk ederler. Kanguru yavrularının aksine canavar yavruları keseye daha geri dönmezler. Onun yerine ekim kasım ayları arasında ilk kez dışarı çıkmadan önce üç ay daha inlerinde kalırlar. Ocak ayında bağımsız hale gelirler. Dişi canavarlar yılın altı haftası hariç yavrularına bakmakla meşguldürler.

Ekoloji ve Davranış

250px Tasmanian Devil resting magnify clip
Tazmanya canavarları gececi olmalarına rağmen güneşte yatmaktan hoşlanırlar. Dövüşlerden kalan yara izleri canavarın sol gözü üzerinde rahatlıkla görülebilir.


Tazmanya canavarları, tüm Tazmanya'ya dağılmış ve oldukça yaygındırlar. Şehirlerin civarları dahil olmak üzere tüm ortamlarda bulunurlar. Özellikle sahil ormanlarının ve kuru sclerophyll ormanları tercih ederler. Tazmanya Canavarı gece ve alacakaranlık zamanlarının avcısıdır ve gündüzlerini yoğun çalılıklar veya bir delikte geçirirler. Genç canavarlar ağaçlara tırmanabilirler ama bu irileştikçe daha zor hale gelir. Genelde yalnız hayvanlardır ve sürüler oluşturmazlar[8]. 8-20 km² arasında değişen bir bölgeleri vardır.
180px Devil eating roadkill magnify clip
Canavar o gün daha önceden bir araba tarafından öldürülmüş bir wallaby yiyor.


Tazmanya canavarları küçük bir wallaby büyüklüğündeki avlarla başa çıkabilirler ama pratikte fırsatçılardır ve avlanmaktan daha sık olarak buldukları leşleri yerler.
Aslında wombatları tercih etse de, her türlü küçük yerli memelileri, evcil memelileri (koyun dahil), kuşları balıkları, böcekleri, kurbağaları ve sürüngenleri de yer. Diyetleri çok çeşitlidir ve mevcut yemeğe göre değişir.[5] Ortalama olarak her gün kendi vücut ağırlıklarının %15'i kadarını yerler ama durum müsade ederse 30 dakika içinde kendi ağırlıklarının %40'ını bile yiyebilirler[9]. Tazmanya canavarları leşten geriye hiçbir iz bırakmazlar et ve iç organlara ek olarak kemik ve kürk de dahil her şeyi yerler. Bu bağlamda bir leşi hızla silip süpürmeleri sayesinde leşte oluşup çiftlik hayvanlarına zarar verebilecek böceklerin yetişmesini önledikleri için Tazmanyalı çiftçilerin saygısını kazanmışlardır.
Yemek yeme, Tazmanya canavarları için sosyal bir olaydır. Canavara atfedilen gürültünün büyük bir kısmı 12'ye kadar hayvanın bir araya gelip yerlerken çıkardıkları bu toplumsal hırıltılardır. Bu sesler sık sık kilometrelerce öteden duyulabilir. Beslenmekte olan canavarlar üzerinde yapılan bir çalışma karakteristik saldırgan esnemeleri de dahil 20 farklı fiziksel duruş biçimi ve canavarların yerken haberleşmek üzere kullandıları 11 farklı ses olduğunu ortaya çıkarmıştır. Genelde baskınlık kurmak için sesler ve duruşlar kullanılır ama dövüşler de olur[9]. En agresifler erişkin erkeklerdir ve yemek ya da eş için kavgalardan dolayı yara izleri oldukça yaygındır.

Korunma durumu

Tazmanya bir süredir büyük keseli etoburların son sığınağıydı. İnsanların gelmesinden çok kısa bir süre sonra anakaradaki bütün büyük etoburların soyu tükendi. Sadece en küçük ve en iyi uyum sağlayanlar hayatta kaldı. Fosil kanıtları Tazmanya canavarının anakarada yaklaşık 600 yıl öncesine (ilk Avrupa kolonisinden 400 yıl önce) kadar varolduğunu göstermektedir[4]. Soylarının tükenmesi dingolar ve Avustralya yerlileri tarafından avlanılmasına bağlanmaktadır[10]. Dingosuz Tazmanya'da etobur keseliler, Avrupalılar gelene kadar hala aktiftiler. Avrupalıların gelişinden sonra Thylacine'in soyunun tükenmesi daha iyi bilinir ama Tazmanya Canavarı da tehdit altındaydı.
İlk Tazmanyalı yerleşimciler tadının dana etine benzediğini[1] söyledikleri Tazmanya canavarını yiyorlardı. Canavarların çiftlik hayvanlarını avlayıp öldürecekleri inancı üzerine, tüm şehirsel alanlardan kökünün kazınması için 1830'da bir ödül yasası yürürlüğe girdi. Bunu izleyen yüzyıl boyunca tuzaklar ve zehirleme, soylarını tükenmenin eşiğine getirdi. 1936'da son Tazmanya Kurdu'nun ölümünden sonra Canavarlar için olan tehdit anlaşıldı. Tazmanya Canavarı 1941'de koruma altına alında ve nüfusu yavaşça kendini toparladı.
Kayıtlı tarihte, muhtemelen salgın hastalıklara bağlı iki büyük nüfus azalması oldu: 1909'da ve 1950'de[4]. Tazmanya Canavarı'nın şu anki nüfusunun 100.000 ile 150.000 arasında olduğu düşünülmektedir. 10-20 km² başına 20 canavar[5]. Tazmanya ve Avustralya, Tazmanya Canavarlarının ihracını yasaklamıştır.

Canavar yüz tümörü hastalığı

İlk kez 1996'da otaya çıkan canavar yüz tümörü hastalığı (devil facial tumour disease - DFTD) Tazmanya'nın vahşi canavarlarını kırıp geçti. Tahminler, hastalığın canavar nüfusunun %20 ile %50'si arasını vurduğu ve ülkenin %65'inde etkili olduğu yönünde[11][12]. Etkilenen yoğun nüfuslu bölgelerde ölüm oranı 12-18 arasında %100[13]. Tür, Tazmanya'nın Tehdit Altındaki Türlerin Korunması Yasası (Threatened Species Protection Act 1995) ve Avustralya'nın Çevre Koruma ve Biyoçeşitliğin Korunması Yasası 1999 yasalarının 2006 yılı sürümlerinde Hassas olarak listelendi. Bu, türün orta vadede soyunun tükenme tehlikesinde olduğu anlamına geliyor. IUCN şu an için bu türü tehdit altında görmüyor. En son değerlendirildiğinde asgari endişe (IUCN Kırmızı Liste|LC) olarak listede yer aldı.[14]
Hastalığın yayılması ve hastalıktaki değişimleri takip edebilmek amacı ile vahşi Tazmanya Canavarı nüfusları izlenmektedir. Saha izlemeleri, belirlenmiş bir alan içerisindeki canavarların yakalanması ve hastalık için kontrol edilmeleri ve etkilenmiş hayvanların sayısının belirlenmesinden oluşuyor. Aynı alan hastalığın zamanla yayılmasını nitelendirmek amacı ile tekrar tekrar ziyaret edilmektedir. Şimdiye kadar olan sonuçlar gösteriyor ki; hastalığın bir alandaki kısa vadeli etkileri çok ciddidir. Türetilmiş diğer bölgelerdeki uzun vadeli izlemeler bu sonuçların kalıcı olup olmayacağını ve nüfusların toparlanıp toparlanamayacağını gösterecek[12]. Saha elemanları ayrıca hastalanmış canavarların yakalanıp vahşi nüfustan arındırılmalarının etkinliğini araştırıyor. Hastalıklı canavarların vahşi nufüslardan ayıklanmasının, hastalığın yaygınlığını azaltması ve daha çok canavarın gençlik yıllarını geçerek üremesini sağlaması umut ediliyor.[12]
Taroona'nın banliyösü Hobart ve Batı Tazmanya açıklarındaki Maria Adası'ndaki tesislerde hastalıksız canavarlardan oluşan iki "sigorta" nüfus yerleştirildi. Anakaradaki hayvanat bahçelerinde ıslah edilmeleri de başka bir seçenek. Tazmanya ekosistemindeki varlığı 2001 yılında yasadışı olarak doğaya salınmış kızıl tilkinin yayılmasını engellediği için Canavar sayısındaki düşüş aynı zamanda bir ekolojik sorun olarak da görülmekte. [13][15] Tilkiler Avustralya'nın tüm eyaletlerinde problem yaratan istilacı türlerdir ve tilkilerin Tazmanya'da yayılması Tazmanya Canavarı'nın kendini toparlamasına köstek olacaktır.

Kültürel referanslar

Tazmanya Canavarı, Avustralya'da simge haline gelmiş bir hayvandır, Tazmanya Ulusal Parklar ve Vahşi Yaşam Servislerinin ve "Şeytanlar" diye bilinen Avustralya futbolu takımının simgesidir.
İhracındaki sınırlamalar yüzünden Tazmanya Canavarı esarette sadece Avustralya'da görülebilir. Bilinen son denizaşırı canavar 2004 yılında Kaliforniya'da öldü. Buna rağmen Danimarka Prensi Frederick'in ve Tazmanya'lı eşi Prenses Mary'nin ilk oğullarının doğumundan sonra Tazmanya Hükümeti Kopenhag Hayvanat Bahçesine bir çift Tazmanya canavarı hediye etti[16]. Bunlar Avustralya dışında bilinen tek Tazmanya canavarlarıdır.
Belki de Tazmanya canavarı, uluslararası kamuoyunda en çok Looney Tunes çizgi karakteri "Tasmanian Devil" ya da "Taz"'a ilham olması ile bilinir. Tazmanya Canavarı ile vücut bulduğu çizgi karakter arasındaki tek benzerlik doymak bilmez iştahları ve utangaçlıklarıdır.
SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
23 Nisan 2009       Mesaj #3
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
MAMUT
vikipedi, özgür ansiklopedi

Mamut (Fransızca mammouth < Rusça: mamont <rusçaya Yakutçadan geçtiği düşünülür) filgiller (Elephantidae) familyasının nesli tükenmiş bir cinsi. Son buzul çağında Kuzey Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika'da birçok farklı türleri ile yayılım göstermiştir.
4,5 m boy ve 8 ton ağırlığa kadar varan bu cinsin son üyeleri M.Ö. 1700 yılında yaşamıştır.
Bilimsel adı Mammuthus, Mammut cinsi ile karıştırılmaması gerekir. Mammut sadece Amerika kıtasında yaşamış olan ve mamutlarla uzaktan akraba olan mastodontlar (Mammutidae) familyasının bir cinsidir. Bu hortumluların daima 4 adet uzun dişleri olmuş ve onlarında mamutlarda olduğu gibi buzul çağında uzun tüylü türleri ortaya çıkmıştır

Sınıflandırma

Mamutlar Pliozen çağının ortalarında Afrika kıtasında ortaya çıkmış, ve oradan Avrasya'ya ve Kuzey Amerika'ya yayılmışlardır. Zamanla soğuğa ayak uydurmuşlardır. Bulunan en eski mamut kalıntıları 4 milyon yaşındadır ve Etiyopya'nın Afar bölgesinde bulunmuşlardır. Bu Mammuthus subplanifrons türüne ait olan kalıntılar Kenya ve Güney Afrika'da da bulunmuştur. Bu tür yaklaşık 3 milyon yıl var olmuş ve peşinden Kuzey Afrika'da Mamuthus africanavus türü ortaya çıkmıştır. Bu türden hiçbir başka tür gelişmeden ortadan kaybolmuş, ya da bu türden Güney fili gelişmiş olabilir. Güney filinden 750.000 yıl evvel step mamudu, ve step mamudundan yünlü mamut gelişmiştir. Kuzey Amerika'da yaşamış olan preri mamudu da yaklaşık 1,5 milyon yıl evvel Kuzey Amerika'ya kadar yayılmış olan güney filinden gelişmiş olduğu tahmin edilir.
Pleistozen çağının geç dönemlerinde yünlü mamut insanların av hayvanlarından biriydi. Bunun kanıtı birçok mağaralarda bulunan duvar resimlerinde görülmektedir. Ortadan kaybolmalarının nedeni fazla avlanmış olmaları mı, yoksa buzul çağının sonundaki büyük iklimsel değişiklikler mi olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Kuzey Amerika'daki ânî yok olmalarının nedeni olarak bir Meteorit grubunun Dünya'ya çarpması olabileceği, bunun da «Genç Drias»'ın başlangıcını açıklayabileceği, bir A.B.D. araştırmacı grubu tarafından önerildi[1]. M. Ö. 8000 yıl evvel mamutlar Avrupa'da ve Asya'da ortadan yok olmuşlardır. Aynı dönemde Homo sapiens insanlarıda (modern insanlar) güneyden beri bu bölgelere doğru yayılmışlardır. Sadece doğu Sibirya'nın Wrangel Adası'nda ufak mamut popülasyonları M. Ö. 1700'e kadar hayatta kalabilmişlerdir.

Mamut kalıntılarının bulunuşu

240px Taymyr Ust Port Mammutknochen 200008040040 magnify clip
Dudinka'nın kuzeyinde Yenisey'de bulunan mamut kemikleri


Rusyanın Asya'da kalan kısmında hala günümüze kadar buzun içinde bütün şekilde muhafaza edilmiş mamut bedenleri bulunmaktadır. Bu mamut cesetleri hep etrafında bulunan buzun erimeye başlaması ile kilometrelerce uzaklara kadar yayılan çürüme kokuları sayesinde bulunmuşlardır. Bu binyıl kadar buzun içinde muhafaza edilmiş bedenler buzun dışında kaldıklarında çürüyerek ve leş yiyicilere yem olarak bir kaç hafta içerisinde yok olur.
Sibirya'da doğaya bağlı yaşam şekli sürdüren Dolganlar ve Yakutlar gibi bazı Türk halkları'nda mamutların yeraltı aleminde yaşayıp Erlik Han'a hizmetçilik ettikleri anlatılır. Yeraltı aleminin efendisi Erlik Han mamutları ceza olarak yeraltına almıştır. Eğer mamutlar oradan kaçıp yeryüzüne çıkmaya çalışırlarsa derhal buz kesilip ölürler. Sibirya'nın doğal yerlileri Tundra ikliminin binyıldır çözülmemiş toprağından dışarıya dikilir şekilde buldukları bu garip dev hayvanların dişleri ile çadırlarını süslemiş, postlarını ısınmak için kullanmış ve hatta donmuş etini eritip yemişlerdir. Günümüze kadar Dolganlar'da hâlâ mamutların fildişiyle yapılmış ev eşyaları ve süsler bulunmaktadır.
Bugün Dolganlar mamut bedenleri bulduklarında bunu bilimcilere bildirip mamut araştırmacılığına katkıda bulunmaktadırlar.

Bulunan yerler

180px The Mammoth magnify clip
1912 yılına kadar mamut ve yünlü gergedan bedenleri bulunan noktalar (Digby'nin:The Mammoth adlı kitabından, 1923)


Mamut araştırmacılığı açısından en önemli olan kazılar Rancho La Brea da bulunan katran çukurlarında yapılmışdır. Diğer mühim bir kaynak Bechan Cave de bulunan bir mağaradır. Bu mağara 1.500 yıl boyunca preri mamutları tarafından kullanılmışdır.
Yeni Sibirya Adaları'nda da çok sayıda kalıntılar bulunmuştur. Bu adalar, mamut fildişleri arıyan rus tüccarları tarafından keşfedilmişdir.

Resimler

90px Mamut

Mamut maketi.


120px MammothSkull

Mamut kafatası


120px Mammoth ivory hg

Mamut dişinin kesilmiş görüntüsü
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
23 Nisan 2009       Mesaj #4
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Moa : yeni zelanda'da yaşamış en büyük kuş türü. insanlar tarafından yok edildi.
moa

Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
23 Nisan 2009       Mesaj #5
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Kiviler ve Garip Davranışları
feci akıbetinden kurtulmuş moa türleridir. Fakat Yeni Zelanda ormanlarına köpeklerle domuzların girmesi kivilerin hayatım altüst etmiştir. Bu kuşun bazı türleri bugün tükenmek tehlikesiyle karşı karşıyadır. İri bir tavuk büyüklüğündeki kivi, kahve veya gri renkte, uzun, dağınık ve kılımsı tüylerle örtülüdür. Uçuş kabiliyetinin körelmesiyle yakın bir ilgisi bulunması muhtemel bu sade veya dejenere tüy yapışma karinasız kuşların birçoğunda rastlanmaktadır. Kivi'nin uzun ve kavisli bir gagası vardır, hassas burun delikleri bunun ucundadır. Kuş bu gagasıyla toprağı karıştırarak solucan arar. Daha çok geceleyin karnım doyurur. Kivi, koku alma duygusu, yiyecek aramasına yararlı olacak derecede gelişmiş ender kuşlardan biridir. Kivi'nin yumurtası, kuşun vücuduna kıyasla dünya yüzündeki omurgalı hayvanların herhangi birikiminden büyüktür. Yumurta 450-500 gram, kuşun kendi 2 000 gram ağırlığındadır. Kuluçka süresi yetmiş beş veya seksen gün, yani kuşlar için rekor sayılabilecek derecede



Dev Boylu Kuşlar
getiren dev-boylu kuş en iri moa' dan (yaklaşık olarak 275 santim) daha boylu değildi. Fakat dev-boylu kuş'un kemikleri daha yoğundu ve bu kuş yaklaşık olarak 450-500 Kg. ağırlığındaydı. Yumurtaları bataklık çamlarının içinde bol sayıda bulunmuştur. 30-35 santimlik uzunluklarıyla bu yumurtalar moa'nınkilerden çok büyüktür. Tazeyken ihtimal 9 Kg. ağırlığındaydılar. moa veya dev-boylu kuş gibi uçamayan ağır sıklet şampiyonların varlığı, bunların, öbür kuşlardan bağımsız olarak uçan ataların soyundan gelişmeleriyle izah olunabilir. moa'larda gördüğümüz gibi, uzak adalardaki rahat ve tehlikesiz hayat, kuşlarda devliğe elverişli bir zemin hazırlamış olmaktadır. Öbür taraftan Galapagos adaları'nda görülen ve bilginlerin dikkatini çeken dev deniz kaplumbağaları gibi başka hayvanlar da bu kaideye uymaktadır.


Misk soreksi Mfthan Moa Molly Monal Mongo MonagiHer Mor balon Morfo Morina Moro Mors Moskof ördeği Motmot Muhabbbet kuşu Munçak Murin Mus Muzcul Mürekkep Balığı N Nar bülbülü Narenciye unlu böceği Nehir kuyruk sallayanı Nehir yunusu Nektar-emengiller Neon balığı Nil turna balığı Nilgai Noktalı kama-diş Norveç faresi Norveç ıstakozu Notonekta Numbat Nyala O Ocak balıkçığı Ocak çekirgesi Odalı notilus Odun kesici Odun oyan madenî kınkanatlı Ojam Okapi Okçu balık Oklu kirpi Omurgasız Hayvanlar On üç çizgili yer sincabı On yedi yıllık ağustos böceği Oont Opossum Orangutan". 71 Oribi Orkinos Orman çadır tırtılı Orman çıngıraklı yılanı Orman çulluğu Orman faresi Orman fili Orman horozu Orman karibusu Orman kedisi Orman kırlangıcı Orman obisi Orman

kaynak
Quo vadis?
SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
23 Nisan 2009       Mesaj #6
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
KELAYNAK
vikipedi, özgür ansiklopedi


Kelaynak (Geronticus eremita), kayalık veya yarı çöl kurak yaşam alanlarında bulunan iri yapılı, suda veya çamurda yürüyen ince uzun kıvrık gagalı, 70-80 cm uzunluğunda, 120-135 cm kanat genişliğinde bir kuş türü.
250px Geronticus eremita close up 1



Özellikleri ve davranışları

Tüysüz kırmızı bir yüz ve kafaya ve uzun kıvrık kırmızı bir gagaya sahiptir. Sık sık fakat daima akan sulara yakın değildir. İri, parlak, cilalı, siyah kuşlardır. Başlarında tüy olmaması nedeniyle bu adı almışlardır. İlk yumurtadan çıktıklarında yavrunun kafası ve boğazı tüylüdür. Yaşları ilerledikçe bu tüyler yok olur. Siyah tüyleri güneş ışığının farklı açılarında parlak yeşil, kavuniçi ve mor rengini alır. Uçuşları insanı hayrete düşürecek kadar güzel ve zariftir. Kelaynaklar çok sosyaldir, sabahın erken saatlerinde 10-15 km uzaklıktaki beslenme alanlarına guruplar halinde giderler. Uzun ve kıvrık gagalarıyla yiyeceklerini ararlar. Yuvalarını yapma dönemi Şubat-Mart aylarıdır. Yavruları koyu gri renkte olup, yuvada dolaşırken yere düşme tehlikesi yaşarlar. Yumurtadan çıktıktan 2-3 ay sonra palazlanırlar. Erişkin kuşlarla birlikte beslenme alanlarına uçarlar. Kendilerini besleyebilecek duruma gelene kadar anneleri onları 2-3 ay besler. Tek eşli yaşamaları nedeniyle üremeleri çok yavaş olur.Kelaynaklar böceklerden beslenirler

260px Waldrapp Schoenbrunn01


Yayılış alanları

Ortadoğu ve Afrika ,Kuzey Sahra çöllerinde kayalıkların uçurumlarında 2-3 yumurta yumurtlayarak ürer. Böcekler ve diğer küçük yaratıklarla beslenirler. Önceleri Ortadoğu, Kuzey Afrika ve hatta Avrupa Alplerinde yaygın bulunmaktayken 400 yıl önce buralardan yok olmuştur. Kendi mesafe alanında göçmen bir kuştur. Kışı geçirdiği yerler Sudan'ın bir kısmı, Etiyopya, Eritre ve belki de Somali' nin bazı yerleri ,Yemen ve Suudi Arabistan'dır. Bu tür şimdi resmi olarak kritik tehlike sınırındadır. Vahşi olarak yaşayan nüfusu 420 olarak tahmin edilmektedir. Ve yaklaşık 1500'ü tutsaktır (2004). Yaşayabilecekleri yerler Fas,Türkiye ve Suriye'dir.
Dünyada sadece Türkiye'de (Birecik/ Urfa) ve Fas'da koruma altında az sayıda bulunmaktadırlar. Dünya popülasyonları yaklaşık 500 bireydir. Türün doğal yaşam alanı Alpler'den Kızıldeniz'e, Fas'dan Güneydoğu Anadoluya kadar uzanan geniş bir coğrafyadır. Yanlış tarım politikaları sonucunda kurutulan sulak alanlar ve böcek öldürmek için tarlalarda kullanılan ağır kimyasallar (Özellikle DTT) bu kuşun neslini tükenmenin eşiğine getirmiştir.
Türkiye'de yaşayan yaklaşık 75 bireyin göç etmesine izin verilmemekte ve göç zamanı kuşlar kafeslere alınmaktadır. Ama Suriye'de 3-4 bireyden oluşan ve hala kışın göç eden küçük bir topluluğa rastlanmıştır. Kuşla ilgili gerek Avrupa gerek Türkiye kaynaklı yeni projeler kuşları güvenli şekilde göç ettirebilmeyi amaçlar, buna çalışmaktadır.

Tehditler

Kelaynakların yok olmasının bir çok nedeni vardır. Bunların başında avcılık gelir.Beslenme alanlarının çeşitli nedenlerle kaybı,1950 yılında çekirge salgınına karşı yapılan DDT ilaçlaması Birecik'teki kelayanakların hızla yok olmasına neden olmuştur. Kurtulanlar ise ilacın etkisinden birkaç sene yumurta vermemiştir.
Türkiye ve Suriye' deki kelaynaklar (Doğu'daki topluluklar) ,Fas'daki kelaynaklardan (Batı'daki topluluklar) dış görünüm olarak farklıdırlar. Bu iki farklı kelaynak topluluğu arasında davranış farklılıkları da vardır. Fas'daki kelaynaklar göç etmezken Birecik ve Suriye'deki kelaynaklar göç ederler.
1954 yılında Birecik'te 600 çiftten fazla ve üreyen bir topluluk vardı.DDT ilacının uygulamasından sonra ,Birecik'te 1962 yılında kelaynakların toplam sayısı 130 çift idi(kalmıştır).Ve 1972'ye kadar kuşların hiçbiri yumurta çıkarmamıştır. 1973 yılına gelindiğinde ise 26 çift kelaynak kalmıştır. 1982 yılında ise sadece 17 tane kuş Afrika'dan geri dönmüştür. Ve 6 çift doğal ortamında üremiştir.
1990 yılından sonra artık, Birecik'te yarı yabani kuşlar üreme dönemine hazırlık için Şubat-Mart aylarında kafeslerinden çıkarılır ve göç zamanına doğru Temmuz-Ağustos aylarında tekrar kafeslerine alınırlar. Bu dönem içerisinde kuşlar doğal ortamlarında serbestçe uçup, üreyebilirler. Üreme istasyonunun içindeki kayalıklar ve tahta yuvalarda üreyen kelaynaklara günde iki defa yem verilir. Kuşlar aynı zamanda Fırat'ın kenarındaki alanlara gidip beslenebilirler.

Günümüzdeki durum

Çevre ve Orman Bakanlığı'yla, Doğa Derneği tarafından Kelaynaklarla ilgili eğitim projesi uygulanmaktadır. Projeyle, kelaynakların tanıtımına katkı sağlamak ve bölgeye daha çok ziyaretçinin gelmesi hedeflenmektedir. Doğa Derneği tarafından görevlendirilen Turan Çetin ,kelaynakların doğal yaşamları hakkında gözlem yapmakta ve veri alt yapısı oluşturmaktadır. Günümüzde 83 kelaynak olmakla bereber 13 tane yavru bulunmaktadır.Ve Birecik'teki kelaynakların sağlık durumları da iyidir
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
23 Nisan 2009       Mesaj #7
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Tazmanya canavarı

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Tazmanya canavarı
Bilimsel sınıflandırma

Alem: Animalia
Şube: Chordata
Sınıf: Mammalia
Alt sınıf: Marsupialia
Takım: Dasyuromorphia
Familya: Dasyuridae
Alt familya: Dasyurinae
Oymak: Dasyurini
Cins: Sarcophilus
F.G. Cuvier, 1837 Tür: S. harrisii
Binominal adı Sarcophilus harrisii
(Boitard, 1841) Sinonimler Sarcophilius laniarius
ır.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
23 Nisan 2009       Mesaj #8
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Dinozor

280px Tyrannosaurus BW

Tyrannosaurus


Dinozorlar 160 milyon yıl civarında kara hayatına egemen olmuş hayvanlardır. Dinozor, Yunancada korkunç kertenkele anlamına gelen iki sözcüğün birleştirilmesinden oluşturulmuştur. Bunun nedeni, geçmişte bilimadamlarının dinozorları bir cins kertenkele sanmalarıdır. Türkçede yaygın fakat yanlış olarak dinazor diye yazıldığı da olur. Dinozorlar yeryüzünde ilk kez 230-225 milyon yıl önce göründüler. 65 milyon yıl önce ise, çok sayıda dinozor türünün nesli tükenmişti.
180px Tyrannosaurus rex sue

Tyrannosaurus ve insan karşılaştırması


Yeryüzünde çok sayıda dinozor türü bulunmaktaydı (1000 civarında). Bunlardan kimi bitkilerle beslenirken (sauropod), kimi et yiyordu (theropod). En kalabalık otçul dinozor türleri, apatosaurus ve brachiosaur idi. Bunlar gelmiş geçmiş en büyük hayvanlardandı. Örneğin apatosaurus 30 ton ağırlık ve 21 metre uzunluğa ulaşabiliyordu. Diğer otçul dinozorlar, kendilerini etçil dinozorlardan korumaya yarayacak özel silahlara sahipti. Örneğin triceratops, başında üç boynuz taşırken, ankylosaurus çıkıntılı kemiklerle korunuyor, stegosaurus’un kuyruğunda ise sivri dikenler bulunuyordu.
Etçil dinozorlar, tıpkı insanlar gibi arka ayaklarının üzerinde yürüyorlardı. Bu nedenle ön ayakları kollara benzemiş ve çok küçükleşmişti.
Spinosaurus, Tyrannosaurus, Carnotaurus gibi bazıları son derece büyükken, compsognathus (yaklaşık 5,5 kg ve 60 cm) gibileri de son derece küçüktü. Bunların daha sonra kuşlara evrimleştiği iddia edildiyse de sonraları bunun doğru olmadığını gösteren deliller ortaya çıkmıştır. Ancak İlk kuşlardan biri archaeopteryx idi ve uçması dışında kısmen dinozora benziyordu.


Dinozorlarla aynı dönemde pterosaurus gibi uçabilen canlılarda vardı, ama bunlar dinozorlarla çok yakından ilgili değildi. Aynı zamanda ichthyosaurus ve pleisiosaurus gibi çok sayıda yüzebilen sürüngen de vardı. Ama bunlar da dinozorlarla yakın bir ilintiye sahip değillerdi.
300px Diplodocus size comparison

Diplodocus



Yok Oluşları

Dinozorların nasıl yok olduğuna dair bugüne değin bir çok iddia ortaya atılmıştır. Geçmişte, dinozorların kısa bir süre içinde toplu olarak nasıl yok oldukları uzun bir süre açıklanamamış ve yanardağ patlamalarından dünyadaki iklim değişikliklerine kadar çeşitli teoriler ortaya atılmıştır.
1980 de ise Nobel ödüllü fizikçi Luis Alvarez ve oğlu jeolog Walter Alvarez dinozorları bir göktaşının ortadan kaldırdığını ileri sürdüler. Alvarezler'in bu görüşü 80 li yılların sonları ve 90 lı yılların başlarında bilim çevrelerinde ağırlık kazanmış ve ilerleyen yıllarda da ortak kabul olmuştur. Yapılan araştırmalar da bu görüşü kanıtlamıştır. Dinozorların nasıl yok olduğuna ilişkin bilim adamlarının sahip oldukları bu görüş dinozorların sonunun 65 milyon yıl önce yaklaşık 10km çapında bir göktaşının Dünya'ya çarpmasıyla gerçekleştiğini açıklar. Bu göktaşı saatte 54.000 km hızla Meksika'nın Yukatan Yarımadası açıklarında Dünyaya çarpmış ve çarpma anında 200.000km³ (her bir kenarı 58.480 tane çamaşır makinesinden oluşan dev bir küp olarak düşünülebilir !) madde buharlaşmış, erimiş ya da yüzlerce kilometre öteye savrulmuştur. Bu çarpma sonucu canlı türlerinin %70'inden fazlası yok olmuş ve 170 km çapındaki, Dünya'nın en büyük kraterlerinden biri olan Chicxulub krateri meydana gelmiştir. Çarpmanın 100 milyon megaton TNT'ye eşdeğer bir enerji açığa çıkardığı tahmin edilmektedir. Çarpma sonucu oluşan toz tabakası atmosferi kaplamış, Dünya aylar boyu karanlıkta kalmış, sıcaklık suyun donma derecesine kadar düşmüş ve asit yağmurları yaşanmıştır. Aylarca süren bu karanlık ve soğuk dönemde bitkilerin fotosentez yapamaması besin zincirini yıkmış ve bu felaketler zinciri de dinozorların sonunu hazırlamıştır.Dünya hiç güneş görmeyince buz devri oluşmuştur. Dinozorlar da bu sırada ölmüştür.
Quo vadis?
SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
23 Nisan 2009       Mesaj #9
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Ekim 2009       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
moa hayvanı hakkında bilgi

Benzer Konular

24 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış
29 Mart 2012 / ThinkerBeLL Coğrafya
20 Şubat 2011 / Teamoore Soru-Cevap