'when' ve 'could' ile ilgili cümlelere örnek verebilir misiniz? - Sayfa 2

bana was ve were ile ilgili acil 10 cümle yükle lütfen

Alıntı

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

bana was ve were ile ilgili acil 10 cümle yükle lütfen

In summer 1990 I was in Brazil.
(1990 yazında Birezilyadaydım.)

We were very happy to see you yesterday.
(Dün seni gördüğümüze çok sevindik.)

Lunch was OK, but the vegetables were not very good.
(Öğle yemeği güzeldi, ama sebzeler çok iyi değildi.)

It was cold and dark, and we were tired.
(Hava soğuk ve karanlıktı, ve çok yorgunduk.)

• Olumsuz cümle oluştururken yardımcı fiilden sonra not getirilir.

Was not – were not
Kısaltarak şöyle yazabiliriz:
Wasn’t – weren’t

Aşağıdaki cümlelere bakalım:
The lesson wasn’t interesting. It was boring.
(Ders ilgi çekici değildi. Sıkıcıydı.)

You weren’t late. Actually, you arrived 10 minutes early.
(Geç kalmadın. Açıkcası 10 dakkika erken vardın.)

• Soru cümlesi oluştururken de was-were cümlenin başına getirilir.

Was Ann at home yesterday?
(Ann dün evdemiydi?)

Was the party good?
(Parti iyimiydi?)

Was your father a teacher?
(Baban öğretmenmiydi?)

bana could ile ilgili 25 tane cümle lazım

ÇABUKKKKKKKKKKK

aga bana geçmişteki yeteneklerden bahsseden cümle lazm hemde 20 tane ((

I couldn't play the guitar two years ago but now I can.

bana 10 tane could ve couldnt la ılgılı cunle bulabılırmısınınz cok acıl lutfen 7 yasında yapıp yapamadıkların

1-My brother couldn’t swim when he was twelve.(Kardeşim 12 yaşındayken yüzemiyordu)
2-I could ride a bicycle when I was six.(6 yaşındayken bisiklet sürebiliyordum)
3-I could swim when I was 4 years old. (4 yaşındayken yüzebiliyordum)
4-My grandfather could speak five languages. (Büyük babam 5 dil konuşabilirdi.)
5-He could play volleyball at university.(Üniversitede voleybol oynardı.)
6-I couldn't speak German fluently before I took the course.(Kursa girmeden önce Almanca'yı akıcı olarak konuşamıyordum.)
7-My sister could talk when she was 15 months old.(Kız kardeşim 15 aylıkken konuşabiliyordu.)
8-She could cook when she was ten.(On yaşındayken yemek yapabiliyordu.)
9-He couldn't climb the tree.(Ağaca çıkamadı.)
10-They could run fifty kilometres when they were young.(Gençken elli kliometre koşabilirlerdi.)
11-He could run so fast in his childhood.(Çocukluğunda çok hızlı koşardı