Bir anlamda “vicdan muhasebesi” olarak da tanımlayabileceğimiz öz kişisel iletişim, kişinin kendisini tanıması, iletişim becerilerini geliştirmesi açısından son derece gereklidir.Çünkü, iletişim her şeyden önce kişinin kendisinden başlar. Bu noktada, bir insanın düşünmesini, duygulanmasını, kişisel ihtiyaçlarının farkına varmasını, iç gözlem yapmasını, rüya görerek kendi içinden mesaj almasını ya da kendine sorular sorarak bunlara yanıtlar üretmesini iç iletişim ya da öz kişisel iletişim olarak açıklayabiliriz. Bu süreç içinde insan, kısa sürelerle hem kaynak, hem de alıcı olmakta, iki ayrı kişinin rolünü tek başına oynayarak kendi kendisiyle iletişime geçmektedir. Kişiler arası iletişim ise en yalın ifadeyle, kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu iletişimlerdir. Bununla birlikte iletişim araştırmacılarının insanlar arasında gerçekleşen her tür iletişimi kişilerarası iletişim olarak tanımlamadıklarını da belirtmek gerekir. Özellikle, sosyal iletişim ve sosyal etkileşim terimleriyle kişilerarası iletişim teriminin bazen eş anlamlı, bazen de farklı anlamlarda kullanıldığı görülmektedir. Kaynak ve göndericinin insan olduğu iletişim biçimi olarak tanımlanan sosyal iletişimde gönderici ve alıcı arasında zaman ve mekan birliği bulunması şartı aranmaz. Gönderici ve alıcı arasında zaman ve mekan birliğinin bulunması durumunda ise, bu iletişim şekline “sosyal etkileşim” adı verilir. “Sosyal etkileşim” olarak adlandırılan davranış şekline, kişiler arası iletişim adı da verilmektedir. Kişiler arası iletişim, insanların yüz yüze kurdukları bir iletişim biçimi olduğu için sözlü ve sözsüz iletişim biçimleri aracılığıyla gerçekleşir. Bu nedenle kişiler arası iletişimi, sözlü ve sözsüz olmak üzere iki ana başlıkta sınışandırabiliriz: sözlü: dil, dil ötesi, niyet edilmiş, niyet edilmemiş; sözsüz: yüz ve beden, bedensel temas, mekan kullanımı, araçlar, niyet edilmiş, niyet edilmemiş. İletişim sürecine katılan bireyler her hangi bir sorunun ortaya çıkmaması için doğru kod açımı yapmak ve tepkisel değil analizci bir yaklaşımla var olan duruma yaklaşmak zorundadırlar. Bu bağlamda iletişim sorunlarının çözümü, iyi niyete ve bu sorunların altında yatan psikososyal süreçlerin bilinmesine bağlıdır. İletişim konusunda teknik bilgiler ve beceriler gerekli, fakat kendi başına yeterli değildir. İletişim bilgi ve becerilerinin arkasında gönül zenginliği, sevgi, anlayış ve hoşgörü olmalıdır. İletişimin etkinliğini sağlayan koşullar/ilkeleri şu başlıklar altında özetleyebiliriz: kaynağın inanılır bulunmalı;kaynak, alıcının kendisini nasıl gördüğünü iyi değerlendirmeli;mesaj, alıcının dikkatini çekecek şekilde düzenlenmeli;mesajların kodlanmasında kullanılan simgelerin,mesajı gönderen kaynak kadar, mesajı alacak, algılayacak,açımlayacak alıcı tarafından da bilinen simgeler olmalı;mesaj, insanların bireysel ihtiyaçlarına seslenmeli, bu ihtiyaçların farkına vardırmalı, onları giderme isteği yaratarak,bu doğrultuda davranışa geçmeye motive edici olmalı;mesajın etkili olabilmesi için, alıcının temel değerlerini,tutumlarını, inançlarını bilmek ve bunları mesajın kodlanması sırasında dikkate alınmalı; mesajın dili anlaşılır, içeriği açık ve seçik olmalı; mesajın alıcıya ulaşabilmesi için en uygun iletişim aracı seçilmeli; alıcıya aynı anda ne kadar çok iletişim aracı ile ulaşılırsa, örneğin, -mesajın sözel olarak iletilmesi ile yetinmeyip, bunun yazılı olarak da iletilmesi durumunda iletişim de o derece etkili olur; alıcının, iletişime katılma isteğinin derecesi, iletişimin etkinliğini yükseltmekte ya da azalmaktadır.
--------------------------------------------------------------------------------
06-05-2009 #3 (mesaj-linki)
Blue Blood
Sosyal etkileşim genellikle iletişimyoluyla insanların ve grupların hareketlerinin karşılıklı etkileşim ini de ifade eder. Bu tanım kişinin kendisiyle etkileşimini İçine alır.
Terim üç farklı anlamda kullanılmaktadır.
İlk anlamda insana uygulandığında en basit sosyal etkileşim, aşağıdaki örneklerde görülebileceği gibi kişiler ve sosyal güçler arasındaki karşılıklı etkileşimdir: "İnsan doğasında ve kültürde varlığını bulan sosyal faktörlerin karşılıklı etkileşimi sosyal etkileşimdir." "Sosyal etkileşim karşlıklı olmayı gerektirir".
Birçok sosyolog ve antropolog tarafından kullanılan İkinci lür tanım insan ilişkilerinin bir tür "karşılıklı etkileşim" olduğunu ortaya koyar. İlişkinin insanlara uygulandığı gibi, sembolik etkileşim olarak adlandırılması gerektiğini iddia ederler: Yani, sosyal etkileşim iletişime dayanır. Birey diğerleriyle İletişim yoluyla İlişki kurar, bu faaliyetin sonucu sosyal ilişki sürecidir. Ama bazı yazarların iletişim ve etkileşimi aynı şey olarak görmesine rağmen.diğerleri etkileşimin ek özellikler içerdiğini belirtir: "Sosyal etkileşim işlevsel olarak iki ya da daha fazla kişinin ilişkiye geçtiğinde (fiziki ilişki olması gerekmeyebilir) meydana gelen davranış değişikliği şeklinde tanımlanabilir.
Üçüncü tanım kişinin kendisiyle sosyal etkileşim içinde olduğunu öne süren bazı sosyal bilimciler tarafından kullanılmaktadır. Yani "bir odada bîr problem üzerinde çalışan, kendisiyle konuşan ya da yüksek sesle düşünen bir kişi, etkileşim kendisiyle olduğu halde, teknik olarak kişinin sosyal etkileşim içinde olduğu anlaşılır."
--------------------------------------------------------------------------------
28-12-2009 #4 (mesaj-linki)
Misafir etkileşim nedir
--------------------------------------------------------------------------------
28-12-2009 #5 (mesaj-linki)
ener
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı
etkileşim nedir
etkileşim; birbirini karşılıklı olarak etkileme işi.
--------------------------------------------------------------------------------
28-08-2010 #6 (mesaj-linki)
Misafir karşılıklı etkileşim
karşılık lı etkileşim neler çağrıştırıyor
--------------------------------------------------------------------------------
20-09-2010 #7 (mesaj-linki)
Misafir "Karşılıklı etkileşim" nedir?
--------------------------------------------------------------------------------
21-03-2011 #8 (mesaj-linki)
Misafir Bir anlamda “vicdan muhasebesi” olarak da tanımlayabileceğimiz öz kişisel iletişim, kişinin kendisini tanıması, iletişim becerilerini geliştirmesi açısından son derece gereklidir.Çünkü, iletişim her şeyden önce kişinin kendisinden başlar. Bu noktada, bir insanın düşünmesini, duygulanmasını, kişisel ihtiyaçlarının farkına varmasını, iç gözlem yapmasını, rüya görerek kendi içinden mesaj almasını ya da kendine sorular sorarak bunlara yanıtlar üretmesini iç iletişim ya da öz kişisel iletişim olarak açıklayabiliriz. Bu süreç içinde insan, kısa sürelerle hem kaynak, hem de alıcı olmakta, iki ayrı kişinin rolünü tek başına oynayarak kendi kendisiyle iletişime geçmektedir. Kişiler arası iletişim ise en yalın ifadeyle, kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu iletişimlerdir. Bununla birlikte iletişim araştırmacılarının insanlar arasında gerçekleşen her tür iletişimi kişilerarası iletişim olarak tanımlamadıklarını da belirtmek gerekir. Özellikle, sosyal iletişim ve sosyal etkileşim terimleriyle kişilerarası iletişim teriminin bazen eş anlamlı, bazen de farklı anlamlarda kullanıldığı görülmektedir. Kaynak ve göndericinin insan olduğu iletişim biçimi olarak tanımlanan sosyal iletişimde gönderici ve alıcı arasında zaman ve mekan birliği bulunması şartı aranmaz. Gönderici ve alıcı arasında zaman ve mekan birliğinin bulunması durumunda ise, bu iletişim şekline “sosyal etkileşim” adı verilir. “Sosyal etkileşim” olarak adlandırılan davranış şekline, kişiler arası iletişim adı da verilmektedir. Kişiler arası iletişim, insanların yüz yüze kurdukları bir iletişim biçimi olduğu için sözlü ve sözsüz iletişim biçimleri aracılığıyla gerçekleşir. Bu nedenle kişiler arası iletişimi, sözlü ve sözsüz olmak üzere iki ana başlıkta sınışandırabiliriz: sözlü: dil, dil ötesi, niyet edilmiş, niyet edilmemiş; sözsüz: yüz ve beden, bedensel temas, mekan kullanımı, araçlar, niyet edilmiş, niyet edilmemiş. İletişim sürecine katılan bireyler her hangi bir sorunun ortaya çıkmaması için doğru kod açımı yapmak ve tepkisel değil analizci bir yaklaşımla var olan duruma yaklaşmak zorundadırlar. Bu bağlamda iletişim sorunlarının çözümü, iyi niyete ve bu sorunların altında yatan psikososyal süreçlerin bilinmesine bağlıdır. İletişim konusunda teknik bilgiler ve beceriler gerekli, fakat kendi başına yeterli değildir. İletişim bilgi ve becerilerinin arkasında gönül zenginliği, sevgi, anlayış ve hoşgörü olmalıdır. İletişimin etkinliğini sağlayan koşullar/ilkeleri şu başlıklar altında özetleyebiliriz: kaynağın inanılır bulunmalı;kaynak, alıcının kendisini nasıl gördüğünü iyi değerlendirmeli;mesaj, alıcının dikkatini çekecek şekilde düzenlenmeli;mesajların kodlanmasında kullanılan simgelerin,mesajı gönderen kaynak kadar, mesajı alacak, algılayacak,açımlayacak alıcı tarafından da bilinen simgeler olmalı;mesaj, insanların bireysel ihtiyaçlarına seslenmeli, bu ihtiyaçların farkına vardırmalı, onları giderme isteği yaratarak,bu doğrultuda davranışa geçmeye motive edici olmalı;mesajın etkili olabilmesi için, alıcının temel değerlerini,tutumlarını, inançlarını bilmek ve bunları mesajın kodlanması sırasında dikkate alınmalı; mesajın dili anlaşılır, içeriği açık ve seçik olmalı; mesajın alıcıya ulaşabilmesi için en uygun iletişim aracı seçilmeli; alıcıya aynı anda ne kadar çok iletişim aracı ile ulaşılırsa, örneğin, -mesajın sözel olarak iletilmesi ile yetinmeyip, bunun yazılı olarak da iletilmesi durumunda iletişim de o derece etkili olur; alıcının, iletişime katılma isteğinin derecesi, iletişimin etkinliğini yükseltmekte ya da azalmaktadır.
--------------------------------------------------------------------------------
26-03-2011 #9 (mesaj-linki)
Misafir ARKADAŞLAR KISA CEVAP YOKMU
--------------------------------------------------------------------------------
28-03-2011 #10 (mesaj-linki)
Misafir arkadaşlar sosyal etkileşim nedemektir lütfen yarına götürecem
--------------------------------------------------------------------------------