Alıntı
zarporiko adlı kullanıcıdan alıntı Sümerlerde
Bilim ve Sanat:
Araştırma için ortam nasıl?:
Hangi dalda iyileşmişler?:
İcatları neler?:
Bu soruların cevaplarını lütfen DETAYLI bir şekilde cevaplayabilir misiniz?
ama lütfen tekrar vurguluyorum DETAYLI
SÜMERLER Sümer, Sümerliler, M.Ö. 3500 - M.Ö. 2000 yılları arasında Güney Irak'ta (
Mezopotamya) yerleşik olan, medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölge ve medeniyet.
Mezopotamya'da ortaya çıkan sayısız medeniyetin temelini Sümerliler atmıştır. Ayrıca yazı ve astronomi de ilk kez Mezopotamya'da Sümerlilerde ortaya çıkmıştır.
[1] Genel kanı Sümerlilerin çağdaşı olan halklarla yakın etkileşimi sonucu benzerliklerin olduğu yönündedir.
Mezopotamya'da yaşayan birçok farklı kavimden ilk öne çıkan ve daha sonraki medeni oluşumların temelini atan Sümerlilerdir. Gerek yazı, dil, tıp, astronomi, matematik, gerekse din, fal, büyü ve mitoloji gibi alanlarda ilk öne çıkan ve bilinen toplum Sümerlilerdir. "
Yaratılış" ve "
Tufan"a ilk kez Sümerlilerde rastlanır. Sümer döneminde 21'i büyük olan yaklaşık 35 büyük şehir ve kasaba vardı. Bunlar arasında
Kiş,
Nippur,
Zabalam,
Umma,
Lagaş,
Eridu,
Kurda,
Uruk ve
Ur sayılabilir
Din
Antik Mezopotamya
Çok tanrılı inanca sahip Sümerlerin tapınaklarına
Ziggurat denirdi. Zigguratlar yedi katlı olup toplam üç ana bölümden oluşur. İlk katlar erzak deposu,orta katlar okul ve tapınak,son katlar ise rasathane olarak kullanılmıştır. Yazının icadı serüveni bu tapınaklara dayanır.
Mezopotamya'da evler ve tapınaklar,taş az olduğundan kerpiç ve tuğladan yapılmıştır. Hem bu özelliğinden hem de sık sık istilalara uğradığından bu yapılar günümüze kadar ulaşmıştır.
Evrenin yaratılışı
Sümer inanışına göre başlangıçta gök ile yer birdi.Daha sonra gök ile yer tanrılar tarafından ayrılmıştır.Sümer inanışında evrenin kökeni şu şekilde açıklanır:
1-Başlangıçta
ilksel deniz vardı; kökeni veya doğuşu konusunda bir şey söylenmemektedir, Sümerliler onu her zaman varmış gibi düşünmüş olabilirler. 2-İlksel deniz gök ile yerin birliğinden oluşan kozmik dağı vücuda getirdi. 3-Tanrılar insan biçiminde kişileştirildiğinde, Anu (gök) eril, Ki (yer) dişildi. Onların birleşmesinden hava tanrısı Enlil doğdu. 4-Hava tanrısı Enlil yerden göğü ayırdı ve babası Anu göğü ele geçirirken, Enlil annesi Ki'yi, yeri, ele geçirdi. Enlil ile annesi Ki'nin birleşmesi- tarihsel devirlerde Ninmah, "yüce kraliçe", Ninhursag, ("kozmik dağın kraliçesi"; Nintu, "doğurgan kraliçe" gibi çeşitli adlar verilen tanrıçayla özdeşleştirilmiş olabilir- evrenin düzenlenmesini, insanın yaratılışı ve uygarlığın kuruluşunu başlattı.(Kramer, Samuel Noah,
Sümer Mitolojisi, s.83)
Bu konu aşağıdaki "Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı" adlı Sümer şiirinin giriş bölümünde şöyle anlatılmaktadır:
Gök yerden uzaklaştıktan sonra, Yer gökten ayrıldıktan sonra, İnsanın adı konduktan sonra,
Anu göğü ele geçirdikten sonra, Enlil yeri ele geçirdikten sonra, Ereşkigal Kur'un ödülü olarak ele geçirilip götürüldükten sonra,
O denize açıldıktan sonra, Baba Kur'a doğru denize açıldıktan sonra, Enki Kur'a doğru denize açıldıktan sonra; (Kur) krala ufak taşlar fırlattı, Enki'ye koca taşlar fırlattı; Onun küçük taşları, el kadar taşlar, Onun koca taşları,... kamışların taşları, Enki'nin gemisinin omurgası, Saldıran kasırgaya benzeyen savaşta yenildi;
Krala karşı, geminin serenindeki sular, Kurt gibi yutuyordu, Enki'ye karşı, geminin ardındaki sular, Aslan gibi vuruyordu' (Kramer, Samuel Noah,
Sümer Mitolojisi, s.80)
Şiiirden anlaşıldığı üzere başlangıçta bütün olan gök ve yer birbirlerinden ayrıldı ve böylece insanın yaratılışı buyuruldu. Ardından gök tanrısı Anu göğün, yer tanrısı Enlil de yerin hakimi oldular.
Sümerler özet bilgi Ortadoğu'nun tahıl tarımının ve evcilleştirilmiş hayvanlarının insanlık tarihinde özel bir yeri vardır; çünkü ilk uygarlık onların yol açtığı yaşam biçiminden doğmuştur. Dünyanın en eski uygarlığı, Dicle ve Fırat ırmaklarının aşağı kıvrımları boyunca Basra Körfezi'ne kadar dayanan düz lığ (alüvyon) ovası üzerinde uzanan Sümer ülkesinde doğdu. tümü
Bilim
Yerleştiklerinde
çanak-
çömlek yapmayı ve
madenleri işlemeyi biliyorlardı. Aşağı
Mezopotamya'da
Dicle ve
Fırat nehirleri kıyısında
Uruk,
Lagaş,
Eridu,
Ur,
Kiş gibi kent devletleri kurdular. Gelişmiş bir
yapı tekniği kullanıyorlardı. Yerleştikleri kesimlerde muazzam bir
sulama sistemi kurup,
kanallar,
barajlar ve bentlerle hem
seli önleyip
bataklıkları kuruttular hem de düzenli
sulamaya dayalı bir
tarım geliştirdiler.
Tekerleği de icat eden bu toplum tarlaları öküzlerin çektiği
sabanlarla sürüyorlardı.
60 rakamına dayanan seksajismal
sayı sistemini kullanan Sümerler'in "sos" dedikleri bu 60'lık birim bütün
zaman ve mekân hesaplarında kullanılmaktaydı ve onları bir uyum içersinde birbirine bağlıyordu.
Ayı 30, yılı 360
gün olarak hesapladılar.
Gece ve
gündüzü 12'şer
saate böldüler. Bir yılı 12 ay olarak hesapladılar.
Ay ve
Güneş tutulmasını hesapladılar.
Aritmetik ve
geometrinin temellerini attılar.
Çarpma ve
bölme cetvellerini buldular.
Daireyi 360 dereceye böldüler.
Dil ve yazı
Sümer yazısı
Ana madde: Sümerceİlk yazıyı M.Ö. 3500 yıllarında Sümerler buldular. İlk yazıları şekiller üzerine kurulu yani her varlık ve olay için bir şekil kullandılar. Çivi yazısı işaretleri geçmişteki bir resim yazısına dayanır. Bir kavramı ifade eden işaretlere ideogram adı verilir.
İlkler Hukuk
Tarihte ilk yazılı hukuk kuralları Sümerler tarafından oluşturulmuştur. Bu özellikleri ile Sümerlilere dünyadaki ilk Hukuk devleti denebilir. Otoritenin korunmak istenmesi hukuk kurallarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Lagaş Kralı Urukagine tarafından oluşturulan ilk yazılı kanunlar "fidye ve bedel" sistemine dayanıyordu.
Matematik, astronomi ve burçlar
Sümerler
Matematik ve
Geometrinin temellerini atmışlardır. (Dört işlemi bulmuşlar, dairenin alanını hesaplamışlar, çarpma ve bölme cetvelleri hazırlamışlardır.) Sümerliler
astronomide de gelişmişlerdir. Burçları ilk Sümerler bulmuştur ve günümüze değin gelmiştir. Artıklı ve doğru bir takvim kullanmışlar, bir ayı 30, bir yılı 360 gün olarak hesaplamışlardır. Ayrıca güneş saatini icat etmişlerdir. Dünyada ilk kez ay yılı hesabına dayanan takvimi Sümerliler bulmuşlardır.
Edebiyat Sümerlilerin en önemli edebiyat eserleri; Gılgamış Destanı, Yaradılış Destanı ve Tufan Hikayesi'dir. Sümerliler kendi ülkelerine Kengir, konuştukları dile Emegir ve kendilerine Sag-giga derlerdi. Toplum yapısı
Bir mühürde ilah Annunaki tasviri
Devlet kentlerden oluşmuştu ve her kent surlarla çevrili idi.
Kent içinde yüksek bir tepeye yapılan
tapınak bulunurdu ki bu sosyal yaşamın merkezini oluşturmaktaydı.
Başlangıçta
Anaerkil bir toplum yapısına sahiptiler.
[kaynak belirtilmeli] İşbölümü derinleşmişti;1. sınıfı din adamları ve askerler 2. sınıfı halk 3. sınıfı ise
kölelerin oluşturduğu bir toplumsal hiyerarşi vardı. Sürekli savaşlar sonucunda halktan her insan kolayca köle edinebiliyordu. M.Ö. 3000-2500 yıllarında yüksek ruhbanlardan oluşan egemen sınıflar, dinsel yapıya sahip kent devletlerinin yöneticileri olarak ortaya çıktılar. Bu kral-rahipler dinsel ve siyasal işleri yürütürlerdi. Bir kentin baş rahibi, aynı zamanda o kentin başkanıydı.
Hissedilen her nesnenin bir Tanrısı vardı ve insan görünümündeydiler, fakat insanüstü güçleri olan ölümsüz varlıklardı. Tanrılar, insanlara ne istediklerini bildirmez. Ancak insanlar onlara, kendilerinden istenileni sorarak öğrenebilirdi.
Sümer mitolojisinin en önemlilerinden biri
Gılgamış Destanı'nda da adları geçen tanrılardan başlıcaları şunlardır:
- Anu veya An: Gök tanrısı, önceleri baş tanrıyken sonra yerini hava tanrısı Enlil almıştır.
- Enlil: Hava tanrısı, tanrıların babası, tapınağı Ekur Nippur kentindeydi.
- Enki: Bilgelik tanrısı
- Nimmah (Ninhursag): Ulu hanım, ana-tanrıça
- Nanna (Sin): Ay tanrısı
- Utu (Şamaş): Güneş tanrısı, ay tanrısı Nanna'nın oğlu.
- Ecem (Kueen) : Kraliçe Soylular tanrıçası.
- İnanna (İştar): Aşk ve Bereket Tanrıçası
İlk defa
Akadlar tarafından içten çökertildi ve bundan sonra bir daha eski haline gelemedi; M.Ö. 2000'li yıllardan sonra uygarlıkları bağımsız kimlikleriyle yaşayamadı.
[kaynak belirtilmeli] Ardından gelen
Akad ve
Babil uygarlıkları çoğunlukla Sümerler'in izlerini taşıdılar. Kendilerine özgü dilleri ve çivi yazıları uzun süre yaşadı. Sümer inanışları ve mitolojisi de
Fenike -
Yunan -
Roma bağlantısıyla günümüze dek ulaştı.