
Ziyaretçi
karagöz ve hacivat gösterisinde ışık ve gölge nasıl kullanılıyor
Osmanlı Gölge Oyunu Tekniği :
Karagöz, 1 x 1.20 boyutunda, gerilmiş beyaz bir perde gerisinde oynatılır. Çoklukla mermerşahiden yapılan karagöz perdesi, karagözcüler arasında «ayna» diye anılır. Perde, pamuk ipliğinden yapılmış üç dört parmak enliliğinde bir fitilin zeytinyağı doldurulmuş bir kab içinde yakılmasıyle meydana getirilen meşaleler ya da kalın «şem'a» (= mum)larla arkadan aydınlatılırdı. Sonraları havagazı ve elektrik lambaları kullanılmaya başlanmıştır.
Perdede oynatılan şekillere «tasvir» adı verilir. Tasvirler, ortalama, 35-40 santim boyundadır. Tasvir kesmek ayrı bir sanattır. Tasvirler, genellikle deve derisinden yapılır. Dana, sığır, at, eşek derisinden yapılmış tasvirler de vardır. Deri, özel bir yöntemle saydam hale getirildikten sonra «nevrekân» denen keskin uçlu bir bıçakla kesilerek ortaya çıkarılan bu tasvirler kök boya ile boyanır. Saydam oldukları için, arkadan vuran ışığı geçirir ve renkleri belli ederler. Bunlar, özel olarak açılmış deliklere geçirilen değneklerle oynatılır.
Oyun sırasında hayalciye yardım eden kişiye «yardak» denir. Yardak, tef çalmak, taklitlerin şarkılarını söylemek, tasvirleri sırasıyla hayalciye vermekle görevlidir.
Bu yazı Karagöz / Cevdet Kudret / Bilgi Yayınevi / 1968 kitabından alınmıştır.
Sponsorlu Baglantilar
Karagöz, 1 x 1.20 boyutunda, gerilmiş beyaz bir perde gerisinde oynatılır. Çoklukla mermerşahiden yapılan karagöz perdesi, karagözcüler arasında «ayna» diye anılır. Perde, pamuk ipliğinden yapılmış üç dört parmak enliliğinde bir fitilin zeytinyağı doldurulmuş bir kab içinde yakılmasıyle meydana getirilen meşaleler ya da kalın «şem'a» (= mum)larla arkadan aydınlatılırdı. Sonraları havagazı ve elektrik lambaları kullanılmaya başlanmıştır.
Perdede oynatılan şekillere «tasvir» adı verilir. Tasvirler, ortalama, 35-40 santim boyundadır. Tasvir kesmek ayrı bir sanattır. Tasvirler, genellikle deve derisinden yapılır. Dana, sığır, at, eşek derisinden yapılmış tasvirler de vardır. Deri, özel bir yöntemle saydam hale getirildikten sonra «nevrekân» denen keskin uçlu bir bıçakla kesilerek ortaya çıkarılan bu tasvirler kök boya ile boyanır. Saydam oldukları için, arkadan vuran ışığı geçirir ve renkleri belli ederler. Bunlar, özel olarak açılmış deliklere geçirilen değneklerle oynatılır.
Oyun sırasında hayalciye yardım eden kişiye «yardak» denir. Yardak, tef çalmak, taklitlerin şarkılarını söylemek, tasvirleri sırasıyla hayalciye vermekle görevlidir.
Bu yazı Karagöz / Cevdet Kudret / Bilgi Yayınevi / 1968 kitabından alınmıştır.