Dünyada dilin ve dinin hakimiyeti ve ilişkisi, yaşanan toplumsal ilişki ve çelişkilere bağlı olarak değişir.
Dünyada en çok kullanılan dil İngilizce, daha sonra da İspanyolca gelir. Her iki dil de Hıristiyan kökenli toplumlara ait olmasına rağmen neredeyse dünya dilleridir ve dünyada bilindiği üzere çeşitli dinler mevcuttur.
Dil ve din ilişkisinden söz ederken siyaseti de konuya katmak gerekir. Sömürgecilik politikası nedeniyle sömürge ülkeler, artık bu siyasi konumunu terketmiş de olsalar dildeki etkilenmeyi ve hatta mecburiyeti devam ettirmektedirler. Kuzey Afrika ülkelerinden bazılarında (Tunus, Fas, Cezayir) eskiden kalma Fransız hakimiyeti nedeniyle Fransızca, Pakistan vb. ülkelerde Birleşik Krallık sömürgeciliği nedeniyle İngilizce neredeyse ana dilleri kadar önemlidir ve hatta şarttır. Ama bu sözünü ettiğimiz ülkeler Müslüman ülkelerdir ve buna rağmen Hıristiyan ülkelerin dillerini benimsemişlerdir, Arapçayı değil.
Globalleşen dünyada İngilizce gibi dillerin önemi artarken aynı durum Hıristiyanlığın artışıyla bir ve beraber değildir.
Bu nedenle diyebiliriz ki, dil ve din etkisini neredeyse bütün dünyada globalleşmeye bırakırken, toplumlar ulus olma özelliklerini koruyarak ana dillerinden, benimsedikleri dinlerinden vazgeçmeden bu globalleşmeye ayak uydurma çabasındadır. Ve kanımca doğrusu da budur.
Kaynak:
Din ve dil arasında nasıl bir ilişkisi vardır?