Arama

Kurtuluş Savaşı neden yapılmıştır? - Sayfa 3

En İyi Cevap Var Güncelleme: 9 Mayıs 2014 Gösterim: 62.273 Cevap: 29
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Aralık 2011       Mesaj #21
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
neden kuruluş savaşı başladıı
Sponsorlu Bağlantılar
RaßiYa - avatarı
RaßiYa
Ziyaretçi
10 Ekim 2012       Mesaj #22
RaßiYa - avatarı
Ziyaretçi
Kurtuluş savaşı bir işgale uğramış yurt topraklarını savunma ve işgal kuvvetlerine karşı verilen mücadelenin ifade edilmesidir. Kısacası Kurtuluş savaşı'nın temel nedeni yada gerekçesi İşgal edilen ve düşman elinde olan toprakların tekrar kazanılmasıdır. Ayrıntılı olarak Kurtuluş savaşı'nın yada mücadele edilmesinin nedenleri Amasya genelgesi ile Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından kaleme alınmış ve resmen 22 Haziran 1919 tarihinde gerekli kişi ve kurumlara duyurulmuştur.

Sponsorlu Bağlantılar
Amasya genelgesinde Kurtuluş savaşı'nın nedenleri (Gerekçeler) şöyledir:

1. Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. (Gerekçe)

2. İstanbul Hükümeti, üzerine düşen görevi yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok durumuna düşürmektedir.

3. Milletin geleceğini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. (Amaç ve yöntem)

4. Her türlü etki ve denetimden uzak bir kurul oluşturulmalıdır. (Temsil Kurulu)

5. Anadolu’nun en güvenilir yeri olan Sivas’ta milli bir kongre düzenlenmeli, bunun için de her bölgeden üç delege Sivas’ta olacak şekilde yola çıkmalıdır.

6. Delegelerin seçimlerini Redd-i İlhak, Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri ve belediyeler yapacaktır.

7. Doğu illeri için 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre toplanacaktır.

8. Mevcut askeri ve milli örgütler kesinlikle dağıtılmayacak, komuta bırakılmayacak ve başkalarına teslim edilmeyecek.
9. Bu genelge sır olarak tutulmalı ve delegeler kimliklerini gizli tutarak seyahat etmelidirler.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Kasım 2012       Mesaj #23
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kurtuluş savaşı sebepleri ve sonuçları
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Şubat 2013       Mesaj #24
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

kurtuluş savaşının neden yapıldığı hakkında bilgiye ihtiyacım var lütfen çabuk olun

??
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
10 Şubat 2013       Mesaj #25
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Kurtuluş Savaşı'nın neden ve sonuçları

Kurtuluş Savaşı, I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu'nun İtilaf Devletleri'nce işgali sonucunda Misak-ı Milli sınırları içinde ülke bütünlüğünü korumak için girişilen çok cepheli siyasi ve askeri mücadele. Ayrıca İstiklal Harbi ya da Milli Mücadele olarak da bilinir. 1919-1922 yılları arasında gerçekleşmiş ve 11 Ekim 1922'de imzalanan Mudanya Mütarekesi ile fiilen, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile resmen sona ermiştir.
Kurtuluş Savaşı, dört belirgin döneme ayrılabilir:
  1. Birinci Dünya Savaşı sonrası dönemi: Mondros Mütarekesi'nin yürürlüğe girdiği 31 Ekim 1918'den, Mustafa Kemal Paşa'nın 9. Ordu müfettişi olarak Anadolu'ya yola çıktığı 19 Mayıs 1919'a kadardır
  2. Örgütlenme dönemi: Mayıs 1919'dan, Ankara'daki Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı Nisan 1920'ye kadardır.
  3. Hakimiyetin sağlanması dönemi: Nisan 1920'den, Londra Barış Konferansı'nın ikinci safhasının başladığı Mart 1922'ye kadardır. [1]
  4. Barışın sağlanması dönemi: Mart 1922'den, Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim 1923'e kadardır.
b 372768 tC3BCrk kurtuluC59F savaC59FC4B1


Türk Kurtuluş Savaşı

Kurtuluş Savaşı (İstiklal Harbi), 1. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşı kazanan devletlerce paylaşılması sonucunda Misak-ı Milli sınırları içinde ülke bütünlüğünü korumak, ulusal egemenliğe dayalı, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak için tüm ulusca girişilen, çok cepheli bir savaştır.
Kurtuluş Savaşını içerik açısından dört ana başlıkta toplayabilmekteyiz. İlk olarak "genel durum" altında Mondros Mütarekesi sonrası genel durum ve anadolu işgalci güçlerin anadolu için planlarının açıklanması. "Organizasyon dönemi" Osmanlı İmparatorluğu organlarının işgalci birimlerin eline geçmesiyle ortaya çıkan idare boşluğunun nasıl ve hangi organizasyonlarla doldurulacağının belirlenmesi. "Hakimiyet kurma çalışmaları" bölümü organizasyon döneminde ortaya çıkan iradenin iç ve diş güçler tarafından kabul edilmesi için yapılan çalışmaları ele almaktadır. En son bölüm ise "barış sağlama çalışmaları" altında ortaya çıkan yeni hakimiyetin dış antlaşmalarla güvenceye alınması ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmileşmesi anlatılmaktadır.


Genel Durum

Kurtuluş savaşı öncesi, 1. Dünya Savaşı'nın başlangıcına kadar dayanır. Avrupa tarihi yazarları tarafından Emperyalizm dönemi olarak bilinen (1860-1918) zamanında Avrupa devletleri dünyayı kendi aralarında paylaşmak yarışında bulunuyorlar. 1914 yılına gelindiğinde dünyanın büyük bir kısmı sömürge yönetimi altındaydı.
I dünya Savaşından mağlup olan Osmanlı Devleti, galip devletler ile Mondros Ateşkes Antlaşması'nı, 30 Ekim1918 gününde imzalamıştı.

Anadolunun Paylaşılması

Sykes-Picot Antlaşması
Fransa ile İngiltere 9 Mayıs 1916’da ikili bir antlaşma yaparak Ortadoğu’yu nasıl paylaşacaklarını belirlediler. Irak ve Filistin İngiliz Mandası, Suriye, Lübnan da Fransız Mandası altına sokuldu. Antep, Maraş, Urfa da el değiştirerek Fransa’ya geçti.Fransızlar buralara yerleştikleri gibi Suriye ve Mısır’dan getirdikleri Ermenileri teşkilatlandırıp Türklere saldırtıyorlardı.

Mondros'un Sonuçları

Bu antlaşmanın 7. maddesi, galip devletlere istedikleri her yeri istedikleri zaman işgal etme hakkını tanıyordu. Böylelikle işgaller bu antlaşmanın arkasına sığınılarak yapılabilecekti. Mondros Ateşkes Andlaşması’nın koşullarına aykırı olarak İngilizler Musul, İskenderun, Kilis, Antep, Maraş ve Urfa’yı işgal ettiler. Fransızlar ise Adana, Mersin ve Osmaniye’yi işgal ettiler.
  • 1: İngiliz ve Fransız ortaklaşa işgal bölgesi; İngiliz İşgalleri
  • 2: Yunan işgal bölgesi; Yunan İşgalleri; Türk-Yunan Cephesi
  • 3: İtalyan işgal bölgesi; İtalyan İşgalleri
  • 4: Fransız işgal bölgesi; Fransız İşgalleri, Türk-Fransız Cephesi
  • 5: Ermeni işgal bölgesi; Ermeni ve Gürcü İşgalleri; Türk-Ermeni Cephesi

İşgallere Tepkiler

İşgallere ilk tepki işgale uğrayan bölgelerde yaşayan halktan gelmişti. İzmir'de Hasan Tahsin işgale karşı ilk kurşunu atarak halkın bu haksız işgallere sessiz kalmayacağını göstermişti. Ege'de Yunanlılara, Güneydoğu'da Fransızlara, Karadeniz'de Pontusçu Rumlara karşı ilk karşı hareketler başlamış, bu hareketlere daha sonra Kuvay-i Milliye (Milli Kuvvetler) adı verilmişti...

Organizasyon Dönemi

Halk Hareketinin Düzenlenmesi

Kurtuluş Savaşının Düzenlenmesi
Daha çok bilgi için: 19 Mayıs 1919, Amasya Genelgesi, Erzurum Kongresi, Balıkesir Kongresi, Alaşehir Kongresi, Sivas Kongresi, ve Amasya Protokolü
Atatürk dağınık olan yapılanmayı toparlamak için vatan genelinde bir birlik oluşumuna gidilmesinin ihtiyacına işaret eder. Böylece bir halk haraketi olan Kurtuluş Savaşının Düzenlenmesine başlanır.

Son Osmanli Meclisi

12 Ocak 1920’de Osmanlı Meclis-i Mebusan son kez toplanır. Bu meclisin verdiği en önemli karar, taslakları Mustafa Kemal tarafından mebuslara Ankara’da verilen ve sonraları Misak-i Milli olarak adlandırılacak olan Ahd-ı Milliye (Ulusal And) 28 Ocak 1920’de kabul edildi.
Kısaca Misak-ı Milli (Ulusal And, Milli Yemin) Kars, Ardahan, Artvin için gerekirse yeniden oylama(plebisit) yapılacağını; Batı Trakya’nın durumu orada yaşayanlar tarafından saptanacağına ve Halifeliğin, İstanbul ve Marmara’nın güvenliği sağlanacak boğazlar ilgili devletlerle birlikte verilecek kararlarla çözümlendikten azınlıklar için istenen haklar sınırlarımız dışındaki Türklere de uygulanması koşuluyla kabul edilecek, kapitülasyonlara son verilecek ve Araplar ın çoğunlukta olduğu yerlerin geleceğine bölge halkının karar vereceği ifade edildi.
Meclisin ve İstanbul Hükümeti’nin çalışmalarından ve Anadolu’da artan direniş hareketlerinden rahatsızlık duyan İtilaf Devletleri 16 Mart 1920’de İstanbul’u işgal ettiler. Yunan birlikleri de Anadolu içlerine doğru ilerlemeye başladı. İstanbul’un işgalinden sonra tüm resmi dairelerin kontrolünün İtilaf Devletlerinin eline geçmesinden dolayı Meclis-i Mebusan'ın İşgal güçleri süngüsü altında alacağı kararların sağlıklı olmayacağı için padişah tarafından kapatılmış mebusların bundan böyle görevlerini Anadoludaki meclisde yürütmeleri istenmiştir. 68 milletvekili Anadoluya geçmeyi başarmış bir kısmı ise tutuklanarak Malta'ya sürülmüştür.

T.B.M.M.'nin açılması

(23 Nisan 1920) TBMM'nin açılması için hazırlıkların sürdürüldüğü günlerde, Damat Ferid Paşa yeniden sadrazam oldu. Kuvay-ı Milliye'ye karşı mücadeleye başladı. 10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması Türkler'e Anadolu'da küçük bir toprak parçası bırakıyordu. Türk halkı başlattığı milli mücadele ile bu antlaşmayı tamamen geçersiz kıldı. Fakat Avrupa Devletleri, bu antlaşmayı ağır ağır da olsa, parça parça da olsa ilerleyen yıllarda Türkler'e sindirerek kabul ettirme çalışmalarından vazgeçmediler, vazgeçmeyeceklerdir. Çünkü devletler, hangi devlet olursa olsun, kendi çıkarlarını korumak zorundadır ve Sevr Antlaşmasını kabul ettirmek Türkiye dışındaki pek çok devletin ulusal çıkarı ile uyuştuğundan bundan vazgeçmemeleri onların kötü niyetlerinden değil kendilerini düşünmelerindendir ki bundan doğal birşey olamaz.

Hakimiyet Kurma Çalışmaları

Ayaklanmalar

Ulusal Kurtuluş Savaşı boyunca Anadolu’nun çeşitli yerlerinde birçok ayaklanmalar çıkmıştır. Bu ayaklanmaların bir bölümü Türk topraklarını parçalayarak yeni bir devlet kurmayı amaçlayan, diğer bölümü ise, saltanat ve hilafete geleneksel ve dinsel bakımdan bağlı olanlarca çıkarılmış isyan hareketleridir. Hıyanet, kin ve taassubun yarattığı isyanların amacı; milli hareketi boğmaktır. Atatürk, öncelikle iç isyanların bastırılmasına, ülkede iç güvenliğin sağlanmasına son derece önem vermiştir. Bir yandan vatana ihanet yasası çıkarılırken, öbür yandan da iç isyanları bastırmada kullanılmak üzere Seyyar Jandarma Müfrezeleri kurulmuştur. Ayaklanmalar milli mücadeleyi geçiktirmiştir.

Güney Cephesi

Güney Cephesi olarak adlandırılan bu cephede Türk-Fransız Cephesi bulunmaktadır.

Doğu Cephesi

Doğu Cephesi olarak adlandırılan bu cephede Türk-Gürcü Cephesi ve Türk Ermeni Cephesi bulunmaktadır.
Milli kuvvetlerlerle Ermeniler arasında yapılmıştır. Sonucunda Gümrü Antlaşması sağlanmıştır.

Batı Cephesi

Batı Anadoluda ilk önce Kuvayı Milliye hareketi ile başlayan direniş düzenli ordunun kurulması ile büyük bir savaşa dönüştü.
Ayvacık'ın Yunan İşgalinden Kurtulması: Ayvacık İşgali
Ezine'nin Yunan İşgalinden Kurtulması: Ezine İşgali
  • Bu zafer, milletin kendine güven duygusunu yükseltmiş, milli kudret ve yeteneğin yeniden canlanmasını sağlamıştır.
  • Bu zafer, yeni Türk Devleti’nin temeli, uygarlık yolunun en büyük köprüsü olmuştur.
  • Öldüğü sanılan ve mirası paylaşılmaya yeltenilen Türk milletinin yaşama hakkı ve yeteneği olduğu dünyaya kabul ettirilmiştir.
  • Bu zafer ile Misak-i Milli gerçekleştirilmiş, bütün düşmanlar topraklarımızdan atılmıştır.
  • Bu zafer, Mudanya Ateşkes antlaşması ile Lozan Konferansı’ndaki beklentilerimize esas teşkil etmiştir.
  • Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Anadolu’nun sonsuza kadar Türk yurdu olarak kalacağı bütün dünyaya kanıtlanmıştır.

Barış Sağlama Çalışmaları

İzmir’in kurtarılmasından sonra, Türk ordusu, Boğazlar, İstanbul ve Trakya’nın geri alınması için o tarafa yöneldi. Bunun üzerine İtilaf Devletleri ateşkes görüşmelerine başlama isteklerini TBMM’ne bildirdiler. 3 Ekim’de Mudanya’da başlayan ateşkes görüşmelerine Türk temsilcisi İsmet Paşa gönderilmiştir. Yunanistan görüşmelere katılmamış, sonradan Mudanya Mütarekesini imzalamıştır. Bu ateşkesten sonra çalışmalar Lozan’da toplanacak barış konferansının hazırlıkları üzerine yoğunlaştırılmıştır. Artık yeni Türk Devleti uluslararası hukukun ilkeleri içinde kendini ezmek isteyenlere karşı eşit haklarla onurlu bir devlet olarak konferans masasına oturacaktı. Misak-ı Milli ile belirlenen topraklar büyük ölçüde geri alınmış, ülke bütünlüğü sağlanmıştır. Lozan Antlaşması ile da uluslararası güvenceye bağlanacaktır.


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Şubat 2013       Mesaj #26
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

kurtuluş savaşının neden yapıldığı hakkında bilgiye ihtiyacım var lütfen çabuk olun

??
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Ekim 2013       Mesaj #27
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kurtuluş savaşı nasıl başlamıştır acil lutfen Msn Sad
Hazbeleyte - avatarı
Hazbeleyte
Ziyaretçi
11 Kasım 2013       Mesaj #28
Hazbeleyte - avatarı
Ziyaretçi
Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılıp yok oluşunu ve yıkıntıları üzerinde yeni bir bağımsız Türk Devleti'nin kurulmasını hazırlayan I. Dünya Savaşı dünya tarihi açısından olduğu kadar, Türkiye açısından da büyük önem taşır.
Bu savaşın çıkışı, olayların büyük bir savaşa doğru akışı, Osmanlı İmparatorluğu'nun bu savaşa sürüklenişi tarihsel bir gelişimin bir sonucudur. Bu savaş, Fransız Devrimi ve 25 yıla yakın süren devrim savaşlarının meydana getirdiği politik, sosyal ve ekonomik gelişmelerin devamlı ve doğal sonucu oldu. Ulusalcılık hareketlerinin liberalizmden daha büyük güç kazandığı, ulusal devletlerin hammadde kaynakları ve üretim mallarına pazar bulmak için yaptıkları mücadele, sömürgecilik ve emperyalizm adı altında 19. yy.ın 20. yy.a bıraktığı kötü bir mirastı. 19. yy.ın ikinci yarısında İtalya ve Almanya siyasal birliklerinin kuruluşu Avrupa dengesini bozmakla kalmadı, özellikle Balkan uluslarının ulusalcılık ve bağımsızlık hareketlerini kamçıladı. Avrupa'daki ekonomik-politik-askeri gelişmeler Alman-Avusturya-İtalyan yakınlaşmasına, Üçlü İttifak'ın kurulmasına yol açtı. Buna karşılık İngiliz-Fransız-Rus yakınlaşması da Üçlü İtilaf'ı oluşturdu.
1871'de Alman birliğinin kurulmasından sonra Başbakan Bismark, Almanya'yı Fransız-Rus birleşmesi karşısında bırakmamak, Fransa'nın Alsas-Loren'i geri almak için bir intikam savaşı çıkarmasına fırsat vermemek amacıyla barışçı bir politika izledi. Slavcılık tehlikesi karşısında 1879 yılında Avusturya ile bir Rus saldırısı tehlikesine karşı anlaştı. 1881'de Fransa'nın Tunus'u işgal etmesi, burada gözü olan İtalya'yı Almanya'nın yanına itti. 1882'de Üçlü İttifak oluştu. Bu antlaşma 1892, 1907, 1912 yıllarında üç kez yenilendi. Fakat İtalya 1902 yılında Fransa ile gizli bir antlaşma yapmıştı. Bismark'ın politikası 1890'a kadar sürdü. Yeni Alman İmparatoru II. Wilhelm, Bismark'ın politikasını beğenmediği için onu görevden uzaklaştırdı ve böylece Almanya'nın da politikası değişmiş oldu. Almanya'nın Avrupa'nın en güçlü kara devleti oluşu, endüstrisinin her geçen gün dünya piyasalarında İngiliz mallarına üstün gelmesi ve özellikle Alman savaş donanmasının denizlerde İngiltere'ye rakip olması, Kırım Savaşı'ndan beri Avrupa sorunlarıyla ilgilenmeyen İngiltere'yi uyandırdı. Üçlü İttifak'a dayanarak Avrupa'da üstünlük kurmaya çalışan Almanya, 1894'ten sonra, Fransız-Rus, Fransız-İngiliz ve en son 1907 yılında İngiliz-Rus Antlaşmalarıyla oluşan Üçlü İtilaf bloğuyla karşılaştı. Bismark'ın korkulu rüyası gerçekleşmiş oldu ve Almanya böylece Avrupa'da çember içine alınmış oldu.
Güçlenen Almanya, ekonomisi için kendisine "hayat alanı" olarak Osmanlı İmparatorluğu'nu seçmişti. Bu nedenle Osmanlı Devleti ile yakın ilişkiler kurup, İngiltere'nin Hindistan yolu için büyük tehlike olan, "Bağdat Demiryolu" projesini kabul ettirmişti. Böylece Üçlü İttifak'la, Üçlü İtilaf'ın çıkarlarının çatıştığı önemli bir alan da Osmanlı İmparatorluğu oluyordu. 1905 yılından itibaren Almanya'nın her olayda karşı tarafla arası açıldı. Fas Buhranları'nda bir şey elde edemeyen Almanya, Balkan Savaşları'nın çıkmasına da engel olamadı. Oysa, Balkan Savaşı Almanya'ya ekonomik açıdan büyük zarar vermişti. Ayrıca Bağdat-Berlin Demiryolu'nun gerçekleşmesi de, Almanya ile Bulgaristan'ın dost olup olmamalarına bağlı idi.
1914 yılına gelindiğinde blokların çatışmasının temel sorunları olan ekonomik çıkar, Alsas-Loren sorunu, üstünlük kurma, deniz silahlanması, Fas Buhranları, Bağdat Demiryolu sorunu, Balkanlar'da Avusturya-Rusya çatışması, Balkan Savaşı gibi nedenlerden dolayı savaşın çıkması yalnızca bir bahaneye bakıyordu. Savaşın yakın nedeni de hazırdı. Avusturya'nın Sırbistan üzerindeki üstünlüğünü sürdürmek ve kendi sınırları içindeki Sırpların yaşadığı şehirleri kaybetmemek için her fırsatta Sırbistan üzerine baskı yapıyordu. Bu sürtüşmeler, 28 Haziran'da Avusturya-Macaristan Veliahdı Franz Ferdinant ve eşinin bir Sırplı tarafından öldürülmesi nedeniyle dünyayı 4 yıl kana bulayacak bir savaşa dönüştü.
Sırp sorununu kökünden çözmek isteyen Avusturya, Almanya'nın da aynı görüşte olduğunu öğrenince Sırbistan'a 23 Temmuz'da sert bir nota verdi. İçişlerine karışma hükümleri taşıyan bu nota, Rusya'nın Sırbistan'ı yalnız bırakırsa, Balkanlar ve Boğazlar üzerinde Almanya-Avusturya egemenliği kurulucağı endişesiyle Sırbistan'ı desteklemesi üzerine reddedildi. Rus desteğini sağlayan Sırbistan seferberlik ilan edince de, Avusturya Sırbistan'a 28 Temmuz'da savaş ilan etti. Almanya'nın uyarılarına rağmen Rusya'nın 30 Temmuz'da seferberlik ilan etmesi üzerine, Almanya 1 Ağustos'ta Rusya'ya savaş ilan etti. Aynı tarihlerde Fransa da seferberlik ilan etmişti. Fransa'ya Belçika üzerinden saldırmayı planlayan Almanya Belçika'ya bir nota vererek, bütün zararlarının ödeneceğini ve toprak bütünlüğüne dokunulmayacağı konusunda güvence vererek, topraklarından geçiş izni istedi. Belçika bunu reddedince de 3 Ağustos'ta Belçika'ya saldırdı. Bunun üzerine İngiltere 4 Ağustos'ta Almanya'ya bir nota vererek Belçika'yı boşaltmasını istedi. Almanya bu isteği reddedince, İngiltere aynı gece Almanya'ya savaş ilan etti. Böylece Avrupa Savaşı çıkmış oldu. Başlangıçta hemen herkes bu savaşın 19. yy.daki gibi cephe savaşları olacağını, en çok 1-1,5 yıl süreceğini sanıyorlardı. 1871'den beri Avrupa uzun bir barış dönemi geçirmişti. Bu arada ekonomik ilişkiler, teknik buluşlar savaş sanayinin gelişmesi ile yeni savaş silahlarının tahrip gücü artmış, savaş yöntemleri değişmişti. Bu savaş yalnız Avrupa topraklarında kalsaydı belki bu tahminler doğru çıkabilirdi.Fakat savaşın gerek yer, gerekse zaman bakımından sınırlarını büyüten bir olay oldu. Osmanlı İmparatorluğu kısa bir süre sonra savaşa katıldı. Bu yüzden savaş bir Dünya Savaşı oldu.
Daha savaş başladığı zaman kuvvetler dengesi İtilaf Devletleri'nin tarafına ağır basıyordu. Almanya, Avusturya-Macaristan'ın toplam nüfusu 120 milyon kadardı ve savaş için tüm kaynakları Avrupa'da sahip oldukları topraklarda idi.Halbuki İngiltere, Fransa ve Rusya'nın oluşturduğu İtilaf Devletleri'nin yalnızca Avrupa topraklarındaki nüfusları 238 milyon idi. Ayrıca sömürgelerde sınırsız hammadde ve insan kaynakları bulunduğu gibi savaşın ilk üç yılında A.B.D. de kendilerine büyük ekonomik destek sağladı. Almanya'nın kara ordusu güçlü olmakla beraber, Rusya'nın da zengin insan kaynakları bulunuyordu. Denizlerde ise tek başına İngiltere bile üstün durumdaydı. Savaş başladıktan sonra İngiltere denizlerde üstünlüğü sağladı. Savaşı kim daha zengin kaynaklara sahipse onun kazanacağı daha Marn Savaşı'nda anlaşılmıştı.
Rapor Et


Kaynak: Kurtuluş Savaşı neden yapılmıştır?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Şubat 2014       Mesaj #29
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kurtuluş Savaşının başlamasına neden olan savaş hangisii ?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Mayıs 2014       Mesaj #30
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kurtuluş savaşı hakkında özet biligi acil

Benzer Konular

22 Mayıs 2010 / prencess Cevaplanmış
11 Kasım 2021 / Ziyaretçi Cevaplanmış
12 Nisan 2012 / gittttt Soru-Cevap
3 Ağustos 2017 / Ziyaretçi Cevaplanmış