Arama

Tehcir kanunu hakkında bilgi verir misiniz?

Bu Konuya Puan Verin:
En İyi Cevap Var Güncelleme: 19 Ekim 2012 Gösterim: 19.125 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Kasım 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
tehcir kanunu nedir.ne için çıkarılmıştır,amacı nedir,kimler için çıkarılmıştır? ama bunların genel bir özeti olmalı
EN İYİ CEVABI fadedliver verdi
Tehcir Kanunu

Sponsorlu Baglantilar
Tehcir Kanunu Osmanlı Devleti'ne karşı casusluk ve hıyanetleri görülenlerin, ayrı ayrı -veya birlikte savaş alanlarından uzak yerlere "sevk ve iskanı" için 27 Mayıs 1915'de çıkarılan kanun.
Tehcir Kanunu hakkında ansiklopedik bilgi


tehcir kanunuTehcri KanunuOrjinal metin



Yer Değiştirme (Tehcir) Kanunu

Tehcir Kanunu Osmanlı Devleti'ne karşı casusluk ve hıyanetleri görülenlerin, ayrı ayrı -veya birlikte savaş alanlarından uzak yerlere "sevk ve iskanı" için 27 Mayıs 1915'de çıkarılan kanun.

"Tehcir Kanunu" olarak bilinen; ve fakat Türk ordusu savaş alanında olduğu için cephe gerisinde oluşan isyan ve ayaklanmaları önleme gayesi güden "Savaş zamanında hükümet uygulamalarına karşı gelenler için asker tarafından uygulanacak önlemler hakkına geçici kanun" 27 Mayıs 1915 tarihinde kabul edilmiştir1. Kanun, 1 Haziran 1915 günü dönemin Resmi Gazetesi Takvim-i Vekayi'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir2.

Söz konusu geçici kanunun birinci maddesi; ordu, kolordu ve fırka komutanlarına, savaş sırasında Hükümetin emirlerine, ülkenin savunulmasına ve huzurun korunmasına karşı çıkanlara, silâhlı saldırı veya direnişte bulunanlara karşı derhal askeri önlem alma, tecavüz ve direniş sırasında isyancıları yok etme yetkisi vermektedir. İkinci madde ise aynı komutanlara, casusluk ve vatana ihanet ettikleri anlaşılan köy ve kasaba halkını, tek tek veya toplu halde başka yerlere sevk ve iskân ettirme yetkisi vermektedir.

10 Haziran 1915 tarihinde yayımlanan bir emir yazısı3 ile de, göçe tabi tutulan Ermenilerin malları koruma altına alınmıştır. Bir başkan ile, biri idari diğeri de maliyeci olmak üzere iki üyeden oluşan "Terkedilmiş Mallar Komisyonu" kurulmuştur. Bu komisyonlar, boşaltılan köy ve kasabalardaki Ermenilere ait malları tespit edecek, ayrıntılı defterlerini tutacaktır. Defterlerden biri bölgesel kiliselerde korunacak, biri bölge yönetimine verilecek, biri de komisyonda kalacaktır. Bozulabilir eşya ile hayvanlar açık arttırma ile satılacak ve parası korunacaktır. Komisyon gönderilmeyen yerlerde, bildiri hükümlerini bölgelerdeki görevliler yerine getirecektir. Bu malların Ermeniler dönünceye kadar korunmasından hem komisyon, hem de bölge yöneticileri sorumlu olacaktır.

27 Mayıs 1915 tarihli kanun ve 10 Haziran 1915 tarihli emir yazılarından da anlaşılacağı gibi, Talat Paşa'nın başlattığı ve Meclis'in de uygun gördüğü yer değiştirme uygulaması, "doğrudan doğruya cephelerin güvenini sarsacak bölgeleri" kapsamaktadır. Bunlardan birincisi Kafkas ve İran cephesinin geri bölgesini oluşturan Erzurum, Van ve Bitlis dolaylarıdır. İkincisi ise Sina cephesi gerilerini oluşturan Mersin-İskenderun bölgeleridir. Çünkü Ermeniler bu bölgelerde düşmanla işbirliği yapmakta ve onların çıkarma yapmalarını kolaylaştıracak faaliyetlerde bulunmaktaydılar.

Bununla birlikte; "savaş halinde devlet yönetimine karşı gelenler için askeri birliklerce alınacak önlemleri" içeren kanun, tamamen devleti ve kanun düzenini korumaya yönelik bir yetki kanunudur. En önemli özelliklerinden biri ise; "kanun metninde herhangi bir etnik grup veya zümrenin adından söz edilmemiş ve hatta ima dahi edilmemiş" olmasıdır. Kanun kapsamına giren Müslüman, Rum ve Ermeni asıllı Osmanlı vatandaşları yerlerinden başka yerlere göç ettirilerek yerleştirmeye tabi tutulmuştur. Kanunun orjinal metni

1915 yılında çıkartılan Tehcir Kanunu'nun tam metni şöyle:

"Madde: 1- Vakit seferde ordu ve kolordu ve fıkra kumandanları ve bunların vekilleri ve müstahkem mevki kumandanları ahali tarafından herhangi bir suretle evamir-i hükümete ve müdafaa-i memlekete ve muafaza-i asayişe mütallik icraat ve tertibata karşı muhalefet ve silahla tecavüz ve mukavemet görürlerse, derekap kuvayı askeriye ile şiddetli surette tahribat yapmağa ve tecavüz ve mukavameti esasından imha etmeğe mezun ve meburdur.

Madde:2- Ordu ve müstakil kolordu ve fıkra kumandanları icabatı Askeriyeye casusluk ve hıyanetlerini hissettikleri kaza ve kasaba ahalisinin Münferiden veya müçtemian diğer mahallere sevk ve iskan ettirebilirler.

Madde: 3-İş bu kanun tarihi neşrinden muteberdir.13 Recep 1333 ve 14 Mayıs 1331"

KAYNAK:
Halaçoğlu, Prof. Dr. Yusuf, Ermeni Tehcirine Dair Gerçekler (1915), TTK Yayını, Ankara 2001.
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
11 Kasım 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

tehcir kanunu nedir.ne için çıkarılmıştır,amacı nedir,kimler için çıkarılmıştır? ama bunların genel bir özeti olmalı

Tehcir Kanunu (resmî adıyla Sevk ve İskân Kanunu )27 Mayıs 1915'de savaş halinde devlet yönetimine karşı gelenler için askeri birliklerce tedbir almak için çıkarılan kanun. Ermenilere uygulanmıştır.

Sponsorlu Bağlantılar
"Tehcir Kanunu"olarak bilinen; fakat geçici kanun mahiyetinde olan ve asıl adı "Savaş zamanında hükümet uygulamalarına karşı gelenler için asker tarafından uygulanacak önlemler hakkında geçici kanun" 27 Mayıs 1915 tarihinde kabul edilmiştir[4]. Kanun, 1 Haziran 1915 günü dönemin Resmi Gazetesi Takvim-i Vekayi'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir[5].
Söz konusu geçici kanunun birinci maddesi; ordu, kolordu ve fırka komutanlarına, savaş sırasında Hükümetin emirlerine, ülkenin savunulmasına ve huzurun korunmasına karşı çıkanlara, silâhlı saldırı veya direnişte bulunanlara karşı derhal askeri önlem alma, tecavüz ve direniş sırasında isyancıları yok etme yetkisi vermektedir. İkinci madde ise aynı komutanlara, casusluk ve vatana ihanet ettikleri anlaşılan köy ve kasaba halkını, tek tek veya toplu halde başka yerlere sevk ve iskân ettirme yetkisi vermektedir.
10 Haziran'da çıkarılan bir kararname ile, nakledilen kişilerin mallarının nasıl tasarruf edileceği açıklandı[6]. Bir başkan ile, biri idari diğeri de maliyeci olmak üzere iki üyeden oluşan Terkedilmiş Mallar Komisyonu kurulmuştur. Bu komisyonların amacı boşaltılan köy ve kasabalardaki Ermenilere ait malları tespit ederek, ayrıntılı defterlerini tutmaktır. Bu defterlerden biri bölgesel kiliselerde korunacak, biri bölge yönetimine verilecek, biri de komisyonda kalacaktır. Bozulabilir eşya ile hayvanlar açık arttırma ile satılarak parası korunacaktır. Komisyon gönderilmeyen yerlerde, bildiri hükümlerini bölgelerdeki görevliler yerine getirecektir. Bu malların Ermeniler dönünceye kadar korunmasından hem komisyon, hem de bölge yöneticileri sorumlu olacaktır.


Yer değiştirme kararı bütün Ermenilere uygulanmamıştır. Katolik ve Protestan mezhebinde bulunan Ermenilerin yanı sıra, Osmanlı ordusunda subay ve sıhhiye sınıflarında hizmet gören Ermeniler ile Osmanlı Bankası şubelerinde ve bazı konsolosluklarda çalışan Ermeniler devlete sadık kaldıkları sürece göçe tabi tutulmamışlardır. Öte yandan, hasta, özürlü, sakat ve yaşlılar ile yetim çocuklar ve dul kadınlar da sevke tabi tutulmamış, yetimhaneler ve köylerde koruma altına alınarak ihtiyaçları devletçe, Göçmen Ödeneği'nden karşılanmıştır. Yer değiştirme uygulamasına tabi tutulan nüfus içerisinde yer alan Halep'teki 26.064 Ermeni nüfusu, göç ettirilenler içerisine dahil edilmemiştir.

vikipedi
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
11 Kasım 2009       Mesaj #3
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
TEHCİR KANUNU

1.Savaş sırasında ordu, kolordu ve tümen komutanları ve bunların müstakil mevki kumandanları, ahali tarafından herhangi bir suretle hükümetin emirlerine , yurt savunmasına, asayişin korunmasına ilişkin işlere ve düzenlemelere muhalefet, silahla saldırı ve direnme görürlerse bunu önlemeye mezun ve mecburdurlar.
2.Ordu, müstakil kolordu ve tümen kumandanları askerlik icaplarından dolayı veya casusluk ve hıyanetlerini hissettikleri köyler ve kasabalar halkını tek tek veya toplu olarak diğer mahallere sevk ve iskan ettirebilirler.talat2
3.İş bu kanun yayınlandığı tarihten itibaren geçerlidir.
4.İş bu kanun hükümleri yürürlüğe Başkumandanlık Vekili ve Harbiye Nazırı memurdur.
Demek ki tehcir kararı askeri zorunluluklardan kaynaklanıyordu.Bir milletin ordularını arkadan vurmak isteyenlere karşı kendisini savunmasını önleyecek hiçbir yasa olamazdı.Osmanlı Hükümeti bu şartlar altında dünyada böyle bir tehlike ile karşılaşan bütün devletlerin başvuracağı bir yönteme başvurarak tehcir kararını aldı.Diğer taraftan hükümetin bu kararı benimsediği için değil , başka çözüm bulamadığı için aldığı bir gerçektir.Çünkü tehcir kararı almak ve uygulamak, bunun için kuvvetler ayırmak, mali kaynak bulmak anlamına geliyordu.Ayrıca üretimin düşeceği, hizmet sektörünün aksayacağı kesindi.Bu bakımdan tehcir bir bakıma devletin kendi kendini felç etmesi anlamına da geliyordu.Diğer taraftan Ermeni ayaklanmaları sadece sınıra yakın bölgelerle sınırlı kalsaydı kısmi bir tehcir yeterli görülecekti.Ancak Ermeniler'in düşmanın erişemediği iç bölgeleri de bir savaş alanına çevirmeleri , Marmara Bölgesi'nde İstanbul Boğazı civarındaki Rus donanmasıyla haberleşmeleri , çıkarma kuvvetleriyle işbirliğine yönelmeleri, tehcir kapsamının genişletilmesini gerekli kıldı.Tehcir kararı ölüm kalım mücadelesi veren bir milletin savaş hukukunun geçerli olduğu şartlarda ihanet içinde olan bir azınlığa karşı alabileceği en insani önlem olabilirdi.
Osmanlı yönteminin Ermeni toplumuna karşı özel bir kininin olamayacağının bir belgesi de tehcirin sadece Ermeniler'e uygulanmış bir yaptırım olmaması, diğer unsurları da kapsamasıdır.Rum tehcirinin yanı sıra , Cemal Paşa da Museviler'i gönüllü bir tehcire tabi tutmuştur.Akdeniz'deki İtilaf donanmasının Filistin'i casus yuvası haline getirmesi üzerine Cemal Paşa, sözlü bir uyarıyla Yafa'daki Museviler'in kendiliklerinden burayı terk edip Hama ve Humus'a gitmelerini sağlamıştır.
Görüldüğü üzere tehcir kararında yakın vadede ordunun hareket alanını güvenceye almak ve Müslümanlar'la Ermeniler arasındaki çatışmaları önlemek , uzun vade de emperyalist devletlerin bu amaçla Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışarak , kendi topraklarında bir Ermeni Devleti'nin doğmasına engel olmak istediği açıktır.Şüphesiz idare bu işlemi uygularken , aktif Ermeni militanlarıyla , sivil halkın çatışmaya karışmayacak unsurlarını ayıramazdı. Nitekim 14 Haziran'da Erzurum, Diyarbakır, Mamuratü'l-aziz ve Bitlis'e çekilen bir şifrede ; ihraç olunan Ermeniler'in yollarda hayatlarının korunmasına özen gösterilmesiyle ; sevk sırasında kaçmak isteyen veya muhafazalarına memur olan güvenlik kuvvetlerine saldıranların cezalandırılmalarının doğal olduğu hatırlatılmaktadır.fakat buna hiç bir zaman ahali karıştırılmayacak ve etnik unsurlar arasında mukateleyle sonuçlanacak , aynı zamanda harice karşı çok çirkin görünecek olayların çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecekti.Ermeniler'in varmaları gereken yerlere en kısa yoldan ve güzergahlarında bulunan aşiret veya köylerin saldırılarına karşı her türlü tedbirin alınmasıyla sevk edilecekler; kafilelere katil ve gasba cüret edecekler şiddetle cezalandırılacaklardı.Burada şu husus ta açık yüreklilikle söylenmelidir; tehcir kararı alınmasından sonra ihtilalci Ermeni komitalarıyla hiç işbirliği etmemiş bir çok Ermeni'nin de karar karşısında devlete isyan katıldığı bir gerçektir.Aslında bu karar Ermeniler'in topyekun memnuniyetsizliklerini de körüklemiştir.Çünkü alınan göç kararına uymak istemeyen bir çok Ermeni devlete karşı silahlı direnişe geçmiştir.Tehcir kararı Osmanlı topraklarında yaşayan 1.300.000 Ermeni'nin tamamına uygulanmadı.Tehcir uygulanan yerler Doğu Anadolu ve İç Anadolu'da bazı şehirleri içine alıyordu.Buralardan kaldırılan Ermeniler yabancı bir devletin toprağına değil, yine Osmanlı toprağı olan Suriye, Lübnan, Kuzey Irak bölgesine iskan edildiler.
Osmanlı hükümeti, 600-700 km. güneye götürülen Ermenilerin iskânı için gerekli tedbirleri 30 Mayıs ve 28 Ağustos tarihli talimatlarla aldı. Biri;
1- Nakli gerekenler, iskân edilecekleri mahallere refah içinde can ve mal! güvenlikleri sağlanarak sevk edileceklerdir.
2- Gittikleri yerlerde kesin yerleştirilmelerine kadar, kendilerine göçmen Ödeneğinden geçimlerini sağlayabilmeleri için yardım yapılacaktır.
3- Eski malî durumlarına uygun olarak kendilerine arazi ve mal verilecektir.
4- Hükümet tarafından bunlar için ev yaptırılacaktır.
5- Çiftçilere tohumluk, zenaat erbabına alet-edevat verilecektir.
6- Terk ettikleri taşınabilir mal ve kıymetler kendilerine ulaştırılacak, bu mümkün olmadığı takdirde bunların karşılığı para olarak kendilerine ödenecektir.
7- Boşaltılan şehir ve kasabalarda bulunan Ermenilere ait taşınmaz malların sayımı yapılacaktır. Bunların cinsleri, miktarları ve kıymetleri tespit edildikten sonra bu köylere yerleştirilecek muhacirlere verilecektir.
8- Ermenilerden boşaltılacak yerlere iskân edilecek muhacirlerin kullanamayacakları mallar, yani zeytinlik, dutluk, bağ ve portakal bahçeleri, -han. fabrika, depo ve dükkân gibi gelir getirecek taşınmaz mallar arttırma ile satılacak veya kiralanacak ve bu gelirler sahiplerine (Ermenilere) verilmek üzere mal sandıklarınca emanete kaydedilecektir.

Bir diğeri ise;
1- İskâna tabi tutulan Ermenilerden araba veya yaya olarak yola çıkan gruplar en yakın demir yolu istasyonuna götürülecek oradan da yerleştirilecekleri yerlere trenle sevk edileceklerdir.
2- "Tehcir" e tabi tutulanlar, tren istasyonlarına vardıklarında aile reisleri asker olan veya bakacak kimsesi bulunmayan kadın ve yetimler, durumlarını resmî belge ile ibraz ettikleri takdirde başka yere iskân edilmeyerek istasyon yakınındaki şehir, kasaba veya köylere yerleştirileceklerdir.
3- Başka yerlere İskân edilecek Ermenilerin sevk sırasında iaşeleri temin edilecek. Fakirlerin iaşeleri ise ücretsiz olarak karşılanacaktır.
4- Sevk sırasında Ermenilerin güvenliği sağlanacaktır. Hamile ve yeni doğmuş çocukların ihtiyaçları karşılanacaktır.
5- İskâna tabi tutulanlar arasında yerlerini terk etmek istemeyenler veya yerlerine dönmek istemeyenlerden makul sebep gösterenlerin dilekçeleri görevlilerin görüşleri de alınarak Dahiliye Nezareti'ne gönderilecek ve nezaretin vereceği cevaba göre hareket edilecektir.
6- Göç sırasında veya konaklama esnasında Ermeni göçmenlere yapılacak herhangi bir saldırı derhal zararsız hâle getirilecektir. Saldırıda bulunanlar tevkif edilerek Divan-ı Harp mahkemesine sevk edilecek ve en ağır bir şekilde cezalandırılacaktır.
7- Göçe tabi tutulanlardan rüşvet veya hediye alanlar, tehdit ile kadınları iğfal edenler veya onlarla gayrı meşru münasebet kuranlar derhal görevden alınıp Divan-ı Harbe sevk edilecek ve ağır bir şekilde cezalandırılacaktır.
Zikredilen talimatnamenin orijinal metni İngiliz arşivlerinde bulunmakladır. Bu ve buna benzer belge İstanbul'un işgali sırasında bazı İngiliz ajanları tarafından Babıâli'den çalınmıştır.
Başlangıçta Ruslar'la beraber 'gönüllü alayları' adı altında yürütülen düşmanlık, Milli Mücadele yıllarında İngiliz ve Fransızlar'la birlikte 'lejyonlar'la sürdürülmüş ve Ermeniler vahşet olaylarında bu devletleri bile hayrete düşürecek kadar ileri gitmişlerdir.
Mevcut belgeler Ermeniler'in uydurma bir belgeyle katliam emrini vermekle suçladıkları Talat Paşa'nın bir devlet adamına yakışan bir şekilde hareket ettiğini göstermektedir.Talat Paşa, Ermeni ailelerinin istasyonlarda toplatılarak sefil hallerde nakledilmlerine karşı çıkmış, mallarının ucuza satılıp sahiplerinin zarara uğratılmamaları için görevlileri uyarmıştır.

kaynak
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
11 Kasım 2009       Mesaj #4
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Tehcir Kanunu

Tehcir Kanunu Osmanlı Devleti'ne karşı casusluk ve hıyanetleri görülenlerin, ayrı ayrı -veya birlikte savaş alanlarından uzak yerlere "sevk ve iskanı" için 27 Mayıs 1915'de çıkarılan kanun.
Tehcir Kanunu hakkında ansiklopedik bilgi


tehcir kanunuTehcri KanunuOrjinal metin



Yer Değiştirme (Tehcir) Kanunu

Tehcir Kanunu Osmanlı Devleti'ne karşı casusluk ve hıyanetleri görülenlerin, ayrı ayrı -veya birlikte savaş alanlarından uzak yerlere "sevk ve iskanı" için 27 Mayıs 1915'de çıkarılan kanun.

"Tehcir Kanunu" olarak bilinen; ve fakat Türk ordusu savaş alanında olduğu için cephe gerisinde oluşan isyan ve ayaklanmaları önleme gayesi güden "Savaş zamanında hükümet uygulamalarına karşı gelenler için asker tarafından uygulanacak önlemler hakkına geçici kanun" 27 Mayıs 1915 tarihinde kabul edilmiştir1. Kanun, 1 Haziran 1915 günü dönemin Resmi Gazetesi Takvim-i Vekayi'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir2.

Söz konusu geçici kanunun birinci maddesi; ordu, kolordu ve fırka komutanlarına, savaş sırasında Hükümetin emirlerine, ülkenin savunulmasına ve huzurun korunmasına karşı çıkanlara, silâhlı saldırı veya direnişte bulunanlara karşı derhal askeri önlem alma, tecavüz ve direniş sırasında isyancıları yok etme yetkisi vermektedir. İkinci madde ise aynı komutanlara, casusluk ve vatana ihanet ettikleri anlaşılan köy ve kasaba halkını, tek tek veya toplu halde başka yerlere sevk ve iskân ettirme yetkisi vermektedir.

10 Haziran 1915 tarihinde yayımlanan bir emir yazısı3 ile de, göçe tabi tutulan Ermenilerin malları koruma altına alınmıştır. Bir başkan ile, biri idari diğeri de maliyeci olmak üzere iki üyeden oluşan "Terkedilmiş Mallar Komisyonu" kurulmuştur. Bu komisyonlar, boşaltılan köy ve kasabalardaki Ermenilere ait malları tespit edecek, ayrıntılı defterlerini tutacaktır. Defterlerden biri bölgesel kiliselerde korunacak, biri bölge yönetimine verilecek, biri de komisyonda kalacaktır. Bozulabilir eşya ile hayvanlar açık arttırma ile satılacak ve parası korunacaktır. Komisyon gönderilmeyen yerlerde, bildiri hükümlerini bölgelerdeki görevliler yerine getirecektir. Bu malların Ermeniler dönünceye kadar korunmasından hem komisyon, hem de bölge yöneticileri sorumlu olacaktır.

27 Mayıs 1915 tarihli kanun ve 10 Haziran 1915 tarihli emir yazılarından da anlaşılacağı gibi, Talat Paşa'nın başlattığı ve Meclis'in de uygun gördüğü yer değiştirme uygulaması, "doğrudan doğruya cephelerin güvenini sarsacak bölgeleri" kapsamaktadır. Bunlardan birincisi Kafkas ve İran cephesinin geri bölgesini oluşturan Erzurum, Van ve Bitlis dolaylarıdır. İkincisi ise Sina cephesi gerilerini oluşturan Mersin-İskenderun bölgeleridir. Çünkü Ermeniler bu bölgelerde düşmanla işbirliği yapmakta ve onların çıkarma yapmalarını kolaylaştıracak faaliyetlerde bulunmaktaydılar.

Bununla birlikte; "savaş halinde devlet yönetimine karşı gelenler için askeri birliklerce alınacak önlemleri" içeren kanun, tamamen devleti ve kanun düzenini korumaya yönelik bir yetki kanunudur. En önemli özelliklerinden biri ise; "kanun metninde herhangi bir etnik grup veya zümrenin adından söz edilmemiş ve hatta ima dahi edilmemiş" olmasıdır. Kanun kapsamına giren Müslüman, Rum ve Ermeni asıllı Osmanlı vatandaşları yerlerinden başka yerlere göç ettirilerek yerleştirmeye tabi tutulmuştur. Kanunun orjinal metni

1915 yılında çıkartılan Tehcir Kanunu'nun tam metni şöyle:

"Madde: 1- Vakit seferde ordu ve kolordu ve fıkra kumandanları ve bunların vekilleri ve müstahkem mevki kumandanları ahali tarafından herhangi bir suretle evamir-i hükümete ve müdafaa-i memlekete ve muafaza-i asayişe mütallik icraat ve tertibata karşı muhalefet ve silahla tecavüz ve mukavemet görürlerse, derekap kuvayı askeriye ile şiddetli surette tahribat yapmağa ve tecavüz ve mukavameti esasından imha etmeğe mezun ve meburdur.

Madde:2- Ordu ve müstakil kolordu ve fıkra kumandanları icabatı Askeriyeye casusluk ve hıyanetlerini hissettikleri kaza ve kasaba ahalisinin Münferiden veya müçtemian diğer mahallere sevk ve iskan ettirebilirler.

Madde: 3-İş bu kanun tarihi neşrinden muteberdir.13 Recep 1333 ve 14 Mayıs 1331"

KAYNAK:
Halaçoğlu, Prof. Dr. Yusuf, Ermeni Tehcirine Dair Gerçekler (1915), TTK Yayını, Ankara 2001.
Son düzenleyen _Yağmur_; 19 Ekim 2012 16:35
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Ekim 2012       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tehcir Nedir

Tehcir veya Zorunlu göç, bir topluluğu yaşadığı yerden göç ettirme, göç etmesine sebep olma, sürme.

Kökenbilim

Tehcir sözcüğü, Arapça hicret (göç etmek) kelimesinden gelir.
Göçler toplumsal bellekte önemli bir yere sahiptir. Örneğin bazı Müslüman topluluklarında hala kullanılmakta olan Hicri Takvim, Müslümanlar'ın Mekke'den Medine'ye göçlerini başlangıç olarak almıştır.

Osmanlıda tehcir

Tehcir, Osmanlı Devlet Hukukunda kökenini Kur'andan alır ve Haşr Suresine dayandırır. Çağdaş hukuk ve batı hukukunda birebir kavramsal karşılığı yoktur. Yalnızca Osmanlı Hukuk sisteminin, Dünya hukuk literatürüne soktuğu bir kavramdır. Bir kişinin, topluluğun güvenliğini diğerlerine karşı sağlamak üzere bulunduğu ortamdaki olası olumsuzluk ve huzursuzluklardan kurtarmak için devlet eli ve iradesi ile devlet sınırları içerisinde daha uygun ve sorun çıkması olanaksız yerlerine geçici veya kalıcı olarak göç ettirilmesidir. Tehcir, sınırdışı etmez, sınır içinde yer değiştirtir, Osmanlı Hukuk ve hukuk sistemini kavramadan bu kavramı tam olarak anlamak çok zordur.


Osmanlı tarihinde en büyük ve önemli tehcir uygulaması sanıldığı gibi Ermenilere değil öncelikle Karamanoğullarından olan Türklere ve Alevi Türkmen boy ve yörüklerine uygulanmıştır. Örnekler: Türkmen Alevi Dedeşli oymağının tüm Karadeniz sahillerine, Karamanoğulları Türkleri'nin Sudan, Mısır ve İran'a dağıtılarak tehcir edilmesi.

Zoraki tehcir

Bir topluluğun yaşadıkları bir bölgeden başka bir bölgeye bedensel ya da ruhsal baskıyla göç ettirilmesi ve yerleştirilmesi durumudur. Tarihte bunun birçok örneğine rastlanmakla birlikte nedenleri çok çeşitli olmuştur. Türkler ve Müslümanların Balkanlar'dan göç ettirilmeleri bu bağlamda örnek gösterilebilir.

Kaynak: Tehcir Nedir ? Tehcir Kanunu

Benzer Konular

24 Haziran 2018 / balım Soru-Cevap
15 Ağustos 2017 / aaaaaaaaaaaa Cevaplanmış
13 Ocak 2010 / Misafir Taslak Konular
3 Haziran 2011 / _beyza_reis_xDe Soru-Cevap
11 Nisan 2012 / Misafir Soru-Cevap