Arama

Şevket Rado'nun 'Eşref Saat' hikayesinde bulunan 27 adet hikayenin isimleri nelerdir?

Güncelleme: 9 Mayıs 2014 Gösterim: 21.758 Cevap: 22
misafir - avatarı
misafir
Ziyaretçi
15 Aralık 2009       Mesaj #1
misafir - avatarı
Ziyaretçi
Şevket radonun yazdığı eşref saat adlı kitapta;
-EŞREF SAATİ
Sponsorlu Bağlantılar
-DAHA İYİ OLABİLİR
-YAŞAMA ZEVKİ
-GÜLER YÜZ
-TATLI DİL
-GENÇLİĞİN KIYMETİ
-çOCUKLARIN ANA ve BABALARINDAN BEKLEDİKLERİ
-GÖNÜL ZENGİNLİĞİ
-İSTEMEK
-NORMAL İNSAN
-FAYDALI BİR İŞ GÖRMEK ZEVKİ
-İHTİYARLIK ÜZERİNE
-HERKES KENDİ YERİNDE
-HERKES KENDİ YERİNDE
-İYİMSERLİK, KÖTÜMSERLİK
-TALİH
-KENDİ KENDİMİZİ ALDATMAK
-ÖĞÜT VERMEK

''HİKAYELERİ DIŞINDA BİLDİKLERİNİZ VARSA LÜTFEN YAZAR MISINIZ?? ÇOK ACİL YARINA LAZIMMMsn Sad ''
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ekim 2010       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
güler yüz hikayesinin konusunu yazarmısınız
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Ekim 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
evet var eserleri Eşref saati ,Ümit dünyası,Hayat böyledir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Kasım 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
şevket rado kitap özetini yazarmısınız acilll
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Kasım 2010       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İKİ KABADAYI ARASINDA YAŞANAN EZELİ DOSTLUK VE EBEDİ REKABETİN HİKAYESİ…
EŞREF SAATİ…
Sarı Eşref ve Kara Eşref aynı mahallede büyümüş iki çocukluk arkadaşıdır. Yanında yetiştikleri son Osmanlı kabadayılarından Alemdar Ağa, hayata gözlerini yumarken, himayesindeki mahalleyi ve kabadayılık makamını Eşref’e bıraktığını söylemiş, ama hangi Eşref olduğunu söylemeye nefesi yetmemiştir.
Sarı Eşref ve Kara Eşref’in “ağam bana el verdi” iddiası o gün başlamış, gel zaman git zaman bu iddia Eşrefleri ebedi birer rakip haline getirmiştir.
Birbirlerinin hem can dostu olan hem de ebedi rakibi haline gelen Sarı Eşref ve Kara Eşref’in bu galibi olmayan mücadelesine bütün mahalleli ortak olmuş,
hele ki dengeci yamaklar Hayati ve Sebati bu mücadeleden helak da olmuştur.
Eşreflerin rekabetinde uzlaşmanın tek adresi, Alemdar Ağa’dan yadigar olan mahalle terzisi Yadigar Baba’dır.
Yürek yakan bu iki mert adamın gönülleri de boş değildir elbet. Kader yapacağından geri durmamış, Eşrefleri birbirlerinin bacılarına sevdalamıştır. Kara Eşref’in kardeşi Reyhan Sarı Eşref’e, Sarı Eşref’in kardeşi Ceylan da Kara Eşref’e gönlünü kaptırmıştır. Eşrefler birbirlerine olan inatlarından, sevdalarını da vuslatsız yaşamaktadırlar.
Ceylan ve Reyhan, Hayati ve Sebati’nin annesi Şadiye’nin de desteğiyle, Eşreflerine kavuşmak için planlar kurdukça, işler daha da sarpa saracaktır.
Mahalleye yeni taşınan ve bütün erkeklerin aklını çelen Truva Feraye de Eşreflere göz koyunca, ortalık iyice şenlenecektir.
seksi kız - avatarı
seksi kız
Ziyaretçi
15 Kasım 2010       Mesaj #6
seksi kız - avatarı
Ziyaretçi
pariste bir osmanlı ssefiri cnm
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Kasım 2010       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
aile sohbetleri
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Aralık 2010       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

sevket rado esref saat ile ilgili daha fazla bilgi istiyorum


bana bu kitapla ilgili soru gerekiyor
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Ocak 2011       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bana sadece eşref saati hakkında acil bilgi lazım
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
20 Ocak 2011       Mesaj #10
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

bana sadece eşref saati hakkında acil bilgi lazım

Eşref Saat Nedir?

Bir işe başlamanın uğurlu ve uygun zamanını tanımlarken “eşref saatini bekle” telkininde bulunur yahut yapılan bir işin hayırlı sonuç vermesi durumunda “eşref saate rastladı” deriz. Bir kimseye bir işi yaptırmanın en uygun zamanını bildirmek üzere kullandığımız bu deyimin aslı eşref–i saat (zamanın şereflisi, muvafık zaman, denk gelme) şeklinde ifadelendirilen bir astroloji terimidir. Tarihte gök bilimleriyle ilgilenen ilk medeniyetler Sümerler ile Keldanîlerdir. Mezopotamya’nın bu eski kavimleri gök cisimlerine tapar ve yıldızların hareketleri ile aldıkları değişik konumlardan bazı hükümler çıkarırlarmış. Şimdi astroloji dediğimiz ilm–i ahkâm–ı nücûm’un esası işte buraya dayanır.Astrolojiye göre insanların ve kainatın hareket ve tavırlarında burçların etkisi daima hissedilmektedir. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler ve madenlerden her biri bir burcun ve gezegenin etkisi altında hareket eder. Duygular, ahlak, huylar, sağlık vb. bakımlardan burçlar değişik zamanlarda değişik etkiler gösterir ve bazen olumlu, bazen olumsuz sonuçlara sebep olurlar. Astroloji sisteminde yer alan her bir yıldız ve gezegenin etkisi altındaki insan da yıldızına uygun olarak iyi veya kötü, cimri veya cömert, neşeli veya üzgün, kısaca talihli veya talihsiz dönemler yaşarlar. Eskiler gezegenlerin kutlu ve kutsuz zamanlarını tespit etmişlerdir ve bir gezegenin ilk hareket noktasına dönüşünü, onun kutlu zamanı kabul edip buna zaman–ı şeref (veya şeref–i şems, şeref–i kamer) demişlerdir. Yıldızların burçlar sistemindeki konumları uğurlu (sa’d) veya uğursuz (nahs) dönüşümlerle doludur. Gezegenlerin on iki burcu sınırlayan zaman dilimlerine girişleri (yükselen burç) ve duruşları, o burcun güneşe göre konumu içerisinde bazen uğurlu, bazen de uğursuz zamana denk gelir. Bu yüzden, her burç için aylık veya günlük dilimdeki kutlu ve kutsuz saatler değişebilir ve bazen ayın başında olan kutlu saat (sa’d), bir sonrakinde sonuna; birinde gün ortasına rastlayan kutsuzluk (nahs) ertesi gün akşam veya sabaha rastlayabilir. Bunu ancak astroloji ile yakından ilgilenenler takip edebilirler. İşte uğurlu olduğu tespit edilen veya zannedilen böyle bir zamanda başlanılacak işlerin insana uğur getireceğine inanılır ve buna eşref–i saat denilir.Eskiler eşref saate çok önem vermişler ve yıldız ilminin bu şubesini ayrıca ele alıp ihtiyârât adıyla özelleştirmişlerdir. Emeviler ve Abbasiler’den başlayarak hemen bütün İslam saraylarında mevcut olan müneccimlerin uğraştıkları işlerden birisi de eşref saati tespit etmek ve onları belli dönemlere ait listeler hâlinde sultana sunmak olmuştur. Osmanlı sarayında da müneccimbaşılık müessesesi bulunur ve padişahın tahta çıkması, şehzadelerin doğumu ve isimlerinin konulması, savaş ilanı, ordunun hareketi, önemli bir devlet işine başlanılması, sadrazama mühür verilmesi, bina inşaatına temel konulması, denize gemi indirilmesi, sultanların düğünlerinin yapılması vs. pek çok konunun zamanı tespitte müneccimbaşı son sözü söylemiş ve işler ona göre yürütülmüştür. O kadar ki eşref saati bir dakika bile tehir edilmeyerek bütün teşrifat ve protokolü ona göre düzenlettiren padişahlar olmuştur. Sultan II. Mehmed’in İstanbul fethi için müneccimlerin belirlediği eşref saatte sefere çıktığı rivayeti bunlardandır. Günümüzde, açılış merasimlerinde kurban kesilmesi, bir işe başlanılacağı gün sadaka verilmesi, uğur getirsin diye bazı günler özel davranışların tercih edilmesi, uğur sözlerinin tekrarlanması vb. pek çok âdette biraz da bu eşref saat anlayışının etkisi bulunduğu düşünülebilir.Eski şairlerin eşref saatlerinin, sevgiliye vuslat ânı olduğunu Enderunlu Fazıl’ın şu beytinden anlıyoruz:
Bir gün elbet ola eşref sâati
Bu dil-i şikestemi ben sağlarım
Beyit şöyle demek: Bir gün elbet sevgilinin eşref saatine rastlarım da şu kırık gönlüm yapılır.
Bakî'nin şu beytinden de eski cinci hocaların, eşref saatte muska yazdıklarını anlıyoruz:
Rûyunda la'li üzre hat-ı müşg-bâr-ı yâr
Şîrinlik yazar şeref–i âfitâbda
Beyit şöyle demek: Sevgilinin yüzündeki misk damlası ben, dudağının üzerinde öyle durur ki; görenler, güneş burcunun, şeref saatinde şirinlik muskası yazdığını zannederler.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

28 Kasım 2013 / Kral_Aslan Basın/Magazin tr
3 Kasım 2016 / kewer Cevaplanmış
5 Aralık 2014 / metal prenses Soru-Cevap
20 Şubat 2013 / Misafir Soru-Cevap
23 Aralık 2013 / Misafir Cevaplanmış