Arama

Meteorolojinin görevleri nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 29 Aralık 2009 Gösterim: 16.464 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Aralık 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
meteorolojinin gorevleri nelerdir
EN İYİ CEVABI LrseRia verdi
Meteoroloji, atmosferde meydana gelen hava olaylarının oluşumunu, gelişimini ve değişimini nedenleri ile inceleyen ve bu hava olaylarının canlılar ve dünya açısından doğuracağı sonuçları araştıran bir bilim dalıdır.

Sponsorlu Bağlantılar
Meteorolojik olaylar, insanoğlunun yaşamını ilk çağlardan itibaren etkilemiş, insanlar günümüze kadar dünya atmosferinde olup biten olayların nedenlerini zamanın koşullarına göre inceleyip araştırmışlardır. Bu amaçla da çeşitli gözlem ve incelemeler yaparak hava olaylarını önceden tahmin edebilme yollarını bulmaya çalışmışlar, bunların olumlu etkilerinden faydalanma, olumsuz etkilerinden de kurtulma ve korunma yollarını aramışlardır.

Meteoroloji, insanlık tarihi kadar eski bir bilim olmasına karşın, gerçek kimliğine 19. yüzyıl sonlarına doğru kavuşmuştur. İlk meteorolojik haritalar 1869 yılında Prof. C. Abbe ve Buchan tarafından yapılmıştır. 1882 yılında Loomis, ilk dünya yağış dağılım haritasını, 1887 yılında Hann ise, ilk meteoroloji atlasını hazırlamışlardır.

Günümüzde meteorolojik hizmetler tamamen bilimsel yöntemlerle ve uluslararası işbirliği içerisinde yürütülmektedir. Bugün dünyada, 24 saat sürekli çalışan onbin civarında kara istasyonu, açık denizlerde görev yapan altıbinden fazla gözlem gemisi ve yüksek hava sondajları yapan binden fazla meteoroloji istasyonu vardır.




Türk Meteoroloji Tarihi




OSMANLI İMPARATORLUĞU ZAMANINDA

a. Tanzimata Kadar

Ülkemizde Selçuklular ve Osmanlılar döneminde rasathaneler kurulmuş olmasına rağmen, bunlar daha ziyade astronomik gözlemler yapmışlardır. Bunlardan Ali Kuşçu ve Uluğbey'in kurduğu rasathaneler en tanınmışlarıdır. Türklerde astronominin en fazla geliştiği dönem Semerkant ekolü diye bilinen Uluğbey dönemidir(1449). Yüksek matematiğin Anadolu'ya girmesi de bu döneme rastlamaktadır. Semerkant'ta Bursalı Kadızade-i Rumî'nin öğrencilerinden Şirvanlı Fethullah, Kastamonu'ya gelerek orada astronomi ve geometri okutmaya başlamıştır.

İstanbul'a ilk yerleşen Türk astronomu ise Ali Kuşçu'dur. Ali Kuşçu Uluğbey'le beraber çalışmış onun ölümünden sonra Uzun Hasan'ın hizmetine girmiş ve elçi olarak Fatih Sultan Mehmet'e gönderilmiştir. Fatih Ali Kuşçu'nun bilgisine hayran kalmış ve kendisini Ayasofya medresesine müderris yapmıştır. Ali Kuşçu, Türk tarihinde ilk matematik ve astronomi profesörüdür. Ali Kuşçu'nun ölümü ile astronomi çalışmaları yarıda kalmıştır.

Ali Kuşçu'nun ölümünden yaklaşık yüz yıl sonra, Osmanlı İmparatorluğu'nda astronomi ve meteoroloji alanında önemli bir çalışmaya rastlanmaktadır. 1577 yılında Takiyettin bin Mehmet bin Ahmet Efendi tarafından bir rasathane kurulmuştur. Aslen Şamlı olan Takiyettin (1521-1585), Şam ve Kahire'de öğrenim gördükten sonra bazı medreselerde müderrisliklerde bulunmuş ve III. Murat zamanında İstanbul'a gelmiştir. İstanbul'da III. Murat'ın hocası Hoca Sadettin Efendi ve Ali Kuşçu'nun torunu Kutbettin ile tanışarak kendini astronomiye vermiştir. Müneccimbaşı Mustafa Çelebi'nin ölümü üzerine Hoca Sadettin Efendi'nin yardımı ile müneccimbaşılığa atanmıştır. Takiyettin Mehmet 1577 yılında tüm masrafları hazineden karşılanmak üzere Fransız Büyükelçiliği ile Tophane arasındaki sırtta bir rasathane kurmuştur. Fakat bu rasathanenin de ömrü kısa sürmüştür.

b. Tanzimattan I. Dünya Savaşı'na Kadar


Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimatla birlikte çeşitli yerlerde değişik tarihlerde meteorolojik rasatlar yapılmaya başlanmıştır. İstanbul, İzmir, Kudüs, Trabzon, Tekirdağ, Merzifon gibi Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli yerlerinde gerek özel gerekse devletin emrinde olmak üzere yabancılar tarafından birçok meteorolojik rasat yapılmıştır. Kayıtlı en eski rasatlar İstanbul'da Saint-Benois ve Bebek'te bulunan yabancı okullarda yapılan rasatlardır. 1839-1847 yılları arasında yapılan bu rasatlarda sıcaklıklar ölçülmüştür. Daha sonra 1847-1854 yılları arasında İstanbul, İzmir, Trabzon, Kayseri, Bursa, Sakız, Erzurum, Erivan ve Musul'da diğer iklim elemanlarını da içeren rasat kayıtlarına rastlanmaktadır. Haydarpaşa İngiliz Mezarlığı'nda Mr. W.H. Lyne ise 1865-1886 yılları arasında gözlemler yapmıştır. Yabancı okullar arasında Amerikan Kolejleri (Merzifon, Malatya, Harput, İzmir, Tarsus) de bazı rasatlar yapmışlardır. Ayrıca Erenköy'de Thomson Çiftliği'nde (1875-1893) yapılan rasatlar 1928 yılında Prof. Dr. Antal Réthly tarafından yayınlanmıştır. Büyükdere'de 1891-1906 yılları arasında yapılan rasatlarda ise sıcaklık, basınç, nem ve yağış bilgileri yer almaktadır.


Osmanlı İmparatorluğu'nda meteorolojinin kurumsallaşma çalışmaları 1867 yılında Kandilli Rasathanesi'nin kurulması ile başlamış ve bu kurumsallaşma Cumhuriyet Türkiye'sinde tamamlanmıştır. Kandilli Rasathanesi, Fransız Hükümetinin tavsiyeleri üzerine İstanbul'da Rasathane-i Amire ismi ile kurulmuş ve bu kuruluşun ilk sorumlusu da Aristide Coumbary olmuştur.


1868 yılından itibaren elde edilen rasat sonuçları ve imparatorluğun diğer yerlerinden alınan bilgiler yayınlanmıştır. Bu dönemde; İstanbul, Soulina, Köstence, Varna, Burgaz, Trabzon, Rodos, Kavala, Selânik, Manastır, Valona, Çanakkale, Elbassan, Durazzo, Beyrut ve Fao'da rasatlar yapılmıştır. Dikkat edildiğinde rasat yapılan yerler ticaretin ve limanların olduğu bölgelerdir. 1868 yılının son aylarında (Kasım ve Aralık 1868) İzmir, Diyarbakır ve Bağdat'ta da rasatlara başlanmıştır. Haziran 1869'da Berlin, Temmuz 1869'da Petersburg ve Tiflis'in rasat bilgileri de telgraf hatları ile alınmaya başlanmış ve bu bilgiler imparatorluk topraklarında yapılan meteorolojik rasatlarla birlikte değerlendirmeye tabi tutularak tahminler yapılmaya başlanmıştır.


Kandilli Rasathanesi'nin kurulmasından altı yıl sonra Viyana'da toplanan ilk Uluslararası Meteoroloji Kongresi'nde Türkiye de temsil edilmiştir. Bu kongrede; İstanbul, İzmir, Sinop, Bursa, Trabzon ve o zamanlar İmparatorluk toprakları içerisinde bulunan Selânik, Avlonya ve Beyrut'ta birer meteoroloji istasyonu kurulmasına karar verilmiştir.


İmparatorluk içinde Viyana Kongresi kararları çerçevesinde 1875'te, özellikle de ulaşım ve iletişimin yaygınlaştığı onaltı merkezde meteorolojik rasatların telgrafhane memurları tarafından yapılması yoluna gidilmiştir. Bu merkezlerde günde üç kez elde edilen meteorolojik bilgiler telgrafla İstanbul'da bulunan meteoroloji merkez bürosuna gönderilmeye başlanmıştır.


Bu arada Kandilli Rasathanesi bir yangın sonucu tamamen yanmış ve meteorolojik çalışmalarına son vermek zorunda kalmıştır. 31 Mart Olayı'ndan sonra kurulan Osmanlı Hükümeti'nde Maarif Nazırı (Eğitim Bakanı) olan Emrullah Efendi, 21 Haziran 1910 tarihinde bir tezkere ile rasathanenin yeniden kurulması için Fatin Hoca'yı (Prof. Mehmet Fatin Gökmen) görevlendirmiştir. Fatin Hoca, rasathanenin İcadiye Tepesi'ne kurulmasını kararlaştırmış ve Fransız Ulusal Meteoroloji Müdürü Prof. Angot ile yaptığı görüşmeler ile gerekli meteorolojik alet ve cihazları temin ederek 1 Temmuz 1911 tarihinden itibaren meteorolojik rasatlar yeniden yapılmaya başlanmıştır. Ayrıca burada İstanbul için yapılan hava tahminleri Posta Telefon ve Telgraf İdaresi ile Demiryolları İdaresi'ne bildirilerek kullanıcıların hizmetine sunulmuştur.

c. I. Dünya Savaşı'ndan Cumhuriyete Kadar

Hava araçlarının gelişmesi, sabit balonların ve uçakların savaşta kullanılması ile bir meteoroloji teşkilâtının kurulmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu teşkilâtı kurma görevi Alman Karargâh-ı Umumiyesi Rasadat-ı Cevviye Teşkilâtı Başkanı Müşavir Hans Hergesell tarafından Prof. Dr. Weickmann'a verilmiştir. 20 Ekim 1915'te Osmanlı topraklarında kurulacak olan meteoroloji teşkilâtı konusundaki faaliyetler büyük bir hız kazanmıştır. Dr. Weickmann İstanbul'da kalıp işlerin yürütülmesi için gerekli koordinasyonu yaparken, beraberinde getirdiği uzmanlar meteoroloji istasyonlarının kurulacağı yerlere gitmişlerdir. Bütün meteoroloji istasyonları, Alman alet ve cihazları ile kurulmuştur.


İstanbul'daki meteoroloji merkezi Kuruçeşme'de Caferağa Köşkü'nde "Kuvva-i Havaiye Müfettişliği Rasadat-ı Havaiye Müdürlüğü" ismiyle Ağustos 1915'te faaliyete başlamıştır. L. Weickmann, Osmanlı topraklarında kurulacak olan meteoroloji teşkilâtı için altmış civarında Alman uzmanı da beraberinde getirmiştir. Gelen uzmanlar, kurulacak teşkilâtın ilk elemanlarını oluşturmuşlar ve yanlarına Osmanlı Ordusu'nda yedek subay olarak görev yapan Türkler seçilerek Rasadat-ı Havaiye Müdürlüğü'nde göreve başlamışlardır. Ordudan seçilen yedek subaylar İstanbul'da Osmanlı-Alman Genel Karargâhı'nda meteoroloji alanında eğitime tabi tutulmuşlardır. Genel Karargâh'taki eğitimde Fatin Gökmen de dersler vermiştir. Eğitimlerini tamamlayan yedek subaylar Almanlar tarafından kurulan Edirne, Gelibolu, İzmir, Sevdiköy, Zonguldak, Sinop, Ankara, Eskişehir, Konya, Sivas, Diyarbakır, Adana, Brumana, Beyrut, Kudüs ve Musul meteoroloji istasyonlarında göreve başlamışlardır. Bu merkezlerden elde edilen bilgiler ile Osmanlı İmparatorluğu'nun müttefiki olan Bulgaristan, Avusturya-Macaristan ve Almanya'dan şifreli şekilde alınan gözlemler Kuvva-i Havaiye Merkez Şubesi olan İstanbul Vaniköy'de haritalara işlenerek tahminler yapılmıştır.


Her istasyonda gözlem için barometre, barograf, psikrometre, termograf, higrograf, azami ve asgari termometre, plüviyometre ve anemometre bulunmaktadır. Ayrıca Vaniköy, Edirne, Gelibolu, Sevdiköy, Adana ve Kudüs'te yer seviyesinden 6000 metreye kadar yüksek seviye rüzgar ölçümleri yapılmıştır. Bunun için yüksek seviye sondaj aleti ve teodolit bulunmaktadır.


İstanbul için yapılan hava tahminleri Posta, Telefon ve Telgraf İdaresi ile Demiryolları İdaresi'ne bildirilerek kullanıcıların hizmetine sunulmuştur.


22 - 25 Nisan 1918 tarihleri arasında İstanbul'da bir meteoroloji kongresi toplanmış ve bu kongrede Bahriye (Deniz), Harbiye (Savaş), Maarif (Eğitim) ve Ziraat (Tarım) Bakanlıklarına bağlı olarak faaliyet gösteren İmparatorluk içindeki meteoroloji istasyonları bir çatı altında toplanmıştır. Böylece gereksiz yere masraf yapılmasının önüne geçilmesi, Deniz Bakanlığı tarafından kurulmasına karar verilen Kuvvetli Rüzgâr Uyarı Merkezinin, Savaş Bakanlığı Meteoroloji Merkezi ile ortaklaşa çalışmasına karar verilmiştir. Tarım ve Eğitim Bakanlıklarına bağlı olan iklim istasyonlarının bir komisyon oluşturularak, birlikte çalışmaları ve bu komisyonun kuracağı iklim istasyonlarının aynı zamanda Deniz ve Savaş Bakanlıklarının işine yarayan gözlemleri de yapacak meteoroloji istasyonları kurması ve ilgili bakanlıklara bildirmesi karar altına alınmıştır. I. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru toplanan bu kongrede alınan kararlar, savaşın sona ermesi ile hayata geçirilememiştir. Rasadat-ı Havaiye Teşkilâtında görev yapan yedek subay Türk personel ise savaş sonunda terhis edilmiş, bazıları ise esir düşmüştür. Rasadat-ı Havaiye Teşkilâtında görevli yedek subayların terhis edilmesi ile bu teşkilât ortadan kalkmıştır.


CUMHURİYET DÖNEMİNDE

a. Cumhuriyetin İlânından Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün Kuruluşuna Kadar

Cumhuriyet kurulduğunda meteoroloji alanında sadece Kandilli Rasathanesi miras olarak kalmıştır. Maarif Vekâleti Müdürler Encümeni 19 Ağustos 1924 tarihinde aldığı bir kararla Kandilli Rasathanesi'nin bir genel müdürlüğe dönüştürülerek İstanbul Darü'l Fünunu'na bağlanmasını kararlaştırmıştır. Ancak Fatin Hoca, bir rasat merkezi konumunda olan Kandilli Rasathanesi'nin Darü'l Fünun'a bağlanmasına karşı çıkarak ayrı bir rasathane müdürlüğü kurulmasını önermiştir. Bundan sonra Millî Savunma, Tarım ve Bayındırlık Bakanlıkları ayrı ayrı meteoroloji teşkilâtları oluşturma yoluna gitmişlerdir.


Meteorolojik bilgilere duyulan ihtiyaç, kısa sürede ülkenin her tarafında birbirinden bağımsız meteoroloji üniteleri doğurmuştur. İsmet Paşa'nın Başbakanlık yaptığı Cumhuriyet Hükümeti, Türkiye'de meteorolojik çalışmaları yürütmek için Budapeşte Rasathanesi Şube Müdürü Prof. Antal Réthly'i görevlendirmiştir. 1925 yılında Türkiye'ye gelen Réthly, ön hazırlıklardan sonra 12 Kasım 1925 tarihinde Tarım Bakanlığı'na bağlı olarak Rasadat-ı Cevviye (Meteoroloji Enstitüsü) ismi ile Ankara Etlik'te ilk meteoroloji istasyonunu faaliyete geçirmiştir.


İlk örgütlenme çalışmalarına İstanbul ve Trakya çevresinden başlanmıştır. 1926 yılının başında önce Kandilli Rasathanesi'nin çalışmalarını incelemek üzere İstanbul'a gelen Prof. Dr. Antal Réthly, buradan Edirne'ye geçmiş ve orada Ankara'dan sonra ilk meteoroloji istasyonunu kurmuştur. Örgütlenme çalışmalarını yürütmeye başladığında Prof. Dr. Antal Réthly, Ankara'daki çalışmaları yürütmek için de Jòsef Szemiàn'ı görevlendirmiştir.


1926 yılı sonunda Türkiye'nin Batı, Güney, Trakya ve Orta Anadolu Bölgelerinde iklim çalışmaları için gerekli meteorolojik veriler düzenli bir şekilde elde edilmeye başlanmıştır. Yine Prof. Dr. Antal Réthly'nin girişimleri ile 3 Mayıs 1927 tarihinde

Ankara'da kurulan meteoroloji merkezinin inşaatının sona ermesi ile Etlik'teki rasathane, 15 Ekim 1927 tarihinde yeni binasına taşınmıştır.

b. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün Kuruluşu


Türkiye'de meteorolojik hizmetlerin tek elden ve düzenli bir şekilde yürütülmesi çalışmaları 1936 yılı içerisinde ele alınmıştır. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Direktörlüğü'nün kurulması için oluşturulan komisyon, 11 Şubat 1936'da Bakanlar Kurulu'na bir kanun tasarısı sunmuştur. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Direktörlüğü'nün kurulmasının gerekçeleri Başbakan İsmet İnönü başkanlığında Bakanlar Kurulu'nda görüşülerek kabul edilmiş ve 30 Kasım 1936 tarihinde Başbakanlık Kararlar Müdürlüğü'nün 6/3727 sayılı yazısı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmuştur.

_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
29 Aralık 2009       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

meteorolojinin gorevleri nelerdir

Meteoroloji veya gökolaybilim, atmosferde meydana gelen hava olaylarının oluşumunu, gelişimini ve değişimini nedenleri ile inceleyen ve bu hava olaylarının canlılar ve dünya açısından doğuracağı sonuçları araştıran bir bilim dalıdır.
Atmosferin özellikle alt katmanlarında meydana gelen hava olaylarının oluşumunu ve değişimini nedenleriyle inceler ve kısa dönemli tahminler yapmayı amaçlar. Matematik, coğrafya, istatistik ve fizikten yararlanır.
Sponsorlu Bağlantılar
tarihin bir bilim dalıdır

HAVACILIK METEOROLOJİSİ;
Uçuş faaliyetlerini etkileyen meteorolojik olay (Oraj, Downburst, Microburst, Türbülans, Buzlanma, Sis vb.) ve parametrelerin gözlem ve tahminlerini kapsamına alan ve meteorolojinin havacılıkla ilgilenen dalına “ AERONATİK METEOROLOJİ ” veya “ HAVACILIK METEOROLOJİSİ ” denir.
Aeronatik Meteoroloji, her türlü hava taşımacılığında ihtiyaç duyulan yaygın, güvenli, süratli ve standartlara uygun meteorolojik bilgilerle, bunların temin edilmesi için işletme ve planlama hizmetlerini kapsayan bir bilim dalıdır.
Ülkemizin ekonomik, askeri ve turizm alanındaki gelişmelerine paralel olarak havaalanlarımızın sayısı da her yıl artmaktadır. Havacılığın meteorolojik olaylara son derece duyarlı bir sektör olması ve sayıları hızla artan bu havaalanlarının meteorolojik destek hizmeti talepleri Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünce Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) ve Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) standartlarında karşılanmaya çalışılmaktadır.
Uluslararası hava seyrüseferinin düzenli, emniyetli ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak üzere Şikago’da bir araya gelen 52 ülkenin delegeleri 7 Aralık 1944 tarihinde Şikago Sözleşmesini imzalamışlar ve böylelikle Uluslar arası Sivil havacılık Teşkilatı (ICAO) doğmuştur. Teşkilatın üye sayısı zamanla hızla artmış, özellikle 1960’lı ve 70’li yıllarda sömürgelerin bağımsızlıklarını kazanmaları ve nihayet Aralık 1991 de eski Sovyetler Birliğinin dağılması sonucu ortaya çıkan bağımsız devletlerin de üye olmasıyla 2002 yılı itibariyle ICAO’ya üye ülke sayısı 185’e yükselmiştir.
Şikago Sözleşmesinin 37. maddesi gereğince meteorolojik hizmetlerle ilgili uluslararası standartlar ve uygulamalar ile kod sistemleri, Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) tarafından ilk kez 16 Nisan 1948 tarihinde onaylanmış ve sözleşmenin EK-3’ü (Annex-3) olarak yayınlanmıştır. Annex-3’te o tarihten bu yana ortaya çıkan ihtiyaçlara göre çeşitli değişiklikler yapılmıştır.
1945 yılında Dünya’da 9 milyon yolcu (o tarihteki Dünya nüfusunun % 0.5’i) hava yoluyla taşınırken, 1992 ylında 1.2 milyar yolcu (o tarihteki Dünya nüfusunun % 25’i) hava yoluyla taşınmıştır. 2003 yılında Dünya’da hava yoluyla taşınan toplam yolcu miktarının 2.1 milyara (Dünya nüfusunun % 33’ü) ulaştığı düşünüldüğünde Havacılık Meteorolojisinin önemi daha iyi anlaşılmaktadır.
Son yıllarda akaryakıt fiyatlarında görülen aşırı artış yüzünden uçuş planlamaları son derece önem kazanmıştır. Birçok havayolu şirketi bu planlamayı eldeki mevcut işletmeyle ilgili diğer bilgilerle birlikte, en son meteorolojik bilgileri de kullanmak suretiyle çözdüklerini biliyoruz. Diğer yandan meteorolojik bilgi ve verilerden yararlanarak uçuş planının hazırlanması da, emniyetli, konforlu ve rahat bir yolculuk için gerekli bir işlemdir. Bununla birlikte iniş ve kalkışlardaki meteorolojik bilgiler pilotlar için hayati derecede önemlidir. Özellikle meydanlardaki rüzgâr hızı ve yönü, görüş mesafesi, pist görüş mesafesi, yağışın şekli ve şiddeti, bulut alt taban yüksekliği, altimetrik basınç değeri, türbülans ve wind shear gibi meteorolojik bilgiler uçakların emniyetli iniş ve kalkış yapmalarında en önemli etkenlerdendir.
Uçuş faaliyetleri bakımından özem arz eden bu meteorolojik parametrelerin gözlemlenmesi amacıyla Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatının kriterlerine göre, her havaalanında ulusal veya uluslararası meteorolojik bilgi taleplerini karşılayabilecek en az bir meteoroloji ofisinin bulunması zorunludur.
LrseRia - avatarı
LrseRia
Ziyaretçi
29 Aralık 2009       Mesaj #3
LrseRia - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Meteoroloji, atmosferde meydana gelen hava olaylarının oluşumunu, gelişimini ve değişimini nedenleri ile inceleyen ve bu hava olaylarının canlılar ve dünya açısından doğuracağı sonuçları araştıran bir bilim dalıdır.

Meteorolojik olaylar, insanoğlunun yaşamını ilk çağlardan itibaren etkilemiş, insanlar günümüze kadar dünya atmosferinde olup biten olayların nedenlerini zamanın koşullarına göre inceleyip araştırmışlardır. Bu amaçla da çeşitli gözlem ve incelemeler yaparak hava olaylarını önceden tahmin edebilme yollarını bulmaya çalışmışlar, bunların olumlu etkilerinden faydalanma, olumsuz etkilerinden de kurtulma ve korunma yollarını aramışlardır.

Meteoroloji, insanlık tarihi kadar eski bir bilim olmasına karşın, gerçek kimliğine 19. yüzyıl sonlarına doğru kavuşmuştur. İlk meteorolojik haritalar 1869 yılında Prof. C. Abbe ve Buchan tarafından yapılmıştır. 1882 yılında Loomis, ilk dünya yağış dağılım haritasını, 1887 yılında Hann ise, ilk meteoroloji atlasını hazırlamışlardır.

Günümüzde meteorolojik hizmetler tamamen bilimsel yöntemlerle ve uluslararası işbirliği içerisinde yürütülmektedir. Bugün dünyada, 24 saat sürekli çalışan onbin civarında kara istasyonu, açık denizlerde görev yapan altıbinden fazla gözlem gemisi ve yüksek hava sondajları yapan binden fazla meteoroloji istasyonu vardır.




Türk Meteoroloji Tarihi




OSMANLI İMPARATORLUĞU ZAMANINDA

a. Tanzimata Kadar

Ülkemizde Selçuklular ve Osmanlılar döneminde rasathaneler kurulmuş olmasına rağmen, bunlar daha ziyade astronomik gözlemler yapmışlardır. Bunlardan Ali Kuşçu ve Uluğbey'in kurduğu rasathaneler en tanınmışlarıdır. Türklerde astronominin en fazla geliştiği dönem Semerkant ekolü diye bilinen Uluğbey dönemidir(1449). Yüksek matematiğin Anadolu'ya girmesi de bu döneme rastlamaktadır. Semerkant'ta Bursalı Kadızade-i Rumî'nin öğrencilerinden Şirvanlı Fethullah, Kastamonu'ya gelerek orada astronomi ve geometri okutmaya başlamıştır.

İstanbul'a ilk yerleşen Türk astronomu ise Ali Kuşçu'dur. Ali Kuşçu Uluğbey'le beraber çalışmış onun ölümünden sonra Uzun Hasan'ın hizmetine girmiş ve elçi olarak Fatih Sultan Mehmet'e gönderilmiştir. Fatih Ali Kuşçu'nun bilgisine hayran kalmış ve kendisini Ayasofya medresesine müderris yapmıştır. Ali Kuşçu, Türk tarihinde ilk matematik ve astronomi profesörüdür. Ali Kuşçu'nun ölümü ile astronomi çalışmaları yarıda kalmıştır.

Ali Kuşçu'nun ölümünden yaklaşık yüz yıl sonra, Osmanlı İmparatorluğu'nda astronomi ve meteoroloji alanında önemli bir çalışmaya rastlanmaktadır. 1577 yılında Takiyettin bin Mehmet bin Ahmet Efendi tarafından bir rasathane kurulmuştur. Aslen Şamlı olan Takiyettin (1521-1585), Şam ve Kahire'de öğrenim gördükten sonra bazı medreselerde müderrisliklerde bulunmuş ve III. Murat zamanında İstanbul'a gelmiştir. İstanbul'da III. Murat'ın hocası Hoca Sadettin Efendi ve Ali Kuşçu'nun torunu Kutbettin ile tanışarak kendini astronomiye vermiştir. Müneccimbaşı Mustafa Çelebi'nin ölümü üzerine Hoca Sadettin Efendi'nin yardımı ile müneccimbaşılığa atanmıştır. Takiyettin Mehmet 1577 yılında tüm masrafları hazineden karşılanmak üzere Fransız Büyükelçiliği ile Tophane arasındaki sırtta bir rasathane kurmuştur. Fakat bu rasathanenin de ömrü kısa sürmüştür.

b. Tanzimattan I. Dünya Savaşı'na Kadar


Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimatla birlikte çeşitli yerlerde değişik tarihlerde meteorolojik rasatlar yapılmaya başlanmıştır. İstanbul, İzmir, Kudüs, Trabzon, Tekirdağ, Merzifon gibi Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli yerlerinde gerek özel gerekse devletin emrinde olmak üzere yabancılar tarafından birçok meteorolojik rasat yapılmıştır. Kayıtlı en eski rasatlar İstanbul'da Saint-Benois ve Bebek'te bulunan yabancı okullarda yapılan rasatlardır. 1839-1847 yılları arasında yapılan bu rasatlarda sıcaklıklar ölçülmüştür. Daha sonra 1847-1854 yılları arasında İstanbul, İzmir, Trabzon, Kayseri, Bursa, Sakız, Erzurum, Erivan ve Musul'da diğer iklim elemanlarını da içeren rasat kayıtlarına rastlanmaktadır. Haydarpaşa İngiliz Mezarlığı'nda Mr. W.H. Lyne ise 1865-1886 yılları arasında gözlemler yapmıştır. Yabancı okullar arasında Amerikan Kolejleri (Merzifon, Malatya, Harput, İzmir, Tarsus) de bazı rasatlar yapmışlardır. Ayrıca Erenköy'de Thomson Çiftliği'nde (1875-1893) yapılan rasatlar 1928 yılında Prof. Dr. Antal Réthly tarafından yayınlanmıştır. Büyükdere'de 1891-1906 yılları arasında yapılan rasatlarda ise sıcaklık, basınç, nem ve yağış bilgileri yer almaktadır.


Osmanlı İmparatorluğu'nda meteorolojinin kurumsallaşma çalışmaları 1867 yılında Kandilli Rasathanesi'nin kurulması ile başlamış ve bu kurumsallaşma Cumhuriyet Türkiye'sinde tamamlanmıştır. Kandilli Rasathanesi, Fransız Hükümetinin tavsiyeleri üzerine İstanbul'da Rasathane-i Amire ismi ile kurulmuş ve bu kuruluşun ilk sorumlusu da Aristide Coumbary olmuştur.


1868 yılından itibaren elde edilen rasat sonuçları ve imparatorluğun diğer yerlerinden alınan bilgiler yayınlanmıştır. Bu dönemde; İstanbul, Soulina, Köstence, Varna, Burgaz, Trabzon, Rodos, Kavala, Selânik, Manastır, Valona, Çanakkale, Elbassan, Durazzo, Beyrut ve Fao'da rasatlar yapılmıştır. Dikkat edildiğinde rasat yapılan yerler ticaretin ve limanların olduğu bölgelerdir. 1868 yılının son aylarında (Kasım ve Aralık 1868) İzmir, Diyarbakır ve Bağdat'ta da rasatlara başlanmıştır. Haziran 1869'da Berlin, Temmuz 1869'da Petersburg ve Tiflis'in rasat bilgileri de telgraf hatları ile alınmaya başlanmış ve bu bilgiler imparatorluk topraklarında yapılan meteorolojik rasatlarla birlikte değerlendirmeye tabi tutularak tahminler yapılmaya başlanmıştır.


Kandilli Rasathanesi'nin kurulmasından altı yıl sonra Viyana'da toplanan ilk Uluslararası Meteoroloji Kongresi'nde Türkiye de temsil edilmiştir. Bu kongrede; İstanbul, İzmir, Sinop, Bursa, Trabzon ve o zamanlar İmparatorluk toprakları içerisinde bulunan Selânik, Avlonya ve Beyrut'ta birer meteoroloji istasyonu kurulmasına karar verilmiştir.


İmparatorluk içinde Viyana Kongresi kararları çerçevesinde 1875'te, özellikle de ulaşım ve iletişimin yaygınlaştığı onaltı merkezde meteorolojik rasatların telgrafhane memurları tarafından yapılması yoluna gidilmiştir. Bu merkezlerde günde üç kez elde edilen meteorolojik bilgiler telgrafla İstanbul'da bulunan meteoroloji merkez bürosuna gönderilmeye başlanmıştır.


Bu arada Kandilli Rasathanesi bir yangın sonucu tamamen yanmış ve meteorolojik çalışmalarına son vermek zorunda kalmıştır. 31 Mart Olayı'ndan sonra kurulan Osmanlı Hükümeti'nde Maarif Nazırı (Eğitim Bakanı) olan Emrullah Efendi, 21 Haziran 1910 tarihinde bir tezkere ile rasathanenin yeniden kurulması için Fatin Hoca'yı (Prof. Mehmet Fatin Gökmen) görevlendirmiştir. Fatin Hoca, rasathanenin İcadiye Tepesi'ne kurulmasını kararlaştırmış ve Fransız Ulusal Meteoroloji Müdürü Prof. Angot ile yaptığı görüşmeler ile gerekli meteorolojik alet ve cihazları temin ederek 1 Temmuz 1911 tarihinden itibaren meteorolojik rasatlar yeniden yapılmaya başlanmıştır. Ayrıca burada İstanbul için yapılan hava tahminleri Posta Telefon ve Telgraf İdaresi ile Demiryolları İdaresi'ne bildirilerek kullanıcıların hizmetine sunulmuştur.

c. I. Dünya Savaşı'ndan Cumhuriyete Kadar

Hava araçlarının gelişmesi, sabit balonların ve uçakların savaşta kullanılması ile bir meteoroloji teşkilâtının kurulmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu teşkilâtı kurma görevi Alman Karargâh-ı Umumiyesi Rasadat-ı Cevviye Teşkilâtı Başkanı Müşavir Hans Hergesell tarafından Prof. Dr. Weickmann'a verilmiştir. 20 Ekim 1915'te Osmanlı topraklarında kurulacak olan meteoroloji teşkilâtı konusundaki faaliyetler büyük bir hız kazanmıştır. Dr. Weickmann İstanbul'da kalıp işlerin yürütülmesi için gerekli koordinasyonu yaparken, beraberinde getirdiği uzmanlar meteoroloji istasyonlarının kurulacağı yerlere gitmişlerdir. Bütün meteoroloji istasyonları, Alman alet ve cihazları ile kurulmuştur.


İstanbul'daki meteoroloji merkezi Kuruçeşme'de Caferağa Köşkü'nde "Kuvva-i Havaiye Müfettişliği Rasadat-ı Havaiye Müdürlüğü" ismiyle Ağustos 1915'te faaliyete başlamıştır. L. Weickmann, Osmanlı topraklarında kurulacak olan meteoroloji teşkilâtı için altmış civarında Alman uzmanı da beraberinde getirmiştir. Gelen uzmanlar, kurulacak teşkilâtın ilk elemanlarını oluşturmuşlar ve yanlarına Osmanlı Ordusu'nda yedek subay olarak görev yapan Türkler seçilerek Rasadat-ı Havaiye Müdürlüğü'nde göreve başlamışlardır. Ordudan seçilen yedek subaylar İstanbul'da Osmanlı-Alman Genel Karargâhı'nda meteoroloji alanında eğitime tabi tutulmuşlardır. Genel Karargâh'taki eğitimde Fatin Gökmen de dersler vermiştir. Eğitimlerini tamamlayan yedek subaylar Almanlar tarafından kurulan Edirne, Gelibolu, İzmir, Sevdiköy, Zonguldak, Sinop, Ankara, Eskişehir, Konya, Sivas, Diyarbakır, Adana, Brumana, Beyrut, Kudüs ve Musul meteoroloji istasyonlarında göreve başlamışlardır. Bu merkezlerden elde edilen bilgiler ile Osmanlı İmparatorluğu'nun müttefiki olan Bulgaristan, Avusturya-Macaristan ve Almanya'dan şifreli şekilde alınan gözlemler Kuvva-i Havaiye Merkez Şubesi olan İstanbul Vaniköy'de haritalara işlenerek tahminler yapılmıştır.


Her istasyonda gözlem için barometre, barograf, psikrometre, termograf, higrograf, azami ve asgari termometre, plüviyometre ve anemometre bulunmaktadır. Ayrıca Vaniköy, Edirne, Gelibolu, Sevdiköy, Adana ve Kudüs'te yer seviyesinden 6000 metreye kadar yüksek seviye rüzgar ölçümleri yapılmıştır. Bunun için yüksek seviye sondaj aleti ve teodolit bulunmaktadır.


İstanbul için yapılan hava tahminleri Posta, Telefon ve Telgraf İdaresi ile Demiryolları İdaresi'ne bildirilerek kullanıcıların hizmetine sunulmuştur.


22 - 25 Nisan 1918 tarihleri arasında İstanbul'da bir meteoroloji kongresi toplanmış ve bu kongrede Bahriye (Deniz), Harbiye (Savaş), Maarif (Eğitim) ve Ziraat (Tarım) Bakanlıklarına bağlı olarak faaliyet gösteren İmparatorluk içindeki meteoroloji istasyonları bir çatı altında toplanmıştır. Böylece gereksiz yere masraf yapılmasının önüne geçilmesi, Deniz Bakanlığı tarafından kurulmasına karar verilen Kuvvetli Rüzgâr Uyarı Merkezinin, Savaş Bakanlığı Meteoroloji Merkezi ile ortaklaşa çalışmasına karar verilmiştir. Tarım ve Eğitim Bakanlıklarına bağlı olan iklim istasyonlarının bir komisyon oluşturularak, birlikte çalışmaları ve bu komisyonun kuracağı iklim istasyonlarının aynı zamanda Deniz ve Savaş Bakanlıklarının işine yarayan gözlemleri de yapacak meteoroloji istasyonları kurması ve ilgili bakanlıklara bildirmesi karar altına alınmıştır. I. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru toplanan bu kongrede alınan kararlar, savaşın sona ermesi ile hayata geçirilememiştir. Rasadat-ı Havaiye Teşkilâtında görev yapan yedek subay Türk personel ise savaş sonunda terhis edilmiş, bazıları ise esir düşmüştür. Rasadat-ı Havaiye Teşkilâtında görevli yedek subayların terhis edilmesi ile bu teşkilât ortadan kalkmıştır.


CUMHURİYET DÖNEMİNDE

a. Cumhuriyetin İlânından Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün Kuruluşuna Kadar

Cumhuriyet kurulduğunda meteoroloji alanında sadece Kandilli Rasathanesi miras olarak kalmıştır. Maarif Vekâleti Müdürler Encümeni 19 Ağustos 1924 tarihinde aldığı bir kararla Kandilli Rasathanesi'nin bir genel müdürlüğe dönüştürülerek İstanbul Darü'l Fünunu'na bağlanmasını kararlaştırmıştır. Ancak Fatin Hoca, bir rasat merkezi konumunda olan Kandilli Rasathanesi'nin Darü'l Fünun'a bağlanmasına karşı çıkarak ayrı bir rasathane müdürlüğü kurulmasını önermiştir. Bundan sonra Millî Savunma, Tarım ve Bayındırlık Bakanlıkları ayrı ayrı meteoroloji teşkilâtları oluşturma yoluna gitmişlerdir.


Meteorolojik bilgilere duyulan ihtiyaç, kısa sürede ülkenin her tarafında birbirinden bağımsız meteoroloji üniteleri doğurmuştur. İsmet Paşa'nın Başbakanlık yaptığı Cumhuriyet Hükümeti, Türkiye'de meteorolojik çalışmaları yürütmek için Budapeşte Rasathanesi Şube Müdürü Prof. Antal Réthly'i görevlendirmiştir. 1925 yılında Türkiye'ye gelen Réthly, ön hazırlıklardan sonra 12 Kasım 1925 tarihinde Tarım Bakanlığı'na bağlı olarak Rasadat-ı Cevviye (Meteoroloji Enstitüsü) ismi ile Ankara Etlik'te ilk meteoroloji istasyonunu faaliyete geçirmiştir.


İlk örgütlenme çalışmalarına İstanbul ve Trakya çevresinden başlanmıştır. 1926 yılının başında önce Kandilli Rasathanesi'nin çalışmalarını incelemek üzere İstanbul'a gelen Prof. Dr. Antal Réthly, buradan Edirne'ye geçmiş ve orada Ankara'dan sonra ilk meteoroloji istasyonunu kurmuştur. Örgütlenme çalışmalarını yürütmeye başladığında Prof. Dr. Antal Réthly, Ankara'daki çalışmaları yürütmek için de Jòsef Szemiàn'ı görevlendirmiştir.


1926 yılı sonunda Türkiye'nin Batı, Güney, Trakya ve Orta Anadolu Bölgelerinde iklim çalışmaları için gerekli meteorolojik veriler düzenli bir şekilde elde edilmeye başlanmıştır. Yine Prof. Dr. Antal Réthly'nin girişimleri ile 3 Mayıs 1927 tarihinde

Ankara'da kurulan meteoroloji merkezinin inşaatının sona ermesi ile Etlik'teki rasathane, 15 Ekim 1927 tarihinde yeni binasına taşınmıştır.

b. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün Kuruluşu


Türkiye'de meteorolojik hizmetlerin tek elden ve düzenli bir şekilde yürütülmesi çalışmaları 1936 yılı içerisinde ele alınmıştır. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Direktörlüğü'nün kurulması için oluşturulan komisyon, 11 Şubat 1936'da Bakanlar Kurulu'na bir kanun tasarısı sunmuştur. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Direktörlüğü'nün kurulmasının gerekçeleri Başbakan İsmet İnönü başkanlığında Bakanlar Kurulu'nda görüşülerek kabul edilmiş ve 30 Kasım 1936 tarihinde Başbakanlık Kararlar Müdürlüğü'nün 6/3727 sayılı yazısı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmuştur.

Benzer Konular

2 Mayıs 2016 / Misafir Tıp Bilimleri
7 Nisan 2016 / Misafir Cevaplanmış
22 Ocak 2014 / Misafir Cevaplanmış
7 Aralık 2013 / Misafir Cevaplanmış