Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı Bilindiği üzere görevi biten tüm canlı varlıklar yok olur.Bu dünyada ve ahirette hiç bir varlık boş yere yaratılmamıştır.Her varlığın bir görevi var ve biten yok oluyorsa CEBRAİL ALEYHİSSELAM ın görevide peygamberlere vahih getirmekti ki bu görev peygamber efendimizle (S.A.V) son bulduğuna göre bu büyük melek şimdi nerde yani ölümü (yokmu oldu) insanların uyanacağı gün ilk mezardan kalakan peygamber efendimiz (S.A.V) olacak ve kaldıran CEBRAİL A.V olacana göre ölümü bu melek yoksa diri ama yüce yaradanın katında beklemedi.
Peygamber efendimiz (S.A.V) Cebraile sorar ben öldükden sonra sen ne olacan oda : ben kıyamete kadar yok olacam demiş ve yeniden dirilişde seni mezardan ben cıkaracam demiş diye duydum bundan ötürü bu soruyu sorma ihityacı hissettim bilgi verirseniz sevinirim.
Şu ayeti kerimeye göre;
"(Kadr 4.) O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar." her kadir gecesinde inmektedir.
Cebrail peygamberimizden sonra vahiy getirmek maksadıyla yeryüzüne gelmemiştir. Çünkü peygamberimizin gönderilmesiyle vahiy gönderme işlemi nihayet bulmuştur. Peygamberlere vahiy getirmek cebrail'in görevlerinden sadece biridir.Onun başka görevleride var. Mesela; Cebrail bütün mevcudata ilham vermekle görevli olan meleklerin başı olduğu için bu noktadan dünya ile alkadardır ve dünyaya gelebilir.
Latif mahlukatın mühim bir kısmı da meleklerdir. “nur”dan yaratılmışlardır. “imtihan”a tabi olmadıkları için makamları sabittir. Yalnız ilahi emirlere itaat ederler. Daima hayır işler, vazifelerini yaparlar. Verilen emrin dışına asla çıkmazlar. Şerre kabiliyetleri yoktur.
Kainattaki maddi, manevi hemen bütün işlerde memurdurlar. Her varlığın “müekkel” bir melaikesi vardır. Yaptıkları işlerin ehemmiyetine göre dereceleri de birbirinden farklıdır. En büyükleri hazreti cebrail, mikail, israfil ve azrail aleyhimüsselamdır. Güneş ve benzeri yıldızların birer müekkel melaikesi olduğu gibi, her bir yağmur tanesinin de birer melaike ile taşındığı hadislerde mervidir.
Bu meleklerin özel görevleri olduğu gibi her zaman yaptıkları zikir ve tesbihleri vardır. Bu nedenle Hz. Cebrail aleyhisselam he zaman azametli haliyle Allah'ı zikrediyor, tesbih ediyor.
Hem meleklerin tek bir görevi yoktur. Cebrail Aleyhisselamın Peygamberlere vahiy getirmesi görevlerinden yalnızca biridir. Aynı anda birden çok iş yapabilirler. Bu konuyu Bediüzzaman hazretleri şöyle açıklıyor:
Hem nasılki şu kesafetli, karanlıklı, dar dünyada güneşin pek çok âyinelerde bir anda aynen bulunması gibi, öyle de: Nurani bir zât, bir anda çok yerlerde aynen bulunması meselâ, Hazret-i Cebrail Aleyhisselâm bin yıldızda bir anda hem Arş'ta, hem huzur-u Nebevîde, hem huzur-u İlahîde bir vakitte bulunması; hem Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın haşirde bir anda ekser etkıya-ı ümmetiyle görüşmesi ve dünyada hadsiz makamlarda bir anda tezahür etmesi ve evliyanın bir nevi garibi olan ebdalların bir vakitte çok yerlerde görünmesi ve avamın rü'yada bazan bir dakikada bir sene kadar işler görmesi ve müşahede etmesi ve herkesin kalb, ruh, hayal cihetiyle bir anda pekçok yerlerle temas edip alâkadarane bulunması, malûm ve meşhud olduğundan.. elbette nuranî, kayıdsız, geniş ve ebedî olan Cennet'te, cisimleri ruh kuvvetinde ve hıffetinde ve hayal sür'atinde olan ehl-i Cennet, bir vakitte yüzbin yerlerde bulunup yüzbin hurilerle sohbet ederek yüzbin tarzda zevk almak; o ebedî Cennet'e, o nihayetsiz rahmete lâyıktır ve Muhbir-i Sadık'ın (A.S.M.) haber verdiği gibi hak ve hakikattır. Bununla beraber, bu küçücük aklımızın terazisiyle o muazzam hakikatlar tartılmaz.
İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez.
Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez.
Bir Azrâil Nasıl Binlerce Azrâil Oluyor?
Televizyondaki tek spikerin bir anda her evde hazır bulunması, haberlerin tamamını da her seyirciye ânında iletmesi hâdisesi; artık tek Azrâil’in, vefat ânı gelmiş her insanın evinde kolayca hazır bulunduğuna misâl teşkil etmiş olsa gerektir. İlim inkişaf ettikçe bu gibi mes’elelerin isbatı da kolaylaşacaktır.
Bir şehrin elektrik şebekesinde bekleyen tek memur, bir düğmeye basmasıyla yüzbinlerce lâmbayı bir saniye içinde söndürebiliyor. Koskoca şehri bir anda karanlıklara gömebiliyor. Kaldı ki, bunlar hep maddî misâller. Bizim sözünü ettiğimiz şahıslar ise mânevî mevzuun şahıslarıdır. Yâni, durum daha da kolaylaşmaktadır.
Misâl âleminin bir ferdi olan Hazret-i Azrâil’in hakikî şahsı bir merkezde beklerken, temsilî şahısları, vefatı vâki olacakların yanında temessül edip, ruhlarını, kolayca kabzeder. Spikerin, Ankara’da bulunduğu halde televizyon olan her evde konuşup, sözlerini işittirmesi gibi.
Diyebiliyor muyuz Ankara’daki bir adam bütün ülkeye tek başına nasıl görünebilecek, sesini, sözünü duyurabilecek?
İnsanın yaptığı nizamlarda mümkün olan şey, insana bu bilgi ve zekâyı ihsan eden Allah’ın nezdinde neden olmaz gibi görünsün?.. Kaldı ki Azrâil Aleyhisselâm’ın yardımcıları da vardır. Onları da tavzif ettiği kaydedilmektedir. O takdirde mes’ele büsbütün kolaylık arzetmektedir.
Kaynak