akdeniz
Sana Geldim Akdeniz
Denizin sakinleşip
Durgunlaştığı,
Dalgaların kıyıya
Yavaşça vurduğu
Ve pırıl pırıl güneş,
Berrak bir su.
İşte eylül.
Yazın kalabalığı gitmiş.
Sahilde,
Sakin bir yaşam başlamıştı.
Yengeçler rahatça
Serenat yapıyorlardı
Birbirlerine kumsalda.
Yapraklar hafiften sararmaya
Yüz tutmuş,
Rüzgar inceden inceye
Serinlemişti
Artık benim de
Tatil yapma zamanım geldi.
Sessiz ve sakin bir koyda
Çadırımı kurup
Güneşin batışını
Ve doğuşunu
İzleyebilirim..
Hele bir de
Gökyüzünün berraklaştığı
Bu mevsimde yıldızların,
Sanki dans edercesine
Bir birine cilve yaparak
Göz kırpmalarını izlemek
Ayrı bir haz veriyor..
Yalnız kalmaya
O kadar ihtiyacım varmış ki
Hiç fark etmemiştim
Buraya gelinceye kadar.
İnsana ayrı bir huzur
Ve mutluluk veriyor sessizlik.
Denizin hafif dalgası,
Ilık esen bir rüzgar,
Zeytin ağaçlarının ardından
Batmaya yüz tutmuş güneşin
Son kızıllığı
Ve denizdeki renk cümbüşü
Belki de aradığım buydu.
Yosun kokusu
Ayrı bir güzellik katıyor
Bu manzaraya.
Suskunluğum
Haykırıyor denize,
İşte buradayım,
Sana geldim Akdeniz.
Güneydoğu
Güneydoğu,seni gözlerimde yaşadım
Çimenlerinde koşarken,korkmadım düşmekten
Küçükken umutlar beslerdim
Güneydoğum derdim,memleketim derdim
Ah ah yine söylettirdin bana
Güneydoğu,gönlümün solan çiçeği
Sevgiyi bulamadım,Hasreti sende yaşadım
Attım kendimi belirsiz şehirlere
Sabahları kalkarken pencereyi
Açıp bakmadım,sen yoksun diye
Güneydoğu gönlümün solan çiçeği
Dağlarında karları eksik etmedin
Tependeki kara bulutları göndermedin
Geceleri uykusuz kalırken beni görmedin
Güneydoğu gönlümün solan çiçeği
Adın çıktı,namsaldın dört bir tarafa
Her şeyi buldun ama,kendini bulamadın
Kendini bulamadığın gibi bana da kaybettirdin
Güneydoğu gönlümün solan çiçeği
Yeter artık uyan aç gözlerini mahmurluktan
Kaldır başını yaşam ver etrafındakilere
Güneş doğmasın,güney doğsun sensizliklere
Güneydoğu gönlümün solan çiçeği
Göster sendeki cevherleri,Sal etrafına müjdele kendini
Başın eğilmesin sende yaşananlar var diye
Paklan at içindeki pislikleri
Haykır dünyaya,ben varım diye İYLİKLE
Güneydoğu gönlümün solan çiçeği
Buruk bir sevinç benim içimdeki
Arının bal topladığı gibi ümit toplarım
Bir kanadım kırık hasretlerde yanarım
Güneydoğu gönlümün solan çiçeği
Sendeyken isyan ederdim yaşadığım hayata
Şehirleri görünce seni arar oldum rüyalarımda
Ne kadar kötü olsan da
Suyunu taşıyorum damarımdaki kanda
Bu hasreti taşıttırdın ya bana
Güneydoğu gönlümün solan çiçeği
Şehirlerde yaşam güzel hayat tatlıdır
Paran varsa her zaman sofran ballıdır
Lakin güzel yerlerde yıldızlar kaydı
Bilmem beni bu yerlere beni kim saldı
Güneydoğu gönlümün solan çiçeği
Abdullah Gültekin
İç Anadolu
Ortasında uzanır Konya Ovası,
Ankara tiftik keçisi yuvası,
Ne hoş olur, şu Sivas’ın havası,
Görülür iklimlerin en karası
Tuz yataklarıyla ünlü Çankırı,
Yazın seyretmek güzeldir bozkırı,
Kimse olamaz Veysel’e aykırı,
Gezelim İç Anadolu’da kırı,
Kayseri Erciyes’in eteklerinde,
Gül açar Yozgat’ın çiçeklerinde,
Cinslik var Kangal’ın köpeklerinde,
Umutlar yüklü kelebeklerinde,
Ankara’da Hacı Bayramı Veli,
Kırkikindilerin bol olur seli,
Mevlana hümanizmin temeli,
Yunus’un bizlere uzanır eli,
Hep akarsular boyunca kavaklar,
Ovayı kaplar volkanik topraklar,
Erciyes, Hınzır, Karadağ’da aklar,
Peribacaları gölgemi saklar,
Sivas ellerinde sazım çalınır.
Unutursanız Pir Sultan alınır.
Kızıldağ'dan Kızılırmak salınır.
Her taraf kervansaraydır kalınır.
Ahilerin anayurdu Kırşehir,
Peribacası vatanı Nevşehir,
Lületaşının yurdu Eskişehir,
Burada Kızılırmak en büyük nehir,
İç Anadolu tahılın ambarı,
Erimez mi şu Hasan dağ’ın karı?
Platolarında uçuşur arı,
Bozkırda çiçek açar sarı sarı,
Ülkenin ikinci gölü Tuz Gölü,
Nadasa bırakmazsan toprak ölü,
Erozyondan sakın getirir çölü,
Stepler İç Anadolu’nun tülü,
Geniş ovanın içinde Aksaray,
Niğde’de bulunur çok kervansaray,
Karaman’da bulunmaz koyunlar say,
Yadigâr kaldı Selçukludan saray,
Düşmanı perişan etmiştir ordun,
Topraklarında birçok devlet kurdun,
Dünyada ünlüdür senin yoğurdun,
İç Anadolu temelidir yurdun,
[B]30.03.1996
Tarık Torun[B]
DOĞU
Doğu Hep Karanlık
Güneş hep doğudan doğar
Ama nedense doğu hep karanlık
Cıvıl, cıvıl insanlar sanki yaşamıyor
Bilinmez nedendir doğu hep karanlık
Aradım bulamadım gönülden sevenleri
Kimseye soramadım kaybolan gençliğimi
Bir tutam ışıktır yaşamanın bedeli
Bilinmez nedendir doğu hep karanlık
Muhabbetler kalmamış töreler unutulmuş
Yaşanan ömür derin yaralar almış
Sevgiler mutlulukken yerini kedere bırakmış
Bilinmez nedendir doğu hep karanlık
Umutlar tükeniyor ölümler hiç bitmiyor
Alın yazısı mı bu kader mi bilinmiyor
Baharı bekleyen dağlar hasret tütüyor
Bilinmez nedendir doğu hep karanlık
Mehmet Salih Seyhan
O Kadar Kalabalik ki Yalnizligim..