görenek, -ği
Toplum Bilimi Terimi
Bir şeyi eskiden beri görüldüğü gibi yapma alışkanlığı, örf ve âdet:
"Muhitin ve göreneğin şımarttığı bu kız beni de tahrik ederse ne yapacaktım?" -A. Gündüz.
görenek
1. Örnek: Görenekleri bu şekilde.
2. Gelenek, her çeşit alışkı.
3. Görgü: Görenek olmayınca babasının yanında cigara da içer.
4. Birisinden gördüğü şeyi aynen yapmak isteyen (kimse).
5. Terbiye.
görenek
Geçici yenilik, moda.
görenek
İngilizce; routine
Eğitim Terimleri
1. Başka türlüsünü, daha kolay ya da yararlı olanı düşünmeksizin bir şeyi görülegeldiği gibi yapma alışkanlığı.
2-Birkaç kuşak süren, kimisi giderek gelenekler arasında yer alan, karşı çıkıldığında direnme gücü zayıf toplumsal davranış örneği.
görenek
İngilizce; custom
Halkbilim Terimleri
Bir toplumda halkın; yasaların ve yönetici kurumların etkisi altında kalmadan toplumsal, ekonomik, kültürel ve güncel sorunlarını, dinsel ve geleneksel anlayışlarına aykırı düşmeyecek bir biçimde çözümlemek amacıyla oluşturduğu ve kesinkes uyulması zorunluluğu bulunan kurallardan her biri. bk. halkbilimsel görenek, sözlü görenek, kişisel görenek, göreneksel yasa, egemen görenek, krş. gelenek, boşinanç.