TEKSTİL a. (fr. textile; lat. textihs, dokunmuş, örülmüş'ten).
1. Dokuma maddesi; kumaş.
2. Tekstil sanayilerinin tümü.
—sıf.
1. Kumaş dokumaya yarayan ipliklerin elde edildiği maddeler için kullanılır.
2. Kumaş üretimine ilişkin.
—ANSİKL. Tekstil maddeleri bakımından XX. yy.'m sonu, dünya üretim kapasitesinde görülen patlamanın yanı sıra kullanım çeşitliliğiyle de belirginleşir. Tekstil maddelerinin aşırı bolluğu, kimyasal elyaf üretiminde kullanılan makinelerin gelişmesinden ve veriminden kaynaklanır; bu bolluk, üretimi sınırlandırmak ve yarı bitmiş ürünler ile konfeksiyon ürünleri alışverişine kota koymak için düzenli uluslararası anlaşmaların yapılmasına yol açar. Tekstil sanayileri, hammaddelerden (elyaf, üretim [iplik çekimi]), öncelikle bu elyafı ipliklere ve eğirilmiş ipliklere (iplikçilik), sonra dokuma, örme ve değişik yöntemlerle (dokusuz yüzeyler) kumaşlara dönüştürmeye dayanan çeşitli teknolojik evrelere ve son terbiye işlemlerine kadar karmaşık bir örgütlenme şeması sunar; bu son terbiye işlemleri sırasında tekstil maddelerinin "eksik", ancak istenen özellikleri (renk, baskı, apre, vb.) tamamlanır.
Tekstil hammaddeleri, doğal lifler ve kimyasal lifler olarak sınıflandırılır.
Doğal lifler hayvansal ya da bitkisel kökenli olabilir. Hayvansal lifler temel olarak keratinleşmiş proteinli lifler (yün ve kıllar) ile keratinleşmemiş proteinli liflerden (ipek- böcekleri) oluşur. Bitkisel lifler arasında, tohumlu bitkilerden elde edilen lifler (pamuk, kapok), soymuk elyafı (keten, kenevir, jüt, rami) ve sert elyaf denilen, yaprak ya da gövde lifleri (sisal, hindistancevizi) yer alır. Mineral kökenli olan amyant da (krizotil) bir doğal tekstil hammaddesidir.
Kimyasal lifler, yapay lifler ve sentetik lifler olarak gruplandırılır. Bu tekstil lifleri, makromolekül zincirlerinden oluşmuştur. Yapay tekstil maddeleri elde etmek için, gerektiğinde kimi kimyasal ara dönüşümler uygulayarak ya selüloz gibi yüksek doğal polimerierden ya da sentetik polimer malzemelerden (sentetik elyaf) yola çıkılabilir. Bütün bu liflenn üretim ilkesi ortaktır: polimerlerden ya düseler altında çekilen ve pıhtılaştırılan bir çözelti ya da bir düşenin deliklerinden fışkırtılarak katılaştırılan eriyik bir kütle hazırlanır Bu çekim işlemiyle, istenilen uzunlukta kesilen ya da koparılan ve eğirilmiş iplik (iplikçilik) ya da dokusuz kumaş yapımı için gerekli elyaf üretiminde kullanılan devamlı filamentler (çokfilamentli iplikler) elde edilir Lifler genellikle silindir biçimindedir ve çapları 10 ile 50 um arasında değişir. Bununla birlikte uygun düseler ve düşe altına yerleştirilen özel yollar kullanarak liflere değişik biçim ve özellikler de verilebilir.
Elyafın özellikleri, öncelikle onu oluşturan polimerlerin özelliklerine, ayrıca da çekim işleminden (çekme işlemi, ısıl işlemler) sonra uygulanan ve elyaf yapısının anizotropisı, kristalliliğı, mekanik ve boya tutma özellikleri üzerinde etkili olan işlemlere bağlıdır. Elyaf üretiminde kullanılan yeni yöntemler, günümüzde, özellikle çok rahat giysiler üretmede yararlanılan son derece ince tekstil lifleri (örneğin, dokusuz Alcantara) elde etmeyi sağlar.
• Çeşitli kimyasal elyaf türleri. Tekstil sanayisinde işlenen başlıca yapay lifler selüloz kökenlidir Selüloz, erimeyen ve kullanılagelen çözücüler içinde çok az çözünen bir malzeme olduğundan, onu çekmenin ve elverişli türevlere dönüştürmenin tek yolu çözelti haline getirmektir. Bu yolla elde edilen kolodyumlar çekme işleminden geçirilir ve seçilen yönteme göre, elyafın pıhtılaşması, selülozu yenileştirme işlemiyle birlikte ya da yalnız gerçekleşir. 1884'ten sonra Hilaire de Chardonnet tarafından önerilen ilk yöntem, bir
alkol-eter karışımı içinde çözelti halinde bulunan selülozun nitrolu türevlerini çekim işleminden geçirmeye dayanıyordu (nıtroselüloz elyafı, yani nitrosu giderilerek yenileştirilmiş elyaf). Aynı şekilde selüloz asetatları ile bunların çözeltilerini aseton içinde hazırlama, asetat ve triasetat lifleri üretmeyi sağladı. 1900'de Beadle Cross ve Bevan tarafından bulunan ve alkalı-selülozdan hareketle, karbon sülfür etkisiyle selüloz ksantat (seyrettik sudkostik çözeltilerinde çözünür) hazırlamayı sağlayan viskoz yöntemi, viskoz reyon (devamlı filamentler), viskoz fibran (kesik elyaf) denilen yenileştirilmiş selüloz elyafının birçok çeşidinin ortaya çıkmasına yol açtı. Selülozun, amonyakbakır sıvısı içinde doğrudan çözelti haline getirilmesi, çekim ve yenileştirme işlemlerinden sonra, genellikle bakır reyon ya da kupro reyon denilen çok ince selüloz filamentlerı elde etmeyi sağlar Son olarak, yapay selüloz elyafı sanayisine yeni bir tazelik getirebilecek, yeni selüloz çözücülerindeki (örneğin, halkalı oksit aminleri) gelişmeden de söz etmek gerekir
Başlıca sentetik elyaf aileleri aşağıdaki polimerlerden çekilir:
—poliamit: Nylon 6-6, Nylon 6-10. Erimiş Nylon tuzundan lif çekimi;
—poliester: etilenglikol politereftalat gibi özellikle aromatik poliesterler Erimiş polimerden lif çekimi. Ticari adlar: Tergal, Terilen Dacron, Trevira, vb.;
—poliakrilonitril: çözelti halindeki polimerden çekilen akrilik ve modakrilik elyaf. Ticari adlar: Crylor, Courtelle, Dralon, Orlon, Crylenka, Leacryt. Acrilan. Akrilik elyafının, çok yüksek tokluklu kimi, karbon liflerinin habercisi olduğunu belirtmeK gerekir;
—polipropilen: yumuşak çekim. Ticari ad: Meraklon;
—polıvinilklorür (FVC) ve polivinilidenklofür: ticari adları Rhovyl, Thermovyl olan klorolıfler. Bir karbon sülfür ve aseton karışımı içindeki polimer çözeltisinden lif çekimi;
—poliüretan: elastik elyaf (Lycra) üretimi;
—polivinilalkol: Vinylal.
Sentetik lifler, büyük toklukları, belirgin termoplastık özellikleri, tekstüre iplik üretimi ile sürekli plili kumaş yapımında kullanılmalarıyla diğer liflerden ayrılır. Ayrıca, Aramid denilen yeni bir sentetik lif ailesinin, ısılkararlı polımerlere (aromatik poliamitler, poliamit imit, vb.) uygulanan lif çekimiyle üretildiğini de belirtmek gerekir: Kevlar, Nomex, Kermel.
Öte yandan, kimyasal tekstil maddelerine, silion (devamlı filamentler) ve verran (devamsız lifler) terimleriyle belirtilen cam iplikleri ve lifleri de katılabilir. Camı eriterek ve bir düşenin deliklerinden fışkırtarak elde edilen bu lifler yüksek tokluklarına karşın aşınmaya karşı dayanıksızdır. Pekiştirilmiş malzemelerde ve yanmaz olduklarından taşımacılıkta ve gemi sanayisinde yaygın olarak kullanılırlar.
—Coğ. Tekstil sanayisi, geleneksel olarak iplik sanayisini, dokuma sanayisini, örme sanayisini, dokusuz kumaş üretimini ve kumaş boyama sanayisini kapsar Buna kimyasal elyaf üretimini de eklemek gerekir (günümüzde pamuk kadar kimyasal elyaf tüketilmektedir). ABD, dünya kimyasal elyaf üretiminin (1987'de 18,132 Mt) % 22'sini sağlar (3, 95 Mt). Onu, toplu halde dünya üretiminin % 16’sını (2,9 Mt) karşılayan AET ülkeleri (Almanya 9Ö1 6001, İtalya 684 400 t, Büyük Britanya 322 300 t, vd.) ve gene dünya üretiminin % 9.5'ini sağlayan Japonya (1,73 Mt) izler. Güney Kore, Tayvan ve Türkiye gibi yeni sanayileşmiş ülkelerde de kimyasal elyaf üretimi göz ardı edilemeyecek düzeydedir. Kimyasal liflere, yünlü ya da pamuklu sanayisinin geleneksel makinelerinde işlenebilmeleri için ayırtedici uzunluk özellikleri verilir.
Tekstil sanayisi, dünya çapında en yaygın sanayilerden biridir. Tekstil maddelerini taşımak kolaydır, işçilik maliyeti ve becerisi bir ülkeden diğerine çok değişkendir. Dolayısıyla uluslararası tekstil ticareti önemli bir yer tutar ve son on beş yılda çok gelişmiştir. Bu alışverişler, özellikle G.-D. Asya ile Avrupa ve K. Amerika arasında gerçekleşir. AET bünyesinde, yalnız İtalya'nın tekstil alışverişlerinde çok önemli bir fazlalık görülmektedir.
Pamuklu sanayisi, tekstil sanayileri içinde ilk sırayı alır. 1991'de bu sanayi 19,7 Mt pamuk tüketmiştir. Pamuklu sanayisinin yarısı Asya'da yer alır. Çin (T990'da 4,44 Mt), Hindistan (1,33 Mt), Pakistan (725 000 t), Güney Kore (302 400 t), Endonezya (485 000 t), Japonya (426 000 t) ve Tayvan (415 000 t), 1989 yılında 17 Mt olan dünya üretim kapasitesinin % 48'ini karşılar. Pamuk işleme, çok eskiden beri bu ülkelerde sanayileşmiştir. Yüzyılın başında Şanghay, Bombay ve Osaka büyük pamuk üretim merkezleriydi ve dünya iplik sanayisinin % 6'sını elinde tutuyordu. Günümüzde Çin, pamuk dokuma ve iplik makineleri sayısı bakımından dünya sıralamasında altınadır. Ancak etkinlik alanı, Hindistan gibi, özellikle iç pazara yöneliktir. Bu ülkelerin tekstil makinelerinin önemli bir bölümü eskidir ve bu nedenle zanaat kesimi çok gelişmiştir. Hindistan'da, günümüzde halen kullanılan el dokuma tezgâhlarının sayısı yaklaşık 4 milyondur. Asya'nın altıncı, dünyanın yedinci üretici ülkesi Japonya, pamuklu sanayisini yenileştirmeye girişmiştir (1980’de, dokuma tezgâhlarının büyük bir bölümünde hâlâ otomatik mekik değiştirme sistemi yoktu). Son onbeş yıl içinde, küçük Asya ülkelerinde (Güney Kore, Hongkong, Singapur, Tayvan) çok modern bir pamuklu sanayisi gelişmiştir. Bu ülkelerde kullanılan tezgâhlar genellikle yılda 8 000 saat çalışır (Batı Avrupa'da 5 000 saatten az). Ayrıca işçilik de ççk gelişmiştir ve çoğunlukla haftada 50 saatten fazla çalışılır. Bu ülkeler, dünyanın en büyük ihracatçı ülkeleri arasında yer alır.
ABD dünya pamuklu sanayisinin yaklaşık % 9'unu elinde bulundurur (1990' da 1,4 Mt). önceleri Yeni-ingiltere'de bulunan pamuklu sanayisi, daha sonra güney eyaletlerine, özellikle de iki Carolina'ya yerleşmiştir, çünkü bu eyaletlerde pamuk yetiştiriciliği yaygındır ve işçi ücretleri düşüktür.
Kuzey denizi’ne kıyısı olan ülkeler eski önemini kaybetmiştir. Yüzyılın başında dünya pamuklu ticaretine egemen olan Büyük Britanya, günümüzde en önemli ithalatçı ülkelerden biridir. Bu ülkenin pamuklu sanayisi, temel olarak Cancashire bölgesinde yoğunlaşır, ama toplam dünya üretiminin ancak % 1,5'ini karşılar. Fransa (1990'da 170 000 t) ile Almanya'nın (340 0001) göreli önemi biraz daha fazladır. Belçika iplik sanayisi, transız iplik sanayisinin üçte biri, dokuma sanayisi de yarısı kadardır. Bütün bu ülkelerde, ithalatta görülen artış üretimin gerilemesine yol açar. Polonya ve Çek Cumhuriyeti tekstil sanayisi gelişme gösteren ülkelerdir. Akdeniz kıyısındaki ülkelerin rolü de önemli derecede artmıştır. AET ülkeleri içinde İtalya (1989’da 226 000 t pamuklu üretimi) önemli bir yere sahiptir, Yunanistan ise bu sanayi dalında hızlı gelişme göstermiştir. Türkiye'nin pamuklu iplik üretimi (501 000 t)
Almanya'nın pamuklu iplik üretimini (193 000 t) geçmiştir. Nitekim, son 20 yılda Türkiye'nin ham pamuk dışsatımı yarı yarıya azalırken pamuk ipliği dışsatımı 1989 yılında 112 760 tona ulaşarak 1970 yılına oranla yaklaşık 7 kat, pamuklu dokuma dışsatımı 108 640 metreye ulaşarak, gene aynı sürede 30 kat artış göstermiştir. Sözkonusu dışsatım miktarları toplam yurtiçi üretimin pamuk ipliğinde % 22, 7'sine, pamuklu dokuma da ise % 10'una eşdeğerdir.
Afrika (Mısır dışında) dünya üretim kapasitesinin yalnız % 2,5'ini karşılar, ancak bu kıta, 1970-1980 arasındaki on yıllık süre içinde pamuklu sanayisinde çok hızlı bir gelişme göstermiştir. Gümrük engellemeleri ve yapılan değişik yardımlar sayesinde, genç devletler, üretimleri temel olarak kendi iç pazarlarına dönük olan modern tekstil üniteleri oluşturmuştur. Hemen hemen bütün Afrika başkentlerinde, yılda ortalama olarak 7 000 saat çalışan birkaç fabrika bulunur.
Latin Amerika, dünya pamuklu sanayisinin yaklaşık % 10'unu elinde tutar. Kullanılan makine sayısı birçok ülkede hızla artmaktadır. En önemli dört üretici ülke, sırasıyla, Brezilya (tek başına latin amerika üretiminin yarısını karşılar; 1990 rakamlarıyla 674 000 t), Meksika, Arjantin ve Kolombiya'dır. Bu devletler nüfus sayılarına göre sıralandıklarında, benzer bir sıralama elde edilir. Bu çakışma rastlantısal değildir, çünkü fabrikalar, öncelikle iç pazar gereksinimlerine cevap vermek için kurulmuş olmalarına rağmen, gitgide artan ihracatın kaynağı olmaya başlamıştır. Başlıca üretim merkezleri temel yerleşim merkezlerinde ya da bu yerlerin yakınında bulunur. En dikkate değer durum Kolombiya örneğinde görülür, Medellin'de, Bogotâ'ya oranla daha fazla tekstil fabrikası bulunur.
Dünyada her yıl yaklaşık 3 Mt (1989’da 3,4 Mt) yün üretilir. Yünlü dokuma sanayisi de ayrıca yeniden üretim lifleri ile kimyasal liflerden de yararlanır. Bu lifler amerikan yünlü sanayisinde kullanılan hammaddelerin dörtte üçünü oluşturur. Yünlü sanayisinde yüksek nitelikli lifler işlenir ve bu sânayinin ürettiği malların ortalama fiyatı pamuklu sanayisindekilere oranla daha yüksektir. Bu da, bu sanayinin temel olarak eskiden sanayileşmiş ülkelerde yer alışını açıklar. Az nüfuslu ve işçilik ücretleri yüksek olan Avustralya, Güney Afrika ve Yeni-Zelanda gibi büyük yün üreticisi ülkeler güçlü bir dönüştürme sanayisi oluşturamamıştır. Avustralya ürettiği liflerin % 90'ını ham olarak ihraç eder ve iç tüketime cevap verebilmek için yünlü dokuma ithal eder.
AET ülkeleri, % 30’luk bir üretimle dünya yünlü dokuma sanayisinin başını çeker. İtalya, AET'nin yaptığı üretimin yarısını sağlar (1989'da 62 300 t) ve dünyadaki ihracatçı ülkeler arasında ilk sırayı alır. Prato bölgesi, İtalya’nın başlıca üretim merkezidir ve özellikle yeniden üretim yünlerini işlemede çok başarılıdır. Fransa ise, AET bünyesinde ikinci sırayı alır (1989'da 35 200 t). Özellikle penye yün alanında uzmanlaşmıştır. Almanya'nın yünlü sanayisi (1989'da 28 400 t) günümüzde, 70'li yıllardan bu yana çok kötüleşen Büyük Britanya yünlü sanayisine (17 500 t) yetişmiştir. Hollanda, AET ülkeleri içinde beşinci (1 400 t) ve Belçika altıncı (800 t) sırayı alır. En önemli etkinlik alanı makine halılarıdır. Bu etkinlik Flandre'da, özellikle de Courtrai bölgesinde yoğunlaşır. Diğer Avrupa ülkeleri arasında en güçlü yünlü sanayisi Ispanya (Katalonya, özellikle de Sadabell kenti) ve Polonya'dadır (Lödz). Lödz kenti, aynı zamanda, Polonya'nın en önemli pamuklu merkezi olduğundan, Avrupa'nın belli başlı tekstil merkezlerinden birini oluşturur. Bir bütün olarak ele alındığında Avrupa’nın, dünya yünlü sanayisinin yarısını elinde tuttuğu söylenebilir.
ABD dünya yünlü sanayisinin yaklaşık % 6'sını karşılar. Ham yün ithalatçıları arasında dokuzuncu (1989'da 48 500 t), ham yün üreticileri arasında onikinci (45
0 t) yünlü dokuma üreticileri arasında ise dördüncüdür (35 000 t). Japonya dünya yünlü dokuma üreticileri sıralamasında birincidir (1989'dâ 93 500 t). Özellikle Nagoya bölgesinde yapılan üretimler, temel olarak iç pazara yöneliktir. 70’li yılların başından bu yana, yünlü sanayisi Asya ülkelerinde çok hızlı bir gelişme göstermiştir. Bu durumun en parlak örneği Çin'dir. Bu ülkenin, ham yün dışalımında birinci sıraya (1988'de 187 000 t) yerleştiği bilinmektedir. Önemli miktarda yün üretmesine (238 000 t) karşın, yetersizdir, bu nedenle de Çin, Avustralya'nın en iyi müşterilerinden biridir. Hindistan'ın yün üretimi son on yılda iki kat artmış ve Ispanya'nın üretimiyle eşit düzeye gelmiştir. Genellikle kimyasal elyaf kullanan Güney Kore, Hongkong ve Tayvan da gelişme gösteren ülkeler arasında yer alırlar. Dünyanın diğer bölgelerinde bu tür bir gelişme görülmez.
Bunların dışında kalan tekstil sanayileri coğrafi olarak çok daha az yaygındır ve genellikle çok özel pazarlarda uzmanlaş- tırılmıştır. Temel olarak Çin (1990'da 441 ham ipek), Hindistan (11 1001), Japonya'da (5 8001) üretilen ipek, bu ülkeler dışında çok az işlenir. Günümüzde genellikle kimyasal elyaf işleyen Lyon ipek sanayisinin kullandığı ipek madde miktarı yalnız % 1'dir. Türkiye 1990 rakamlarıyla 2 100 t ipek, kozası üreterek bu alanda dünyada 9. sırayı almıştır.
Her yıl dünyada yaklaşık 600 000 t keten işlenir. Bu sanayi, özellikle Kuzey de- nizi'nin güney kıyısı boyunca uzanan ülkelerde gelişmiştir. Keten sanayisi yerel olarak üretilen elyaftan yararlanır. Letonya, Litvanya, Beyaz Rusya ve Rusya'nın Baltık kıyısında kalan bölümü, dünya keten sanayisinin yarısını elinde tutar. Romanya (1987'de 38 000 t), Polonya (1990’da 14 000 t), Belçika (1990'da 6 500 t), Macaristan (1990'da 5 600 t), Fransa (1990'da 5 000 t), Avusturya (3 000 t), Japonya (2 600 t) ve Yunanistan (2 4001) diğer üretici ülkelerdir. AET içinde Belçika ve Fransa, keten elyafı ve keten ipliği üretiminde başta yer alır.
Ambalaj ürünleri, jüt sanayisinden elde edilir. Yılda 4 Mt elyaf işlenir. Dünyanın en büyük iki sanayi merkezi, bu elyafı üreten başlıca ülkeler olan Hindistan (1990'da 1,7 Mt) ve Bangladeş'deki (1991’de 800 000 t) Kalküta ve Dakka bölgelerinde gelişmiştir. AvrupalI sanayiciler, işçilik ücretleri çok düşük olan bu ülkelerle rekabet edemediğinden, jût işleme Avrupa'da yok olma yolundadır. Avrupa ülkelerinde bu elyafın yerini hemen hemen tümüyle kimyasal elyaf almıştır. (
DOKUMA-SANAYİSİ. İPLİK'SANAYİSİ, PAMUKLU’ SANAYİSİ, YÜNLÜ- SANAYİSİ.)
Tekstil işçileri sendikası, Haliç bölgesi mensucat sanayii işçileri sendikası, Beyoğlu mensucat işçileri sendikası, Fatih-Eminönü mensucat işçileri sendikası ve Bakırköy mensucat işleri sendikası adlarıyla etkinlik gösteren dört ayrı sendikanın 1949'da birleşerek İstanbul Tekstil işçileri sendikası'nı kurmalarıyla çalışmaya başladı. 1951’de, aynı iş kolunda çalışan İstanbul Mensucat ve örme sanayii işçileri sendikası'yla birleşerek İstanbul Tekstil ve örme sanayii sendikası adını aldı. Aynı yıl İstanbul İşçi sendikaları birliği'ne üye oldu. 1965'te sendika içinde ortaya çıkan görüş ayrılıkları nedeniyle üyelikten çıkarılan muhalefet grubunun kurduğu İstanbul Tekstil, örme ve giyim sanayii işçileri sendikası kısa sürede gelişerek Türkiye çapında örgütlendi ve Tekstil işçileri LEVHA TEKTONİĞİ sendikası adını aldı. Bu sendika 1975'te dalma-batma şeması DİSK'e katıldı. 12 Eylül 1980'de DİSK'e üye tüm sendikalarla birlikte çalışmaları askıya alındı. Hakkında açılan dava, TCK’nın 141. maddesinin 1991'de kaldırılmasıyla Askeri yargıtayda beraatla sonuçlandı. Sendika yeniden açıldı.
Takatli maslak lisasi, Türkiye'de mesleki ortaöğretim kurumu. Tekstil sanayisinin dokuma, örme, boya-baskı, desen, kalite-kontrol alanlarına nitelikli meslek elemanı yetiştirilmesi amacıyla açıldı. İlkin, tekstil sanayisinin yoğun olduğu Adana'da, tekstil-iplikçilik ve hazır- giyim bölümlerinden oluşan Adana Sabancı Anadolu tekstil meslek lisesi 1983-1984 ders yılında açıldı. Bunu, ertesi yıl Edirne Anadolu meslek lisesi inde tekstil-iplikçilik bölümünün kurulması izledi. Bir kısım derslerin öğretimini yabancı dille (İngilizce) yapan bu okulların yanı sıra, bazı endüstri meslek liseleri bünyesinde açılan dokuma, boya-apre, iplik bölümleri de bu Hselerinkine paralel temel eğitim vermektedir.
Kaynak: Büyük Larousse