Arama

Şeker Portakalı romanı hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 19 Nisan 2015 Gösterim: 18.760 Cevap: 12
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Aralık 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
şeker portalı romanının geçtiğ yeri öğrenebilirmiyiz?
EN İYİ CEVABI _AERYU_ verdi
KİTABIN ADI: ŞEKER PORTAKALI
KİTABIN YAZARI: JOSE MOURA DE VASCONCELOS
Sponsorlu Bağlantılar
YAYINEVİ: DERGAH
BASIM YILI: 1999

KİTABIN KONUSU

Ailesinden baskı gören ve bu yüzden aradığı değerleri başkasında bulan bir çocuğun,ilk başta korkması ve sonra da onu babası olarak görmesi

ESERİN ÖZETİ

Yaramazlığıyla tüm mahallede adından söz ettiren ve ailesinin kendisini daha fazla olay yaratmaması ve kendilerinin biraz daha rahat edebilmeleri için kendisini daha beş yaşında okula göndermelerinden şikayet eden Zeze,en çok sevdiği kardeşi olan Luis devamlı gezerdi.Zaten insanın ailede biriyle daha çok ilgilendiğini ve bununda Luis olduğunu söylerdi.Ama abisi Totoca ile birlikte de gezerlerdi.

Zeze devamlı Edmundo dayısıslagörüşür ve ondan çok şey öğrenirdi.Ona göre o bir kültür abidesiydi.Her gitttiğinde kendini geliştimesi bakımından bayağı mesafe katediyordu.Yüz Temel Eser Özetleri, Kitap Özetleri, Roman Özetleri, Yüz Temel Eser, Özet

Noel yaklaşıyordu.Ve bütün şehirdeNoel’in yaklaştığını gösteren olaylar gelişiyordu.Bütün dükkanlar daha canlı, daha farklıydı.Yalnız Zeze ailesinin maddi durumunun iyi olmaması nedeniyle bu heyecanı yaşayamıyordu.Bir kamyon dolusu oyuncak dağıtılacaktı.Bu oyuncaklardan alabilmeri için oyuncakların dağıltıldığı ve çok mesafade bulunan bu yere gitmeleri gerkiyordu.Ve de kardeşiyle birlikte gittiler.Bu yere vardıklarında oyuncak kalmamıştı.dolasyısıyla Noel’I armağansız geçirdiler.Bu durumdan şikayetçi olan Zeze homuldanırken babası duydu.Babası bu olay üzerine bir köşeye çekilip çok üzüldüğü anlaşılırcasına oturdu.Zez babasını orda olduğundan haberdar değildi.Kemdisini affettirmek için boyacı sandığını kapıp para kazanmaya gitti ve babasına sigara getirdi.




Zez’nin okumayı daha küçükken öğrenmesi ailesinde herkesi şaşırtmıştı.Zaten ilk başta herkes onun duyduklarını ezberlediğini sanıyordu.Okumayı bilmesi ve birazda onun yaramazlığından kurtulmakiçin onu okula kaydettirdiler.Okulda öğtetmeninin en çok sevdiği öğrenci Zeze idi.Çok başarılıydıve de çok sessizdi.Evde yaptığı yaramazlıkları okulda yapmıyordu.

Taşınacaklardı.Yeni evlerine gittiler.Gloria eve doğru koşmaya başladı ve hintkirazı ağacına sarılıp o ağacın onoun olduğunu söyledi.Diğer kardeşi de aynı şeyi demirhindiye yaptı.Ve Zeze ‘ye de arkadaki küçük bir şeker portakalı fidanı vardı.dikensiz olduğu için onu seçti.Ablası onun çok genç olduğunu ve küçük fidanın da onunla büyüyeceğini söyledi.

Zeze devamlı küçük fidanın yanına gidip kendi kendine konuşuyordu.Sonunda bu küçük fidan Zez’nin sorularına cevap verdi.Bu olayda sonra Zeze deavamlı fidanın yanına giderek onunla dertleşiyordu.

Zeze okula giderken arabaların arkasına takılarak “Yarasa” dedikleri işi gerçekleştiriyorlardı.Yalnız, bir araç vardı ki hiçkimse yanaşamıyordu.Zeze birgün bütün cesaretini toplayıp arabanın arkasına atladı.ama arabanın sahibi arabadan indi veZeze’yi fırçaladı.Zeze bu olaydan sonra daha da yarasa yapmaya cesaret edemedi.

Zeze yaptığı yaramazlıkların birisi sonucunda ayağını bir cam parçasıyla yarmıştı.Bunu farkeden O Portekizli adam ki Zeze’yi arabasına bidiği için fırçalamıştı hemen onu arabasına bindirip onu okula bıraktı.daha sonraları sık sık buluşup arabayla gezmaye başladılar.Zeze bu Portekizli adamı çok sevmişti ve de çok samimi olmuştu.Hatta ondan ismini değiştirmesini istemişti.

Evde yaptığı yaramazlık sonucu babası ve ablası ağzı burnu kırılıncaya kadar dövdüler.Okulda kimse durumu anlamasın diye okula göndermediler.Bu yüzden Portrkizli adamın da yanına gidemiyordu.Dünyada en çok sevdiği kişinin bu adam olguğunu düşünüyordu.Bu yüzden bu adamdan onun babası olmasını istiyordu.

Totoc paraya ihtiyacı olduğu için Zeze’ye gelip ondan para istedi.Ama Zeze ona para vermemeye kararlıydı.Totoca para verirse ona iki önemli şey söyleyeceğini söyledi.Şeker portakalı ağacının bulunduğu bahçenin yol için kullanılacağı ve dolayısıyla buradaki fidanların kesileceğini söyledi.

Birgün Zeze okulda öğretmenin sorduğu soruyu cevaplarken geç kalan arkadaşı içeri girdi.Portekizli adamın arabasının Mangaratiba adlı trenin altında kaldığını ve büzden kendisini geç kaldığını söyledi.Bunu duyan Zeze izin almadan olay yerine g,tti ve gerçeği öğrendi.hayatınd aen çok sevdiği adamı yani babası olmasını istediği kişiyi kaybetmişti.Totoca onu bir evin önünde oturuken buldu.ateşler içerisindeydi..Hemen eve götürdü.evdekiler onun yine numara yaptığını sanıyorlardı.Daha sonra bunun gerçek olduğunu anladılar.Hiçbirşey yiyemiyor,hiçbirşey içemiyordu.Bütün mahalle onon ziyaretine gelerek onsuz mahallenin çok sıkıcı çok cansız olduğunu söylüyordu.Totoca ona kötü haber verdiğini ve bu yüzden kardeşinin bu hallere düştüğüne inanıyordu.Bu yüzden vicdan azabı çekiyordu.

Babası ümlü bir şirketin amirliğine atanmıştı.Zeze’yi karşısına alıp ona artık bu sefaletin bittiğini ve bundan sonra acı çekmeyeceğini söyledi.Ayrıca Şeker portakalı fidanının kesimini de erteltttiğini söyledi.ama Zeze için şeker portakalı kesilmişti.Çünki onun manevi babası Manuel Valaderes ölmüştü.

ANAFİKRİ

Çocukların çocuk olduğu unutulmayıp gereken ilgiyi ve şefkati göstermenin önemi vurgulanmıştır.

KİTAPTAKİ ŞAHIŞLAR

ZEZE: Küçük yaşta okuma yazma öğrenen,yaramaz bir çocuk.Aile sevgisinden mahrum bırakılmış ve sürekli dayak yemiştir.

TOTORA: Zeze’nin abisidir.

EDMUNDO: Zeze’nin dayısıdır.Ayrıca çok zeki ve çok kültürlüdür.

GLARİA: Zeze’nin ablasıdır.

MANUEL VOLODERES: Babasını olmasını istediği Portekizli adam.

YAZAR HAKKINDA BİLGİ

Jose Mouro de Vascancelos, 26 Şubat 1920’de Rio de Jenerio yakınlarındaki Bangu’da doğdu.Kızıldereli ve Portekizli kırması bir ailenin çocuğuydu.İki yıl tıp eğitimi aldı ama bu eğitimini tamamlamadı.Çeşitli işlerde çalıştı.boks antrönörlüğü,tarım işçiliği yaptı.Kızıldereliler arasında yaşadı.1942 yılında yazdığı ilk romanı Yaban Muzu ile eşine az rastlanır anlatıcılık yeteneğini otaya koydu.ardından Şeker Portakalı,Güneşi Uyandıralım,Delifişek,Kardeşim Rüzgar,Kardeşim Deriz,Çıplak Sokak gibi romalarıyla ünü Brezilya sınırlarını aştı.

Kaynak:
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Aralık 2011       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Şeker portakalı kitabını kısaca şöyle özetleyebiliriz .
Zeze adındaki fakir bir çocuğun konuşan bir ağaçla tanışması . Portuga adındaki yardımsever bir adamla tanışıp hayatının değişmesi . O küçücük yaşta hayatın zorluklarını tadıp olgunlaşmasını anlatır .
Sponsorlu Bağlantılar
Olaylar Zezenin evinde , evinin bahçesinde , okulunda ve Rio Paulo sokağında geçer . . .
...Yes...
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
2 Aralık 2011       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

şeker portalı romanının geçtiğ yeri öğrenebilirmiyiz?

Şeker Portakalı / Jose Mauro de Vasconcelos
ŞEKER PORTAKALI / Kitap Kritiği - Ayşe Korkmaz


-A-
  • Yapıtın Adı:
    • Şeker Portakalı
  • Yazarı-Çevireni:
    • Jose Mauro de Vasconcelos-Aydın Emeç
  • Türü:
    • Roman
  • Basıldığı Basımevi ve Tarih:
    • Can Yayınları-2002
  • Boyutları:
    • 12,5 cm-19,5 cm
  • Kapak Resmi:
    • Pablo Picasso

-B-

YAZARIN YAŞAM ÖYKÜSÜ, SANAT ANLAYIŞI:

Brezilyalı ünlü yazar Jos‚ Mauro de Vasconcelos, 1920'de Rio de Janeiro yakınlarında, Bangu'da doğdu. Çok yoksul olan ailesi, onu Natal kasabasındaki amcasının yanına yolladı.

Orada dokuz yaşındayken Potengi Irmağında yüzmeyi öğrendi ve hep günün birinde yüzme şampiyonu olmanın hayâlini kurdu. Liseyi Natal'de bitirdikten sonra iki yıl tıp öğrenimi gördü. Öğrenimini yarıda bırakıp yeni hayâller peşinde Rio de Janeiro'ya döndü. İlk işi, hafif siklet boks antrenörlüğü oldu. Yaşamı boyunca çeşitli işlerde çalıştı, bu onun yazarlığına büyük katkılar sağladı.

İlk kitabı Yaban Muzu 1940'ta yayımlandı. 1945'te yayımlanan Beyaz Toprak adlı romanı çok beğenildi. Daha sonra Evden Uzakta (1949), Sular Çekilince (1931), Kırmızı Papağan (1953) ve Ateş Çizgisi (1955) romanlarını yazdı. Kayığım Rosinha (1961) ile ününün doruğuna çıktı. En ünlü kitabı Şeker Portakalı (1968) on iki günde yazılmıştı. "Ama onu yirmi yıldan fazla yüreğimde taşıdım," der yazar. Bu kitaptaki küçük Z‚z‚'nin serüvenleri Güneşi Uyandıralım (1974) ve Delifişek (1963) adlı romanlarında sürer. Bu ünlü yazar 1988'de öldü. José Mauro de VasconcelosYaban Muzu'yla eşine az rastlanır anlatıcılık yeteneğini ortaya koydu. Ardından Şeker Portakalı, Güneşi Uyandıralım, Delifişek, Kayığım Rosinha, Kardeşim Rüzgâr Kardeşim Deniz, Çıplak Sokak, Kırmızı Papağan gibi romanlarıyla ünü Brezilya sınırlarını aştı.

ÖZET:

Roman kahramanı Zeze çok çocuklu yoksul bir ailenin küçük çocuklarından biridir. Olaylar işsizlik yüzünden ruhsal bunalımlar geçiren bir baba, kardeşlerinin sorumluluğunu üstlenmiş bir ağabey ve ablalar etrafında gelişir. Küçük kardeşi Luis henüz yaşananları algılayamayacak kadar küçüktür. Anne karakteri ise siliktir. Çünkü anne, ailenin geçimini sağlamak için çalışmak zorundadır ve çocuklarına ayıracak hiç vakti yoktur. Kısacası aile fertleri Zeze’yi anlayabilmekten çok uzaktır.

Zeze’nin mahalledeki insanlara yaptığı, çoğu kez zarar verme boyutuna ulaşan, şakalar ve yaramazlıklar, aslında yaşadığı yalnızlık duygusundan kaynaklanır. Ama o çevresindeki insanların söylediği gibi kendini “şeytanın vaftiz oğlu” sanır. Kötü bir çocuk olduğuna inanır. Yüreğindeki sevgi açığını kapatmak için hayali arkadaşlar yaratır. Bunlardan biri bir yarasadır. Diğeriyse yeni evlerine taşındıklarında her çocuğun bahçedeki ağaçlardan birini seçmesiyle ortaya çıkar: Hiç kimsenin beğenmediği bir şeker portakalı fidanı... Zeze, bu hiç de adil olmayan paylaşımda payına düşeni kabullendiğinde artık bir dostu daha olmuştur. Onlara isim takar ve onlarla konuşur.

Aile fertleri dışında Zeze’yle ilgilenen birkaç kişi göze çarpar. Bunlardan biri Edmundo Dayı, diğeriyse Zeze’nin öğretmenidir. Edmundo Dayı ona aradığı sevgiyi değilse de en azından ara sıra para verir ve kendince yeni şeyler öğretir. Öğretmense söylenenlerin aksine Zeze’nin mükemmel bir çocuk olduğu görüşündedir.

Bir süre sonra bir sokak şarkıcısı ortaya çıkar. Zeze onunla birlikte sokak sokak dolaşıp şarkı söylemeye başlar. Bu Zeze’nin severek yaptığı tek şeydir. Adam açık saçık şarkılar söylediği için babası onunla arkadaşlık etmesini istemez. Zeze bunu anlayamaz. Çünkü söylediği şarkıların anlamını bilmez. Bir gün sırf babasını mutlu etmek için ona bu şarkılardan birini söyler. Ve hayatının en kötü dayağını yer. Bu olaya en çok Gloria üzülür; aile fertlerinin onu dövmelerini yasaklar.

Zeze, en büyük dostunu yine bir yaramazlık sonucu tanır. Bu daha çok tehlikeli bir oyundur. Hareket halindeki arabaların arkasına yapışıp rüzgarı ve hızı hissetmek, onun deyimi ile yarasa olmak... Portekizli Manuel Valadares ‘in arabası çok fiyakalıdır. Bu yüzden yarasa olma oyununu bu araba üzerinde denemek için büyük bir istek duyar ve iş başındayken yakalanır. Portekizli poposuna vurup onu çevredeki herkese karşı rezil etmiştir. Yüreği yoğun bir nefret duygusuyla dolar. Sonraları onu daha yakından tanıma şansına sahip olur. Ve bu adam yaşamdaki en çok sevdiği insan haline gelir.

Babasından yediği dayaktan sonra intihar etmeyi düşünür. Ama Portekizli’nin desteğiyle vazgeçer. Ondan kendisini evlat edinmesini ister. Ne yazık ki adamın ömrü buna yetmez. Bir süre sonra ölüm haberi gelir. Talihsiz bir trafik kazası geçirmiştir. Portekizli’nin ölümü Zeze’yi yaşamdan koparır. Daha sonra kendi içinde yaşadığı bir iç savaş başlar. Bu birkaç günlük süreç aynı zamanda Zeze’nin büyüme sürecidir. Hastalığı esnasında şeker portakalının çiçek açtığını öğrenir. Ama artık ne o, ne de yarasa önemlidir. Yaşadığı büyük acı Zeze’yi olgunlaştırmıştır.

KİŞİLER:

Zezè: Baş kahraman, yoksul bir ailenin küçük çocuklarından biridir.
Totoca: Zeze’nin ağabeyidir. Bencilce ve tutarsız davranışlar sergiler.
Edmundo Dayı: Yaşlı bir akrabadır. Ona ailesinden çok daha iyi davranır.
Jandira: Zeze’nin ablasıdır. Zamanını roman okumak ve sevgililerini düşünmekle geçirir.
Gloria: Zeze’nin ablasıdır. Onu ailede en çok seven ve koruyan kişidir.
Bay Arivaldo: Bir sokak şarkıcısıdır. Zeze ile aralarında sessiz bir dostluk gelişmiştir.
Lala: Zeze’nin diğer ablasıdır. Son zamanlara kadar Zeze ile ilgilenmiş ama sonraları ya bıkmış, ya da sevgilisiyle olmayı tercih etmiştir.
Luis: Zeze’nin küçük kardeşi, kardeşlerden en küçüğüdür. Ailede herkes tarafından sevilir.
Luciano: Luciano adındaki yarasa, Zeze’nin isim takıp konuştuğu çok sevdiği arkadaşlarından biridir.
Minguinho (Xururuguinho): Bir şeker portakalı ağacıdır. Zeze, Luciano gibi onunla da konuşur. Hatta onların da konuştuklarını düşünür.
Bay Paulo (Baba): İş bulamadığı için psikolojik sorunlar yaşamaktadır. Bu yüzden çocuklarına karşı yeterince sevecen ve sabırlı olamaz.
Anne: Ailenin geçimini sağlamak için çalışmak zorundadır. Çocuklarıyla ilgilenemez. Bu yüzden romanda arka planda kalır.
Manuel Valadares (Portuga): Zeze’ye sevgiyi, yaşamın sevilebilecek yanlarını öğreten insandır. Onun iyi ve mutlu bir çocuk olabilmesi elinden gelen her şeyi yapar.
Cecilia Paim (Öğretmen): Yaptığı bütün haylazlıklara rağmen onun mükemmel bir çocuk olduğunu düşünen duygulu ve anlayışlı biridir.

ANA DÜŞÜNCE:

Roman “Günün birinde acıyı keşfeden çocuğun öyküsü” cümlesiyle başlar. Bu cümle romanın ana düşüncesidir.

Kitapta bir çocuğun olgunlaşma süreci işlenmiştir. Bu süreç sancılı bir doğumu andırır.

GENEL YARGI:


Yazar küçük bir çocuğun iç dünyasını bütün yalınlığı ile göz önüne sermeyi başarmıştır. Kitabın sonunda olgunlaşmanın ne denli zor bir süreç olduğunu algılıyoruz. Yani ana düşünce çok iyi işlenmiş. Bunun yanı sıra çocuğun yaşamı çok acıklı. Hangi okuyucu bu öyküyü okurken göz yaşlarına hakim olabilir ki?


"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Eylül 2012       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sanat eserlerinin ortaya çıkış sebepleri: Dönemin düşünce, sosyal, siyasi hayatı ve sanatçının duygu, düşünceleri (iç dünyası).
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Ekim 2012       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
zezenin en sevdigi meyve
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Ekim 2012       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
zezenin başından geçen hayatı anlatıyor zeze portakal ağacına içini döker.
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
28 Ekim 2012       Mesaj #7
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
KİTABIN ADI: ŞEKER PORTAKALI
KİTABIN YAZARI: JOSE MOURA DE VASCONCELOS
YAYINEVİ: DERGAH
BASIM YILI: 1999

KİTABIN KONUSU

Ailesinden baskı gören ve bu yüzden aradığı değerleri başkasında bulan bir çocuğun,ilk başta korkması ve sonra da onu babası olarak görmesi

ESERİN ÖZETİ

Yaramazlığıyla tüm mahallede adından söz ettiren ve ailesinin kendisini daha fazla olay yaratmaması ve kendilerinin biraz daha rahat edebilmeleri için kendisini daha beş yaşında okula göndermelerinden şikayet eden Zeze,en çok sevdiği kardeşi olan Luis devamlı gezerdi.Zaten insanın ailede biriyle daha çok ilgilendiğini ve bununda Luis olduğunu söylerdi.Ama abisi Totoca ile birlikte de gezerlerdi.

Zeze devamlı Edmundo dayısıslagörüşür ve ondan çok şey öğrenirdi.Ona göre o bir kültür abidesiydi.Her gitttiğinde kendini geliştimesi bakımından bayağı mesafe katediyordu.Yüz Temel Eser Özetleri, Kitap Özetleri, Roman Özetleri, Yüz Temel Eser, Özet

Noel yaklaşıyordu.Ve bütün şehirdeNoel’in yaklaştığını gösteren olaylar gelişiyordu.Bütün dükkanlar daha canlı, daha farklıydı.Yalnız Zeze ailesinin maddi durumunun iyi olmaması nedeniyle bu heyecanı yaşayamıyordu.Bir kamyon dolusu oyuncak dağıtılacaktı.Bu oyuncaklardan alabilmeri için oyuncakların dağıltıldığı ve çok mesafade bulunan bu yere gitmeleri gerkiyordu.Ve de kardeşiyle birlikte gittiler.Bu yere vardıklarında oyuncak kalmamıştı.dolasyısıyla Noel’I armağansız geçirdiler.Bu durumdan şikayetçi olan Zeze homuldanırken babası duydu.Babası bu olay üzerine bir köşeye çekilip çok üzüldüğü anlaşılırcasına oturdu.Zez babasını orda olduğundan haberdar değildi.Kemdisini affettirmek için boyacı sandığını kapıp para kazanmaya gitti ve babasına sigara getirdi.




Zez’nin okumayı daha küçükken öğrenmesi ailesinde herkesi şaşırtmıştı.Zaten ilk başta herkes onun duyduklarını ezberlediğini sanıyordu.Okumayı bilmesi ve birazda onun yaramazlığından kurtulmakiçin onu okula kaydettirdiler.Okulda öğtetmeninin en çok sevdiği öğrenci Zeze idi.Çok başarılıydıve de çok sessizdi.Evde yaptığı yaramazlıkları okulda yapmıyordu.

Taşınacaklardı.Yeni evlerine gittiler.Gloria eve doğru koşmaya başladı ve hintkirazı ağacına sarılıp o ağacın onoun olduğunu söyledi.Diğer kardeşi de aynı şeyi demirhindiye yaptı.Ve Zeze ‘ye de arkadaki küçük bir şeker portakalı fidanı vardı.dikensiz olduğu için onu seçti.Ablası onun çok genç olduğunu ve küçük fidanın da onunla büyüyeceğini söyledi.

Zeze devamlı küçük fidanın yanına gidip kendi kendine konuşuyordu.Sonunda bu küçük fidan Zez’nin sorularına cevap verdi.Bu olayda sonra Zeze deavamlı fidanın yanına giderek onunla dertleşiyordu.

Zeze okula giderken arabaların arkasına takılarak “Yarasa” dedikleri işi gerçekleştiriyorlardı.Yalnız, bir araç vardı ki hiçkimse yanaşamıyordu.Zeze birgün bütün cesaretini toplayıp arabanın arkasına atladı.ama arabanın sahibi arabadan indi veZeze’yi fırçaladı.Zeze bu olaydan sonra daha da yarasa yapmaya cesaret edemedi.

Zeze yaptığı yaramazlıkların birisi sonucunda ayağını bir cam parçasıyla yarmıştı.Bunu farkeden O Portekizli adam ki Zeze’yi arabasına bidiği için fırçalamıştı hemen onu arabasına bindirip onu okula bıraktı.daha sonraları sık sık buluşup arabayla gezmaye başladılar.Zeze bu Portekizli adamı çok sevmişti ve de çok samimi olmuştu.Hatta ondan ismini değiştirmesini istemişti.

Evde yaptığı yaramazlık sonucu babası ve ablası ağzı burnu kırılıncaya kadar dövdüler.Okulda kimse durumu anlamasın diye okula göndermediler.Bu yüzden Portrkizli adamın da yanına gidemiyordu.Dünyada en çok sevdiği kişinin bu adam olguğunu düşünüyordu.Bu yüzden bu adamdan onun babası olmasını istiyordu.

Totoc paraya ihtiyacı olduğu için Zeze’ye gelip ondan para istedi.Ama Zeze ona para vermemeye kararlıydı.Totoca para verirse ona iki önemli şey söyleyeceğini söyledi.Şeker portakalı ağacının bulunduğu bahçenin yol için kullanılacağı ve dolayısıyla buradaki fidanların kesileceğini söyledi.

Birgün Zeze okulda öğretmenin sorduğu soruyu cevaplarken geç kalan arkadaşı içeri girdi.Portekizli adamın arabasının Mangaratiba adlı trenin altında kaldığını ve büzden kendisini geç kaldığını söyledi.Bunu duyan Zeze izin almadan olay yerine g,tti ve gerçeği öğrendi.hayatınd aen çok sevdiği adamı yani babası olmasını istediği kişiyi kaybetmişti.Totoca onu bir evin önünde oturuken buldu.ateşler içerisindeydi..Hemen eve götürdü.evdekiler onun yine numara yaptığını sanıyorlardı.Daha sonra bunun gerçek olduğunu anladılar.Hiçbirşey yiyemiyor,hiçbirşey içemiyordu.Bütün mahalle onon ziyaretine gelerek onsuz mahallenin çok sıkıcı çok cansız olduğunu söylüyordu.Totoca ona kötü haber verdiğini ve bu yüzden kardeşinin bu hallere düştüğüne inanıyordu.Bu yüzden vicdan azabı çekiyordu.

Babası ümlü bir şirketin amirliğine atanmıştı.Zeze’yi karşısına alıp ona artık bu sefaletin bittiğini ve bundan sonra acı çekmeyeceğini söyledi.Ayrıca Şeker portakalı fidanının kesimini de erteltttiğini söyledi.ama Zeze için şeker portakalı kesilmişti.Çünki onun manevi babası Manuel Valaderes ölmüştü.

ANAFİKRİ

Çocukların çocuk olduğu unutulmayıp gereken ilgiyi ve şefkati göstermenin önemi vurgulanmıştır.

KİTAPTAKİ ŞAHIŞLAR

ZEZE: Küçük yaşta okuma yazma öğrenen,yaramaz bir çocuk.Aile sevgisinden mahrum bırakılmış ve sürekli dayak yemiştir.

TOTORA: Zeze’nin abisidir.

EDMUNDO: Zeze’nin dayısıdır.Ayrıca çok zeki ve çok kültürlüdür.

GLARİA: Zeze’nin ablasıdır.

MANUEL VOLODERES: Babasını olmasını istediği Portekizli adam.

YAZAR HAKKINDA BİLGİ

Jose Mouro de Vascancelos, 26 Şubat 1920’de Rio de Jenerio yakınlarındaki Bangu’da doğdu.Kızıldereli ve Portekizli kırması bir ailenin çocuğuydu.İki yıl tıp eğitimi aldı ama bu eğitimini tamamlamadı.Çeşitli işlerde çalıştı.boks antrönörlüğü,tarım işçiliği yaptı.Kızıldereliler arasında yaşadı.1942 yılında yazdığı ilk romanı Yaban Muzu ile eşine az rastlanır anlatıcılık yeteneğini otaya koydu.ardından Şeker Portakalı,Güneşi Uyandıralım,Delifişek,Kardeşim Rüzgar,Kardeşim Deriz,Çıplak Sokak gibi romalarıyla ünü Brezilya sınırlarını aştı.

Kaynak:
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Mart 2013       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

zezenin en sevdigi meyve

zezenin en sevdiği meyve çilek
VoRTekS09 - avatarı
VoRTekS09
Ziyaretçi
14 Mayıs 2013       Mesaj #9
VoRTekS09 - avatarı
Ziyaretçi
Şeker portakalı kitabı nerde geçiyo
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ekim 2013       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
[QUOTE=Misafir;2234240]Şeker portakalı kitabını kısaca şöyle özetleyebiliriz .
Zeze adındaki fakir bir çocuğun konuşan bir ağaçla tanışması . Portuga adındaki yardımsever bir adamla tanışıp hahgjfyatının değişmesi . O küçücük yaşta hayatın zorluklarını tadıp olgunlaşmasını anlatır . Ayrıca bu çocuk çok zeki ama yaramaz bir çocuktur
Olaylar Zezenin evinde , evinin bahçesinde , okulunda ve Rio Paulo sokağında geçer

Benzer Konular

6 Ekim 2011 / Misafir Soru-Cevap
18 Ocak 2017 / Misafir Cevaplanmış
26 Şubat 2010 / dilek67 Soru-Cevap
30 Ekim 2016 / Misafir Cevaplanmış
24 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap