Kötü ev koşullarının kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz yönde etkilediği, bu açıdan ev temizliği'nin bilinçli ve titizlikle yapılması gerektiği bilinen bir gerçek. Hacettepe Üniversitesi Ev İdaresi ve Aile Ekonomisi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Şükran Şafak, gerçekleştirdikleri bir araştırmada kadınların yarıdan fazlasının temizliği, sağlık kurallarına uygun yapmadıklarını belirlediklerini söyledi. Şafak, Ankara'da bin 177 kişiyi kapsayan araştırma sonuçlarının, kadınların temizliğin nasıl yapılacağı konusunda bilgilendirilmeleri gerektiği gerçeğini ortaya koyduğunu belirtti.
Şafak, sağlıklı konut için en fazla dikkat edilmesi gereken konunun havalandırma, toz ve yer bezlerinin temizliği, süpürge tercihi, çöpleri toplama şekli ve haşerelerle mücadele olduğunu söyledi.
‘‘Araştırma kapsamına alınan kadınların yüzde 32.3'ü bir odanın günlük temizlik sırasını sağlık kurallarına uygun olarak yaparken, yüzde 66.7'si sağlık kurallarına uygun yapmamaktadır’’ diyen Şafak, şöyle devam etti: ‘‘Toz bezleri kullanıldıktan sonra sıcak deterjanlı suyla yıkanmalı, iyice durulanmalı ve açık havada kurutulmalıdır. Kirli toz bezleri asla temizlenmeden depolanmamalıdır. Araştırmaya katılan kadınların yüzde 65.1'i toz bezlerini, bu kurala uygun temizlememektedir.’’
Yer silerken kullanılan bezlerin de iş bittikten sonra sıcak deterjanlı ve dezenfektanlı suda yakanıp iyice durulanması ve açık havada kurutulması gerektiğine dikkat çeken Şafak, kadınların yüzde 68'inin bu kurala uymadıklarını kaydetti.
Şafak, konutta yer süpürmede, kesinlikle ot süpürge kullanılmaması, elektrik süpürgesinin tercih edilmesi gerektiğini belirterek, araştırmaya katılan kadınların yüzde 76.3'ünün elektrik süpürgesini tercih etmesinin olumlu olduğunu bildirdi.
Sağlıklı hayat için TEMİZ EVLER!
Alerjik maddeler içermeyen ve çevreyle dost ürünlerle dekore edilmiş bir evin; fiziksel sağlığımızı en iyi biçimde koruyacağı bilinen bir gerçek. Peki bunu nasıl sağlayabilirsiniz? İşte size evinizin çeşitli bölümlerinde sağlığınızı korumanızı ve daha rahat yaşamanızı sağlayacak pratik öneriler:
* Oturma alanlarında: Koltukların ve iskemlelerin arkaları, bel sağlığını koruyacak şekilde ergonomik olmalı. Oturma gruplarının güneş görmesine özen gösterin ve odayı her gün havalandırın. Masa ve sehpaların köşeleri tehlike oluşturabileceği için yuvarlak olmaları daha iyi. Döşemelik kumaşları ve perdeleri yanmaz tipte olanlardan tercih edin.
* Mutfakta: Keskin ve ağır objeleri dolap ya da çekmece içlerinde saklayın. Mutfak yerlerini ve tezgah üstlerini temizlemek için mikropları öldüren anti-bakteriyel temizlik malzemelerini kullanın. Mutfakta yiyeceklerin temas ettiği yüzeyleri kimyasal maddelerle temizlemekten çekiniyorsanız, buraları tuza batırılmış limonla silerek bu işi doğal bir şekilde yapabilirsiniz.
* Banyoda: Çocuklar için çok tehlikeli olabilecek ilaçları, tıraş bıçaklarını ve tırnak makaslarını her zaman dolapların içinde bulundurmaya özen gösterin. Islak zeminlere, kaymayan paspaslar serin. Lavabo ve küvetleri, anti-bakteriyel malzemeyle yapılanlardan seçebilirsiniz. Banyonuzun yerlerini kuru tutmaya özen gösterin. Mümkün olduğunca sıvı sabun kullanın.
* Yatak odalarında: Yün yatak ve kuştüyü yastık yerine sentetik olanları tercih edin. Nevresim takımlarını 60 derecenin üzerinde sıcak suda yıkayın. Yatak odalarını boyatırken kurşun-bazlı boya kullanılıp kullanılmadığını özellikle kontrol edin.
EĞİTİM ÖNEMLİ
Prof. Dr. Şükran Şafak, konutlarda çöplerin ağzı kapalı çöp kovalarında toplanması ve içine plastik torbalar geçirilmesi gerektiğini belirterek, şu bilgiyi verdi:
‘‘Araştırmaya katılan kadınların yüzde 69.4'ü konutlarında çöpleri sağlık kurallarına uygun olarak toplarken, yüzde 30.6'sının buna özen göstermedikleri tespit edildi. Çöp kutularının her gün düzenli olarak deterjanlı su ile yıkanması gerekir. Ancak kadınların yüzde 62.9'unun bu kurala uymadıkları anlaşıldı.’’
Şafak, ev temizliği'nde haşerelerle mücadelenin önemli bir yer tuttuğuna işaret ederek, kadınların yüde 8'inin haşerelerin yaşayabileceği ortam yaratmamaya dikkat ederken, yüzde 92'sinin bu konuya özen göstermediklerini söyledi.
Şafak, konutları temizleme şekli ile eğitim düzeyi arasında yakın ilişki bulunduğuna dikkati çekerek, eğitim düzeyi yükseldikçe, sağlık kurallarına uygun temizlik yapma şeklinin de yükseldiğini belirtti.
Prof. Dr. Şükran Şafak, kurallara uymaksızın, gelişigüzel yapılan temizliğin daha çok bakteriye neden olacağını belirterek, bu konuda herkesin bilgi sahibi olması gerekiğini sözlerine ekledi.
Bahar temizliği yaparken sakat kalmayın
Ev hanımlarının bahar temizliği yaparken hiç farkında olmadan ters hareketlerle sakat kalabileceği belirtildi. Bahar temizliği yaparken birçok sorunun ortaya çıkabildiğini belirten beyin, omurilik ve sinir cerrahı Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, ev hanımlarına uyarıda bulunarak, “Eğer hanımlarımız kendilerine dikkat etmezlerse temizlik esnasında yapılan yanlış bir hareket bel fıtığına dahil birçok bel rahatsızlığına davetiye çıkaracaktır” dedi.
“Ev hanımları işlerini tabii ki yapacaklar ancak dikkat etmeleri gereken bazı hususlar var” diyen Doç. Dr. Yıldızhan, şu önerilerde bulundu: “Öncelikle çevreden yardım almadan çok ağır yükler kaldırılmamalı, eşyalar itilip çekilmemelidir. Cisimler bir yerden başka bir yere taşınırken bel eğik değil dik pozisyonda olmalıdır. “
Yurtiçi ve yurtdışından gelen hastalarına uyguladığı bel ve boyun ameliyatları ile tanınan beyin, omurilik ve sinir cerrahı Doç. Dr. Yıldızhan ev hanımları için önerilerini şöyle sıraladı:
Ayakta çalışırken tek ayağın altına alçak bir cisim çekilmeli, vücut ağırlığı zaman zaman bir bacaktan diğerine aktarılmalıdır.
Eşya taşınırken gövdeye yakın tutulmalıdır.
Bir cismi kaldırırken yavaş ve temkinli hareket edilmeli, ani hareketlerden kaçınılmalıdır.
Ağır bir yük belden daha yukarıya kaldırılmalıdır.
Yük elde iken dönmek gerikiyorsa belden değil, ayakların yeri değiştirilerek dönülmelidir.
Raflardan kitap veya herhangi bir eşya alınırken önce ayak altına yükseltici birşey konmalı ve eşyanın hizasına yükseldikten sonra alınmalıdır.
Günlük ev temizliği`nin Püf noktaları
Kötü kokular
Evinizdeki kötü kokulardan kurtulmak için bazı önlemler alabilirsiniz. Örneğin sigara kokusunu gidermek için salonun bazı yerlerine birer tabak içinde sirke koyun. Çöp torbasından yayılan kötü kokular için kutuya limon kabuğu ve buz parçaları koyun.
Toz alırken
Zeminin tozunu almak istediğiniz zaman bir gazete kâğıdını kenarlarından ıslatın ve yere bastırın. Sonra kâğıdı katlayın. Tozdan böylece kurtulursunuz. Tahta döşemelerin tozunu almak için gazete kâğıdı çok kullanışlıdır.
Mürekkep lekeleri
Duvardaki mürekkep lekelerini çıkarmak için bir çay fincanı suya bir yemek kaşığı çamaşır suyu ilave edin. Pamuklu bir bezi bu karışımla ıslatıp lekeli yeri silin.
Duvarları silerken
Evinizin duvarlarını sileceğiniz zaman hafif bir deterjanı suyla karıştırın. Duvarları bu karışımla aşağıdan yukarı doğru silmeye başlayın. Bu şekilde davranınca duvarda leke kalmasını önlersiniz.
Elma kabukları
Yediğiniz elmaların kabukların atmayın. Bunları güzelce kaynatın. Suyuyla tencerelerinizi ve mutfak takımlarınızı yıkayın. Her şeyin pırıl pırıl olduğunu göreceksiniz
Kireçlenmelere karşı
Çaydanlıkların içleri zamanla kireç bağlar. Çaydanlığınızı temizlemek için baş vurabileceğiniz pek çok yöntem vardır. Bunlardan en etkilisini hatırlatalım. Çaydanlığı suyla doldurup kaynatın. İçine bir yemek kaşığı limon asidi koyun.
Teflon tavalar
Sudaki mineraller ve nişastalı yiyecekler, teflon tavalarda beyaz leke bırakabilir. Böyle durumlarda tavayı, limon suyuna ya da beyaz sirkeye batırılmış süngerle silmeyi ihmal etmeyin
Yemek yanınca
Yemeği ocakta unuttunuz ve tencerenin dibi yandı. Tencerenin dibinde kalan yanık yiyecekleri temizlemek zor gelebilir. Tencereyi suyla doldurup yarım çay fincanı tuz atın. Yirmi dakika kaynattıktan sonra kapağını kapatıp bir gece bekletin.
Boya yaparken
Evinizde boya badana yaparken kapı tokmaklarına boya sürülmesinden korkarsınız. Daha sonra bu boyayı çıkarmak güç olur. Siz en iyisi kapı tokmaklarını ve pencere kollarını alimünyum folyo ile sarın. İki iş yapmaktan kurtulursunuz.
Pencere camları
Pencerelerinizde camları tutan macunlar dökülmeye başlarsa, onları yeniden macunlatmanız gerekecek. Ama bunu yapıncaya kadar, dökülen macunları tırnak cilasıyla yapıştırın. Bir süre rahat edersiniz.
Baca temizliği
İstanbul’da en çok ot, çöp, baca ve elektrik yangını çıktığına dikkat çekilerek, vatandaşların kış öncesi mutlaka baca temizliği yaptırmaları istendi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, mutfak aspiratörü ve bacalarda biriken kurumların zaman zaman tutuşarak potansiyel yangın tehlikesi oluşturduğu vurgulandı. Biriken kurumların ayrıca baca çıkışını etkileyerek yanma verimini düşürdüğü ve tütme ile dumanın geri tepmesine neden olduğu belirtilen açıklamada, ‘’Geri tepen dumandan yayılan karbonmonoksit gazı zehirlenmeleri nedeniyle ölümler yaşanabiliyor’’ denildi. Bu nedenle ‘’özellikle kış öncesi mutlaka baca temizliği yaptırılması’’ uyarısında bulunulan açıklamada, temizliğin doğalgaz bacalarında yılda bir, normal bacalarda da yılda iki kez olması gerektiği kaydedildi. Lokanta ve yemek fabrika bacalarının ise 15 günde bir yetkili ve ehliyetli firmalara temizlettirilmesinin önemine işaret edilen açıklamada, çatlak bacaların mutlaka tamir ettirilmesi, tıkalı olanların da açtırılması gerektiği bildirildi.
Tertemiz camlar
Hepiniz temizlenmiş cama yağan yağmurun, sıcaklık farklılıklarından oluşan buğunun sıkıntısını yaşıyorsunuz. Gerçek bir yenilik olan Camsil Vitrin; camlarınızı tertemiz yapıyor, yağmur damlacıklarından etkilenmiyor, buğu oluşmasına izin vermiyor. Artık görüşünüz engellenemeyecek!
Türk, temizliği sever
Özellikle turistlere “Türkiye” veya “Osmanlı” deyince akıllarına ilk olarak neyin geldiği sorulsa, kuvvetle muhtemel verecekleri cevap “Türk hamamı” olurdu herhalde... Hoş şimdileri birkaç yıkık dökük zorla ayakta kalabilen hamam olsa da bir devir Osmanlı kültürünün önemli parçalarından biriydi. Tabii hamamların bu denli yaygın olmasının sebebi İslamiyet’in temizliğe verdiği önemin yansımalarıydı. Kirliliğin zıddı olan temizliğin menbaının iman olduğunu bilen halk temizliğe ayrı bir ihtimam gösterirdi. Daha 100 sene evveline kadar Avrupa’da evlerin içerisinde tuvalet ve banyo bulunmazken Peygamber Efendimiz 1400 sene önce Müslümanlara taharet, namaz ve gusül abdesti, misvak ve güzel koku gibi temizliğin edep ve şartlarını öğretmişti. Zaten hamam kültürü de İslamiyet’in temizlik hususundaki bu hassasiyeti üzerine yaygınlaştı.
Müslüman ülkelerdeki durum bu iken Hıristiyan Avrupa’da durum çok farklı idi. Hamam sayısının sekiz olduğu Paris’te halk “banyocu” denen esnaflar sayesinde yıkanma şansına sahipti. Bu adamlar, ikişer ikişer gezerler, bakırdan bir tekneyi peşlerinden sürükleyerek sokak sokak, mahalle mahalle dolaşırlardı. Eğer yıkanmak isteyen bir aile tarafından çağırılırlarsa bakır tekneyi evin bu iş için el verişli bir yerine yerleştirirler, ev halkı da bu şekilde yıkanırdı. Bu şekilde yıkanmak o kadar zor, o kadar masraflı bir işti ki, dar gelirli şehirliler, böyle lüks bir işe pek seyrek kalkışırlardı. Orta halli bir Parisli bile ancak bayramlardan ve önemli günlerden önce temizlenme şansına sahipti. Günümüzden 160 yıl kadar önce Parisli bir Fransız vatandaşının yıllık yıkanma masrafı 3 frank 20 sent gibi bir rakam olmasına karşılık aynı yıl içinde bir kadının doğum yapması bir Parisliye sadece 1 frank 72 sente mal oluyordu.
Rönesans ile birlikte temizlik anlayışında garip bir değişim yaşandı. Bu, o dönemki doktorların Avrupa toplumu üzerinde bıraktığı etki üzerine halkın yıkanmaktan korkmaya başlamasıydı. Bu hayli ilginçti. Zira o dönem doktorlar banyoyu tavsiye etmedikçe yıkanmanın sağlık açısından tehlikeli olduğu inancı yaygındı. “Günlük Sağlık Bakımı” isimli kitabın yazarı olan doktor, “Kulaklara kaçırmamak şartıyla başınızı yıkayabilirsiniz” diyordu. Fakat Jean de Renoe adlı başka bir doktor ise aynı fikirde değildi. “Ellerinizi yıkayabilirsiniz” diyordu. “Ayaklarınız da yıkamanızda bir mahzur yoktur. Fakat başa su sürmek, son derece tehlikelidir. Unutmamalıdır ki başa sürülen su, her türlü derdin kaynağıdır.” görüşünü savunuyordu.
Bu gibi konularla yakından ilgili bir yazar olan Theophrashe Renaudot da bir kitabında aynı konuya temas etmişti: “Doktorlar tavsiye etmedikçe banyo yapmak sadece lüzumsuz bir hareket değil, tehlikelidir de... En büyük zararı da müstakbel annelerin karınlarındaki hayat meyvelerini yok etmesidir.”
İşte sudan bu denli korkulduğu dönemde Avrupa toplumunda pislik almış başını gidiyordu. Öyle ki uzun süredir yıkanmayan, hatta silinip temizlenmeyen insanlar, üzerlerindeki pis kokuyu örtmek için ağır parfümler kullanıyorlardı. Venedik gemileriyle Doğu ülkelerinden gelen pahalı kokular için avuç dolusu paralar ödeniyordu. En kibar muhitlerde bile kadınlar, yanlarında ağır esanslara batırılmış küçük sünger parçaları taşırlar, arada bir koltuk altlarına sürerek kokularını örtmeye çalışırlardı.
Nihayet bu karanlık dönem Pasteur’ün sağlık kurallarına verdiği önemden sonra düzelmeye başladı. Fransız halkı artık suyun korkulacak bir şey olmadığını, aksine sağlığın temizlikle, temizliğin de suyla sağlandığını öğrenmeye başlamıştı. Koskoca Paris’te hamam sayısı sekizi onu geçmezken kısa zamanda bu temizlik evleri çoğaldı.
Osmanlı döneminde hamamlar sadece yıkanıp paklanmanın dışında sosyal renkli mekânlardı da. Hamama, havlu, fırça, kına, sürme, bir kalıp Girit sabunu ve sedef kakmalı nalınlarıyla beraber ve hizmetkarlar eşliğinde gidilirdi. Varlıklı konak hanımları bir bu mahalle hamamlarından geri kalmazdı.
İmparatorluğun en ihtişamlı zamanında, şehrin her mahallesinde sıcak ve soğuk banyolar, çeşmeleri, kubbeli mermer odalarıyla, haftanın belirli günlerinde de sadece kadınlara açık olan bir hamam mutlaka bulunurdu. Evliya Çelebi’nin aktardığına göre, 17. yüzyılda İstanbul’da 4 bin 536 özel hamam ve 300 adet halka açık hamam bulunuyordu. Banyoların evlere girmeye başlamasıyla birlikte bu sayı 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde 130’lara kadar düşmüştü.
Temizliğe bu denli önem veren Osmanlı’da sabunların da ayrı bir yeri vardı. O dönemler en kaliteli ve en çok aranan sabunlar Girit Adası, özellikle de Kandiye’de yapılanlardı. Kandiye sabunları temizlik ve iyi pişmiş olmaları ile nam salmıştı.
19. yüzyıla gelindiğinde elma, armut, üzüm, şeftali, kiraz, muz, kavun, çilek, kayısı, limon şeklinde üretilen ve her birine has kokusuyla dikkat çeken meyve sabunları piyasaya çıkmıştı.
Osmanlı’nın temizliğe verdiği önem seyyahların da dikkatini çekmiş olacak ki yazdıkları seyahatnâmelerde bu konuya sık sık değinirler.
M. de Thevenot 1665 yılında Paris’te yayınladığı “Relation d’un voyage fait an Levant” isimli eserinde “Türkler çok yaşarlar ve az hasta olurlar. Bizim memleketlerdeki böbrek hastalıkları ve daha bir sürü tehlikeli hastalıkların hiç birini bilmezler. Öyle zannediyorum ki, Türklerin bu mükemmel sıhhatlerinin başlıca sebeplerinden biri de sık sık hamama gitmeleri ve yeyip içmedeki i’tidalleridir. Çünkü az yemek yerler, Hıristiyanlar gibi karma karışık şeyler yemezler, umumiyet itibariyle içki alemleri yapmazlar ve daima idman yaparlar.” der.
Uzun yıllar ülkemizde kalan bir başka seyyah Edmondo de Amicis, 1883 yılında Paris’te yayınladığı “Constantinople” isimli eserinde temizlikle ilgili olarak; “... Yüzler, eller, ayaklar, tertemiz, yamalı kıyafet pek az ve hele kirlisi hemen hiç yok, bütün ictimai sınıflar arasında umumi ve mütekabil bir hürmet ve riayet manzarası göze çarpıyor.” der.
Ayakkabıların eve girince çıkarılma gibi bir adeti olmayan Avrupa’da yaşayan Ledy Craven, 1786 yılında Paris’te yayınladığı “Voyage de Milady Craven a Constaninople, par ia Crimee en 1786” isimli eserinde buna atıfta bulunarak: ‘’...Bu harem dairesinin içi kadar temiz bir yer tasavvur edilemez, döşeme tahtalarıyla dehlizler sık ve sağlam hasırlarla kaplıdır. Ne erkeklerin, ne kadınların dışarıda giydikleri pabuçlarıyla hiç bir zaman ev içlerine girmemeleri Türkler arasında adet olduğu için, döşeme tahtalarında hiçbir zaman kir görülemez.” der.
Temizlik kağıdı kullanmıyoruz
Türkiye, temizlik kağıdını 110 ülkeye ihraç etmesine rağmen, yeterince temizlik kağıdı kullanmıyor. Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri’nin “Temizlik Kağıdı Sektörü Raporu”na göre, temizlik kağıdı tüketimi Avrupa ülkelerinden düşük olan Türkiye, Müslüman ülkeleri arasında, 800 gramlık temizlik kağıdı tüketiminde Tunus’un ardından 7. sırada yer alıyor. Müslüman ülkeler arasında Lübnan, yıllık kişi başına 7.8 kilogram ile ilk sırada yer alıyor. Türkiye’de yeterince temizlik kağıdı kullanılmadığı vurgulanan raporda, temizlik kağıdının en çok tüketilen çeşidi olan tuvalet kağıdında yıllık kişi başına tüketimin 4 rulo, kağıt havlu tüketiminin ise 1 rulo olduğu kaydedildi. Avrupa’da yıllık kişi başına kağıt havlu tüketiminin Türkiye’den 19 kat daha fazla olduğu ifade edilen raporda, Türkiye’de nüfusun sadece yüzde 8’inin kağıt havlu kullandığına işaret ediliyor. Türkiye’nin temizlik kağıdı ihracatının 82 bin ton olduğu ifade edilen raporda, ihracat değerinin 122 milyon dolara ulaştığı kaydedildi. En fazla ihracat gerçekleştirilen ülke olan İsrail’i, Güney Afrika Cumhuriyeti, Romanya ve İngiltere izledi. Türkiye’nin, temizlik kağıdı ithalatı ise 37 milyon dolara ulaştı.
Çoraplı süzgeç
Mutfağınızda lavabonun deliğinin sık sık tıkanması canınızı sıkar. Bir süre sonra boruları çıkartıp temizletmeniz gerekir. Oysa lavaboda borunun üzerine eski bir çorap geçirirseniz, borunun tıkanmasını önlersiniz.
Bir tedbir
Küçük çocuk sahibi olan anneler, çocuklarının temizliğiyle yakından ilgilenmek zorundalar. Küçük afacan sandalyesinde otururken yemeklerini dökebilir. Böyle bir durumla karşılaşınca hemen önlem almak için sandalyenin arkasına bir rulo tuvalet kâğıdı yerleştirin. Anında temizlik için tuvalet kâğıdı hemen elinizin altında olsun.
Tuz lekeleri
Islak ayakkabılardaki tuz lekelerini çıkarmak zor olabilir. Islanıp çamurlanan ayakkabıları bir çay fincanı suya bir yemek kaşığı sirke atıp, bu karışımla silin. Tuz lekelerinden eser kalmayacak.
Sigara kokusu
Giysilerinize sigara kokusunun sinmesi sizi rahatsız eder. Giysileri havalandırmakla da bu kokudan kolay kolay kurtulamazsınız. Siz en iyisi sigara kokusu sinmiş giysileri bir temiz çarşafla birlikte kurutucuda beş dakika tutun. Kokudan eser kalmayacak.
Bira lekesi
Bira lekesinin kurumasını beklemeyin. Sirkeye batırılmış bir süngerle lekeli kısmı silin. Daha sonra üzerine bir miktar deterjan serpin ve yarım saat bekleyin. Ilık suda yıkayın. Lekenin çıktığını göreceksiniz.
Dantel perdeler
Dantel perdelerin yıkandıktan sonra ütülenmeleri çok zor olur. Makinede buruşan perdelerin buruşuklarını açmak sıkıntılı dakikalar yaşatır. Dantel perdeleri yıkarken son çalkalama suyuna iki yemek kaşığı toz şeker atın.
Gıcırdayan tahtalar
Döşeme tahtaları zaman zaman gıcırdar. Bu sinir bozucu sesten kurtulmanın bir yolu var. Tahta döşemenin aralırına bir miktar sıvı sabun dökün. Gıcırtı hemen kesilecek.
Buzdolabında muhafaza
Yemeklerin üzerlerini örtmek için kullandığınız ince filmleri rulo halinde buzdolabında muhafaza edin. Kullanmak istediğiniz zaman ince filmler ellerinize yapışmaz.
Özde temizligin tarihçesi
Reklamlarda üzerinde kokteyl elbisesi, plastik leğende bulaşık yıkayan kadınlar var ya; işte onlar gibi aklını temizlikle bozmuş Amerikalı bir kadın gazeteci oturmuş temizliğin endüstriyel, kültürel ve psikolojik tarihçesini yazmış. Bu kitap temizlik obsesyonu yaşayan kadınların nasıl deterjan patlamasına yol açtığının da belgesi aynı zamanda.
Fırçalara askı
Temizlik işlerinde kullandığınız fırça ve süpürgeleri temizledikten sonra bunları nereye kaldıracağınızı bilemezsiniz. Evin göze batmayan bir köşesinde bir duvara askılık yaptırın ve süpürgelerinizi, fırçalarınızı asın. Hem kolayca kururlar hem de yer tutmazlar.
İlaç kaşığı
Şurupların kutularında bulunan plastik ilaç kaşıklarını ilaç bittikten sonra sakın atmayın. Bunları mutfağınızda baharat ölçmek için rahatlıkla kullanabilirsiniz. Plastik kaşıklar, kavanozlara da kolayca girer.
Alet kutusuna naftalin
Evinizde küçük onarımları yapmak için bir araç gereç çantası bulundurursunuz. Ev aletlerinin zamanla pas tutmamaları için alet kutusuna birkaç naftalin tableti yerleştirin.
Kırmızı şarap lekesi
Leke olan yeri ıslak bir süngerle silin. Eğer leke kalın bir kumaş üzerinde oluşmuşsa biraz tuz serpin. Daha sonra çamaşır deterjanı ve sirke karışımıyla lekeli yeri silin. Lekeden iz kalmadığını göreceksiniz.
Klorlama nasıl yapılır?
Kireç kaymağı ile klorlama: Bir litre suya (5 su bardağı) 2.5 yemek kaşığı kireç kaymağı katın. Yarım saat sonra kireç tortusu dibe çöker. Üstte kalan suyu içine kireç tortusu karışmadan dikkatlice bir başka kaba alın. Daha sonra kullanılacak her bir litre suya, bu kenara ayırdığınız kireçli sudan üç damla damlatın. Bu işlemler dikkatli yapıldığı takdirde, temiz ve güvenli su elde etmiş olacaksınız.
Çamaşır suyu ile klorlama: Bir litre suya bir su bardağı çamaşır suyu ilave edin. Daha sonra kullanılacak her bir litre suya bu çamaşır sulu karışımdan üç damla ekleyin. Önerilen çamaşır suyu ve kireç kaymağı oranlarını aşmadığınız takdirde, bu suları güvenle kullanabilirsiniz.
SIMONE de Beauvoir'a göre temizlik, erkek egemen düzenin kadınlara karşı kurduğu kahpece bir kumpastı. Amaç, kadını iş hayatından ve ev dışındaki güçlü dünyadan uzak tutarak düzenin tek efendisi olmaktı. Beauvoir ve diğer tüm feministlere göre, ev işi kadını alçaltan bir eylemdi.
Ama, Beauvoir da evini temizletiyordu; hem de bir kadına.
‘‘Biting The Dust’’ adlı kitabında temizliğin tarihçesini ve kadınların ev işi tutkusunu anlatan Margaret Horsfield'a göre Beauvoir da aslında farkında olmadan içindeki temizlik cinlerine uymuştu.
Tabii bu tartışılır bir iddia. Beauvoir'ın temizlik hastası olup olmadığını bugün tespit etmek çok zor. Ayrıca Sartre ile pislik ve dağınıklık yüzünden tartıştığını düşlemek de çok güç ama, Horsfield'in iddiasına göre bütün sosyal sınıflara mensup kadınlar er ya da geç eşleriyle çeki düzen kavgasına giriyor. Bu kitaptan anlaşıldığı kadarıyla kadınlar aralarında temizlik dışında hiçbir şeyden söz etmiyorlar. Temizliği bizzat yapanlar da, yardımcılarına yaptıranlar da dönüp dolaşıp bu konuya geliyor.
25-75 yaş grubundan 100'ü aşkın kadınla konuşup, ev işi konusundaki akademik araştırmaları, reklamları, çocuk masalları ve edebiyatı inceleyen Horsfield, kadınların ağzından çılgınca temizlik öyküleri anlatıyor. Hınçla temizlik yapan, lavabo ovan, buzdolaplarını hergün tepeden tırnağa çamaşır suyuyla şartlayan bu kadınların öyküleri inanılmaz derecede bunaltıcı. Horsfield'in, kadınların zevk aldığı birer terapi gibi sunduğu bu öykülerin kahramanları arasında, etrafa idrar sıçrıyor diye kocasının ayakta tuvalet yapmasına izin vermeyenler, gecenin üçünde kalkıp yer silenler, guguklu saatin altına gazete kağıdı serenler, beyaz çorap giymiş çocuğunu komşunun temiz olup olmadığını denetlemek üzere o evde ayakkabısız dolaşmaya yollayanlar var.
Feminist teoriyi tamamen dışlayarak kadınların temizliği yürekten sevdiğini ileri süren Horsfield, endüstri devrimi öncesi dönemi hijyen açısından bir felaket olarak tanımlıyor. Bugünkü kir sökücülerin bulunmadığı geçen yüzyılın yağlı isli evlerinden nefretle söz eden Horsfield temizliği gerçekten seven erkekler de aramış ama, bulamamış. Düş kırıklığı içinde şöyle yazıyor:
‘‘Gerçi erkekler de temizlik yapıyor ama, başka çare kalmadığı zaman. Pratik bir yöntem bulup yasak savıyorlar. Her zaman azla yetiniyorlar. Temizliği misyon edinmiyorlar. Çünkü onlarda tutku yok.’’
TEMİZLİK YÜREK İSTER
Horsfield'e göre temizlik tutku ve yürek gerektiriyor. Çünkü bu eylem, dışarıdan eve sızmaya çalışan yabancı hayat biçimlerine (toz, mikrop, mayt vs) karşı yürütülen topyekün bir savaş. Kadın öldürme içgüdüsüyle hareket ederek topraklarını düşmana karşı koruyor. Silahları da deterjanlar oluyor tabii. Aynı erkeklerin ateşli silahlarla bütünleşmesi gibi, düşmana karşı deterjanıyla özdeşleşen kadın için temizlik maddesi ‘‘güç ve iktidar’’ anlamına geliyor. Onunla birlikte her türlü saldırının üstesinden geliyor ve müthiş bir zafer duygusuna kapılıyor. Kutsal bir alanı koruduğu için kendini daha erdemli buluyor.
Nasıl? fena halde takıntılı bir durum değil mi?
Başka bir kitap projesi üzerinde çalışırken bir erkek arkadaşı ‘‘Bence sen yürekten bağlı olduğun bir konuyu ele almasın. Sen en iyisi temizliğin kitabını yaz’’ deyince bu kitabı kaleme alan Horsfield tezini desteklemek için çeşitli masallardan örnekler de veriyor.
Bunlardan biri de Pamuk Prenses. Hani güzel prenses, ormanda yedi cücelerin evine sığınınca ilk iş ortalığı temizler ya, ona gönderme yapıyor.
Ama, örnek yanlış. Bu noktada Beauvoir haklı çıkıyor. Çünkü Pamuk Prenses masalının yaratıcısı Grimm kardeşler ne de olsa erkekti.
Hızlı temizlik
Blenderinizi kullandıktan sonra onn temizlenmesi gözünüzde büyüyebilir. Blenderin üçte birini ılık suyla doldurun. Birkaç damla sıvı deterjan akıtın ve blenderi çalıştırın. On saniye sonra, blenderi çalkalayıp kurulayın.
Cinli temizlik
Giysinize, daktilo yazısını silmek için kullandığınız maddeyi dökerseniz, lekesi nasıl çıkacak diye endişelenmeyin. Nemli bir beze biraz cin damlatın ve bununla lekeli yeri silin.
Tuzlu çözüm
Mutfak halısına yağ dökülürse, yağın döküldüğü bölümü kalın bir tuz tabakasıyla örtün. Tuz tabakası bir gece kalsın. Ertesi gün elektrik süpürgesiyle tuzu alın. Lekeden eser kalmadığını göreceksiniz.
Çay lekesi
Bayatlamış çayı lavaboya döktüğünüz zaman çay leke bırakabilir. Bunu önlemek için lavabonun deliğine bir huni yerleştirin ve çayı huniye boşaltmaya başlayın. Daha sonra lavabo temizlemekten kurtulursunuz.
Banyoda temizlik
Banyonuzun fayanslarının parıldaması için ucuz cins bir şampuandan yararlanın. Bir süngeri ıslatıp iyice sıktıktan sonra üzerine biraz şampuan dökün ve bununla fayansları silin. Daha sonra yumuşak bir bezle kurulayın.
Camlar için
Camların iyi temizlenmesi için bir kova ılık suya iki yemek kaşığı çamaşır sodası ilave edin. Ve bu karışımla camları silin. Camların ve çerçevelerin tertemiz olduklarını göreceksiniz.
Ter lekeleri
Giyeceklerinizdeki ter lekelerinden kurtulmak için suda eriyen asprinlerden birkaçını bir tas suda eritin ve lekeli giysileri bu karışım içinde bir süre tutun.
Sirkeli ev
Sirke, mükemmel bir temizleyici maddedir. Aynaları, camları ve avizeleri temizlemek için ılık suya biraz sirke ilave edin. Yerleri ve mobilyaları da sirkeli suyla temizlemenizde yarar var. İnatçı lekeler için yarı yarıya su ve sirke karışımını kullanın.
Fırın temizlerken
Fırınınızın ızgaralarını temizlemekte güçlük çekiyorsanız telaşlanmayın. Bir sünger taşıyla işinizi görebilirsiniz. Kirli ızgaraları sünger taşıyla temizledikten sonra fırınınızı silin.
Boya işlerinde
Duvarları boyarken radyatörlerin lekelenmesinden korkarsınız. Radyatörlere boya damlaması olasılığı çok fazladır. Siz en iyisi radyatörleri, ince kaplama kağıdıyla sarın.Sonra rahat rahat boyama işine girişin
Kireçlenmesin diye
Banyoda duş yaptıktan sonra suyu kapatın ve bir elinizle duşun başlığına sert bir şekilde vurun. Bu uygulama, suyun başlıkta birikip kireçlenmeye yol açmasını önler.
Leke çıkarıcı kullanırken
Leke çıkarıcılar, kadınların can kurtaranı oldu. Fakat bunları kullanırken bazı hususlara dikkat etmek gerekiyor. Leke çıkarıcıyı lekenin dış kısmından içeri doğru sürün. Kumaşların tersine ilaç sürmenizde yarar var.
Beyaz bluzlar için
Beyaz bluzların daha temiz ve beyaz görünmeleri için basit bir önerimiz olacak. Beyaz bluzların yıkama suyuna biraz karbonat ve limon suyu ilave edin. Sonuçtan memnun kalacaksınız.
Çaydanlıkları temizlerken
Çaydanlığınızı kullandıktan sonra içinde su kalırsa, bu suyu hemen dökün. Çaydanlığın iç kısmının kararmasını önlersiniz. Çaydanlık içinde kalmış suyu yeniden ısıtıp kullanmak doğru olmaz
Sakın kullanmayın
Boşalmış temizlik malzemesi kutularını ve şişelerini yeniden kullanmayı sakın düşünmeyin. Bunları bir an önce yok edin. Temizlik malzemelerinin içerdikleri zehirli maddeler size zarar verebilir.
Temizlikle uğraşırken amonyak içeren bir maddeyi sakın çamaşır suyuyla karıştırmayı denemeyin. Bu karışım zehirli gazlar çıkarabilir. Temizleme malzemelerinin içerdikleri maddeleri dikkatle okuduktan sonra harekete geçin
Cebin yararı
Evinizi süpüreceğiniz zaman, büyük bir cebi olan bir önlük giyin. Süpürgeyi dolaştırırken yerde gördüğünüz öte beriyi bu cebe koyabilirsiniz. Böylece ikide birde çöp kutusuna gitmeniz gerekmez
Fırını kullanırken
Fırınınızı kullanırken alt gözlere et suyu damlar diye, alimünyum foil ile kaplamayı sakın düşünmeyin. Alimünyum foil fırında ısı dağılımını ve havanın dolaşımını olumsuz yönde etkiler. Fırından iyi sonuç alamazsınız
Yağlı boya lekesi
Yağlı boya lekesini çıkarmak imkansız değildir. Lekenin üzerine biraz terebentin sürerek lekenin parçalanmasını sağlayın. Sonra lekeli bölgeyi soğuk suya batırılmış süngerle silin. Bu işlemi birkaç kez tekrarlayın. Ancak boya lekesi tamamen kaybolduktan sonra yıkayabilirsiniz.
Avizeler için
Avizelerin temizlenmesi gözünüzde büyür. Özellikle kristal avizelerin temizliği başlı başına bir iştir. Üç ölçü ılık suya bir ölçü beyaz ispirto ilave edin ve avizenizi bu karışımla, yumuşak bir bez kullanarak silin.
Temizlik yaparken
Evinizi temizlemeye karar verdiğiniz zaman planlı hareket etmelisiniz. Odaları temizlemeye arka taraftan başlayıp kapıya doğru gelmelisiniz. Duvarları da yukardan aşağı doğru temizlemelisiniz.
Ev temizlerken
Evinizi kıyı köşe temizlemeye karar verdiyseniz, yorucu saatler geçireceksiniz. Temizlik yaparken müzik dinlemeyi ihmal etmeyin. Hareketli müzik parçaları enerjinizi artırır. İşlerinizi daha çabuk ve daha kolay yaparsınız.
İpekliler üzerinde
İpekli kumaşlar ya da yıkanmayan kumaşlar üzerinde oluşan su lekesini çıkarmak için bir çaydanlıkta su kaynatın. Kumaşın lekeli kısmını buhara tutun ve leke kayboluncaya kadar bekleyin.
Lekeleri bekletmeyin
Lekeleri uzun süre bekletmekten kaçınmalısınız. Yağlı lekelere hemen talk pudrası ya da nişasta serpin. On dakika bekledikten sonra lekenin üzerindeki tozları alın. Leke çıkarıcı uygulayacağınız zaman, uygulamaya lekenin dış kısmından başlayın.
Sigara kokusu
Giysilerinize sigara kokusunun sinmesi sizi rahatsız eder. Giysileri havalandırmakla da bu kokudan kolay kolay kurtulamazsınız. Siz en iyisi sigara kokusu sinmiş giysileri bir temiz çarşafla birlikte kurutucuda beş dakika tutun. Kokudan eser kalmayacak.
Hayatımızın görünmeyen yüzü
Günlük hayatta gözle geremeyeceğimiz pek çok detayı kitabında açıklayan Bodanis, hayatımızı çevreleyen güzel ve korkutucu detayları gözler önüne seriyor. Çevremiz gözle göremediğimiz bakterilerle, asalaklarla dolu. Mesela yanağınızı koyduğunuz yastık sekiz ayaklı canavarlara evsahipliği yapıyor. Halılarımız ise gözle görülmeyen binlerce döküntüyle dolu: Saç, deri döküntüleri, kepek, tekstil lifleri, böcek kalıntıları, polenler milyonlarca partikül ve daha neler neler...
Ter böyle birikiyor
Mikroskobik kameralarla insan elinin üzerinde oluşan ter taneciklerini de görmek mümkün. Bir saatlik bir çalışmanın ardından insan eli terliyor.
Deterjandan detay
Deterjan baloncukları, saç telinin 500'de 1'i kalınlığında. Bu baloncuklar, gözle görülebilen en ince oluşumlar.
Halılar çöplük gibi
Halılar, saç, deri döküntüleri, elbise ve eşyalardan düşen tekstil lifleriyle dolu. Mikroskobik kameranın çektiği resmin orta yerinde ise bir böcek gözü görülüyor.
Evde sakar bir kocanız varsa ve halıların üzerine sigara ateşi düşürüyorsa; Yanıklarından kurtulmak için yanık yerlerin üzerine zımpara kağıdı ile dairesel hareketler yapın... Hem halınızda derin bir yanık olmayacak, hem de eski desenini koruyacaktır
Eski şişelikler
Evinizde kullanmadığınız bir şişelik varsa, bunu atmayın. Kapının kenarına koyun. Çamurlu ayakkabıları, botları şişeliğe yerleştirebilirsiniz. Daha sonra ayakkabıları buradan alıp temizledikten sonra dolaba kaldırırsınız.
Kedi tüyleri
Evinizde kedi besliyorsanız, tüyleri yüzünden sıkıntı çekiyor olmalısınız. Elektrik süpürgesiyle tüyleri almak çok zor hatta olanaksız. Siz en iyisi kedinizin tüylerini fırçaladığınız fırçayı kullanın. Bununla, kanapeleri, koltukları fırçalayın.
Fincan dipleri
Kahve fincanlarının diplerinde kahve lekesi kalabilir. Bu lekeleri çıkarmak için nemli bir sünger üzerine biraz kabartma tozu serpin. Sonra bununla lekeli kısımları silin. Biraz bekledikten sonra işlemi tekrarlayın. Lekelerden iz kalmayacak.
Süngerin önemi
Bir yere bir şey döküldüğü zaman elimiz hemen kâğıt havlulara gidiyor. Oysa kâğıt havlu yerine sünger kullanırsak, kâğıt havlu masrafımız azalır. Üstelik süngerle temizlemek çok daha kolay ve etkilidir.
Mutfak tezgahındaki lekeler için
Mutfak tezgahınızın üzerindeki lekelerden kurtulmak için, içine tuz ve limon suyu kattığınız bir miktar suyla silmeniz yeterlidir. Tezgahınız üzerindeki lekelerden kurtulduğunuz gibi mis gibi de kokacaktır.
Kızartma yağının sıçramaması için
Patates ya da patlıcan kızartmalarında yağın sıçraması doğaldır, çünkü ne kadar kurularsanız kurulayın, bu iki sebzenin saldığı su yağın sıçramasına neden olur. Bunun için de her ihtimale karşı yağa bayat ekmek kabuğu koyun.
Vişne lekesini çıkartmak için ne yapmalı?
Kolay kolay çıkmayacağını düşündüğünüz vişne lekesini ipekli kumaşlarda ispirtolu pamuğu lekenin üzerine tamponlayıp, ılık suyla durulayarak, beyaz pamuklularda ise sabunla yıkadıktan sonra bir gece süte batırıp durulayarak çıkarabilirsiniz.
Renkli kadifeler
Çocuğunuza renkli kadifeden bir eşofman giydirdiniz ve ne zaman ne yapacakları belli olmayan minikleriniz tertemiz kıyafetlerini lekelediler. Bu lekeler bir yıkamada çıkmadılarsa kolayı var elbette! Lekeli yerleri bulaşık tederjanı ile çitileyiniz. Daha sonra yıkayınız, lekelerin çıktıklarını göreceksiniz.
* Lavabonuz seramik ise, onu parlatmanın yolu yün bez ile ovmaktır. Yalnız önceden iyice temizlemelidir.
* Halılarınızı sildiğiniz halde tüyleri dik duruyorsa, ıslak bir süpürge ile süpürün.
* Kumaştan yapılmış koltukları kuru köpükle temizleyin.
* Ağaç mobilyalarda meydana gelen bardak izlerini yok etmek için, sigara külünü zeytinyağı ile karıştırarak silmek lazımdır.