Değerli kardeşimiz;
Sakal, Resûl-i Ekrem Efendimizin (asm) ehemmiyetli sünnetlerinden biridir. Hiçbir âlim farz olduğunu ileri sürmediği için, terkinde de farzın terki gibi bir hüküm verilmemiştir.
Sakal sünnetinde Şafiî ile Hanefî arasında farklı görüş vardır. Şafiî'ye göre sakal sünnettir. Kesimi ise sadece tenzihen mekruhtur. Hanefi'de ve diğer iki mezhepte ise hüküm farklıdır. Sakalı bıraktıktan sonra kesmek, tahrimen mekruhtur.
Dinimiz bu konuda bir zorunluluk getirmediği için, bazı insanların sakal bırakmamasına "Neden bırakmıyorsun?" denilmez. Dinimiz sakal bırakmamayı menetmemiştir; terkeden sünnet sevabından mahrum kalır, ama günahkar da olmaz.
Peygamber Efendimizin (asm) getirdiği esas, kaide ve prensipler hayatın bütün safhalarını içine alır. İbadetten muamelâta, ahlâktan insanın şahsî yaşayışına ve cemiyetin bütün unsurlarına kadar...
Peygamberimizin (asm) yaşayışı, en güzel bir örnek ve mü'minler için en açık bir misaldir. Bu hususu Rabbimiz Kur'ân-ı Kerim'de şöyle belirtir:
«Gerçekten Allah'ı, âhiret gününü arzulayanlar ve Allah'ı çok zikredenler için, size Allah'ın Resulünde (takip edeceğiniz) pek güzel bir örnek vardır.» (Ahzab, 33/21)