Arama

Bilgi Sosyolojisi

Güncelleme: 5 Ocak 2012 Gösterim: 7.778 Cevap: 2
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
23 Mayıs 2008       Mesaj #1
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Bilgi Sosyolojisi

Sponsorlu Bağlantılar
1. Konusu ve Kapsamı Bilimlerin ortak özelliklerinin yanı sıra farklılıkları, sosyal realitenin değişik perspektiflerle ele alınmasından doğmuştur. Yeni yaklaşımlar ve bakış açıları, bu branşların konularına ve kapsamlarına sürekli eklenmekte ve geliştirilmektedir. Genel hususiyetlerinin yanı sıra, bir disiplinin konu ve sahasını, ona ait strateji ve genel teoriler çerçevesinde değişkenler kullanılarak ele alınabilecek tüm konular oluşturmaktadır. Buna göre bilgi sosyolojisinin konusunu toplum ve bilgi ilişkisi, değişkenlerini ise bu karşılıklı etkileşim sürecinde mevcut olan her türlü faktör oluşturmaktadır. Bu bakımdan bilgi sosyolojisinin[1] konusunu toplum ile bilgi arasındaki ilişkinin tezahürleri olarak genellemek mümkündür. Bilgi olarak toplumda mevcut olan her şey sosyolojik inceleme için meşru bir konu olarak kabul edilmektedir.[2] Bilgi terimi çok geniş anlamda ele alınmaktadır; çünkü bu alandaki çalışmalar entelektüel hayatta adaletten sanata kadar her konu ile ilgili fikirler, ideolojiler, inançlar, felsefe, bilim, teknoloji, ve düşünce sistemleri gibi mevcut tüm kültürel ürünlerle meşgul olur.[3] Branşın ilk ihdas edildiği yıllarda kapsam, genel olarak Mannheim tarafından şöyle ifade edilmektedir: "Çalışmamızın ana teması, belirli bir tarihî andaki entelektüel hayatın, mevcut sosyal ve siyasi güçlerle nasıl ve hangi formlarda ilişkili olduğunu müşahede etmektir" .[4]

Düşünce sistemlerinde taşınıyor olan doğruları ve yanlışları aramak bilgi sosyolojisinin bir görevidir. Bu amaç için fikirlerin içinde yeşerdikleri sosyal şartların çerçevesi içinde ve dışında nasıl anlamlandıklarını incelemek gerekir.[5] Günümüzde bilgi sosyolojisi, özellikle bilim sosyolojisi ve günlük bilginin sosyal yapılanması konularında araştırmalarını yapıyor.[6]

Bilgi sosyolojisi genel olarak bilgi ile toplumda mevcut diğer faktörler arasındaki ilişkiyi inceleyerek sosyal realitenin belirlenmesini sağlar. Sosyal realitenin belirlenmesi için bilgi ile toplumdaki diğer faktörler arasındaki ilişkinin de incelenmesi gerekir. Bu bakımdan bilgi sosyolojisinin konuları bir yönden, sosyal yapıların ve sosyal süreçlerin birbiriyle olan fonksiyonel ilişkisinin analizi, diğer yönden bilgi şekilleri de dahil entelektüel hayatın örnekleridir.[7] Toplumda hangi sosyal realiteler mevcuttur, bunlar ne şekillerde ortaya çıkmaktadırlar, fikirler, felsefeler, ve diğer faktörler belli bir sosyal realiteyi nasıl oluşturmaktadır? Bütün bu yaklaşımlarla elde edilen sorular ve cevapları bu dalın konusunu ve alanını oluşturmaktadır. Daha belirgin bir tarif yapmak alandaki mevcut tüm konuları ve yaklaşımları kapsayabilmek açısından oldukça zordur. Bununla birlikte Gurvithc tarafından aşağıdaki tarif yapılmaktadır.

Bilgi sosyolojisi, "... sosyal çevredeki farklı tipler, bu tiplerin farklı olarak vurgulanan formları, bilginin farklı sistemleri (bu tiplerin hiyerarşileri), ve öte yandan global toplumlar, sosyal sınıflar, belirli guruplaşmalar ve toplumsallaşmanın çeşitli tezahürleri (mikro-sosyal elementler) arasında kurulan fonksiyonel ilişkilerin incelenmesidir."[8]

Gurvithc, sosyal çevrede bilginin hiyerarşik bir tasnifini yaparak aralarındaki ilişkinin incelenmesinin bilgi sosyolojisinin konusunu teşkil ettiğini belirtmektedir. Sosyal çevre, kısmî, özellikle global sosyal yapılar bu araştırmaların nüvesini teşkil etmektedir. Bu amaca göre bilgi sosyolojisi şu detayları incelemelidir:

a) Bilgi tipleri arasındaki çeşitli hiyerarşileri incelemek (sosyal kontrol, kültürel ürünler, sosyal uygulamalar vs..);

b) Değişik tür toplumlardaki bilgi ve ajanlarının rolleri;

c) Deyimlerin, iletişimlerin ve bilginin yayılmasının değişik türlerini incelemek;

d) Bilginin çeşitli tiplerinin toplumlara (global toplum tiplerine, sınıflara, kısmî guruplaşmalara) göre eğilimlerini (farklılaşma veya bütünleşme yönünde) tespit etmek; bu, genetik bilgi sosyolojisinin başlangıcı olabilir;

e) Sosyal çevre ve bilgi arasında, birbirleriyle olan ilişkileri esnasında görülebilecek ayrışmaları tespit etmek.Sosyal çevre ve bilgi arasında, birbirleriyle olan ilişkileri esnasında görülebilecek ayrışmaları tespit etmek.[9]

Bilgi sosyolojisinin konusu hakkında daha uygun bir açıklama, bu konuda yapılmış çalışmalardan bazı örnekler vermekle olacaktır.

Bunlardan ilki, bilginin üretilmesi ve dağıtılması hakkındadır; eğitim ve bilgi sosyolojisi perspektifleriyle müzik eğitimi ve metotları üzerinde yapılmıştır. Çalışma, esas itibariyle, bilginin yayılması stratejileri ile ilgili dört temel soruya cevap aramak amacıyla teşekkül ettirilmiştir. Birer bilgi yayma ajanı rolündeki eğitimciler, bu amaçla kullandıkları metotları sadece bir bilgi dağıtım stratejisi olarak almamakta, aktardıkları bilginin özünü ve muhtevasını da ifade edebilecek bir metot formülasyonu edinmeye çalışmaktadırlar. Bu çaba onları, metot ve muhteva konusunda yeni bilgi üretmeye sevk etmektedir. Bu esnada göz önünde bulundurulmuş olan husus, elde edilen bilginin günümüz öğrencisine uygun olup olmadığıdır. Araştırmada ayrıca, bilgi üretme ve onu toplum hayatına mal etmede, bilinçli ve bilinçsiz karar alma (decisionmaking) süreçlerinin tabiatlarının nasıl olduğu ve genel olarak bilginin (bu örnekte müzik eğitiminin) "sosyal dağıtımının" nasıl sağlandığı değerlendirilmiştir.[10] Görüldüğü gibi, bu örnekte bilgi unsuru müzik eğitimi metotları olarak ele alınmış, ve bilginin sosyal olarak yayılmasında ortaya çıkan hususların yine sosyal olarak şekillendirilmesi izah edilmiştir.

Bilginin kaynakları konusunda bir çalışma da "yeni bilgi sosyolojisi (the new Sociology of knowledge)" olarak adlandırılan bir eğitim teorisi kullanılarak yapılmıştır. Çalışma, eğitimcinin toplumda ve bir eğitim müessesesinde yaşaması ve çalışması için gerekli olan bilgiyi, türleri ve fonksiyonları itibariyle nasıl edindiği, geliştirdiği, ve kullandığını incelemektedir. Bulgular, toplum, okul, eğitimcilik mesleği, şahsî biyografi, ve mesleki tecrübe olmak üzere, bilginin beş temel kaynağı olduğunu göstermektedir. Mesleki uygulamalar misyonunu şekillendirme ve belirlemede eğitimcinin okuldaki ve toplumdaki kültürden algılamalarının (perceptions) esas rolü oynadığı bulunmuştur.[11] Bu sonuç toplum tarafından üretilen bilginin gerek fertleri gerekse organizasyonları şekillendiriciliğini işleyen bilgi sosyolojisi teorisiyle de mutabıktır. Elbette ki organizasyonların farklılıkları, değişik bilgi tabanına dayanmalarından ileri gelmektedir. Bu bilgi sosyolojisinin esas aldığı noktalardan biridir. Farklılıkların entelektüel kaynakları, bilgi sosyolojisi ve antropolojinin yeni önem kazanmaya başlayan konuları arasındadır. Bu görüş, insanlığın tüm birikimlerini, kültür ve bir sosyal kurum üyesi fertlerin mizaçları veya özel durumlarıyla ilgili diğer faktörler tarafından etkilenen serbest iştirakler olarak görür.[12]

Yukarıdaki sürecin tersi, yani insanların kültür yapılarını üreten düşünce ve ideolojik dinamikler de, birer bilgi sosyolojisi konusudurlar. Bunlardan sınıf, cinsiyet ve ırk dinamikleri okul bilgisi sosyolojisi sahasında ele alınmaktadır.[13] Eğitim, toplumsal olarak üretilmiş bir müessese olarak sosyal değerleri, muhtelif dinamiklerin etkileriyle değiştirerek ve geliştirerek, veya yeni sosyal değerler üreterek topluma geri yansıtmaktadır. Böylece toplum kendini yenileyebilmekte ve kültür üretimi sürdürülebilmektedir.[14]

İnsanın entelektüel ürünleri soyut plânda kalmamakta, maddi sahalarda tezahür etmektedir. Dolayısıyla bilgi sosyolojisi, maddi unsurları ve bunların arkasındaki düşünce sistemlerini de konu edinmektedir.

Buna örnek bir çalışma da, mimarî sahada, çevrenin fizikî formlarının meydana getirilmesindeki bilim ve sanat metotlarının koordinesinin geliştirilerek düzenleme ve potansiyel problemlerin giderilmesi hususunda yapılmıştır.[15] Araştırma, çevre çalışmalarında sanat felsefeleriyle bilimin birbirinden ayrı olduğunu ve bu kopukluğun kaldırılabilmesi için yeni bir teorik sentez oluşturulması gerektiğini öne sürmektedir.[16] Bu düşüncelerin ışığında bilgi sosyolojisi, insan-insan ve insan-çevre ilişkisinde, birbirinden kopuk sanat, sanat felsefeleri, bilim ve çevre formlarını izah edecek ve bütünleştirebilecek bir yaklaşım olmaktadır. Görüldüğü gibi burada işlenen konu esasen entelektüel ürünler arasındaki farklılıkların ortaya çıkarılması, bunlardan doğan hataların ve eksikliklerin giderilmesidir.

Sonuç itibariyle yukarıdaki tartışmaları şöyle özetleyebiliriz: Bilgi sosyolojisinin konusu toplumda üretilen -sosyal olarak şekillenmiş- bilgi ile sosyal yapı arasındaki ilişkidir. Bu dalda ele alınacak herhangi bir konunun başlıca üç ana şartı sağlaması gerekir: (1) Konuların, objektif olması; (2) Ontolojik (yaratılış ilmi) veya sınanamayan metafizik olmaması; (3) Sosyal yapının ürettiği veya bunu etkileyen bir konu olması gerekmektedir.[17] Bilgi Sosyolojisinin sınırları çok kesin olmadığından, ilgilendiği konular sosyal psikoloji, bilim, din, sanat, sosyolojileri gibi bazı branşları kapsar veya çakışır.[18]

Bilgi sosyolojisinin konusu ile ilgili son yaklaşım, bu çalışmanın amacı ile ilgilidir. Bu, bilgi sosyolojisinde kimlik konusudur. Kimlik, pek çok disiplin tarafından değişik şekillerde ele alınmaktadır. Kimliği gerek ferdî gerekse toplumsal bir düşünce sistemi olarak ele alırsak[19] bu konu doğrudan bilgi sosyolojisi sahasına girmiş olur. Sosyal yapı içinde fert, kim olduğunu düşünmekte ve niçin belli bir tarzda hareket sergilemektedir? Gerek ferdî gerekse toplumsal düşünce sistemi olarak kimlik, sosyo-kültürel çevre tarafından yaratılmaktadır.[20]


[1]Kavramın ihdas edilişi hakkındaki kaynaklar: [ 1) W. Jerusalem, Die Soziologie des Erkennes (The Sociology of Perception), reprinted in Gedanken und Denker. Gesammelte. Aufsätze. Neues Folge, 2nd edn., Vienna & Leipzig: W. Braumuller, 1925.; 2) E. Durkheim, Année Sociologique, Les Cconditions Sociologiques de la Connaissance, cf. vol. XI, Paris, Felix Alcan, 1910, s.41.; 3) M. Scheler, Versuche zu einer Soziologie des Wissen, Ungsinstitute für Socialwissenchaften, 1924.; 4) M. Scheler, Die Wissensformen und die Gesellschaft, Der Neue Geist Verlag, Leipzig, 1926.]

[2]William Outhwaite ve Tom Bottomore (ed.), Advisory Editors E. Gellner, R. Nisbet, A. Touraine, The Blackwell Dictionary of Twentieth-Century Social Thought, Basil Blackwell, Cambridge, 1993, s. 638.

[3]Robert K. Merton, The Sociology of Science: Theoretical and Emprical Investigations, Edited and with an introduction by Norman W. Storer, The University of Chicago Press, Chicago, 1973, s. 7.

[4]K. Mannheim, Ideology and Utopia, Kegan Paul, London, 1952, s. 237-60. zikred

LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
26 Ağustos 2008       Mesaj #2
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
En geniş anlamıyla bilgi sosyolojisi, bilginin toplumsal bir temelle arasındaki ilişki şeklin­de tanımlanır. Bu ilişki nedenseldir, yani belir­li bir toplum yapısı ya da türü Özel türden bil­giler üretmektedir ki, bu bilgiler diğer toplum­sal yapılar için ya anlamsız ya da ilgisiz şeyler­dir. Dolayısıyla bilgi sosyolojisine göre, her toplum bireylerini başka toplumların üyeleriy­le aralarında farklar olacak belli şekilde davra­nacak şekilde kodlar ve yönlendirir. Bu sosyo­loji dalı yirminci yüzyılın ürünü olmasına rağ­men günümüzde hemen bütün sosyal bilim dallarının literatürüne girmiş, hatta inanç ve bilgi formlarını tümüyle ekonomik ya da top­lumsal alt-yapıyla açıklamaya çalışan kaba Marksist söylemde oldukça yaygınlaşmıştır.
Bilgi sosyolojisi teriminin en genel anlamı aşağıdaki tanımlardan çıkartılabilir: "İncele­memizin konusu, verili bir tarihsel zamanda eiuellektüel hayatın mevcut sosyal ve siyasal güçlerle nasıl ne şekilde İlişkili olduğunu göz­lemlemektir." (K.Mannheİm)
Sponsorlu Bağlantılar
"Bilgi sosyolojisi bir yanda siyasal süreçler ve yapıların işlevsel iç-ilişkilerinin, öte yandan bilme tarzlarını da içeren entcllcktüel hayatın kalıplarının analizidir." (H.Becker ve H.D.-Dahlke)
"Bilgi sosyolojisi düşünce sistemlerinin diğer toplumsal olgular tarafından nasıl şartlandırıl-dığı ile ilgilenir." (V.J.H.Sportt)
Her üç tanımında "entellektüel hayat", "dü­şünce sistemleri", "bilme tarzları" gibi son de­rece soyut ifadeler kullandığı dikkat çekmek­te, ilk paragrafta verilen standart tanımdan da­ha geniş bir bağlamdan söz ettikleri görülmek-
tedir. Ama temeldeki varsayım aynen korun­maktadır. Bu varsayım düşüncelerin toplum­sal olarak şartlandınldığını veya ondan etki­lendiğini İleri sürmektedir.
Terimin bilimsel bir tanımı şu şartlan yerine getirmek durumundadır:
a) İlk olarak nesnellik (objektiflik) şartı yeri­ne getirilmelidir, yani değerlerden arınmalı­dır. Bilgi sosyolojisinin ilk amacı onların siya­sal anlamını veya da geçerliliğini yargılamak değil, bir bilim dalı olarak fikirlerin toplumsal kökenini anlamaktır.
b) İkinci olarak, sosyal alt-yapı İle zihinsel üst-yapı arasındaki bağlantıyla İlgili kanıtlana­mayan ontolojik, yeni metafizik varsayımların ihraç edilmesi gereklidir. Eğer bilgi sosyoloji­si bilimsel bir disiplin olmak istiyorsa, determi­nizm ve özgürlük sorunu hakkında dogmatik ifadelerden kaçınmalı ve kendisini sosyal du­rumların ışığında fikirlerin anlamının yorum­lanması amacına yönelik bir yöntem olarak kurmalıdır.
c) Üçüncü şart, "sosyal alt-yapı", başka bir deyişle, fikirlerin onun ışığı altında yorumlan­dığı sosyal olaylar ile neyin kastedildiği açık bir şekilde belirtilmelidir.
Fransız ve İskoç aydınlanma filozolfları, tüm sosyal farklılıkların toplumsal köklere sa­hip olduğunu ve onların insanın kontrolünde olduğunu ilk kabul eden kimselerdi. Onlar gc-niŞ bir toplumsal, ekonomik ve siyasal faktör­ler ağının insan bilincinin oluşum, yapı ve içe­riğini belirlediğinin bilincindeydiler. Bununla birlikte genelde bu filozoflar bilgi sosyolojisi­nin ne mümkün, ne de istenilen bir şey olduğu­nu kanıtlamaya girişmediler. Sözgelimi Kant, aklın deney öncesi (a priori) formlarından söz eder ve düşüncelerin dış etkilerle biçimlenebi­leceği anlayışına karşı çıkar. Aynı şekilde çeşit­li görüşlere sahip deneyciler, bilimsel bilginin toplumsal şartlardan etkilenmemiş olan de­neyler yardımıyla elde edildiğini öne sürdüler. Bu filozoflar olsa olsa toplumsal şartların teo-riüstü faktörlerin oluşumunu -düşüncenin ya­pı ve içeriğini değil- etkilediğini söylediler.
Kari Marks, belirli tarihsel şartlar altında ekonomik gerçeklerin çeşitli sosyo-ekonomik süreçler yoluyla ideolojik üst-yapıyı belirlediği
yolundaki teorisiyle bu alanın önemli köşe taş-lanndan birini oluşturdu. Bu anlayış bilgi sos­yolojisinde hala ana konu olmaya devam et­mekte olup, Lukacs gibi yazarların eserlerin­de kültürel üretim sorunlarının kimi örnek sosyolojik analizlerine de ilham kaynağı ol­muştur.
Durkheİm, genel bir tasnif edici, işlem mode­li geliştirememişse de bilgi sosyolojisinin öncü­lerinden birisidir. O, algı deneyini (uzay, za­man, nedensellik, yön) düzenleyen temel kate­gorilerin (en azından daha basit toplumlarda) sosyal yapıdan kaynaklandığını iddia etti. Durkheİm, Mauss ve Levy-Brull "ilkel" top­lumların mantıksal tasnif şekillerini açıkladı ve bilmeye ilişkin temel kategorilerin toplum­sal kökenleri bulunduğunu öne sürdüler. Ne var ki, onlar bu analiz türünü daha karmaşık toplumlara dek genişletmeye henüz hazır de­ğillerdi.
Max Scheler, bu alanın bir diğer başat kişisi-dir. O 1920'lerin başlarında Wissenssozİologie (bilgi sosyolojisi) terimini ortaya attı. Schcler, Marks'm alt-yapı kavramını farklı tarihsel dö­nemlerde ve çeşitli sosyal ve kültürel sistem­ler içinde kendine has yollarla düşünceyi bi­çimlediğine inandığı çeşitli gerçek faktörler (Reatfaktören) İle özdeleştirerek genişletti. Bu gerçek faktörleri zaman zaman kurumsal­laşmış İçgüdüsel güçler olarak, zaman zaman da tarih-dışı bir alt yapı kavramının ifadesi ola­rak görüyordu. Scheler'İn sonsuz bir değerler ve fikirler âlemi varlığı üzerindeki vurgusu, gerçek faktörlerle toplumsal ve kültürel (yani tarihsel) değişimi açıklarken onun elini kolu­nu bağlamaktadır.
Mannheim iledir ki, bilgi sosyolojisine sosyo­lojik bir bilim analizi İçin en ince İşlenmiş ve ihtiraslı programatik temel sağlanmış oldu. Tıpkı Scheler gibi Mannheim da, ırk gibi biyo­lojik faktörlerin, iktidar olma dürtüsü gibi psi­kolojik unsurların ve manevi hatta doğaüstü fenomenlerin alt yapıdaki temel ekonomik iliş­kilerin yerini alabileceğini öne sürerek altyapı kavramını genişletmiştir. O, modelini farklı bilgi formlarıyla ilişkili toplumsal şartlara uy­gulamış olup incelemelerinden bir kısmı hala
bilgi sosyolojisinin birinci sınıf analiz örnekle­ri olarak kabul edilmektedir. Bu eserler, kültü­rel bir form olarak rekabeti, muhafazakar dü­şünceyi, nesiller arası kopukluk sorunlarını ekonomik ihtirası ele alır. Mannheim bilgi sos­yolojisinin özellikle entcllcktüel ve siyasal ha­yatta, rakip fikirleri, siyasal felsefeleri, İdeolo­jileri ve farklı kültürel ürünleri üreten şartlan sosyolojik olarak açıklamak suretiyle önemli bir rol oynamaya mahkum olduğu kanatindeydı.
Bilgi sosyolojisinin çağdaş biçimleri, teorile­rini özellikle Marks-Mannheim doğrultusun­da geliştirmişlerdir. Bu teoriler için Marks'ın Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı adh kita­bından şu alıntıyı yapmak alışkanlık haline gel­miştir.
"İnsanların üstlendikleri sosyal üretimde on­lar iradelerinden bağımsız ve kopuk olmayan belirli ilişkiler içine girerler, bu üretim ilişkile­ri onların maddi üretim güçlerinin belirli bir gelişme aşamasına tekabül eder. Bu üretim ilişkilerinin toplamı, toplumun ekonomik yapı­sını, hukuki ve siyasal üst-yapıların üzerinde yükseldiği ve sosyal bilincin belirli formlarına tekabül eden gerçek temeli oluşturur... Maddi hayattaki üretim tarzı hayatın sosyal, siyasal ve manevi karakterini belirler. İnsanların bi­linci varlıklarını belirlemez, tersine insanların sosyal varlıkları bilinçlerini belirler." Yapı (alt-yapı) ve üst-yapı terimleri Marksist olma­yan yazarlar tarafından da gelişigüzel kullanıl­mıştır.
Mannheim'in terime verdiği anlam bu Mark­sist anlayıştan etkilenmişti. Onun bilgi sosyo­lojisi alanına yaptığı katkı, İdeoloji ve Ütopya adlı kitabının adından da anlaşılacağı gibi, bil­gi sosyolojisini esas itibariyle üç ayrı düşünce tipinin İncelenmesi olarak görmekti: İlki, ger­çekçi düşünce yani belirli bir toplum İçindeki hakikat olarak işleyen ya da bu hakikata prag-matik olarak uygulanmış düşüncedir: "Orta­mın ürettiği gerçeklikten ne çok, ne de az olan"ı içeren düşünce. İkinci olarak ideolojik düşünce, yani nesnel gerçeklik isteğiyle değil, değişimin önüne geçme tutkusuyla belirlendi­ğinden dolayı gerçekçi-olmayan muhafazakar ve reaksiyoner grupların düşünce karakteristi­ği. Üçüncüsü ütopyacı düşünce, yani program­larının gerçekleştirilmesi mümkün olmayan ve bu nedenle de yine nesnel gerçeklik isteğiy­le değil, tasarlanmış bir gelecek arzusuyla be­lirlendiğinden ötürü gerçekçi-ol mayan dev­rimci grupların düşünce karakteristiği. Mann-heim'İn bilgi sosyolojisi bilimsel ve gerçekçi düşünceye karşıt olarak "ideoloji" ve "Ütop-ya"yı ele almakta ve düşünce-yapilannın "mas­kesini düşürecek" bir teknik olarak bilgi sosyo­lojisini kullanmaktadır.
Bilgi sosyolojisi bir de sosyal kaynakların te­melinde düşünce yapılarının geçerliliğinin araştırılması olarak görülebilir. Bu anlamıyla bilgi sosyolojisi bilgi teorisi (epistemoloji) adı verilen felsefi disiplinin bîr parça olur.
Bilgi sosyolojisi özellikle 1920'lcrin sonun­dan itibaren bir uzmanlık alanı olarak tanın­mışsa da genellikle diğer herhangi bir sosyolo­ji alanından daha çok öbür sosyal ve beşeri bi­limlerle ilgili olan tipik ve bazı bakımlardan bcn/.eri olmayan bir sosyoloji alanı olarak ka­bul edilir.
Bilgi sosyolojisi, Özcllike ideolojinin çeşitli boyutlarının ortaya çıkartılması yönündeki ça­baları teşvik etmiş ve bu alanda oldukça kaba­rık bir literatür oluşmuştur. Pozitivİstler tara­fından bilginin kökenini ve yapısını insanın zihninde, kollektif toplumsal bilinçte aradığın­dan ötürü, hermenötikçiler tarafından İse iro-nik biçimde, zihinden bağımsız bir toplumsal temelin bilgiyi ürettiği görüşünden dolayı eleş­tirilmiştir. Her iki tarafın da görüşleri bilgi sos­yolojisinin alanının ne kadar sınırsız olduğu­nu ve her kapıyı açan bir anahtar niteliği taşı­dığını göstermeye yeter. Felsefi olarak yorum­larsak, bilgi sosyolojisinin, Kaııı'ın zihinsel a priori kategorilerinin Hcgclci ruhun (gcist) açılımıfikriylcyorumlamasından oluştuğu söy­lenebilir.
Mustafa ARMAĞAN Bk. İdeoloji; Marksizm; Sosyoloji.
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
5 Ocak 2012       Mesaj #3
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Bilgi Sosyolojisi

Bilgi ve toplum kuramı arasındaki ilişkileri inceleyen dal. Klasik Marksizme göre bilgi tarzları burjuvazide başka proletaryada başka biçimler alır. Bu bilgi biçimlerini Karl Mannheim incelemiş ve buna ilişin esasları çıkarmaya çalışmıştır. Son dönemlerde bu alanda Kültürel Çalışmalar disiplini hakimdir. Sosyolojik bakış açıları, bilginin ve iktidarın yapısı ve gücü üzerinde, bilgi biçimlerinin ortaya çıkışı üzerinde, otorite ve kitlelerin bilgiyi nasıl kullandığı üzerinde çalışmaktadır. Bilim sosyolojisi adıyla yapılan çalışmalarda Robert Merton, Thomas S.Kuhn bilişsellik üzerinde durur.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

19 Kasım 2007 / KENCISii Sosyoloji
20 Aralık 2007 / virtuecat Sosyoloji
8 Mayıs 2008 / KENCISii Sosyoloji
8 Mayıs 2008 / KENCISii Taslak Konular