Ziyaretçi
Topluluk Tasarımı
GIRIS
Topluluk Markasi 1993 tarihinde kabul edilen bir Tüzükle hayata geçmisti[1]. Marka Tüzügü ile kurulan Office for Harmonization in the Internal Market-Trade Marks and Designs (OHIM), 1 Nisan 1996 tarihinden itibaren Topluluk Markasi basvurularini kabule baslamistir. O tarihten itibaren, 2001’in sonuna kadar yaklasik 250.000 basvuru yapilmis ve bunlarin yaklasik 135.000’ni Topluluk Markasi olarak tescil edilmistir[2].
Topluluk Hukukunda tasarimlara iliskin çalismalar 1960’li yillarin basina dayanir. Ancak bu konudaki ilk önemli adim, 1991 tarihinde konuya iliskin Green Paper’in yayimlanmasi ile atilmistir[3]. Daha sonra, 1993 tarihinde tasarimlara iliskin Yönerge ve Tüzük Tasarilari kabul edilmistir[4]. Yönerge, birkaç kez degisiklik geçirerek 1998’de yürürlüge girmistir[5]. Yönergenin amaci, üye ülkeler arasinda tasarim mevzuatini uyumlastirmaktir. Topluluk organlari bir adim daha atarak bu kez tasarimlara iliskin Tüzügü yürürlüge koymustur[6]. Tüzügün kabulü, tasarimlar bakimindan önemli bir gelismedir. Gerçekten 6 Mart 2002 tarihinde yürürlüge giren 6/2002 Numarali Konsey Tüzügü ile artik Avrupa Birliginde Topluluk Tasarim hakki adinda yeni bir fikri hak dogmustur. Topluluk Tasarimina iliskin Uygulama Yönetmeligi (Implementing Regulation) üzerindeki çalismalar sürmekte olup, anilan Yönetmeligin 2002’nin yazinda yürürlüge girmesi beklenmektedir. OHIM, tasarim basvurulariyla ilgili hazirliklarini sürdürmektedir. Ancak, henüz tasarim basvurusu kabul etmemektedir. OHIM, muhtemelen 2003 yilinin basindan itibaren basvurulari kabul etmeye baslayacaktir.
Benelüx ülkeleri (Belçika, Hollanda ve Lüksemburg) bir tarafa birakilirsa, diger fikri haklarda oldugu gibi tasarimlarin korunmasi bakimindan da, dünyada ülkesellik ilkesi benimsenmistir. Ilke geregi, tasarim sahipleri, koruma için her ülkede ayri ayri tescil yaptirarak o ülkenin hukukuna göre koruma elde edebilmektedir. Bu ilke, hak sahipleri bakimindan önemli maliyet ve emek harcamasi anlamina gelmektedir. Bu durum, Ortak Pazardaki ticaretin önünde önemli bir engel teskil etmektedir. Iste bu nedenle, Tüzük ile ülkesel koruma yerine, bölgesel koruma ilkesi getirilmis ve markalarda oldugu gibi tasarimlar bakimindan da tek hukuk olusturulmustur.
Önemle belirtilmelidir ki, Topluluk Hukuku, tasarimlarin basvuru ve tescili gibi sadece sekli islemlere uygulanmakla kalmamakta, ayni zamanda koruma sartlari ve hükümsüzlük gibi esasa iliskin (maddi hukuk) konularda da uygulama alani bulmaktadir. O nedenle, Tüzügün düzenlemesi, markalara iliskin Madrid Anlasmasi ve Madrid Protokolü ve hatta Türkiye’nin 2000 yilinda taraf oldugu Avrupa Patenti Sözlesmesindeki[7] koruma sisteminden daha ileri bir düzenlemeyi içermektedir. Kisacasi, Topluluk Markasinda oldugu gibi Topluluk Tasarimi bakimindan getirilen koruma ile 15 AB ülkesini kapsayacak sekilde bölgesel koruma saglanmistir. Deyim yerindeyse, 15 ülke tek ülke gibi mütalaa edilerek bir koruma saglanmistir.
B. TOPLULUK TASARIMINA ILISKIN DÜZENLEME
Yukarida da belirtildigi gibi Topluluk Tasarimini hayata geçiren bu konudaki 6/2002 Sayili Konsey Tüzügüdür. Tüzük, 111 maddeden ibaret olup, burada sadece genel hatlariyla bir inceleme yapilacaktir. Tüzügün Topluluk Tasarimina iliskin getirmis oldugu ilkeler kisaca sunlardir:
1) Topluluk Markasinin aksine, Topluluk Tasarimlari bakimindan tescilli ve tescilsiz olmak üzere iki tür koruma sekli benimsenmistir (two-tier approach). Tescilli tasarimlar, basvuru tarihinden itibaren azami 25 yil korunurken tescilsizler, Toplulukta kamuya sunmadan itibaren 3 yil korunmaktadir (m.11-12). Kanun koyucu böylece, tekstil ve moda gibi kisa ömürlü ürünlere sahip sektörlerin ihtiyaçlarina cevap vermeyi amaçlamistir.
2) Topluluk (Tescilli ve Tescilsiz) Tasarimi, bölünmez nitelikte (unitary character) olup, tüm Toplulukta geçerlidir. Toplulugun bir veya birkaç bölgesi ya da ülkesi için tescil edilemez, devredilemez, hükümsüz sayilamaz veya vazgeçilemez. Bu islemlerin tamami Toplulugun tümü bakimindan yapilabilir [m.1/(3)]. Bu baglamda Topluluk Tasarimi, üye ülke tasarimlari gibi islem görür (m.27).
3) Marka Tüzügünde oldugu gibi, Topluluk Tasarimi bakimindan da Tasarim Tüzügü bagimsiz bir sekilde (autonomy) uygulama alani bulacaktir. Topluluk Tasarimina üye ülke hukuklarinin uygulanabilmesi için bu yönde Tüzükte açik bir hüküm bulunmasi gerekir.
4) Topluluk Tasarim belgesi alabilmek için Topluluga üye ülke vatandasi olmak veya bu ülkelerde ikamet etmek sart degildir. Türk vatandaslari da basvuruda bulunabilir. Ancak, Topluluga üye ülkelerin vatandasi olmayanlar veya Toplulukta ikamet etmeyenler veya ticari merkezleri veya gerçek sinai ya da ticari müesseseleri bulunmayanlar, OHIM’deki islemleri, ancak islem yapmaya yetkili Tasarim Vekili eliyle yürütebilir (m.77). Demek ki, Topluluk Tasarim belgesi almak için Türkiye’den basvuruda bulunmak mümkündür. Ancak basvuru haricindeki islemleri OHIM önünde yürütebilmek için yetkili Tasarim Vekiline ihtiyaç vardir. Buna karsilik, Toplulukta ikametgahi ya da sinai veya ticari müessesesi olanlarin böyle bir zorunlulugu bulunmamaktadir.
5) Topluluk (Tescilli ve Tescilsiz) Tasariminin koruma görmesi için yeni (novelty) ve ayirt edici nitelikte (individual character) olmasi gerekir (m.5-6). Kural olarak mutlak yenilik (dünyada yenilik) kabul edilmistir. Ancak mutlak yenilik ilkesi, bazi düsüncelerle sinirlanmistir. Bu baglamda, daha önce Toplulukta kamuya sunulmamis olan tasarimlar için basvuruda bulunmak mümkündür. Ancak, Toplulukta ilgili sektörde faaliyet gösterenlerin ulasabilecegi bir yerde kamuya sunulmus tasarimlar da yenilik vasfini yitirmistir. Sözgelimi, Topluluga uzak bir yerdeki müzede sergilenen bir tasarim için Topluluk Tasarim Belgesi almak mümkün olabilecektir. Buna karsilik, daha önce Türkiye’de kamuya sunulan bir tasarim için Topluluk Tasarim belgesi almak mümkün olmayacaktir.
6) Seçenek birakmayan tasarimlar ile kamu düzeni ve genel ahlaka aykiri tasarimlar koruma görmez (m.8-9). Önemli tartismalara neden olan tasarimlarin onarim amaçli kullanimi (yedek parça tasarimlari) konusunda herhangi bir çözüme varilamamistir. Simdilik (stand-still clause), bu tür tasarimlarin korunmayacagi kabul edilmistir (m.110)[8]. Sorunun çözümü simdilik kaydiyla 2004’de birakilmistir.
7) Kamuya sunma bakimindan tasarim sahibine, 12 aylik bir süre (grace period) taninarak, tasariminin pazarda ticari basarisini test etme imkani verilmistir (m.7).
8) Topluluk Tescilli Tasarimi, sahibine patent benzeri bir hak bahseder. Bu baglamda hakkin sahibi, inhisari yetkileri (exclusive rights) haizdir. Buna karsilik Topluluk Tescilsiz Tasarimi, sadece taklide (kopyalamaya) karsi koruma saglar (m.19). Tescilli ve tescilsiz korumanin en göze çarpan farki budur.
9) Topluluk Tasarimi ile üye ülke tasarimlari bir süre birlikte var olacaktir (co-existence). Bir süre sonra, sartlar elverirse üye ülke tasarimlarinin ortadan kaldirilmasi planlanmaktadir. Demek ki, var olan ulusal tasarimlarin, ülkesel olarak korunmasi daha devam edecek olup, bunlar Topluluk Tasarimi olarak koruma görmeyecektir. Tüzükte, mevcut tasarimlarin, Topluluk Tasarimi olarak tesciline imkan taniyan herhangi bir geçis hükmü de bulunmamaktadir. Yukarida anilan 12 aylik grace perioda iliskin hüküm saklidir (m.7).
10) Topluluk Tasarimlari, ulusal tasarimlarda oldugu gibi, Paris Anlasmasinin 4. maddesi geregi 6 aylik rüçhan (öncelik) hakkindan yararlanabilecektir.
11) Tüzükte, tasarim hakkinin diger fikri haklarda oldugu gibi, Toplulukta tükenecegi (exhaustion of rights) kabul edilmistir (m.21). Bu nedenle, Topluluk Tasarimini haiz bir ürünün Toplulugun herhangi bir ülkesinde piyasaya sunulmasindan sonra, tasarim sahibi tasarim hakkina dayanarak bu ürünün, diger üye ülkelere ithaline engel olamaz. Buna karsilik, Topluluk ile Türkiye arasinda Gümrük Birligi olmasina ragmen hak Türkiye bakimindan tükenmemektedir. Bu nedenle, Topluluk Tasarim hakki sahibi, Toplulukta dolasima giren söz konusu ürünün Türkiye’ye ithaline engel olabilecektir.
12) Tüzükte, tasarimlar bakimindan kümülatif (çoklu) koruma ilkesi benimsenmistir (m.96). Bu baglamda bir çalisma sartlari karsilamak kaydiyla, Topluluk Tasarimi, Topluluk Markasi olarak korunabilecegi gibi fikri haklara iliskin ulusal mevzuata göre de korunabilecektir. Hatta, koruma sartlarini karsilayan hem ulusal hem de Topluluk Tasarimi, üye ülkelerin fikir ve sanat eserleri mevzuatiyla korunmasi zorunlu hale getirilmistir. Ancak üye ülkelere getirilen bu zorunluluk tasarimlarin; marka, patent ve faydali model gibi diger fikri haklarla da korunmasi bakimindan getirilmemis olup, bu konularda üye ülkeler serbest birakilmistir.
13) Topluluk Tasarimi elde etmek için; dogrudan veya Topluluga üye ülkelerin fikri mülkiyet Ofisleri ya da Benelüx Tasarim Ofisi yoluyla, OHIM’e basvurmak gerekir (m.35).
14) 1968 tarihli Locarno Anlasmasi geregi, ayni sinifa ait ürünlerin tasarimi için çoklu basvuruda (multiple application) bulunmak mümkündür. Süslemeler bakimindan çoklu basvuruda bulunmak için tasarimlarin ayni sinifa ait olmasi gerekmez (m.37).
15) OHIM, basvurulari, kural olarak sekli bakimdan inceler (formal examination). Ancak itiraz üzerine esas bakimdan da inceleme yapar (substantive examination) (m.45 ve 52 vd). Verilen kararlara karsi OHIM’in kendi bünyesinde temyize gidilebilir (m.55 vd). OHIM’in Temyiz Kurulunun kararlarina karsi da 2 ay içinde Avrupa Toplulugu Mahkemesinde (ATM) temyize gidilebilir (m.61).
16) Tecavüz ve hükümsüzlük davalari Topluluk Tasarim Mahkemelerinde ileri sürülebilir. Her ülke hangi mahkemelerin, birinci ve ikinci derecede Topluluk Tasarim Mahkemesi olarak görevlendirildigini Komisyona bildirecektir. Ayrica Topluluk Tescilli Tasarimlarinin hükümsüzlügü, OHIM önünde de ileri sürülebilir (m.52).
C. SONUÇ VE DEGERLENDIRME
Yukaridaki açiklamalardan da anlasilabilecegi gibi tek basvuru ile 15 Topluluk üyesi ülkede tasarim korumasindan faydalanmak mümkündür. Topluluk Markasi, beklenenin üzerinde bir basari elde etmistir. Bu basari, tasarimlar bakimindan iyimser tahminlere neden olmaktadir. Tek basvuru ile saglanan korumanin önemi düsünülecek olursa bu tahminlere hak vermek gerekir. Üstelik Tüzük, sadece basvuru ve tescil gibi islemleri düzenlemekle kalmamakta, ayrica koruma sartlari, tecavüz ve hükümsüzlük gibi esasa iliskin konulari da hükme baglamaktadir. Böylece hak sahipleri, 15 üye ülkenin tasarim mevzuatini bilmek zorunda kalmayacak, sadece bu konudaki supra-national nitelikteki Topluluk Hukukunu bilmesi yeterli olacaktir. Bu düzenleme, tasarimcilar ve tasarim sahipleri bakimindan önemli bir gelismedir.
Burada son olarak belirtmek gerekir ki, tasarimlarin uluslararasi düzeyde hak ettigi korumaya kavusamadigi her firsatta ifade edilmektedir. Istatistikler de bu görüsü dogrulamaktadir. Bu baglamda Topluluk Tasarimi, uluslararasi ticarette patent ve marka gibi diger fikri haklarin yaninda tasarim korumasini da ön plana çikaracaktir. Diger bir deyisle, basta Amerika olmak üzere diger ülkeler de tasarim mevzuatlarini günümüz ihtiyaçlarina uygun hale getirmek için harekete geçebilecektir. Nitekim Amerika, bu konudaki Topluluk Hukukunu yakindan takip etmektedir[9]. Dolayisiyla, Topluluk Tasariminin, uluslararasi arenada lokomotif islevi görecegini simdiden söylemek yanlis olmayacaktir.
Av. Dr. Gökhan Can
[1] 40/94 Sayili ve 20 Aralik 1993 tarihli Konsey Tüzügü, ATRG, 14.1.1994, No. L 11.
[3] Introduction to the Green Paper on the Legal Protection of Industrial Design, III F/5131-EN, Brussels, June 1991.
[4] Proposal for a European Parliament and Council Directive on the Legal Protection of Designs, (93/C 345/09) COM (93) 344 Final-COD 464 ATRG, 23.12.1993, No: C 345/14; Proposal for a Regulation on Community Design (94/C 29/02) COM (93) 342 Final, 3.12. 1993, ATRG, 31.1.1994, No: C 29/02.
[5] Directive 98/71 EC of the European Parliament and of the Council of 13 October 1998 on the Legal Protection of Designs, ATRG, 28.10.1998, No: L 289/28.
[6] 6/2002 Sayili ve 12 Aralik 2001 tarihli Konsey Tüzügü, ATRG, 5.1.2002 No: L 3/1.
[7] RG., 12.7.2000, S.24107 Mükerrer.
[8] Yedek parça tasarimlarinin korunmasina iliskin genis bilgi için bkz. Cahit SULUK, Yedek Parça Tasarim Hakkinin Korunmasi, Yargi yayinevi, Ankara 2001.
[9] Rupert HUGHES: “Design Protection of Auto Spares: The Automotive Spares Industry Perspective”, International Business Lawyer, March 1994, s.118.
Sponsorlu Bağlantılar
Topluluk Markasi 1993 tarihinde kabul edilen bir Tüzükle hayata geçmisti[1]. Marka Tüzügü ile kurulan Office for Harmonization in the Internal Market-Trade Marks and Designs (OHIM), 1 Nisan 1996 tarihinden itibaren Topluluk Markasi basvurularini kabule baslamistir. O tarihten itibaren, 2001’in sonuna kadar yaklasik 250.000 basvuru yapilmis ve bunlarin yaklasik 135.000’ni Topluluk Markasi olarak tescil edilmistir[2].
Topluluk Hukukunda tasarimlara iliskin çalismalar 1960’li yillarin basina dayanir. Ancak bu konudaki ilk önemli adim, 1991 tarihinde konuya iliskin Green Paper’in yayimlanmasi ile atilmistir[3]. Daha sonra, 1993 tarihinde tasarimlara iliskin Yönerge ve Tüzük Tasarilari kabul edilmistir[4]. Yönerge, birkaç kez degisiklik geçirerek 1998’de yürürlüge girmistir[5]. Yönergenin amaci, üye ülkeler arasinda tasarim mevzuatini uyumlastirmaktir. Topluluk organlari bir adim daha atarak bu kez tasarimlara iliskin Tüzügü yürürlüge koymustur[6]. Tüzügün kabulü, tasarimlar bakimindan önemli bir gelismedir. Gerçekten 6 Mart 2002 tarihinde yürürlüge giren 6/2002 Numarali Konsey Tüzügü ile artik Avrupa Birliginde Topluluk Tasarim hakki adinda yeni bir fikri hak dogmustur. Topluluk Tasarimina iliskin Uygulama Yönetmeligi (Implementing Regulation) üzerindeki çalismalar sürmekte olup, anilan Yönetmeligin 2002’nin yazinda yürürlüge girmesi beklenmektedir. OHIM, tasarim basvurulariyla ilgili hazirliklarini sürdürmektedir. Ancak, henüz tasarim basvurusu kabul etmemektedir. OHIM, muhtemelen 2003 yilinin basindan itibaren basvurulari kabul etmeye baslayacaktir.
Benelüx ülkeleri (Belçika, Hollanda ve Lüksemburg) bir tarafa birakilirsa, diger fikri haklarda oldugu gibi tasarimlarin korunmasi bakimindan da, dünyada ülkesellik ilkesi benimsenmistir. Ilke geregi, tasarim sahipleri, koruma için her ülkede ayri ayri tescil yaptirarak o ülkenin hukukuna göre koruma elde edebilmektedir. Bu ilke, hak sahipleri bakimindan önemli maliyet ve emek harcamasi anlamina gelmektedir. Bu durum, Ortak Pazardaki ticaretin önünde önemli bir engel teskil etmektedir. Iste bu nedenle, Tüzük ile ülkesel koruma yerine, bölgesel koruma ilkesi getirilmis ve markalarda oldugu gibi tasarimlar bakimindan da tek hukuk olusturulmustur.
Önemle belirtilmelidir ki, Topluluk Hukuku, tasarimlarin basvuru ve tescili gibi sadece sekli islemlere uygulanmakla kalmamakta, ayni zamanda koruma sartlari ve hükümsüzlük gibi esasa iliskin (maddi hukuk) konularda da uygulama alani bulmaktadir. O nedenle, Tüzügün düzenlemesi, markalara iliskin Madrid Anlasmasi ve Madrid Protokolü ve hatta Türkiye’nin 2000 yilinda taraf oldugu Avrupa Patenti Sözlesmesindeki[7] koruma sisteminden daha ileri bir düzenlemeyi içermektedir. Kisacasi, Topluluk Markasinda oldugu gibi Topluluk Tasarimi bakimindan getirilen koruma ile 15 AB ülkesini kapsayacak sekilde bölgesel koruma saglanmistir. Deyim yerindeyse, 15 ülke tek ülke gibi mütalaa edilerek bir koruma saglanmistir.
B. TOPLULUK TASARIMINA ILISKIN DÜZENLEME
Yukarida da belirtildigi gibi Topluluk Tasarimini hayata geçiren bu konudaki 6/2002 Sayili Konsey Tüzügüdür. Tüzük, 111 maddeden ibaret olup, burada sadece genel hatlariyla bir inceleme yapilacaktir. Tüzügün Topluluk Tasarimina iliskin getirmis oldugu ilkeler kisaca sunlardir:
1) Topluluk Markasinin aksine, Topluluk Tasarimlari bakimindan tescilli ve tescilsiz olmak üzere iki tür koruma sekli benimsenmistir (two-tier approach). Tescilli tasarimlar, basvuru tarihinden itibaren azami 25 yil korunurken tescilsizler, Toplulukta kamuya sunmadan itibaren 3 yil korunmaktadir (m.11-12). Kanun koyucu böylece, tekstil ve moda gibi kisa ömürlü ürünlere sahip sektörlerin ihtiyaçlarina cevap vermeyi amaçlamistir.
2) Topluluk (Tescilli ve Tescilsiz) Tasarimi, bölünmez nitelikte (unitary character) olup, tüm Toplulukta geçerlidir. Toplulugun bir veya birkaç bölgesi ya da ülkesi için tescil edilemez, devredilemez, hükümsüz sayilamaz veya vazgeçilemez. Bu islemlerin tamami Toplulugun tümü bakimindan yapilabilir [m.1/(3)]. Bu baglamda Topluluk Tasarimi, üye ülke tasarimlari gibi islem görür (m.27).
3) Marka Tüzügünde oldugu gibi, Topluluk Tasarimi bakimindan da Tasarim Tüzügü bagimsiz bir sekilde (autonomy) uygulama alani bulacaktir. Topluluk Tasarimina üye ülke hukuklarinin uygulanabilmesi için bu yönde Tüzükte açik bir hüküm bulunmasi gerekir.
4) Topluluk Tasarim belgesi alabilmek için Topluluga üye ülke vatandasi olmak veya bu ülkelerde ikamet etmek sart degildir. Türk vatandaslari da basvuruda bulunabilir. Ancak, Topluluga üye ülkelerin vatandasi olmayanlar veya Toplulukta ikamet etmeyenler veya ticari merkezleri veya gerçek sinai ya da ticari müesseseleri bulunmayanlar, OHIM’deki islemleri, ancak islem yapmaya yetkili Tasarim Vekili eliyle yürütebilir (m.77). Demek ki, Topluluk Tasarim belgesi almak için Türkiye’den basvuruda bulunmak mümkündür. Ancak basvuru haricindeki islemleri OHIM önünde yürütebilmek için yetkili Tasarim Vekiline ihtiyaç vardir. Buna karsilik, Toplulukta ikametgahi ya da sinai veya ticari müessesesi olanlarin böyle bir zorunlulugu bulunmamaktadir.
5) Topluluk (Tescilli ve Tescilsiz) Tasariminin koruma görmesi için yeni (novelty) ve ayirt edici nitelikte (individual character) olmasi gerekir (m.5-6). Kural olarak mutlak yenilik (dünyada yenilik) kabul edilmistir. Ancak mutlak yenilik ilkesi, bazi düsüncelerle sinirlanmistir. Bu baglamda, daha önce Toplulukta kamuya sunulmamis olan tasarimlar için basvuruda bulunmak mümkündür. Ancak, Toplulukta ilgili sektörde faaliyet gösterenlerin ulasabilecegi bir yerde kamuya sunulmus tasarimlar da yenilik vasfini yitirmistir. Sözgelimi, Topluluga uzak bir yerdeki müzede sergilenen bir tasarim için Topluluk Tasarim Belgesi almak mümkün olabilecektir. Buna karsilik, daha önce Türkiye’de kamuya sunulan bir tasarim için Topluluk Tasarim belgesi almak mümkün olmayacaktir.
6) Seçenek birakmayan tasarimlar ile kamu düzeni ve genel ahlaka aykiri tasarimlar koruma görmez (m.8-9). Önemli tartismalara neden olan tasarimlarin onarim amaçli kullanimi (yedek parça tasarimlari) konusunda herhangi bir çözüme varilamamistir. Simdilik (stand-still clause), bu tür tasarimlarin korunmayacagi kabul edilmistir (m.110)[8]. Sorunun çözümü simdilik kaydiyla 2004’de birakilmistir.
7) Kamuya sunma bakimindan tasarim sahibine, 12 aylik bir süre (grace period) taninarak, tasariminin pazarda ticari basarisini test etme imkani verilmistir (m.7).
8) Topluluk Tescilli Tasarimi, sahibine patent benzeri bir hak bahseder. Bu baglamda hakkin sahibi, inhisari yetkileri (exclusive rights) haizdir. Buna karsilik Topluluk Tescilsiz Tasarimi, sadece taklide (kopyalamaya) karsi koruma saglar (m.19). Tescilli ve tescilsiz korumanin en göze çarpan farki budur.
9) Topluluk Tasarimi ile üye ülke tasarimlari bir süre birlikte var olacaktir (co-existence). Bir süre sonra, sartlar elverirse üye ülke tasarimlarinin ortadan kaldirilmasi planlanmaktadir. Demek ki, var olan ulusal tasarimlarin, ülkesel olarak korunmasi daha devam edecek olup, bunlar Topluluk Tasarimi olarak koruma görmeyecektir. Tüzükte, mevcut tasarimlarin, Topluluk Tasarimi olarak tesciline imkan taniyan herhangi bir geçis hükmü de bulunmamaktadir. Yukarida anilan 12 aylik grace perioda iliskin hüküm saklidir (m.7).
10) Topluluk Tasarimlari, ulusal tasarimlarda oldugu gibi, Paris Anlasmasinin 4. maddesi geregi 6 aylik rüçhan (öncelik) hakkindan yararlanabilecektir.
11) Tüzükte, tasarim hakkinin diger fikri haklarda oldugu gibi, Toplulukta tükenecegi (exhaustion of rights) kabul edilmistir (m.21). Bu nedenle, Topluluk Tasarimini haiz bir ürünün Toplulugun herhangi bir ülkesinde piyasaya sunulmasindan sonra, tasarim sahibi tasarim hakkina dayanarak bu ürünün, diger üye ülkelere ithaline engel olamaz. Buna karsilik, Topluluk ile Türkiye arasinda Gümrük Birligi olmasina ragmen hak Türkiye bakimindan tükenmemektedir. Bu nedenle, Topluluk Tasarim hakki sahibi, Toplulukta dolasima giren söz konusu ürünün Türkiye’ye ithaline engel olabilecektir.
12) Tüzükte, tasarimlar bakimindan kümülatif (çoklu) koruma ilkesi benimsenmistir (m.96). Bu baglamda bir çalisma sartlari karsilamak kaydiyla, Topluluk Tasarimi, Topluluk Markasi olarak korunabilecegi gibi fikri haklara iliskin ulusal mevzuata göre de korunabilecektir. Hatta, koruma sartlarini karsilayan hem ulusal hem de Topluluk Tasarimi, üye ülkelerin fikir ve sanat eserleri mevzuatiyla korunmasi zorunlu hale getirilmistir. Ancak üye ülkelere getirilen bu zorunluluk tasarimlarin; marka, patent ve faydali model gibi diger fikri haklarla da korunmasi bakimindan getirilmemis olup, bu konularda üye ülkeler serbest birakilmistir.
13) Topluluk Tasarimi elde etmek için; dogrudan veya Topluluga üye ülkelerin fikri mülkiyet Ofisleri ya da Benelüx Tasarim Ofisi yoluyla, OHIM’e basvurmak gerekir (m.35).
14) 1968 tarihli Locarno Anlasmasi geregi, ayni sinifa ait ürünlerin tasarimi için çoklu basvuruda (multiple application) bulunmak mümkündür. Süslemeler bakimindan çoklu basvuruda bulunmak için tasarimlarin ayni sinifa ait olmasi gerekmez (m.37).
15) OHIM, basvurulari, kural olarak sekli bakimdan inceler (formal examination). Ancak itiraz üzerine esas bakimdan da inceleme yapar (substantive examination) (m.45 ve 52 vd). Verilen kararlara karsi OHIM’in kendi bünyesinde temyize gidilebilir (m.55 vd). OHIM’in Temyiz Kurulunun kararlarina karsi da 2 ay içinde Avrupa Toplulugu Mahkemesinde (ATM) temyize gidilebilir (m.61).
16) Tecavüz ve hükümsüzlük davalari Topluluk Tasarim Mahkemelerinde ileri sürülebilir. Her ülke hangi mahkemelerin, birinci ve ikinci derecede Topluluk Tasarim Mahkemesi olarak görevlendirildigini Komisyona bildirecektir. Ayrica Topluluk Tescilli Tasarimlarinin hükümsüzlügü, OHIM önünde de ileri sürülebilir (m.52).
C. SONUÇ VE DEGERLENDIRME
Yukaridaki açiklamalardan da anlasilabilecegi gibi tek basvuru ile 15 Topluluk üyesi ülkede tasarim korumasindan faydalanmak mümkündür. Topluluk Markasi, beklenenin üzerinde bir basari elde etmistir. Bu basari, tasarimlar bakimindan iyimser tahminlere neden olmaktadir. Tek basvuru ile saglanan korumanin önemi düsünülecek olursa bu tahminlere hak vermek gerekir. Üstelik Tüzük, sadece basvuru ve tescil gibi islemleri düzenlemekle kalmamakta, ayrica koruma sartlari, tecavüz ve hükümsüzlük gibi esasa iliskin konulari da hükme baglamaktadir. Böylece hak sahipleri, 15 üye ülkenin tasarim mevzuatini bilmek zorunda kalmayacak, sadece bu konudaki supra-national nitelikteki Topluluk Hukukunu bilmesi yeterli olacaktir. Bu düzenleme, tasarimcilar ve tasarim sahipleri bakimindan önemli bir gelismedir.
Burada son olarak belirtmek gerekir ki, tasarimlarin uluslararasi düzeyde hak ettigi korumaya kavusamadigi her firsatta ifade edilmektedir. Istatistikler de bu görüsü dogrulamaktadir. Bu baglamda Topluluk Tasarimi, uluslararasi ticarette patent ve marka gibi diger fikri haklarin yaninda tasarim korumasini da ön plana çikaracaktir. Diger bir deyisle, basta Amerika olmak üzere diger ülkeler de tasarim mevzuatlarini günümüz ihtiyaçlarina uygun hale getirmek için harekete geçebilecektir. Nitekim Amerika, bu konudaki Topluluk Hukukunu yakindan takip etmektedir[9]. Dolayisiyla, Topluluk Tasariminin, uluslararasi arenada lokomotif islevi görecegini simdiden söylemek yanlis olmayacaktir.
Av. Dr. Gökhan Can
[1] 40/94 Sayili ve 20 Aralik 1993 tarihli Konsey Tüzügü, ATRG, 14.1.1994, No. L 11.
[3] Introduction to the Green Paper on the Legal Protection of Industrial Design, III F/5131-EN, Brussels, June 1991.
[4] Proposal for a European Parliament and Council Directive on the Legal Protection of Designs, (93/C 345/09) COM (93) 344 Final-COD 464 ATRG, 23.12.1993, No: C 345/14; Proposal for a Regulation on Community Design (94/C 29/02) COM (93) 342 Final, 3.12. 1993, ATRG, 31.1.1994, No: C 29/02.
[5] Directive 98/71 EC of the European Parliament and of the Council of 13 October 1998 on the Legal Protection of Designs, ATRG, 28.10.1998, No: L 289/28.
[6] 6/2002 Sayili ve 12 Aralik 2001 tarihli Konsey Tüzügü, ATRG, 5.1.2002 No: L 3/1.
[7] RG., 12.7.2000, S.24107 Mükerrer.
[8] Yedek parça tasarimlarinin korunmasina iliskin genis bilgi için bkz. Cahit SULUK, Yedek Parça Tasarim Hakkinin Korunmasi, Yargi yayinevi, Ankara 2001.
[9] Rupert HUGHES: “Design Protection of Auto Spares: The Automotive Spares Industry Perspective”, International Business Lawyer, March 1994, s.118.