Altyapı yılları
Küçükken mahallesinde "Maymun kafesi" diye adlandırılan futbol sahasında gece gündüz, karda yağmurda sürekli arkadaşlarıyla top oynayan Mesut futbola 1995 yılında DJK Westfalia 04 Gelsenkirchen takımında başladı. Üç yıl bu takımda oynadıktan sonra, DJK Teutonia Schalke-Nord takımına yazıldı. Bir yıl bu takımda oynadıktan sonra, bir yıl da DJK Falke Gelsenkirchen takımında oynadı.
2000 yılında babası Rot-Weiss Essen alt yapısına yazdırdı. Almanya'nın köklü takımlarından olan Rot-Weiss Essen, gençlere verdiği forma şansı ile bilinmektedir. Öyle ki 16 yaşında, Mesut'u A Genç Takımları‘nda oynatmaya başlattılar. Sonra o dönemde Alman İkinci Ligi‘nde oynayan A takımda oynatmak için profesyonel sözleşme teklif ettiler. Ancak babası teklifi ret etti ve oğlunu Schalke 04 takımının alt yapısına götürdü.
Schalke 04’ün gençler takımında bir yıl kadar top koşturduktan sonra ve Bayern Münih‘i 2-1 yenerek gençlerde Almanya Şampiyonu olduktan sonra, o dönemde Schalke 04 başkanlığını yürüten Gerhard Rehberg, Mesut Özil'i yakın dostu olan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'e götürür. O tarihte Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın ile görüşüp futbolcuyu idmana götürmüş ancak yöneticiler "Bu çocuk çok cılız. Solucan gibi. Bundan futbolcu olmaz. Denemeye bile gerek yok." demiş. Bu sözünün üzerine Beşiktaş’ın kapısını çalmışlar ama onlar da "Futbolcu tipi yok" diyerek benzer bir tavır sergilemiş. Bu yaşananlardan sonra Fenerbahçe’nin yolunu tutmaya cesaret edememişler.
Türkiye macerası başlamadan biten Mesut, 12 Ağustos 2006 tarihinde Schalke 04 ile profesyonel kontrat imzaladı.
Schalke 04 : Bundesliga'da ilk adımları
17 yaşında Bundesliga'da top koşturan Mesut'a en büyük destek aynı takımda oynayan Altıntop kardeşlerinden gelmiştir. Kendi sözleriyle :
“17 yaşında Bundesliga'da formaya giymeye başlıyorsunuz. Bunun ağırlığını kaldırmak kolay değil. Halil de, Hamit de bana bu dönemde ağabeylik yaptılar. Halil ve Hamit Altıntop kardeşler benim için büyük şanstı.”İlk maçında Eintracht Frankfurt karşısında 80. dakikada Hamit Altıntop'un yerine oyuna dahil oldu ve sezonun ilk maçında 1-1 beraberliği yaşadı. Lincoln’ün ceza almasıyla Bayer Leverkusen ve Bayern Münih maçlarında şans bulan ve bu şansı iyi değerlendirerek göze girmeyi başaran Mesut, Schalke’de ilk sezonunda 7’si ilk on birde olmak üzere toplam 19 maçta oynamayı başardı. İkinci yılında'da Lincoln’ün Galatasaray’a transfer olmasıyla Schalke’de banko oynamaya başladı.
Daha sonraki aylarda Schalke'li yöneticilerle ters düşünce kadro dışı bırakıldı. Aynı zamanda Schalke'den kovulma sebebi antrenmanlara Fenerbahçe formasıyla gelmesinden dolayıydı. Schalke ile ipleri koparınca transfer teklifleri ard arda gelmeye başladı ve Arsenal FC, VfB Stuttgart, Werder Bremen sıraya girdi. Yine babasını dinleyen Mesut, ara transfer döneminin bitmesine saatler kala 4.3 million avro karşılığı Werder Bremen'e üç yıllık imza attı. Schalke macerasını 1,5 sezonda 30 Bundesliga maçıyla noktalamıştır.
Werder Bremen : Kariyerindeki dönüm noktası
2007-2008 sezonunun ara transfer döneminde Werder Bremen'e transfer olan Mesut, yeni takımında forma numarası 11'di. Bundesliga'daki ilk golünü Nisan ayında 3-3 biten Karlsruher SC maçında, takımını 2-1 öne geçiren golü atarak kaydetmiştir.
2008-2009 sezonunda iyi bir performans sergileyen Mesut, İstanbul’da Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanan UEFA Kupası finali'nde Shakhtar Donetsk'e karşı ilk onbirde yerini almıştır. Berlin'de oynanan DFB-Pokal Kupası'nda Bayer Leverkusen'e attığı golle şampiyon oldu. Werder Bremen ile Bundesliga'da ikinciliği elde ederek, Şampiyonlar Ligi'ne katılmayı hak etmiştir. Sezon sonunda Diego'nun Juventus'e transfer olmasıyla birlikte, takımın dümenine geçen Mesut, kısa sürede taraftarın sevgilisi oldu ve yıldızı Werder Bremen’de hızla parladı.
Nitekim 2009-2010 sezonu'nun ilk yarının en iyi futbolcusu seçilen Mesut, takımıyla başarılı bir sezon geçirmiş, Bundesliga'da üçüncü olmuştur ve Şampiyonlar Ligi'ne katılmayı garantilemiştir. Takımıyla gösterdiği performans ile Almanya Milli Takımı'na 2010 Dünya Kupası'nı oynamak üzere çağrıldı. Dünya Kupası’nda yıldızı parlayan futbolcu için Real Madrid takımı Werder Bremen’e 15 milyon avro bonservis bedeli ödedi ; Mesut ise yılda 5 milyon avro'dan 6 yıllık sözleşme imzaladı. Werder Bremen forması altında çıktığı toplam 108 maçta 16 gol ve 55 asist kaydetmiştir.
Real Madrid : Devlerdeki ilk deneyim
2010 FIFA Dünya Kupası'nda gösterdiği performans ile Werder Bremen'den Real Madrid'e 15 milyon avro karşılığında transfer oldu. Ayrıca bu turnuvadaki başarılı futbolu ile Altın Top ve Avrupa'da Yılın Futbolcusu ödüllerine aday gösterilmiştir.
17 Ağustos 2010 tarihinde Santiago Bernabeu Stadı'nda düzenlenen imza töreninde kendisini eflatun-beyazlı yapan yılda 5 milyon avro'dan 6 yıllık sözleşme imzaladı. José Mourinho'nun ısrarı üzerine Real Madrid'e imza attığını belirten genç futbolcu, imza töreninde “Real Madrid'de forma giyecek ilk Türk olduğum için mutluyum. Takımda kaliteli oyuncular fazla, elimden geleni vereceğim. Tüm hayatım boyunca ailem ve arkadaşlarımdan büyük destek aldım. Kaka gibi bir oyuncuyla oynayacak olmaktan ve Mourinho ile çalışacak olmaktan dolayı mutluyum.”demiştir. Tıpkı Zidane gibi göçmen çocuğu olan Mesut için İspanyol basını Alman Zidane diye bahsediyor. Mesut 10 numaralı formayı giymektedir. Mesut, Real Madrid kulübüne imza atan ilk Türk asıllı Alman futbolcu olmuştur.
3 Ekim 2010 tarihinde, 6-1 kazandıkları Deportivo La Coruña maçında ilk onbirde maça çıkan Mesut La Liga'da ilk golünü kaydetmiştir. Şampiyonlar ligi'nde Milan'a karşı attığı ilk golünü eliyle hilal işareti yaparak Türkiye'ye adadı.Real Madrid' de şuana kadar 129 kez çıktığı maçlarda 22 gol 65 asist kaydetmiştir.
Milli takım kariyeri
Milli Takım serüveni'ni Almanya ile başlayan Mesut, Almanya'nın genç takımılarında toplam 27 maç oyanmış ve 9 gol kaydetmiştir. En büyük başarısı ise İsveç’te yapılan Avrupa 21 Yaş Altı Futbol Şampiyonası finalinde İngiltere'ye karşı oynanan final maçını bir gol, iki asist ile 4-0 kazanmakla olmuştur. Mesut maçın adamıseçilmiştir. Milli takımda 43 maçta 14 gol 19 asist kaydetmiştir.
Milli takım tercihi
Almanya Milli Takımı ile Türkiye Milli Takımı arasında bir yıl süren bir seçimin sonunda Almanya'yı tercih ettiğini Şubat 2009 tarihinde vurgulamıştır. Bu tercih uzun süre polemik konusu oldu. Alman siyasetçiler ise bunun uyum açısından önemli bir sinyal olduğunu belirttiler. Mesut Özil tercihini bu cümlelerle özetliyor.
“Ben bu ülkede doğup büyüdüm. Genç ve 21 Yaşaltı’nda Almanya formasını başarıyla giydim. Burada kendimi iyi hissediyorum. Bu nedenle Alman Millî Takımı’nı seçtim. Almanya A Millî Takımı kadrosunda da niçin başarılı olmayayım?” diyor ve ekliyordu: “Ben ve ailem her zaman Türk kalacağız. Fakat doğduğum, yaşadığım ülke olan Almanya’nın formasıyla kendimi daha iyi hissediyorum.”Hamit Altıntop ise Mesut’un Almanya’yı seçmiş olmasının sebebi ileride transfer piyasasındaki değeri daha büyük olacağından ve daha fazla para
kazanacağından'dır diye yorumladı.
2010 FIFA Dünya Kupası
İlk milli maçını 11 Şubat 2009 tarihinde Norveç Milli Takımı'na karşı oynamıştır. 2010 Güney Afrika Dünya Kupası kadrosunda yer aldı ve milli takımda ilk golünü Gana Milli Takımı'na atmıştır. Turnuva boyunca hep ilk onbirde sahaya çıkan Mesut, Almanya ile dünya üçüncüsü oldu.Dünya Kupası boyunca gösterdiği etkileyici performans neticesinde kupa sonrası Werder Bremen'den Real Madrid'e transfer oldu.
2012 Avrupa Futbol Şampiyonası elemeleri
8 Ekim 2010 tarihinde Almanya Milli Takımı ile Türkiye Milli Takımı arasında oynanan maçta Almanya Türkiye'yi 3-0'la geçerken, Mesut maçın 79. dakikasında kaydettiği gol sonrasında sevinmedi, yalnızca arkadaşlarının tebriklerini kabul edip görev bölgesine yöneldi