Arama

İzlanda ve İzlanda Tarihi

Güncelleme: 31 Temmuz 2017 Gösterim: 12.829 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Ekim 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İzlanda (İzlanda Cumhuriyeti)
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

İzlanda (İzlanda Cumhuriyeti), Atlas Okyanusu'nun kuzeyinde Grönland'ın güneydoğusu ile Norveç ve Britanya Adaları'nın arasında yer alan bir ada ve Avrupa ülkesidir.
  • Yönetim biçimi: Anayasal Cumhuriyet
  • Başkent: Reykjavik
  • Coğrafi konumu: 65 00 Kuzey enlemi, 18 00 Batı boylamı
  • Haritadaki konumu: Arktik Bölge
  • Yüzölçümü: 103,000 km²
  • Sınırları: 0 km
  • Sahil şeridi: 4,988 km
  • İklimi: Ilıman iklim, Kuzey Atlas Akımı ile değişkenlik gösterir, ılıman, rüzgarlı kışlar, yağmurlu, soğuk yazlar görülmektedir.
Ad:  Ic-map.png
Gösterim: 1822
Boyut:  7.9 KB

Bazı bilgiler
  • Deniz seviyesinden yüksekliği:
    • En alçak noktası: Atlas Okyanusu 0 m
    • En yüksek noktası: Hvannadalshnukur 2,119 m
  • Doğal kaynakları: Balık, hidro enerji, termal kaynaklar
  • Doğal afetler: Deprem ve volkanik etkinlik
  • Nüfus artış oranı: %0.54 (2001 verileri)
  • Mülteci oranı: -2.28 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini)
  • Bebek ölüm oranı: 3.56 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini)
  • Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 79.52 yıl
    • Erkeklerde: 77.31 yıl
    • Kadınlarda: 81.92 yıl (2001 verileri)
  • Ortalama çocuk sayısı: 2.01 çocuk/1 kadın (2001 tahmini)
  • HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.14 (1999 verileri)
  • HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: 200 (1999 verileri)
  • HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 den fazla (1999 verileri)
  • Ulus: İzlandalı
  • Din: Evangelist Luthercilik %93, diğer Protestanlar ve Roma Katolikleri, diğer (1997)
  • Diller: İzlandaca
  • Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler toplam nüfusta: %99.9 (1997 verileri)
  • İdari bölümler: 23 bölge ve 14 şehir
  • Bağımsızlık günü: 17 Haziran 1944 (Danimarka'dan)
  • Milli bayram: Bağımsızlık günü, 17 Haziran (1944)
  • Anayasa: 16 Haziran 1944
  • Bayrağı
Ad:  800px-Flag_of_Iceland.svg.jpg
Gösterim: 1716
Boyut:  9.7 KB

Tarih

Eski Çağlarda Kuzeyli uluslarca yerleşim yeri olarak kullanıldı. 300 yıl kadar bağımsız kaldıktan sonra Norveç ve Danimarka yönetiminde kaldı. 1814'te Norveç ve Danimarka birleşik krallıkları Kiel Anlaşması ile ayrılınca Danimarka'ya bağımlı hale geldi. 1918'de kendi egemenliğini elde etti. Danimarka Kralı'na bağlı olmaya devem ettiyse de İkinci Dünya Savaşı'nın yarattığı değişimlerden sonra 17 Haziran 1944'te Cumhuriyet kuruldu. İzlanda Kuzeyin soğuk bir ülkesi olmasına karşın aktif volkanları ve sıcak su fışkıran 'geyser'leri vardır.
İzlanda, jeolojik anlamda, yaklaşık olarak 20 milyon yıl önce başlayan Mid-Atlantik bölgedeki volkanik patlamalarla oluştuğundan genç bir adadır. Adada bulunan en eski taşların tarihleri ancak 16 milyon yıl öncesine kadar gider. İzlanda adasını oluşmasına da neden olan volkanizma hareketi bugün de aktifliğini korumaktadır.
İzlanda, yerleşimin olmadığı son büyük adalardan biri olarak kalmıştır. Pytheas tarafından "Thule" olarak adlandırılan adanın İzlanda olduğu önerilmiş olsa da bu olasılık çok düşüktür; çünkü Pytheas, adayı tarım bakımından oldukça zengin ve fazla sayıda süt, bal ve meyvenin olduğu bir ada olarak betimlemiştir. İnsanoğlunun bu adaya ayak bastığı ilk tarih bilinmemektedir. Adada 3. yüzyıl Roma madeni paraları bulunmuş olsa da bu paraların adaya o zamanda mı yoksa daha sonra Vikinglerle beraber mi geldiği bilinmemektedir.

Edebiyat bakımından incelendiğinde bazı İrlanda keşişlerinin adaya Norslardan önce ayak bastığı önerilmiştir. Ancak bu tezi savunacak hiçbir arkeolojik kanıt yoktur. 12. yüzyıl bilgini Ari Þorgilsson, kitabı Íslendingabók'ta yazdığına göre, adaya ilk yerleşenler, adada, İrlanda keşişleri tarafından kullanılanlara benzer küçük çanlar bulmuşlardır. Ancak böyle kalıntılar arkeologlar tarafından bulunulamamıştır. Landnámabók adı verilen, İzlandalıların İzlanda'ya yerleşişini anlatan eski yazıtın zamanlarında bazı İrlandalılar, efsanevi kral Kjarvalr Írakonungr'un soyundan geldiğini savunmuştur.


Yerleşim Çağı (874-930)
Deri bir Landnámabók yazmasının bir sayfası. Reykjavík, Árni Magnússon Enstitüsü
180px LandnamabokManuscriptPage
Landnámabók'a göre, İzlanda, Norveç'ten Faroe Adalarına giden Naddoddr adı verilen İskandinav bir denizci tarafından keşfediliştir. Kitaba göre Naddoddr, seyahatinde yolundan sapmıştır ve de adayı bulmuştur. Adayı keşfettiğinde adaya "Snæland" (Kar Toprakları) adını verdi. İsveçli denizci Garðar Svavarsson da adayı yanlışlıkla keşfetmiştir. Geldiği toprakların bir ada olduğunu farkedince adaya "Garðarshólmi" (Garðar'ın Adası) adını verip kış boyunca Húsavík'te kalmıştır. Adaya bilinçli olarak yelken açan ilk İskandinav denizci Hrafna-Flóki (Kunduz Flóki) olarak da bilinen Flóki Vilgerðarson'dır. Flóki, Barðaströnd'ta bir kış boyunca kalmıştır. Kışın soğuk geçtiğinden akarsu üzerinden oluşmuş buzulları farkedip adaya hala kullanımda olan adını, yani "Ísland"yı (İzlanda) vermiştir.
İzlanda'daki ilk sürekli olarak yaşamış insan Norveç'li şef Ingólfur Arnarson olarak kabul edilir. Rivayete göre, Ingólfur kıyıya yaklaşırken karaya iki yontulmuş taş atıp onların indiği yere yerleşeceğine söz vermiştir. Karaya vardığında ise Reykjanesskagi adı verilen güneybatı yarımadasında taşları bulunca 874 yılında, ailesiyle birlikte İzlanda'ya yerleşmiştir. Bu yerleştiği yere, yerden yükselen jeotermal buharlar nedeniyle Reykjavík (Duman Körfezi) adını vermiştir. Burası bugüne kadar İzlanda'nın başkenti ve en gelişmiş yeri olarak kalmıştır. Ancak Ingólfur Arnarson'un ilk yerleşik yaşama geçen insan olmaması olasıdır. Bu insan, Garðar Svavarsson'un kölesi olan Náttfari olabilir. Náttfari, efendisi İskandinavya'ya dönünce geride kalmıştır.

Yukarda belirtilen tüm bilgilerin çoğu bilginin çelişkileri nedeniyle bir kaynak olarak kullanmayı reddettiği Landnámabók'tan (Yerleşme Kitabı) geldiğini belirtmek gerekir. Ancak yine de bu kitap, bu konudaki tek kaynaktır. Ayrıca arkeolojik buluntular, 870 yıllarında, Reykjavík çevresinde gerçekten de bir yerleşme olduğunu göstermektedir.
Ingólfur'dan sonra birçok Nors şefi onu takip etmiştir. Bu şefler, adaya, aileleri ve köleleriyle gelmişlerdir. Birçok kaynağa göre bu insanların çoğu Norveçli, İrlandalı ve İskoç'tur. İrlanda ve İskoçluların çoğu ise adaya Norveçli şeflerin köle ve uşakları olarak gelmiştir. Norveç'ten bu göç genellikle, Norveç kralı Haraldur Harfagri'nin (Güzel Saçlı Harald), Norveç'teki küçük krallıkları birleştirirken uyguladığı yıkımla açıklanır. Aynı zamanda Norveç'in batıdaki bölgelerin çok kalabalık olması da bu göçün sebepleri arasında sayılmıştır. İzlanda'ya yerleşim detaylarla Landnámabók'ta açıklanmıştır. Ancak bunun 12. yüzyılda, yani bu dönemden en azından 200 yıl sonra yazıya geçirildiği göz önünde bulundurulmalıdır. Ari THORNorgilsson'un Íslendingabók'ı genellikle daha güvenilir olarak kabul edilse de burdaki detaylar daha azdır. Bu kitaba göre İzlanda'nın yerleşimi 60 yılda tamamlanmıştır ve bu bilgi büyük bir olasılıkla İzlanda'nın bu süre zarfında tüm bölgelerinin alındığını gösteriyor.

Güzel Saçlı Harald babasından Norveç krallığını alıyor.
180px Flateyjarbok Haraldr Halfdan

İzlanda Birliği (930-1262)
930 yılında, şefler, "Althorningi" (İngilizce: the Althing) adı verilen bir birlik kurmuşlardır. Bu topluluk, her yaz, "THORN ingvellir"de toplanıp hem yasaları hem de adli bazı konuları tartışmışlardır. Ancak kanunlar yazılmamış, bunun yerine bir "lögsögumaður" (kanun sözcüsü) seçmişlerdir. Bu birlik, bazen dünyanın en eski parlementosu olarak da gösterilir. En önemlisi, bu toplantılarda tek bir kuvvet yoktu ve bu nedenle de yasalar ancak halk tarafından koyuluyordu. Böylesi bir durum birçok kan davasına yol açıyordu. Bu tip olaylar da dönemin saga yazarlarına birçok konu vermiştir.
İzlanda, genellikle bozulmamış gelişmesini bu birlik dönemine borçludur. Bu döneme ayit yerleşimler güneybatı Grönland ve doğu Kanada'da dahi bulunmuştur. Eiríks saga Rauða ve Grænlendinga saga bu genişlemelerden bahsetmektedir.

İzlanda yerleşenleri genellikle pagandı ve 1000 yılında Hristiyanlık'a dönmeden önce Odin, Thor ve Frejya gibi tanrılara tapıyorlardı. 1000 yılında, Alþing, şeflerden biri olan "THORN orgeirr Ljósvetningagoeth"i İzlanda'nın yeni dine geçip geçmemelerine karar verilmesi için seçildi. Seçilen şef, İzlanda'nın ismen Hristiyan olmasına ancak isteyenlerin pagan ritüellerine devam edebileceğine karar vermiştir. İlk İzlandalı peder, Ísleifr Gizurarson, 1056 yılında Bremen'li Adalbert tarafından kutsanmıştır.


İç Savaş ve Birlik Dönemi'nin sonu
11. ve 12. yüzyıla gelindiğinde güç Birlik yasalarının elinden az sayıdaki ailelerin ve onların liderlerinin eline geçmiştir. Yaklaşık olarak 1200-1262 arası, "Sturlungaöld" (Sturlunglar Çağı) olarak bilinir. Bu isim, Sturla ve onların çocukları Sighvatur ve Snorri'den gelmektedir. Bu aile, İzlanda'daki güç için savaşan iki büyük klandan biridir. Bu savaş sırasında, klanların destekçileri olan çiftçiler liderleri için savaşmaya gittiklerinde tarım yapılamamış ve bu büyük bir zarar neden olmuştur. 1220'de Snorri Sturluson, Norveç kralı Hákon'un bir beyi olmasının ardından, onun yeğeni, Sturla Sighvatsson da 1235'te Norveç kralına bağlandı. Strula, Strunlungar ailesini, güç ve etkisiyle İzlanda'nın diğer klanlarına karşı savaşmaya ikna etti.
İzlanda Birliği 1262'ye kadar, yani Strunlungar Çağı'nın sonuna kadar, bağımsız kalmıştır. Ancak bunun ardından, Gamli sáttmáli (Eski Anlaşma) adı verilen bir anlaşmayı imzalayarak Norveç monarşisiyle birlikte bir birlik oluşturdu.


Bir Norveç-Danimarka derebeyliği olarak İzlanda
Anlaşmanın yapılmasının ardından geçen yıllar boyunca çok az şey değişti. Norveç'in yönetme gücünün yüksek olmasının yanında Alþingi yönetme ve yargılama gücünü kendi elinde tutmaya çalıştı. Ancak, İzlanda'nın Skálholt ve Hólaryine'deki iki papazı adada yerler almaya başlayınca, güç yavaşçana kilisenin eline geçmeye başladı. Norveç ve Danimarka 14. yüyzılın sonunda birleşince İzlanda'nın hakimiyeti Norveç-Danimarka'ya geçti. İki ülke 1814'te Kiel Antlaşması'yla ayrılınca, Danimarka adayı kendi elinde tuttu. İzlanda, coğrafi olarak Avrupa'dan dışlanmış gibi görünse de, İzlanda hiçbir zaman izole kalmamıştır. Belki Christopher Columbus'un bile geldiği bu adada, Orta Çağ ve erken modern dönem boyunca ticaret canlı bir şekilde yapılmıştır.

18. ve 19. yüyzıl ile 20. yüzyılın başı
1783'te, İzlanda'daki Laki volkanının patlamasıyla, adada üç mil küp kadar lav yayıldı. Seller, küller ve tütmeler 9,000 kişinin ve de depolanan erzakların %80'inin sonunu getirdi. Bunun sonucunda oluşan açlıkla da İzlanda nüfusunun çeyreği öldü.
19. yüzyılda görülen adadaki iklim değişikliği nüfusun durumunu daha da kötüye götürdü ve özellikle de Manitaba, Kanada'ya toplu göçler gerçekleşti. Ancak bunun başka bir sonucu olarak da Avrupa'daki 18. yüzyıl romantizm ve milliyetçiliğinden etkilenen yeni bir milliyetçilik anlayışı ortaya çıktı. Jón Sigurðsson'un liderliğinden bir özgürlük savaşı başladı. Alþingi, yüzyıllar boyunca bir yargı organı olarka kaldı ancak 1800 yılında, sonunda sona erdirildi. 1843'te aynı adda başka bir birlik kuruldu ve bazıları bunun eski birliğin devamı niteliğinde olduğunu savunmuştur. İzlanda'daki ilk yerleşimden 1000 yıl sonra, 1874'te, Danimarka, İzlanda'ya iç işlerinde serbestlik tanıdı. Bu hak 1904'te daha da genişletildi. 1874'te yazılan anayasa ise 1903'te geliştirildi ve Reykjavík'ta kurulan İzlanda İç İşleri Alþingi'den sorumlu tutuldu. Danimarka'yla 1 Aralık, 1918'de imzalanan Birleşme Yasası'na göre, İzlanda, Danimarka'yla birlikte, aynı kral altında yönetilen özerk bir devlet olarak tanındı. İzlanda, bununla birlikte kendi bayrağını yarattı ve Danimarka'dan dış işleri ve savunma konularında İzlanda'yı temsil etmesini istedi. Yasa 1940'a kadar geçerli olucaktı ve anlaşmazlık durumunda üç yıl içersinde fes edilebilicekti.


İkinci Dünya Savaşı'nda İzlanda
9 Nisan, 1940'ta Danimarka'nın Almanlar tarafından işgaliyle birlikte İzlanda ve Danimarka arasındaki ilişkiler gerginleşti. Bunun sonucunda 10 Nisan'da İzlanda Parlementosu, Alþingi, daha sonra İzlanda'nın ilk başbakanı olacak Sveinn Björnsson'u, görevli seçerek dış işlerini kendi eline almaya karar verdi. Savaşın ilk yılında İzlanda, hem İngiliz hem de Alman kuvvetlerine karşı gelerek, nötrlük politikası izlemiştir. 10 Mayıs 1940'ta İngiliz ordusu, Reykjavík limanına Barışçıl Kuvvetler tarafından yürütülen istilayı gerçekleşmek için gelince, hükümet protesto kararını yayınladı. Ancak herhangi bir karşı saldırı düşüncesi ülkenin polislerinin çoğunun başkentten uzak bir kampta eğitim görmesinden dolayı ortadan kalktı. İstilanın ilk gününde, başbakan Hermann Jónasson bir radyo duyurusu yaparak İzlandalılara yabancıları konuklarıymış gibi karşılamaları konusunda çağrı yaptı. Hükümet, kısa bir sürede, Danimarka'nınkine benzer bir işbirliği yasası çıkardı.
Adanın istilalasının en kuvvetli olduğu noktada İzlanda'da 25,000 İngiliz askeri bulunuyordu. Bu durum, özellikle de Reykjavík çevresindeki işsizlik sorununu ortadan kaldırdı. 1941'in Temmuz'unda, İzlanda'nın savunma sorumluluğu, bir İzlanda-ABD savunma anlaşmasıyla Amerika Birleşik Devletleri'ne geçti. İngiltere toplayabildiği tüm askerlerini kendi topraklarına daha yakın yerlerde tutmaya çalışdığı için, Alþingi'yi bir Amerikan himayesine ikna etmeye çalıştı. Bu zamanda İzlanda'da, 40,000 asker vardı.

Bir halk oylamasıyla, İzlanda, 17 Haziran 1944'te yasal olarak bağımsız bir ülke oldu. Danimarkalılar, bu olayın Danimarka'nın Nazi istilası altında olduğu bir zamanda olmasından rahatsız olmalarına rağmen, Danimarka kralı, Christian X, İzlandalılara bir kutlama mesajı yollamıştır.


İkinci Dünya Savaşı sonrası İzlanda
İzlanda, savaş esnasında, yabancı bankaların hesaplarında hatırı sayılır miktarda para biriktirdi. Alışılmadık bir biçimde, bir üç-partili çoğunluk kabinesiyle yönetilen hükümet, muhafazakarlar (Sjálfstæðisflokkurinn), sosyal demokratlar (Alþýðuflokkurinn) ve sosyalistlerden (Sósíalistaflokkurinn) oluşmaktaydı. Bu hükümet, biriktirilen paranın balıkçılık ve tarımda yapılacak olan yeniliklere yatırılmasında karar kıldı. Bu kararlar İzlanda'nın savaş zamanında sahip olduğu iyi yaşam şartlarını sürdürmek için alınmıştı. Hükümetin Keynesiyan ekonomik politikaları, ülkeyi gelişmiş bir endüstri ülkesi haline getirmeyi amaçlıyordu. Kurla oynama gibi yollarla, işsizliğin en düşük seviyede olması ve balıkçılık gibi ihracatların artmasının şart olduğu düşünülüyordu. Hem düzenli olmayan balık avlarına hem de balık ürünlerine dış ülkelerinin ilgisine bağlı olan İzlanda ekonomisi, 1990ların başına kadar oldukça belirsiz kaldı.
1946'nın Ekim'inde, İzlanda ve ABD hükümeti, İzlanda'nın savunma hakkının İzlanda'ya geri verilmesine karar verdi. Ancak, ABD, herhangi bir savaşın kızışması durumunda ordu kurma gibi haklarını, Keflavík'te korudu.

İzlanda Parlemento Binası'nın önündeki ayaklanma ve iç tartışmalara rağmen, İzlanda 30 Mart, 1940'ta NATO üyesi oldu. Ancak yaptığı anlaşmaya göre, ülke, hiçbir saldırgan harekette yer almayacaktı. 1950'de, Kore'deki anlaşmazlıklar ve NATO'nun isteklerinin etkisiyle, Alþingi ve ABD, Birleşik Devletler'in tekrar İzlanda'nın savunmasını ele alması gerektiğine karar verdi. 5 Mart, 1951'de imzalanan anlaşma, 2006'ya kadar süren Amerikan ordusunun İzlanda'daki varlığının kaynağı oldu.


Soğuk Savaş sonrası İzlanda
1991'de Özgürlük Partisi'nin başkanı Davíð Oddsson, sosyal demokratlarla birleşip bir koalisyon hükümeti kurdu. Bu hükümet, liberal market poliçelerini uygulayarak bazı küçük ve bazı büyük şirketleri özelleştirdiler. Bu zaman zarfında ekonomik sabitlilik artarken kronik enflasyon da büyük ölçüde düşürüldü. 1994'te de ise İzlanda Avrupa Ekonomik Alanı'nın bir üyesi oldu.
1995'te Davíeth; Oddsson Kalkınma Partisi'yle bir kualisyon hükümeti kurdu. Bu hükümet ise serbest piyasa stratejilerini uygulamaya sokarak iki ticari bankayı ve hükümetin Siminn şirketini özelleştirdi. Bu hükümet zamanında ekonomik ilerleme büyük ölçüde devam etti.

2004'te, Davíð Oddsson, 13 yıl görev yaptıktan sonra başbakanlığı bıraktı ve Kalkınma Partisi lideri Halldór Ásgrímsson bu görevi 2004 ile 2006 arasında yaptı. Onun ardından da Geir H. Haarde başbakanlığa getirildi.

2006 Mart'ında, ABD, İzlanda Savundma Kuvvetleri'nin büyük bir bölümünü çekmeye karar verdiğini açıkladı. 12 Ağustos, 2006'da son dört F-15 uçağı İzlanda hava sahasını terk etti. ABD, aynı yılın Eylül'ünde Keflavík üssünü kapayacağını resmi olarak açıkladı.

İzlanda, kendi ordusu olmayan tek NATO ülkesidir. Ancak yine de özel silahlar ünitesi, ufak bir filosu olan sahil güvenliği ve barış kuvvetleri olan bir polis kuvveti ülkede mevcuttur.

Mavi Peri - avatarı
Mavi Peri
Ziyaretçi
1 Ağustos 2012       Mesaj #2
Mavi Peri - avatarı
Ziyaretçi
İzlanda

Sponsorlu Bağlantılar
(İzlandaca: İsland, Fr.: İslande, İng.: İceland), Kuzey Atlas Okyanusu'nda, Grönland yakınında aynı adı taşıyan ada üzerinde devlet. Bir yandan etkin volkanlar (birçokları içinde en tanınmışı Hekla), derin çatlaklar boyunca yayılmış lav alanları, sıcak su kaynakları ve gayzerler, öte yandan adanın iç kısımlarında yayılan örtü buzulları (en büyüğü olan Vatnajökull buzulları adanın % 11,5'ini kaplar), İzlanda'nın en göze çarpan fizik özelliğidir. Kutup dairesi üzerinde bulunması nedeniyle bitkilerin yetişme sınırları dışında kalır. Ancak birkaç yüz bin ton hayvan yemi ile patates (10.000 ton kadar) ve doğal sıcak sularla ısıtılan seralarda sebze ve çiçek yetiştirilir. Hayvancılık daha önemlidir (1.000.000 kadar koyun). Bununla birlikte, iklim kıyılarda Golfstrim'in etkisiyle, bulunduğu enleme göre çok ılıktır (en sıcak ve en soğuk ay ortalamaları Reykjavik'te 11,2° ve -1,5°). Adanın ekonomik varlığı hemen hemen balıkçılığa ve deniz ürünlerine dayalı endüsriye bağlıdır. Yılda 1.000.000 ton kadar som, ringa ve balina avlanır, balık ve balık ürünleri ihracatı, 1986'da genel ihracatın % 77'sini meydana getirir. Son yıllarda çok canlanan turizm de ikinci derecede önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Kömür ve petrol yoktur. Ancak sıcak su kaynakları önemli bir enerji kaynağı olduğu gibi, hidroelektrik üretme potansiyeli de yüksektir. Bu koşullar altında, bir kutup ülkesi olduğu hâlde İzlanda zengin ve halkının yaşama düzeyi çok yüksek olan bir ülkedir. 8. yüzyılda keşfedilen ada, 9. yüzyıldan itibaren Vikingler tarafından iskâna başlandı. 13. yüzyılda Norveç'e aitti. 1380'de Danimarka'ya bağlandı. 1834'te Danimarka parlamentosunda temsil edilmek hakkını, 1904'te de özerkliğini kazandı. Stratejik önemi nedeniyle İngiltere ve ABD 1940 ve 1941'de ada topraklarından yararlandılar. 1944'te bir halkoylaması sonunda bağımsız devlet hâline geldi. 1949'da Kuzey Atlantik Paktı'na girdi.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
BenceHicBakmaxD - avatarı
BenceHicBakmaxD
Ziyaretçi
1 Ağustos 2012       Mesaj #3
BenceHicBakmaxD - avatarı
Ziyaretçi
İzlanda (İzlandaca: Ísland), Atlas Okyanusu'nun kuzeyinde Grönland'ın güneydoğusu ile Norveç ve Britanya Adaları'nın arasında yer alan bir ada ve Avrupa ülkesi.
Atlas Okyanusunun kuzeyinde volkanik bir ada üzerinde kurulmuş ve çevresindeki birçok küçük adadan meydana gelmiş bir devlet. En yakın komşusu Grönland olup, 350 km uzaktadır. Diğer komşuları Norveç 1050 km, İskoçya 800 km uzaklıktadır.


Tarihi
861 yılında Norveçliler tarafından keşfedilen adaya ilk kez 9 ve 10. yüzyılda Norveç’ten gelen Vikingler yerleşmişlerdir. Bu toplulukların önderleri birleşerek 930 yılında parlamentonun ilk örneği sayılabilecek Athing’i meydana getirdiler. İç anlaşmazlıklar sonucu bağımsızlığını kaybeden ada 1262 yılında Norveç’in egemenliği altına girdi. On dördüncü yüzyılda Norveç’in Danimarka’ya bağlanmasıyla, Danimarka’nın hâkimiyeti altına girdi. Danimarka önceleri adadan ticârî bakımdan faydalanmaktaydı. Daha sonra İzlanda’yı tamâmen idâresi altına aldı. 1551 yılında referandum ile Protestanlığı kabul eden İzlandalılar, 1662 yılında Danimarka kralına bağlılık yemini ettiler. On yedinci yüzyılda adada hastalık, kıtlık ve volkan püskürmeleri ortalığı kasıp kavurdu. 1838’de Reykjavik’te on üyeli bir meclis kuruldu. 1843’te de Althing yeniden teşkil edildi. 1904’te İzlanda’ya diplomasi dışında muhtariyet tanındı.
On dokuzuncu asırda ortaya çıkan milliyetçilik akımları sonucu 1918 yılında İzlanda, Danimarka’ya bağlı bir devlet hâline geldi. II. Dünya Savaşı sırasında stratejik bir değer kazanan İzlanda’yı korumak bahânesiyle İngiltere tarafından işgal edildi. Daha sonra 1941’de Amerikalılar burayı devraldı. 1941 yılında Althing, Danimarka ile bağlarını koparma kararı aldı. 1944 yılı Mayıs ayında halk oyuna sunulan yeni anayasa oylandıktan sonra 17 Haziran da Cumhûriyet îlân edildi. İzlanda 1949 yılında NATO’ya üye oldu. Ordusu olmayıp da NATO üyesi olan tek ülkedir. 17 Haziran 1944'te, Amerika Birleşik Devletleri, İzlanda'yı ilk tanıyan ülke olmuştur.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Ronald Reagan ile Sovyetler Birliği Genel Sekreteri Mikhail Gorbaçov 11-12 Ekim 1986’da Reykjavik’te, nükleer silâhların sınırlandırılması görüşmelerinin başlatıldığı bir doruk toplantısı yaptılar.


Coğrafya
Ülkenin toplam yüzölçümü 103.000 km2'dir. İzlanda’nın büyük bir bölümü volkanik olup adadaki yanardağlar hâlâ faaldir. Bunların sayısı 200’ü bulmaktadır. En önemlisi 1490 metre yüksekliğindeki Heklâ’dır. İzlanda’nın kıyıları güneyde düz, öteki yerlerde girintili çıkıntılıdır. Kıyılarının uzunluğu 6000 km’den fazladır. Adanın bâzı bölümleri geçmişteki yanardağ püskürmeleri sonucu ortaya çıkmıştır. Lav ovalarıyla kaplıdır. Bu ovalarda yer yer jökül adı verilen buz kubbelerine rastlanır. Bunların en büyüğü Vatnapöhull 8500 km2yi bulan yüzölçümüyle Avrupa’nın en geniş buzuludur. Adada bol çağlayanlı birçok ırmak bulunmaktadır. Bunlar kısa ve ulaşıma elverişsizdir. Irmaklarından en önemlisi Tjorsa (210 km)dır. İzlanda’da çok sayıda krater gölü vardır. En önemlisi olan Thingvallavat Gölü 120 km2 olup, 116 metre derinliktedir.
Adanın yanardağlarından sonra en önemli özelliği gayzerlerdir. Bu sıcak su kaynakları ısınma ve elektrik enerjisi elde etmede kullanılır.
İzlanda, bugün etkin durumda olan 30 kadar volkana ve zengin termal kaynaklarına sahiptir.
Bir ada ülkesi olan İzlanda'da kış ayları okyanusun etkisiyle nispeten yumuşak geçmektedir. Ancak yine de ülke tamamen karlarla kaplanmakta ve bitki örtüsü kıyı kesimlerde tundra bitki örtüsüne dönüşmektedir. Kış aylarında ortalama sıcaklık 0 °C iken en düşük sıcaklık rekoru -39,7 °C olmuştur.(Ocak 2004, NASA)


İklimi
İzlanda’nın bulunduğu enlem dâiresine karşı iklimi çok soğuk değildir. Ülkedeki rekor düşük sıcaklık -39 derece olarak ölçülmüşken 2009 yılında ise rekor yüksek sıcaklık 29 derece olarak ölçülmüştür. Gulf Stream akıntısının etkisinde kalan adada yazlar nemli ve serindir. Kışlar ise oldukça yumuşaktır. Isı ortalaması başkent Reykjavik çevresinde kışın -1C°, yazın ise +11C° dir. Fakat kuzey bölgeleri daha soğuk olup, sıcaklık ortalaması kışın -8 °C civarındadır. Kuzey kesiminde haziran ayında güneş 18 gün süre ile hiç batmadan ufuk hattı üzerinde durur.
Yağış ortalaması ise başkent dolaylarında 865 mm, güneydoğuda ise 1710 mm’dir.
Doğal Kaynaklar ve Madenler
Bitki örtüsü ve hayvanlar: Bitki örtüsü adada çok azdır. Buzulların bulunmadığı kesimlerde otlaklar vardır. Bitki örtüsü genelde çalılar ve dikenlerden meydana gelmiştir. Büyük ve iri gövdeli kayın ağaçlarından meydana gelen ormanlar giderek azalmış, günümüzde yok denecek hale gelmiştir. Ormanların çok az oluşu ve iklim şartları adada yabani hayvanların bulunmamasına sebep olmaktadır. Yer altı kaynakları bakımından fakir olan İzlanda’da sadece alüminyum çıkartılır. Alüminyum başkentin doğusunda ve ülkenin kuzeyinde çıkartılmaktadır.


Nüfus ve Sosyal Hayat

İzlanda'nın başkenti Reykjavik

İzlanda’nın nüfûsu 320,000 kişidir. Nüfûsun % 80’i şehirlerde, diğer kısmı köylerde yaşar. Başkent Reykjavik'te nüfus 145.237 kişidir (2006 verileri). Şehirlerin çoğu kıyı kesimlerde ve güneydeki ovalarda kurulmuştur. İzlanda halkı için Theogir’in koyduğu kurallar bugün de geçerlidir. İzlanda’da bugün topluma açık yerlerde bira ve benzeri alkollü içkiler içmek yasaktır. İzlanda halkı kendilerine özgü dillerini, kültürlerini, efsânelerini ve geleneklerini korumak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Halkın büyük kısmı Hıristiyanlığın Evangelist mezhebine (%95,6) bağlıdır. Geri kalan kısmının %3,7 Protestan, %0,7’si Katoliktir. Ülkede konuşulan diller, İzlandaca (Resmi Dil), Danimarkaca, İngilizce, Nord lehçeleri ve Almancadır. İzlanda’da eğitim düzeyi yüksektir. 7-15 yaşları arasında eğitim mecburî olup, okuma-yazma bilmeyen yoktur. İzlanda’da beş üniversite ve iki kolej bulunmaktadır.
İzlanda toplumu LGBT kişilere karşı toleranslıdır. 27 Haziran 2010'dan itibaren İzlanda'da eşcinsel evlilik yasal hale gelmiştir. Ülkenin başbakanı Jóhanna Sigurðardóttir da eşcinselliği ile açık olan dünyanın ilk seçilmiş devlet başkanıdır.

Siyâsî Hayat ve Yönetim
İzlanda Cumhuriyeti 17 Haziran 1944’te Danimarka'dan koparak bağımsızlığını îlân etmiştir. Anayasa 16 Haziran 1944'te yapılmıştır. Cumhurbaşkanı dört yılda bir seçilmektedir. Biri 40 üyeli, diğeri 20 üyeli iki meclisi vardır ve her ikisinin de görev süresi dört yıldır. Üyeler seçimle belirlenirler. Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından yetkilendirilir ve hükümeti kurar. Ülke 23 bölge ve 14 şehir ile yönetilmektedir.

Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar
  • AG (Avustralya Grubu),
  • BIS (Uluslararası İmar Bankası),
  • CBSS (Baltik Ülkeleri Konseyi),
  • CCC (Gümrük İşbirliği Konseyi),
  • CE (Avrupa Konseyi),
  • EAPC (Avrupa - Atlantik Ortaklık Konseyi),
  • EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası),
  • ECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu),
  • EFTA (Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi),
  • FAO (Tarım ve Gıda Örgütü),
  • IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı),
  • IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası),
  • ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü),
  • ICC (Milletlerarası Ticaret Odası),
  • ICFTU (Uluslararası Serbest Ticaret Birlikleri Konfederastonu),
  • ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi),
  • IDA (Uluslararası Kalkınma Birliği),
  • IEA (Uluslararası Enerji Ajansı),
  • IFC (Uluslararası Finansman Kurumu),
  • IFRCS (Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu),
  • IHO (Uluslararası Hidrografi Örgütü),
  • ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü),
  • IMF (Uluslararası Para Fonu),
  • IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü),
  • Inmarsat (Uluslararası Denizcilik Uydu Teşkilatı),
  • Intelsat (Uluslararası Telekomünikasyon ve Uydu Örgütü),
  • Interpol (Uluslararası Polis Teşkilatı),
  • IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi),
  • ISO (Uluslararası Standartlar Örgütü),
  • ITU (Uluslararası Haberleşme Birliği),
  • NATO (Kuzey Atlantik Asemblesi),
  • NC,
  • NEA (Nükleer Enerji Ajansı),
  • NIB (İskandinavya Yatırım Bankası),
  • OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü),
  • OPCW,
  • OSCE (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü),
  • UN (Birleşmiş Milletler),
  • UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı),
  • UNESCO (Eğitim-Bilim ve Kültür Örgütü),
  • UNHCR (BM Mülteciler Yüksek Komiserliği),
  • UNMIBH (BM Bosna Hersek Misyonu),
  • UNMIK (BM Kosova Geçici Yönetimi),
  • UNU,
  • UPU (Dünya Posta Birliği),
  • WEU (Batı Avrupa Konseyi),
  • WHO (Dünya Sağlık Örgütü),
  • WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı),
  • WMO (Dünya Meteoroloji Örgütü),
  • WTO (Dünya Ticaret Örgütü)

Ekonomi
İzlanda ekonomisinin temelini bir ada devleti olduğu için balıkçılık ve balık mamulleri teşkil etmektedir. Para Birimi, İzlanda Kronudur. Nüfusun %3'ü Turizm, %8'i Tarım, %14'ü Endüstri, %75'i Hizmet sektörlerinde çalışmaktadır. GSMH oranı 11,4 milyar$ dır. Enflasyon oranı %6,8 dir. Ülkenin %0,8'i işsizdir. Bu rakam avrupanın en iyi oranıdır. Ayrıca bu ülkenin ordusu yoktur. Bu yüzden orduya gider harcanmaz. Ayrıca ülkede kış turizimi ve termal kaynaklı turizm oldukça gelişmiştir. Ülkenin iç kesimlerinde ve termal kaynakların olduğu yerlerde lüks oteller bulunur.


Tarım ve Hayvancılık
İzlanda topraklarının büyük bir kesimi tarıma elverişsizdir. Ancak % 0,5’inde tarım yapılmaktadır. Nüfûsun % 8’i tarım sektöründe çalışmaktadır. Başlıca ürünleri hayvan yemi, patates ve şalgamdır. Adanın buzullarla örtülü olmayan kesimlerindeki otlaklarda hayvancılık yapılır. Küçük baş ve büyük baş hayvancılık ülkede yaygındır. Hayvancılık, ülkedeki önemli bir geçim kaynağıdır.


Balıkçılık
İzlanda’nın en önemli gelir kaynağını meydana getiren balıkçılık, 106.487 gross tonluk 866 gemi ile yapılmaktadır. Yıllık tutulan balık yaklaşık olarak 1.500.000 tondur. Başlıca tutulan balık türleri, balina, morina ve ringadır. Tutulan balıkların büyük bir bölümü işlenerek ihraç edilmektedir.


Endüstri
Balıkçılıkta kullanılan malzemelerin ve balıktan elde edilen ürünlerin üretimi başlıca sanâyi faaliyetidir. Balık konservesi ve balık unu fabrikası vardır. Küçük gemilerin yapıldığı, büyük gemilerin tamir edildiği tersaneleri; dokuma ve kumaş, çimento, ayakkabı, et ve süt ürünleri fabrikaları bulunmaktadır. Ayrıca başkent Reykjavik’in doğusunda ve adanın kuzeyinde çıkarılan alüminyum, başkent Reykjavik'ta bulunan birkaç aluminyum dökümhânesinde işlenerek ihraç edilir, ayrıca başkentte amonyum sülfat fabrikası da bulunmaktadır. Nüfûsun %14’ü sanâyide çalışmaktadır. Ülkedeki elektrik üretimi: 8.474 milyar kWh (2004), Elektrik tüketimi: 7.881 milyar kWh (2004) dır.


Ticaret
Ülke ihrâcâtını % 80’ini balık ürünleri, balık konservesi, tuzlanmış ve dondurulmuş balık, balık unu, balık yağı, alüminyum, diatomit ve gübre meydana getirir. Ayrıca hayvansal ürünlerde ihracatta önemli bir yer tutar. İhracat oranı, 3.587 milyar$ (2006), İhracat ortakları, İngiltere %17.9, Almanya %16.4, Hollanda %13, Norveç %11, ABD %8.1, İspanya %7.7, Danimarka %4.3 (2005)dir. İthal ettiği ürünler, makineler, kimyevi maddeler, petrol ürünleri, ilaç ve çeşitli besin ürünleridir. İthalat oranı, 5.189 milyar $ (2006), İthalat ortakları Almanya %13.4, ABD %9.1, İsveç %8.6, Danimarka %7.3, Norveç %7.2, İngiltere %5.9, Çin %5.3, Hollanda %5, Japonya %4.7 (2005) dir. Dış borç tutarı: 3.073 milyar $ (2005)


Ulaşım ve Haberleşme
İzlanda’da demir yolu yoktur. Kara yollarının uzunluğu 13 bin kilometreyi bulmaktadır. Başkent Reykjavik’te uluslararası bir deniz limanı ve havaalanı vardır. Ülkede hava yolu ulaşımı oldukca gelişmiştir. Ülkede irili ufaklı 98 adet havaalanı bulunur. Kullanılan telefon hatları: 243.900 (2005) kişidir. Televizyon Sayısı: 198.000 (2005), Internet kullanıcıları: 258.000 (2005) kişidir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
4 Temmuz 2016       Mesaj #4
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  iceland_by_matiassieppi-d62878c.jpg
Gösterim: 1425
Boyut:  13.2 KB

İZLANDA

, Atlas Okyanusu'nun kuzeyinde Kuzey Kutup Dairesi'nin hemen dışında yer alan büyük bir adadır. Grönland'ın batısından 300 km uzaklıktadır. Doğusunda İskandinav Yarımadası vardır. Güney kıyıları dışında, adanın çevresinde fiyort adı verilen derin koylar yer alır. (Resim kaynak: Iceland by MatiasSieppi on deviantART) Alçak kıyı ovaları dışında, ülkenin büyük bir bölümünü hiç kimsenin yaşamadığı ve hiçbir bitkinin yetişmediği yüksek bir yayla kaplar. Bu yaylada yükselen dağlardan bazıları hâlâ etkin olan yanardağlardır. Bunlar zaman zaman lav püskürtür (bak. Yanardağ). 1963'te güney kıyılarının yaklaşık 20 km açığında denizden küçük bir volkan adası yükseldi. Buna sonradan Surtsey adı verildi. 1973'te Surtsey'in 11 km uzağındaki Heimaey Adası'nda bulunan bir yanardağ patladı ve beş ay süreyle lav püskürterek adayı siyah küllerle örttü. En büyük yanardağ güneydeki Hekla'dır. İzlanda gayzerler bakımından çok zengindir {bak. Gayzer). Bunlar kaynar su ve buhar fışkırtır. Gayzerlerden borularla taşınan sıcak sudan evlerin ısıtılmasında yararlanılır. Yanardağlar ve sıcak su kaynaklarının bulunduğu bu adanın sekizde biri buzullarla örtülüdür. Bunlardan biri de güneydeki Vatnajökull'dur {bak. Buzul ve Buzullaşma). İç yaylada, lavların yol açtığı çatlaklarda çok sayıda göl vardır. İzlanda'nın buzullarla beslenen ırmakları çok hızlı akışlıdır. "Buz Ülkesi" anlamına gelen adına karşın, İzlanda'nın iklimi oldukça ılımandır. Gulf Stream, adanın çok soğuk olmasını ve kıyıların buz tutmasını önler {bak. Gulf Stream). Kıyı bölgelerinde, yılın yaklaşık üç ayı kar yerde kalsa da, kışlar pek soğuk geçmez. Yazlar ise hiçbir zaman sıcak değildir. İzlanda'da ot, yosun, süpürgeotu ve liken dışında pek bitkiye rastlanmaz. Keresteye elverişli ağaçlar bulunmadığından son zamanlarda ladin ve çam dikilmeye başlanmıştır. Adada yerleşim başlamadan önce yalnızca tilkiler yaşıyordu. Göçmenler ev ve çiftlik hayvanlarını beraberlerinde getirdiler. Bugün tilkiden başka, az sayıda rengeyiğine, çeşitli kuşlara ve özellikle de su kuşlarına rastlanır. Bazı çiftçiler pufla ördeklerinin {bak. Ördek) yuvalarından kuştüyü yorganlarda kullanılan ince tüyleri toplayarak ek gelir sağlar. Güçlü İzlanda midillileri çok dirençlidir. Yolların yetersiz olduğu bu ülkede ulaşımda kullanılırlar.

Ad:  aurora_borealis_from_iceland_by_porbital-d6ubzrl.jpg
Gösterim: 1512
Boyut:  25.4 KB

Halk ve Ekonomi


İzlandalılar eğitime büyük önem verir. Okullar araç gereç bakımından zengin, eğitim açısından niteliklidir. 1911'de kurulan İzlanda Üniversitesi başlıca yükseköğrenim kurumudur. Ülkenin başkenti Reykjavik, önemli bir ticaret merkezidir {bak. Reykjavik). İzlandalıların büyük çoğunluğu Luteran (Protestan) Kilisesi'ne bağlıdır. Eskiden çiftlik evi ve konut yapımında ağaç ve taş kullanılır, (Resim kaynak: Aurora Borealis from Iceland by porbital on deviantART) çatı örtüsü olarak saman ve sazlardan yararlanılırdı. Bugün ise çağdaş teknolojinin olanaklarından yararlanılarak yapılan modern konutlarda yaşanmaktadır.Birçok yerde, gayzerlerden gelen su, merkezi ısıtma sistemlerinde ve çamaşırhanelerde kullanılır. Aynı yöntemle ısıtılan yüzme havuzları da vardır. İzlanda iklimi tahıl yetiştirilmesine elverişli değildir. Otlakların biçilmesinden elde edilen saman, çok sayıda sığır ve koyunun beslenmesinde kullanılır. Az miktarda patates ve şalgamdan başka gayzerlerden gelen suyla ısıtılan seralarda üzüm, domates ve sebze yetiştirilir. En önemli gelir kaynağı balık ve balık ürünleridir. İzlanda'nın büyük bir balıkçılık filosu vardır. Kıyıların çevresindeki sular morina ve ringa bakımından zengindir. 1970'lerde İzlanda, kıyılarında avlanma sınırını 50 milden 200 mile çıkarınca, aynı sularda büyük bir balıkçılık filosu bulunduran İngiltere ile "morina savaşı" adıyla anılan ciddi çarpışmalar baş gösterdi. Norveç'in arabuluculuğuyla sorun çözümlendi ve 1976'da İngiltere 200 millik sınırı kabul etti. Balina avcılığının da önemli bir gelir kaynağı olduğu İzlanda'da, uluslararası doğa korumacılarının baskısıyla, avlanma 1987'de yılda 120 balinayla sınırlandırıldı. Ne var ki, avlanmanın tümüyle durdurulması yolunda baskılar sürüyordu. Sonunda İzlanda, Uluslararası Balina Avcılığı Komisyonu'nun kararlarına uymayı kabul etti. Avlanan balıklardan bir bölümü dışarı satılmak üzere dondurulur, kurutulur, tuzlanır ya da konservesi yapılır; bir bölümünden gübre olarak kullanılmak üzere balık unu üretilir, geri kalanından ise boya ve cilalara katılan koruyucu yağ elde edilir. Reykjavik morina, kuzeydeki Siglufjördür ise ringa avcılığının merkezidir. Bazı ırmaklarda sombalığı avlanır. İzlanda'da kömür ya da maden yoktur. Yakıt olarak turba kömürü kullanılır. Balık konservesi ve balık unu üreten fabrikaların yanı sıra gübre ve çimento fabrikaları da vardır. Birçok yerde hidroelektrik santrallan kurulmuştur. İzlanda'da demiryolu yoktur; ulaşım kıyılarda otobüslerle sağlanır. Kışın karayolu ulaşımı çok güçleştiğinden ülke içinde havayoluna dayalı bir ulaşım ağı vardır. İzlanda, Avrupa ile Kuzey Amerika havayolu arasında yer alır. Reykjavik havalimanından düzenli seferler yapılır.

Ad:  dyrholaey_iceland_of_course_by_patimakowska-d9ytbon.jpg
Gösterim: 1461
Boyut:  31.2 KB

Tarih


Norveç Kralı 1. Harald ile çatışmaya giren, çoğu soylu bir grup İskandinavyalı, İS 874'te Ingölfur Arnarson'un önderliğinde İzlanda'ya yerleşti. Adaya yaklaştıklarında Arnarson, Norveç'teki eski evinden aldığı iki büyük kalası güverteden denize atarak bunların karaya vurduğu (Resim kaynak: Dyrholaey Iceland of course by PatiMakowska on deviantART) yerde yeni evini kuracağını söyledi. Kalaslar volkanik sıcak su kaynaklarının bulunduğu güzel bir koyda karaya vurdu ve buraya "dumanlı koy" anlamına gelen Reykjavik adı verildi. Norveç'ten onların ardı sıra başkaları da geldi. Danimarka'dan, İsveç'ten, Hebrid Adaları'ndan, İrlanda'dan gelenler oldu. Buraya yerleşenler balıkçılık ve avcılık yapıyor, koyun yetiştiriyordu. Yerleşme birimlerinin her birini hem yargıçlık, hem de dinsel törenlerde önderlik yapan bir şef yönetiyordu. 930'da bu şefler, ulusal nitelikte bir meclis oluşturdu. 10. yüzyılın sonlarına doğru yaklaşık 500 İzlandalı Kızıl Erik'in (bak. KizilErîk) önderliğinde yerleşmek üzere Grönland'a gitti. Anlaşmazlıklardan dolayı neredeyse savaşın eşiğine gelindiği 1000 yılından sonra, meclis halkın Hıristiyan olması gerektiğine karar verdi. Ülke tahıl ve kereste karşılığında Norveç'e koyun eti ve yün satarak varlığını sürdürdü. 13. yüzyılda İzlandalı şefler arasında çatışmalar çıktı. 1262'de Norveç kralı, her yıl altı gemi yükü tahıl ve kereste göndereceğine söz vererek, İzlanda'yı denetimi altına aldı. Oysa Norveç ve daha sonra Danimarka kralları verdikleri sözü tutmadılar. 1380'den sonra Norveç ile Danimarka birleştiğinde, İzlanda büyük ekonomik güçlükler ve salgın hastalıklarla yüz yüzeydi. 1402-04 arasında halkın çoğu vebadan öldü. Danimarka kralı, İzlandalıların İngiliz ve Alman tüccarlara balık satmasına izin vermedi ve bütün ticaretin kendi ülkesiyle yapılmasını istedi. Bunun sonucunda İzlandalılar daha büyük sıkıntılarla karşılaştı. 1097'de yaklaşık 75 bin olan nüfus, 1703'e gelindiğinde 50 bine düşmüştü. 18. yüzyılda ülkede çiçek hastalığı, kıtlık, koyun hastalıkları ve şiddetli yanardağ patlamaları baş gösterdi. 18. yüzyılda bu güçlükler ve olağandışı soğuk geçen kışlar dolayısıyla birçok İzlandalı yerleşmek üzere Kanada'ya ve ABD'ye gitti. Geride kalan İzlandalılar, büyük önderleri Jon Sigurdsson'un çabasıyla yavaş yavaş yeniden toparlanarak bazı özgürlükler kazandılar. 1874'te İzlanda parlamentosu kuruldu. Ne var ki, 1903'te İzlanda'ya içişlerinde özerklik verilinceye kadar ülkeyi Kopenhag'daki İzlanda Bakanlığı yönetti. 1918'de, 25 yıl sürecek bir antlaşmayla İzlanda, Danimarka ile özel bir birlik içinde, bağımsız bir devlet durumuna geldi. 1944'te parlamento Danimarka ile yapılan antlaşmanın sona erdiğini ilan etti ve bir halkoylaması sonucunda İzlanda bağımsız bir cumhuriyet oldu. İzlanda Cumhuriyeti 1949'da NATO'ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) katıldı. İki yıl sonra da ABD ile Reykjavik'in 56 km güneybatısındaki Keflavik'te büyük bir hava üssü kurulmasına ilişkin bir antlaşma yapıldı. 11-12 Ekim 1986'da ABD Başkanı Ronald Reagan ile SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov Reykjavik'te, nükleer silahların sınırlandırılması görüşmelerinin başlatıldığı bir doruk toplantısı yaptılar. İzlanda bugün parlamenter demokrasi ile yönetilmektedir. Parlamento 60 üyeden oluşur. Hükümete başbakan başkanlık eder. Devlet başkanı Vigdis Finnbogadottir, dünyada cumhurbaşkanlığına seçilen ilk kadındır. 1988'de üçüncü kez seçilen Vigdis Finnbogadottir, 1980'den beri bu görevdedir.

Edebiyat Geleneği


İzlanda, Avrupa'nın nüfus yoğunluğu en az olan ülkesidir. Halkın hemen hemen tümü 9. yüzyılda, genellikle Norveç'in batısından gelen Vikingler'in soyundandır (bak, VİKİNGLER). İzlandalıların Danimarka ve Norveç dillerinden farklı olan dilleri, yüzyıllar boyunca çok az değişikliğe uğramıştır. Bu küçük ülke, ortaçağda Avrupa'nın en gelişkin edebiyatınayatına sahipti. İzlanda'da 12. ve 13. yüzyıllarda yazılmış sağa adı verilen destanlar İzlanda tarihine ilişkin değerli bilgi kaynaklarıdır (bak. Saga). Bu dönemde şiir de çok gelişmişti. Öykü ve şiirlerin çoğu kâğıda dökülmeden önce ağızdan ağıza dolaşarak kuşaktan kuşağa aktarılmış ve bunlann birçoğu 13. yüzyılda Edda adlı biri düzyazı, öteki koşukla yazılmış iki kitapta toplanmıştır.
Ortaçağdan sonra gelişimi yavaşlayan İzlanda edebiyatında, gene de sagaların etkisini taşıyan değerli yapıtlar yer alır. Önemli çağdaş yazarlar arasında doğa ve din konulu şiirleriyle Einar Benediktsson, geçmiş ve çağdaş İzlanda yaşamını anlatan romanlarıyla Gunnar Gunnarsson ve Halldor K. Laxness sayılabilir. Bu yazarlardan 1955 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Laxness'in Saika Valka ve İzlandalı Bir Genç (Saika Valka; 1930-32) Atom Durağı (Atomstödin; 1948) adlı romanları Türkçe'ye çevrilmiştir. İzlanda, nüfusuna oranla, dünyada en çok kitap yayımlanan bir ülkedir.

İzlanda'ya İlişkin Bilgiler


Yüzölçümü: 102.819 km2.
Nüfus: 299.388 (2006), (1991) 258.000
Siyasi Sistem: Parlementer Demokrasi.
Başkent: Reykjavik.
Doğal Yapı: Büyük bir bölümü ortalama yüksekliği 600-900 metre dolaylarında olan volkanik düzlüklerden oluşur; bunların en yükseği Öraefajökull 2.100 metrenin üzerindedir. Adada çok sayıda buzul vardır. Ayrıca birçok göl, kaynak ve gayzer bulunur.
Başlıca Kentler ve Nüfusları (1990): Reykjavik (145.546), Akureyri (14.174), Keflavik (7.525)

Dışarıya Satılan Başlıca Ürünler


Balık ve balık ürünleri.

Eğitim: 7-16 yaş arasındaki çocukların okula gitmesi zorunludur. Eğitim her düzeyde parasızdır. Uzak bölgelere gezici okullar gönderilir.

Ülkede Konuşulan Diller: İzlandaca (Resmi Dil), İngilizce, Nord lehçeleri ve Almancadır.

Toplum Yapısı: İzlanda’nın ilk yerli halkının büyük çoğunluğu Norveç kökenlidir. Ayrıca, İrlandalılar, İskoçlar ve Keltlere de rastlanır. Tüm bunlara karşın yüzyıllarca bir arada yaşamanın getirdiği kaynaşma sonucu, günümüzde etnik farklılık ortadan kalkmış durumdadır. Halk arasında derin sosyal ayrılıklar yoktur, adanın zor doğa koşulları, İzlanda toplumundaki bağları güçlendirmiştir.

Ekonomi


Tarım ve Hayvancılık: Tarıma elverişli topraklar, yüzölçümün ancak % 1.3’ü kadardır. Patates, şalgam, kuru ot, başlıca tarımsal ürünlerdir. Buna karşın, çağdaş hayvan yetiştiriciliği, sığır, inek, koyun, domuz, at, kümes hayvanları, et ve süt gereksiniminin karşılanmasına olanak sağlar. Karasularının önce 50 mile (1972) daha sonra 200 mile (1975) çıkarılması, yıllık balık üretimini % 100 artırdı.

Endüstri


Endüstri, balık ve et işleme, alüminyum, ferrosilikon üretimi ve dokumacılığa dayanır. Bu ürünler, aynı zamanda temel dışsatım mallarını oluşturur.

Doğal Kaynaklar


Doğal kaynaklardan yoksun oluşunun yanı sıra, orman varlığı da toplam yüzölçümünün % 1’idir. En önemli kaynaklar jeotermal enerji ve henüz ancak % 10’u kullanılan hidroelektrik potansiyelidir. Özellikle, petrol fiyatlarının artmasından sonra daha çok kullanılmaya başlanan jeotermal enerjinin başlıca kullanım alanları, evler ve seraların ısıtılmasıyla diatomit üretimidir.

İzlanda 1988'in ortalarından başlayarak ekonomik durgunluk içine girdi. Bunun temel nedeni, daha önceki aşırı avlanma nedeniyleadayı çevreleyen denizlerde balık stokunun azalması sonucunda balıkçılığa getirilen kısıtlamalardı. Balık türlerinin yok olmasını önlemek için getirilen avlanma kotaları özellikle yoksul yöreleri çok etkiledi. Ekonomik durgunluğun bir başka nedeni, ekonomik büyümeye ağırlık verilen 1986 ve 1987 yıllarında yatırım ve dış borçlanmaların aşırı boyutlara ulaşmasıydı. II. Dünya Savaşı'ndan beri işsizlik sorunu olmayan İzlanda'da özellikle geri kalmış bölgelerde işsizlik ortaya çıktı. 1989'daki yaygın grevler sınırlı ücret artışlarıyla sonuçlandı. Hükümet durgunluğu aşmak için yabancı yatırımcıları ülkeye çekecek projeler hazırladı ve bunların bazılarını kabul ettirdi. Nisan 1991'deki seçimler muhafazakâr Bağımsızlık Partisi'nin (BP) zaferiyle sonuçlandı. Steingrîmur Hermannsson başkanlığındaki koalisyon hükümeti parlamentodaki desteğini koruduysa da, Sosyal Demokrat Parti (SDP) temel siyasal konulardaki anlaşmazlıklar nedeniyle hükümetten çekildi. BP ile SDP'nin David Oddsson başkanlığında kurduğu koalisyon hükümeti nisan sonunda göreve başladı. Yeni hükümetin işbaşına gelir gelmez ':atı bir ekonomik politika izlemeye başlaması halk desteğinin azalmasına yol açtı. İzlanda ekonomisindeki gerileme 1992'de de sürdü. İşsizlik artışı önlenemedi, buna karşılık enflasyonda düşüş görüldü.

Derlemedir...
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
🌘 🚀
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
4 Temmuz 2016       Mesaj #5
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  İceland.jpg
Gösterim: 6471
Boyut:  290.9 KB
Iceland 69 by lonelywolf2 on deviantART
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
🌘 🚀
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
31 Temmuz 2017       Mesaj #6
Avatarı yok
Yasaklı

İzlanda'nın Hekla Volkanında Yeni Mineral Keşfi!


Ad:  hekla1.jpg
Gösterim: 1171
Boyut:  40.1 KB
Hekla Volkanı!
Jeologlar İzlanda'nın Hekla ve Eldfell volkanlarından elde ettikleri verilerin incelenmesi sonucunda özellikle Hekla volkanı çevresinden alınan kaya örneklerinde yeni bir mineral bulduklarını belirtti. Yapısında demir, flor ve su elementlerini barındıran ilgili minerale 'topsoit' adını verdiklerini ifade eden Kopenhag Üniversitesi Jeoloji ve Doğal Kaynaklar bölümünde görevli araştırmacılar topsoit adlı yeni mineralin söz konusu volkanik bölgede 2009 yılından bu yana şimdiye kadar keşfedilen 7. mineral olduğunu bildirdi.

Özel jeolojik oluşumların Eldfell ve Hekla gibi volkanik alanlarda rutin bir şekilde devam ettiğini ifade eden araştırmacılar ilgili volkanik alanların mineral yönünden oldukça zengin olduğunu ve bu bağlamda mineral keşiflerinde kullanılabilecek yeni yöntemler aracılığıyla mineral yapısındaki kimyasal bileşimlerin içeriğinin de kısa sürede kolayca analiz edilebileceğini belirtti.

Kaynak: AA Bilim Teknoloji / Mineralogical Magazine (31 Temmuz 2017)

Benzer Konular

15 Ekim 2009 / Misafir Soru-Cevap
17 Ağustos 2010 / _Yağmur_ Taslak Konular
23 Mart 2010 / Misafir Taslak Konular