Arama

Malta ve Malta Tarihi

Güncelleme: 18 Ağustos 2013 Gösterim: 6.517 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mart 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Malta

Sponsorlu Bağlantılar
125px Malta flag large

Güney Avrupa'da, Akdeniz'de adalar, Sicilya'nın güneyinde yer almaktalar.Malta takımadaları 3 adadan oluşur: Malta, Gozo ve Comino. Takımadalar arasında en büyüğü olan Malta 237 km², Gozo 68 km² ve Comino 2 km² yüzölçümüne sahiptir.

Tarih

Tarih Öncesi

Malta'da ilk yaşayan insan belirtileri M.Ö. 4000 yılına,Neolitik Döneme dayanmaktadır. Yeni Taş Devriinsanlarının varoluş kanıtlarına Malta'nın güneyinde, Birzebbuga'nın yakınındaki Ghar Dalam mağarasında rastlanmaktadır. Arkeologlar bu bölgede önceki dönemlerden kalma geyik, hipopotam ve bodur fillerin kalıntılarını da keşfetmişlerdir. Bu kalıntılar,Malta'nın günümüz Avrupa ve Afrika kıtalarına bağlı olduğu dönemlere aittir.Takip eden koloniler, büyük ihtimalle Sicilya'dan geldikleri tahmin edilen, tapınak inşa eden ırklar (topluluklar) getirmişlerdir.O dönem yaşamış olan Maltalılar, binlerce yıldan sonra bile bugün hala ayakta kalabilmeyi başarmış , hayat tarzları ve medeniyet düzeyleri hakkında bizleri hayrete düşüren yapılar bırakmışlardır.

Araştırmacılar Ggantija'da (Gozo) bulunan tapınakların yeryüzünün en eski, tek başına ayakta durabilen abideleri olarak nitelendirmektedirler. Restorasyon çalışmaları nedeniyle geçici olarak kapalı olan Paola'daki Hypogeum, tarih öncesi dönem mühendisliğinin olağanüstü başarısının bir göstergesi olarak, kayalardan oyulmuş odalar ve labirent geçişleriyle türünün tek yeraltı tapınağıdır.Diğer tapınaklar Mnajdra, Hagar Qim, Tarxien görülmeye değer pek çok yer gibi Malta'nın "Kutsal Ada" oluşu teorisini doğrulamaktadır.

Eski Medeniyetler

M.Ö. 800 ile M.S. 870 yılları arasında Malta, adadaki varlıklarına dair belirgin izler bırakan ve artarda gelen medeniyetlerin beşiği olmuştur.

M.Ö. 8. yüzyılda Fenikelilerin adaya gelmesi tarih öncesi çağların sona ermesi ve Malta'nın tarih sayfalarına girmesinin müjdecisi olmuştur. Yeni hükümdarlarının ticari becerileri sayesinde Akdeniz komşularıyla artan ilişkiler ve ticaretin getirdiği yararlarla Malta Adaları'nın yalnızlığı da sona ermiştir. Fenikelilerin bölgedeki hakimiyeti M.Ö. 5. yüzyılda yavaş yavaş sönmeye başlamış ve yerini onları takip eden Kartacalılara bırakmıştır. Kartacalılar M.Ö. 480 dolaylarında Malta'yı devralmış ve yaklaşık iki yüzyıl hakimiyetlerini sürdürmüşlerdir.

M.Ö.218 yılında Malta Adaları, bölgeye baştan başa yayılarak büyük bir imparatorluk olan Romalıların bir parçası olmuştur.Romalılar döneminde meydana gelen en önemli olay ise hiç şüphesiz M.S.60'daki St.Paul gemi kazası ve akabinde de yerel nüfusun yeni bir din olan Hıristiyanlığa geçmesidir. M.S. 4. yüzyılın sonlarına doğru Malta Doğu Roma İmparatorluğu'nun hakimiyetine geçmiştir.

Malta'da 375 yıl süren Bizans dönemi, M.S. 870 yılında adayı ele geçiren Kuzey Afrikalı Berberi kuvvetlerinin ortaya çıkmasıyla sona ermiştir.

Orta Çağ

836 yılında Malta Takımadaları'na akın etmeye başlayan Kuzey Afrikalı Araplar,869 Ancak Sicilya'nın hemen yanından filolarını göndererek Hıristiyan kuvvetlerinin üstesinden gelmeyi başardılar ve adalar 870 yılında Arapların eline geçti. yılında neredeyse adayı ele geçirmeyi başarmışlardı ama Bizanslılar tarafından geri çekilmek zorunda bırakıldılar.

Arapların yaklaşık iki yüzyıl boyunca Malta'da sürdürdükleri hakimiyetleri süresince geliştirdikleri yeni tarım ve sulama sistemleri, pamuk ve narenciye gibi ürünlerle adaya refah ve huzuru getirmiştir. Fakat Arap hakimiyetinden kalan en temel miras, kökleri bakımından Arapça'ya çok yakın olan Maltaca'dır. Bu etki Malta ve Gozo'daki pek çok kasaba ve köyün isminde de görülmektedir: Mdina, Mqabba, Ghajnsiele, Rabat, Xaghra, Zejtun ve Zurrieq.

Arap hakimiyetinin 1090 yılında Normanların istilası ve adayı fethetmesiyle sona ermesine rağmen etkileri 13.yüzyılın sonlarına kadar devam etmiştir. "Norman" dönemi nispeten kısa sürmüştür ve bu dönemden sonra Malta artarda gelen hükümdarlar dönemine girmiştir: Almanlar,Fransızlar ve İspanyollar. Bunların tamamı 1530 yılında St.John Şövalyelerinin adaya gelmeleriyle son bulmuştur.

Şövalyeler

Neolitik dönemden yüzlerce yıl sonra 1530 yılında adaya gelen St.John'un emrindeki şövalyeler beraberlerinde bambaşka, zengin bir kültür getirdiler. St. John şövalyelerinin tarihi, 11. yüzyılın ortalarında başlar. Şövalyelerin gerçek görevi, savunma yapmak, Hıristiyan hacılara kutsal topraklara kadar refakat etmek ve zor durumda olan insanlara yardımda bulunmaktı. Fakat daha sonraları amaçları değişti. Hıristiyan olmayanlara saldırmak en büyük görevleri haline geldi. Şövalyeler Hıristiyanlık dininin askerleri durumuna geldiler. Kutsal topraklardaki bütün kaleleri, büyük arazileri, her şeyi ele geçirdiler ve bir donanma kurdular.

1291'de Müslümanların gelişiyle, şövalyelerin kaderi değişti.Rodos'u geri alarak Türklere karşı iki yüzyıl mücadele ettiler ama 1522'de Kanuni Sultan Süleyman Rodos'u ele geçirerek, şövalyeleri adanın dışına sürdü. Yeni bir vatana ihtiyaç duyan şövalyeler 1530'da imparator V.Charles'in verdiği imtiyazlarla Malta'ya yerleştiler. Gelir gelmez ticareti ve sosyal ilişkileri geliştirmeye başladılar, yeni hastaneler yaptılar, en önemlisi de adada güçlü bir kalkınma hareketi başlattılar. Fakat Kanuni Sultan Süleyman, Avrupa'nın geçiş yolları üzerinde bulunan Malta'yı da imparatorluk sınırlarına katmak istiyordu. 1565'te güçlü bir donanma ile Malta'ya geldi ve kuşatma başlattı. Kuşatma 4 ay kadar sürdü. Sonunda Sicilya'dan gelen yardımla şövalyeler galip geldiler. Şövalyeler bu savunmayla Güney Avrupa'nın ve Hıristiyanlık aleminin güvenini kazandılar. Türklere karşı kazanılan bu zaferden sonra, Malta ve Gozo'yu büyük bir şevkle geliştirmeye başladılar. Adalar, bu dönemde mimarlık, sanat ve kültür açısından altın devrini yaşadı. Malta'daki pek çok görkemli yapı bu dönemin eserlerindendir.Valletta şehri, ismini şövalyelerin büyük ustası Jean Parisot De La Vallette'den almıştır. Valletta en erken dönem raylı sistemin kullanıldığı şehirlerden biridir.

Fransızlar

Malta'daki Fransız hakimiyeti kısa ve inişli çıkışlı olmuştur.1798'de adaya gelen Napolyon ve kuvvetleri adalılar tarafından başta iyi karşılanmışlardı. Buna rağmen St. John şövalyeleri tarafından,Fransa'dan gelen devrimci fikirler nedeniyle hiç sevilmediler.

Yeni hakimlerin getirdiği radikal değişiklikler hala kilise ve soylular tarafından yönetilen ve her iki kuruma da sadık yerlilerin gözüne fazla göründü. İlkokulların kurulması ve bunun gibi olumlu yasalar bunu kiliseye karşı bir hareket olarak nitelendiren halkta dengesizlikler yarattı.

Eylül 1800'de Malta'nın özgürlüğüne kavuşmasına yardımcı olmaya gelen İngiliz kuvvetlerinin kuşatmasına kadar Fransızlar gelişlerinden 3 ay sonra ayaklanan halk tarafından Valletta ve Three Cities'in gerilerine sürülmüş ve orada kalmışlardır. Böylece İngiliz filosu Grand Harbour'a girmiş ve 1.5 yüzyıl oradan ayrılmamıştır.

İngilizler

İngiliz hakimiyetinin Malta tarihinde önemi büyüktür. Fransızların kovulması için Maltalılara yardım eden İngilizler kendilerini adanın hakimi olarak buldular fakat başta torakları ellerinde tutup tutmamakta tereddütlüydüler.

1802'de yapılan bir anlaşmayla Malta'nın St. John düzenine geri dönmesine karar verilmiş ancak halk eski hükümdarlarına geri dönme taraftarı olmamış ve İngiliz himayesi altında kalmak istemiştir. 1814 Paris Anlaşması'yla İngiliz İmparatorluğu'na katılan Malta, İngiltere için Doğu'ya bir atlama taşı olarak stratejik önemini korumuştur.

21 Eylül 1964 yılında bağımsızlığını ilan eden Malta'da İngiliz kuvvetleri 31 Mart1979 tarihine kadar varlıklarını korumuşlardır.

Günümüz Tarihi

Malta, 1964'te bağımsızlığını kazanmasının ardından Milliyetçi Parti yönetimine geçmiş, anı yıl İngiliz'lerle yapılan bir anlaşmayla,İngiltere'nin askerlerini beş yıl içinde geri çekmesi kararlaştırılmış,1965'te de Avrupa Konseyi'ne üye olmuştur.

1971 seçimlerinde İşçi Partisi iktidara gelmiş ve hükümeti İngiliz egemenliğine karşı mücadele eden Dominic Mintoff kurmuştur. Yeni hükümet dış politikada köklü değişikliklere gitmiş,Amerikan savaş gemilerinin Malta'ya uğraması yasaklanmış,Libya ile iyi ilişkiler kurulurken,Sovyetler Birliği ve Çin'e yaklaşılmış, bu durum NATO'nun yapmayı vaat ettiği yardımın üçte ikisini, İngiltere'nin de geri kalanını ödemesini sağlamıştır. İç politikada 18 yaşındaki gençlere oy hakkı verilmiş, eşit işe eşit ücret ilkesi benimsenmiş ve 1974'te İngiltere adına bir vali tarafından yönetilen Malta'da cumhuriyet ilan edilmiş devlet başkanlığına Antony Joseph Mamo seçilmiştir.

1976 seçimlerinde devlet başkanlığına Anton Buttigie getirilmiş, genel seçimlerde İşçi Partisi iktidarını korumuştur. Başbakanlık görevini sürdüren Dominic (Dom) Mintoff,Arap ülkelerine daha yakın bir politika izleyerek, Avrupa ile Arap ülkeleri arasında bir köprü olmaya çalışmış, Arap ülkelerinden Libya ve Cezayir, Batı ülkelerinden İtalya ve Fransa'nın Malta'nın tarafsızlığını garanti etmelerini sağlamak istemiştir.

1979'da, İngiliz askeri üsleri boşaltılmış, NATO'dan alınmış borçların ödenebilmesi için Fransa ve Çin'e başvurulmuş ve Çin'den alınan yardım giderek artmıştır. 1980'de Libyalı danışmanlar ülkeden sınır dışı edilmiş, ardından, İtalya ile Malta'nın tarafsızlığını gerekirse askerle korumayı güvenceye alan bir savunma antlaşması imzalanmıştır. 1981'de de eski NATO sarnıçlarından Sovyetler Birliği'ne yararlanma hakkı verilmiştir. Aynı yıl yapılan seçimlerde İşçi Partisi, Milliyetçi Parti'den daha az oy almasına karşın, seçim sisteminin sonucu iktidarını sürdürmüş, ancak 1987 Mayıs'ında yapılan seçimleri kazanan Milliyetçi Parti 14 yıllık İşçi Partisi iktidarına son vermiştir.

Coğrafya Ve İklim

Coğrafya

Malta'da hiç dağ ya da akarsu bulunmamaktadır ve adanın karakteristik özelliğini teraslanmış alanları ve bir dizi alçak tepeleri teşkil eder. 137 kilometre uzunluğundaki kıyılarında ise güzel kumsallara sahip pek çok koyları ve limanları vardır.

İklim

Malta Adaları, yumuşak geçen kışları ve sıcak yaz sezonuyla sağlıklı bir iklime sahiptir. Soğuk rüzgarlar, kar, don ve sis Malta'da bilinmeyen terimlerdir. Nisandan sonra seyrek olmakla birlikte yazın neredeyse hiç rastlanmayan yağışlar en çok Eylül ile Nisan ayları arasında görülür.

Sıcaklık kış aylarında (Kasım - Nisan) ortalama 14.3°C, yaz aylarında (Mayıs- Ekim) ise ortalama olarak 32.6°C civarındadır. Malta adaları, sıcak yaz günleri ve gecelerinde denizden esen serin meltemlerle, Temmuz ayı ortalarından Eylül ayı ortalarına kadar devam eden sıcaklığın yüksek olduğu dönemlerde bile, nadiren aşırı sıcaklara maruz kalır.

İlginç bir not olarak ekleyelim: Adada hiç akarsu ve dağ bulunmuyor. Tarlaların çoğunluğu küçük ve az eğimlidir. Fakat yağış eksikliği ve ters arazi koşullarına rağmen tarım gelişmiştir.

Nüfus

Nüfus: 394,583 (Temmuz 2001 verileri)
Nüfus artış oranı: %0.74 (2001 verileri)
Mülteci oranı: 2.37 mülteci/1,000 nüfus (2001 tahmini)
Bebek ölüm oranı: 5.83 ölüm/1,000 doğan bebek (2001 tahmini)
Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 78.1 yıl
Erkeklerde: 75.64 yıl
Kadınlarda: 80.79 yıl (2001 verileri)
Ortalama çocuk sayısı: 1.92 çocuk/1 kadın (2001 tahmini)
HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.52 (1999 verileri)
HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 100 den az (1999 verileri)
Ulus: Maltalı
CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
10 Ekim 2008       Mesaj #2
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
MALTA, Akdeniz'in ortasında, Sicilya'nın 96 km kadar güneyinde yer alan bir adadır. Gozo ve Kemmuna adalarıyla birlikte bir cumhuriyet oluşturur. Malta Adası'nın kuzey ve doğu kıyılarında çok sayıda körfez ve doğal liman bulunur. Güneybatıda tepeler varsa da yükseklikleri 260 metreyi geçmez. Kışın görü­len küçük sağanaklar dışında Malta'nın yu­muşak bir iklimi vardır. Ülkede hiç göl yoktur. Malta ve Gozo'daki küçük akarsular da yazın kuruduğu için bitki örtüsü zengin değildir.

Sponsorlu Bağlantılar
MALTA'YA İLİŞKİN BİLGİLER
YÜZÖLÇÜMÜ: 316 km2. NÜFUS: 347.000 (1988).
YÖNETİM: İngiliz Uluslar Topluluğu üyesi bağımsız cumhuriyet.
BAŞKENTİ: Valletta.
DOĞAL YAPI: Adanın büyük bölümünü kaplayan yayla hafif basamaklarla güneydoğudaki ovaya iner. Kıyı­lar kayalıktır ve çok sayıda küçük koy bulunur.
BAŞLICA ÜRÜNLER: Buğday, arpa, patates, sebze.
DIŞARIYA SATILAN BAŞLICA ÜRÜNLER: Giyim eşyası, sanayi ürünleri, patates, dokuma.
ÖNEMLİ KENTLER: Valletta, Sliema, Birkirkara.
EĞİTİM: 6-16 yaşları arasında zorunludur.

Maltalılar'ın, değişik halkların karışımı ol­makla birlikte büyük çoğunluğu İtalyan'dır. İngilizce'yle birlikte ülkenin resmi dili olan Malta dili Kuzey Afrika- Arapçası (Magrip Arapçası) kökenlidir. Ama İtalyanca'nın Si­cilya lehçesinin de etkilerini taşır ve bu dilden alınma pek çok sözcük içerir. Malta dili, Latin kökenli bir alfabeyle yazılan, tek Arapça kökenli dildir. Halkın hemen hemen tümü Katolik'tir.

Başkent Valletta, Malta Adası'nın kuzey kıyısındaki derin sulu büyük bir körfezi ikiye ayıran sarp bir yarımadanın üzerinde kurul­muştur. Adanın güneybatısındaki tepeler üze­rinde kurulu olan eski başkent Mdina'da 17. yüzyıl sonundan kalma bir katedral ile 15. yüzyıl başlarından kalma güzel saraylar bulu- nur. Malta'dan daha engebeli ve yeşillikli bir ada olan Gozo'nun başlıca kenti Victoria'dır. Malta ve Gozo adalarında İÖ yaklaşık 4000 yıllarından kalma çok ilginç eski mezarlar ve büyük taş bloklardan yapılmış tapınaklar vardır. bir deniz kazası geçirdiğine ve Hıristiyanlık'ın Malta'ya bu yolla girdiğine inanılır. Roma İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra Malta, Araplar'ın eline geçti ve halkın büyük bölümü Müslüman oldu. 1091'de Sicilyalı Normanlar adayı ele geçirdi.

1530'da Kutsal Roma-Germen İmparatoru Şarlken (V. Kari) Malta'yı Katolik Kilisesi'ne bağlı bir şövalye tarikatına bağışladı. Şövalye­lerin önderi Jean de La Valette adayı Osmanlı saldırılarına karşı savunmak için önlemler aldı ve kendi adıyla anılan başkent Valletta'yı kurdu.
1798'de Napolyon Malta'yı zaptetti. Malta­lılar Fransızlar'a karşı İngilizler'den yardım istedi. Amiral Horatio Nelson asker ve erzak sokulmasını önlemek amacıyla Malta'yı de­nizden kuşatmak için donanma gönderdi. İki yıl süren kuşatmadan sonra Fransızlar teslim oldu. Maltalılar, Fransız egemenliğinin yeni­den kurulacağı korkusuyla, şövalyelerin yö­netimini istemediler ve böylece 1813'te kendi istekleriyle İngiliz uyruğuna girdiler. Bundan sonra Malta, Akdeniz'de İngiliz savaş gemile­ri için önemli bir askeri üs oldu.

Ekonomi
Doğal kaynakları sınırlı bir ülke olan Malta' da halkın sekizde biri çiftçilik yapar. Tarlalar genellikle çok küçüktür; bu yüzden en ufak bir toprak parçasından bile yararlanmak için büyük özen gösterilir. Başlıca tarımsal ürün­ler buğday, arpa, patates, domates, soğan ve çeşitli yeşil sebzelerdir. Ayrıca üzüm, zeytin, portakal, incir ve başka meyveler de yetişir. Gozo'da bol miktarda bal üretilir. Çayırlık alanlar yetersiz olmakla birlikte keçi, domuz, koyun ve büyükbaş hayvanlar da yetiştirilir.

Malta, yiyecek gereksiniminin ancak dörtte birine yakınını üretebilmektedir.
Ada, zarif dantel ve gümüş işleriyle ünlü­dür. 1964'e kadar Malta bir İngiliz sömürge­siydi. İngilizler adadaki üssü 1979'da boşaltın­ca askeri tersane ticaret gemilerinin onarımın­da kullanılan bir tersaneye dönüştürüldü. Malta'daki fabrikalarda plastik, metal eşya, dokuma, boya ve bazı sanayi ürünleri üretil­mektedir. Turistlere satılan el işleri de Malta' nın gelirinin büyük bir bölümünü sağlar. Çok sayıda oteliyle gözde bir tatil merkezi olan Malta'da turizm önemli bir gelir kaynağıdır.

Tarih
Malta'nın bilinen ilk halkı eski taş tapınakları yapanlardır. Arkeologlar, eski çömlek parça­ları ve üzerlerindeki süslemelerden bu ilk insanların Girit ya da Sicilya'dan gelmiş olabi­leceğini varsaymaktadır. İÖ 1000 yıllarında Malta'nın Akdeniz'in doğu kıyılarında yaşa­yan Fenikeliler'in sömürgesi olduğu sanıl­maktadır. Yüzyıllar sonra Malta, Roma İm-paratorluğu'nun bir bölümünü oluşturdu. Maltalılar da Romalılar'la aynı haklara sahip oldular. İS 60'ta Hz. İsa'nın havarilerinden Aziz Paulus'un adanın kuzey kıyılarında bir deniz kazası geçirdiğine ve Hıristiyanlık'ın Malta'ya bu yolla girdiğine inanılır. Roma İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra Malta, Araplar'ın eline geçti ve halkın büyük bölümü Müslüman oldu. 1091'de Sicilyalı Normanlar adayı ele geçirdi.

II. Dünya Savaşfnda Mihver Devletler, Malta'yı üç yıl boyunca kuşatma altında tuttu. Erzak getiren gemilerin birbiri ardına batırıl-masıyla yiyecek sıkıntısı baş gösterdi. Alman ve İtalyan uçaklarının bombardımanları ada­ya büyük zarar verdi. Sivil halktan yaklaşık 1.500 kişi yaşamını yitirdi.

İngiltere Malta'ya 1947'de verdiği özerkliği 1959'da geri aldı. Malta 1964'te İngiliz Ulus­lar Topluluğu'nun tam bağımsız üyesi oldu. 1974'te ise Dom Mintoff yönetimindeki hükü­met, Malta'nın bir cumhuriyet olduğunu ilan etti. 1979'da adadaki İngiliz üssü kapatıldı ve son İngiliz birlikleri de ülkeden ayrıldı. Malta 1980 başlarından beri başta Libya olmak üzere Kuzey Afrika ülkeleriyle yakın bağlar kurdu. 1981'de tarafsız durumunu korumak amacıyla SSCB ile anlaşmalar imzaladı.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica

Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
18 Ağustos 2013       Mesaj #3
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Malta
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Orta Akdeniz'de, Sicilya ile Tunus kıyıları arasında (Sicilya'ya 93, Tunus'a 293 km) dört ada üzerinde kurulmuş olan devlet. Bunlardan en büyüğü olan Malta 246 km2'dir. Gozo (76 km2), Comino ve Filfola ile birlikte toplam alanı 316 km2, nüfusu 345.000, başkenti La Valetta, en büyük kenti Sliema'dır. İngilizce ve Maltız dili konuşulur. Çoğunluğun dini Katoliktir. Tarım (Akdeniz meyve ve sebzeleri), turizm ve bazı endüstriler (gemi onarımı gibi) başlıca ekonomik etkinliği meydana getirir. Fakat Malta'nın asıl önemi, Akdeniz'deki stratejik yeridir. Bu yüzden Fenikeliler döneminden beri durmadan el değiştirmiştir. Uzun süreden beri İngiltere'ye aitti. 1939-1945'te İngiltere'nin Akdeniz'de önemli bir deniz üssüydü. 1964'ten beri İngiliz Uluslar Topluluğu'na bağlı bağımsız bir devlettir. 13 Aralık 1974'te cumhuriyet oldu.

Benzer Konular

20 Ağustos 2013 / Pasakli_Prenses Taslak Konular
18 Ağustos 2013 / Misafir Osmanlı İmparatorluğu
27 Mart 2012 / Mira Taslak Konular