Arama

Belçika ve Belçika Tarihi

Güncelleme: 8 Kasım 2011 Gösterim: 10.903 Cevap: 4
Miriel - avatarı
Miriel
Ziyaretçi
2 Kasım 2006       Mesaj #1
Miriel - avatarı
Ziyaretçi
450px Flag of Belgiumsvg
Belçika (Hollandaca: België, Fransızca: Belgique, Almanca: Belgien), Kuzey Avrupa'da bulunan, Avrupa Birliği ve NATO üyesi ülkedir.
Sponsorlu Bağlantılar
Federal devlet yapısına sahip olup, Hollandaca'nın bir lehçesinin resmi dil olduğu Flaman Bölgesi (Vlaanderen), Fransızca'nın resmi dil olduğu Valon Bölgesi (Wallonie) ve her iki dilin de resmi sıfatını taşıdıkları Brüksel Başkent Bölgesi (Région de Bruxelles-Capitale)'den oluşur. Brüksel'de Fransızca ağırlıklı dil olduğu için Valon Bölgesi ve Brüksel yerel idaresi, ayrıca Communaute Française (Fransız Topluluğu - esasen, Fransızca dilli topluluk) olarak tanımlanan paralel bir oluşum içinde bazı konularda birlikte hareket ederler. Son olarak, tamamı Valon Bölgesi'nin sınırları içinde kalan ve Almanya sınırına komşu Almanca anadilli küçük bir topluluk (Communaute germanophone), Valon bölgesine bağlı olmakla, bazı alanlarda özerkliğe sahiptir.
Belçika'nın batısında Kuzey Denizi, kuzeyinde Hollanda, doğusunda Almanya ve Lüksemburg güneyinde Fransa yer almaktadır.

virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
28 Ocak 2007       Mesaj #2
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Belçika'ya ilk yerleşenler Belgealar olup, 5. asra kadar Roma İmparatorluğunun idaresi altındaydılar. Beşinci asırda ise Frankların istilasına maruz kaldılar. Daha sonra ülke Charles (Şarlken)in Batı imparatorluğuna dahil oldu. 1477'den sonra, Şarlken'in yeğeni Maximilian'ın eline geçti. Bundan sonra 300 sene kadar Belçika yabancılar tarafından idare edildi.

Sponsorlu Bağlantılar
1713'te Avusturya İmparatorluğunun eline geçti ve "Avusturya Hollandası" diye anıldı. Fransa 1813'te Belçika'yı işgal etti. 1815'te Napolyon yenilince, Belçika Hollandalıların idaresine girdi. 1830'da Belçikalılar birleşerek Fransa ve İngiltere'nin garantisi altında bağımsız bir devlet kurdular. 4 Haziran 1831 tarihinde bir krallık haline gelen Belçika, Afrika'da sömürgecilik hareketlerinde de bulundu.

Sömürgelerinden en son Kongo, 3 Haziran 1960'da bağımsızlığını kazandı. Belçika, Birinci ve İkinci Dünya Savaşına iştirak etmiş olup her iki savaşta da Almanya tarafından işgal edilmiş, Almanya'nın yenik düşmesi üzerine işgalden kurtulmuştur. Birleşmiş Milletler ve NATO üyesidir.

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
13 Eylül 2008       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
ANVERS Belçika'nın en önemli limanı ve Avrupa'nın önemli ticaret kentlerinden biri­dir. Çok eski bir kent olan Anvers deniz­den 80 km uzaklıktaki Schelde Irmağı üzerin­de kurulmuştur. Ortaçağda tüccarlar İstan­bul'dan ipek ve baharat, Karadeniz kıyıların­dan kürk yükledikleri kervanlarını Almanya üzerinden Anvers'e götürürler; bu malların karşılığında kumaş alırlardı. 16. yüzyılın orta­larında Anvers gerçekten çok zengindi. Kent­te 1.000'den fazla tüccar yaşar ve limana bir günde 500 kadar gemi girerdi.
Anvers tarihinde pek çok savaşa sahne oldu. 1576'da ayaklanan İspanyol askerleri kenti yağmaladı ve binlerce insanı öldürdü. 1648'de Otuz Yıl Savaşlan'na son veren Vest-falya Barış Antlaşması'yla gemilerin Schelde
Irmağı'na girmeleri yasaklanınca Anvers'in ticareti büyük bir darbe yedi Napol-yon Savaşları sonrasında Belçika'nın Hollanda'ya başkaldıra­rak ayrıldığı 1830'a kadar kenti Hollandalılar yönetti. Kentin bağımsızlığını kazanmasından sonra Schelde Irmağı halici Hollandalıların elinde kaldı ve deniz ticaretine ağır vergiler getirildi. 1863'te vergilerin kaldırılmasıyla ti­caret yeniden canlandı.

I. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafın­dan kuşatılan Anvers, II. Dünya Savaşı'nda da gene Alman ordularının işgaline uğradı.

Bugün Anvers'teki başlıca sanayi dalları elmas işlemeciliği, şeker üretimi, cam ve gemi yapımcılığıdır. Bunların yanı sıra otomobil fabrikaları, petrol arıtma kuruluşları, elektrik ve elektronik sanayisi ile besin sanayisi de oldukça önemlidir.

Anvers'in modern doklarının arkasında 16. yüzyılda zengin tüccarlar tarafından yaptırıl­mış evlerin bulunduğu geniş caddeler ve meydanlar görülebilir. Kentin en güzel yapısı olan katedralin kulesi çok zarif bir biçimde oya gibi işlenmiştir. Katedralde Rubens'in ünlü yapıtları vardır . Anvers ayrıca çok güzel belediye binası, 16. ve 17. yüzyıl Flaman ressamlarının tablolarının bulunduğu resim galerileri ve müzeleriyle ünlüdür.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
21 Eylül 2008       Mesaj #4
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Belçika Tarihi

Tarihte ilk kez Belçikalılar'dan söz eden Roma İmparatoru Jül Sezar'dır. Seferlerini dile getiren öykülerde, Belgaelefi "Galya'nın en cesur halkı" olarak niteleyen Sezar, İÖ 57'de ordularıyla geldiği bu bölgeyi ele geçir­mek için yedi yıl uğraşmıştır. İS 4. yüzyılda, Almanya üzerinden Ren Irmağı'nı geçerek gelen Franklar'ın egemenliği altına giren Bel­çikalılar, 8. yüzyılda, Frank Kralı Şarlman'ın yönetimi sırasında Hıristiyanhk'ı kabul etti­ler. Başkent Aachen ile Fransa arasında gidip gelen gezginler Belçika'dan geçmek zorun­daydılar. Belçika daha sonraları Frank Kral-lığı'nın pazarı durumuna geldi.


O dönemde, bugünkü Belçika toprakları, Hollanda ve Fransız Flandre'ı ile birlikte Alçak Ülkeler olarak adlandırılmıştı. Çünkü, bu ülkelerin topraklan yer yer deniz yüzeyi­nin altındaydı. Haçlı Seferleri sırasında bazı kentlerin önem ve zenginlik kazanması, 11. ve 12. yüzyıllarda görece bağımsızlaşmalarına yol açtı. İngiltere'den yün satın alan Bruges, Gand, Ypres ve Louvain kentleri, bu yünü dokuyarak bütün Avrupa'nın dokuma gerek­sinimini karşılamaya başladı.

Bruges ve An­vers kuzey denizlerindeki yoğun ticaret trafi­ğinin önemli uğrak noktaları oldular.


Batı Flandre, Hollanda ve Belçika 1385'te güçlü Burgonya Düklüğü'nün egemenliği altı­na girdi. Belçika, III. Philippe'nin (İyi Philip-pe) barışçıl yönetimi sırasında sanat ve mi­marlık alanında altın çağını yaşadı. Ne var ki, Korkusuz Charles'ın tahta geçmesiyle, baskı ve ayaklanmalar baş gösterdi. Daha sonra Charles'ın kızı Marie'nin yönetiminde kentler özgürlüklerini yeniden elde ettiler. Marie'nin Avusturya Arşidükü Maximilian ile evlenme­sinden sonra, bu yöre tarihte ilk kez Avrupa' nin savaş alanı durumuna geldi. Marie'nin oğlu İspanya kralının kızı ile evlenince Belçika, Hollanda ve Flandre'ın bir bölümü üzerinde hem İspanya'nın, hem de Avustur­ya'nın söz hakkı doğdu.


Martin Luther ile Jean Calvin'in Protestan öğretisi 16. yüzyılda bu ülkelerde büyük bir yaygınlık kazandı. Ama, bu öğretinin savunu­cuları, İspanyol Engizisyonu'nca ağır bir bi­çimde cezalandırıldılar (bak. ENGİZİSYON). Ka­tolik yöneticilere karşı düzenlenen ayaklan­malar, acımasız Alba dükünün askerlerince bastırıldı. İspanya Krallığı'na karşı savaşan Hollanda sonunda bağımsızlığını kazandı. Bugün Belçika adıyla bilinen ülke ise 70 yıl daha İspanyollar'ın egemenliği altında kaldı.


Ülke 1701'den 1713'e kadar, İspanya Ve­raset Savaşı olarak bilinen savaşlara sahne oldu; sonunda Utrecht Antlaşması ile Belçi­ka, Avusturya'ya verildi. 1792'de Avusturya­lılar Jemappes'da cumhuriyetçi Fransız ordu­larına yenilince Belçika, Fransız Devrimi ve Napolyon'un imparatorluğu boyunca Fransa' nin bir eyaleti oldu. Napolyon'un 1815'te Waterloo'da yenilmesinden sonra, Belçika ile Hollanda birleşti. 1830'daki ayaklanmalar so­nucunda bu birlik bozuldu. 20 Ocak 1831'de Londra'da toplanan bir konferansta Belçika bağımsız bir devlet olarak tanındı.


Bundan bir yıl sonra Belçikalılar, Sachsen-Coburg'lu Alman Prensi Leopold'u kral seçti­ler. 1839 Londra Antlaşması ile Avrupa'nın büyük devletleri, Belçika'nın bağımsızlığını güvence altına aldılar. (Almanlar 1914'te Belçika'ya girerek bu antlaşmayı bozdular.)



19. yüzyılda, II. Leopold'un krallığı sırasın­da Belçika sanayi ve demiryolu sistemini geliştirerek büyük bir ilerleme sağladı. II. Leopold Orta Afrika'da kendi girişimiyle, özel bir mülk olan Kongo Bağımsız Devleti'ni kurdu. Bu yöre 1908'de Belçika Kongosu olarak tanındı. Kongo'nun Katanga bölgesin­deki bakır, çinko ve öteki maden yataklarının yanı sıra, kauçuk ve fildişi ticaretini de ele geçiren Belçika, bu yolla büyük bir servet sağladı. Bu sömürge 1960'ta, Zaire Devleti olarak bağımsızlığını kazandı.


1914'te Almanlar'ın Belçika'yı ele geçirme­sinden sonra I. Dünya Savaşı'nın yıkım ve çatışmalarının çoğu bu ülkede yaşandı. Belçi­ka, dört yıl süren Alman işgalinin ardından, 1918'de yapılan ateşkes antlaşmasıyla 1940'a kadar barış ve bolluk içinde yaşadı. II. Dünya Savaşı başladıktan kısa bir süre sonra, Alman birlikleri uyarıda bulunmaksızın Belçika'ya saldırdı. Ne Belçikalılar, ne de Fransız ve İngiliz müttefikleri Alman saldırısının şiddeti karşısında direnebildiler. 18 gün süren savaş­tan sonra Kral III. Leopold, işgal koşullarını kabul ederek Almanlar'a boyun eğdi.


1945'te Almanya yenilgiye uğradı. Ne var ki, Belçika parlamentosu Kral Leopold'un ülkeye dönmesine izin vermedi. 1940'ta di-renmeksizin Almanlar'a boyun eğdiği için eleştirilen kral, 1950'de küçük bir farkla kazandığı halkoylaması sonucu yeniden ülke­ye girmeyi başardı. Fakat halkın hoşnutsuzlu­ğu nedeniyle tahtı çok geçmeden 19 yaşındaki oğlu Prens Baudouin'e bırakmak zorunda kaldı. 1951'de tahta çıkan Baudouin halkın desteğini sağladı. Ülke yönetiminde parlamen­toya gittikçe daha çok söz hakkı verildi. Belçika, II. Dünya Savaşı'nın olumsuz etkile­rini oldukça hızlı bir biçimde ortadan kaldır­mayı başardı. Bunun nedeni ise, büyük kayıp­lar vermelerine karşın, Belçika direniş güçle­rinin ve Müttefik ordularının, Almanlar'ın çekilirken belli başlı sanayilere ve ulaştır­ma araçlarına zarar vermelerini engellemek için hızla ilerlemeyi başarmalarıdır. Savaş sonrasında, özellikle kimya ve maden sanayi­lerinde önemli gelişmeler sağlandı.


Belçika, 1922'de Lüksemburg ile, 1948'de de Hollanda ile birleşerek Benelüks adıyla bir gümrük birliği kurdu. Böylece daha büyük bir gümrük birliği olan Avrupa Ekonomik Toplu­luğu ya da Ortak Pazar'a katılmadan önce, bu üç ülke arasındaki ticaret engelleri kaldırılmış ve ülkeler arasında ticaret kolaylığı sağlanmış oldu. Ortak Pazar'ın merkezi Brüksel'dedir. 1967'de, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü' nün (NATO) merkezi de Brüksel'e taşınmış­tır.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Kasım 2011       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Belçika tarihi

Belçika tarihi günümüzde Belçika Krallığı'nın sınırı içinde kalan bölgelerin tarih öncesi zamanlardan günümüze kadar süregelen tarihidir.
Belçika tarih öncesi dönemlerde kelt kabileler tarafından yönetiliyordu. Bunlarden en önemlileri Menapii idi. Roma zamanında Güney Hollanda, Belçika, Kuzey Fransa ve Batı Almanya'nın bazı bölümlerinde yerleşik olan Kelt Kabileler “Belgae” olarak adlandırılıyorlardı.
Bölge orta çağda derebeyliklerine bölünmeden önce Roma İmparatorluğu'na bağlıydı. Orta Çağda (bugünkü bilinen Belçika), Fransa ve Alman İmparatorluğu arasında bölündü. Schelde akarsuyu bu iki imparatorluğun arasında sınır olarak kabul ediliyordu. Bugünkü Belçika bölgesi 15. yüzyıl'da Habsburglar’ın eline geçti ve 18. yüzyıl'ın sonlarında Fransızlar tarafından işgal edildi.
Napolyon Bonapart'ın 1815’teki yenilgisinden sonra Belçika, Fransa'ya karşı bir tampon bölge oluşturmak için Hollanda Birleşik Krallığı'na iltica etti. 21 Temmuz 1831 tarihinde Hollanda'dan ayrılıp, bağımsızlık ilan ederek meşruti monarşi yönetime geçmiştir. Belçikanın arma simgesi, “Birlikten Güç Oluşur” anlamını taşımaktadır. Bu birlik 1831'de 9 ilin birleşmesinde başarılı oldu ve bu dokuz ilin arması ülkenin arma levhasında temsil edildi.
Belçika I. ve II. Dünya Savaşı sırasında Almanya tarafından işgal edildi. Kuzeyde Felemenkçe konuşan Flamanlar ve güneyde Fransızca konuşan Valonlar arasındaki gerginlik son yıllarda anayasal değişikliklere sebep oldu. Böylece Belçika üç bölgeli ve üç topluluklu bir federal devlet haline geldi.
23 Ekim 2008'de Flaman bölge hükümeti, internet sitelerinde Belçika için ".be" olan alan adı kısaltmasını 2009 yılından itibaren Flamanlar için ".fla", ".vla" ya da ".vln" şeklinde tescil ettirerek kullanma kararı aldı.

Benzer Konular

29 Eylül 2014 / Misafir Soru-Cevap
6 Ekim 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
7 Mayıs 2014 / _EKSELANS_ Mimarlık