Arama

Peloponnesos Savaşı

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 23 Mart 2010 Gösterim: 6.356 Cevap: 2
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
27 Haziran 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Peloponnesos Savaşı
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Yunanistan'ın güneyinde, Korint Körfezi'nin karanın içine doğru uzanarak anakarayı neredeyse ikiye ayırdığı görülür. Dar Korint Kıstağı ile anaka­raya bağlanan bu yarımadaya Peloponnesos ya da Mora adı verilir. Peloponnesos Savaşı, İÖ 5. yüzyılda Peloponnesos Yarımadasında­ki Spartalılar ile kuzeydoğudaki Atinalılar arasında oldu. Eski Yunan'daki kent devletle­rinin en büyüğü olan Atina, bu savaşın sonunda gücünü yitirdi.
Atina ile Sparta yıllardan beri hski Yunan kent devletleri üzerinde egemenlik kurma çekişmesi içindeydi ve bu kent devletleri Atina önderliğindeki Delos Birliği ile Sparta önderliğindeki Peloponnesos Birliği içinde, iki ayrı ittifakta toplanmıştı. Kara güçlerine ağırlık veren Sparta büyük bir ordu, daha çok ada ve kıyı kent devletleriyle ittifak içindeki Atina ise büyük bir donanma kurmuştu Sparta sorun çıkarmak için, Atina'ya bağlı kentlerde çıkan ayaklanmalardan yararlanı­yordu. İÖ 433'te kuzeybatıdaki Kerkira (bugünkü Korfu) halkı Atina'dan, kendisini Sparta'nın dostu Korint'e karşı korumasını istedi. Çok geçmeden Atina ile Sparta arasın­da yıllardır süren rekabet savaşa dönüştü.
Savaş İÖ 431'de, Sparta'nın müttefiki Thebai'nin Atina'nın müttefiki Plataya'ya saldır­masıyla başladı. Atina'nın büyük devlet ada­mı Perikles, donanma Peloponnesos kıyıları­na saldırılarda bulunurken, halkı sağlam surlarla çevrili Atina'da toplanmaya çağırdı. Bu sırada Atina'nın çevresin­deki Attika topraklarını istila eden Spartalılar bölgedeki ekinleri yaktılar. İÖ 430 Haziran' ında Atina'da veba salgını çıktı ve sıcak ya­zın da etkisiyle hızla yayıldı. Kalabalık kentte binlerce Atinalı ölürken, hastalık donanmaya da sıçradı. Halkın yüz çevirmeye başladığı Pe­rikles de bir yıl sonra vebadan öldü.
Perikles'in ölümünden sonra, ona her za­man karşı çıkmış olan Kleon, Atina'nın ön­derlerinden biri olarak yönetime geçti. Kısa bir süre için, Atinalılar Sparta'ya karşı üstün­lük elde etti. İÖ 425'te Sparta barış istediyse de, Kleon bu öneriyi reddetti.
Spartalılar'ın büyük komutanı Brasidas, Yunanistan'da büyük yıkımlara yol açarak ilerlemeye başladı. Kleon ona karşı savaşmak üzere yola çıktı. İÖ 422'deki savaşta Brasidas ve Kleon öldüler. Atina önderlerinden Nikias savaşı sona erdirmeyi kabul etti ve Nikias Barışı denen, altı yıl sürecek bir dönem başladı.
Ama, Atina ile Sparta birbirlerine karşı mücadeleyi sürdürdüler. Atinalı siyaset ada­mı Alkibiades, daha fazla güçlenmek için Sicilya'yı işgal etmeleri gerektiğine Atinalılar'ı inandırdı. Nikias ve Alkibiades komuta­sındaki Atina ordusu Sicilya'ya doğru yola çıktı. Ne var ki, Alkibiades Atina'da tanrılara hakaret ettiği gerekçesiyle suçlandığı için, Atinalılar'a ihanet ederek Sparta'ya sığındı. Bu arada Sicilya'daki Siracusa Atinalılar'a karşı ayaklandı, Atina ordularını ve donan­masını bozguna uğrattı. Nikias'ın da araların­da bulunduğu işgalcilerin hemen hepsi öldü­rüldü.
Atina donanması, Atina'ya geri dönen Alkibiades'in de önemli katkılarıyla birçok ba­şarı kazandıysa da, Hellespontos (bugün Ça­nakkale Boğazı) yakınlarındaki Aigos-Potamoi'de hazırlıksız yakalandı. Amiral Lysandros komutasındaki Sparta donanması Atina donanmasını batırdı. Daha sonra Atina açıklarına gelen Sparta donanması kente yiye­cek girmesini engelledi. Altı ay süren açlıktan sonra, İÖ 404'te Atina teslim oldu ve 27 yıl süren savaş sona erdi.

Alıntı

MÖ 431'de Atina ve Sparta arasında tekrar savaş çıktı. Mora savaşının sebebi kaynaktan kaynağa değişir ama tüm bunların arasında en tutarlıları eski Yunan tarihçileri Tukidides ve Plutarh'ın söyledikleridir. Yazılanlara göre Korint ve kolonilerinden biri olan Korfu, Atina'nın kışkırtması ile birbirine düştü. Daha sonra Atina ile Korint arasında Potidaea (Nea Potidai) kontrolü üzerine, Atina'nın Potidaea'yı kuşatmasıyla sonuçlanan bir sürtüşme başladı. Sonunda Atina, Megoria Fermanı adı ile ekonomik fermanlar dizisi çıkardı ve bununla 30 yıllık Peloponnesia Barış Antlaşması'nı bozmakla suçlandı. Böylece, her iki tarafın da önceden kararlaştırdıkları hükümler gereğince Sparta, Atina'ya savaş açtı.
Alkibiades büstüBirçok tarihçi bunu savaşın asıl sebebi sayarken bir kısmı da Sparta'nın Atina'nın Yunan çevrelerindeki üstünlüğünü çekememezliğinden kaynaklandığını öne sürerler. Bu savaş tam 27 yıl sürmüş, fakat ne donanması güçlü Atina ordusu, ne de kara kuvvetleri güçlü Sparta, birbirlerine karşı herhangi bir üstünlük sağlayamamıştır.
Sparta'nın başlangıçtaki stratejisi Atina'yı işgal etmekti fakat Atina'lıların ardına sığınabilecekleri güçlü şehir surları vardı. Bu arada bir veba salgının patlak vermesi çok büyük kayıplara sebep oldu. Aynı zamanda Atina filosu (MÖ 429) Naupactus ve (
425) Pylos savaşlarını kazanarak askerî birliklerini Pelaponnesia'ya çıkardı. Fakat bu taktikler her iki tarafa da kesin bir zafer getirmedi. Uzun yıllar sonunda daha ılımlı bir lider olan Yunan komutanı Nicias sonuçsuz askerî harekâtı, Nicias Barışı ( 421) ile sonlandırdı.
418'de Sparta ve Atina müttefiki Argos arasındaki düşmanca tutum savaşın tekrar başlamasına sebep oldu. Montinea'da Sparta orduları, Atina ve müttefiklerinden oluşan orduları yendi. Savaşın tekrar ateşlenmiş olması, savaş taraftarlarının Atina'da iş başına geçmesine neden oldu. 415'de Alcibiades, Atina meclisini bir Peloponnesia müttefiki olan olan Sicilya'daki Siracusa'ya karşı bir keşif seferi düzenlemeye ikna etti. Nicias, Sicilya seferine karşı kuşku ile yaklaşıyor olmasına rağmen Atina meclisi tarafından Alcibiades ile birlikte kendini keşif grubunun başında buldu. Şahsına karşı yapılan suçlamalar nedeniyle Sparta'dan yardım isteyen ve oraya sığınan Alcibiade'nin gitmesi ile keşif harekâtı tamamen bir felakete dönüştü. Grup dağıldı, Nicias esir alındı ve idam edildi.
Sparta bu kez Perslerin de yardımı ile Atina'nın deniz üstünlüğüne meydan okumak için yeni bir donanma hazırladı. Donanması için Çanakkale Boğazı'nın yönetimini elde tutmakta olan, bölgenin stratejik inisiyatifi ele almış askerî bir lider buldu. Çanakkale Boğazı, Yunanistan'a giren tahılın kaynağıydı. Atina'nın karşısında, Atina'nın kaderini elinde tutan bir komutanın olması, açlık tehdidini doğuruyordu ve Atina son bir umutla elinde kalan tek filosunu da ağır bir yenilgi alacağını bilemeden oraya gönderdi.
405 Aegospotami Savaşı'nın kaybedilmesi ile Atina iflasın eşiğine sürüklenmeden, bir an önce barış istemek zorunda kaldı. Bu da Sparta'nın en çok istediği şeydi ve Atina için acımasız hükümlere sahip bir anlaşma hazırlandı. Çaresiz, anlaşmayı kabul eden Atina şehir surlarını, filosunu ve deniz aşırı tüm topraklarını kaybetti. Totaliter rejim Sparta'nın da desteği ile güç kazandı.


Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Alvarez Ocean - avatarı
Alvarez Ocean
Ziyaretçi
28 Kasım 2009       Mesaj #2
Alvarez Ocean - avatarı
Ziyaretçi
Peloponnesos Savaşı - Peloponnesos Savaşı Hakkında

Sponsorlu Bağlantılar

Peloponnesos Savaşı’nın Başlaması

Yunanistan’ın batısında kaygı verici ve rekabetçi politika, sonunda daha bile kötü gelişmelere yol açmıştır. Korfu (Kerkyra) ile Korinthos arasında, Atina ile Samos arasındakine çok benzeyen bir anlaşmazlık doğmuş, ama bu sefer üçüncü bir taraf olarak Atina duruma müdahale etmiştir. İ.Ö. 435’de Korinthos’a karşı bir deniz zaferi kazandıktan sonra, Korfu kendisinden ağır bir öç alınacağından korkarak Atina’ya başvurmuş ve Korinthosluların diplomatik çabalar göstermelerine karşın, Atina Korfu ile bağlaşmış ve Korinthos’a karşı çatışmaya girmiştir. Perikles bundan sonra, şimdi 15 yıldır Peloponnesos birliğinde bulunan Megara’yı, Atina’nın denetimi altındaki bütün liman ve pazarlardan sürüp çıkarmak için bir karar tasarısı önermiş ve kabul ettirmiştir. Atina’nın rekabet enerjisi ve bunun getirdiği kaçınılmaz haksızlık hep yukarıdan alan tutumu ve demokratik yöntemlere duyduğu acımazsız güvenç, onu korkunç bir savaşın eşiğine getirmişti. Spartalılar da öfkelenmiş, muhtemelen korkmuş, kıskançlığa kapılmışlardı ve en az Atinalılar kadar küstahtılar.

Peloponnesos Savaşı

421 ile 420 arasındaki bir yıllık bırakışma dışında, savaş İ.Ö. 431’den 404’e kadar tam 27 yıl sürecekti. Atina’nın yıkılmasıyla sonuçlandı, ama bu yıllar boyunca bütün Yunanistan’da sarsıntılarla parçalara ayrıldı. Tabi tarihte hiçbir şey anlattığı kadar kesin değildir. Gerçekte savaş hiçbir zaman tamamlanmayan 30 yıllık barışın sona ermesinden çok önce, 460’da başlamış ve ondan sonraki yüzyılın Atinası da çok güçlü bir hortlak olmuştur. Savaş sırasında Yunanlıların, özellikle de Atinalıların Makedonya ve Trakya’daki, Asya’daki, Sicilya ve İtalya’daki, Kelt halkları arasındaki, hatta Sudan kadar güneydeki etkisi hala artmaktaydı. 431’de Thebaili bir komando birliği, Atina’nın dostu olan Plataiai’ye saldırdı, çoğu yakalandı ve öldürüldü. Spartalılar Atina topraklarına girdiler, muhtemelen 300.000 kişi kadar bölge nüfusunun çoğu şehre doluştu; Spartalılarsa surların dışında kalan alanda, ellerinden gelen tahribatı yaptılar, küçük bir kaya kalesini kuşattılar, böyle bir kale de kendileri kurdular.

Atinalılar daha etkin bir enerji ile hareket ediyorlardı. Aigina’yı kolonileştirdiler, bazı batı bağlaşmaları yaptılar, para ve gemi stokları biriktirdiler. Sparta istilası her yıl yinelendi, ancak Atina donanmasının saldırıları bunları dengeliyordu. Makedonya sınırındaki Poteidaia’nın halkı Atina’ya teslim olmadan önce insan eti yemek zorunda kalmıştı. Sonra da, kuşatma altındaki Atinalılar vebadan ölmeye başladılar. İ.Ö. 429’da Perikles’in kendisi de öldü. Beklenebileceği gibi birlikten bir ada ayrıldı; bu Lesbos’tu ve Atina’nın tepkisi müthiş oldu, egemen halk meclisi önce genel bir kıyım önerdi; sonraysa, Mytilene’nin surlarını yıkmak, deniz filosuna ve bütün topraklarına el koymakla yetinmeye karar verdi; oraya kimlerin koloni kurmaya gidecekleri belirlendi; bunlar Lesbosluları tıpkı Sparta’nın kendi serflerine yaptıkları gibi, yarıcı olarak tarımda kullandılar. Yine beklenebileceği gibi, dışta kalan tepelik Plataiai şehri Spartlılar’ın eline geçti; fakat Korfu uzun süren ve müthiş çalkantılardan sonra gene de demokrasisini korudu. Savaş 420’li yıllar boyunca, tabi şehirlerde şiddeti artarak devam etmiştir. 425’te Atinalılar Messenia’nın güneybatı kıyısında, Pylos koyunda, giriştikleri cüretli bir harekât sonucunda bazı Spartalı askerleri yakaladılar. Bu sevinçli yenginin onuruna dikilen anıt günümüze kadar gelmiştir (Paionios Zafer Abidesi). Başka yerlerde Atinalılar bu kadar başarılı olmadılar; Boeotia’da yenildiler, Spartalı general Brasidas’a karşı önlem almayı ihmal ettikleri için Amphipolis’i kaybettiler.Savaş bölgesi, tümünde birden başat olunamayacak kadar büyüktü.Her iki tarafın da gücü tükenmişti; hiçbiri kazanamıyor, ikisi de yeniliyordu. İ.Ö. 423’de bir bırakışma girişimi yapıldı, ama 422’de geniş ölçüde, Atinalı general Kleon’un Amphiplis’i geri almaya kalkışıp da hem kendisinin hem de Brasidas’ın öldüğü bir savaş çıkartması yüzünden, bu girişim başarısızlığa uğradı; daha sonra İ.Ö. 421’de 50 yıllık bir barış antlaşması yapıldı. Fakat Korinthos, Megara ve Boeotia bu antlaşmaların koşullarına öfkelenerek barışa girmediler. Atina ile Sparta arasında olumlu bir bağlaşma olunca, Peloponnesos birliği çözülmeye başladı.Fakat diplomatik kucaklaşmalar, ister istemez işe karışmaları anlamına gelmiştir. Birlik çözülünce, Korinthos, Mantinea ve Elis Argos’la bağlaştılar. 419’da Atina’da Argos, Elis ve Mantinea’yla 100 yıllığına bağlaştı. Bu yeni bağlaşıklar topluluğu daha sonra hep birlikte Epidauros’a saldırdı;Sparta’ysa Epidauros’u destekledi ve (414’e kadar resmen olmamakla birlikte) savaş yeniden başladı. İlk büyük muharebesi İ.Ö. 418’de Mantinea’da oldu; Spartalılar kazandı ve Atinalılar bir hamlede yeni bağlaşıkların geçici olarak yitirdi. Doğrudan demokrasi politikasının, Atinalılar üstünde iyi bir etkisi görülmüyordu.

Atina kendi yıkımına doğru yürüyordu. İ.Ö. 416’da maceraperestlerden başka bir şey olmayan bu egemen halk, Sicilya’nın sarsıntılı kavgalarına karıştı. Sicilya’daki savaş, hiç kimsenin hayal edemeyeceği bir batak ve felâketti. Uzun bir kötü yönetimden sonra, İ.Ö. 413’te Syrakusa kuşatması başarısızlıkla bitince, Nikias’ın yeteneksiz komutası altında geri çekilen Atinalılar’ın çoğunun kıyıma uğratılmasıyla sonuçlandı. Atina batıyordu. 20.000 kadar köle, 413 yılında Attika’da, Atina’nın kuzeyinde Spartalıların kurduğu bir ileri karakol olan Dekeleia’ya kaçtı; Laurion madenleri de aynı yıl güvensizlik nedeniyle kapatıldı. Atina’nın bağlaşıkları birlikten ayrıldı. Persli taşra valileri etkinliklerini arttırıp, Sparta’nın yanında biraz biraz savaşa katıldılar. Atina’da oligarşi yanlısı bir akım fark edilmeye başlandı ve İ.Ö. 411’de bir kurul Atina’da yönetimi ele geçirdi ve üç ay tiranlık etti, fakat Sparta onlarla anlaşmakta ya çok yavaş davrandı, ya da öç almak istediği için ağırdan aldı ve demokrasi geri geldi. Bu aşamada bile, Atina’nın denizde kazandığı bir zafer, neredeyse dengeyi kuruyordu; 410’da barış isteyen Spartalılar, bunu reddedense Atinalılar oldu. Şimdi savaş denizde ve doğuda geçiyordu. Sonunda, kaçınılmaz olarak, Atina bir deniz savaşı daha kaybetti. Donanmaları kıyıya yakın bir yerde baskına uğradı, ciddi bir direniş göstermeden 160 gemileri batırıldı. Bu olay, Çanakkale boğazında İ.Ö.405 yılında, Lampsakos yakınlarında olmuştur. Atina birkaç ay hem karadan hem denizden abluka altında yaşadı. Kışın Sparta ordusu geri çekildi, fakat Atina aç bırakılarak teslim olmaya zorlandı. Atinalılar’ın donanmalarındaki hemen hemen bütün gemilere ve dış topraklarına el konuldu. Yüzyılın sonunda, Sparta başında olduğu gibi, sayıca bir üstünlüğe erişmişti, fakat ortada gerçek bir üstünlük de yoktu...


Kaynak: Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
23 Mart 2010       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Fâtih döneminin siyasî olaylarindan bahsederken temas edildigi gibi Mora'da, Osmanliarla Venedikliler arasinda uzun müddet çetin savaslar olmustu. Cem'in, Avrupa'daki ikameti sirasinda önemsiz hudud olaylari seklinde cereyan eden münasebetler, adi geçen sehzâdenin ölümü ile büyük bir gelisme göstermistir. Nitekim, Italya'daki muhalif devletlerin Venedik Cumhuriyeti ile mücadelelerinden istifade eden Sultan II. Bâyezid, bu devletlerin de tesvikleri üzerine Venedik ile olan anlasmayi bozmustu. Gerçekten, Venedik ile Fransa'nin ittifaklari sonucunda elinden Milan sehri alinmis olan Ludvik Sforça ile Floransa ve Napoli devletleri, Papa ve Alman Imparatoru'nun muvafkatalariyla Osmanlilari, Venedikliler aleyhine tahrik etmis ve bunda da muvaffak olmuslardi.Gerçi, Osmanlilarla büyük ticarî münasebetleri bulunan Italya'daki küçük devletlerin tesviklerinden baska Venedik'e karsi harbin açilmasinin baslica iki sebebi vardi. Bunlardan biri, Venediklilerin, Arnavutluk'ta bulunan Iskender'in oglu Jan Kastriyota'ya yardim etmeleri, digeri de Memlûklularla yapilan harpte, Hersekzâde komutasinda Iskenderun'a giderken firtinaya yakalanan ve Kibris'a siginmak isteyen Osmanli donanmasinin adaya kabul edilmemesi idi. Öyle anlasiliyor ki bu dönemde Italya'nin küçük devletleri, Osmanli dostlugunu kazanmak için büyük çaba gösteriyorlardi. Hammer'in ifadesiyle o dönemde Italya'nin alti devleti, Papa, Floransa, Piza, Milan, Napoli ve Venedik, Osmanli padisahinin dostlugunu kazanmak için birbirleri ile yarisa girmislerdi. Osmanli Divan'i, Venedik'e ilan-i harb etmeden önce Mora'daki Venedik müstemlekeleri üzerine yapacagi hareketi kolaylastirmak ve Venediklilerin buraya yardima gelememeleri için Bosna Beyligi'ne tayin edilen Iskender
Pasa vâsitasiyle, Kuzey Venedik arazisine siddetli bir akin yaptirtmisti. Sultan Bâyezid, Iskender Pasa'nin, Bosna Eyâleti'ne getirilmesinden sonra, Mora'nin, henüz fethedilmemis kisimlarini elde etmek gayesiyle 3l Mayis l499'da bizzat sefere çikar.
MsXLabs.org & OT
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....

Benzer Konular

21 Nisan 2017 / Misafir Tarih
25 Ağustos 2013 / sevda4 Soru-Cevap
19 Temmuz 2009 / MaTTo Tarih
13 Nisan 2010 / ThinkerBeLL Tarih
1 Temmuz 2012 / Mira Tarih