Ziyaretçi
1950' den 1960'a
Rock’n’Roll, siyahların yurtlarından uzaklaşmalarından ve köleliğe zorlanmalarından önce, kendilerine özgü müzikler eşliğinde dans ederken yaptıkları dans figürlerinden birine verilen isimdir. Bu özünde, dans ederken temas halinde olan çiftlerin aldıkları cinsel hazzı tercüme eder. Giderek dansla ve sonrasında da müzikle özdeşleşir. Amerikalılar’ın, Siyahlar’dan çaldıkları rock’n’roll giderek pazarlama alanı yaratır. Birileri meşhur olma çabasındayken, birileri de onlardan nasıl faydalanacağının hesabı yapar. Yardbirds, The Doors, Bob Dylan gibi rock’n’roll adına önemli gruplar ve müzisyenler ortaya çıkana kadar da devam eder bu alış-veriş.
1950 ile 1960 arası dönemde öncelikle rock’n’roll’un ismini ve müzikâl anlamda sıfatını nasıl bulduğunu göreceğiz. Hangi tür müziklerin sentezinden oluşmuştur, özünde ne vardır, nereden gelmiştir, bunları anlayacağız. Pek çok ismin pazarlanması görevini üzerine alan Alan Freed’i ve onunla birlikte anılan Fats Domino ve rock’n’rol’un kralı dediğimiz Elvis Presley adlarıyla karşılaşacak, daha sonra giderek yolunu belirginleştiren rhtyhm and blues sürecinden kısaca bahsedildiğine şahit olacağız. Blues’un yapısını değiştiren Chuck Berry, pek çok müzisyene ilham olan nam-ı diğer Sarışın Katil, Jerry Lee Lewis, ilk kadın rock şarkıcısı Brenda Lee ve ilk kadın rock topluluğu Shangri Las isimleri hakkında az ama öz bilgiler edineceğiz. Sonrasında da Amerika’da doğan rock’n’roll’un İngiltere başta olmak üzere diğer ülkelerde nasıl bir yayılım izlediğini göreceğiz.
Tarihsel dönemler kendinden önceki ve sonraki olayları birbirine bağlar. Rock’n’roll tarihinde de bu böyledir. Bu dönemde rock’n’roll daha sonraki süreçler için en çok, zemin hazırlamıştır. Elektrikli gitarın blues içerisinden kullanılması bu dönemin en büyük olayıdır…
1960'dan 1970'e
1960’lı yıllar İngiltere’de Beatles grubunun ismini duyurmasıyla başlar. Devamında da onunla her dönem başa başa giden ve de Beatles dağıldıktan sonra da varlığını sürdüren Rolling Stones bu dönemin başlangıç için en önemli isimleridir.
Yine bu dönemde heavy metalin temelleri atılır ve Yardbirds grubu ortaya çıkar. Yardbirds gibi heavy metalin müjdesini veren bir başka isim diyebileceğimiz Cream, Yardbirds dağıldıktan sonra kurulan Led Zeppelin, hâlâ hard rock adına sahnedelerde olan Deep Purple grupları önemlidir.
Şimdilerde de hiç azalmayan bir hayranlıkla dinlenen The Doors, Janis Joplin ve Big Brother and the Holding Company grubu, rock’n’roll’u edebiyatla harmanlayıp protest bir tavır edinen ilk isim Bob Dylan, dâhi sıfatı hak eden bir isim Frank Zappa ilk kısımlarda önemli olan isimlerken, dönemin en önemli olayı Hippi Hareketi’dir.
Pek çok müzisyenin ve grubun sözcüsü olduğu bu hareket müziği de, sözleri de, tavırları da fazlasıyla etkilemiştir. Buna örnek verilebilecek gruplardan Airplane, punk müziğin temellerini atan Velvet Underground, şimdilerde doom metal adı altında bulunan grupların örnek aldığı ve de rock’n’roll adına en önemli gruplardan biri olan Pink Floyd, progressive akımın öncüsü denebilecek Soft Machine dönemin diğer yarısındaki önemli isimlerdir.
60’lı yılları kapatırken bir gitar üstadı, virtüöz sıfatını ilk ve de en çok hak eden isim olan Jimi Hendrix ismini ve hakkında anlatıların bir kısmını okuyacağız. Yeni nesillerinde son stüdyo çalışmalarıyla hayran kaldığı Johnny Cash ile de bu dönemi sonlandırmış olacağız.
60-70 arası dönem Hippi Hareketi ile şekillenmiş, politik anlamda bir yere gelemese de insanların yaşamını fazlasıyla etkileyen bu hareketle beslenmiştir. Şimdilerde hokkabazlık yapan pek çok gitaristin taklit ettiği isim Jimi Hendrix heavy metal, progressive rock-metal, psikedelik rock-metal adına gerçekten güzel başlangıçlara vesile olmuştur…
1970'den 1980'e
Bu dönemde rock’n’roll biraz daha sertleşip hard rock ve de heavy metal olarak devam ederken, bir diğer yanda glam rock belirir. Glam rock müzisyenleri sahnede duruşlarıyla ön plana çıkarlar. Sözler vurucu olmaktan çıkar, kişisel sorunları dile getirmeye başlar.
Amerika’da disko müziği, İngiltere’de glam rock patlarken büyük festivaller ve kapsamlı turneler düzenlenir. Özellikle AC/DC, Rainbow, Def Leppard, Black Sabbath ve Judas Priest bu dönemlerde parlayan topluluklar olur. David Bowie ve Marc Balon, glam rock bayrağını taşırken, Genesis progressive rock tarzında şarkılara imza atar. Bir de nam-ı diğer Patron, Bruce Springsteen bu dönemde ismini duyurur.
Geçtiğimiz sene ülkemizde de ağırladığımız punk-rock’ın en önemli isimlerinden biri olan Iggy Pop ve grubu The Stooges sahne şovlarıyla yıllardır kendilerinden söz ettirirler. 70’ler Iggy Pop için de epeyce parlaktır.
Hippi kültüründen oldukça uzaklaşan rock biraz daha mistik konulara yönelir. Bugün dinlediğimiz pek çok heavy metal grubu bu dönemde süper starlar diye anılan Pink Floyd, Jethro Tull ve Black Sabbath’ın izinden gitmektedirler.
Punk’ta insanları hayran bırakan sololar yoktur. Rock müziğin etkisiyle doğmuş da olsa hem bu tarz hakkında bilgisiz olduğumdan, hem de açıkçası hiç ilgimi çekmediğinden tarihçemde buna yer vermedim. Bugüne dek yazılmış hemen her rock tarihçesinde punk adına rastlarsınız. Bazen rock tarihçesi olmaktan çıkar bu yazılar punk’tan, grunge denilen ve de önderleri Kurt Cobain önderliğindeki Nirvana olan modern rock’a atlanır.
Oysa rock’n’roll doğuşu itibariyle boş vermişliği, özentisizliği, sorumsuzluğu, yiğip içip sevişmeyi, sıkıştığında da kendi canına kıymayı önermez. Aksine direnmeyi, hakkın olanı almayı öğütler. Ama kitle büyüdükçe, her sürüye bir çoban gerekeceğinden olsa gerek, pazarlanır gruplar.
70’ler sonrasında da heavy metal dönemi başlar…
1980'den 1990'a
1960’lı yıllarda tohumları serpilen heavy metal, 1980 sonrasında patlamıştır. Pek çok heavy, thrash grubu bu dönemde doğarken death metal de temellerini bu dönemde atar. Black Sabbath, Judas Priest, IronMaiden isimleri heavy metal adına en büyük topluluklarken power-heavy metal arasındaki Manowar grubu da yine bu dönemde patlar.
1980’ler ve 1990’lar thrash metal adına da en parlak dönemdir. Heavy metal’in daha teknik ve de daha hızlı olan thrash metal en çok söylemleriyle fanları etrafına toplar. Sisteme olan tepkisini açık seçik dile getirir.
Thrash gruplarının bazıları satanist söylemler edinseler de amaçlarının şeytana tapmak olmadığı bellidir Pantera, Megadeth, Metallica, Artillery, Sodom, Slayer, Kreator, Overkill, Accept grupları dönemin en büyükleridir.
Parlayan ve de her grubun kendine özgü söylemiyle şekillenen thrash metalin yanı sıra King Diamond, Savatage, Running Wild, Saxon, Testament, Helloween varlıklarını devam ettiren birbirinden güzel albümlere imza atarak bizleri sevindiren gruplardır.
Rock’n’roll-heavy metal arasındaki topluluk W.A.S.P yine bu dönemlerde parlayan ve günümüze değin gelebilen bir gruptur.
1980'ler ve de sonrası için bilinmesi gereken bir şey varsa heavy metal, thrash metal ve de death metal bu dönemlere aittir. Ve bence rock’n’roll ilk defa bu dönemde gerçekten cesur olmuştur. Satanist sıfatını alacaklarını bilmelerine rağmen, topluluklar ayan beyan Tanrı’yı sorgulamışlardır. Devlet başkanlarına küfürler etmiş, koyun gibi yaşayan insanlara tepki göstermişlerdir.
Savaşlara, beyin yıkayan TV programlarına, insanları makineleştirenlere seslerini yükseltmişlerdir…
Sponsorlu Bağlantılar
1950 ile 1960 arası dönemde öncelikle rock’n’roll’un ismini ve müzikâl anlamda sıfatını nasıl bulduğunu göreceğiz. Hangi tür müziklerin sentezinden oluşmuştur, özünde ne vardır, nereden gelmiştir, bunları anlayacağız. Pek çok ismin pazarlanması görevini üzerine alan Alan Freed’i ve onunla birlikte anılan Fats Domino ve rock’n’rol’un kralı dediğimiz Elvis Presley adlarıyla karşılaşacak, daha sonra giderek yolunu belirginleştiren rhtyhm and blues sürecinden kısaca bahsedildiğine şahit olacağız. Blues’un yapısını değiştiren Chuck Berry, pek çok müzisyene ilham olan nam-ı diğer Sarışın Katil, Jerry Lee Lewis, ilk kadın rock şarkıcısı Brenda Lee ve ilk kadın rock topluluğu Shangri Las isimleri hakkında az ama öz bilgiler edineceğiz. Sonrasında da Amerika’da doğan rock’n’roll’un İngiltere başta olmak üzere diğer ülkelerde nasıl bir yayılım izlediğini göreceğiz.
Tarihsel dönemler kendinden önceki ve sonraki olayları birbirine bağlar. Rock’n’roll tarihinde de bu böyledir. Bu dönemde rock’n’roll daha sonraki süreçler için en çok, zemin hazırlamıştır. Elektrikli gitarın blues içerisinden kullanılması bu dönemin en büyük olayıdır…
1960'dan 1970'e
1960’lı yıllar İngiltere’de Beatles grubunun ismini duyurmasıyla başlar. Devamında da onunla her dönem başa başa giden ve de Beatles dağıldıktan sonra da varlığını sürdüren Rolling Stones bu dönemin başlangıç için en önemli isimleridir.
Yine bu dönemde heavy metalin temelleri atılır ve Yardbirds grubu ortaya çıkar. Yardbirds gibi heavy metalin müjdesini veren bir başka isim diyebileceğimiz Cream, Yardbirds dağıldıktan sonra kurulan Led Zeppelin, hâlâ hard rock adına sahnedelerde olan Deep Purple grupları önemlidir.
Şimdilerde de hiç azalmayan bir hayranlıkla dinlenen The Doors, Janis Joplin ve Big Brother and the Holding Company grubu, rock’n’roll’u edebiyatla harmanlayıp protest bir tavır edinen ilk isim Bob Dylan, dâhi sıfatı hak eden bir isim Frank Zappa ilk kısımlarda önemli olan isimlerken, dönemin en önemli olayı Hippi Hareketi’dir.
Pek çok müzisyenin ve grubun sözcüsü olduğu bu hareket müziği de, sözleri de, tavırları da fazlasıyla etkilemiştir. Buna örnek verilebilecek gruplardan Airplane, punk müziğin temellerini atan Velvet Underground, şimdilerde doom metal adı altında bulunan grupların örnek aldığı ve de rock’n’roll adına en önemli gruplardan biri olan Pink Floyd, progressive akımın öncüsü denebilecek Soft Machine dönemin diğer yarısındaki önemli isimlerdir.
60’lı yılları kapatırken bir gitar üstadı, virtüöz sıfatını ilk ve de en çok hak eden isim olan Jimi Hendrix ismini ve hakkında anlatıların bir kısmını okuyacağız. Yeni nesillerinde son stüdyo çalışmalarıyla hayran kaldığı Johnny Cash ile de bu dönemi sonlandırmış olacağız.
60-70 arası dönem Hippi Hareketi ile şekillenmiş, politik anlamda bir yere gelemese de insanların yaşamını fazlasıyla etkileyen bu hareketle beslenmiştir. Şimdilerde hokkabazlık yapan pek çok gitaristin taklit ettiği isim Jimi Hendrix heavy metal, progressive rock-metal, psikedelik rock-metal adına gerçekten güzel başlangıçlara vesile olmuştur…
1970'den 1980'e
Bu dönemde rock’n’roll biraz daha sertleşip hard rock ve de heavy metal olarak devam ederken, bir diğer yanda glam rock belirir. Glam rock müzisyenleri sahnede duruşlarıyla ön plana çıkarlar. Sözler vurucu olmaktan çıkar, kişisel sorunları dile getirmeye başlar.
Amerika’da disko müziği, İngiltere’de glam rock patlarken büyük festivaller ve kapsamlı turneler düzenlenir. Özellikle AC/DC, Rainbow, Def Leppard, Black Sabbath ve Judas Priest bu dönemlerde parlayan topluluklar olur. David Bowie ve Marc Balon, glam rock bayrağını taşırken, Genesis progressive rock tarzında şarkılara imza atar. Bir de nam-ı diğer Patron, Bruce Springsteen bu dönemde ismini duyurur.
Geçtiğimiz sene ülkemizde de ağırladığımız punk-rock’ın en önemli isimlerinden biri olan Iggy Pop ve grubu The Stooges sahne şovlarıyla yıllardır kendilerinden söz ettirirler. 70’ler Iggy Pop için de epeyce parlaktır.
Hippi kültüründen oldukça uzaklaşan rock biraz daha mistik konulara yönelir. Bugün dinlediğimiz pek çok heavy metal grubu bu dönemde süper starlar diye anılan Pink Floyd, Jethro Tull ve Black Sabbath’ın izinden gitmektedirler.
Punk’ta insanları hayran bırakan sololar yoktur. Rock müziğin etkisiyle doğmuş da olsa hem bu tarz hakkında bilgisiz olduğumdan, hem de açıkçası hiç ilgimi çekmediğinden tarihçemde buna yer vermedim. Bugüne dek yazılmış hemen her rock tarihçesinde punk adına rastlarsınız. Bazen rock tarihçesi olmaktan çıkar bu yazılar punk’tan, grunge denilen ve de önderleri Kurt Cobain önderliğindeki Nirvana olan modern rock’a atlanır.
Oysa rock’n’roll doğuşu itibariyle boş vermişliği, özentisizliği, sorumsuzluğu, yiğip içip sevişmeyi, sıkıştığında da kendi canına kıymayı önermez. Aksine direnmeyi, hakkın olanı almayı öğütler. Ama kitle büyüdükçe, her sürüye bir çoban gerekeceğinden olsa gerek, pazarlanır gruplar.
70’ler sonrasında da heavy metal dönemi başlar…
1980'den 1990'a
1960’lı yıllarda tohumları serpilen heavy metal, 1980 sonrasında patlamıştır. Pek çok heavy, thrash grubu bu dönemde doğarken death metal de temellerini bu dönemde atar. Black Sabbath, Judas Priest, IronMaiden isimleri heavy metal adına en büyük topluluklarken power-heavy metal arasındaki Manowar grubu da yine bu dönemde patlar.
1980’ler ve 1990’lar thrash metal adına da en parlak dönemdir. Heavy metal’in daha teknik ve de daha hızlı olan thrash metal en çok söylemleriyle fanları etrafına toplar. Sisteme olan tepkisini açık seçik dile getirir.
Thrash gruplarının bazıları satanist söylemler edinseler de amaçlarının şeytana tapmak olmadığı bellidir Pantera, Megadeth, Metallica, Artillery, Sodom, Slayer, Kreator, Overkill, Accept grupları dönemin en büyükleridir.
Parlayan ve de her grubun kendine özgü söylemiyle şekillenen thrash metalin yanı sıra King Diamond, Savatage, Running Wild, Saxon, Testament, Helloween varlıklarını devam ettiren birbirinden güzel albümlere imza atarak bizleri sevindiren gruplardır.
Rock’n’roll-heavy metal arasındaki topluluk W.A.S.P yine bu dönemlerde parlayan ve günümüze değin gelebilen bir gruptur.
1980'ler ve de sonrası için bilinmesi gereken bir şey varsa heavy metal, thrash metal ve de death metal bu dönemlere aittir. Ve bence rock’n’roll ilk defa bu dönemde gerçekten cesur olmuştur. Satanist sıfatını alacaklarını bilmelerine rağmen, topluluklar ayan beyan Tanrı’yı sorgulamışlardır. Devlet başkanlarına küfürler etmiş, koyun gibi yaşayan insanlara tepki göstermişlerdir.
Savaşlara, beyin yıkayan TV programlarına, insanları makineleştirenlere seslerini yükseltmişlerdir…
Not: Alıntı