Arama

Makula Dejenerasyonu

Güncelleme: 5 Aralık 2012 Gösterim: 3.243 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Aralık 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Makula Dejenerasyonu
MsXLabs.org
Alıntı

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.


Sponsorlu Bağlantılar

Makula; sarı nokta tarafından ışık makulaya odaklanır. Görmemiz merkezde daha keskin kenarlara doğru ise daha zayıftır. da denilen ve keskin görmeden sorumlu retina tabakasının ortasında çok küçük bir alanı kapsamaktadır. Karşıya baktığımızda kornea ve lensMakular dejenerasyon işte bu sarı noktanın hasarlanması sonucu ortaya çıkar. Makular dejenerasyonun gelişmesinde temel risk faktörü ilerleyen yaştır. Bunun yanı sıra aile öyküsü, cinsiyet (kadınlarda daha fazla), açık renkli göz, hipertansiyon, kalp hastalığı, sigara öyküsü ve UV ışınları da risk faktörleridir. Hastalık, duyusal retinanın hemen arkasında yer alan, retina pigment epitelini, koriokapillaris dokusu ve Bruch membranı gibi dokuları etkilemekle birlikte, görme kaybı fotoreseptör hücrelerin hasarlanması sonucunda gelişmektedir. Makula dışında kalan retina alanları sayesinde, çevresel görme korunur. Bu nedenle makular dejenerasyon tam bir körlüğe yol açmaz, ancak yakın çalışmayı ve okumayı çeşitli optik yardımcı cihazlar olmadan imkansız hale getirebilir.

Gelişimi ve tipleri
YBMD, yaşa bağlı olarak genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı bir süreç sonrasında gelişir. Retinayı besleyen damarlardaki bazı dejeneratif süreçler, yangısal unsurların açığa çıkması ve retina dokuları yapısal bileşenlerindeki bir takım değişiklikler sonrası gelişir. Bu değişiklikler sonrasında retina pigment epiteli atrofiye gider ve fotoreseptör hücrelerde kayıp meydana gelir. Yaşa bağlı makula dejenerasyonu (YBMD) erken ve geç evre olarak iki aşamaya sahiptir:

* Erken evrede makulada, pigmenter değişiklikler ve retina altı dokularda biriken "drusen" adı verilen lipid -yağ- içerikli birikimler vardır, görme keskinliği normaldir.
* Geç evre, yaş -eksüdatif- tip veya kuru -atrofik- tip olarak ikiye ayrılır, bu evrede görme kaybı vardır.

YBMD ninbu iki tipi, tedavi ve prognoz açısından farklılık gösterir:

Hastaların yaklaşık %80'inde atrofik tip bulunsa da, görme kaybından %80-90 oranında eksüdatif tip sorumludur. Atrofik tipte görme kaybı yıllar içerisinde gelişir. Atrofik tipte, bulguların başlangıcından yaklaşık 10 yıl sonra görme 0.1 seviyesine iner. Eksüdatif tipte ise görme kaybı daha ani olur. Atrofik tipte, retina pigment epitel ve fotoresptör kaybı vardır; eğer bu değişikliklere, retina altında ve bazen retina içinde yeni damarlar ile birlikte fibrotik oluşumlar eşlik ederse yaş tip YBMD meydana gelir. Görme kaybı ortalama olarak 75 yaşında ortaya çıkmaktadır. Elli yaşından sonra görülme sıklığında doğrusal bir artış olur. Geç tip YBMD (görme hasarı var), 50 yaşının üzerindekilerin %2'sinde, 65 yaşın üzerindekilerin %0.7–1.4'ünde ve 85 yaşından sonra %11–19 oranında görülür.

Risk faktörleri
* ilerleyen yaş
* aile öyküsü (birinci derecede akrabasında makula dejenerasyonu olanların yaklaşık 1/4'ünde bu hastalık ortaya çıkabilir. Tek yumurta ikizlerinin %89-90'ında, çift yumurta ikizlerinin %46'sında benzer klinik tablo saptanmıştır.)
* cinsiyet (Şimdiye kadar bazı çalışmalarda orta şiddetli tipinin kadınlarda daha sık görüldüğü saptansa da daha hafif olguları kapsayan bazı epidemiyolojik çalışmalarda cinsiyetler arasında görülme sıklığı açısından herhangi bir fark saptanmamıştır.)
* hipertansiyon
* kalp hastalığı
* sigara öyküsü
* UV ışınları (Son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda ışığa maruziyetin bir risk faktörü oluşturmadığı saptanmıştır.)

Bulguları
* keskin görmede bozukluk, bulanık-puslu görme
* görüntülerin ortası bulanık ancak kenarları normal görünür.
* Elektrik direkleri, kapı-pencere kenarları, yazıların satırları gibi düz çizgilerin dalgalı görünmesi,
* Görme alanın ortasında karanlık ya da boş bir alanın belirmesi,

Tedavi
* Kuru tip: Herhangi bir tedavi yöntemi yoktur. Çeşitli vitamin ve element takviyelerinin ve bazı antioksidan özelliğe sahip olan ilaçların hastalığın gidişini yavaşlatabildiği söylenmektedir.
* Yaş tip: Anormal olarak gelişme gösteren ve makulaya yarar yerine zarar veren damarların çok erken dönemde lazerle yakılarak geriletilmesi mümkündür.
* Son yıllarda, tam sarı nokta altında gelişen yeni damarların geriletilmesi için bazı yeni tedavi yöntemleri geliştirilmektedir. Örneğin, fotodinamik tedavide vücuda, damardan ışığa duyarlı ilaçlar verilir. Bu ilaçlar lazer ışığını normal insan dokularından daha kolay emer, retina altındaki patolojik damarlar bu fotosensitif ilaçları çevre dokulardan daha yüksek oranda içermektedir buna bağlı olarak, uygulanan lazer ışığı seçici olarak bu patolojik dokuyu etkiler. Bu tedaviye "fotodinamik lazer tedavisi" adı verilir.

Bu hastalıkta damarların oluşumunda yer alan bazı biyolojik aktif maddelere, karşı geliştirilen ilaçlar da yeni yeni klinik uygulamaya geçilmektedir. FDA gözetiminde Faz III çalışmaları tamamlanmış bu ilaçların, klinik kullanımları ile tedavi seçeneklerinde bir artış söz konusu olacaktır.


Alıntıdır.

Son düzenleyen Daisy-BT; 11 Ekim 2009 23:27
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
5 Aralık 2012       Mesaj #2
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Makula Dejenerasyonu (YBMD)

Sponsorlu Bağlantılar
Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu veya YBMD, retinanın merkezinde bulunan bir alan olan makülanın bir hastalığıdır.

Retina, gözün arkasında ışığı tespit eden zardır. Makülada özellikle koniler (rengi tespit eden reseptörler) gibi yüksek yoğunluklu ışık reseptörleri içermektedir ve bu nedenle önümüzdeki cisimleri doğrudan ve detaylı bir şekilde görmemiz için maküla çok önemlidir.
Kişilerin okumasına, yazmasına, araç kullanmasına ve diğer detaylı işleri gerçekleştirmesine yardımcı olmak açısından hayati bir önem taşır. Ayrıca yüzleri tanımamız ve rengi görmemize olanak sağlar.
Kuru YBMD hastalığın en sık görülen şeklidir. Retinadaki ışık reseptör hücreleri, kişi yaşlandıkça daha az işlev görür. Hücreler yeterli besinleri almaz ve hücre işlevi ürünleri açısından temizlemede daha az etkin hale gelir. Bu da drusen adı verilen ve retina altına biriken küçük anormal depolanmalara neden olur ve retinayı pürüzlü hale getirir.

Zaman içinde, retina hücreleri bozulur ve yakın görme kaybına neden olarak ölür. Bu durum yıllar içinde ilerleyerek meydana gelir. Kuru YBMD’nın üç aşaması vardır:

• Erken YBMD – belirtisiz veya görme kayıpsız küçük – orta derece drusen.
• Orta YBMD – görme merkezinde bulanık nokta gibi erken belirtiler ve okuma için daha çok ışığa ihtiyaç duyulması.
• İleri YBMD – ışığa duyarlı hücrelerin daha kapsamlı bozulması ve görmenin kötüleşmesi.

Islak YBMD, vakaların yüzde on ile 15’ini oluşturur. Aynı zamanda “nörovasküler YBMD” olarak da bilinir, çünkü retina arkasındaki yeni kan damarlarının büyümesini kapsar. Bu yeni kan damarları çok kırılgandır ve bu nedenle sıvı veya kan sızdırabilir, retinayı kaldırır ve bozar. Bu da görmenin bozulması ve ani görme kaybına neden olan skarlaşmayla sonuçlanır. Islak YBMD olan herkes önceden kuru şeklini geçirmiştir. Islak YBMD çok hızlı bir şekilde gelişebilir ve kimin ıslak YBMD olacağını veya ne zaman olacağını tahmin etmek imkânsızdır.
YBMD'ye neyin neden olduğu belli değildir, fakat genetik yatkınlık ile çevresel faktörlerin birleşmesi sonucu oluşması muhtemeldir. Ailesinde hastalık öyküsü olanlar aynı genleri taşıyabileceğinden risk artmıştır.

YBMD olasılığı yaşla birlikte artar, çünkü zaman içinde çevresel etkenlere veya YBMD hastalığı sürecini alevlendiren ve maküla hücrelerindeki hasara katkıda bulunan diğer hastalıklara çok daha fazla maruz kalmaktayız.
Bir gözün diğerinden önce etkilenebilmesine rağmen, genellikle her iki göz de etkilenir. İyi gören göz genellikle etkilenen gözü telafi eder ve yıllar boyu bir sorun olduğu gerçeğini maskeleyebilir. Gözlerde ağrı veya kızarıklık yoktur.

Maküla retinanın ortasında olduğundan, merkezi görüş etkilenir ve hastalarda bazı artık görüş kalır. Bununla birlikte, bu sadece kişinin bakmaya çalıştığı şeyin kenarlarında olur ve bu alandaki odak (ve renk gücü) zayıftır. Daha net görmek için kişi görüşünün ortasına ne getirmeye çalışırsa çalışsın, görüntü karanlıktır veya yoktur.

Detaylı, berrak bir görüş gerektiren her türlü faaliyet kısıtlanmaktadır ve hastalığın geç dönemlerinde görüş kuvvetinin kaybı o kadar şiddetlidir ki hastaya kısmi kör veya kör olarak kaydolması teklif edilir.
Gelişmiş ülkelerde, 50 yaşın üzerindeki her 50 kişiden birinde ve 85 yaşın üzerindeki her beş kişiden birinde YBMD olduğu hesaplanmaktadır. Islak YBMD’nu daha az olmasına rağmen (yaklaşık on vakada bir), daha kritiktir çünkü çok hızlı ilerleyebilir.

Ailesinde bu hastalık olan bir kişide YBMD görülme riski daha fazladır. Yaşam tarzı faktörleri de önemlidir – sigara içenlerde YBMD görülme ihtimali üç kar daha fazladır (muhtemel nedeni ışık reseptör hücrelerinde oksidasyon hasarına yol açması veya kan ve oksijen tedarikinde hasara neden olmasıdır), ve hipertansiyon, obez olma, küçük gözlere sahip olma (uzun görüşler bağlantılı) ve mavi iris rengi riski arttırmaktadır. Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür.
Günümüzde, kuru YBMD için kanıtlnmış br tıbbi tedavi yoktur. Bununla birlikte, sigara içmeme ve sağlıklı beslenme bozulma hızını yavaşlatmaya yardımcı olabilir. C ve E vitaminlerinin ve çinkonun düzenli olarak alınması da YBMD olan bazı kişiler için görme kaybını yavaşlatmaya yardımcı olabilir.

Son zamanlarda, lutein ve zeksantin olarak bilinen ve bazı vakalarda YBMD’nun gelişimini ve ilerlemesini azalttığı görülen iki karoten kökenli besin maddesi üzerinde özel bir ilgi uyanmıştır. Çalışmalarda tutarlı bir fayda gösterilmemesine rağmen, YBMD riski altında olan kişiler bu maddelerin takviyelerini almayı isteyebilirler.

İlave aydınlatma ve büyüteçler, kuru YBMD olanlarda kalan görüşlerini daha iyi kullanmaları açısından yardımcı olabilir.

YBMD geliştiğinde, genellikle acil tedavi önerilmektedir. Islak YBMD tedavisindeki tıbbi buluşlar, birçok vakada ileri görme kaybının önlenebileceği ve bazı vakalarda görmenin iyileştirilebileceği anlamına gelmektedir.

Islak YBMD tedavisinin üç türü vardır. Hepsinin amacı, yeni, sızdıran kan damarı oluşumunu kontrol etmektir:

• Fotokoagülasyon, sızdıran kan damarlarını kapatmak için sıcak lazer kullanmaktadır, fakat sadece sızıntı doğrudan maküla merkezi içinde olmayan az sayıda vakada kullanılabilmektedir. Çevreleyen sağlıklı dokuya zarar verebilen tahrip edici bir tedavidir ve tedaviden sonra sıklıkla yeni kan damarları gelişir ve tekrarlayan tedaviler gerekli olur.

• Fotodinamik tedavi (FDT), sızdıran kan damarlarını kapatmak için bir ışık bazlı tedavi kullanmaktadır. Bu tedavide, kan dolaşımına geçen ve anormal kan damarlarının içini kaplayan verteporfin adı verilen bir ilaç enjekte edilir. İlaç daha sonra kaplanan kan damarlarında bir ışık vererek aktifleştirilir ve bu damarları yok etmesi tetiklenir. Çevre dokuları tahrip eden bir tedavi değildir fakat tekrarlayan tedaviler gerekli olabilir.

• Geçtiğimiz birkaç yılda, ıslak YBMD merkezinde yeni kan damarı gelişiminin (neo-anjiogenez) hasar veren süreci ile etkileşen yeni tedaviler geliştirilmiştir. Bu süreçte birkaç ilaç, vasküler endotelial büyüme faktörü veya VEGF adı verilen bir proteini hedefler. Yüksek VEGF seviyeleri kan damarlarının çoğalmasına ve sıvı kaçağına neden olabilir. VEGF-inhibitörleri veya anti-VEGF olarak bilinen ilaçların göz içinde maküla altına enjekte edilmesi gerekir. Enjeksiyon sayısı değişkendir. Araştırma deneylerinde enjeksyonlar her dört veya her altı haftada bir yapılmasına rağmen, uygulamada hekimlerin hastalarının ilaca yanıtını değerlendirerek en uygun tedavi rejimine karar vermeleri gerekmektedir. VEGF- inhibitör tedavilerinin görüş kaybını durdurduğu ve bazı vakalarda yeniden yapılandırdığı gösterilmiştir.
İnsanlar yaşlandıkça artan risk dışında, özellikle diğer risk faktörleri varsa YBMD gelişme riskinin genetik yatkınlıkla önemli ölçüde arttığı görülmektedir. Yaşlanma ve genetik yatkınlık değiştirilemezken, diğer risk faktörleri değiştirilebilir.

Sigara- sigara için kişilerde YBMD gelişme riski üç kat artmaktadır. Ailede YBMD hikayesi olanlarda bu risk sigara içmeyenlere göre 34 kata kadar çıkabilir.

İnsanlar sigarayı bıraktığında risk azalır, fakat bu süre 20 yıla kadar uzayabilir, bu nedenle sigaraya başlamamak önemlidir.

Ultraviyole (UV) ışık – UV’nin retinaya ulaşmadığı düşünülmesine ve bu nedenle YBMD gelişme riskini arttırmamasına rağmen, genel göz sağlığını korumak için parlak güneş ışığında kaliteli güneş gözlükleri takılması tavsiye edilmektedir.

Beslenme – YBMD’nu önlemede vitaminlerin ve minerallerin ve antioksidanların rolü net değildir. Bazı bilimsel kanıtlar, lutein ve zeakstantin içeren antioksidan vitamin ve mineralden zengin beslenmenin YBMD gelişme riskini azaltabileceğini ortaya koymasına rağmen, diğer çalışmalar bunu tavsiye etmek için yeterli bilimsel kanıtın olmadığını ileri sürmektedir.

Bununla birlikte, antioksidan vitamin ve mineralden zengin bir beslenme şeklinin zarar verme ihtimali yoktur. Her gün sebze ve meyve, özellikle yeşil yapraklı sebzelerden (lutein ve zeksantinin en iyi kaynakları arasında karalahana, ıspanak, turp, marul, brokoli, kabak, bezelye ve Brüksel lahanası yer almaktadır) bol bol yemek mantıklıdır.

Orta derecede YBMD olan kişilerin ilave miktarlar, özellikle yüksek dozlu takviyeler almadan bir doktora danışmaları gerekir.


Kaynak: Hemen Sağlık


Benzer Konular

14 Ocak 2009 / kemal kurt Taslak Konular
4 Ocak 2016 / Safi X-Sözlük