
Ziyaretçi
Art Punk: Art Brut

Londra’da ufak, yer altı konserlerinden ve alışma safhalarının ardından üç parçalık Brutlegs adlı demo yayınlanır. Ardından da ilk parçaları Formed A Band bir toplama albümde kendine yer bulur. Bir gazeteci sayesinde bu parça Rough Trade’in eline geçer ve bir saat içinde gruba ilk single teklifi yapılır. Hayranlar çoğalmaktadır, dikkatler toplanmaya başlamıştır ve Mart 2004’te “Formed A Band”in yayınlanmasıyla Art Brut artık sesini duyurmaya başlamıştır. Listelerde iyi yerlere gelen parça ayrıca bir çok müzik dergisinde de yılın en iyileri arasında gösterilir. Art Brut ise yılın en iyi albümsüz gruplarından biri olarak plak şirketlerine duyurulur.
Aralık 2004’te Modern Art ve My Little Brother parçalarını içeren ikinci single Fierce Panda etiketiyle yayınlanır ve ilk single’dan daha iyi bir liste pozisyonu edinir. Artık Art Brut’tan herkes albüm istemektedir ve 2005 yılında albüm hazırlıkları başlar. Bu çılgın ve yaratıcı çocuklar çok da zorlanmamış olacaklar ki Mayıs 2005’te Bang Bang Rock’n Roll hazırdır. Grup, gümbür gümbür geliyoruz mesajı verir ve şimdilerde herkesin rahatlıkla onaylayabileceği üzere mesaj doğrudur. Albümde en alakasız konular bir araya gelmiştir.Şarkı sözlerinde neler duyulmaz ki? Aşklar ifşa edilir, eski kız arkadaş Emily Kane’den kaç yıl, kaç ay, kaç gün, kaç saat, kaç dakika, kaç saniye önce ayrılındığı açıklanır, “Top of the Pops”a çıkmak istedikleri duyurulur, Morrissey’e, Velvet Underground’a, İtalyan mafyasına bile göndermeler yapılır. Albümün yayınlanmasının ardından gitarist Chris Chinchilla kişisel sebeplerle gruptan ayrılır ve yerine Jasper Future gruba katılır.
Art Brut’un ilk albümü “Bang Bang Rock’n Roll” hem yılın en iyilerindendi hem de punk’ın sadece kirli, gürültülü bir müzik olmayabileceğini gösterdi. Amaçları hem kendilerini hem onları izleyen insanları mümkün olduğunca eğlendirmek olduğundan canlı performansları da yüksek tempoda ve kesinlikle çılgın bir eğlence vaat ediyor. 2006’da Coachella, Pitchfork, Benicassim gibi Amerika’nın ve Avrupa’nın sıkı festivallerinde boy göstermeleri de sahnede sevilen bir grup olduklarının kanıtı. Grup şimdilerde ikinci albümlerinin hazırlığında ve bu albümden ilk single “Nag Nag Nag Nag” Kasım 2006’da yayınlandı. Yeni albüm de 2007 yılında merakla beklenen albümler arasında.

“Art Brut”, toplumdan bir şekilde dışlanmış ya da kendini bilinçli olarak toplum dışına atmış olan insanların elinden çıkan yapıtları içeren bir sanat akımı. Aslına bakılırsa tam anlamıyla bir akım bile sayılmaz; Fransız ressam Jean Dubuffet 1947 yılından itibaren akıl hastalarının, mahkûmların, sağır ve dilsiz insanların, körlerin eserlerinin koleksiyonunu yapmaya başlıyor ve bu eserlere dair bir tanım olarak da “Art Brut”yu getiriyor. Türkçeye “ham sanat” olarak çevirebileceğimiz bu isim 2004 yılında Londra’nın güneyinde yaşayan 5 insana ilham veriyor.“Grup kurduk, bir grup kurduk!” diye bas bas bağıran Art Brut, İsrail ve Filistin arasında barışı sağlayacak şarkılar yazmak istiyormuş; bunu albümün açılış şarkısı Formed a Band sayesinde öğreniyoruz. Bu çocuklar, eğlenceli; eğlenceli olduğu kadar da haysiyetli bir punk icra ediyor. Müzik yaparken eğlendiklerini de dinleyiciye çok samimi bir şekilde aktarabiliyorlar.Vokalist Eddie Argos zaman zaman (hatta çoğu zaman) konuşur gibi söylüyor şarkılarını. Ki daha ilk şarkıdayken bu konuda bizi uyarıyor zaten:Sponsorlu Bağlantılar
“Evet, ben bu şekilde şarkı söylüyorum, ironi değil bu, rock and roll hiç değil.”Sözleri her daim çok ilgi çekici ve çok eğlenceli: My Little Brother’da “sadece” 22 yaşında olan ve Rock and Roll’u henüz keşfetmiş olan erkek kardeşinden, Emily Kane’de 10 yıl, 9 ay, 3 hafta, 4 gün, 6 saat, 13 dakika ve 5 saniye önce ayrıldığı sevgilisinden, Modern Art’ta modern sanatın üzerindeki etkilerinden, Good Weekend’de (Emily Kane’in etkisinden kurtulmuş olsa gerek ki) yeni sevgilisiyle neler yapmak istediğinden ve onu “tam iki kere!” evet evet, “tam iki kere!” çıplak gördüğünden bahsediyor vokalistimiz.
Bang Bang Rock & Roll’da seksten, uyuşturuculardan ve rock’n’roll’dan iştiyakla bahsederlerken, araya Velvet Underground şarkılarına katlanamadıklarını ve bunun yanında seksten, uyuşturuculardan ve rock’n’roll’dan bahseden şarkıları çok sıkıcı bulduklarını sıkıştırıveriyorlar. Fight’ta “hadi hadi, gel gel!” çekiyor bize Art Brut:
“Gel de kavga edelim, hadi!”Moving to L.A.’de mümkün olabilecek tüm klişeleri kullanarak Los Angeles’a yerleşmekten bahsediyorlar:
“Axl Rose’la takılayım, kendime yeni giysiler alayım, ‘belden üstüm çıplak olmak suretiyle’, Harley Davidson’ımla yollarda süzüleyim; hatta bir dövme yaptırayım. Dertlerimden uzakta, Morrissey’le Hennessy içeyim.”Ve devamı...
Müzik ikonlarıyla olduğu kadar müzik basınıyla da dalga geçmeyi çok iyi biliyor bu çocuklar: Bad Weekend’de “Uzun zamandır NME okumadım, ne tür müzik yaptığımızı bilmiyorum” diyorlar. Şarkı sözlerindeki popüler kültür ve Top of the Pops takıntısı da dikkatlerden kaçmıyor elbette. Albümün son iki şarkısı olan Stand Down ve 18.000 Lira’da ise İtalyan mafyasının kült ikonlarından Enrique Gatti’den dem vuruyorlar.
1976 yılında İngiltere’de yaşanan “punk patlaması” sırasında muhtemelen hayatta bile olmayan bu çocuklar söz konusu punk ruhunu çok başarılı bir şekilde içselleştirmeyi başarmışlar. Müziklerinde Television Personalities’den Buzzcocks’a, The Fall’dan Wire’a, Supergrass’ten Pulp’a kadar pek çok güzel grubun etkisini gözlemek mümkün.
Art Brut’nun müziğe yaklaşımının The Beatles – Buzzcocks – Supergrass çizgisinde gittiğini söyleyebilirim. “Nasıl yani?” diyecek olanlara ise “müzik yaparken çok eğlenmek, müziğin kendisi dışındaki etmenleri çok da fazla önemsememek” gibi şeylerden bahsedebilirim. Kanımca 90’lı yıllarda Britanya’nın gördüğü en samimi, en eğlenceli ve (çok iddialı görünse bile) belki de en önemli grup olan Supergrass’ın geçirdiği evrime benzer bir evrim geçirmesini bekliyorum Art Brut’nun.
Bang Bang Rock & Roll 2005 yılı içinde yayımlanmış en önemli birkaç albümden biri.

Art Brut, 20. yüzyılın ortalarında doğan aykırı bir sanat akımı. Genel kaygılardan, sanata yön veren bağlayıcı kurallardan bağımsız sanat icra eden, bilinmeyen insanlar. Bir sanat akımı olarak “Art Brut” işte böyle bir tanıma sahip. Ve 2003 yılında İngiltere Londra’da bir grup genç “biz aykırıyız, biz bağımsızız” diye bağırıp çağırmadan müzikal bir yola çıkarlar. Punk yapacaklardır fakat geçmişte punk nasıl icra edilmiş, ne gibi kurallara bağımlı kalmaları gerekir sanıyoruz pek de umursamamışlar. Eddie Argos, Ian Catskilkin, Jasper Future, Freddy Feedback, Mikey B ve karşımızda 2000’lerin çocukları bizler punk’ı nasıl seversek bize öyle sunan Art Brut.Art Brut’la tanışmamız ve ardından gelen samimiyetimiz gayet kolay oluyor aslında. Çünkü ilk single’ları “We Formed A Band” ile bir grup kurduklarını bağıra bağıra haber veriyorlar. Onlarla ne kadar eğleneceğimizden, ne şarkılar dinleyeceğimize, hatta daha bize vokalist Argos’un sesini, şarkı söyleyişini eleştirme fırsatı vermeden bütün konuşulacakları biliyormuş gibi açıklıyor:
“Evet, ben bu şekilde şarkı söylüyorum, ironi değil bu, rock and roll hiç değil.”Grubun kuruluş aşaması da hayli eğlenceli bir periyot. Her şeyin başı vokalist Eddie Argos -ki kendisi büyük bir Vincent Van Gogh hayranı- şehri Bournemouth’da birkaç küçük müzikal atraksiyonun ardından Londra’ya taşınır ve amaç yeni bir müzik grubudur. Bir partide etraftan bu amaç uğruna adam seçerken gitarist (ska müziği sever) Chris Chinchilla’yı bulur. Chris gayet olumlu karşılamıştır bunu, sonuçta kızları etkilemek için iyi bir fırsattır ve belki de çok sevdiği “Top of the Pops”a çıkabileceklerdir. Üçüncü üye Chris’in Alman ev arkadaşı (grunge müziği sever) Frederica’dır ve gruba eBay’den sipariş ettikleri bas gitarla katılır. Eddie Argos’un Bournemouth’dan bir başka tanıdığı (heavy rock müzisyeni) Ian Catskilkin de grubundan ayrılıp ekibe girmesiyle bir kişilik yer kalmıştır. Ve bu son üye de otobüste yanındaki kişiye davul çaldığını ve bir müzik mağazasında çalıştığını anlatan, başına geleceklerden habersiz bir gençtir. Bu konuşmaları duyan Art Brut elemanları birkaç gün sonra bu gencin çalıştığı dükkâna giderler. Onu orada bulamayınca da bir not bırakırlar ve –Weezer sever- Mike da bu şekilde gruba katılmıştır. Art Brut birbirinden hayli alakasız insanların yine hayli alakasız biçimlerde tanışmasıyla Mayıs 2003’te kurulur.
Londra’da ufak, yer altı konserlerinden ve alışma safhalarının ardından üç parçalık Brutlegs adlı demo yayınlanır. Ardından da ilk parçaları Formed A Band bir toplama albümde kendine yer bulur. Bir gazeteci sayesinde bu parça Rough Trade’in eline geçer ve bir saat içinde gruba ilk single teklifi yapılır. Hayranlar çoğalmaktadır, dikkatler toplanmaya başlamıştır ve Mart 2004’te “Formed A Band”in yayınlanmasıyla Art Brut artık sesini duyurmaya başlamıştır. Listelerde iyi yerlere gelen parça ayrıca bir çok müzik dergisinde de yılın en iyileri arasında gösterilir. Art Brut ise yılın en iyi albümsüz gruplarından biri olarak plak şirketlerine duyurulur.
Aralık 2004’te Modern Art ve My Little Brother parçalarını içeren ikinci single Fierce Panda etiketiyle yayınlanır ve ilk single’dan daha iyi bir liste pozisyonu edinir. Artık Art Brut’tan herkes albüm istemektedir ve 2005 yılında albüm hazırlıkları başlar. Bu çılgın ve yaratıcı çocuklar çok da zorlanmamış olacaklar ki Mayıs 2005’te Bang Bang Rock’n Roll hazırdır. Grup, gümbür gümbür geliyoruz mesajı verir ve şimdilerde herkesin rahatlıkla onaylayabileceği üzere mesaj doğrudur. Albümde en alakasız konular bir araya gelmiştir.Şarkı sözlerinde neler duyulmaz ki? Aşklar ifşa edilir, eski kız arkadaş Emily Kane’den kaç yıl, kaç ay, kaç gün, kaç saat, kaç dakika, kaç saniye önce ayrılındığı açıklanır, “Top of the Pops”a çıkmak istedikleri duyurulur, Morrissey’e, Velvet Underground’a, İtalyan mafyasına bile göndermeler yapılır. Albümün yayınlanmasının ardından gitarist Chris Chinchilla kişisel sebeplerle gruptan ayrılır ve yerine Jasper Future gruba katılır.
Art Brut’un ilk albümü “Bang Bang Rock’n Roll” hem yılın en iyilerindendi hem de punk’ın sadece kirli, gürültülü bir müzik olmayabileceğini gösterdi. Amaçları hem kendilerini hem onları izleyen insanları mümkün olduğunca eğlendirmek olduğundan canlı performansları da yüksek tempoda ve kesinlikle çılgın bir eğlence vaat ediyor. 2006’da Coachella, Pitchfork, Benicassim gibi Amerika’nın ve Avrupa’nın sıkı festivallerinde boy göstermeleri de sahnede sevilen bir grup olduklarının kanıtı. Grup şimdilerde ikinci albümlerinin hazırlığında ve bu albümden ilk single “Nag Nag Nag Nag” Kasım 2006’da yayınlandı. Yeni albüm de 2007 yılında merakla beklenen albümler arasında.