Aynı ortam içinde büyümüş,aynı çevre ile ilişkide bulunmuş ve aynı kaynaklardan bilgi edinmiş iki kişinin dünya görüşü niçin farklıdır?
Dünya görüşü,dış dünyaya ait kavramlar ve görüşler sistemidir.Çevremizdeki dünya hakkında birtakım fikirlerimiz veya görüşlerimiz vardır.Bu fikir veya görüşlerimiz felsefe,sosyal hayat,politika,ahlak,sanat,bilim ve bunlar gibi konular hakkındadır,hepsinin toplamı dünya görüşümüzü oluşturur.Ancak dünya görüşümüzün asıl omurgasını felsefi görüşlerimiz kapsar.
Dünya görüşü,insanların bilgisinin belli bir tarihsel aşamadaki düzeyine ve sosyal sisteme dayanır.Çevresindeki realite karşısında insanın tavrını tayin eder.Her türlü eylemine yol gösterir.
Dünya görüşümüzü belirleyen bir diğer olgu ise ‘algı’dır.Algıyı,dış dünyanın bilinçteki yansısı olarak tanımlayabiliriz.
Algıyı tanımlarken objektif dünyayı ele alırız ve bu dünyanın duyu organlarımız üzerinde yaptığı etkiyle nesnenin bilincimizde beliren yansımasını belirtiriz.
Algılar,hepimizin çevremizle olan ilişkilerimizdeki tecrübelerimizle edindiğimiz duyumlardan meydana gelir.
Objektif dünyanın doğru şekilde algılanması,dış objenin yapısı ile bu objenin zihinde meydana gelen imajının yapısı arasında uygunluk bulunması demektir.
Algının bilme sürecindeki ilk görevi,objelerin içeriğini ortaya koymamakla beraber genel kavramların temelini oluşturmasıdır.Örneğin insan,hayvan veya bitki derken,bu nesnelerin içeriğini tam tarif etmeden onları genel bir kavram olarak düşünürüz.
Algının bilme sürecindeki ikinci görevi,bilimsel kavramların oluşumunda ana malzemeyi sağlamasıdır.
Aynı kentte doğup büyümüş,aynı sosyal sınıfta,dolayısı ile aynı ekonomik seviyede olan,aynı eğitimi alan iki kişinin dış dünyayı algılamalarına veya dünya görüşlerindeki farklılıklara giden yoldaki kavşağı oluşturan özellikler nelerdir?
Aynı ortam içinde büyümüş,aynı çevre ile ilişkide bulunmuş ve aynı kaynaklardan bilgi edinmiş iki kişinin mutlaka farklı algılama etkenleri vardır.
Her şeyden önce bilgi edindikleri kaynakların farklı yorumlarını okumuşlardır.
İlişkide bulundukları kişilerin değişik fikirlerini dinlemişlerdir.
Birisinin okuduğu kaynak veya kişilerden edindiği fikirlerin gösterdiği gerçek ile diğerinin okuduğu kaynak veya kişilerden edindiği fikirlerin gösterdiği gerçek edindikleri dünya görüşünün farklılığını oluşturur.
Dünya görüşü,dış dünyaya ait kavramlar ve görüşler sistemidir.Çevremizdeki dünya hakkında birtakım fikirlerimiz veya görüşlerimiz vardır.Bu fikir veya görüşlerimiz felsefe,sosyal hayat,politika,ahlak,sanat,bilim ve bunlar gibi konular hakkındadır,hepsinin toplamı dünya görüşümüzü oluşturur.Ancak dünya görüşümüzün asıl omurgasını felsefi görüşlerimiz kapsar.
Sponsorlu Bağlantılar
Dünya görüşümüzü belirleyen bir diğer olgu ise ‘algı’dır.Algıyı,dış dünyanın bilinçteki yansısı olarak tanımlayabiliriz.
Algıyı tanımlarken objektif dünyayı ele alırız ve bu dünyanın duyu organlarımız üzerinde yaptığı etkiyle nesnenin bilincimizde beliren yansımasını belirtiriz.
Algılar,hepimizin çevremizle olan ilişkilerimizdeki tecrübelerimizle edindiğimiz duyumlardan meydana gelir.
Objektif dünyanın doğru şekilde algılanması,dış objenin yapısı ile bu objenin zihinde meydana gelen imajının yapısı arasında uygunluk bulunması demektir.
Algının bilme sürecindeki ilk görevi,objelerin içeriğini ortaya koymamakla beraber genel kavramların temelini oluşturmasıdır.Örneğin insan,hayvan veya bitki derken,bu nesnelerin içeriğini tam tarif etmeden onları genel bir kavram olarak düşünürüz.
Algının bilme sürecindeki ikinci görevi,bilimsel kavramların oluşumunda ana malzemeyi sağlamasıdır.
Aynı kentte doğup büyümüş,aynı sosyal sınıfta,dolayısı ile aynı ekonomik seviyede olan,aynı eğitimi alan iki kişinin dış dünyayı algılamalarına veya dünya görüşlerindeki farklılıklara giden yoldaki kavşağı oluşturan özellikler nelerdir?
Aynı ortam içinde büyümüş,aynı çevre ile ilişkide bulunmuş ve aynı kaynaklardan bilgi edinmiş iki kişinin mutlaka farklı algılama etkenleri vardır.
Her şeyden önce bilgi edindikleri kaynakların farklı yorumlarını okumuşlardır.
İlişkide bulundukları kişilerin değişik fikirlerini dinlemişlerdir.
Birisinin okuduğu kaynak veya kişilerden edindiği fikirlerin gösterdiği gerçek ile diğerinin okuduğu kaynak veya kişilerden edindiği fikirlerin gösterdiği gerçek edindikleri dünya görüşünün farklılığını oluşturur.