Arama

Beylikler - Hamidoğulları Beyliği

Güncelleme: 14 Eylül 2008 Gösterim: 7.190 Cevap: 3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Ocak 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hamidoğulları Beyliği

Sponsorlu Bağlantılar
Batı Anadolu Türk Beyliklerinden.
Beyliğin sınırları içinde Eğridir, Uluborlu, Yalvaç, Isparta, Burdur ve Antalya bulunuyordu. Beyliğin kurucusu, Feleküddin Dündar Bey'dir ve büyükbabasının adını beyliğe vermiştir. Kuruluş yıllarında Anadolu Selçukluları tarafından Bizans sınırına yerleştirildiler. Dündar Bey, hükmü gittikçe zayıflayan anadolu Selçuklularının son zamanlarında, beyliği Göller Bölgesi'nde kurdu (1300) ve Uluborlu'yu merkez yaptı. Sonradan merkezini Eğridir'e nakletti. Adı, îmar edildikten sonra Felekâbâd olarak değiştirildi. Dündar Bey, beyliğin sınırlarını yavaş yavaş genişleterek Gölhisar, Korkuteli ve Antalya'yı idaresine aldı. Antalya çevresini, kardeşi Yunus Bey'e verdi ve böylece beylik, Eğridir ve Antalya (Tekeoğulları) olmak üzere iki kola ayrıldı. Beyliğin faal kurucusu Dündar Bey, çevresindeki Anadolu beyliklerinin bir kısmı üzerinde hâkimiyet tesis etti. İlhanlılarla olan bağlarını kuvvetlendirmek için, Anadolu'ya gelen Emîr Çoban'a tâbi olduğunu bildirdi (1314). Fakat, daha sonra Emîr Çoban'ın oğlu Demirtaş, Anadolu'daki bazı beyleri ortadan kaldırmak için savaşa başladı ve bu arada Dündar Bey'i yakaladı ve öldürdü. Antalya civarını, bu olaya kendisine yardımcı olan Yunusbeyoğlu Mahmud'a bıraktı (1324). Dündar Bey'in ölümünden sonra bir süre sessiz kalan oğullarından Hızır Bey ortaya çıktı. Babasından alınan bir kısım yerleri ele geçirdi. Mısır'daki diğer oğlu İshak Çelebi, Anadolu'ya gelerek idareyi eline aldı (1328). İshak Bey'in ölümünden sonra yerine kardeşi Mehmed Bey'in oğlu Muzafferüddin Mustafa Bey geçti. Mustafa Bey'in ölümüyle de yerini Hüsameddin İlyas Bey aldı. Komşularından Karamanoğlu Alâüddin Bey'le savaştı. Mağlup olarak, Germiyanoğlu Süleyman Şah'a sığındı. Sonra da onun yardımıyla, kaybettiği yerleri aldı. Ölümünden sonra beyliğin başına oğlu Kemalüddin Hüseyin Bey geçti. Karamanoğulları'nın saldırılarından yılarak Beyşehir, Seydişehir, Akşehir, Yalvaç ve Karaağaç'ı Osmanlı padişahı Murad Hüdâvendigâr'a seksen bin altına sattı (1374). Kendine de Isparta ve Eğridir'i bıraktı. Birinci Kosova Savaşında Osmanlılar'a yardım için oğlu Mustafa Bey'le bir ordu gönderdi. Hamidoğullarının Antalya bölgesinde, Yunus Bey'den sonra yerine Mahmud Bey geçti. Mahmud Bey, İlhanlılar'dan Demirtaş Bey'le beraber Mısır'a gitti ve orada hapsedildi (1327). Beyliğin idaresini kardeşi, Korkuteli emîri Sinâüddin Hızır Bey eline aldı. Hızır Bey, hasta olduğundan yerine Dadı Bey geçti. Daha sonra idareyi Küçük Mehmed Bey aldı. Kıbrıs kralı Petro'nun işgaline uğrayan (1361) Antalya'yı, onbir yıl sonra yeniden ele geçirdi. Mahmud Bey'in ölümünden sonra idareyi Osman Bey eline aldı. Yıldırım Bayezid, Antalya ve Teke ilini aldıktan sonra bölgeyi oğlu İsa Çelebi'ye sancak olarak verdi. Ankara Savaşı'ndan (1402) sonra Osman Bey, Antalya ve İstanos'u (Korkuteli) yeniden geri aldı ve Timur 'un hâkimiyetini tanıdı. Korkuteli'ni beyliğin merkezi yaptı. II. Murad Han'ın ilk zamanlarındaki hükümet buhranından faydalanmak isteyen Hamidoğlu Osman Bey, Karamanoğlu Mahmed II ile Antalya'yı almak istedi. Bu iş birliğini haber alan Antalya sancakbeyi Hamza Bey, âniden Korkuteli üzerine baskın yaparak Osman Bey'i öldürdü (1493). Bir süre Antalya emîri Yunus Bey'in kölesi Zekeriya'nın elinde kalan Hamidoğullarının Antalya kolu da bu tarihte sona erdi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Şubat 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HAMİT OĞULLARI BEYLİĞİ
spacer horz

Sponsorlu Bağlantılar

XIII. yüzyıl başlarından daha evvel Borlu, İsparta, Eğiridir, Yalvaç taraflarına yerleştirilmiş olan Hamid Bey idaresindeki Türkmen aşiretinin (muhtemelen Teke) kurmuş olduğu beyliğe Hamid oğulları beyliği denilirdi. Bu beylik daha sonra genişleyerek güneydeki Antalya'yı da işgal etmiştir.
İsparta, 600 H./1203 M.de Üçüncü Kılıç Arslan zamanında alınmış ve daha sonra Selçukîler Antlaya ile Alâiye'yi de elde etmişlerdir.
Anadolu Selçuk Devleti İlhanîlerin nüfuzı altına girdikten sonra Batı hududundaki aşiret uç beylerinin toplanmağa ve bir beylik kurmağa başladıkları sırada Hamid Bey aşireti de o tarihte yani XIII. yüzyıl sonlarında başlarında bulunan Hamid Bey'in torunu ve Ilyas bey'in oğlu Feleküddin Dündar Bey'in faaliyeti ile bir beylik kurmuşlardır. Hâmid beyliğine Eğirdir gölünün güneyindeki eski adı Prostana olan Eğirdir kasabası merkez olmuş ve Feleküddin Dündar Bey burada bazı tesisler vücuda getirerek şehre Felekâbâd adı verilmiştir. Dündar Bey daha sonra hududunu güneye doğru uzatarak Gölhisar ve 1301'de Antalya'yı almış ve burasını biraderi Yunus Bey idare etmiştir.
Dündar Bey diğer Anadolu beyleri gibi yüksek hâkimiyetini tanımış olduğu İlhan'ın hazinesine her sene dört bin dinar, yani altın vergi veriyordu1. 1314'de Anadolu'ya gelmiş olan îlha-nilerin beylerbeğisi Emir Çoban'a itaat eyleyen Anadolu beyleri arasında Hamidoğlu Dündar Bey de vardı; hattâ Dündar sadakatini teyid için İlhanîler yani Garp Moğolları hükümdarı Olcayto Mehmed Hudabende adına Felekabâd şehrinde para bile kestirmişti.
Hudabende'nin 1316'da vefatı ve yerine henüz pek genç olan oğlu Ebu Said Bahadır Han'ın hükümdar olması üzerine vukua gelen bazı karışıklıklar esnasında Anadolu beylerinin yavaş yavaş Ilhanîlere karşı rabıtalarını gevşetmeğe başlamaları üzerine Anadolu valisi Demirtaş Konya'yı işgal etmiş ve daha sonra Eşrefoğlu Süleyman Bey'i öldürmüş ve arkasından Ha-mid iline yürüyerek Antalya'ya kaçan Dündar Bey'i de yakalayarak katletmiştir (1324 M).
Demirtaş'ın 1327'de Mısır'a kaçıp bir müddet sonra orada katlinden sonra bazı eserlerde Dündar'ın oğlu Hızır Bey'in Ha-mid beyi olduğu ve daha sonra bunun kardeşi Necmeddin İslı ak bey'in Mısır'dan gelerek beyliğe geçtiği kaydediliyor 2. Seyyah İbn-i Batuta 1333 senesinde Anadolu'yu gezerken Antalya'ya uğrayarak orada Hızır bin Yunus'un ve Gölhisar'da Dündar Bey'in oğlu Mehmed ve Eğirdir'de de yine Dündar'ın oğlu Necmeddin İshak Bey'in hükümdar bulunduklarını beyan etmektedir.
İshak Bey'den sonra kardeşi Mehmed Bey'in oğlu Muzafferüddin Mustafa Bey'i görüyoruz. Mustafa Bey bu devirde 745H./1344M. tarihli Muzafferiyye medresesini yaptırmıştır. Bunun bütün Hamid iline sahip olup olmadığı şimdilik meçhuldür; fakat 767H./1365M. de bunun oğlu olan Eğirdir sultanı Hüsa-meddin îlyas'ın Hamid hükümdarı olduğuna göre babasının da temamen Hamidiline sahib olduğu kuvvetli ihtimal dahilindedir.
Tarihlerin kaydına göre Hüsameddin I lya s Bey komşusu olan Karaman oğullariyle epey uğraşmış mağlup olarak kaçmış ve Germiyanoğlu'nun yardımiyle tekrar memleketine sahib olmuştur. Bunun vefatı tarihi belli değildir, maamafih 776 H. /1374 M. tarihinden evvel olmak lâzımdır.
Ilyas Bey'in yerine oğlu Kemalüddin Hüseyin Bey geçmiştir. Osmanlı hükümdarı Birinci Sultan Murad, Hüseyin Bey'den Akşehir, Yalvaç, Bey şehri, Karaağaç ve Şeydi şehrini 1374 tarihinde seksen bin altın mukabilinde satın almıştır. Murad Hüdavendigâr'm birinci Kosova muharebesinde Kemalüddin Hüseyin Bey, oğlu Mustafa Bey ile yardımcı asker göndermiştir.
Kemalüddin Hüseyin Bey 793 H./1391 M.de vefat etmiştir. Bunun meçhul bir sebepten dolayı Yıldırım Bayezid tarafından öldürüldüğü rivayet edilmektedir. Hamid oğulları'nın kendi namlarına henüz hiçbir sikkeleri görülmemiştir. Bunlara ait Eğirdir, Burdur, Yaza'da bazı kitabeli eserler vardır. Şuhud kasabasında 770 H. / 1368 M. tarihli Kubbeli mescid kitabesinde Emîr-i kebir Muizzüddin İbrahim bin Hızır Bey'in Hamid oğullarından olduğu anlaşılıyor.
Kemalüddin Hüseyin Bey'in oğlu Mustafa Bey, Kosova muharebesinde babasının göndermiş olduğu okçu kuvvetlerle Osmanlı ordusunu ön safında bulunmuş ve Hamit Oğulları Beyliği'nin Osmanlı devletine ilhakından sonra Osmanlı emiri olarak hizmet görmüştür.


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Mayıs 2008       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hamidoğulları Beyliği

Anadolu’da Göller Bölgesi’nde, Eğridir, Uluborlu, Yalvaç, Karaağaç, Asi, Keçiborlu, Isparta, Burdur ‘a hâkim olmuş, Teke aşiretinin bir kolunu teşkil eden Türkmenlerin kurduğu beylik (1300). Beyliğin kurucusu Dündar Bey, yeni beyliğe babası Hamid Bey’in adını vermiştir. Hamidoğulları ülkesi büyüyünce Anlatya bölümünün yönetimi kardeşi Yunus Bey’e verilmiştir. Hamidoğulları bu şeklide iki merkezden yönetilmişlerdir.
Dündar Bey, XIV. yüzyılın başından itibaren 24 yıl süreyle öbür Anadolu beyliklerine karşı başarılı bir büyüme politikası gütmüştür. Anadolu Selçuklarının yıkılmasından sonra, meydana gelen bağımsız beylikleri kendilerine bağlamak amacıyla İlhanlılar, önemli bir kuvvetle Anadolu’ya beylerbeyi olarak Emir Çoban’ı gönderince (1314), Dündar Bey, diğer bağımsız Anadolu beylikleri gibi Emir Çoban’a itaatlerini bildirmiştir. Hattâ ilhanlı hükümdarı Olcaytuğ Hüdabende adına Eğridir’de para bastırmıştır. Emir Çoban’ın ölümü üzerine oğlu Timurtaş, Anadolu beyliklerini ortadan kaldırmaya başlamıştır. Bu arada Dündar Bey’in üzerine de yürümüş, Hamidoğulları Beyliği’ni kendi hâkimiyetine alarak, bu yörelerin yönetimini amcası Dündar Bey’i kendisine teslim eden Mahmut Bey’e vermiştir (1324). Fakat Timurtaş’ın İlhanlı hükümdarı Ebu Said’e isyan ederek Mısır’da hüküm süren Memlûklerin himayesine girmesi üzerine, Dündar Bey’in oğlu Hızır Bey, eski Hamidoğulları Beyliği’ne ait topraklan tekrar elde etmiştir. Daha sonraları Dündar Bey’in Mısır’da bulunan diğer oğlu İshak Çelebi Anadolu’ya geçerek yönetimi eline almıştır (1328). Bu tarihten sonra eski kudretini bulan Hamidoğulları genişleme siyaseti gütmüşler daha önceleri İlhanlıların Anadolu Beylerbeyi olan Timurtaş’ın zaptettiği Eşref oğullarına ait topraklardan bazı yerleri sınırlan içine almışlardır. Hamidoğulları Beyliği bu tarihten sonra kudretsiz beylerin yönetiminde gerilemeye başlamış, sonunda Kemalettin Hüseyin Bey zamanında, Hamidoğulları ülkesinin en güzel bölgeleri (Yalvaç, Karaağaç, Beyşehir, Seydişehir ve Akşehir), iktidarı bir çığ gibi büyüyen Osmanlı hükümdarı Sultan I. Murat’a 80 bin altın karşılığında satılmıştır. Kemalettin Hüseyin Bey’in ölümü üzerine Hamidoğulları ülkesinin diğer kısımları Osmanlılarla Karamanlılar arasında paylaşılmıştır. Osmanlılar, Isparta ve çevresine Hamid Sancağı adını vermişler, Antalya ve çevresine de Teke Sancağı adı vererek-Konya iline bağlamışlardır. 1423′te de beyliğin hüküm varlığı ortadan kalkmıştır.
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
14 Eylül 2008       Mesaj #4
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Hamid Oğulları

13. yüzyılın başlarında Isparta, Eğridir, Yalvaç ve Uluborlu yöresini fetheden Selçuklular, Hamid Bey'in önderliğindeki Türkmen boylarını buraya yerleştirerek bir uçbeyliği kurmuşlardı.

Yaklaşık 100 yıl sonra Hamid Bey'in torunu Dündar Bey Selçukluların zayıflamasından yararlanarak 1301'de bağımsızlığını ilan etti.

Önce Uluborlu'yu, sonra Eğridir'i başkent yapan Dündar Bey Gölhisar, Korkuteli ve Antalya'yı alarak sınırlarını genişletti; Antalya yöresini de kardeşi Yunus'a bıraktı.

Başlangıçta İlhanlıların egemenliğini tanıyarak bu güçlü devletle iyi ilişkiler kurmuştu.


Ama sonradan İlhanlılar ile anlaşmazlığa düşen Dündar Bey'in 1324'te yenilerek öldürülmesi üzerine Hamidoğulları Beyliği ikiye ayrıldı ve bir kolu Eğridir'de, öbürü Antalya'da varlığını sürdürdü.

Hamid oğulları'nın Eğridir kolu Eşref oğullarının topraklarından bir bölümünü alarak sınırlarını genişletti. Osmanlılar ile Karaman oğullarının baskısı altında kalan beylik Seydişehir ve Akşehir gibi birtakım kentleri Osmanlılara satmak zorunda kaldı.

1391'de de bütün toprakları Osmanlılar ve Karaman oğulları arasında paylaşıldı. Hamid oğulları'nın Antalya kolu Teke yöresinde kurulduğu için Teke oğulları adıyla da bilinir.

Bu beylik de sürekli olarak Osmanlıların ve Karaman oğullarının baskısı altındaydı.


Bir süre Kıbrıs Krallığı'nca işgal edilen Antalya'yı 1392'de Yıldırım Bayezid Teke oğullarından alarak beyliğe son verdi.

Ankara Savaşı'ndan sonra yeniden kurulan bu küçük devlet egemenliğini ancak 1423'e kadar sürdürebildi ve o tarihten sonra topraklarının tümü Osmanlılara geçti.


Hamid oğullarının uzun süre ayakta kalabilmesinde en önemli etken, Antalya gibi işlek bir limana sahip olarak Anadolu'nun ticaret yaşamında üstünlük sağlayabilmeleridir.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica


Benzer Konular

24 Ağustos 2011 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
30 Haziran 2011 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
17 Haziran 2010 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
9 Haziran 2012 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
8 Mart 2010 / Misafir Taslak Konular