Bütün tropik bölgelerde yetişen hindistancevizi (Cocos nucifera), en güzel görünümlü palmiye türlerinden biridir. Genellikle deniz kıyısına yakın yerlerde yetişen bu ağaç 25 metreye kadar boy atabilir. Hiç dallanmadan dümdüz yükselen ince uzun gövdesinin tepesini taç gibi bir yaprak demeti süsler. Çok büyük kuş teleklerini andıran bu tüysü yaprakların uzunluğu bazen 6 metreyi bulur. Ağacın küçük çiçekleri bir eksenin çevresinde dizilerek başaklar oluşturur. Meyvelerin de 15-20 tanesi bir araya kümelenerek büyük hevenkler halinde dallardan sarkar.
Tropik ülkelerden gelen hindistancevizlerinin uzun lifli dış kabuğu soyulmuş olduğu için, bizim bildiğimiz yalnızca meyvenin iç bölümüdür. Bu sert, lifli ve kahverengi kabuklu iç bölümün dibindeki koyu renkli üç lekeden en büyük olanı kolayca delinerek içindeki sütsü sıvıya ulaşılabilir. Meyve toprağa düştüğünde ilk filizin dışarı çıkarak kök-lendiği yer de bu lekedir. Dalından koparıl-mamış meyveler, uzun lifli kalın dış kabuğuyla birlikte 30-45 cm uzunluğunda ve 15-20 cm çapında büyük birer yumurta biçimindedir. Bu lifli kabuk meyvelerin suda batmadan yüzmesini sağladığı için, bir yandan okyanus akıntılarıyla, öte yandan insanlar aracılığıyla taşınan meyveler bu bitkinin büyük olasılıkla Güneydoğu Asya'dan bütün tropik iklim kuşağına dağılmasını kolaylaştırmıştır.
Hindistancevizi özel bakım gerektirmeyen bir ağaçtır ve olgunlaştıktan sonra en az 70 yıl meyve verebilir. Olgunlaşmadan önce meyvelerinin yeşil kabuğunun içi hemen hemen tümüyle renksiz bir sıvıyla doludur. "Hindistancevizi sütü" denen bu besleyici ve susuzluğu giderici sıvının büyük bölümü zamanla besidokuya dönüşerek meyvelerin yenen beyaz etli bölümünü oluşturur. Hindistancevizi ağaçlarının yalnız meyvesinden değil birçok bölümünden yararlanılır. Gövdesinden marangozlukta kullanılan ve çok iyi cila tutan değerli bir kereste elde edilir; çok sağlam olan yaprak saplarından çatı kirişi yapılır; yaprak liflerinden de hasır şapka, sepet ve paspas örülür. Pasifik Adaları'nda yaşayan yerli halk ağacın çiçek tomurcuklarından toddy dedikleri bir özsu çıkarırlar. Bu özsu ya olduğu gibi içilir ya da önce mayalanmaya bırakılıp sonra damıtılarak alkollü bir içki elde edilir.
Sanayide kullanılacak olan olgun hindistancevizi meyveleri üç parçaya bölünerek kurumaya bırakılır. Yağca zengin olan beyaz etli bölümü kepçeyle çıkarılarak yeniden kurutulur. Kopra denen bu ağır kokulu madde presten geçirilerek, sabun, deterjan, kozmetik ürünler ve margarin yapımında kullanılan hindistancevizi yağı çıkarılır. 1.000 kadar hindistancevizinden ortalama 230 kg kopra, bundan da 110 litre hindistancevizi yağı elde edilir. Arta kalan posa ise değerli bir hayvan yemidir. Hindistancevizinin kurutulup rendelenen etli bölümleri özel tadı ve kokusuyla tatlı ve pastaları çeşitlendirmek için kullanılır.
Hindistancevizi meyvelerinin dış kabuğundan elde edilen esmer kırmızı renkli lifler son derece sağlam ve esnektir. Bu liflerden hasır, ip, halat, paspas, sepet, fırça, balık ağı, süpürge ve makine kayışları yapılır. Kısa liflerden de keçe elde edilir. Meyvelerin kabukları aynı zamanda değerli bir gübredir.
Tropik ülkelerden gelen hindistancevizlerinin uzun lifli dış kabuğu soyulmuş olduğu için, bizim bildiğimiz yalnızca meyvenin iç bölümüdür. Bu sert, lifli ve kahverengi kabuklu iç bölümün dibindeki koyu renkli üç lekeden en büyük olanı kolayca delinerek içindeki sütsü sıvıya ulaşılabilir. Meyve toprağa düştüğünde ilk filizin dışarı çıkarak kök-lendiği yer de bu lekedir. Dalından koparıl-mamış meyveler, uzun lifli kalın dış kabuğuyla birlikte 30-45 cm uzunluğunda ve 15-20 cm çapında büyük birer yumurta biçimindedir. Bu lifli kabuk meyvelerin suda batmadan yüzmesini sağladığı için, bir yandan okyanus akıntılarıyla, öte yandan insanlar aracılığıyla taşınan meyveler bu bitkinin büyük olasılıkla Güneydoğu Asya'dan bütün tropik iklim kuşağına dağılmasını kolaylaştırmıştır.
Sponsorlu Bağlantılar
Hindistancevizi özel bakım gerektirmeyen bir ağaçtır ve olgunlaştıktan sonra en az 70 yıl meyve verebilir. Olgunlaşmadan önce meyvelerinin yeşil kabuğunun içi hemen hemen tümüyle renksiz bir sıvıyla doludur. "Hindistancevizi sütü" denen bu besleyici ve susuzluğu giderici sıvının büyük bölümü zamanla besidokuya dönüşerek meyvelerin yenen beyaz etli bölümünü oluşturur. Hindistancevizi ağaçlarının yalnız meyvesinden değil birçok bölümünden yararlanılır. Gövdesinden marangozlukta kullanılan ve çok iyi cila tutan değerli bir kereste elde edilir; çok sağlam olan yaprak saplarından çatı kirişi yapılır; yaprak liflerinden de hasır şapka, sepet ve paspas örülür. Pasifik Adaları'nda yaşayan yerli halk ağacın çiçek tomurcuklarından toddy dedikleri bir özsu çıkarırlar. Bu özsu ya olduğu gibi içilir ya da önce mayalanmaya bırakılıp sonra damıtılarak alkollü bir içki elde edilir.
Sanayide kullanılacak olan olgun hindistancevizi meyveleri üç parçaya bölünerek kurumaya bırakılır. Yağca zengin olan beyaz etli bölümü kepçeyle çıkarılarak yeniden kurutulur. Kopra denen bu ağır kokulu madde presten geçirilerek, sabun, deterjan, kozmetik ürünler ve margarin yapımında kullanılan hindistancevizi yağı çıkarılır. 1.000 kadar hindistancevizinden ortalama 230 kg kopra, bundan da 110 litre hindistancevizi yağı elde edilir. Arta kalan posa ise değerli bir hayvan yemidir. Hindistancevizinin kurutulup rendelenen etli bölümleri özel tadı ve kokusuyla tatlı ve pastaları çeşitlendirmek için kullanılır.
Hindistancevizi meyvelerinin dış kabuğundan elde edilen esmer kırmızı renkli lifler son derece sağlam ve esnektir. Bu liflerden hasır, ip, halat, paspas, sepet, fırça, balık ağı, süpürge ve makine kayışları yapılır. Kısa liflerden de keçe elde edilir. Meyvelerin kabukları aynı zamanda değerli bir gübredir.
MsxLabs & TemelBritannica
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....