Arama

Jim Morrison

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 6 Kasım 2012 Gösterim: 11.794 Cevap: 5
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
20 Nisan 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Jim Morrison
Jim Morrison...
Sponsorlu Bağlantılar
Bir mittir. Père-Lachaise'deki mezarını ibadet edercesine ziyaret eden, resmini basılı tişörtlerini giyen, müziklerini dinleyen binlerce genç buna kanıttır. Son derece provokatör bu asi şarkıcı üzerine, ciddi ve yıkıcı şiirleri üzerine ve oldukça esrarengiz ölümü üzerine yazılanlar bitip tükenecek gibi değildir.

Jim Morrison...
Yetişkin olmayı reddeden ergen; ama aynı zamanda bir kahraman, sınır durumdaki biri, border-line...
Yıkıcılık bir yana, gerçekliğin hududunu daima geri püskürtme, olasılıklar alanını daima genişletme yönündeki çılgınca bir arzu ve umudun simgesidir Morrison. O, toplumumuzun yarattığı, her türlü sınır ve bağdaşıklık fikrine yabancı, patolojik bir durumun cisimleşmiş halidir. Herkesin kendi içinde hissettiği ya da tanıdığı rahatsızlığa işaret etmektedir.
Ray Manzarek, Morrison için ‘O bir şamandı, o bir elektrik şamandı’ diyor.
jimmorrison2b

James Douglas Morrison (8 Aralık, 1943 - 3 Temmuz, 1971), ABD’li şarkıcı, söz yazarı, besteci ve şairdir.
Melbourne, Florida’da doğmuş ve ABD’li rock grubu The Doors`un söz yazarı ve vokali olmuştur. Birkaç şiir kitabı, dokümanları, kısa film denemeleri ve The unknown soldier için bir müzik video klibi denemesi vardır. James’in daha 27 yaşındayken Paris’te ölümü nedeniyle, gömülürken ve gömüldükten sonra bile sonsuz bir söylenti James’in arkasından devam etmiştir. Jamesin esrarı hala sürmektedir. Onlarca farklı ölüm teorisi vardır. Bu iddialardan bazıları; şöhretten bıktığı için ölü taklidi yaparak Hawai’ye kaçtığı ve yaşamını orada sürdürdüğü (bu iddianın temeli mezarının boyutunun Jim’den küçük olduğu söylencesine dayanmaktadır), ir diğeri de aşkı Pamela Courson’nın o sıralarda onu başka biriyle aldatmasına dayanamayarak intihar ettiğidir.
Takma adı Lizard Kingdir. Bu takma adın kaynağı An American Prayer’da geçen
«I’m the Lizard King, I can do anything»
dizesidir. Çoğu hayranına göre yapmak isteyip yapamadığı tek şey «0» (sıfır) adında siyah beyaz bir film çekmek olmuştur. Bu noktadan hareketle, pek çok sinema - tv öğrencisinin tez olarak böyle bir film çekmesi, Morrison’u her dönem genç kuşak arasında «ikon» haline getiren bir başka sebeptir.
Jim Morrison daha dört yaşındayken ailesiyle birlikte New Mexico otoyolunda ilerlerken kaza yapıp ters dönmüş olan bir kamyon ve yolun kenarında ölmek üzere olan yaralı Pueblo yerlilerini görür ve gördüğü bu manzaradan çok etkilenir. Daha sonra arkadaşlarını ölen Kızılderilinin ruhunun kendi ruhuna geçtiğini söyleyecektir. Bu hikaye daha sonra The Doors ve Jim Morrison’la ilgili bir çok yerde kullanılacak (Yönetmenliğini Oliver Stone’un yaptığı The Doors filmide dahil olmak üzere) bununla birlikte bu hikaye Jim Morrison’ın rock’n roll tarihi içinde neden en karizmatik ve mitolojik kahramanlarından biri olduğununda açıklanmasını sağlayacaktır.
Bu kazayı şöyle anlatmıştır:
Ölümü ilk keşfettiğim an...
Ben, annem, babam, büyükannem ve büyükbabam gün batarken çölde ilerliyorduk. Bir kamyon dolusu kızılderili başka bir kamyona ya da bir şeye çarpmıştı. Kızılderililer bütün ana yola dağılmıştı; ve kanlar içinde ölümü bekliyorlardı. Babam ve büyükbabam, arabadan neler olduğuna bakmak için inmişlerdi. Ben daha çocuktum, o yüzden arabada oturup beklemem gerekiyordu. Ben bir şey görmedim. Tek gördüğüm şey garip, kırmızı boya ve yerde yatan insanlardı, ama bir şey olduğuna emindim. Çünkü onların yaydıkları dalgaları hissedebiliyor ve birden yerde yatan insanların da olay hakkında benim bildiğimden daha fazlasını bilmediklerini farkettim.
İşte o an ilk kez korkuyu tattım...
Jim Morrison, onu derinden etkileyen yaşadığı bu olayı daha sonra yaptığı her röportajda belirtecektir.
Sinemaya olan ilgisi onu bir kaç kısa film denemesine itecektir. Ölümünden sonra ise bir filme konu olacaktır. Oliver Stone tarafından çekilen The Doors filminde, Val Kilmer ve Meg Ryan gibi isimler yer almıştır. Val Kilmer'ın filmde Jim Morrisan'a benzerliği ise gerçekten dikkat çekicidir.
Jim Morrison, dostlarının isteği üzerine, ölümünden kısa bir süre önce sevgilisi Pamela'ya adadığı şiirlerini içeren kitabını yayımlamıştır.
Jim'in zeki ve mistik bir yanının olduğu bunu her seferinde ve her durumda ortaya çıkardığı malum... Asi ve bir yere ait olmama duygusu onu konserlerinde pervasızca davranmaya itmiş, defalarca polisle karşı karşıya gelmesine neden olmuştur. Morrison, sahnede t-shirt’ünü çıkarıp dar deri pantolonlar giyerek kendine özgü bir stil yaratmıştır.
Hayata dair ne varsa yaşamak adına korkusuzca hatta ölümü bile hissederek yaşamak istediğini dile getirmiştir. Kısa ve dolu yaşamında arda kalan gizemli şarkı sözleri ve onunla bütünleşen besteleri olmuştur. Paris'te bir otel odasında sevgilisi Pam tarafından ölü bulunduğunda, ölüm nedeni olarak kalp krizi belirtilir.

- Derlemedir -
Ayrıca bakınız:

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
20 Nisan 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Jim Morrison
Jim Morrison
Sponsorlu Bağlantılar
Jim'in en büyük isteği birgün bi yazar olmaktı. Idol olarak kendisine Rimbaud , Keats ve Jack Kerouac gibi yazarları seçmişti.
Öğrenci olarak Jim tarih, bilim, filozofi, İngilizce ve sanat üzerine dersler aldı. Ancak derslerinde genelde problem yaşıyordu. Arkadaş edinme konusunda sorun yaşamamasına rağmen arkadaşları ile babasının amiral olması ve seyahat etmeleri sebebiyle fazlasıyla yakınlaşmıyordu.
Sinematografi üzerine üniversiteye giden Jim gerçektende bir film yaptı. Film azınlık bir kesim tarafından bir sanat şaheseri olarak adlandırılırken birçok profesör gördükleri en kötü film olduğunu belirtti. "Garip" aslında en doğru açıklama sayılırdı. Filmden çok kısa bir süre sonra eski bir sınıf arkadaşı olan Ray Manzarek ile karşılaştı ve Ray'in grubu olan 2 Screaming 'Ray Daniels' grubuna katıldı ve yazdığı lyricleri denedi. Çok kısa bir süre sonra Ray ve Jim yanlarına Robbie Krieger ve John Densmore'u alarak The Doors grubunu kurdu.
Aldous Huxley'in "The Doors Of Perspection" kitabından dolayı kendilerine The Doors ismini seçtiler ve grubun kurulmasından 6 ay sonra Los Angeles'ın en önemli Rock Kulübü olan 'Whiskey a Go Go'da sahne aldılar. Bu süre içinde Jim kendi kafasındaki şeyleri söylerken The Doors gittikçe daha çok sadık hayran kitlesi kazanmaktaydı.
Bir gece Electra Recod başkanı Jac Holzman ve yapımcı Paul Rothschild kulübe gelerek grupla 10.000$ karşılığında anlaşma imzaladı. 1967 yazında ilk albümleri "The Doors" yayınlandı ve piyasaya çıkmasıyla birlikte müthiş bir başarı yakaladı. Light My Fire albumun ilk single'ydı. Bir sonraki albümleri Strange Days , The Doors'un başarısını tastikledi. Ilk 10 da bulunan iki albümle, gazetelerin ön sayfalarında yer alan konser haberleri ve hit single'lar sayesinde Jim şiir, delilik ve tartışmaya açık konuşmaları ile farklı bir kahraman olma yolundaki amacına ulaşmıştı.
Sex, uyuşturucu, isyan, ölümden bahseden The Doors, Jim önderliğinde inanılmaz bir mith olma yolunda ilerliyordu. Amerikanın önde gelen bütün gençlik dergileri Jim'i kapağa koyuyor ve şu şekilde yakıştırmalarda bulunuyorlardı; The King of Acid Rock - Acid Rock'ın kralı, The King of Orgasmic Rock - Orgazm Rock'ın Kralı. The Lizard King artık her kızın rüyalarını süsleyen her erkeğin ise kendisine idol olarak seçtiği birisiydi.
The Doors üçüncü albümü olan Waiting For The Sun'ı piyasaya sürerken Jim gittikçe daha fazla uyuşturucu kullanmaya daha çok sarhoş gezmeye ve şişmanlamaya başlıyordu.
The Doors'un 2 Mart 1969'da Miami'de verdiği konser sonrasında Jim yarattığı imajın altında kalmış ve gittikçe daha fazla eyaletten dışlanmaya başlamıştı. Daha önceki 12 tutuklanması fazla etki yapmamışken son tutuklanması gittikçe üstünde yük olmaya başlıyordu.
Bir sonraki albümleri olan The Soft Parade 1969 yazında yayınlandığında ilk albümlerin başarısını yakalayamamıştı ama 1970 başında yayınlanan Morrison Hotel The Doors'un hala en iyi olduğunun kanıtıydı.
L.A. Woman isimli blues ağırlıklı albümleri sonrasında Jim sembolist şiir ve sürrealizmden etkilenip ilham almak üzere Paris'e gitti. Paris'te partneri Pamela ile buluşan Jim sonunda huzura bir banyo küvetinde 3 Haziran 1971 yılında kavuştu. Ölümü hakkında birçok spekülasyon yapıldıki hala canlı olduğuna dair söylentiler bulunmaktadır.
1978 yılında kalan The Doors üyeleri Ray Manzarek, Robbie Krieger ve John Densmore bir araya gelerek Jim'in şiirlerini An American Prayer isimli albümde bir araya getirdi. Bu albümde Jim kendi ölümünü gördüğünü şu cümleler ile açıklar:
Death makes angels of us all & gives us wings
Where we had shoulders smooth as raven's claws
No more money, no more fancy dress
This other Kingdom seems by far the best
until its other jaw reveals incest
& loose obedience to a vegetable law
I will not go
Prefer a Feast of Friends
To the Giant Family.
Jim 8 haziran 1971 tariginde Paris Pere-Lachaise mezarlığına gömüldü. Pere-Lachaise Paris'in en eski ve prestijli mezarlıklarından biridir. Oscar Wilde, Chopin gibi birçok ünlü bu mezarlıkta yatmaktadır.

Jim Morrison Kitapları (Eserleri)
  • The Lords and The New Creatures (1969). 1985 edition: ISBN 0-7119-0552-5
  • An American Prayer (1970) privately printed by Western Lithographers. (Unauthorized edition also published in 1983, Zeppelin Publishing Company, ISBN 0-915628-46-5. The authenticity of the unauthorized edition has been disputed.)
  • Wilderness The Lost Writings Of Jim Morrison (1988). 1990 edition: ISBN 0-14-011910-8
  • The American Night: The Writings of Jim Morrison (1990). 1991 edition: ISBN 0-670-83772-5


Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
careless_WhispeR - avatarı
careless_WhispeR
VIP i Jυѕт ∂ιє∂ ιη уσυя αямѕ
21 Nisan 2009       Mesaj #3
careless_WhispeR - avatarı
VIP i Jυѕт ∂ιє∂ ιη уσυя αямѕ
Jim Morrison

Spirit of Jim Morrison Poster C10284052

ap jim morrison 070712 ms
http://www.msxlabs.org/forum/signaturepics/sigpic184255_2.gif
Zizem - avatarı
Zizem
Ziyaretçi
24 Nisan 2009       Mesaj #4
Zizem - avatarı
Ziyaretçi
The Lords and The New Creatures isimli kitabı türkçeye "tanrılar yeni yaratıklar" ismiyle çevrilmiştir. Ayrıca takma isminin "lizard king" olmasıyla dünyadan yok olduğunda dünyanın dengesini değiştirmeyecek tek canlının kertenkele olması arasında bir bağlantı olduğunu okumuştum.
sanar - avatarı
sanar
Kayıtlı Üye
9 Haziran 2009       Mesaj #5
sanar - avatarı
Kayıtlı Üye
JimMorrison4jm

JimMorrison7jm

JimMorrison6jm
wolfmann - avatarı
wolfmann
VIP VIP Üye
6 Kasım 2012       Mesaj #6
wolfmann - avatarı
VIP VIP Üye
dkmb86g 834pfsvbpd5 b
ฬ๏lŦ๓@ภภ ®

Benzer Konular

30 Ekim 2015 / KisukE UraharA Sinema ww
15 Ocak 2008 / KisukE UraharA Edebiyat ww
10 Haziran 2009 / careless_WhispeR Müzik ww
17 Kasım 2015 / KisukE UraharA Sinema ww
11 Ağustos 2010 / kyle Sinema ww