Ziyaretçi
VADOS SU, Yagış halinde topraga düşüp, topraga nüfuz eden yeraltı suyu, —> Juvenil su.
VAGONDRİL, 1) Degişik çaplarda delik delebilen agır tip veya birkaç martoperforatörü ve yürütme motorunu üzerinde taşıyan, ayrı bir kompresör ile delme işlemi yapan, yürüme düzeni olan lagım delme makinesi.
VAGONET, 1) Küçük vagon. 2) Dekovil. 3) Ocak arabası.
VAKUM FİLTRE, Süzme hızını artırmak için vakum uygulanan filtre.
VALF, —> Vana.
VANA, 1) Borulardan geçen sıvı veya gazların akışını durdurmaya ya da bırakmaya yarayan anahtar. 2) Valf.
VANADYUM, 1) Pediyodik sistemde 23. sırada bir kimyasal element. 2) Biyoşimik özelligi olan ve kimyasal benzerlik bakımından fosforu aldıran beyaz metal. Özgül agırlıgı 5,7; sert, 1750½C’da ergir. Sanayide kullanılan ferrovanadyumla özel çelik imal edilir. Vanadyumun cevheri, titanmanyetitlerde, hidrotermal Pb-Zn-Cu yataklarında, sedimenter olarak oolitik demir cevherleri içinde, bitümlü şistlerde ve asfalt bünyesinde bulunur.
VANADYUM ÇELİGİ, % 0,7-1,4 Cr ve % 1,5-2,5 vanadyum ihtiva eden çelik. En önemli özelligi mukavemet ve elastikiyetini uzun zaman muhafaza etmesidir. Daha ziyade otomobil aksları imalinde kullanılır.
VANTİLASYON , —>Havalandırma, Cebri havalandırma. Tali havalandırma.
VANTİLATÖR, 1) Kanatlı çark yardımı ile havayı harekete geçiren makine. 2) Pervane. Vantilatör emici veya üfleyici olmak üzere iki şekilde çalışır. Emici vantilatörler alçak basınç yani depresyon; üfleyici vantilatörler ise yüksek basınç yani kompresyon yaratmak suretiyle hava akımı saglar. Havalandırma tesisleri; emici olarak çalıştırılırsa aspiratör, üfleyici olarak çalıştırılırsa vantilatör diye isimlendirilir
Eksenel bir şekilde hava akımı saglayan vantilatörlere “Aksiyal”, santrifüj kuvvet vasıtası ile hava akımı saglayan tiplere de “Radyal” vantilatör denir. Vantilatörler alçak-, orta-, ve yüksek basınçlı vantilatörler olarak sınıflandırılır. Bunların basınçları da sırasıyla 25-100, 100-200 ve 200-1000 mm su sütunu olur.
VANTİLATÖR BORUSU, İhtiyaca göre 300-800 mm veya daha büyük çapta kelepçeli veya flanşlı olarak imal edilen boru. Vantilatörün emici veya verici tarafına takılarak üfleyici veya emici tali havalandırma sistemlerinde kullanılır. —> Vantüp.
VANTÜP, İhtiyaca göre 300-400-600-800 mm veya daha büyük çapta plastik, muşamba veya çadın bezinden imal edilen (baan çelik tel ile takviyeli, iki ucu çemberli), fleksibl boru. Tali veya cebri havalandırma sistemlerinde vantilatörün verici borusu olarak kullanılır.
VARAGEL, 1) Egimli olan ve katları birbirine baglayan, yer çekiminden yararlanılarak dolu vagonları aşagıya, boş vagonları da yukarıya çekmeye yarayan, nakliyat yolu. 2) Egimli yolda veya kuyuda graviteden yararlanarak taşıma yapmaya yarayan mekanik düzen.
VARDİYA, Madencilikte işçilerin bir gün içinde (24 saatte) yapacagı nöbetleşe çalışmanın süreleri. Eger günün 24 saati 3’e veya 4’e bölünmek suretiyle çalışma yapılıyorsa, bu bölümlerin her biri bir vardiya diye isimlendirilir. Yıl içinde çalışılan vardiyalar sayılmak suretiyle yıllık çalışılan vardiya sayısı elde edilir. Genellikle devamlı çalışan işlerlerinde vardiyalar 8-16, 16-24 ve 24-8 veya 6-14, 14-22 ve 22-6 şeklinde düzenlenir. Bunlar I., II. ve III. vardiya diye de isimlendirilir. Bazı yerlerde 6-16 vardiyasına gündüz, 16-24 vardiyasına paşa-, 24-8 vardiyasına ise serseri veya sarhoş vardiyası denir. Bunlar ayrıca, sabah, akşam ve gece vardiyası olarak da tanımlanır. İşin geregine göre vardiyaların başlangıç ve bitiş zamanları degiştirilebilir veya vardiya süresi kısaltılabilir.
VARİL, 1) Fıçı 2) Sıvı petrolün, genellikle ham petrolün üretim ve ticaretinde kullanılan hacim birimi. Bir varil 42 galon veya yaklaşık 306 libredir.(~ 139kg).
VARYOS, 1) Balyos 2) Mermer işletmeciligin-de 10-12 kg agırlıgında iki başı düz çelik tokmak. İki başı keskin olanına keskin varyos; iki başı sivri olanına sivri varyos denir.
VAYRLAYN SİSTEMİ, Sondaj takımının yeryüzüne çekilmeden karotiyerde karotla dolan iç gömlegin yeryüzüne çekilip boşaltıldıktan sonra tekrar kuyuya atılması ve dış gömlege yerleştirilmesi suretiyle çalışan numune alma sistemi. Çift tüplü olan vayrlayn karotiyerin iç tüpü, gömlege, tırnaklarla veya yapay yay parçalarından oluşmuş halka şeklindeki özel düzen ve setle tutturulmuş olup, sondaj yapılıp karot parçalarıyla dolduktan sonra iç gömlek üzerine indirilen overşotla yakalanır; tırnaklardan kurtarılarak halatla yeryüzüne çekilir. Karotlar boşaltıldıktan sonra iç gömlek tijler içinde kuyuya atılır. Hızlanarak inen iç gömlek karotiyer dış gömlegi içindeki tırnaklı, yaylısetli yuvasına yerleşir. Bu şekilde peryodik işlem tamamlanır, takım delmeye ve karot almaya hazır hale gelmiş olur.
VAYRLAYN TAKIMI, Vayrlayn karotiyer, hareketli-degiştirilebilir iç gömlek, yedek iç gömlek, özel matkap, özel tijler, iç gömlegi yakalama (overşot) tertibatı, ince çelik halat ve vayrlayn vincinden oluşan özel sondaj takımı. Takımı çekip indirme zahmet ve zaman kaybından kurtardıgı için hızlı ilerleme imkanı verir. Takım ancak matkap aşındıktan sonra kuyudan çekilir. Matkap degiştirilip takım tekrar kuyuya indirilir. Son yıllarda takımı çekmeden matkap degiştirme denemeleri yapılmaktadır.
VENTURİ BORUSU, İçinde hava veya bir gazın akımını saglamak amacıyla, içine basınçlı hava veya su püskürtücü küçük enjektör memesi yerleştirilmiş boru.
VENÜS SAÇI, —> Kristalin kuars.
VERİM, 1) Çalıştırılan (işçi, makine, vb.) işletilen (maden yatagı, tesis vb.) ve bakılan (hayvan, bitki vb.) bir şeyin çalıştırılması, işletilmesi veya bakımından elde edilen sonuç ya da bu sonucun (nieligi) sayısal ifadesi. İşçi-, makine-, mahsül verimi vb. 2) Ortaya çıkan, istenilen, beklenilen (semere) sonuç. —> Randıman.
VERİMLİLİK, İstihsal ameliyesinde kullanılan üretim unsurlarının sayısı ile, neticede elde edilen hasıla (miktar ve kalite itibariyle) arasındaki oran. Teknik anlamda, rasyonellik ve verimin ölçüsü olup, sarfedilen ile elde edilen arasındaki oran. Ekonomik anlamda da belirli zaman içinde yapılan imalatın ifadesi.
VERMİKÜLİT, Genleştirilmiş vermikülit, hafif yapı gereçlerinde agrega olarak, binalarda ısı ve ses izolasyonunda, soguk hava depolarının izolasyonunda, dekorasyon işlerinde, dökümhane ve benzeri yüksek ısı ile çalışan yerlerde ateşe dayanıklı sıva ve kaplama malzemeleri üretiminde kullanılır. Ziraatte ise topragın özelliklerini iyileştirici katkı olarak, zirai ilaçlarda ve gübrelerde katkı malzemesi olarak, ev ve ahır hayvanlarına yatak malzemesi olarak kullanılır. İnce taneli genleşmiş vermikülit ayrıca boyada, lastik ve plastik üretiminde dolgu olarak kullanılır. Diger bir deyişle vermikülit, perlit, pomza, genleşen killer, camyünü, yutong, strafor beton ve köpüklü beton gibi malzemelere bir alternatiftir. Dünya toplam üretimi yılda 500.000-600.000t kadardır.
Piroksenit, amfibol grubu ve ultramafik kayaçlardaki olivinlerin sonradan bunlara nüfuzeden siyenitler, karbonatitler ve pegmatitler vasıtasıyla oluşan solüsyonlar ve yüksek sıcaklık sebebiyle gaz haline dönüşmüş bazı maddelerin etkileriyle alterasyona ugrayarak biyotit- flogopit, serpantin ve klorite dönüşmesinden sonra yeraltı sularının sirkülasyonu ile derinlere dogru kayaçlardaki alkalilerin yer degiştirmesi, magnezyumun yeniden dagılımı, kristal yapısına suyun nüfuzedip molekül yapısına girmesi suretiyle oluşan bir mineral. Terkibi = (Si.Al)4 (Mg. Al. Fe)3 O10(OH)2Mgx(H2O)n 0,9>x>0,6
Vermikülitin en önemli özelligi 900°-1100°C sıcaklıkta 4 ila 8 saniye tutularak genleştirilebilmesidir.
VEZÜVYAN, 1) Tetragonal sistemde kristalleşen, sarı, kahverengimsi, yeşilimsi ve siyahımsı renklerde olabilen, saydam veya yarı saydam bir kontaktmetamorf mineral. Ca10 Al2 (Mg, Fe)2 (OH)2 Si9 O36. Kontakt minerallerde, özellikle metamorfik kalker içerisinde gröna ile birlikte bulunur. Yeşime benzeyen türüne “Kalifornit”, gök mavisi türüne “Siprin” denir. 2) Wiluit 3) İdokras
VİDA, Egik düzlem kanunlarına göre üzerine sag veya sol yiv (diş) açılmış silindir veya konik parça, diger bir ifade ile üzerine diş açılmış burmalı çivi. Kullanış yerlerine ve şekillerine göre çeşitli vidalar yapılmakla beraler normlaştırılmış üç vida sistemi vardır. Bu sistemler de;
(a) Whitworth vidası
(b) Metrik vida
(c) U.S. St. vidası (Bu vida genel olarak Amerika’da kullanılır.)
VİBRÖR ELEK, Bir kasaya yerleştirilmiş elegin kasa agırlık merkezine, merkezi olarak yerleştirilmiş bir tahrik düzeninin eksantrik hareket etmesi suretiyle elenecek malzemenin elenerek, tane boyutlarına göre tasnifini saglayan düzen.
VİDA ADIMI, Vidanın tam bir devir (360½) döndürülmesi halinde yaptıgı ilerleme; diş helezonu üzerinde bir devir yapmak suretiyle dikey olarak alınan yol.
VİDYA ÇELİGİ, Matkap uçlarının ve potkabaç kesici başlarının imalinde kullanılan volfram karbit ve kobalt ihtiva eden ve kolay aşınmaması özelliginden dolayı bilhassa madencilikte kullanılan sert çelik.
VİDYA KRON, Ucuna, muayyen bir plan dahilinde vidya taneleri yerleştirilerek standarda göre imal edilmiş, orta sert formasyonlarda karot alabilen matkap veya degiştirilebilen matkap şeklinde imal edilen, delik delme işinde kullanılan uç.
VİKERS SERTLİGİ, Tepe açısı 136½ olan elmas piramit 120 kg’a kadar degişik yükle malzemenin içine dogru bastırılmak suretiyle, parça üzerinde elde edilen izin köşegenlerinin ortalama degeri ölçülerek tayin edilen sertlik. Bu şekilde bilhassa ince sacların veya yüzeyi sertleştirilmiş malzeme yüzeyinin sertligi tayin edilir.
VİNÇ, 1) Halatın gevşetilmesi ve sarılması suretiyle insan ve malzeme taşınmasına yardımcı olan, tanburu elektrik veya basınçlı hava ile tahrik edilen makine. 2) Egimli olan ve katları birbirlerine baglayan, mekanik güçten yararlanılarak dolu vagonları aşagıdan yukarı çekmeye yarıyan nakliyat yolu kavramı. 3) Egimli yolda mekanik güçten yararlanılarak taşıma yapmaya yarayan düzen. 4) Tekerlekler, raylar, paletler üzerinde hareket edebilen kaldırma ve çekme makinesi.
VİNÇ BA'I, Vinç düzeninde, vinç, makas, karakol sinyal tertibatı vb. müştemilatın bulundugu manevra ve işaretleşme yeri.
VİNÇ DİBİ, Vinç düzeyinde arabaların vinçten indigi yerdeki manevra ve işaretleşme yeri.
VİNÇ DİBİ KAÇAMAK LAGIMI, Vinç dibine gidiş gelişlerin ve oradaki çalışmaların emniyetle yapılmasını saglamak için anayolla vinç dibi arasında sürülmüş olan irtibat lagımı.
VİNÇ DÜZENİ, Ana-, ana ve tali-, veya tali katlar arasında vinç kullanılarak dolu arabaları yukarı çeken ve boş arabaları aşagıya indiren taşıma düzeni.
VİRA, “Çek” işareti —> İşaretleşme.
VİRAJ, 1) Demiryolu ve karayolu taşımacılıgında yolların yön degiştirdigi bölümler. 2) Dönemeç. 3) Kurba.
VİSKOZİTE, 1) Sıvıların ve gazları teşkil eden çok küçük parçalarının hareket sırasında birbirlerine karşı gösterdigi direnç. 2) Bir akışkanın akmaya karşı gösterdigi iç direnç.
VİSKOZİMETRE, Agdalılık ölçer olarak da bilinir. Bir akışkanın agdalılıgını (iç akışa karşı direncini) ölçen aygıt. Bu aygıtın bir türü, belirli hacimdeki bir akışkanın belirli bir aralıktan ne kadar sürede aktıgını kaydeder. Kılcal borulu agdalıkölçer ise, bir akışkanı dar bir borudan belirli bir hızla akmaya zorlamak için uygulanması gereken basıncın ölçülmesine dayanır. Ayrıca bazı türleri bir kürenin akışkan içindeki batma hızını ölçer. Bir başka türü iç içe geçmiş eş eksenli iki silindirden içtekini döndürmek için gerekli kuvveti ölçerek silindirler arasına sızmış olan akışkanın agdalıgını saptar ; bazıları da akışkan içinde titreşen bir diskin salınımlarının sönüm hızını ölçme ilkesine dayanır.
VİTRAY, Birbirine baglı kurşun bölmelere yerleştirilmiş renkli cam parçalarından meydana gelen saydam pencere süslemesi.
VOLAN, Pistonlu makinelerde enerji akümülatörü görevi yapmak suretiyle ölü noktaların aşılmasını saglayan kasnak veya tekerlek şeklinde olan kitle.
Devri yükseltilen volan kendi ataleti nedeniyle hareket enerjisini depo eder ve her zaman geri verir.
VOLE, Birkaç lagım deligini aynı anda patlatma işlemi.
VOLFRAM, 1) Kimyasal simgesi W, atom numarası 74,0, atom agırlıgı 183,85, özgül agırlıgı 19,3 olan, Wolframit (Fe, Mn WO3), şelit (CaWO4), hübnerit (MnWO4) mineralleri içinde bulunan nadir element. 2) Tungsten. Volfram metali aşırı sert kırılgan, gri renklidir. Tabii olarak bulunmaz. Erime sıcaklıgı 3410½C, elektriksel iletkenligi yüksektir. Havada 400½C’de oksitlenir. Volframlı çelik alaşımları aşınma, çarpma, paslanma ve çürümeye karşı çok dayanıklıdır. Kullanım alanı geniş olan ve stratejik bir metal olarak dikkati çeken volfram, daha çok çelige sertlik ve dayanıklılık kazandırma özelliginden dolayı alaşımlarda, metal olarak karbürlerde ve çeşitli kimyasal bileşiklerde kullanılır. Turbin motorlarının yüksek hararete maruz kalan kısımlarındaki kablolar, ampuller içindeki flama telleri, elektrik aletlerindeki kontak noktaları da tungstenden imal edilir. Ayrıca bazı boyaların imalinde de kullanılır.
VOLFRAM ÇELİGİ, % 14-18 wolfram ihtiva eden çelik. Bunlar yüksek devirli kesici cihazlarda kullanılır. Kızıl derecede dahi keskinligini ve deliciligini muhafaza eder.
VOLKAN, Yanardag. Magmanın yeryüzüne çıkan sivri veya yatık koni biçiminde, tepesinde bir püskürme agzı (krater) bulunacak şekilde oluşturdugu dag. ––> Yanardag.
VOLKAN BOMBASI, Büyük lav parçalarının kraterden fırlarken havada eksenleri etrafında dönerek katılaşmasından meydana gelen kayaç parçaları.
Volkan bombalarının fındık büyüklügünde olanlarına lapilli denir.
VOLKAN CAMI , Volkanik kökenli, camsı ve genellikle siyah renkli olan ve perlit grubuna giren bir mineral. Minerolojide obsidiyen olarak bilinir. Demir oksit içermesi durumunda rengi kırmızı veya kahverengi, içinde gaz kabarcıkları bulunanı ise açık gri olur. Nadiren de olsa siyah-kırmızı veya siyah-gri şeritli türlerine de rastlanır. Obsidyenlerdeki bünye suyu pekştayn ve perlitlerden daha azdır.
VOLKANİK KAYAÇ, 1) Volkan bacası adı verilen yerkabugu çatlaklarından erimiş magmanın yeryüzüne çıkarak akması veya kubbe şeklinde yıgılarak soguması sonucu meydana gelen magmatik kayaç. 2) Püskürük (ekstrüsif) kayaç.
VOLKANİK TÜF, Volkan küllerinin tabakalar halinde birikmesi ile meydana gelen kayaç.
VOLLASTONİT , Asit intrusiflerin kalkerlerle kontagında oluşan bir kalsiyumsilikat minerali (Ca Si O3). Saf halde iken rengi beyaz olup, lifsi görünüşlüdür. Çeşitli impüritelerle rengi kurşuni veya kahverengine dönebilir. Enerji tasarrufu yanında düşük pişme küçülmesi, yüksek ısıya dayanımı, yüksek mekanik direnci, kontrol edilebilir porozite ve iyi izolasyon kabiliyeti gibi özellikleri, kullanım yerlerini belirler. Buna göre yer ve duvar karoları, tek pişirimli fayans imali, elektrik izolatörleri, porselen, sır, emaye, mineral elyaf, beyaz boya ve abrasif disk imalinde kullanılır.
VOLÜMETRİK VERİM, Ocakta yararlı olarak kullanılan toplam hava hacminin, toplam dolaşım havası miktarına oranının yüzde olarak ifadesi.
VORSYL AYIRICISI, 1967 yılında İngiltere’de 0,5-50 mm tane büyüklügündeki kömürleri yıkamak (zenginleştirmek) amacıyla geliştirilmiş DSM (agır ortam) siklonlarına benzer, dik olarak yerleştirilmiş bir hücrede oluşan, optimum hücre çapı 72 cm olan (bu çapta bir ayırıcı ile 120 t/h yıkama kapasitesine ulaşan),kömür zenginleştirme (yıkama)ünitesi. Santrifüjlü ayırıcılar. Agır mayi ile kömür yıkama yöntemleri.
VAGONDRİL, 1) Degişik çaplarda delik delebilen agır tip veya birkaç martoperforatörü ve yürütme motorunu üzerinde taşıyan, ayrı bir kompresör ile delme işlemi yapan, yürüme düzeni olan lagım delme makinesi.
Sponsorlu Bağlantılar
VAKUM FİLTRE, Süzme hızını artırmak için vakum uygulanan filtre.
VALF, —> Vana.
VANA, 1) Borulardan geçen sıvı veya gazların akışını durdurmaya ya da bırakmaya yarayan anahtar. 2) Valf.
VANADYUM, 1) Pediyodik sistemde 23. sırada bir kimyasal element. 2) Biyoşimik özelligi olan ve kimyasal benzerlik bakımından fosforu aldıran beyaz metal. Özgül agırlıgı 5,7; sert, 1750½C’da ergir. Sanayide kullanılan ferrovanadyumla özel çelik imal edilir. Vanadyumun cevheri, titanmanyetitlerde, hidrotermal Pb-Zn-Cu yataklarında, sedimenter olarak oolitik demir cevherleri içinde, bitümlü şistlerde ve asfalt bünyesinde bulunur.
VANADYUM ÇELİGİ, % 0,7-1,4 Cr ve % 1,5-2,5 vanadyum ihtiva eden çelik. En önemli özelligi mukavemet ve elastikiyetini uzun zaman muhafaza etmesidir. Daha ziyade otomobil aksları imalinde kullanılır.
VANTİLASYON , —>Havalandırma, Cebri havalandırma. Tali havalandırma.
VANTİLATÖR, 1) Kanatlı çark yardımı ile havayı harekete geçiren makine. 2) Pervane. Vantilatör emici veya üfleyici olmak üzere iki şekilde çalışır. Emici vantilatörler alçak basınç yani depresyon; üfleyici vantilatörler ise yüksek basınç yani kompresyon yaratmak suretiyle hava akımı saglar. Havalandırma tesisleri; emici olarak çalıştırılırsa aspiratör, üfleyici olarak çalıştırılırsa vantilatör diye isimlendirilir
Eksenel bir şekilde hava akımı saglayan vantilatörlere “Aksiyal”, santrifüj kuvvet vasıtası ile hava akımı saglayan tiplere de “Radyal” vantilatör denir. Vantilatörler alçak-, orta-, ve yüksek basınçlı vantilatörler olarak sınıflandırılır. Bunların basınçları da sırasıyla 25-100, 100-200 ve 200-1000 mm su sütunu olur.
VANTİLATÖR BORUSU, İhtiyaca göre 300-800 mm veya daha büyük çapta kelepçeli veya flanşlı olarak imal edilen boru. Vantilatörün emici veya verici tarafına takılarak üfleyici veya emici tali havalandırma sistemlerinde kullanılır. —> Vantüp.
VANTÜP, İhtiyaca göre 300-400-600-800 mm veya daha büyük çapta plastik, muşamba veya çadın bezinden imal edilen (baan çelik tel ile takviyeli, iki ucu çemberli), fleksibl boru. Tali veya cebri havalandırma sistemlerinde vantilatörün verici borusu olarak kullanılır.
VARAGEL, 1) Egimli olan ve katları birbirine baglayan, yer çekiminden yararlanılarak dolu vagonları aşagıya, boş vagonları da yukarıya çekmeye yarayan, nakliyat yolu. 2) Egimli yolda veya kuyuda graviteden yararlanarak taşıma yapmaya yarayan mekanik düzen.
VARDİYA, Madencilikte işçilerin bir gün içinde (24 saatte) yapacagı nöbetleşe çalışmanın süreleri. Eger günün 24 saati 3’e veya 4’e bölünmek suretiyle çalışma yapılıyorsa, bu bölümlerin her biri bir vardiya diye isimlendirilir. Yıl içinde çalışılan vardiyalar sayılmak suretiyle yıllık çalışılan vardiya sayısı elde edilir. Genellikle devamlı çalışan işlerlerinde vardiyalar 8-16, 16-24 ve 24-8 veya 6-14, 14-22 ve 22-6 şeklinde düzenlenir. Bunlar I., II. ve III. vardiya diye de isimlendirilir. Bazı yerlerde 6-16 vardiyasına gündüz, 16-24 vardiyasına paşa-, 24-8 vardiyasına ise serseri veya sarhoş vardiyası denir. Bunlar ayrıca, sabah, akşam ve gece vardiyası olarak da tanımlanır. İşin geregine göre vardiyaların başlangıç ve bitiş zamanları degiştirilebilir veya vardiya süresi kısaltılabilir.
VARİL, 1) Fıçı 2) Sıvı petrolün, genellikle ham petrolün üretim ve ticaretinde kullanılan hacim birimi. Bir varil 42 galon veya yaklaşık 306 libredir.(~ 139kg).
VARYOS, 1) Balyos 2) Mermer işletmeciligin-de 10-12 kg agırlıgında iki başı düz çelik tokmak. İki başı keskin olanına keskin varyos; iki başı sivri olanına sivri varyos denir.
VAYRLAYN SİSTEMİ, Sondaj takımının yeryüzüne çekilmeden karotiyerde karotla dolan iç gömlegin yeryüzüne çekilip boşaltıldıktan sonra tekrar kuyuya atılması ve dış gömlege yerleştirilmesi suretiyle çalışan numune alma sistemi. Çift tüplü olan vayrlayn karotiyerin iç tüpü, gömlege, tırnaklarla veya yapay yay parçalarından oluşmuş halka şeklindeki özel düzen ve setle tutturulmuş olup, sondaj yapılıp karot parçalarıyla dolduktan sonra iç gömlek üzerine indirilen overşotla yakalanır; tırnaklardan kurtarılarak halatla yeryüzüne çekilir. Karotlar boşaltıldıktan sonra iç gömlek tijler içinde kuyuya atılır. Hızlanarak inen iç gömlek karotiyer dış gömlegi içindeki tırnaklı, yaylısetli yuvasına yerleşir. Bu şekilde peryodik işlem tamamlanır, takım delmeye ve karot almaya hazır hale gelmiş olur.
VAYRLAYN TAKIMI, Vayrlayn karotiyer, hareketli-degiştirilebilir iç gömlek, yedek iç gömlek, özel matkap, özel tijler, iç gömlegi yakalama (overşot) tertibatı, ince çelik halat ve vayrlayn vincinden oluşan özel sondaj takımı. Takımı çekip indirme zahmet ve zaman kaybından kurtardıgı için hızlı ilerleme imkanı verir. Takım ancak matkap aşındıktan sonra kuyudan çekilir. Matkap degiştirilip takım tekrar kuyuya indirilir. Son yıllarda takımı çekmeden matkap degiştirme denemeleri yapılmaktadır.
VENTURİ BORUSU, İçinde hava veya bir gazın akımını saglamak amacıyla, içine basınçlı hava veya su püskürtücü küçük enjektör memesi yerleştirilmiş boru.
VENÜS SAÇI, —> Kristalin kuars.
VERİM, 1) Çalıştırılan (işçi, makine, vb.) işletilen (maden yatagı, tesis vb.) ve bakılan (hayvan, bitki vb.) bir şeyin çalıştırılması, işletilmesi veya bakımından elde edilen sonuç ya da bu sonucun (nieligi) sayısal ifadesi. İşçi-, makine-, mahsül verimi vb. 2) Ortaya çıkan, istenilen, beklenilen (semere) sonuç. —> Randıman.
VERİMLİLİK, İstihsal ameliyesinde kullanılan üretim unsurlarının sayısı ile, neticede elde edilen hasıla (miktar ve kalite itibariyle) arasındaki oran. Teknik anlamda, rasyonellik ve verimin ölçüsü olup, sarfedilen ile elde edilen arasındaki oran. Ekonomik anlamda da belirli zaman içinde yapılan imalatın ifadesi.
VERMİKÜLİT, Genleştirilmiş vermikülit, hafif yapı gereçlerinde agrega olarak, binalarda ısı ve ses izolasyonunda, soguk hava depolarının izolasyonunda, dekorasyon işlerinde, dökümhane ve benzeri yüksek ısı ile çalışan yerlerde ateşe dayanıklı sıva ve kaplama malzemeleri üretiminde kullanılır. Ziraatte ise topragın özelliklerini iyileştirici katkı olarak, zirai ilaçlarda ve gübrelerde katkı malzemesi olarak, ev ve ahır hayvanlarına yatak malzemesi olarak kullanılır. İnce taneli genleşmiş vermikülit ayrıca boyada, lastik ve plastik üretiminde dolgu olarak kullanılır. Diger bir deyişle vermikülit, perlit, pomza, genleşen killer, camyünü, yutong, strafor beton ve köpüklü beton gibi malzemelere bir alternatiftir. Dünya toplam üretimi yılda 500.000-600.000t kadardır.
Piroksenit, amfibol grubu ve ultramafik kayaçlardaki olivinlerin sonradan bunlara nüfuzeden siyenitler, karbonatitler ve pegmatitler vasıtasıyla oluşan solüsyonlar ve yüksek sıcaklık sebebiyle gaz haline dönüşmüş bazı maddelerin etkileriyle alterasyona ugrayarak biyotit- flogopit, serpantin ve klorite dönüşmesinden sonra yeraltı sularının sirkülasyonu ile derinlere dogru kayaçlardaki alkalilerin yer degiştirmesi, magnezyumun yeniden dagılımı, kristal yapısına suyun nüfuzedip molekül yapısına girmesi suretiyle oluşan bir mineral. Terkibi = (Si.Al)4 (Mg. Al. Fe)3 O10(OH)2Mgx(H2O)n 0,9>x>0,6
Vermikülitin en önemli özelligi 900°-1100°C sıcaklıkta 4 ila 8 saniye tutularak genleştirilebilmesidir.
VEZÜVYAN, 1) Tetragonal sistemde kristalleşen, sarı, kahverengimsi, yeşilimsi ve siyahımsı renklerde olabilen, saydam veya yarı saydam bir kontaktmetamorf mineral. Ca10 Al2 (Mg, Fe)2 (OH)2 Si9 O36. Kontakt minerallerde, özellikle metamorfik kalker içerisinde gröna ile birlikte bulunur. Yeşime benzeyen türüne “Kalifornit”, gök mavisi türüne “Siprin” denir. 2) Wiluit 3) İdokras
VİDA, Egik düzlem kanunlarına göre üzerine sag veya sol yiv (diş) açılmış silindir veya konik parça, diger bir ifade ile üzerine diş açılmış burmalı çivi. Kullanış yerlerine ve şekillerine göre çeşitli vidalar yapılmakla beraler normlaştırılmış üç vida sistemi vardır. Bu sistemler de;
(a) Whitworth vidası
(b) Metrik vida
(c) U.S. St. vidası (Bu vida genel olarak Amerika’da kullanılır.)
VİBRÖR ELEK, Bir kasaya yerleştirilmiş elegin kasa agırlık merkezine, merkezi olarak yerleştirilmiş bir tahrik düzeninin eksantrik hareket etmesi suretiyle elenecek malzemenin elenerek, tane boyutlarına göre tasnifini saglayan düzen.
VİDA ADIMI, Vidanın tam bir devir (360½) döndürülmesi halinde yaptıgı ilerleme; diş helezonu üzerinde bir devir yapmak suretiyle dikey olarak alınan yol.
VİDYA ÇELİGİ, Matkap uçlarının ve potkabaç kesici başlarının imalinde kullanılan volfram karbit ve kobalt ihtiva eden ve kolay aşınmaması özelliginden dolayı bilhassa madencilikte kullanılan sert çelik.
VİDYA KRON, Ucuna, muayyen bir plan dahilinde vidya taneleri yerleştirilerek standarda göre imal edilmiş, orta sert formasyonlarda karot alabilen matkap veya degiştirilebilen matkap şeklinde imal edilen, delik delme işinde kullanılan uç.
VİKERS SERTLİGİ, Tepe açısı 136½ olan elmas piramit 120 kg’a kadar degişik yükle malzemenin içine dogru bastırılmak suretiyle, parça üzerinde elde edilen izin köşegenlerinin ortalama degeri ölçülerek tayin edilen sertlik. Bu şekilde bilhassa ince sacların veya yüzeyi sertleştirilmiş malzeme yüzeyinin sertligi tayin edilir.
VİNÇ, 1) Halatın gevşetilmesi ve sarılması suretiyle insan ve malzeme taşınmasına yardımcı olan, tanburu elektrik veya basınçlı hava ile tahrik edilen makine. 2) Egimli olan ve katları birbirlerine baglayan, mekanik güçten yararlanılarak dolu vagonları aşagıdan yukarı çekmeye yarıyan nakliyat yolu kavramı. 3) Egimli yolda mekanik güçten yararlanılarak taşıma yapmaya yarayan düzen. 4) Tekerlekler, raylar, paletler üzerinde hareket edebilen kaldırma ve çekme makinesi.
VİNÇ BA'I, Vinç düzeninde, vinç, makas, karakol sinyal tertibatı vb. müştemilatın bulundugu manevra ve işaretleşme yeri.
VİNÇ DİBİ, Vinç düzeyinde arabaların vinçten indigi yerdeki manevra ve işaretleşme yeri.
VİNÇ DİBİ KAÇAMAK LAGIMI, Vinç dibine gidiş gelişlerin ve oradaki çalışmaların emniyetle yapılmasını saglamak için anayolla vinç dibi arasında sürülmüş olan irtibat lagımı.
VİNÇ DÜZENİ, Ana-, ana ve tali-, veya tali katlar arasında vinç kullanılarak dolu arabaları yukarı çeken ve boş arabaları aşagıya indiren taşıma düzeni.
VİRA, “Çek” işareti —> İşaretleşme.
VİRAJ, 1) Demiryolu ve karayolu taşımacılıgında yolların yön degiştirdigi bölümler. 2) Dönemeç. 3) Kurba.
VİSKOZİTE, 1) Sıvıların ve gazları teşkil eden çok küçük parçalarının hareket sırasında birbirlerine karşı gösterdigi direnç. 2) Bir akışkanın akmaya karşı gösterdigi iç direnç.
VİSKOZİMETRE, Agdalılık ölçer olarak da bilinir. Bir akışkanın agdalılıgını (iç akışa karşı direncini) ölçen aygıt. Bu aygıtın bir türü, belirli hacimdeki bir akışkanın belirli bir aralıktan ne kadar sürede aktıgını kaydeder. Kılcal borulu agdalıkölçer ise, bir akışkanı dar bir borudan belirli bir hızla akmaya zorlamak için uygulanması gereken basıncın ölçülmesine dayanır. Ayrıca bazı türleri bir kürenin akışkan içindeki batma hızını ölçer. Bir başka türü iç içe geçmiş eş eksenli iki silindirden içtekini döndürmek için gerekli kuvveti ölçerek silindirler arasına sızmış olan akışkanın agdalıgını saptar ; bazıları da akışkan içinde titreşen bir diskin salınımlarının sönüm hızını ölçme ilkesine dayanır.
VİTRAY, Birbirine baglı kurşun bölmelere yerleştirilmiş renkli cam parçalarından meydana gelen saydam pencere süslemesi.
VOLAN, Pistonlu makinelerde enerji akümülatörü görevi yapmak suretiyle ölü noktaların aşılmasını saglayan kasnak veya tekerlek şeklinde olan kitle.
Devri yükseltilen volan kendi ataleti nedeniyle hareket enerjisini depo eder ve her zaman geri verir.
VOLE, Birkaç lagım deligini aynı anda patlatma işlemi.
VOLFRAM, 1) Kimyasal simgesi W, atom numarası 74,0, atom agırlıgı 183,85, özgül agırlıgı 19,3 olan, Wolframit (Fe, Mn WO3), şelit (CaWO4), hübnerit (MnWO4) mineralleri içinde bulunan nadir element. 2) Tungsten. Volfram metali aşırı sert kırılgan, gri renklidir. Tabii olarak bulunmaz. Erime sıcaklıgı 3410½C, elektriksel iletkenligi yüksektir. Havada 400½C’de oksitlenir. Volframlı çelik alaşımları aşınma, çarpma, paslanma ve çürümeye karşı çok dayanıklıdır. Kullanım alanı geniş olan ve stratejik bir metal olarak dikkati çeken volfram, daha çok çelige sertlik ve dayanıklılık kazandırma özelliginden dolayı alaşımlarda, metal olarak karbürlerde ve çeşitli kimyasal bileşiklerde kullanılır. Turbin motorlarının yüksek hararete maruz kalan kısımlarındaki kablolar, ampuller içindeki flama telleri, elektrik aletlerindeki kontak noktaları da tungstenden imal edilir. Ayrıca bazı boyaların imalinde de kullanılır.
VOLFRAM ÇELİGİ, % 14-18 wolfram ihtiva eden çelik. Bunlar yüksek devirli kesici cihazlarda kullanılır. Kızıl derecede dahi keskinligini ve deliciligini muhafaza eder.
VOLKAN, Yanardag. Magmanın yeryüzüne çıkan sivri veya yatık koni biçiminde, tepesinde bir püskürme agzı (krater) bulunacak şekilde oluşturdugu dag. ––> Yanardag.
VOLKAN BOMBASI, Büyük lav parçalarının kraterden fırlarken havada eksenleri etrafında dönerek katılaşmasından meydana gelen kayaç parçaları.
Volkan bombalarının fındık büyüklügünde olanlarına lapilli denir.
VOLKAN CAMI , Volkanik kökenli, camsı ve genellikle siyah renkli olan ve perlit grubuna giren bir mineral. Minerolojide obsidiyen olarak bilinir. Demir oksit içermesi durumunda rengi kırmızı veya kahverengi, içinde gaz kabarcıkları bulunanı ise açık gri olur. Nadiren de olsa siyah-kırmızı veya siyah-gri şeritli türlerine de rastlanır. Obsidyenlerdeki bünye suyu pekştayn ve perlitlerden daha azdır.
VOLKANİK KAYAÇ, 1) Volkan bacası adı verilen yerkabugu çatlaklarından erimiş magmanın yeryüzüne çıkarak akması veya kubbe şeklinde yıgılarak soguması sonucu meydana gelen magmatik kayaç. 2) Püskürük (ekstrüsif) kayaç.
VOLKANİK TÜF, Volkan küllerinin tabakalar halinde birikmesi ile meydana gelen kayaç.
VOLLASTONİT , Asit intrusiflerin kalkerlerle kontagında oluşan bir kalsiyumsilikat minerali (Ca Si O3). Saf halde iken rengi beyaz olup, lifsi görünüşlüdür. Çeşitli impüritelerle rengi kurşuni veya kahverengine dönebilir. Enerji tasarrufu yanında düşük pişme küçülmesi, yüksek ısıya dayanımı, yüksek mekanik direnci, kontrol edilebilir porozite ve iyi izolasyon kabiliyeti gibi özellikleri, kullanım yerlerini belirler. Buna göre yer ve duvar karoları, tek pişirimli fayans imali, elektrik izolatörleri, porselen, sır, emaye, mineral elyaf, beyaz boya ve abrasif disk imalinde kullanılır.
VOLÜMETRİK VERİM, Ocakta yararlı olarak kullanılan toplam hava hacminin, toplam dolaşım havası miktarına oranının yüzde olarak ifadesi.
VORSYL AYIRICISI, 1967 yılında İngiltere’de 0,5-50 mm tane büyüklügündeki kömürleri yıkamak (zenginleştirmek) amacıyla geliştirilmiş DSM (agır ortam) siklonlarına benzer, dik olarak yerleştirilmiş bir hücrede oluşan, optimum hücre çapı 72 cm olan (bu çapta bir ayırıcı ile 120 t/h yıkama kapasitesine ulaşan),kömür zenginleştirme (yıkama)ünitesi. Santrifüjlü ayırıcılar. Agır mayi ile kömür yıkama yöntemleri.