Osmanlı Kurumları - Kadınefendi

Osmanlı'da Kadınefendi

Osmanlı Devleti saray teşkilâtında, padişah hanımlığına yükselen kadınlara, 17. asırdan sonra verilen unvan.

Kadınefendi unvanı yerine, 16. asırda, haseki tabiri kullanılıyordu. Erken devirlerde ve daha önce Türk-İslâm devletlerinde kullanılan hatun kelimesi ise, Osmanlılarda sadece padişah kızları için kullanılan bir tabirdi.

Saraya kabul edilen kadınlar, Harem-i Hümâyûnda bir okul disiplini içinde eğitim görürlerdi. Sarayda bu kadınlara okuma yazma ve dinî bilgilerin yanında dikiş-nakış, güzel konuşma ve görgü kaideleri öğretilirdi. Acemi, kalfa, haznedar gibi mertebeleri aşanlar, padişah hanımlığına yükselirler, gözde veya ikbal unvanını alırlardı. Eğer padişahtan çocukları dünyaya gelirse, haseki olarak isimlendirilirlerdi. Padişahların eşleri iki kısımdı; kadınefendi ve haseki sultan. Erkek çocuğu olan hasekilere, Haseki Sultan (sonraları Kadınefendi) denir ve başlarına kıymetli taşlarla süslü altın tac giydirilirdi.

Kadınefendi olanlara haslar verilir, bunlara ayrı daireler tahsis edilir ve maiyetlerine hizmetçiler, memurlar tayin edilirdi.

Kadınefendi
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Sponsorlu Bağlantılar

Osmanlı saraylarında padışahın eşi. 16. yüzyıla kadar kullanılan "haseki" yerine, 17. yüzyıldan sonra "kadınefendi" dendi. Sultan cariyeleri içinden padişahın karısı derecesine yükselenler için kullanılan bir deyimdir. Türlü uluslardan alınıp saraya sunulan kadınlar; halayık, acemi, kalfa, haznedar olurlardı. Bunlar arasından padişahın seçip istedikleri, odalık ve gözde düzeyine yükselirlerdi. Bunlardan padişaha çocuk doğuranlar, "kadın" unvanı alırdı.