Yazın en sıcak ve boğucu günlerini yaşadığımız bugünlerde, arabada, evde ya da işyerlerinde klimalar imdadımıza yetişiyor.
Dışarıda sıcağın etkisiyle yoğun bir şekilde terlemiş ve bunalmışken, evde veya işyerlerinde kendimizi o serin klimalı ortamlara atınca nasıl da güzel serinliyoruz. Böyle zamanlarda biz doktorlara en çok sorulan soru; klimanın sağlığımıza olar zararları… Benim açımdan; klimalı ortamlar ve soğuk hava akımları bel ve boyun tutulmalarında gerçekten suçlu mu? bakalım.
Klimalı ortamlar, soğuk hava akımları, bel ve boyun tutulmalarında en başta gelen sorumlular olarak görülmüşlerdir. Bu yaygın kanı, hastalar kadar meslektaşlarımız arasında da vardır. Ancak bu gerçekte ne kadar doğrudur? Bunu anlamak için genel olarak omurga tutulması diyebileceğimiz bel ve boyun tutulmasının nasıl oluştuğuna bakmamız gerekir.
Omurlar arasında yumuşak karakterde ve kendine özgü son derece özel bir yapıya sahip “disk” adını verdiğimiz oluşumlar vardır. Disk yapısının önceleri sinir taşımadığı ve ağrı oluşturmadığı sanılırdı. Ancak sonraları diskin en dış tabakasının sinirlere sahip olduğu, dolayısıyla ağrıya neden olabileceği anlaşılmıştır. Bu yüzden diskte oluşan yırtılmaların, incinmelerin ağrı oluşturmayacağı düşünülüyordu. Ağrının ancak ileri derecede fıtıkların omurilik ve sinirlere baskı yapması sonucu olduğu kabul edilirdi. Biz şimdi ağrılı disk hastalığının varlığını kabul etmekteyiz.
Bu açıklamalar ışığında, diskte meydana gelebilecek zorlanmalar, incinmeler veya yırtılmaların şiddetli ağrı ve omurga hareketlerinin kısıtlanmasına neden olabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Disklerin bu şekilde zorlanmalarına neden olan ise, maalesef günlük yaşam içinde yaptığımız, çoğunlukla farkına bile varmadığımız hareketlerdir.
Bunların başında uzun süreli masa başında oturarak çalışmak gelmektedir.
*Sık sık öne eğilme, kalkma
*Öne eğili pozisyonda kalarak çalışma
*Ağır objeleri kaldırma gibi aktiviteler disklerin zaman içinde zayıflamasına ve yırtılmalarına neden olabilmektedir.
Hastalar genelde bu zorlayıcı faktörleri zaten hemen her gün yaptıkları için, omurga tutulmalarında, eğer soğuk veya klimalı bir ortamda iseler kolaylıkla neden olarak göstermekte ve direk klimaları suçlamaktadırlar. Ancak gerçekte asıl suçlu, omurgamızı zorlayan aktivitelerdir. Hasta genelde ya o anda ya da ertesi sabah, daha az ihtimalle bir iki gün içinde omurga tutulması yaşamaktadır. Biraz istirahat, sıcak ve kas gevşeticilerle birkaç gün içinde düzelmektedir. Ancak tekrarlayan tutulmalar veya ciddi bir zorlanma sonucu,zaten zedelenmiş olan disk kolaylıkla daha büyük yırtılmalara ve bel veya boyun fıtığına dönüşebilir.
Bu yüzden boyun ve bel tutulması yaşayan hastaların suçu klima veya soğuk havaya atmayıp ileride oluşabilecek bir bel boyun fıtığının habercisi olduğunu düşünerek önlem almaları daha akılcı olacaktır
*
Sponsorlu Bağlantılar
Dışarıda sıcağın etkisiyle yoğun bir şekilde terlemiş ve bunalmışken, evde veya işyerlerinde kendimizi o serin klimalı ortamlara atınca nasıl da güzel serinliyoruz. Böyle zamanlarda biz doktorlara en çok sorulan soru; klimanın sağlığımıza olar zararları… Benim açımdan; klimalı ortamlar ve soğuk hava akımları bel ve boyun tutulmalarında gerçekten suçlu mu? bakalım.
Klimalı ortamlar, soğuk hava akımları, bel ve boyun tutulmalarında en başta gelen sorumlular olarak görülmüşlerdir. Bu yaygın kanı, hastalar kadar meslektaşlarımız arasında da vardır. Ancak bu gerçekte ne kadar doğrudur? Bunu anlamak için genel olarak omurga tutulması diyebileceğimiz bel ve boyun tutulmasının nasıl oluştuğuna bakmamız gerekir.
Omurlar arasında yumuşak karakterde ve kendine özgü son derece özel bir yapıya sahip “disk” adını verdiğimiz oluşumlar vardır. Disk yapısının önceleri sinir taşımadığı ve ağrı oluşturmadığı sanılırdı. Ancak sonraları diskin en dış tabakasının sinirlere sahip olduğu, dolayısıyla ağrıya neden olabileceği anlaşılmıştır. Bu yüzden diskte oluşan yırtılmaların, incinmelerin ağrı oluşturmayacağı düşünülüyordu. Ağrının ancak ileri derecede fıtıkların omurilik ve sinirlere baskı yapması sonucu olduğu kabul edilirdi. Biz şimdi ağrılı disk hastalığının varlığını kabul etmekteyiz.
Bu açıklamalar ışığında, diskte meydana gelebilecek zorlanmalar, incinmeler veya yırtılmaların şiddetli ağrı ve omurga hareketlerinin kısıtlanmasına neden olabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Disklerin bu şekilde zorlanmalarına neden olan ise, maalesef günlük yaşam içinde yaptığımız, çoğunlukla farkına bile varmadığımız hareketlerdir.
Bunların başında uzun süreli masa başında oturarak çalışmak gelmektedir.
*Sık sık öne eğilme, kalkma
*Öne eğili pozisyonda kalarak çalışma
*Ağır objeleri kaldırma gibi aktiviteler disklerin zaman içinde zayıflamasına ve yırtılmalarına neden olabilmektedir.
Hastalar genelde bu zorlayıcı faktörleri zaten hemen her gün yaptıkları için, omurga tutulmalarında, eğer soğuk veya klimalı bir ortamda iseler kolaylıkla neden olarak göstermekte ve direk klimaları suçlamaktadırlar. Ancak gerçekte asıl suçlu, omurgamızı zorlayan aktivitelerdir. Hasta genelde ya o anda ya da ertesi sabah, daha az ihtimalle bir iki gün içinde omurga tutulması yaşamaktadır. Biraz istirahat, sıcak ve kas gevşeticilerle birkaç gün içinde düzelmektedir. Ancak tekrarlayan tutulmalar veya ciddi bir zorlanma sonucu,zaten zedelenmiş olan disk kolaylıkla daha büyük yırtılmalara ve bel veya boyun fıtığına dönüşebilir.
Bu yüzden boyun ve bel tutulması yaşayan hastaların suçu klima veya soğuk havaya atmayıp ileride oluşabilecek bir bel boyun fıtığının habercisi olduğunu düşünerek önlem almaları daha akılcı olacaktır
*
Son düzenleyen kompetankedi; 28 Mart 2008 15:46