Arama

Türk Reel Sektörünün Çöküşü

Güncelleme: 23 Kasım 2007 Gösterim: 6.518 Cevap: 0
Tiglon - avatarı
Tiglon
Ziyaretçi
23 Kasım 2007       Mesaj #1
Tiglon - avatarı
Ziyaretçi

1. GENEL DURUM:
Sponsorlu Bağlantılar

Özellikle 1995 y
ılından itibaren AB Gümrük Birliği’nin getireceği büyük fırsatlar hayali ile(!) sektörümüze verilen 50 Milyar US$'ı aşan yatırım teşvikleri (Ek: 1-2) kapsamında ve son 20 yıldır yapılan büyük entegre ve altyapı yatırımlarımız ile Tekstil ve Konfeksiyon sektörümüz AB'nin en büyük iplik, dokuma ve boya-terbiye ve konfeksiyon kapasitesine sahip olmuştur. Ring İpliği kapasitemiz AB'nin %97'sine, Open-End iplik kapasitesi AB’nin %78’ine, Mekikli Dokuma kapasitemiz ise AB'nin %80'ine ve Mekiksiz Dokuma kapasitesi AB’nin %27’sine ulaşmıştır (Ek: 3).

AB Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü toplam AB istihdamının sadece % 3,6 ‘sını sağlarken(Kaynak: Eurostat), AB bu sektörü gözden çıkarma lüksüne sahiptir. Türkiye’mizde ise Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü ülkemiz kayıtlı istihdamının %11’ini, kayıt dışı istihdamın %25’ini ve kayıtlı GSMH’nin takribi % 10’unu, kayıtdışı ekonominin ise takribi %20’sini sağlamakta ve ülkemiz ihracatının %40’ını gerçekleştirmektedir(Kaynak DTM). Bu nedenle sektörümüz hiçbir şekilde gözardı edilemez durumda olup, bu sektörde ve tüm emek-yoğun sektörlerde Türkiye AB’nin tek taraflı strateji tespitini kabul etmemelidir.

Türkiye’miz 100 Milyar US$’ı aşan Tekstil ve Konfeksiyon yatırımlarını özellikle AB menşeli makine ve teçhizatlar ile yapmakta iken, AB ile olan Dış Ticaret Hacmi(EK: 4-5) sürekli Türkiye’mizin aleyhine gelişmektedir. 1995 yılında 5.8 Milyar US$/Yıl olan Dış Ticaret Açığımız 2000 yılında 12 Milyar US$/Yıl’a yükselerek, 1995’ten beri AB ile olan dış ticaret açığımız toplam 59.7 Milyar US$’a ulaşmıştır. Türkiye için hayati önem taşıyan AB ilişkilerinde aşağıdaki hususlar mutlaka Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda AB ile görüşülmelidir.

AB kendi tekstil ve konfeksiyon sektörünü ABD, NAFTA(Meksika) ve Uzakdoğu ülkeleri gibi haksız rekabete karşı korumak istemediği için, tekstil ve konfeksiyon sektörüne yönelik menşe ve gümrük kurallarını aşırı serbest olarak belirlemiş, bununla da yetinmeyerek 20 ülkeyi aşan yeni Serbest Ticaret/Serbest Kota(AB-Meksika, AB-Kuzey Afrika, AB-Çin, vb.) anlaşmalarını da(Ek: 6) Türkiye’nin hayati çıkarlarını tamamen gözardı ederek tek taraflı yapmaktadır.

Halbuki ABD dahil tüm Üçüncü Dünya Ülkeleri kendi tekstil ve konfeksiyon sektörlerini yüksek gümrük vergileri ve tarife dışı engeller ile korur iken(Ek: 7), AB ise bu sektörü sadece kendi milli çıkarlarını gözeterek gözden çıkardığından dünyanın en düşük gümrük vergilerini uygulamaktadır. AB tam üyeliğine sahip olmadığı halde AB ile Gümrük Birliği içinde tek aday ülke olan Türkiye’miz de, ne yazık ki AB’nin emek-yoğun sektörler için tek taraflı uyguladığı bu çok düşük Ortak Gümrük Tarife Oranlarına mahkum bırakılmıştır.

Aslında AB’nin bu tek taraflı stratejisini Türkiye, aşağıdaki Gümrük Birliği Anlaşması kapsamında yer alan açık hükmünü kendi milli çıkarlarına ve DTÖ kurallarına göre artık gecikmeden uygulayarak ülkemizin bu hayati sektörlerini gözetme şansına sahiptir;

AB
İle Gümrük Birliği Kararı’nın 63. Maddesi i

le Teyid Edilen Katma Protokolün 60. Maddesi:



“Türk ekonomisi’nin bir faaliyet sektörünü veya dış mali istikrarını tehlikeye dü
şürecek ciddi bozukluklar ortaya çıkar veya Türkiye’nin bir bölgesinin ekonomik durumunun bozulması şeklinde güçlükler belirlenirse, Türkiye gerekli tedbirleri alabilir.”


Tekstil ve Hazır Giyim İhracatç
ıları Birliği Brüksel Temsilciliği’nin D.I-314 sayılı yazısında belirtildiği üzere(Ek: 8), AB Komisyonu Anti-Damping Direktörü, Türkiye pazarında rahatsızlık yaratan üçüncü ülke menşeli tekstil mamullerine karşı, “1/95 sayılı Türkiye-AB Ortaklık Konseyi Kararı”nda yer aldığı gibi Ortak Gümrük Tarifesi’nin yükseltilebileceği, böylece daha hızlı sonuç alınabileceğini belirtmiştir.”


Serbest Ekonomi’nin en büyük savunucusu ABD bile kendi pazarını Uzakdoğu’nun, özellikle Çin’in haksız rekabetine karşı korumakta kesin kararlıdır.
TEXTILES
China’s protocol package will include a provision drawn from a 1997 bilateral textiles agreement, which permits U.S. companies and workers to respond to increased imports of textile and apparel products. This textile safeguard will remain in effect until Dec.31,2008,which is after the WTO agreement on Textile and Clothing expires.
Kaynak: Reuters, 24 May 2000



2- AB’nin TEKST
İL- KONFEKSİYON SEKTÖRÜ STRATEJİSİ
AB kendi tekstil ve konfeksiyon sektörünü ABD, Meksika ve Uzakdoğu ülkeleri gibi haksız rekabete karşı korumak istemediği için, tekstil ve konfeksiyon sektörüne yönelik menşe ve gümrük kurallarını aşırı serbest olarak belirlemiş, bununla da yetinmeyerek 20’yi aşkın Üçüncü Dünya Ülkesi Serbest Ticaret/Serbest Kota anlaşmalarını da Türkiye’nin hayati çıkarlarını tamamen gözardı ederek tek taraflı yapmaktadır(Ek: 6).

AB’nin Üçüncü Dünya Ülkeleri ile yapt
ığı ve yapmakta olduğu STA’lar ve mevcut AB Tekstil / Konfeksiyon Serbest Dolaşım Menşe Kuralı(Basit işlemlerin yeterli olması) AB’nin kendi Tekstil ve Konfeksiyon sektörünü gözden çıkardığının açık bir göstergesidir.
AB bunlarla da yetinmeyerek, Türkiye’nin görüşünü ve onayını almadan AB-Meksika Serbest Ticaret Anlaşması’ndan NAFTA “Yarn Forward” menşe kuralını da kabul ederek, Türkiye’de üretilen tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin Meksika’ya AB üzerinden gümrüksüz ve kotasız girmesini engellemiş, fakat Meksika tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin Türkiye’ye AB üzerinden rahatça girebilmesine göz yummuştur.


AB ileri teknoloji ürünlerinin ve hizmetlerinin, Üçüncü Dünya ülkelerine rahat girebilmesi(Market Access) için ABD’nin ve di
ğer ülkelerin aksine kendi Tekstil ve Konfeksiyon sektörünü önceden Üçüncü Dünya Ülkeleri’ne hediye etmektedir ;
“Yararsız hediye vermedik, herşey karşılıklı vermeye dayanmaktadır.” Pascal Lamy, AB Komisyon Komiseri.

3- AB DI
Ş TİCARETİ

AB’nin toplam tekstil ithalatı 1995-2000 döneminde %24,95’lik bir artışla 2000 yılında 17,914 Milyar ECU, tekstil ihracatı ise aynı dönemde %38,19’luk bir artışla 2000 yılında 3,861Milyar ECU olarak gerçekleşmiştir(Ülke dağılım grafiği Ek: 9). Grafikte de görüleceği üzere Uzakdoğu ülkeleri ithalatında kota ve gözetim tedbirleri olmasına rağmen G.Kore 1995-2000 döneminde %145,08 , Tayvan % 106,39, Çin %90,57 lik artışlarla, AB ile tek Gümrük Birliği üyesi olan Türkiye’nin(%75,49) çok önünde yer almışlardır.

AB’nin toplam hazır giyim ithalatı 1995-2000 döneminde %66,95’lik bir artışla 2000 yılında 51,600 Milyar ECU, hazır giyim ihracatı ise aynı dönemde %39,58’lik bir artışla 2000 yılında 16,654 Milyar ECU olarak gerçekleşmiştir(Ülke dağılım grafiği Ek: 10). AB Hazır Giyim ithalatı dağılım grafiğinde de görüleceği üzere G.Kore, Çin, Srilanka, Endonezya gibi Uzakdoğu ülkeleri yine Türkiye’nin(%73,87) çok önünde artış yüzdeleri sağlamışlardır.

Yine AB Tekstil ve Konfeksiyon İthalatında Tedarikçi Ülkeler dağılım grafiklerinde(Ek: 9-10) görüleceği üzere, Doğu Avrupa ülkelerinden Romanya, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Akdeniz ülkelerinden Tunus, Fas gibi ülkelerin tedarik boyutlarının inanılmaz tırmanışı AB’nin tekstil ve konfeksiyon yatırımlarını özellikle Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika ülkelerine kaydırdığının ve Türkiye’yi dışladığının açık bir göstergesidir.


4- AB - GÜMRÜK B
İRLİĞİ’NDE MEVCUT DURUM

Gümrük Birliği’ne giriş sonrası AB’ye ihracat ciromuz beş yılda kayda değer bir artış kaydetmemiş, aksine ihraç birim fiyatlarımız sürekli çok büyük oranlarda ucuzlamıştır.
(Ek :5/5A)
Gümrük Birliği’ne giriş sonrası AB’den ithalatımız ise beş yılda ortalama % 177 artmış ve gümrük birliği sadece AB lehine çalışmıştır. (Ek: 4/4A)
Türkiye – AB dış ticaret dengesi gümrük birliği beklentilerimize rağmen 1995’ten bu güne kadar sürekli %200’lere varan oranlarda aleyhimize gerçekleşmiştir. (Ek: 11)
AB Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü için Üçüncü Dünya Ülkeleri’ne yönelik uyguladığı sıfır/sıfıra yakın gümrük ve serbest kota stratejisi ile Türkiye’yi Uzakdoğu ve Doğu Avrupa ülkelerinin haksız rekabetine teslim etmiş ve Türkiye’nin AB’ye yönelik tekstil ve konfeksiyon ihracatı miktar olarak artarken, birim fiyatların sürekli düşmesine ve sektörümüzün sürekli zararına satış yapmasına yol açmıştır(Ek: 12-13-14)
Türkiye’yi adeta sıfır maliyetle, sembolik karşı yükümlülüklerini bile yerine getirmeden iç pazarına dahil edip, tüm dış ticaret politikalarını kontrol eder duruma gelmekle, AB yönünden bir sorun kalmamış, aksine talebi ve bağımlılığı hızla artan pazarımızın tüm imkanları Brüksel’in önüne serilmiştir.
Üçüncü Dünya Ülkeleri’nden hem AB’ye hem de ülkemize yönelik haksız ithalatın arttığı ve ihracatın aynı seviyelerde kaldığı bir tablo ile, 10 yıllık bir perspektif içinde bile Türkiye’ye yer vermeyen AB ile ticaretimiz, mevcut Gümrük Birliği çerçevesinde belirsiz bir süre içinde asla yürütülemez. Uygulanan istikrar programının ve son krizin etkisiyle çok duyarlı bir duruma gelen ekonomik bünyemiz, AB’den ve diğer ülkelerden ithal ettiği bu açığın tahribatına daha uzun süre tahammül edemez.
ABde ortalama 20.000 USD/yıl olan kişi başına milli gelir Türkiyemizde 2.900 USD/yıl iken, ülkemizde işsizlik oranı %20lerin üzerine çıkmış ve hızla artarken; ülkemizin en fazla istihdamını sağlayan Tekstil ve Konfeksiyon sektörümüzü, Ankara ve Özel Sektör kurumlarımız ABnin tek taraflı kendi ürünlerine pazar açılımı(Market Access) için tekstil ve konfeksiyon ürünlerine uyguladığı sıfır/sıfıra yakın gümrük ve serbest kota politikasına teslim etmiştir.
(Ek: 15-16)



Gümrük Birliği üyesi olmamıza rağmen AB ülkemize pamuk ipliği ihracatımızda bile asgari fiyat uygulamasını talep etmekte, çoğu gıda ve tarım ürünlerimize sınırlama uygulamakta (Ek: 17), benzer uygulamaları ise ne yazık ki Kuzey Afrika, Doğu Avrupa, Orta Asya ve Suriye gibi ülkelere uygulamamaktadır.
AB Gümrük Birli
ği mevcut hali ile Türk Emek – Yoğun Sektörlerinin intiharı olmuştur!...




5- TÜRK
İYE’NİN HASSAS SEKTÖRLERİ(EMEK-YOĞUN) STRATEJİSİ İÇİN ÖNERİLER

I. AC
İL TEDBİRLER
Tekstil ve Konfeksiyon sektörümüz, Türkiye’nin %25 istihdamını, %40 ihracatını ve %20 milli gelirini sağlamaktadır. AB Gümrük Birliği kapsamında AB’nin tek taraflı üçüncü dünya ülkeleri ile yaptığı ticaret anlaşmaları, menşe kuralları ve gümrük vergi ayarlamaları en çok Tekstil ve Konfeksiyon sektörümüzü olumsuz olarak etkilemektedir. Bu amaçla, Türkiye AB’nin Tekstil ve Konfeksiyon sektörü için özellikle Uzakdoğu ülkelerine yönelik uyguladığı Sıfır/sıfıra yakın Gümrük ve Serbest Kota stratejisini mutlaka Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda değiştirmek için resmi girişimleri AB nezdinde derhal başlatmalıdır.
Türkiye, AB’nin Çin ve benzeri ülkeler ile yapacağı Serbest Kota ve Serbest Ticaret Anlaşmalarına tekstil, konfeksiyon ve benzeri emek yoğun ürünlerinin dahil edilmesine resmi makamlarımızca AB nezdinde engel olmalıdır.
ABD AB’ne tekstil ve konfeksiyon ürünlerinde kota uygulamamaktadır. AB Brüksel’in ABD nezdinde Türkiye’ye ABD tarafından haksız olarak uygulanan kotaların derhal kaldırılması için Türkiye ile ortak hareket etmesi sağlanmalıdır.

Türkiye AB’nin üçüncü dünya ülkeleri ile yapt
ığı ve Türkiye’nin ekonomik ve sosyal çıkarlarına aykırı olan ve sadece AB’nin çıkarlarını koruyan STA’ların karşısında AB Gümrük Birliği Karma
Protokolünün 60. Maddesini gecikmeden ve çekinmeden tek tarafl
ı uygulamalı, bu kapsamda AB dışındaki Üçüncü Dünya Ülkelerine karşı emek-yoğun hassas sektörlerimizde AB Ortak Gümrük Tarife oranları yerine, DTÖ kurallarına göre Üçüncü Dünya Ülkeleri’nin ülkemize uyguladıkları mevcut gümrük vergisi oranları daha fazla gecikmeden yürürlüğe konulmalıdır.



AB’ nin Üçüncü Dünya Ülkeleri’ne uygulad
ığı Gümrük Vergi Oranları ABD’nin bile çok altındadır. AB ve Türkiye pazarını istila eden Uzakdoğu ülkelerinin ihracatını ve haksız rekabetini gözetebilmek ve Dış Ticarette mukabele kriterini sağlamak üzere, AB Ortak Gümrük Vergi Oranları DTÖ’ nün kabul ettiği azami oranlara çekilmeli veya Üçüncü Dünya Ülkeleri’nin Türkiye mallarına uyguladığı Gümrük Vergisi seviyelerine getirilmelidir.

AB’nin Do
ğu Avrupa(Pan-Avrupa) ve Kuzey Afrika ülkeleri ile yaptığı ve yapacağı Serbest Ticaret Anlaşmaları’na Türkiye’nin doğrudan katılımı AB nezdinde sağlanmalıdır.




II. ORTA VADEL
İ TEDBİRLER








Türkiye mevcut AB Tekstil ve Konfeksiyon Menşe Kurallarını mutlaka NAFTA benzeri “Yarn Forward” kuralına bağlanmasını sağlamalıdır. Mevcut Basit İşlem Menşe Kuralı yerine sadece AB menşeli ipliklerden üretilen tekstil ve konfeksiyon ürünlerine ATR Serbest Dolaşım Belgesi verilmesi resmi makamlarımızca AB nezdinde

sağlanmalıdır.









AB mevcut Gümrük Birliği kapsamında Türkiye’nin ekonomik ve sosyal ç
ıkarlarını gözardı etmeye devam ederse, mevcut haliyle ülkemize hiçbir faydası olmayan AB Gümrük Birliği’nin diğer AB Aday Ülkelerinde olduğu gibi, bir Serbest Ticaret Anlaşmasına (STA) dönüştürülmesi, AB Ulusal Programı taahhütlerimizi koruyarak, resmi makamlarımızca gündeme getirilmelidir.

AB’li tekstil ve konfeksiyon yat
ırımcılarının Türkiye’de ortaklık ve yatırım yapmalarını tercih etmeleri için gerekli yatırım, kredi, istihdam ve vergi indirimi teşvik mekanizmaları AB Brüksel ve Ankara nezdinde sağlanmalıdır.



SONUÇ :

Yukar
ıdaki haklı nedenler ışığında, AB ile dış ticaretimizde şimdiye kadar hiç olmazsa emek-yoğun sektörlerde avantaj sağlamamız gerekirken, AB’nin hiç danışma gereği bile duymadan sadece kendi milli çıkarlarına göre Üçüncü Dünya Ülkeleri ile uygulamakta olduğu tek taraflı serbest ticaret politikası sürekli ülkemizin aleyhine gelişme göstermiştir. Bu sebeple diğer AB Aday Ülkeleri’nde olduğu üzere, Gümrük Birliği’nin AB Yol Haritası’ndan ve AB Ulusal Programımızdan vazgeçmemek kaydı ile bir Serbest Ticaret Anlaşmasına dönüştürülmesine ve ülkemizin başta Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü olmak üzere en fazla istihdam ve GSMH’nı sağlayan tüm emek-yoğun sektörlerinin geleceğini belirlemede tüm tarafların Gümrük Birliği ortaklık sorumluluklarını hatırlamaları ve gerekli acil önlemleri almaları gerekmektedir.





EKLER:
Tüm Sektörler Baz
ında Yatırım Teşvik Tablosu
Yatırım Teşvik Grafiği
Türkiye Tekstil Sektörü Kurulu Kapasite Cetveli
Tüm Sektörler Türkiye
İthalatı Tablosu
4A) Tüm Sektörler Türkiye İthalatı Grafiği
Tüm Sektörler Türkiye İhracatı Tablosu
5A) Tüm Sektörler Türkiye İhracatı Grafiği
AB’nin Son Dönemde Yaptığı Anlaşmalar Tablosu
Dünya Ülkeleri Gümrük Tarife Oranları
Türk Tekstil ve Hazır Giyim İhr. Birliği Brüksel Temsilciliği D.I-314 sayılı yazısı
AB Tekstil İthalatında 1995-2000 Tedarikçi Ülke Değişimleri
AB Hazır Giyim İthalatında 1995-2000 Tedarikçi Ülke Değişimleri
Türkiye – AB Dış Ticareti Grafiği
Türkiye’den AB’ye Tekstil ve Konfeksiyon İhracatı Tablosu
Türkiye’den AB’ye Tekstil İhracatı Grafiği
13A)Türkiye Elyaf / İplik İhracatı Grafiği
13B)Türkiye Mensucat İhracatı Grafiği
Türkiye’den AB’ye Konfeksiyon İhracatı Grafiği
Tekstil Ürünlerinin Dünya Pazarlarında İthalat Uygulamaları Tablosu Dünya Pazarları Market Access Tablosu
Dünya Pazarları Market Access Tablosu
Türkiye’den AB’ye Pamuk İpliği Asgari İhraç Fiyatları Tablosu

Hazırlayanlar: Bülent Başer (Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası)
Dr. Binhan Oğuz (Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası)
Atilla Bağçuvan (Akdeniz Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçı Birlikleri Yönetim
Kurulu Üyesi)


Benzer Konular

19 Ekim 2014 / hjk Soru-Cevap
10 Mayıs 2018 / Misafir Cevaplanmış
15 Mart 2010 / Ziyaretçi Soru-Cevap
21 Mart 2010 / Misafir Soru-Cevap
9 Haziran 2010 / LaSalle X-Sözlük