Arama

İslamiyet'te Reform

Güncelleme: 20 Kasım 2006 Gösterim: 3.492 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Zaman zaman "Islamiyet'te Reform" kavramı gündeme gelir. Bu konuda, kalem ustası Sayın İlhan Selçuk'un Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan iki yazısını çok beğendim ve internet ortamında sizlerle paylaşmak istedim:

Sponsorlu Bağlantılar
Ilhan Selcuk'un 09.08.2000 tarihli Cumhuriyet'te yayinlanan makalesi:
İslamda Reform?..
''İslamda Reform'' nasıl gerçekleştirilecek?.. ''Kuran-ı Kerim'' e göre koca, karısını pataklayabilir...

Birisi çıkıp demeli ki:
- Koca, karısını dövemez!..

O birisi çıkmış...

Kim o?..

Atatürk!..
1923 Cumhuriyeti'nin yasaları dipten doruğa şeriat ahkâmını dışlayıp laik hukuku benimsemiş, insan haklarını
içleyip demokrasiye açılımın temellerini atmış!..

Herkesin ezbere bildiği şeriat hükümleri var: Hırsızın eli kesilir; katilin kellesi vurulur; erkek, kadını tek
tümceyle boşar; kız çocuğu mirasta erkek çocuğa göre yarı hak sahibidir; zina yapan kadın taşlanarak
öldürülür, vb...

Hiçbiri uygulanmıyor...

İslamda reform mu bu?..

Yoksa İslamı müminin inanç dünyasında kendi haline bırakarak laik devlette dünya işlerinin çağdaş hukuka
göre düzenlenmesi mi?..

**
Dinsel irtica, gerici sağla işbirliği yaparak Ankara'ya arkasını dayadığı ''yeşil kuşak'' yıllarında çok
güçlenmişti; entelleri de peşine takan mürteci soruyordu:

''- Kemalistler kaç kişi?''

Azgınlığın haddi hesabı yoktur. Dinci düzen kaçınılmazdı; şeriatçı ergeç devleti ele geçirecekti; bu iş ''ya kanlı
olacaktı, ya kansız'' ; ama, ille de olacaktı.

Olmadı.
Olamadı...
Apo nasıl davasını silahla başaramayınca, zoraki barış yanlısı havasına büründüyse, mürteciler de kanlı ya da
kansız bu işi beceremeyince Avrupa'ya sığındılar, ''İslamda reform'' üzerine çeşitleme yapıyorlar, entelleri bu
işe katıyorlar...

Ne reformu?..

''Hıristiyanlıkta Reform'' Avrupa'da kralların, prenslerin, köylülerin ensesinde boza pişiren papalığa
başkaldırmadır; çeşitli mezheplerin ve kiliselerin oluşmasına yol açmıştır. Anadolu İslamında reformu kim
kime karşı yapacak? Hangi tarikat ötekini şavullayacak? Avrupa'da Reform, 'Aydınlanma Çağı' na ve laik
devlete açılımı sağladı. Türkiye'de atı alan çoktan Üsküdar'ı geçti; laik Cumhuriyet 1923'te kuruldu; bu
durumda İslamda reform yapmak isteyen hacı, hoca, ilahiyatçı, entel mentel, ya Afganistan'a gitmeli, ya Suudi
Arabistan'a, ya Sudan'a, ya İran'a...

Bizimkiler akıllarını çoktan peynir ekmekle yemişler de içlerine sindiremiyorlar...

**
İrtica zor durumda..

İslamcı çıkmazda..

Dinci açmazda...

Mürtecilerin iktidarlaştığı tüm Müslüman dünyasında dışa bağımlı kapitalizmin düzenine seçenek
oluşturulamadı; günde beş değil on beş rekât namaz kılsan, evde karıyı her gün yedi kez dövsen, ekonomik
durumu ırgalamıyor!.. İnsan hak ve özgürlükleri kara çarşafın çuvalına tıkıldığı zaman bir karanlık rejimdir
ortalığı saran!.. Dincinin yaptığı şey, halklara öteki dünyanın cennetini vaat etmek; ama, şeriatçı bu dünyayı
cehennemleştiriyor...

''İslam dünyası'' nda ''reform'' sözcüğü yerli yerine oturmuyor; şeriatın ''ibadet'' kapsamının dışındaki ahkâmı
çoktan dışlanmış bir devlette, içtenlikli Müslümanın yapacağı en iyi şey, laik cumhuriyeti sonuna dek
savunmaktır.

Bizim Hacı Fışfışlar, eğip bükmeden, dönüp dolaştırmadan bu gerçeği dile getirebiliyorlar mı?..


Son düzenleyen Blue Blood; 20 Kasım 2006 16:40
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #2
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
HULLE SISTEMI NE BOSANMAYI GUCLESTIRMEYE VE NE DE KADINI KORUMAYA YARAR
Akla ve muspet ahlak anlayisina ters duser olmasina ragmen, Hulle sistemi ve bu sistemin dayali bulundugu Kur'an hukmu (Bakara 229) yuzyillar boyunca din bilginleri tarafindan kutsal bilinmis ve savunulagelmistir. Hem de guya Cahilliye doneminin kotuluklerinden birini yok eden bir sistem olarak!
Sponsorlu Bağlantılar
Denmistir ki: "Cahilliye zamaninda talak bir adetle tahdid olunmamisti. Erkek karisini sayisiz bir surette bosar, sonra da donup tekrar alir dururdu. Cahilliye adetine gore erkek icin sonsuz ve sayisiz talak ve muracaat haklari vardi. Suphesiz ki, bu ittiradsiz hal ve vaziyet devamli ve mes'ud bir aile kurmaya mani idi. Ayni zamanda kadin icin de bir zulum idi. Kadini muskul vaziyette birakiyordu."(Diyanet Isleri Baskanliginin bu mantigi icin bkz Sahih-i Buhari Muhtasari cild XI s 350) Daha baska bir deyimle Hulle sistemini savunanlar col mantigina sarilarak bu sistemin bosanmalari guclestirmek ve kadini koruma gibi bir amaca dayali oldugunu iddia etmislerdir. "Eger koca, karisini bosarken hullenin bu sonuclarini hesaplayacak olursa, bosanma yoluna pek gitmez, karisini haksiz ve keyfi sekilde bosamis ise, cezasini kendi ceker." seklinde bir garip mantik yurutmuslerdir.
Hemen isaret edelim ki bu soylenenler yanlistir. Cunku bir kere Cahilliye doneminde bosanma hakki erkegin tekelinde degildi. Daha once gormus oldugumuz gibi kadinin da bosanma hakki vardi. Ustelik bosanma halinde iki taraf, hicbir sarta bagli olmaksizin (yani kadin bir baska erkekle cinsi munasebet zorunlugunda kalmaksizin) tekrar bir araya gelebilirdi; "Hulle" diye bir sey yoktur. Bu itibarla bosanmayi sayi ile sinirlandirmanin ve hulle sistemine baglamanin kari koca bakimindan yararli bir yonu yoktur. Hele bosanma hakkini kocanin keyfine terketmekle evlilik birliginin korunacagini dusunmek saflik olur. Kaldi ki hulle sistemi, bosanmayi zorlastirmaktan ya da kocayi cezalandirmaktan ziyade, sucsuz durumdaki kadini iskence azabina sokmak gibi olumsuz sonuclar doguran bir uygulamadir. Olaylarin ortaya vurdugu gercek sudur ki erkek, cogu kez ofkesine yenilerek ve fevri bir davranisla, agzindan "Uc kere bossun!" sozlerini kacirabilmektedir. Bu durumda kadin, bu tur haksiz bir davranisin kurbani olmak istemedigi ve hatta bilmedigi bir adama varmak, onun koynuna girip "balcagizini tatmak" ya da eger bunlari yapmayi goze almiyorsa, eski kocasina donemeyip mutsuzluga katlanmak durumundadir.
Goruluyor ki Muhammed, bu vesile ile kadini, kocasinin kaprislerine, icgudulerine, ofkelerine ve keyfiliklerine feda etmistir.

Benzer Konular

21 Kasım 2015 / sensiz olmuyor Soru-Cevap
 Reform
21 Kasım 2015 / Misafir Din/İlahiyat
10 Şubat 2014 / Misafir Soru-Cevap
29 Şubat 2016 / Misafir Taslak Konular
16 Mayıs 2014 / Misafir prenses Cevaplanmış