İNSANDA SİNDİRİM SİSTEMİ
İnsanda sindirim sistemi organları ;ağız, yutak, emek borusu, mide,12parmak bağırsağı, ince bağırsak kalın bağırsak, düz bağırsak, anüs, dür Karaciğer ve pankreas salgılarıyla sindirimde görev yapan yardımcı organlarıdır. Ayrıca tükürük bezleri, mide ve ince bağırsak bezleri de sindirimde görev yapan yardımcı olan diğer açık bezlerdir . İnsanlarda sindirim ağızda başlar . Ağızda sindirime yardımcı olan dişler ve ağza açılan tükürük bezleri bulunur. Besinler ağızda parçalanır parçalama çiğneme ile başlar çiğnemede dişlerle birlikte çene dil ve yanak kasları da rol oynar .Sponsorlu Bağlantılar
DİŞLER: Dişler çiğnemeyle beraber besini tutmaya yardımcı ve öğütmeye yara. Dişler şekil olarak farklı halde yapıları aynıdır. Bir dişte başlıca 3 kısım ayırt edilir. Diş etinin üstünde kalan kısım taç ette sarılan kısım boyun çene kemiği içindeki kısım ise kök adını alır.
Diş incelendiğinde dıştan içe doğru üç önemli yapı ayırt edilir. Mine denilen sert ve parlak tabaka dişin taç kısmını örter.Mine tabakası vücudun en sert maddesini ihtiva eder mine tabakasının altında dişin kemik kısmı fildişi = dentin tabakası yer alır. İç kısmında ise sinirler kan damarları ve yumuşak bağ dokudan yapılmış diş özü = pulpa bulunur.
Diş sert bir madde (çimento ) ve fildişi zarı ile çene kemiğine kaynaşır. Yetişkin bir insanda 16 sı üst 16 sıda alt çenede bulunmak üzere 32 tanede diş vardır bu dişlerin öndeki 8 kesici 4 ü köpek dişi 8 i küçük azı dişi ve 12 si de büyük azı dişleridir.
Kesici dişler besini kesmeye .
Köpek dişleri besini parçalamaya.
Azı dişleri besini öğütmeye yarar.
TÜKRÜK BEZLERİ:
Besin ağızda dişlerle parçalanırken tükürük bezlerinin salgısı ile karşılaşır. Tükürük salgısı kulak ,çene ve dilin altında yerleşmiş üç çift bez tarafından salgılanır tükürük içinde sindirim enzimi (amilaz ) , mukus , su i Na+ ve Ca+ iyonları bulunur. Tükürük kuru besinlerin ıslatılmasında ve ağız içinde kurumasını önleyerek konuşmasını önleyerek konuşmamıza yardımcı olur . Tükürükteki amilaz enzimi (pityalin) nişastayı maltoza kadar parçalayabilir. Besinler buradan yutağa verilir.
YUTAK:
Yutak ağızdan sonra gelen boşluktur ağızda besinlerin yutulması sırasında dil kubbeleşir geri çekilir gırtlak yükselir ve gırtlak kapağı soluk borusunun ağzını kapatır. Böylece yutulmak istenen besin yemek borusuna geçer.
YEMEK BORUSU :
Yemek borusu ortalama 2 cm çapında ve 25 cm uzunluğunda yutak ile mide arasında yer alan sindirim organımızdır .Yapısında dıştan içe doğru bağ doku düz kas ve mukus salgısı yapan yassı örtü epiteli bulunur. Yutkunma ile başlayan ve yemek borusunun peristaltik hareketleriyle besinler mideye iletili. Yemek borusu ve bağırsak da görülen düzenli kasılıp gevşeme hareketine peristaltik hareket = sağımsal hareket denir. Bu hareketle tersine de olabilir. Buna kusma denir.
MİDE :
Mide yemek borusu ile 12 parmak bağırsağı arasında yer lan karın boşluğunun üst sol kısmında sindirim borusunun en geniş kısmıdır . Midenin yemek borusuna açılan kısmına mide ağzı kardia , 12 parmak bağırsağına açılan kısmına mide kapısı pilar denir. Bu iki bölge besin maddelerinin belli yönde geçişini kontrol eden özel bir yapıya sahiptir.
Mide yapısında dıştan içe doğru 3 tabaka bulunur.
1. Dışta çift katlı periton (karın zarı )
2. Ortada düz kas tabakası
3. Mukoza
Mukoza: Tabakasında bulunan silindirik epitelyum hücreleri bütün midenin iç yüzeyini örter . Bu epitel tüp şeklinde girintilerle mide bezlerini meydana getirir . Bu bezler Hcc , pep sinojen ve süt çocuklarında lap enzimi çok az miktarda da lipoz enzimi salgıladıklarından midede asitik bir ortam meydana getirirler . Mide yüzeyinin bu asitli ortamdan korunması için mukus salgısı yapılır. Böylece mide boş kaldığı zaman kendini sindirmekten kornmuş olur. Çalışmasını vagus siniri ve gastirin hormonu sağlar
Kas Tabaka : Bu tabakada bulunan düz kaslar mide duvarında çapraz halka ve boyuna olarak düzenlenmiştir. Mide bu kaslar yardımıyla içindeki besinlerin parçalanmasına ve mide öz suyu ile iyice karışmasını sağlayan kasınla hareketleri yapar . Midenin bu hareketleri sindirimi kolaylaştırır
Periton = Çift katlı karın zarı karın bölgesindeki sindirim organlarının dışarıdan örten ince bir zardı.
İNCE BAĞIRSAK
Bağırsak mide kapısında başlayıp anüste sona eren sindirim borusu kısmıdır. İlk 7.5 m lik kısmı 3 cm çapındaki ince bağırsaklardır. İnce bağırsağın mide kapısının çıktığı ilk 25 cm lik daha geniş olan kısmına 12 parmak bağırsağı denir. Sindirim olaylarının çok yoğun olduğu bu kısma karaciğer öd kesesi koledok kanalıyla pankreasta wirsüng kanalıyla weter kabarcığı denen yerden bağlanırlar.
İnce bağırsağın yapısı midede olduğu gibi yine iç tabakalıdır. Ancak içteki yaklaşık 10 m2 lik bir emme yüzeyi meydana getirir. Yine örtü epiteli (bez epiteli ) alt mukozaya doğru gömülere bağırsak bezlerini oluşturmuştur . Bu bezleri sindirim özsuyu ve mukus salgılayıp sindirim olaylarının kolayca gerçekleşmesini sağlarla.
Sindirim kanalının duvarları kanalın çeşitli kısımlarının tam bir uygunluk içinde çalışmasını sağlamak için sinirlerle ayrıca yapısında hücrelere oksijen ve besin sağlamak atılması gereken boşaltım ürünlerini uzaklaştırmak sindirilmiş besinleri emilmesini ve vücutta gerekli yerlere iletilmesini sağlamak için kan ve lenf damarlarıyla bir ağ gibi örülmüştür besinin hareketini kolaylaştırmak için epitelyum hücreleri arasında mukus salgısı yapan özel hücreler goplet vardır.
KALIN BAĞIRSAK :
Kalın bağırsak sindirilmeyen maddelerin toplandığı ve atıldığı 1.5 m uzunluğunda 6 cm çapında bir organdır ince bağırsak ile kalınbağırsağon birleştiği yere körbağırsak denir . Kör bağırsak apandis adı verilen çıkıntının iltihaplanmasıyla oluşan hastalığa apandisit denir.
Kalın bağırsak yükselen enine ince kalın bağırsak ve göden bağırsağı olmak üzere 4 bölümdür.Kalın bağırsağın duvarındaki dokular ince bağırsaktaki gibidir. Yalnız ince- bağırsaktan farklı olarak mukoza tabakasında yer alan epitelyum dokusu villus şeklinde katlanmalar yapmaz.
PANKREAS:
Pankreas mide ile onikiparmak bağırsağı arasında,karın boşluğunda yer alan 75-80 gr. ağırlığında pembe renkli yaprak şeklinde bir organdır. Pankreas iç dış salgı yapan karma bir bezdir. Pankreasın sindirimle ilgili olan salgıları bir kanalla ‘water kanalcığına’ ve oradan da 12 parmak bağırsağına dökülür. Sağlıklı bir insan ortalama 1-1,5 litre pankreas özsuyu salgılar. Pankreasın bu dış salgısı içinde ‘tripsinojen, kimotrip- sin, amilaz ve lipaz’ gibi enzimler bulunur. Pankreas salgısı PH değeri 8.5 olan bir sıvıdır. Bu sıvı mideden gelen asitli maddelerin nötrleşmesini sağlar. Pankreas ve bağırsaktan salgılanan enzimler asitlik ortamda etkili değildir.
Pankreasta özelleşmiş bir dokun olan ‘langerhans odağı’ bu bezin iç salgı yapan kısmını meydana getirir. Buradan salgılanan ‘insülin ve glikojen’ gibi hormonları doğrudan kana verir ve kandaki kan şekerinin düzenlenmesinde görev alır.
KARACİĞER:
Karaciğer ağırlığı 2 kg. kadar vücudumuzun en büyük organıdır. Karın boşluğunun sağında yer alır. Üst kısmı kubbe şeklinde diyafram tarafındadır. Alt yüzü ise çukurlaşmış ve mide bu çukura yerleşmiştir. Erkeklerde biraz ağır, kadınlarda az hafiftir.
Karaciğerin üzerinde bağ dokusundan yapılmış ‘glisson kapsülü’ ile örtülüdür. Glisson kapsülünün üzerinde karın zarı (periton) sarar.
Karaciğer lob adı verilen bölmelerden oluşur. Ortasındaki boşluktan bağırsaklardan gelen kapı toplar damarı ile aorttan karaciğer atar damarı girer. Loblar çok küçük yapılı olan lobcuklara ayrılır. Lobcuklar karaciğerin temel yapı birimleridir. Karaciğerdeki olayların hemen hepsi lobcuklar içinde meydana gelir. Karaciğer lobcuklarında üretilen safra suyu karaciğer sağ lobunun alt yüzeyindeki safra kesesinde toplanır. Safra suyunun bir kısmı da koledok kanalıyla water kanalcığıyla 12 parmak bağırsağına dökülür.
Safra suyunda kolesterol, yağ asitleri,safra pigmentleri,safra tuzları bulunur. Safra pigmentinden dolayı safra suyu çeşitli hayvan türlerinde sarı, yeşil, portakal rengi olabilir.
Bu pigmentler bağırsaklar içinde ilerleyen dışkıya renk verirler. Safra suyunun azalması tuzların azalması ve kolesterolün çökmesi safra taşlarının oluşumuna neden olur.
Eğer safra kesesi kanalı oluşabilecek safra taşları tarafından tıkanırsa safra suyu 12 parmak bağırsağına dökülemez. Safra suyu kesesindeki pigmentler kana geçerek kanın ve derinin rengini sarıya çevirirler. Buna ‘sarılık’ denir.
Karaciğere başlıca iki kaynaktan kan gelir. Birincisi dalak ve sindirim kanalıdır. Burada alınan kan, bir toplardamar vasıtasıyla karaciğere götürülür. İkinci kaynak ise aorttur. Aorttan gelen kan karaciğer atardamarı yolu ile karaciğere ulaşır.
Karaciğer boşluklarına sinüs adı verilir. Karaciğer hücreleri, safra kanalcıkları ve sinüsler yakın ilişki içindedir. Bu sayede besleyici maddelerin kandan karaciğer hücrelerine ve metabolik ürünlerinde karaciğer hücrelerinden kana kolayca verilmesini sağlar.
Sinüslerin çeperlerinde alyuvarları yapan retikülo-endotel hücreleri ile ömrünü tamamlamış alyuvarları yiyen ve parçalayan ‘kupfer hücreleri’ vardır.
Safra suyu yağların küçük damlacıklara ayrılmasını böylece sindirilmelerini kolaylaştırmayı kokuşmayı ve zararlı bakterilerin üremesini engelleyici etkide yapar.
KARACİĞERİN GÖREVLERİ :
1. KH metabolizması
2. yağ metabolizması
3. protein metabolizması
4. NH3 üreye çevrilmesi
5. Trambjen yapımı
6. Yaşlı alyuvarların parçalanması
7. Vitamin depolamak
8. Zaralı maddeleri zararsız hale getirmek
9. Öd (safra) yapma
10. Kan şekerini düzenlemek
11. Vücut ısısını ve basıncını düzenleme
SAFRA SUYUNUN GÖREVLERİ:
1.Pankreas ve bağırsak enzimlerini çalışabilmeleri şekilde ortamı bazikleştirmek.
2.Safra tuzları,sindirilmiş yağların ve yağda çözülen (ADEK) vitaminlerinin emilmesinde önemli rol oynar.
3. Büyük yağ kümelerini küçük yağ damlacıklarına çevirir.(Fiziksel etki).Böylece en- zimler,n yağları etkileme yüzeyini artırır.
4. Antiseptik özelliği ile Zaralı bakterileri öldürür.
SİLENTİUM EST AURUM