Kulak Hastalıkları ve Sağırlık
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.
Kulağı etkileyen birçok hastalık vardır. Örneğin bakterilerden ileri gelen kulak iltihabı (otii)genellikle ortakulak boşluğunda sıvı toplanmasına yol açar. Bu sıvı kulak zarına basınç yaparak zarın serbestçe titreşmesini engeller. Çok şiddetli bir kulak ağrısı ve işitme güçlüğüyle ortaya çıkan kulak iltihapları antibiyotiklerle tedavi edilebilir.
Meniere hastalığında kulaktaki denge organı bilinmeyen nedenlerle şişer ve görevini yapamayacak duruma gelir. Baş dönmesi, kulak çınlaması ve bulantı nedeniyle kendini çok kötü hisseden hasta sürekli yatmak zorundadır. Hastalık giderek ağırlaşır ve geçici işitme yitimi zamanla kalıcı bir sağırlığa dönüşür. İlaç tedavisinin tek yararı belirtileri hafifleterek hastayı rahatlatmasıdır. Sağırlıkterimi tıpta, hafif işitme yitiminden hiç ses duymama eşiğine (tam ya da mutlak sağırlık) kadar uzanan bütün işitme sorunlarını tanımlamak için kullanılır. Geçici işitme yitimi, mikropların neden olduğu kulak iltihaplarından başlayarak pek çok kulak hastalığının ortak belirtisidir. Ayrıca dışkulak yolunun kulak kiriyle dolarak tıkanması da geçici işitme yitimine yol açar. Bunun nedeni ya kulak kiri salgısının gereğinden fazla olması ya da dışarı atılamayan bu mumsu maddenin havayla sertleşerek bir tıkaca dönüşmesidir. Kirleri temizlemeye çalışırken kulak zarını örseleme tehlikesi olduğundan, bu tıkacın yalnızca doktor tarafından ılık su püskürtülerek çıkarılması gerekir.
Kalıcı sağırlıklar doğuştan ya da sonradan olabilir. Doğuştan sağırlığın nedeni ya kalıtsal etkenler yada gebelik sırasında annenin geçirdiği bazı hastalıklardır. Ayrıca gebelikte kullanılan bazı ilaçlar da çocukta sağırlığa yol açabilir. Çocuklar duydukları sesleri taklit ederek konuşmayı öğrendikleri için, doğuştan sağır olanlar doğal olarak konuşmayı öğrenemezler.
Ses organlarında bozukluk olmadığı halde ancak anlaşılmaz sesler çıkarabilirler. Bu nedenle doğuştan sağır olanlara "sağır dilsiz" denir. Sonradan ortaya çıkan işitme yitiminin başlıca nedenleri kazalar, mikroplu hastalıklar ve sürekli olarak çok şiddetli bir gürültü ya da sesle karşı karşıya kalmaktır. Sağırlık aslında insan kulağının işitebileceği frekans aralığındaki bütün seslerin duyulmasını engellemez. Kulak bazı frekanstaki sesleri normal olarak duyarken başka frekanstaki seslere tümüyle sağırdır.
İleri derecede sağır olan çocuklara, çevreleriyle iletişim kurma sorunlarına yardımcı olmak amacıyla özel eğitim uygulanır. Bu eğitimin temeli "dudaktan okuma" yöntemidir. Çocuk, öğretmeninin dudak hareketlerini dikkatle izleyerek onun çıkardığı sesleri çıkarmaya çalışır. Pille işleyen güçlü işitme aygıtları da işitme özürlülerin en büyük yardımcısıdır. İşitme güçlüğü daha hafif olan çocuklar, ayrıca desteklenmeleri koşuluyla normal okullarda eğitim görebilirler.
Doğuştan sağır çocukların çoğu, zihinsel özürlü olmadıkları halde, iletişim kurma ve öğrenme güçlüğü nedeniyle eğitimde başarılı olamayabilir. Kullanılan aygıtlara ve eğitim yöntemlerindeki büyük gelişmelere karşın bazı çocuklar konuşmayı ve dudaktan okumayı öğrenemez. Bazıları da parmaklarını kullanarak özel bir işaret diliyle iletişim kurmaya çalışır. Genellikle bir başka işitme özürlüden öğrenilen bu işaret dilinde alfabenin her harfi elin ve parmakların çeşitli hareketleriyle belirtilir. Ayrıca bazı sözcüklere ve cümleciklere karşılık düşen belirli hareketler vardır. Doğal olarak her ülkede kendi dilinin özelliklerine uygun ayrı bir işaret dili benimsenmiştir. İşaret dili aracılığıyla sağırlarla hızlı "konuşabilmek" için çok alıştırma yapmak gerekir. Ayrıca işitme özürlülerin çoğu kısa ve basit mesajlarla yazılı iletişim kurabilir.
Yaşlılıktan ileri gelen işitme yitiminde de birçok insana yardımcı olan işitme aygıtları, 19. yüzyılda kullanılan basit kulak borularından bugünün elektronik düzeneklerine ulaşıncaya kadar çok büyük bir gelişme göstermiştir. Bu aygıtlardan bazıları kulak arkasına sığacak kadar küçüktür ve tırnak büyüklüğündeki pillerle çalışır. İşitme aygıtlarının özel bir türü de, dışkulak ve ortakulak sorunu olanlarda kullanılan kemik iletisi aygıtlarıdır. Bu aygıtlar ses titreşimlerini kulağın tam arkasındaki kemik çıkıntısına iletir. Bu kemik aracılığıyla içkulağa geçen titreşimler buradaki sıvı ve sinir uçlarınca alınarak beyne gönderilir.
Doğuştan sağır dilsiz olmanın getirdiği güçlükleri yenerek verimli bir yaşam süren pek çok insan vardır. ABD'li Helen Kellerin öyküsü bu çabanın en anlamlı örneklerinden biridir.
Ayrıca Bknz
Protez Kulak (Yeniden Kulak Oluşturma)
Sponsorlu Bağlantılar
Kulağı etkileyen birçok hastalık vardır. Örneğin bakterilerden ileri gelen kulak iltihabı (otii)genellikle ortakulak boşluğunda sıvı toplanmasına yol açar. Bu sıvı kulak zarına basınç yaparak zarın serbestçe titreşmesini engeller. Çok şiddetli bir kulak ağrısı ve işitme güçlüğüyle ortaya çıkan kulak iltihapları antibiyotiklerle tedavi edilebilir.
Meniere hastalığında kulaktaki denge organı bilinmeyen nedenlerle şişer ve görevini yapamayacak duruma gelir. Baş dönmesi, kulak çınlaması ve bulantı nedeniyle kendini çok kötü hisseden hasta sürekli yatmak zorundadır. Hastalık giderek ağırlaşır ve geçici işitme yitimi zamanla kalıcı bir sağırlığa dönüşür. İlaç tedavisinin tek yararı belirtileri hafifleterek hastayı rahatlatmasıdır. Sağırlıkterimi tıpta, hafif işitme yitiminden hiç ses duymama eşiğine (tam ya da mutlak sağırlık) kadar uzanan bütün işitme sorunlarını tanımlamak için kullanılır. Geçici işitme yitimi, mikropların neden olduğu kulak iltihaplarından başlayarak pek çok kulak hastalığının ortak belirtisidir. Ayrıca dışkulak yolunun kulak kiriyle dolarak tıkanması da geçici işitme yitimine yol açar. Bunun nedeni ya kulak kiri salgısının gereğinden fazla olması ya da dışarı atılamayan bu mumsu maddenin havayla sertleşerek bir tıkaca dönüşmesidir. Kirleri temizlemeye çalışırken kulak zarını örseleme tehlikesi olduğundan, bu tıkacın yalnızca doktor tarafından ılık su püskürtülerek çıkarılması gerekir.
Kalıcı sağırlıklar doğuştan ya da sonradan olabilir. Doğuştan sağırlığın nedeni ya kalıtsal etkenler yada gebelik sırasında annenin geçirdiği bazı hastalıklardır. Ayrıca gebelikte kullanılan bazı ilaçlar da çocukta sağırlığa yol açabilir. Çocuklar duydukları sesleri taklit ederek konuşmayı öğrendikleri için, doğuştan sağır olanlar doğal olarak konuşmayı öğrenemezler.
Ses organlarında bozukluk olmadığı halde ancak anlaşılmaz sesler çıkarabilirler. Bu nedenle doğuştan sağır olanlara "sağır dilsiz" denir. Sonradan ortaya çıkan işitme yitiminin başlıca nedenleri kazalar, mikroplu hastalıklar ve sürekli olarak çok şiddetli bir gürültü ya da sesle karşı karşıya kalmaktır. Sağırlık aslında insan kulağının işitebileceği frekans aralığındaki bütün seslerin duyulmasını engellemez. Kulak bazı frekanstaki sesleri normal olarak duyarken başka frekanstaki seslere tümüyle sağırdır.
İleri derecede sağır olan çocuklara, çevreleriyle iletişim kurma sorunlarına yardımcı olmak amacıyla özel eğitim uygulanır. Bu eğitimin temeli "dudaktan okuma" yöntemidir. Çocuk, öğretmeninin dudak hareketlerini dikkatle izleyerek onun çıkardığı sesleri çıkarmaya çalışır. Pille işleyen güçlü işitme aygıtları da işitme özürlülerin en büyük yardımcısıdır. İşitme güçlüğü daha hafif olan çocuklar, ayrıca desteklenmeleri koşuluyla normal okullarda eğitim görebilirler.
Doğuştan sağır çocukların çoğu, zihinsel özürlü olmadıkları halde, iletişim kurma ve öğrenme güçlüğü nedeniyle eğitimde başarılı olamayabilir. Kullanılan aygıtlara ve eğitim yöntemlerindeki büyük gelişmelere karşın bazı çocuklar konuşmayı ve dudaktan okumayı öğrenemez. Bazıları da parmaklarını kullanarak özel bir işaret diliyle iletişim kurmaya çalışır. Genellikle bir başka işitme özürlüden öğrenilen bu işaret dilinde alfabenin her harfi elin ve parmakların çeşitli hareketleriyle belirtilir. Ayrıca bazı sözcüklere ve cümleciklere karşılık düşen belirli hareketler vardır. Doğal olarak her ülkede kendi dilinin özelliklerine uygun ayrı bir işaret dili benimsenmiştir. İşaret dili aracılığıyla sağırlarla hızlı "konuşabilmek" için çok alıştırma yapmak gerekir. Ayrıca işitme özürlülerin çoğu kısa ve basit mesajlarla yazılı iletişim kurabilir.
Yaşlılıktan ileri gelen işitme yitiminde de birçok insana yardımcı olan işitme aygıtları, 19. yüzyılda kullanılan basit kulak borularından bugünün elektronik düzeneklerine ulaşıncaya kadar çok büyük bir gelişme göstermiştir. Bu aygıtlardan bazıları kulak arkasına sığacak kadar küçüktür ve tırnak büyüklüğündeki pillerle çalışır. İşitme aygıtlarının özel bir türü de, dışkulak ve ortakulak sorunu olanlarda kullanılan kemik iletisi aygıtlarıdır. Bu aygıtlar ses titreşimlerini kulağın tam arkasındaki kemik çıkıntısına iletir. Bu kemik aracılığıyla içkulağa geçen titreşimler buradaki sıvı ve sinir uçlarınca alınarak beyne gönderilir.
Doğuştan sağır dilsiz olmanın getirdiği güçlükleri yenerek verimli bir yaşam süren pek çok insan vardır. ABD'li Helen Kellerin öyküsü bu çabanın en anlamlı örneklerinden biridir.
Ayrıca Bknz
Protez Kulak (Yeniden Kulak Oluşturma)
Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
Son düzenleyen asla_asla_deme; 15 Haziran 2010 14:37