Arama

Serebral (palsi) Paralizi (SP)

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 28 Haziran 2016 Gösterim: 22.035 Cevap: 4
Pasakli_Prenses - avatarı
Pasakli_Prenses
Ziyaretçi
8 Ocak 2009       Mesaj #1
Pasakli_Prenses - avatarı
Ziyaretçi

Serebral (palsi) Paralizi (SP)


MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Serebral Paralizi (Beyin Felci) nedir?


Serebral Paralizi'nin (SP) literatürde bir çok tanımı vardır. Ancak çok genel anlamıyla bir tanım yapacak olursak, doğum öncesi, doğum sırasında ya da doğum sonrası herhangi bir nedenle beynin hasar görmesi sonucu oluşan motor (ve bazı durumlarda mental) bozukluktur. SP adale tonusunda bozukluk, anormal postür (duruş bozukluğu) ve bozuk hareket görünümüyle karşımıza çıkar.
SP gelişimsel bir bozukluktur. Motor fonksiyonlarda bozukluğun yanında, duyu bozukluğu (sensory disfonksiyon), nistagmus, strabismus (gözde kayma, titreme gibi bozukluklar), zeka geriliği (mental retardasyon), davranış bozuklukları, öğrenme güçlükleri, dil-konuşma bozuklukları ve ağız-diş problemleri de görülebilir.
SP'nin tanımı ve tedavisinde önemli bir araştırmacı fizyoterapist olan Bobath, SP'yi "henüz gelişmemiş beyinde ortaya çıkan lezyonun santral (merkezi) sinir sistemi oluşumunu etkilemesi" olarak tanımlamaktadır.
Beyinde motor bölgenin (kol-bacakların tam kullanımı, yürüme, yemek yeme, merdiven çıkma gibi günlük yaşamı sürdürmeye yarayan hareket yeteneğini sağlayan beyin bölgesi) gelişimi 7-8 yaşlarında tamamlanır. Hamilelik döneminin başlangıcından 7-8 yaşlarına kadar beyinde oluşabilecek herhangi bir problem bu bölgenin fonksiyon bozukluğu olarak karşımıza çıkar. Ortaya çıkan tablo ise Serebral Paralizi olarak adlandırılır
Ad:  sp.jpg
Gösterim: 4602
Boyut:  54.8 KB

SP'de beyin hasarı ilerleyici değildir. Fakat ortaya çıkan sorun ömür boyu devam eder.
SP'nin görülme sıklığı hakkında çok net bilgiler olmamakla birlikte, ABD'de ölçülen oranlar dünya geneli için bir kıyaslama olanağı verebilir; Amerika Serebral Paralizi Derneği'nin verilerine göre, ABD'de toplam nüfusun % 0.2'si (1000'de 2) SP'li. Buna göre ABD'de yaklaşık 1.000.000 SP'li var. Bu rakama her yıl 5000-7000 bebek ekleniyor. Ülkemizde ise bu konuda yeterli ve güvenilir bir istatistik olmamakla birlikte, toplam nüfus içerisindeki SP'li oranının %o 1.66 (600'de 1) olduğu tahmin edilmektedir. Buna göre Türkiye'de yaklaşık 700.000 SP'li bulunmaktadır.

Türkiye'de oranların fazla olması akraba evlilikleri, hamilelik döneminde geçirilen hastalıkların fazla olması ve bakım şartlarının yetersizliği, doğum şartlarının olumsuzluğu, bebek bakım hizmetlerinin yetersizliği, ilk çocukluk yıllarında bebeklerde bulaşıcı ve ateşli hastalıkların fazlalığı ve beslenme yetersizliği gibi nedenlere bağlanmaktadır.
SP nasıl erken teşhis edilebilir?
SP’li vakalarda fizik tedavi ve rehabilitasyonun başarısı için erken teşhis çok önemlidir. Aileler bebeğin gelişiminde en ufak bir gecikme ya da sapma gördüğünde, ya da aşağıdaki belirtileri gözledikleri durumda derhal doktora başvurmalıdırlar.

SP’nin habercisi olabilecek erken belirtiler:


1 aylık bebekte;
Sürekli ağlama
Emme bozukluğu
Israrlı ve sürekli kusma
Çevresinden gelen uyarılara cevap vermeme
Havale (Konvülzyon)
2 aylık bebekte (yukarıdakilere ek olarak);
Bulunması gereken reflekslerin kaybı
Kaslarda aşırı sertlik ya da gevşeklik
3 aylık bebekte;
Gözde kayma, titreme
Bebeğin sırtüstü, baş ve topuklar üzerinde yay gibi sert bir şekilde durması
Bebeğin gülmemesi, annenin yüzüne bakmaması
4 aylık bebekte;
Baş kontrolünün olmaması
Gözde odaklaşmanın sağlanamaması
Elin ya da ellerin beş parmak içte kalacak şekilde yumruk halinde tutulması
Kaybolması gereken reflekslerin devam etmesi
8 aylık bebekte;
Dönme ve oturma aktivitelerinin olmaması
El-göz koordinasyonunun yokluğu
Tekme atarken iki bacağın da itilmesi
Bebeğin bacaklarını uzatarak oturduğu pozisyonda vücudunun öne eğilmesi, bacakların birbiri üzerine binmesi
10 aylık bebekte;
Emeklemenin olmaması ya da her iki ayağın birden çekilerek, sıçrar tarzda emekleme
Ayağa kalkmada zorluk
İsmi ile çağrılınca tepki vermemesi
Ağızdan salya akması
Verilen yiyeceği ağzına almaması ya da ağzına götürememesi
1 yaşındaki bebekte;
Tutunarak yürüyememesi
Parmak ucuna basarak yürüme
SP’ye yol açan nedenler

Doğum öncesi, doğum sırasında ve doğum sonrası nedenleri şu şekilde sıralanabilir:


Doğum öncesi nedenler:
Genetik durumlar
Hamilelik döneminde geçirilen enfeksiyonlar (Rubella, herpes).
Fetal anoksi (Bebeğin anne karnında oksijensiz kalması; beyin kanamasına neden olur.)
Plasentanın gelişim bozukluğu ya da erken ayrılması
Rh uyuşmazlığı (eritroblasis fetalis, hemolitik anemi, hiperbilurunemi) Metabolik hastalıklar (diabetes mellitus, hamilelik toksemisi)
Gelişimsel bozukluklar (vasküler ya da iskelet yapıda)
Beslenme bozuklukları, sigara, alkol ya da madde bağımlılığı
Annenin enzim veya L-Dopa tedavisi görmesi
Akraba evlilikleri
Annenin aldığı ilaçlar (Zorunlu hallerde, doktor kontrolü dışındakiler)
Hamileliğin erken döneminde geçirilen tıbbi müdahaleler

Doğum sırasında oluşan nedenler:


Zor doğum (Anoksi), plasentanın erken ayrılması, plasenta previa, uzayan doğum.
İlaç sedasyonuna bağlı asfiksi nedeniyle beyin kan damarlarında kompresyon ve yırtılma
Prematüre (erken doğum), postmatüre (geç doğum)
Kordon komplikasyonları
Geliş anomalileri (makat doğum, ayaktan geliş)
Forseps ya da vakumla doğum
Doğum sonrası (post-natal) nedenler:
Düşük doğum kilosu
Vasküler hadiseler ve intrakranial hemoraji
Kafa travması
Ensefelopati
Toksik durumlar
Kardiak arreste (kalp durmasına) bağlı anoksi
Nöbetler (Konvülzyon, epilepsi)
Tümör
Viral ve bakteriyal beyin enfeksiyonları
Sarılık (Hiperbilirunemi)
Menenjit

SP'li çocuğun tedavi ve rehabilitasyonu


SP, tıbbi ve medikal yaklaşım(1) ve rehabilitasyon yaklaşımı(2) olarak iki yönlü ele alınmalıdır.
Tıbbi ve medikal yaklaşım:
Teşhisle başlar. SP teşhisi Pediatrik Nörolog başta olmak üzere, ilgili hekimler tarafından konulur. Teşhiste yardımcı olmak üzere EEG (Elektro Ensefalografi), EMG (Elektro Myografi), SEP (Somatosensoryel Evok Potansiyel), VEP (Visuel Evok Potansiyel), MR (Magnetik Rezonans) gibi ileri tetkiklerden yararlanılabilir.
SP'li hastada direk SP'ye yönelik etkin bir ilaç yoktur. Ancak hastalıkla seyreden konvülzyon (havaleler) ve epilepsi için yaygın şekilde ilaç kullanılmaktadır. Bunun yanında kaslardaki aşırı sertliği önlemek için de bazı ilaçlar kullanılmaktadır.

Rehabilitasyon yaklaşımları:


SP'li çocukta bir çok sorun bir araya gelerek aile ve çocuk için yaşamı güçleştirir. Bu nedenle problemlerin iyi bir şekilde tanımlanması çok önemlidir. Ancak bilimsel ve bilinçli yaklaşım SP'li çocuğun daha bağımsız bir yaşama kavuşmasını sağlayabilir. SP'li çocuğun klinik tablosu, SP'nin nedenine, lezyonun şiddetine, şekline ve diğer komplikasyonların olup olmadığına bağlı olarak çocuktan çocuğa farklılık gösterir. Bu nedenle her çocuğun tedavi ve rehabilitasyon programı farklılıklar içerir. SP'li çocuklarda görülen problemlerin en aza indirilmesi ve onların topluma kazandırılması çok yönlü bir rehabilitasyon programıyla sağlanabilir. Ailenin eğitiminden, çocuğun fiziksel çevresinin düzenlenmesine kadar bir dizi sorun hesaba katılmak ve rehabilitasyonun alanı içine dahil edilmek zorundadır.

SP'li çocukta rehabilitasyonun amaçları:


Çocuklarda görülen hareket bozukluklarını en aza indirmek.
Oluşabilecek kas-iskelet sistemi bozukluklarını önlemek, postür bozukluklarının oluşmasını engellemek
Günlük yaşam aktivitelerinde bağımsız davranabilmeyi sağlamak
Yardımcı araç, gereç ve cihazları belirlemek
Eğer SP tablosuna eşlik eden, görme, işitme, konuşma ve zeka problemleri varsa bunların en aza indirilmesini sağlamak
Aile eğitimi vermek ve SP'li çocuğun eğitimi konusunda aileye yol göstermek
SP'li çocuğun yaşayacağı mekanların düzenlemesine yapmak

Rehabilitasyon Ekibi:


Fizik ve tedavi ve Rehabilitasyonun her alanında olduğu gibi, SP'li çocukların rehabilitasyonu da bir ekip tarafından yürütülür.
Bir SP rehabilitasyon ekibinde şu uzmanlar yer alır;
Doktor (Pediatrik Nörolog, Ortopedist, Pediatrik Cerrah, Çocuk Psikiatristi, Beyin Cerrahı, Kulak Burun Boğaz Uzmanı.... Hastalığın klinik yapısına göre bunlardan biri ya da bir kaçı)
Fizyoterapist
İş-Meşguliyet Terapisti
İşitme-Konuşma Terapisti
Psikolog
Çocuk Gelişim Uzmanı
Odyolog
Özel Eğitim Uzmanı

SP'li çocuklarda Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon asıl olarak Fizyoterapist, İş-Meşguliyet Terapisti ve İşitme-Konuşma Terapisti tarafından yürütülür. Yapılan bir çok araştırmaya göre SP tedavi ve rehabilitasyonunun 1 yaşından önceki dönemlerde başlamasının sonuç alınmasını kolaylaştırmaktadır.
SP rehabilitasyonuna erken dönemde başlanması SP'li çocukta anormal kas tonusunun düzenlenmesi, normal motor gelişimin sağlanmasını kolaylaştıracak kas yapısındaki bozukluk nedeniyle oluşabilecek postür bozukluğu önlenebilecek ve çocuğun fonksiyonel olarak bağımsızlığı sağlanacaktır.

SP'de rehabilitasyon programı;


Egzersiz tedavisi Ortez (cihaz) uygulamaları
Ev programı ve aile eğitimi
El-göz koordinasyonu sağlanması
Uygun yardımcı araç gerecin belirlenmesi
İşitme-konuşma terapisi
Yemek yeme, giyinme oyun aktiviteleri gibi aktivitelerin eğitimini içerir.
Tüm bu uygulamalar, özellikle egzersiz uygulamaları deneyimli fizyoterapistler tarafından yapılmalıdır. Bilinmesi gereken en önemli şey SP tedavi ve rehabilitasyonunun çok uzun süren bir süreç olduğudur. Bebeğin büyümesiyle birlikte rehabilitasyon uygulamaları da devam eder. Rehabilitasyon çocuk bağımsız (ya da en az bağımlılıkla) yaşama yetisini kazanana kadar devam etmelidir.

Rehabilitasyon sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar şunlardır;


Egzersizler aile tarafından öğrenilmeli ve evde tekrar edilmelidir.
Egzersizler çok uzun ve sıkıcı olmamalıdır.
Oyun aktiviteleri ile birleştirilerek yaptırılmalıdır.
SP'li çocuklarda mental ve duyusal engeller yüzünden genellikle yetersiz olan iletişim kurma yeteneğini arttırmak için sesli ve renkli oyuncaklar ya da objeler kullanılmalıdır.
SP'li çocuğun kontrolü en az 3 ay aralıklarla, pediatrik nörolog, pediatrist, gerekirse ihtiyaç duyulan uzmanlık alanlarındaki hekimler, fizyoterapist, iş-meşguliyet terapisti, odyolog, çocuk gelişim uzmanı ve psikolog tarafından yapılmalıdır.
Normal çocuk gelişimi izlenerek, SP'li çocuğun bu gelişimi yakalaması için ailenin çaba göstermesi gerekir. Ancak SP'li bir çocuğun sınırlılıkları iyi bilinmeli, normal bir çocukla kıyaslanmamalıdır. Fakat SP'li çocukta gelişimi sağlayabilmek için de erken yaşlardan başlayarak dil ve sosyal gelişim üzerinde durulmalıdır.
SP'li bebeklerin taşınması terapistin gösterdiği şekilde destekli ve çevre iletişimini sağlayacak şekilde yapılmalıdır. Oturma, emekleme, ayakta durma gibi motor gelişim aşamaları terapistin uygun gördüğü zamanlarda başlatılmalıdır. SP'li çocuğun beslenmesi sırasında uygun oturma ortezleri (yardımcı cihazlar) ve destekli sandalye kullanılmalıdır. SP'li çocuğun etkilenme tipine göre beslenme şekli ve tipi de değişecektir. Bu konuda bir diyetisyenden bilgi alınmalıdır. Beslenme sürece sıvı yiyeceklerden katı yiyeceklere doğru ilerlemeli, beslenme pozisyonları terapistten uygulamalı olarak öğrenilmelidir. SP'li çocuk mümkün olduğunca uygun bir kaşık ile beslenmelidir. Okul çağına gelen çocuklar fiziksel özürlerine rağmen özel bir eğitim kurumunda eğitime başlatılmalıdır. Zeka problemi, algılama problemi olan çocukların eğitimi için özel eğitim uzmanlarının yardımı şarttır. Yürümeye başlayacak SP'li çocuklarda ayakkabı ve gerekiyorsa yürüme cihazının tipine karar vermek önemlidir. Bu seçim fizyoterapist kontrolünde yapılmalıdır.
SP'li çocuklarda değişik psikolojik bozukluklar oluşabilir. Aile ve çevreyle uyumda zorlanan çocuklar için psikologlardan yardım alınmalıdır.
SP'li çocukların evde sürekli bakıcılar ya da ebeveynlerle kalmaları doğru değildir. Normal çocuklarla da iletişim kurabileceği ortamlar yaratılmalıdır. Havale (konvülzyon) geçiren çocuklar için muhakkak pediatrik nöroloğo başvurulmalıdır.
SP'li çocuklar da diğer çocuklar gibi bir çok ihtiyacı olan çocuklardır. Ayrıca çoğu SP'li çocuk diğer çocuklar gibi gelişebilir. SP'li çocuklar aşırı koruma altına alınmamalı ve yapabilecekleri aktivitelere fırsat tanınmalıdır.
SP fiziksel bir özürdür. Az oranda zeka yetersizlikleri, görme, konuşma, işitme ve algı bozuklukları fiziksel özüre eşlik etse de ilerleyici değildir. Bilinçli bir yaklaşım ve etkili rehabilitasyon ile yetersizlikleri en aza indirmek mümkündür.

Yard. Doç. Dr. Mintaze Kerem,
Fizyoterapist
Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksek Okulu Öğretim Üyesi
Son düzenleyen perlina; 28 Haziran 2016 17:31
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
15 Temmuz 2009       Mesaj #2
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi

Serebral Palsi



Sponsorlu Bağlantılar
Serebral Palsi, vücut hareketlerinin kontrol edilmesini etkileyen bir grup bozukluğa verilen addır. Serebral Palsili birey beynindeki hasara bağlı olarak vücudundaki bazı kasları normal olarak kullanamaz; çocukluğunda yürümek, konuşmak, yemek yemek ve oyun oynamak gibi konularda diğer çocuklar gibi hareket edemeyebilirler. Serebral Palsi, ilerleyici bir hastalık değildir, bu yüzden bu çocukların yaşam süresi normaldir. Hayatın ilk yıllarında ortaya çıkar ve genellikle zaman içerisinde değişmez veya daha kötüye gitmez, ancak kalıcıdır. Beyin gelişimi hamileliğin erken dönemlerinde başlar ve çocuklukta da devam eder. Hayatın ilk 3 yılında beyne zarar veren herhangi bir olay sonucunda Serebral Palsi oluşabilir.

Doğum öncesinde, doğum sırasında veya hayatın ilk yıllarında beyindeki bir gelişme bozukluğu, travma, enfeksiyon veya anoksi (beynin oksijensiz kalması) nedeniyle gelişebilir. Serebral Palsili çocuklarda beynin hasar gören bölümüne göre spastik çocuklarda kaslarda sertlik veya kasılmalar, istemsiz hareketler, yürüme ve koşma gibi kaba motor hareketlerde zorluk, algılama zorluğu ve yazı yazma veya düğme ilikleme gibi ince motor hareketlerde zorluk gibi bulgulara rastlanabilir. Bunlar beslenme, solunum, idrar-dışkı kontrolünde problemler, öğrenme güçlükleri, gelişme geriliği veya havale geçirme gibi ek sorunlara neden olabilir. Bu çocuklar, zaman içinde daha iyi duruma gelebilir veya gelişebilecek ek sorunlar nedeni ile daha kötüye gidiyor gibi görünebilir. Olumsuzlukları engellemek ve yaşam kalitelerini artırmak için mümkün olduğunca erken yaşta tedaviye başlamak gereklidir.

Tipleri


Etkilenen kol ve bacak sayısına göre ;
Hemipleji: Vücudun bir kısmı etkilenir.
Dipleji: Bacaklar kollardan daha fazla etkilenir.
Kuadripleji (tetrapleji): 2 kol ve 2 bacak etkilenir.

Hareket bozukluğuna göre ;


Spastik serebral palsi: Spastik kaslar serttir ve gerilmeye karşı direnç gösterirler. Kas grupları aynı anda kasılırlar ve etkin hareketi engellerler.
Ataksik serebral palsi: Denge bozuk olur ve yürüme bozukluğu görülür.
Atetoid serebral palsi: Hareketle birlikte artan istemsiz hareketler vardır. Genelde konuşma bozukluğu da görülür.

Oluş Nedenleri


Doğum öncesinde Serebral Palsiye neden olabilecek birçok durum vardır: herediter, bebeğin anne karnında geçirdiği önemli infeksiyonlar, çoğul gebelikler, plasenta sorunları, genetik bazı hastalıklar ve kromozom bozuklukları, annenin beslenme bozukluğu, annenin hamilelikte sigara ve alkol alışkanlıkları, kan uyuşmazlığı, anne karnındaki bebekte beyin kanaması oluşması, annenin hipertansiyonu, radyasyona maruz kalması, şeker hastalığı.

Doğum sırasında oluşan nedenler şunlardır: zor ve uzun doğum veya erken doğum, bebeğin anormal gelişi, kordon dolanması, kordonun kısa veya uzun olması, doğumdan hemen sonra solunumun yeterli olmaması. Doğum sonrası beyne zarar verebilen durumlar ise şunlardır: kalp ve akciğer anomalileri, menenjit (beyin zarlarının iltihabı), ansefalit (beynin iltihabı) gibi enfeksiyonlar, kafa travması, beyin kanamaları, zehirlenme, bebeğin kötü beslenmesi, boğulma ve beynin kaza, düşme gibi nedenlerle yaralanması, hipoglisemi (bebeğin kan şekerinin düşmesi), ağır sarılık, prematürelik.


Tedavi


Serebral palsinin destek tedavisi; eğitim, fizik tedavi, cerrahi tedavi, ilaç tedavisi ve serebral palsi nedeniyle gelişen sorunların tedavisi olmak üzere beş bölümden oluşur. Serebral Palsili çocuğun yaşamını güçleştirebilecek birçok sorunla karşılaşacağı düşünülürse, erken tanı, problemlerin tanımlanması ve aile ile işbirliği çok önemlidir. Bağımsız bir yaşam sürmeleri ve topluma kazandırılabilmeleri açısından çok yönlü bir eğitim programına gereksinimleri vardır. Bu eğitim programı serebral palsinin tipine, şiddetine ve başka hastalıkların olup olmadığına göre her çocuk için farklı olarak hazırlanır. Öncelikle günlük yaşam egzersizleri (beslenme, giyinme ve tuvalet eğitimi gibi) öğretilerek çocuğun kendi kendine yetebilmesi ve bağımsız bir yaşam sürmesi amaçlanır. Ayrıca işitme, konuşma, görme ve zeka ile ilgili sorunların olduğu durumlarda, bunların hayatına getireceği kısıtlılık en aza indirilmeye çalışılır. Aile, çocuğa karşı aşırı koruyucu bir tutum içinde olmanın sakıncaları hakkında eğitilmeli ve çocuğun yeteneklerinin geliştirilmesine yönelik yapabilecekleri yönünden yardım almalıdır. Fizyoterapide ise doğru hareketin öğretilmesi amaçlanır. İstenmeyen kasılmaları önlemek; doğru duruş şekillerini öğrenmesi, kendi vücudunu hissetmesi, ve normale yakın hareket özelliklerini kazanması v.b. açısından yararlıdır. Çocuğun fiziksel gelişiminde oyunun da önemli bir rolü vardır. Çocuğun oyundan alacağı zevk de düşünülürse, egzersizleri oyunla birleştirerek uygulamak daha yararlı hale gelir ve aileyle çocuğun iletişimini de arttırarak keyifli zaman geçirmelerini sağlar. Şekil bozukluğunu ve görünümü düzeltmek ve böylece çocuğun bağımsızlığını arttırmak amacı ile ortopedik cerrahi uygulanabilir. Operasyon için uygun yaşlar 5 ila 8 yaş arasıdır. Ayrıca kas gevşetici ilaçlar da bazen yararlı olabilir.

Serebral palsili çocuğun ve ailesinin; çocuk hekimi, fizyoterapist, nörolog ve psikolog gibi uzmanların oluşturduğu bir ekipten yardım alması en yararlı yöntemdir.
Son düzenleyen perlina; 28 Haziran 2016 11:28
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
2 Ekim 2009       Mesaj #3
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi

Serebral Palside fizyoterapi nasıl yapılır?



Bütün çocukların anneleri ile yakın ilişkiye ihtiyaçları vardır. Öğrenme doğum ile başlar. Öğrenme, anne ve bebek arasında göz ile ve yüz yüze ilişki kurarak başlar. Annenin yüz ifadesi çocukla yakın mesafedeki ilişkisi ve bu durumun günlük yaşantı içinde sık tekrarı, fizyoterapi egzersizleri, sesler ve deri teması ile birleşerek çocukta olumlu etkiler yaratır. Buna karşılık yeterince ilgilenilmeyen bir çocuk ise daha yavaş ve daha az öğrenecektir.

Çocuğun fiziksel gelişimi için önemli bir diğer faktör de oyundur. Oyun, çevreyi keşfetmede eğlenceli bir durum olarak ifade edilebilir. Oyun ilginç ve hoşlanılabilir ise, belirgin bir çaba olmaksızın aktif olarak düzenli bir şekilde devam eder. Çocuk için oyunun esası zevk verici olmasıdır. Bu zevk, hem anne-baba hem de çocuk için geçerlidir. Çocuk yetişkinlere gülüyor, heyecanlanıyorsa oynuyor ve öğreniyordur. Çocukla egzersiz yapmak da oyunlar ile birleşirse aile ve çocuk için zevkli saatler haline getirilebilir.

Çocuk ile egzersiz yaparken ne yapmak istediğinizi gösterdikten sonra beklemek, başarılı olduğu durumlarda memnuniyetinizi ifade etmek, desteğe ihtiyacı olan durumları önceden kestirerek yardımcı olmak onu olumlu etkiler ve çaba harcamasını arttırır. Anne-baba dereceli olarak yardımları azaltmalıdır.

Ailelerin Yapmaması Gereken Hareketler


Hareket problemi olan bebekleri erken aylarda ana kucağına oturtmak sakıncalıdır.
Yürüteç bu bebekler için hem tehlikelidir hem de hareketleri kısıtladığı için önerilmez. Ayrıca yürüteçte uzun süre durmak ayak bileklerinde gerginliği arttırmaya yol açacağından kullanılması uygun değildir. Aynı şekilde hoppala da zamanından önce ve yanlış yük verileceği için özellikle kalça ve ayak bileği eklemleri için zararlı olacaktır.
Oturma, yürüme gibi işlevlere zamanından önce teşvik etmek ileride ortopedik sorunlara yol açabileceğinden çocuğun fizyoterapistine danışmadan yapılmamalıdır.
Çocuk için yararlı olmayan hareketler ileri dönemlerde çocuğun hareketleri ve becerilerini olumsuz yönde etkiler, eklemlerde kısıtlılığa ve şekil bozukluklarına yol açabilir. Aileler mutlaka fizyoterapistlerinin önerilerine göre davranmalıdır.
Tavşan zıplaması, normal çocukların etrafta hareket etmek üzere kullandıkları bir yöntemdir. Bu hareket bazen serebral palsili çocuklar tarafından da kullanılabilmektedir. Ancak spastik çocuk için bu hareket zararlıdır. Spastik çocukta kalça, diz ve ayak bileğinde bükülmeye eğilimi arttırır, ortopedik bozukluklar, hatta ayakta durma ve yürümede güçlükler meydana getirebilir.

Normal bebek doğduğunda refleks yürüme vardır. Yenidoğanda ayaklardan birinin tabanı herhangi bir yüzeye dokunduğunda diğer bacak bükülür ve yürüme görüntüsü verir. Bu refleks yaklaşık 4 hafta devam eder, daha sonra devam etmesi normal değildir. Kollarının altından tutulan serebral palsili bir çocukta bu refleks kaybolmadığı için aileler yürüme hareketi olarak değerlendirirler. Halbuki bu hareket yenidoğan çocuğun reflekslerinden farksızdır. Çünkü normal çocuk yürümeye başlamadan önce, emniyetli olarak her iki ayağı üzerinde durmayı öğrenir.

Yararlı bir tedavi programı yanlış hareketlerden sakınarak ve bunların sebeplerini anlayarak gerçekleşir. Çocuğun nasıl tutulduğu çok önemlidir. Yanlış tutuş ile kasılma ya da istemsiz hareketler artabilir, anormal hareketler açığa çıkabilir

Duruş ve Harekete Yardımcı Araçlar


Hamaklar:
Hamak; şiddetli spastisitesi olan, özellikle sırtüstü yatırıldığında vücudu çok sertleşen, başını kaldıramayan veya çeviremeyen ve yüzükoyun yatırıldığında dönemeyen çocuklarda yararlı bir kullanım aracıdır.Hamağın çocuğun hoşuna gitmesinin yanı sıra diğer yararları, çocuğun omzunun öne gelmesini desteklemek, başın geriye düşmesini önlemek, başın vücudun orta hattında durmasını sağlamaktır. Çocuğu hamak içinde farklı yönlere sallamak, yuvarlanma, oturma, oyuncakla oynama gibi beceriler cesaretlendirir. Oyun ile kombine tedavi için iyi bir fırsattır. Çocuğun pozisyonu 45 dakikada bir değiştirilmelidir.

Ana kucağı:


Hamakla aynı amaçlarla kullanılabilir. Bacaklarda çaprazlama eğilimi olan çocuklarda kalça altına küçük bir yastık konarak kalçası yükseltilebilir. Gerekiyorsa bacakların arasına da bir yastık konarak bacakların çaprazlaması önlenebilir.
Ana kucağında iken çocukta düzgün olmayan duruş (asimetrik pozisyon) ve çaprazlama devam ediyorsa ana kucağı kullanılmamalıdır.

Ev İçi Önerilen Pozisyonlar


Kucakta
Yüzükoyun yatış pozisyonu: Düzgün (simetrik) yatış daha kolay sağlanır, başını daha rahat kaldırabilir, sırtı düzelir, kalça ve bacakları düzeltme daha kolaylaşır, bacakların birbirine yaklaşması ve çaprazlama en azdır.
Bu pozisyonda güçlük çeken çocuklarda göğüs altına rulo şeklindeki yastık ya da üçgen kama şeklindeki yastıklar konarak pozisyonu devam ettirmek daha kolaylaşır.

Bu pozisyonda oyun oynarken kalça ve ayaklar düzeltilmeli, bacaklar dışa dönük tutulmalıdır. Kolları ile uzanma, oyuncağı yakalama cesaretlendirilmelidir.


Serebral Palsi Rehabilitasyonunda Ortez Kullanımı


Ortez, spastik çocukta kol veya bacağı belirli pozisyonda tutmak için uygulanan cihazdır.

Amaç:


- İşlevi arttırmak
- Şekil bozukluğu oluşumunu engellemek
- Eklemin uygun pozisyonda tutulmasını sağlamak
- Destek sağlamak
- Spastisiteyi yani aşırı kas gerginliğini azaltmak ve ameliyat sonrası kol veya bacağı korumaktır.

Ortez seçimi, çocuğun yaşına motor kontrol düzeyine,şekil bozukluğunun tipine ve çocuktan beklenen işlevsel bağımsızlık düzeyine göre değişir.
Gün içerisinde ne kadar süreyle ve nasıl kullanılması gerektiği fizyoterapistinin vereceği bilgilerle belirlenir.

Hareket Yeteneğini Artıran Araçlar


Çocuğun bağımsızlık düzeyine ve yaşına uygun olan harekete yardımcı cihazın seçimi gereklidir. Ayakta durma ve hareket etme çocuğun çevresini tanımasını ve zeka gelişimi arttırmada faydalıdır, çocuğun kendine güvenini kazanmasını sağlar.

Ortopedik Cerrahinin Tedavideki Yeri


Çocukta var olan şekil bozukluğunu düzeltmek, şekil bozukluğu oluşumunu engellemek, görünümü düzeltmek ve bağımsızlığını arttırmak amacı ile uygulanır. Yapılacak girişim kasın kemiğe bağlanma bölümüne, kemiğe ve sinire yönelik olarak planlanır. Çocuklar eşyalara tutunarak gezinmeye ya da yardımla da olsa yürümeye başlayıncaya kadar cerrahi girişimden kaçınılmalı, fizyoterapiye ağırlık verilmelidir. Gerekli görülürse botoks ve germeler yapılarak tedaviye devam edilmelidir. Uygun yaşlar 5 ila 8 yaş arasıdır. Çocuğun temizliği, bakımı ve kalça çıkığına yönelik yapılması gereken operasyonlar bunun dışındadır.
Eklem kısıtlılığını ve kasların aşırı gerginliğini önlemek için başvurulan yöntemler; sinir-kas ilişkisini düzenleyen bazı ilaçlar, düzeltici alçılar, ortozlar ve germe egzersizleridir.


Kalça Çıkığı


Kalça çıkığı için en önemli risk faktörü kalça çevresindeki kaslarda spastisite ve kas dengesizliğidir. Bu durum ilerleyicidir. Kalça çevresindeki kaslara germe, gece pozisyonlama (yardımcı araçlar ile belirli şekilde tutma), botoks ve gerekirse cerrahi girişim uygulanır.


Spastik Çocuklarda Yürüme Tipleri:


Makaslama yürüyüşü: Daha çok tüm vücut tutulumu olan çocuklarda görülür.
Sıçrama yürüyüşü: Diplejiklerde gözlenir.
Çömelme (diz bükük) yürüyüşü
Oraklama şeklinde yürüyüş: Hemiplejiklerde gözlenir.


Gelişme Olasılığı Yüksek Olan Şekil Bozukluklar


Yenidoğan ve erken süt çocukluğu devresindeki reflekslerin devamı, ev içi yanlış pozisyonlama, erken oturtma gibi nedenlerle omurgada eğilmeler oluşabilmektedir.
Kalçada, kalçayı içe doğru büken kaslarda aşırı gerginliğe bağlı olarak bacaklar yanlara açılamaz. Çocuğun temizliği, bakımı ve bezlenmesi zorlaşır. Germe egzersizleri uygulanarak bu durum önlenmeye çalışılır.
Dizde bükülme ve ayakta durma esnasında geriye kaçma şeklinde bozukluklar gözlenebilir.
Ayağı aşağı çeken kaslardaki aşırı gerginlik nedeniyle parmak ucu basma, ayakta içe veya dışa dönme gözlenebilir. Germe egzersizleri, aktif egzersizler ve cihazlama ile bu durum önlenmeye çalışılır.
Kolda beklenen şekil bozuklukları ise omuzda içe dönme, dirsek, el bileği ve parmaklarda bükülmelerdir. Pasif egzersizler, aktif harekete teşvik, gerekli görülürse gece atelleri ve botoks ile düzeltilir.

Spastik Çocukların Eğitimi


Spastik çocuğun doğumundan itibaren bir çok sorunu vardır. Bu sorunlar aile ve çocuk için yaşamı güçleştirir. Bu nedenle erken tanı ve problemlerin en iyi şekilde tanımlanması çok önemlidir. Bilinçli ve bilimsel yaklaşımlar ve aile iş birliği spastik çocuğun yaşamını kolaylaştırır. Spastik çocukların bağımsız yaşam sürmeleri ve topluma kazandırılabilmeleri için problemlerinin en aza indirilmesi gerekir. Bu da çok yönlü rehabilitasyon programı (eğitim) ile gerçekleştirilebilir. Ancak rehabilitasyon programı serebral palsinin şiddetine, şekline ve diğer hastalıkların olup olmadığına bağlı olarak değişebilir. Rehabilitasyon programı düzenlenirken tüm bunlar düşünülerek program her çocuk için farklı olarak düzenlenir.


Rehabilitasyonun amacı:

Öncelikle çocuğun kendi kendine yetebilmesi için çalışmalar yapmaktır. Bu günlük yaşam egzersizleri olarak adlandırılır, günlük yaşam egzersizlerini başaramayan çocuk ileride bağımsız olabilmeyi öğrenemeyecektir. Bu nedenle ilk adım günlük yaşam egzersizlerini öğrenmektir. Bunlar giyinme, beslenme, tuvalet eğitimidir. Bütün bunları kazanabilmesi için çocuğun doğumundan itibaren aileye eğitim vermek ve spastik çocuğun eğitimi konusunda aile ile iş birliği içinde çalışmak gerekmektedir. Spastik çocuğun fiziksel engeli yanında görme, işitme, konuşma ve zeka problemleri olabilir.


Eğitimde amaç

: Fiziksel engelin, işitme, görme, konuşma, zeka sorunlarının getirdiği kısıtlılığı en aza indirebilmektir. Spastik çocuğun eğitimine ev programı ve aile eğitimi ile başlanır, daha sonra el göz koordinasyonu sağlanması ile devam edilir. Günlük yaşam egzersizleri verilir. Daha sonra işitme konuşma terapisi, zeka eğitimi yapılır.


Günlük Yaşam Egzersizleri


Normal çocuk gelişimi izlenerek spastik çocuğun bu gelişimi yakalaması için ailenin çaba göstermesi gerekir. Ancak spastik çocuğun sınırları iyi bilinmeli, normal bir çocukla kıyaslanmamalıdır.

Giyinme

: Çocuklar giyinmeden önce soyunmaya başlarlar. Daha fazla el hareketleri geliştiğinde de giyinmeye başlarlar. Çocuk bu giyinme işlemi sırasında spastik ise sertliği, atetoid ise istemsiz hareketleri nedeni ile çeşitli zorluklarla karşılaşırlar. Bu nedenle çocuğun kendi kendine giyinip soyunabilmesi için 2 önemli hareket vardır.
1) Kollarını, avuçlarını yüzüne bakacak şekilde gövdesinin önüne doğru getirebilmek,
2) Bir elle kavrayıp itme, kavrayıp çekme hareketlerini yapabilmek.

Beslenme:

Spastik çocuğun beslenme sorunları dudak, ağız, baş ve gövde kontrolünde, oturma dengesinde ve kalçasını yeterince bükmede yetersizlik, ellerini ağzına götürme yetersizliği ve el göz uyumunun eksikliği olarak ortaya çıkar. Beslenme sırasında çocuğu tutuş şekli çok önemlidir. Yanlış durum çocuğun emmesini ve dudaklarını kullanmasını güçleştirir. Yutma ve çiğnemenin öğretilmesi gelişme ve bağırsak düzeni için de önemlidir.
Ağızdan tükürük akması (hipersalivasyon): Salya kontrolünün öğretilmesi için yapılacak egzersizler beslenmenin öğrenilmesinde yardımcı olacaktır.

Tuvalet eğitimi:

Bir program dahilinde yapılır. Temizlik önemlidir, erken tuvalet eğitimi zararlıdır. Çocuk tuvalet eğitimi ile kendini dengeli ve güvende hisseder.

Spastik Çocuklarda Özel Eğitim


Ailelerin beklentileri ile çocuğun gerçekte yapabildikleri arasındaki farkı göstermek çok önemli bir amaçtır. Amaçlarımız kısa sürelidir ve çocuğun yakın zamanda öğrenebileceği davranışlardır. Ne çok basit, ne de çok fazladır. Çocukları acele etmeden, zorlamadan ve sabırla eğitmeliyiz.

Tanılarınız aynı da olsa unutmayın ki her çocuğun kalıtsal ve çevresel şartları farklıdır. Çocuğun çeşitli alanlardaki gelişmesi kendi bünyesi içinde birbirinden ayrı zamanlarda hızlanıp yavaşlayabilir. Hangi yaşta olursa olsun her çocuğun kendine özgü bir büyüme ve gelişme biçimi, gelişme temposu vardır.
Beyinde eğer bir bölüm görevini yapamıyorsa, bir diğeri o görevi üstlenebilmektedir. Hatta eğer öğrenme yollarından biri herhangi bir nedenle tıkanmışsa, yan yollar doğal olarak gelişebilmektedir.

Çevredeki ilginç ve parlak renkli uyarıcılar (resimler, posterler, takvimler) çocuğun görsel dikkatini çekmek amacı ile çeşitlendirilir. Çocuğun dikkatini çevredeki bazı nesnelere çekin. Belli bir anda tek duygu üzerine yoğunlaşmasını ve bilgi almasını sağlayın (bak, gör, dokun, kokla, tat, hisset).

Öğrenmenin doğal düzeni, sevecen insan ilişkileri ile ve nesnelere dokunmayı, onları hissetmeyi, tutmayı ve incelemeyi sağlayan görsel ve mekansal faaliyetlerle (su ve kumla, ya da köpeklerle, yap boz, pazıl, legolar, bilmece türü oyuncaklarla oynamak) veya bedenin mekan içinde algılanmasını sağlayan yuvarlanmak, emeklemek, tırmanmak gibi hareketlerle başlar.

Çocuklarınızla olan bitenler üzerine konuşun. Dil, beynin düşünme, öğrenme ve planlamaya ilişkin bir kontrol merkezi olarak gelişebilmesinin aracıdır.

Çocuğa, onu saran dünyayı ve çevresindeki eşyaları öğretirken, onları gösterin, dokunun, adlarını söyleyin. Aynı metodu kullanarak değişik insanları, hayvanları, kuşları, ağaçları öğretin. Aynı şekilde çocuğun kendi vücudunu da öğretebilirsiniz. Vücudun değişik parçalarını işaret ederek, o parçanın ne olduğunu söyleyerek öğretin ve çocuktan da sizin yaptıklarınızı yapmasını, söylediklerinizi söylemesini isteyin. İstediği şey hakkında konuşması ve o şeyin adını söylemesi için cesaretlendirin, teşvik edin. Söylediğinizi tekrar ettirerek yeni cümle kurmasını öğretin.

Çocuğunuz döke saça da olsa yemek yiyebilmeli, soyunup giyinebilmeli, oyuncaklarla kendi başına ilgilenip, en basitinden de olsa bir oyun kurabilmeli, evde bazı işler yapabilmelidir. Bütün bunlar zihinsel veya fiziksel engelin derecesine göre çok zor ve uzun sürede kazanılabilir, ama en ağır çocukların bile belli düzeylerde bir çok şeyi becerebildiklerini biliyoruz.
Her düzeydeki çocuk için evde yapmaya heves duyacağı bir takım işler vardır (çamaşır katlamak gibi). Çocuğa evde en basitinden de olsa mutlaka bazı sorumluluklar ve işler verilmeli ve başarabildiklerinde ödüllendirmeliyiz.

Konuşma Eğitimi


Dil bir iletişim sistemidir. İhtiyaçlarımızı, duygularımızı ve düşüncelerimizi başkalarına aktarmaya yarar. İnsan dilini kullanma potansiyeli ile doğar.
Fakat bunun gerçekleşmesi için insanlarla yakın ilişki içerisinde olunmalıdır. Çocuk için önemli olan biri onunla konuşmalı, o da buna cevap vermek için cesaretlenmelidir.
Bizler dili iletişim kurmak için olduğu kadar kendi kendimizle konuşmak (düşünmek) ve öğrenebilmek için de kullanırız.
Konuşma eğitiminde kullanılan araçlarda, görsel ve işitsel uyarıcılara daha fazla yer vermek uygun olur. Eğitim yaşantılarının canlandırarak verilmesi çocuğun daha çok ilgisini çekebilir. Canlandırma için kuklalar, küçük ev eşyaları, giysiler, küçük hayvan modelleri kullanılabilir.
  • Her bir yüzüne resim yapıştırılmış küpler, ses çıkaran oyuncaklar, oyuncak müzik aletleri, sopaya dizilen renkli halkalar, renkli bloklar, vs. olabilir.
  • Konuşmasını geliştirmek için çocuğa aşağıdaki faaliyetleri de öğretinMsn Bat*] Bir kaptaki suya üflemeyi, balon yapmak için sabun köpüğüne üflemeyi,
  • Kağıt parçasına üfürerek ileriye doğru sürmeyi (bunun için hafif ince tüyler ve yapraklar da kullanılır)
  • Öksürmeyi, esnemeyi, ağzı genişçe açmayı, dudaklarla çeşitli şekiller yapmayı,
  • Sırıtmayı (iiiÉ diyerek), ağzı sıkıca kapamayı, dili dışarı çıkarmayı, dili buruna doğru uzatmayı,
  • Dili çıkararak aşağı yukarı ve yanlara doğru uzatmayı, dili ağzın içinde köşeden köşeye dolaştırmayı,
  • Dil ucunu dişlerin arkasına dayayarak kamburlaştırmayı (iii diyerek),
  • Çocuğa aynı zamanda çiğneyip emebileceği yiyecek verin (sakız, akide şekeri gibi).
  • Hiç konuşamayan veya çok az konuşabilen çocuk çevresinde olan varlıkların adlarını öğrenmelidir.

Bu sebepten çocuğa, etrafındaki insanların adlarını, kendi vücut parçalarını, etrafta herkesçe bilinen cisimleri, yiyecekleri vb. öğretmelisiniz.
Son düzenleyen perlina; 28 Haziran 2016 17:30
kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
29 Mart 2016       Mesaj #4
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı
Serebral Paralizi (palsi)

Ad:  serebral.gif
Gösterim: 2123
Boyut:  38.5 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
28 Haziran 2016       Mesaj #5
perlina - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  SP.jpg
Gösterim: 3441
Boyut:  73.5 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.

Benzer Konular

2 Eylül 2015 / Misafir Soru-Cevap
6 Ocak 2011 / mintik Soru-Cevap
2 Eylül 2010 / _Yağmur_ Tıp Bilimleri
14 Ocak 2009 / Ziyaretçi Soru-Cevap
28 Haziran 2016 / vatan dua 0707 Cevaplanmış