Arama

Migren

Güncelleme: 30 Kasım 2017 Gösterim: 11.773 Cevap: 11
HayLaZ61 - avatarı
HayLaZ61
VIP BuGS_BuNNY
11 Nisan 2007       Mesaj #1
HayLaZ61 - avatarı
VIP BuGS_BuNNY
MİGREN NEDİR....

Sponsorlu Bağlantılar
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.


MİGREN
En sık primer baş ağrısı nedeni olan migren, damarsal kökenli, akut ataklarla giden kronik bir hastalık. Kadınların ortalama yüzde 18’i, erkeklerin yüzde 6’sında görülüyor. Migrenli hastaların yaklaşık yüzde 70’inde ailede migren öyküsü bulunuyor. Migren atakları sırasında hastaların yüzde 80’inde şiddetli baş ağrısı ve buna eşlik eden bazı bulgular görülüyor. Bunların 1/3’ünde bu rahatsızlık hissi günlük işlerine devam etmelerini engelliyor ve yatak istirahati bile gerektirebiliyor. Hastalık, hem günlük yaşam kalitesini düşürmesi hem de iş gücü kaybı ile ciddi ekonomik yük oluşturuyor.

Belirtileri:
Uluslararası Baş ağrısı Birliği bazıları seyrek görülen birçok migren tipi belirlemiş. Auralı (öncül belirtili) migrende baş ağrısı öncesinde ışıklar, zik zaklar, renkler görme şeklinde çoğunlukla görsel belirtiler gelişiyor. Aurasız, yani öncül belirtileri olmayan migrende ataklar aniden ortaya çıkıyor. Migren atağı sırasında genelde sağ veya sol yarım baş ağrısı vardır. Bu ağrı zonklayıcı, orta veya çok şiddetli bir baş ağrısıdır. Ağrıya mide bulantısı, kusma isteği veya kusma, ışık ve sese karşı hassasiyet, bazen ağrı olan tarafta uyuşmalar da eşlik edebiliyor. Ataklar ortalama 4-72 saat sürebiliyor. Ataklar sırasında birçok hasta sessiz ve karanlık bir odada yatma ihtiyacı hissediyor.

Nedenleri neler?
Migren ataklarını tetikleyen bazı durumlar olabiliyor. Bunlar adet dönemi, yumurtlama dönemi, doğum kontrol hapı kullanımı, hormon yerine koyma tedavileri gibi hormon dengesinde değişiklik yapan durumlar, alkol, konserve yiyecekler, aspartam (tatlandırıcılarda bulunur) gibi maddeler, çikolata, eski peynir, öğün kaçırma gibi beslenme ile igili durumlar, stres, üzüntü, depresyon, aşırı fiziksel aktivite ve yorgunluk, aşırı ve parlak ışıklı, floresan aydınlatmanı mekanlar, uykusuzluk, aşırı uyku, damarlarda genişleme yapan bazı ilaçlardır.

Tanı nasıl konuyor?
Migren tanısı konması için bu özeliklerin yanı sıra hastanın gerekli incelemelerinin yapılıp baş ağrılarına neden olabilecek başka bir hastalığın olup olmadığının kanıtlanması gerekiyor.

Nasıl tedavi ediliyor?
Migrenin iki tip tedavisi var. Biri atağı durdurmaya diğeri ise ataklardan korumaya yönelik tedavidir. Atak tedavisi sadece atak sırasında kullanılıyor. Ağrıların şiddeti ile süresine ve hastanın durumuna göre basit ağrı kesiciler ya da özel migren ilaçlarından yararlanılıyor. Şiddetli bulantı-kusmaları ve atak sırasında aşırı huzursuzluğu olan hastalarda bu şikayetlere yönelik tedaviler gerekebiliyor. Ataklardan korumaya yönelik tedavinin birinci basamağı ise atağın sıklık ile şiddetini azaltmak. İkinci olarak da ilk basamak başarılı olduğu takdirde hastanın kullanmakta olduğu ağrı kesici miktarını azaltmak ve onun yaşam kalitesini yükseltmek. Kullanılan ilaçlar çok çeşitli gruplardan oluşuyor. Bunlar epilepsi(sara) ilaçları, depresyon ilaçları, hipertansiyon ilaçları, magnezyumlu bazı ilaçlar olarak gruplandırılabiliyor. Bu ilaçların hangisinin seçileceğine migrenin tipi, atakların sıklığı, ataklar sırasında eşlik eden şikayetlerin özellikleri, hastanın yaşı, başka hastalıklarının olup olmaması gibi durumlara göre ilgili hekim karar veriyor. Kadınların ortalama yüzde 18’i, erkeklerin yüzde 6’sında görülüyor.

Son düzenleyen Daisy-BT; 11 Ekim 2009 02:43
Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mayıs 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Migren nedir, nasıl başa çıkılır?
Migren, tüm dünyada hem kadınlarda hem de erkeklerde görülen, sık rastlanan ve ağrılı bir hastalık.
Sponsorlu Bağlantılar
- Bulantı, kusma, ışığa ve sese aşırı duyarlılık gibi belirtileri olan bu hastalık, migrenli kişi ve ailesi için genellikle çok sıkıntı verir. Migren, ataklar sırasında kişinin tüm faaliyetlerini tamamen durdurabileceği gibi, ataklar arasındaki dönemde de yaşam kalitesini azaltabilir.


Migren ihmale gelmez
Migren en sık görülen kronik baş ağrıları arasında yer alan bir sağlık sorunu.
- Erkeklerde yüzde 16 oranında görülen migrenin kadınlarda görülme sıklığı yüzde 22’ye kadar yükseliyor. Uzmanlar migren hastalarına doktora danışmadan ilaç almamalarını ve düzenli kontrole gitmelerini öneriyorlar.

Migren tipi baş ağrıları klasik migren, basit migren, küme baş ağrısı, oftalmolojik migren ve yarım baş ağrıları olarak beş ayrı başlıkta değerlendiriliyor. Migren ağrılarının görülme sıklığı yaşa bağlı olarak da değişiyor. 30 ile 39 yaş arasında daha sık görülen migren ağrısı yaşam kalitesini en sık etkileyen sorunlar arasında yer alıyor. Türkiye’deki araştırmalar migrene bağlı iş gücü kaybının yılda ortalama 5 gün olduğunu gösteriyor.
Migren ağrısı bir yandan yaşam kalitesini bozarken bir yandan da değişik sağlık sorunlarına zemin hazırlıyor. Migrenli hastalarda depresyon, panik atak, gerginlik, epilepsi gibi sorunlar daha sık görülüyor. Bu nedenle migren hastalarına doğru tanı konulması büyük önem taşıyor.
Ancak değişik araştırmalar migren ağrısı olan kişilerin ancak yüzde 50’sinin hekime başvurduğunu gösteriyor. Hekime başvurmadan reçetesiz ağrı kesici kullanan migren hastalarının ise daha sık kriz yaşadıkları ve tedavilerinin zorlaştığı belirtiliyor.

Migrenin neden olduğu sorunlar

Aşırı duyarlılık, durgunluk, halsizlik, dikkatte azalma, konuşma güçlüğü.
Aşırı ışık, ses ve koku duyarlılığı, uyuma isteği, ensede sertlik, iştah artışı, iştahsızlık.
Aşırı su içme, vücutta su tutulması, sık idrara çıkma, karında şişlik hissi, kabızlık ya da ishal.


Migren atakları tetikleyen faktörler

Stres, açlık, uyku düzeninin bozulması, ağır kokular, hava değişimi, lodos.
Adet kanaması, çikolata, gebelik, doğum kontrol hapı, menopoz tedavisi.

Migren ağrısının özellikleri

Ağrı şiddetlenir, 1-2 gün sürebilir, bulantı, kusma olabilir, ışığa duyarlılık artar.

Ağrı sonrası dönem

Yorgunluk, tatlı yeme isteği, idrara çıkma ihtiyacı.

Migren tipleri

Klasik migren, basit migren, küme baş ağrısı, oftalmolojik migren ve yarım baş ağrıları.



RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
24 Temmuz 2007       Mesaj #3
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Migren yalnizca bir bas agrisi degildir


Eger sik ve siddetli Migren basagrilari çekiyorsaniz, bunlarin kronik ve fonksiyonel kayba neden olan bir hastaligin bir parçasi oldugunu bilirsiniz. Migren ataklari, çogu zaman basin bir tarafinda zonklayici agridan olusur ve bulanti, kusma, isik, ses, koku veya harekete duyarlilikla belirgindir. Bir migren ataginin gelisimi günlerce sürebilmekte ve farkli dönemlerden geçerek ilerlemektedir. Migrenin dönemleri hakkinda daha ayrintili için tiklayiniz.

Kimlerin migren bas agrilari olur?


Migren kadinlarda erkeklere kiyasla üç kat daha sik görülmektedir. Migren, kisilerin bireysel yasamlarini ve is yasamlarini olumsuz etkilemektedir.

Migren hala yetersiz tani koyulan, yetersiz tedavi edilen ve yanlis anlasilan bir hastaliktir


Eger sizin ya da tanidiginiz birinin migreni varsa, ne kadar istirap verici ve güçten düsürücü olabilecegini anlarsiniz. Migren agrisi gerçektir ve kisinin yasaminin tüm yönleri üzerinde ciddi bir etkisi vardir.
Her migren hastasi farklidir, iste bu nedenle migreni tedavi etmenin farkli yollari bulunmaktadir. Migreniniz hakkinda bilgi edinmeniz ve anlamaniz size kontrolü saglar. Kontrolü ele almak için, migren tedavisi seçeneklerinizi bilin.
Migren hakkinda bilgi edinmek ve hastaligi anlamak yasaminizin kontrolünü tekrar ele geçirmenize yardimci olur. Bu, nelerin migreni tetikledigi konusunda daha çok sey ögrenmeyi içermektedir. Sunlar bir tetikleyici olabilir:

  • Migreninizi uyaran veya harekete geçiren herhangi bir sey
  • Bazi besinler, parlak isik ya da bir koku
  • Uyku düzeninizde bir degisiklik
  • Degisken yemek saatleri
  • Hava degisiklikleri
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
24 Temmuz 2007       Mesaj #4
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Migren ağrısı için 2 tablet Aspirin

Alman Essen Üniversitesi Nöroloji Bölümü Başhekimi Prof. Hans Christoph Diener’ın gerçekleştirdiği klinik araştırmalara göre 1000 miligram yani 2 tablet Aspirin migren ağrılarını dindiriyor.
İSTANBUL - Prof. Dr. Hans Diener, Aspirin’in etken maddesi asetilsalisilik asidin’in (ASA) migren ataklarına karşı mücadelede triptan grubu ilaçlardan sumatriptan kadar etkili olduğunu ve alındıktan 2 saat sonra etkisini gösterdiğini açıkladı.
Tıp dünyasında yürütülen araştırmalar bugüne kadar 250’nin üzerinde baş ağrısı çeşidi olduğunu gösteriyor. Gerilim tipi baş ağrısı ve migren ise tüm dünyada hem kadınlarda, hem de erkeklerde en sık rastlanan baş ağrısı çeşitlerinden biri olarak biliniyor. 30 ile 39 yaş arasında daha sık görülen migren, yaşam kalitesini etkileyen sorunları da beraberinde getiriyor. Şiddetli migren atakları kimi zaman ağrı çekenleri işinden alıkoyabilecek düzeye bile ulaşabiliyor.

Tüm dünyada önemli ekonomik kayıplara neden olan migren hastalığının tedavisi ile ilgili önemli bir araştırma 13. Uluslararası Başağrısı Kongresi’nde gün ışığına çıktı. Alman Essen Üniversitesi Nöroloji Bölümü Başhekimi Prof. Hans Christoph Diener’ın gerçekleştirdiği klinik araştırmalara göre 1000 miligram yani 2 tablet Aspirin migren ağrılarını dindiriyor. Prof. Dr. Diener, Aspirin’in etken maddesi asetilsalisilik asidin’in (ASA) migren ataklarına karşı mücadelede triptan grubu ilaçlardan sumatriptan kadar etkili olduğunu ve alındıktan 2 saat sonra etkisini gösterdiğini açıkladı. Prof. Dr. Diener’ın gerçekleştirdiği araştırma sonuçlarına göre sese ve ışığa karşı hassasiyet ve bulantı gibi migrene eşlik eden semptomların hafifletilmesinde de ASA etkili olabiliyor.

100 yılı aşkın süredir tıp dünyasının hizmetinde olan Aspirin® daha az yan etkisi olması ve ekonomik oluşuyla da migren tedavisinde öne çıkıyor. Essen Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Diener, damar hastalıkları olan ve bu hastalıkla bağlantılı risk faktörlerini taşıyan hastaların özellikle, ASA’dan dolayı önemli bir avantaja sahip olduklarını, triptanların bu gibi durumlarda kullanılmaması gerektiğini belirtiyor. Prof. Dr. Diener, Aspirin’in migrenin tedavisinde hastaların güvenle kullanabilecekleri etkili bir ilaç olduğunu belirtiyor.

_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
2 Ağustos 2007       Mesaj #5
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Migreni Başlatanlar

Kontrolsüz alkol tüketiminin migreni tetikleyebileceğini söyleyen Diyetisyen Oya Yüksek, katkı maddelerinin neden olduğu ağrıları hafifletmek için satın alınan ürünlerin etiketlerinden içerik hakkında bilgi edinilmesi gerektiğini belirtti.
Migrenli 429 hasta üstünde yapılan bilimsel bir çalışmaya göre, hastaların yüzde 28.4'ünü alkollü içeceklerin, yüzde 16.5'ini peynir ve çikolatanın, yüzde 11.8'ini kırmızı şarabın ve yüzde 28'ini ise biranın etkilediği rapor edilirken; bir başka araştırmada ise (Journal Cephalgia) migrenli 490 kişiden yüzde 18'ini çikolata ve peynirin, yüzde 11'ini turunçgillerin, yüzde 29'unu ise alkolün etkilediği belirtiliyor. Bu tetikleyici besinlerin bazılarını az yemek ya da hiç yememek, şiddetli baş ağrılarını önlemenin etkili bir yolu olarak gösteriliyor.

Suadiye Memorial Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Bölümü'nden Diyetisyen Oya Yüksek, "Migrenli hastalarda beslenme" konusunda bilgi verdi. Yüksek, migrenin birçok nedeni olmakla birlikte hayat şartları veya çevresel tetikleyici denilen hormonal denge değişimleri, belirli besinler ya da kimyasalların migreni etkileyebildiğini ifade etti.
Migrenin beyinde kan damarlarının gevşemesi ve daralmasıyla meydana gelen bir rahatsızlık olduğunu dile getiren Yüksek, birçok bilim adamının migrenin genetik faktörlere dayandığını savunduğunu belirtti. Oya Yüksek, migrenin genel nedenlerini ise şöyle sıraladı:

"Hormonsal değişiklikler (regl, menopoz, hamilelik, doğum kontrol hapları, hormon tedavileri, doğum), çevresel faktörler (iklim değişiklikleri, hava kirliliği gibi), uyku düzeni (fazla veya az uyumak), düşük serotonin düzeyleri, beslenme alışkanlıkları, ilaç tedavisi (Kan damarlarında gevşeme yaratan ilaçlar, hipertansiyon için alınan ilaçlar, diüretikler, astım ilaçları, çok sık kullanılan ağrı kesiciler)."

MİGREN VE BESLENME ARASINDAKİ İLİŞKİ NEDİR?
Diyetisyen Oya Yüksek, diyetsel tetikleyici denilen ve beyindeki kan damarlarının daralmasına ve gevşemesine neden olan amin gruplarının (tiramin, histamin, fenietilamin) olduğunu ifade ederek, "Bunlar bazı besin öğelerinin içeriğinde bulunmaktadır ve tüketildiklerinde bazı kişilerde baş ağrısını artırabilmektedir. Bu besinler belirlenip diyette sınırlandırıldığında tamamen migreni tedavi etmeseler bile ağrı ataklarını en aza indirgemeye yardımcı olur" dedi.

MİGRENİ TETİKLEYEBİLECEK BESİNLER NELERDİR?
Diyetisyen Oya Yüksek, migreni tetikleyebilecek besinleri ise şöyle sıraladı:

"Tiramin (özellikle fermente ürünlerde bulunur); süt ürünleri, salamura ürünler, kırmızı şarap veya bira, soya sosu. Feniletilamin içeren besin grupları; çikolata, turunçgiller, kakao, kırmızı şarap. Histamin içeren besin grupları; muz, kırmızı et, bira, eski peynir, balık ve kabuklu deniz ürünleri, nitrit ve nitrat içeren işlenmiş et ürünleri (salam, sucuk, sosis gibi), domates, ıspanak, çilek, ananas, çikolata."

KATKI MADDELERİNE DİKKAT!
Diyetisyen Yüksek, ağrının ikinci bir diyetsel nedenini ise oluşabilecek besin alerjileri veya besin intoleransı olduğunu ifade etti. Katkı maddelerinin neden olduğu bu ağrıları hafifletmek adına satın alınan ürünlerin etiketlerini okuyarak ürün içeriği hakkında bilgi edinmek konusunda uyarlarda bulunan Oya Yüksek, bu maddeleri şöyle açıkladı:

"Monosodyum glutamat (MSG); özellikle hazır gıdaların üretimi sırasında eklenmektedir. Kısa süreli de olsa MSG ağrısı diye bilinen ağrılara neden olabilmektedir. Besin etiketlerinde ayrıca; sodyum kazeinat, hidrolize protein veya bira mayası isimleriyle de bulunabilmektedirler. (Örneğin; hazır çorbalar, et suyu tabletleri, dondurulmuş gıdalar, soya sosu gibi). Aspartam; aspartam içeren tatlandırıcı ve aspartam içeren light ürünler. Nitrit ve nitrat içeren işlenmiş et ürünleri; salam, sucuk, sosis gibi.
Sülfitler; koruyucu (turşu, patates cipsi, şarap, bira gibi). Parabenler; koruyucu. BHA, BHT; antioksidan. Tartrazin; renklendirici."
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 18 Ekim 2008 16:04
H€L€N - avatarı
H€L€N
Ziyaretçi
9 Kasım 2007       Mesaj #6
H€L€N - avatarı
Ziyaretçi
Migren belirtileri nelerdir?

Başağrısı, migrenin belirtilerinden yalnızca biridir. Genellikle tek taraflı, yoğun ve zonklayıcı tarzda bir başağrısıdır.

Görme bozuklukları; kör noktalar, parlayan ışıklar, görmenin bozulması veya zig zag şekiller görülebilir. Aura olarak adlandırılan bu belirtiler migrenlilerin yalnızca %10'unda görülür. Aura ile birlikte olan migrene klasik migren denir.


Bulantı ve/veya kusma ve/veya diyare Işığa karşı aşırı hassaslık (fotofobi)Sese karşı aşırı hassaslık (fonofobi) Kokuya karşı aşırı hassaslık (ozmofobi)
Migrenli kişi boyun ve omuzlarda sertleşme, el ve ayaklarda karıncalanma, konsantrasyon güçlüğü, konuşma güçlüğü ve nadir olarak da paralizi (felç durumu) veya şuur kaybı ile karşılaşabilir.
Klasik bir kural olarak denebilir ki, eğer başağrısı veya diğer belirtiler sizi normal günlük yaşamınızdan alıkoyuyorsa bu migren olabilir.
Migren atakları genellikle 4 ile 72 saat arasında sürer ve kişi ataklar arasında normaldir.
Migren sebepleri ve tetikleyiciler nelerdir?


Migren neden olur?

Migrenin beyindeki kan damarları ve nörotransmitterlerdeki değişikliklere bağlı olduğu düşünülmektedir ancak bu değişikliklerin niçin oluştuğu konusunda araştırmalar halen sürmektedir. Bazı kişiler migrene diğerlerine göre daha yatkındır. Migrene genetik yatkınlık olduğuna dair bilimsel deliller vardır. Mesela tek yumurta ikizlerinde çift yumurta ikizlerine göre migrene yatkınlık daha fazladır. Ancak hassas kişilerde migren ataklarını tetikleyen bazı faktörler saptanmıştır. Migrene hassas kişilerde bir eşik düzey vardır. Tek bir tetikleyici faktör tek başına migren atağına neden olmayabilir ancak iki veya üç tetikleyici bir araya geldiğinde atağı başlatabilir.
Örneğin migrenli bir kişi bir öğün atladığında migreni başlamayabilir ancak aynı kişi uzun ve stresli bir uçak yolculuğu sonrası bir öğün atlarsa (açlık+stres+hava değişimi), bu iki faktör migrenini tetikleyebilir.

Migrende Tetikleyiciler
Tetikleyiciler kişiden kişiye değişmekle birlikte en sık görülenler aşağıda yer almaktadır:
Diyetle ilgili, hormonal veya sistemik faktörler:

  • çikolata, turunçgiller, peynir, nitrit/nitratlar, sodyum glutamat
  • alkol, özellikle de kırmızı şarap
  • aşırı kafein veya kafein yoksunluğu
  • menstruasyon (adet dönemleri)
  • yüksek tansiyon
  • doğum kontrol hapları
  • dişağrısı veya başın bir bölgesindeki ağrılar (örn. gözlerle, sinüslerle veya boyunla ilgili ağrılar)
Duygusal stres durumları

  • endişe
  • aşırı üzülmek veya aşırı sevinmek
  • depresyon
  • şok
  • aşırı heyecan
  • stresten veya baskıdan kurtulma
  • stres
Fiziksel stres durumları

  • seyahat
  • aşırı egzersiz yapma
  • fiziksel veya zihinsel yorgunluk
  • öne eğilmek (örn. bahçe işleri yaparken)
  • ağırlık kaldırmak veya zorlanmak
  • rutin yaşam biçiminde değişiklik (örn. vardiya çalışması veya tatiller)
  • çok fazla veya çok az uyku
  • allerji
  • cinsel yönden uyarılma
  • sigara
  • aç kalmak
Dış uyaranlar

  • iklim değişikliği
  • yüksek irtifa
  • çok sıcak duş veya banyo
  • yoğun kokular (parfüm gibi)
  • parlak, göz kamaştıran ışıklar
  • uzun süre televizyon seyretme
  • ses
Migren tipleri nelerdir?

Klasik migren Aura ile birlikte olan migrendir. Migrenli erişkinlerin %15 kadarında klasik migren görülür.


Yaygın migren Aurasız migrendir. Migrenlilerin yaklaşık %80'inde yaygın migren vardır.


Menstrüel migren Adet döneminin başlangıcında veya adet döneminde görülür. Başka zaman görülmez. Çalışmalar menstrüel migrenin genellikle aurasız olduğunu göstermektedir.


Bu 3 migren tipi dışında nadir görülen çok sayıda migren tipi de vardır ancak bunlar tüm migrenlerin yalnızca %5'ini oluştururlar. Örnek olarak baziler migren, hemiplejik migren, oftalmoplejik migren, retinal migren ve post-travmatik migren sayılabilir.

a zig zag şekiller görülebilir. Aura olarak adlandırılan bu belirtiler migrenlilerin yalnızca %10'unda görülür. Aura ile birlikte olan migrene klasik migren denir.
  • ·çikolata, turunçgiller, peynir, nitrit/nitratlar, sodyum glutamat
  • alkol, özellikle de kırmızı şarap
  • aşırı kafein veya kafein yoksunluğu
  • menstruasyon (adet dönemleri)
  • yüksek tansiyon
  • doğum kontrol hapları
  • dişağrısı veya başın bir bölgesindeki ağrılar (örn. gözlerle, sinüslerle veya boyunla ilgili ağrılar)

Duygusal stres durumları
  • endişe
  • aşırı üzülmek veya aşırı sevinmek
  • depresyon
  • şok
  • aşırı heyecan
  • stresten veya baskıdan kurtulma
  • stres
Fiziksel stres durumları
  • seyahat
  • aşırı egzersiz yapma
  • fiziksel veya zihinsel yorgunluk
  • öne eğilmek (örn. bahçe işleri yaparken)
  • ağırlık kaldırmak veya zorlanmak
  • rutin yaşam biçiminde değişiklik (örn. vardiya çalışması veya tatiller)
  • çok fazla veya çok az uyku
  • allerji
  • cinsel yönden uyarılma
  • sigara
  • aç kalmak
Dış uyaranlar
  • iklim değişikliği
  • yüksek irtifa
  • çok sıcak duş veya banyo
  • yoğun kokular (parfüm gibi)
  • parlak, göz kamaştıran ışıklar
  • uzun süre televizyon seyretme
  • ses
Migren tipleri nelerdir?



Klasik migren Aura ile birlikte olan migrendir. Migrenli erişkinlerin %15 kadarında klasik migren görülür.


Yaygın migren Aurasız migrendir. Migrenlilerin yaklaşık %80'inde yaygın migren vardır.


Menstrüel migren Adet döneminin başlangıcında veya adet döneminde görülür. Başka zaman görülmez. Çalışmalar menstrüel migrenin genellikle aurasız olduğunu göstermektedir.


Bu 3 migren tipi dışında nadir görülen çok sayıda migren tipi de vardır ancak bunlar tüm migrenlerin yalnızca %5'ini oluştururlar. Örnek olarak baziler migren, hemiplejik migren, oftalmoplejik migren, retinal migren ve post-travmatik migren sayılabilir

Migreni Önleyici Yöntem ve Tedaviler


Migren ağrısını tümüyle tedavi etmek mümkün olamasa bile şikayetlerinizi büyük ölçüde ortadan kaldırılabilir, biz kliniğimizde migren hastalarına yönelik ilaç tedavilerinin yanında İMS, akupunktur, biofeedback, RF diatermi, diğer fizik tedavi uygulamaları bazen BTX enjeksiyonları gibi tedavileri uygulamaktayız.


Migrenle ilgili uygulanan bir çok tedavi yöntemi vardır.
  • Yaşam tarzının düzenli olması
  • Düzenli uyumak
  • Düzenli yemek yemek
  • Bilinen tetikleyicilerden uzak durmak (kafein, eski peynir, et koruyucuları, monosodyum glutamat, salamura ürünler, çerez)
  • Düzenli aerobik egzersiz yapmak
  • Duygusal stresi azaltmak
  • Stresli durumlardan kurtulmak için ileriye yönelik plan yapmak
  • Biofeedback'i öğrenmek
  • Meditasyon
  • Boş zamanlar, hobiler, sosyal aktiviteleri artırmak
  • Gevşeme tekniklerini öğrenmek
  • Bireysel/aile psikoterapisi desteği almak
  • Çevresel etkenlerden kaçınmak
    • Güneş gözlüğü takın
    • Dumanlı, kokulu, gürültülü ortamlardan uzak durun
    • Vücut duruşunuzun düzgün olmasına dikkat edin
  • Fiziksel teknikler
    • Isı/buz/ultrasonografi/TENS
    • Masaj/servikal traksiyon
    • Boyun kasları için germe ve güçlendirme egzersizleri
    • Tetik noktası germesi, baskısı ve/veya enjeksiyonu
  • Osteopatik manipulasyon
  • Alternatif terapiler
    • Akupunktur
    • Akupresör
    • Terapötik dokunma
    • Aromaterapi (nane, yeşil elma)
    • Bölgesek uygulanan merhemler
    • Bitkiler
    • Vitaminler (Riboflavin 400 mg/gün, magnezyum)
Migrenin İlaç Dışı Tedavi Yolları

Biofeedback | Gevşeme Teknikleri >>

Baş ağrısı tedavisinde eksiksiz bir yaklaşım, ilaç dışındaki yöntemleri de içerir - ister tek başına, isterse ilaçla tedaviye yardımcı olarak. Baş ağrısı çekenler için ilaç dışındaki tedavi yöntemleri kabaca şöyle sıralanabilir:
  • Yaşam tarzını uyku ve beslenme bakımından düzenlemek
  • Bilinen baş ağrısı ya da migren tetikleyicilerinden uzak durmak
  • Düzenli egzersiz yapmak
  • Duygusal stres etkenlerini azaltmak
  • Stresli durumlardan kaçınmak için o ana değil, daha ileriye yönelik plan yapmak
Bu ilaç dışı önlemleri uygulamak hastanın tedavisine etkin şekilde katılmasını sağlar ve bir kontrol hissi verir. Ayrıca, bu yöntemlerin istenmeyen etkilere yol açma ihtimali ya da uygulanamayacağı durum sayısı azdır. Baş ağrısı tedavinizde etkin rol alarak yaşam tarzınızı değiştirmek, durumunuzda belirgin düzelme sağlayacaktır.

1. Basamak: Hastanın Eğitimi

Baş ağrısı tedavisinin ilk basamağı hastanın eğitimidir, bunun için hem hasta hem de doktor katılım göstermelidir.

İlk olarak, hekiminiz aşağıdakileri yaparken sizin de bunları bilmeniz, size de görev düşen bölümlerde etkin olmanızı sağlayacaktır:
  • Doktorunuz baş ağrısı tanısını ve altında yatabilecek nedenleri size anlatacaktır. Henüz migren için özel olan bir tanı testi olmadığı için, hekim ağrının özelliklerine ve hastanın anlattıklarına dayanarak tanı koymak zorunda kalmaktadır.
  • Doktorunuz sizi, migrenin hayati tehlike oluşturmadığına ikna edecektir. Migrenin iyileştirilebilen fakat tamamen geçirilemeyen kronik bir hastalık olduğunu anlatacaktır (tıpkı yüksek tansiyon ve astım gibi). Baş ağrısının doğal gidişinin değişken olduğunu ve daha önceki ağrılara ya da aile bireylerinin çektiği ağrılara bakarak tahmin edilemeyeceğini anlatacaktır. Aslında, baş ağrıları yıllarca devam edip yaş ilerleyince kaybolabilir.
  • Migren sıklığı, şiddeti ve süresinin zaman içinde dalgalanmalar gösterebileceği, bunun size verilen tedaviyle ya da sizin tetikleyicilerden kaçınmadaki başarınıza ilgili olmadığını açıklayacaktır. Baş ağrısı tedavisinin "sırrı" tedavi sonucu önemli değişikliklerin ne zaman olacağını bilmektir.
  • Doktorunuz sizden baş ağrısı sıklığı, şiddeti, ilaç kullanımı ve tetikleyici faktörleri içeren bir takvim tutmanızı isteyecektir.

2. Basamak: Migreni Şiddetlendiren Muhtemel Faktörleri Tanımlamak


İkinci olarak, migren hastaları aşağıdakileri yapmalıdır:

Muhtemel migren tetikleyicilerini tanımlayın. Tetikleyicilerden kaçınmanın ilk adımı onları tanımlamaktır, bu da baş ağrısının ortaya çıkmasını önleyecek ilaç dışı yöntemlerden biridir. Muhtemel tetikleyiciler şunlardır:
  • Program değişikliği - hafta sonunda çok fazla uyumak, gece geç saatlere kadar çalışmak, öğün atlamak gibi
  • Aç ya da susuz kalmak - 3-4 saatte bir bazı şeyler atıştırmak ve günde 6 bardak su içmenin yararı olur
  • Fiziksel faktörler - uzun süre alışılmamış pozisyonda durmak (saatlerce bilgisayar başında çalışmak gibi), parlak güneş, floresan ışığı, yüksek gürültü, sigara, parfüm ve kokular
  • Hava değişiklikleri (barometrik basınç ya da nem değişiklikleri), mevsim geçişleri de baş ağrısına yol açabilir
  • Yolculuk sıklıkla baş ağrısı yapar, muhtemelen strese bağlıdır, zaman farkı ve program değişiklikleri de etkili olur. Uçak yolculuğu, rahatsız oturma pozisyonu, gürültü, yetersiz beslenme, susuz kalma, yüksekliğe bağlı basınç değişikliği gibi nedenler özellikle baş ağrısına neden olabilir. Her zamanki programınızı bozmamaya çalışın, sağlıklı beslenin, kafeinsiz ve alkolsüz içecekleri tercih edin, sık sık gerinin ve kulak tıkacı kullanın.
  • Stres migren ya da gerilim tipi baş ağrısının en sık nedenidir. Baş ağrısını tetikleyen çoğunlukla korkunç bir stres değildir, her günkü güçlüklerdir. Bir düğün veya parti ya da zorlu bir haftadan sonra gelen hafta sonu eğlencesi gibi "iyi" bir stres bile baş ağrısı yapabilir.
  • Besinler de hassas kişilerde migreni tetikleyebilir. Bazı tetikleyiciler vazoaktif aminler denilen maddeleri içerir, bunlar eski peynirlerde bulunan tiramin ve alkoldür (özellikle kırmızı şarap). Monosodyum glutamat - hidrolize maya ekstreleri, hidrolize sebze proteini ya da doğal esanslar adı altında gizleniyor olabilir - Çin yemeklerinde, etsuyu tabletlerinde, hazır çorbalarda, et yumuşatıcılarda, donmuş gıdalarda ya da bazı atıştırılan yiyeceklerde bulunur. Nitritler (işlenmiş etlerde bulunan et koruyucuları) bir diğer saldırgandır. Kafein ya da yoksunluğu da önemli bir tetikleyicidir. Daha az sıklıkta karşılaşılan tetikleyiciler şunlardır: Çikolata, yapay tatlandırıcılar, çiğ soğan ya da sarmısak, taze pişmiş mayalı ekmek, çerez. Baş ağrısı tedavisi için hepsinin diyetten çıkarılması nadiren gerekir. Bununla birlikte, genel olarak sağlıklı beslenmeye çalışmak muhtemelen yararlı olacaktır.
  • Bir kadının hayatındaki hormonal dalgalanmalar (adet dönemi, gebelik, loğusalık, menopoz ya da doğum kontrol hapı veya hormon replasman tedavisi kullanımı) beklenmedik şekilde migreni kötüleştirebilir ve bir yıl içindeki migren görülme sıklığının kadınlarda (%18) erkeklere (%6) göre çok daha sık olmasından da muhtemelen bu durum sorumludur. Kadın hastaların çoğu (%60) adet döneminde daha sık migren geçirdiğini bildirmekte ve ortalama %7-14'ünün sadece adet sırasında ayın geri kalanında olmayan bir baş ağrısı olmaktadır. Östrojen düzeylerindeki dalgalanmaların, özellikle adet kanamasından önceki östrojen azalmasının migrene ve gerilim tipi baş ağrısına neden olduğu düşünülmektedir. Gebeliğin 2. ve 3. trimesterlerindeki (3 aylık dönemler) yüksek stabil östrojen düzeyleri ya da menopozdaki stabil düşük östrojen düzeyleri de migreni tetikleyebilir. Hormon kullanımının migren üzerindeki etkisi önceden tahmin edilemez. Doğum kontrol hapı ya da hormon replasman tedavisi kullanımı çoğu migren hastasında yasak değildir, fakat baş ağrısı kötüleşirse formülasyon değişikliği gerekebilir.
3. Basamak: Etkenler ve Tetikleyiciler Arasındaki Farklar

Baş ağrısı tedavisindeki üçüncü basamak, etkenle tetikleyici arasındaki farkı anlamaktır.

Yeni baş ağrısı ilaçlarının geliştirilmesiyle, artık altta yatan nedeni çok daha iyi anlıyoruz. Migrenin nedeninin beyinde bulunan ve serotonin adı verilen bir kimyasal maddedeki dengesizlik olduğuna - ve bunun kalıtsal olabileceğine inanılmaktadır. Serotonin ağrı mesajlarını iletir ve kafadaki kan damarlarını stabilize eder. Serotonin düzeylerinde bir dengesizlik olursa kan damarları üzerinde -- direkt ya da indirekt yoldan -- etkili olan bazı tetikleyici faktörlere duyarlılık artar, bu faktörler damarların genişlemesine ve inflamasyona yol açar ve zonklayıcı baş ağrısı yaparlar. Serotonin biyolojisinde bu altta yatan bozukluk olmazsa, peynir, çikolata, hormonlar ya da stres gibi tetikleyiciler baş ağrısına yol açamaz.
Eğer migrene yatkınlığınız varsa, bilinen tetikleyicileri hayatınızdan çıkararak baş ağrısı gelişme ihtimalinı azaltabilirsiniz. Fakat bu tetikleyicilerin hastadan hastaya değiştiğini bilmekte yarar vardır; her zaman farketmek mümkün olmayabilir ve daima baş ağrısını tetiklemeleri şart değildir. En iyisi tetikleyicileri tanımak ve onlardan uzak durmaktır, fakat eğer hala baş ağrıları geliyorsa kendinizi suçlamayın, ne yaparsanız yapın, ağrılar zaman zaman yine gelecektir. Bazı hastalar hastalıklarından ötürü suçluluk duyarlar, baş ağrılarının kendi suçları olduğunu düşünürler. Hasta eğitimi ve baş ağrısı destek gruplarına katılmak bu suçluluk duygularını azaltabilir.


4. Basamak: Migreni Önleyen İlaç Dışı Teknikler

Doktorunuz stresi azaltmak için yoga, biofeedback, kendinize daha fazla zaman ayırmak ya da bir psikologla görüşmenizi önerebilir. Migren hastaları çoğunlukla psikolojik öneriye uymakta isteksizdir, çünkü doktorun baş ağrısının "psikolojik" olduğunu düşündüğünü ya da bir psikoloğun hayatlarındaki stresi azaltmak için yardım edemeyeceğini düşünürler. Baş ağrısı çeken kişilerin daha fazla psikolojik sorunu olduğunu iddia eden eski görüşler, yeni çalışmalarla doğrulanmamıştır. Bununla birlikte, baş ağrısı çekenlerin günlük ve daha büyük stresleri daha şiddetli algıladıkları ve kendini eleştirme, sosyal destek eksikliği ve kaçınma gibi daha az etkili başa çıkma stratejileri geliştirdikleri saptanmıştır. Duyguların vücut üzerinde biyokimyasal etkileri vardır ve kas kasılmasına ya da baş ağrısına yol açabilirler. Psikolojik tedavi yaşamdaki stres etkenlerini değiştiremez ama kısa süreli bir davranış tedavisiyle olumsuz düşünme ve bu etkenleri algılama şekliyle ilgili "hileler" öğretilebilir. Böylece vücutta stres kimyasal maddeleri daha az salgılanır.

Sonuç olarak, migren tedavisinde ilaç dışı yaklaşımlar tek başlarına ya da ilaçlara ek olarak kullanılabilir. Baş ağrısı tedavinizde eğitim ve yaşam tarzı değişiklikleriyle aktif rol almak, durumunuzda belirgin düzelme sağlayacaktır.



www.migren.net
Son düzenleyen asla_asla_deme; 24 Haziran 2010 16:22
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
9 Kasım 2007       Mesaj #7
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Migren

migren2
Başağrısı toplumun büyük kesiminde görülebilen ve insanların büyük çoğunluğunun hayatlarının değişik dönemlerinde karşılaştığı ve çare aradığı bir problemdir. Başağrılı insanları en çok endişelendiren şey bu ağrıya sebep olabilecek faktörler ve özellikle beyin tümörü korkusudur. Başağrılı insanlar sıklıkla "beynimde bir tümör mü var?" korkusuna kapılırlar. Ancak başağrısı nadiren ciddi bir hastalığın özellikle beyin tümörünün haberci belirtisi olarak ortaya çıkar. Bir belirtiler topluluğu şeklinde görülen migrende çoğu kez özellikleri olan bir başağrısı vardır. Kişiyi en fazla rahatsız eden bir özellik olduğu için migren çok şiddetli başağrısının diğer bir ismi olarak algılanmaktadır. Migrenli kişileri en fazla rahatsız eden ve bazı günlük işlerini ve görevlerini aksatabilen veya tam engelleyen temel özellik başağrısıdır. Bu bakımdan migren en basit şekilde tekrarlayıcı bir başağrısı olarak tanımlanabilir.
Migren Başağrısının ÖzellikleriMigren nedir? Migren sırasında neler olmaktadır? Sebebi nedir?Hemen söylemek gerekir ki migren tehlikeli bir hastalık değildir. Kişiyi sakat bırakabilen veya ölüme yol açan bir hastalık hiç değildir.Migren başağrısının bir diğer ismide vasküler yani damarsal başağrısıdır. Günümüzde migreni başlatan faktörün kesin olarak ne olduğu bilinmemektedir. Sebep belli değildir. Beyindeki bazı kimyasal maddelerin bu işte önemli rol aldığı kabul edilmektedir. Bir kısım kimyasal maddelerin azalması veya etkilerinin gücünde azalma başka kimyasal maddelerde etki artımına sebep olabilir. Bu kimyasal maddelerden özellikle serotonin isimli madde önemli olup damarlar üzerindeki etkide önemli görevi vardır.Migrenin başlamasına sebep olabilen başlıca faktörler; stres, hormonal değişiklikler, diyet faktörleri, uyku düzeni, iklimsel değişiklikler ve kişisel bazı alışkanlıklardır. Stres ve Duygular: Emosyonel olaylar migrenin başlamasında önemli role sahiptirler. Hormonal Değişiklikler: Migrenli kadınların yaklaşık %70'inde ataklar adet döneminde sıklaşır ve şiddetleri artar. Bazı kadınlarda ise migren krizleri sadece adet dönemlerinde olur. Bir kısım kadın hasta özellikle menstrüasyon sırasında olan ağrılarının daha şiddetli olduğunu ifade ederler. Diyet Faktörleri ve Bazı İlaçlar: Yiyecek ve içeceklerde bulunan bazı maddeler damarlar üzerine direkt etki ederek onları genişletir ve böylece migreni başlatabilirken bir kısım maddeler de daha ziyade dolaylı yoldan etki ederek bazı refleks yollar ile ağrıyı başlatabilirler. Mesela alkol direkt etki ederken kafein ve nikotin gibi maddeler dolaylı yoldan etki etmektedir. Uyku: Fazla uyku ve uykusuzluk migren krizini başlatabilir. İklim Değişiklikleri: Bazı migren hastaları iklim ve hava değişikliklerinden etkilenebilirler. Kişisel Alışkanlıklar, Kokular vs: Sigara migreni provoke edebilir. Bazı ağır kokular migreni provoke edebilir, bu durumlardan kaçınılmalıdır. Migrenin Seyri Migren genellikle 16-35 yaş arası başlar. 50 yaş civarında sıklığı azalır. Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmektedir. Migren tanısı mutlaka ilgili uzman hekim tarafından konur. Başağrısına sebep olabilecek birçok neden olabileceği ve bunların bir kısmının tehlikeli olabileceği unutulmamalıdır. Teşhis için mutlaka konunun uzmanına başvurulmalıdır. Unutulmamalıdır ki migren tedavisi olan bir hastalıktır.
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 18 Ekim 2008 16:08
MaRCeLLCaT - avatarı
MaRCeLLCaT
Ziyaretçi
13 Ekim 2008       Mesaj #8
MaRCeLLCaT - avatarı
Ziyaretçi
HAMİLELİK DÖNEMİNDE MİGREN

Hamilelik Döneminde MigrenHamilelikte migrene çok sık rastlanıyor. Bunun sebebi kadınların kokuya, ışığa ve gürültüye karşı hassasiyetleri.

Nedeni de hormonlardan kaynaklanıyor. Bununla birlikte hamilelik döneminde migrene sık rastlandığı da dikkat çekiyor.

Araştırmalar, migren krizlerinde görülen artışı ise, yorgunluğa, adet dönemine ve en ilginci de kimi gıdalara bağlıyor...

Her 10 kişiden birinin migrenden şikayetçi olduğunu biliyor muydunuz? Migren belli aralıklarla tekrar eden dayanılmaz bir başağrısı. Çoğu durumda migren, mide bulantısı ve kusmayı da beraberinde getiriyor.

Görme bozuklukları ortaya çıkıyor
Klasik migrendeyse görme bozuklukları ortaya çıkıyor. Uzmanlar bu durumda hastanın çakan ışıklar ve göz kararması tecrübe ettiğini söylüyorlar.

Kimi migren hastalarının başağrıları mide bulantısı kusma gibi mide rahatsızlıklarını da beraberinde getiriyor. Başağrısı başladıktan sonra, pek çok kişi parlak ışığa dayanamıyor ve daha loş mekanlarda kalmak istiyorlar.

Krizin gelmekte olduğu hissediliyor
Pek çok migren hastası, krizin gelmekte olduğunu hissediyor. Hormonlar migrende önemli rol oynuyorlar.

Erkeklere nazaran kadınlarda migrenin iki kat daha fazla görülmesinin nedeni de bu hormonlar. Kadınların yüzde 5’i düzenli olarak her ay migren ağrısı çekiyorlar.

Uzmanlara göre migrenin sebebi, beyindeki kan damarlarında oluşan bazı değişimler. Bu değişimler neden bazı kişilerde oluyor da, diğerlerinde olmuyor, bu bilinmiyor, ancak migren genetik bir durum da arzediyor.

Migren krizinin en üst noktasında iken uyku ve dinlenmek söz konusu bile değil, ışığa ve sese karşı tolerans ise çok düşük. Araştırmalar migren krizlerinin öğün atlamak, yorgunluk, adet dönemi ya da bazı gıdaların tüketilmesi gibi dış etkenlere bağlı olarak artaya çıktığını gösteriyor.

Nedeni tam olarak bilinmiyor
Ama sebeplerin bu kadar geniş olması migrene tam olarak neyin yol açtığını söylemeyi zorlaştırıyor. Bazı hastalar uzun süren tedaviler görme ihtiyacı gösterirken, bazılarına ilaç tedavisi yeterli oluyor.

Hamilelik ve migren
Hamilelikte migrene çok sık rastlanıyor. Bunun sebebini kadınların hamilelik döneminde kokuya, ışığa ve gürültüye karşı hassasiyet kazanmalarından ileri geldiğine değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr Erdal Ulakoğlu,

"Bundan her hamilenin migrenden şikayetçi olacağı anlamı çıkartmamak gerekir. Hastalar zaten migrene eğilimli ve yatkın kişilerdir" diyor ve devam ediyor:

"Migren krizinde hamilelerin kuvvetli ilaçlar kullanamayacağını düşünürsek , en iyi çözüm migrene sebep olabilecek etkileri ortadan kaldırmaktır. Örneğin çalışan bir kadınsa, bilgisayar ortamından uzaklaşabilir.

Bu dönemde fazla kitap, gazete okumayıp, güneş ışığından, ağır yemek kokularından(başkasının yemek yapması önerilir) ve sigara dumanından uzak kalmalıdır. Bazı hafif ağrı kesiciler veya hafif sinir ilaçları da kullanılabilir."

Dr Erdal Ulakoğlu’nun dikkat çektiği bir diğer konu da tansiyondan kaynaklanan baş ağrıları. Bu tip başağrılarının bazen migrenle karıştırılabildiğini vurgulayan Dr. Ulakoğlu, hastanın tansiyonun da göz önüne alınması gerektiğini ekliyor.

Migrene yol açtığı düşünülen besinler; çikolata yüzde 75, peynir/sütlü mamüller yüzde 48, ekşi meyveler yüzde 30, alkollü içecekler yüzde 25, yağlı gıdalar yüzde 18, çay/kahve yüzde 14, deniz ürünleri yüzde 10.



:s
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 18 Ekim 2008 16:09
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
17 Temmuz 2009       Mesaj #9
reyan - avatarı
Ziyaretçi
migren basagrisi MİGREN DAHA ÇOK TİTİZ KADINLARI VURUYOR
Uzmanlarvirgs takıntılı ve mükemmeliyetçi kişiliklerde migrene daha sık rastlandığını söylüyor. Migren hastalığının daha çok kadınlarda görüldüğünüvirgs migrenlilerin titiz olduklarına dikkat çeken uzmanlarvirgs "İnsanlar migreni tedavisi mümkün olmayan bir hastalık
-
Uzmanlarvirgs takıntılı ve mükemmeliyetçi kişiliklerde migrene daha sık rastlandığını söylüyor. Migren hastalığının daha çok kadınlarda görüldüğünüvirgs migrenlilerin titiz olduklarına dikkat çeken uzmanlarvirgs "İnsanlar migreni tedavisi mümkün olmayan bir hastalık olarak görüyor. Oysa migren tedavisinde çok başarılı sonuçlar alınıyor" uyarısında bulunuyor.
Özel Bahar Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ali Özkanvirgs takıntılı ve mükemmeliyetçi kişiliklerde migrene daha sık rastlandığını kaydetti. "Migren hastaları baş ağrısı atakları nedeniyle ayda birkaç kez işe gelemeyebilirlervirgs ancak işlerini mükemmel bir şekilde yaparlar. Aynı şekilde tedavilerini de çok iyi takip ederlervirgs doktor sözü dinlerler" diyen Dr. Özkanvirgs ağrı olunca hastalara sessiz ve karanlık bir odada dinlenmelerini önerdiklerini kaydetti.
Uzm. Dr. Ali Özkanvirgs eıÜüskiden sıradan bir baş ağrısı olarak görülen migren ağrısınınvirgs başlı başına nörolojik bir hastalık olduğunun artık kabul edildiğini söyledi. Özkanvirgs migren ağrısına beynimizin yüzeyindeki damarların genişleyip daralması ve çevre dokulardaki ödemin yol açtığını vurgulayarakvirgs "Başlıca karakteristik özelliği belirli aralıklarla gelmesidir. Genç ve orta yaş grubunda yüzde 20'ler gibi yüksek bir oranda görülür. Genç ve erişkin hastalığı olarak kabul edilen migren krizleri 45-50 yaşlarına kadar sürebilir. Ağrı 4 ile 72 saat arası devam edebilir. Migren hastalarının büyük bir kısmının ortak özellikleri; aşırı titizvirgs sinirlivirgs çok dikkatlivirgs zihni sürekli çalışanvirgs duygusal insanlar olmalarıdır" diye konuştu.
Özel Bahar Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ali Özkanvirgs migrenin belirtilerini şöyle sıraladı:
- Başın bir yarısında ve göz oyuluyor gibi zonklayarak seyreder.
- Şakak ve ense ağrısı çoğu vakada karakteristiktir.
- Ağrı öncesi veya sonrası bulantıvirgs kusmavirgs ışığa ve sese tahammülsüzlük olabilir.
- Hastanın huzuru kaçar ve rengi solabilir.
- Alın ve yüze yayılan ağrı nedeni ile sıklıkla sinüzitle karıştırılır.
- Krizlerin bir kısmında ağrı başlamadan önce (parlak ışık çakmalarıvirgs zikzak görüntülervirgs el-yüz ve kollarda hissedilen iğnelenmelervirgs uyuşma gibi) şikayetler olabilir.
- Baş ağrısını bazı hastalar; geriyorvirgs çekiyorvirgs yanıyorvirgs sızlıyorvirgs sıkışıyorvirgs üşüyorvirgs kaşınıyorvirgs burgu ile oyuluyorvirgs bıçak saplanıyor gibi değişik şekilde anlatmaya çalışır. - Bazı hastalar ağrının geleceğini saatler önce anlayabilirkenvirgs bazen de birden bire şiddetli bir ağrı krizi ile kişinin hayatı alt üst olabilir. (CİHAN)
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ağustos 2009       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Halk arasında yarım baş ağrısı diye bilinen ve soğuk bir terleme ile birlikte gelip, başın ve yüzün yarısını kaplayan özel bir baş ağrısıdır. Ağrılar bazen dayanılmayacak kadar şiddetli olur. Birkaç dakika sürebileceği gibi saatlerce hatta günlerce devam eder.

Migren, herhangi bir hastalığın belirtisi olabildiği gibi, belirli bir neden olmadan da görülebilir. İrsi olanlar da vardır.Başın yarısında zonklamalar, bulantı ve bazen kusma görülür. Gözünün önünde siyah benekler, bulanık lekeler, uçuşur. Bazı kimseler, konuşmakta da zorluk çekerler.

Ağrı geldiği zaman, karanlık bir odada sırt üstü yatmak oldukça etkilidir. Ayrıca, hazımsızlığı önlemek, haftada iki kere ılık banyo yapmak, sebze yemek ve kahve, çay, sigara, içki, gibi zararlı şeyleri terk etmek gerekir.

Migren, dış karotis arterinin ağrıya duyarlı kranial dallarında, başağnsına yol açan, vazokonstriksiyon ve bunu izleyen dilatasyondan ileri gelir. Başlangıçta genellikle ünilateraldir ve sinirlilik, bulantı, fotofobi, bazan vizüel ve sensör bozukluklar, konstipasyon ya da diyare eşlik eder. Migrenden mustarip kimselerin kişilikleri karakteristik olarak obsesyoneldir, hırs ve becerileri yüksek düzeydedir, esnek olamazlar ve duydukları düşmanlığı açıkça ifadeden kaçınırlar. Çatışma dönemlerinde, bu hastalarda anksieteyle früstrasyon artar ve bazan kinci bir tutum gösterirler. Migreni bazan emosyonel stress (bkz.) presipite ederse de, çok kere kalıtsal bir predispozisyon sözkonusudur ve hipertansiflerde gösterdiği oran normotansiflerdekinin beş katıdır. Serotonin (bkz.) ve öteki aminlerin (örneğin tiramin) de bu sendromun gelişmesinde rol oynayabilecekleri düşünülmektedir ve aminleri deprese eden reserpin migren nöbetini harekete geçirebilmektedir. Bir serotonin antagonisti olan metiserjid çok kere nöbet sıklığını azaltmakta, ama nöbet sırasında etkisiz kalmaktadır. Eğer başağrısı hafifse, aspirin yahut kodein fosfat gibi analjezikler etkin olabilir; şiddetli vakalardaysa, vazokonstriksiyon sağlayan ergotamin tartrat gerekebilir. Früstrasyona yol açan durumlardan kaçınılması da, nöbet sıklığını azaltabilmektedir.Bkz. Psikosomatik bozukluklar

Migren, çoğunlukla ataklar halinde gelen bir baş ağrısı tipidir. Ataklar 4 saatten 72 saate kadar değişen uzunluklarda olabilir. Kişi ataklar arasında kendini tamamiyle normal hisseder, ancak bir sonraki atağın endişesi içindedir. Eskiden "sadece bir baş ağrısı tipi" olarak görülen migren, artık başlı başına bir nörolojik hastalık olarak kabul edilmektedir.

Migren ağrısı genellikle orta şiddette ya da şiddetlidir ve kişinin normal aktivitelerini engelleyebilir, hem migren yakınması olan kişinin hem de yakınlarının yaşam kalitesini bozabilir. Baş ağrısı zonklayıcı ya da nabızla birlikte atan şekilde hissedilebilir ve başın tek bir yanında yerleşebilir. Bulantı, kusma, ışığa veya sese karşı hassasiyet baş ağrısına eşlik edebilir.

Migren kadınlarda erkeklerden daha sık görülür; kadınlarda %18.6 ve erkeklerde %6.5 oranında görülmektedir. Yapılan çalışmalarda bir hekim tarafından tanı konulmamış olan migren hastası oranının kadın hastalarda %59'a, erkeklerde ise %70'e ulaştığı gözlenmiştir.

Birçok kişide ağrı ve diğer semptomlar o kadar şiddetlidir ki, sadece karanlık bir odada yatıp uyumak isterler. Bu da günlük yaşantıyı aksatır. Oysa ki migren ilaçla tedavi edilebilir. Günümüzde migreni önleyen ya da tedavi eden çok sayıda ilaç bulunmaktadır.
Migrenin nedeni nedir?


Migrenin neden ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir. Migrenin beyindeki kan damarları ve elektriksel sinir uyarısını ileten kimyasal maddelerdeki değişikliklere bağlı olduğu düşünülmektedir, ancak bu değişikliklerin neden oluştuğu konusunda araştırmalar halen sürmektedir. Migren gelişme eğiliminin kalıtımla geçip geçmediğini bilmiyoruz. Çalışmalara göre, eğer anne-babadan birinde migren varsa, çocukta da olma olasılığı %40'tır. Eğer her ikisinde de migren varsa, çocukta da %75 olasılıkla migren görülecektir. Tek yumurta ikizlerinde çift yumurta ikizlerine göre migrene yatkınlık daha fazladır.

Birçok kadında adet kanamasından hemen önce östrojen hormonu düzeylerinin azalması migren ağrısına yol açabilir.

Birçok faktör migreni başlatabilir. Bu tetikleyici faktörlere karşı duyarlı olan kişiler, bu faktörlerden uzak durarak migrenin getirdiği kısıtlamalardan büyük ölçüde kurtulabilirler.
Migreni tetikleyen faktörler


Yiyecekler: Eski peynir, çerez, çikolata, yoğurt, soğan, incir, karaciğer, kafeinli yiyecekler, monosodyum glutamat (MSG), tütsülenmiş (füme) ya da salamura balık/et, koruyucu madde olarak nitrat/nitrit eklenmiş gıdalar (sosisli sandviç, sucuk, salam)

İçecekler: Kahve, çay, kafeinli meşrubatlar, diyet soda, alkollü içkiler (özelikle kırmızı şarap, bira, viski)

Katkı maddeleri: Sodyum nitrit (sosisli sandviç, işlenmiş etler), monosodyum glutamat (MSG) (Çin yemekleri ve birçok restoran yemekleri), aspartam (sakızlar, diyet içecekler, et, süt, yumurta ve birçok protein içeren besinde aspartam vardır), tiramin (eski peynir, kırmızı şarap, bakla, salamura edilmiş veya işlenmiş yiyecekler), fenolik flavonoidler (elma, kabuksuz meyvalar, üzüm)

İlaçlar: Antibiyotikler (tetrasiklin, griseofulvin), antihipertansifler (nifedipin, kaptopril), hormonlar (oral kontraseptifler, östrojenler), histamin-2 blokerleri (simetidin, ranitidin), vazodilatörler (nitrogliserin, izosorbid dinitrat)

Duyusal ve Duygusal Uyaranlar: Titreşen/parlak/fluoresan ışıklar, parlak gün ışığı, kokular (parfüm, kimyasal maddeler, sigara), endişe, aşırı üzülmek veya aşırı sevinmek, depresyon, aşırı heyecan, stresten veya baskıdan kurtulma

Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Zaman farkı, çok fazla ya da az uyumak, aç kalmak, kafeinsiz kalmak, aşırı egzersiz yapma, fiziksel veya zihinsel yorgunluk, öne eğilmek (örn. bahçe işleri yaparken), ağırlık kaldırmak veya zorlanmak, rutin yaşam biçiminde değişiklik (örn. vardiya çalışması veya tatiller), çok fazla veya çok az uyku, alerji, cinsel yönden uyarılma, sigara.

Diğerleri: Adet dönemi, hava/mevsim/barometrik basınç değişiklikleri, deniz seviyesinden çok yukarıda bulunmak

Migreninizi hangi faktörlerin tetiklediğini bilmeniz önemlidir. Bunun için atak geldiği sırada neler yiyip içtiğinizi düşünebilirsiniz. Bunun için bir migren günlüğü tutmak uygun olabilir.

Bu günlükte, "Olası tetikleyiciler" kısmına en son aktivitelerinizi, diyet, stres ve ilaçları yazın. Bunlar sizin neyin migrene yol açtığını anlamanıza yardım edecektir. Böylece hem nelerden uzak durmanız gerektiğini görür, hem de bu günlüğü doktorunuza gösterebilirsiniz.
Migrenin belirtileri nelerdir?

Başlangıçta bir baş ağrısının migren mi, yoksa "sıradan" bir baş ağrısı mı olduğunu söylemek zor olabilir. Migren ataklarını diğer baş ağrılarından ayırabilen özellikleri şunlardır:

· Orta şiddette ya da şiddetli ağrı · Bulantının eşlik etmesi · Kusmanın eşlik etmesi · Işığa ve sese duyarlılık (bazen kokuya duyarlılık) · Zonklayıcı, nabız gibi atan ağrı · Ağrı asıl olarak tek taraflıdır · Ağrı hareketle artar

Bazı kişilerde migren ağrısından önce 10-30 dakika sürebilen bir aura dönemi olur. Aura parlak ışık çakmaları, titrek, renkli zikzak çizgiler, kör noktalar ya da bir tarafta görme kaybı gibi görsel değişiklikleri içerebilir. Aura ayrıca kollar veya bacaklarda karıncalanma ya da uyuşmayı veya baş dönmesini de içerebilir. Auranın nedeni hala bilinmemektedir.

Belirtilerinizin başka bir fiziksel sorundan değil migrenden kaynaklandığından emin olmak için, doktora gitmelisiniz. Belirtilerinizi gözden geçirdikten ve sizi muayene ettikten sonra doktorunuz migren olduğunuzu söyleyecek ya da diğer olasılıkları ekarte etmek için ileri testler isteyecektir.
Migren nasıl tedavi edilir?

Günümüzde, devam eden araştırmalar sayesinde hekimler migren hakkında daha fazla şey biliyor ve migreni önlemek ya da tedavi etmek için daha fazla seçenek bulunuyor. Çok sık atak geçiren migren hastaları için hekimler sıklıkla önleyici ilaç tedavisini tercih etmektedir. Tedaviler hekimlerin önerdiği şekilde uygulanınca atakların sıklığı ve şiddeti azalabilmektedir. Ayrıca migrenin ilaç dışı tedavi yolları da ilaç tedavisine destek olarak kullanılmaktadır.

Migren günlük hayatınızı engelleyebilir; çalışmayı, aile hayatını veya hobileri olumsuz yönde etkileyebilir. Migrenin neden olduğu tüm güçlükleri gözden geçirin ve doktorunuzla konuşun, böylece migreniniz için en doğru olanı yapabilirsiniz.


kaynak

Benzer Konular

25 Eylül 2011 / seval16 Soru-Cevap
14 Şubat 2010 / Misafir Soru-Cevap