Nefritler
Bu maddedeki yazılar yalnızcabilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.
Sponsorlu Bağlantılar
Nefrit (Böbrek İltihabı)
Böbrek iltihabı. Tehlikeli bir hastalık olup ortaya çıkış nedenleri çeşitlidir. Bulaşıcı hastalıklardan sonra, diş iltihaplanmaları, sinüzit, ilaç zehirlenmeleri, kontorit, fosforit, arsenik ve kurşun zehirlenmeleri, nikris ve diyabet hastalıklarından sonra oluşan nefrite "had nefrit" denir. Belirtileri, titreme, ateş, baş ve bel ağrıları, kusma, idrar azalması ve kuvvetten düşmedir. Genellikle 50 yaşından sonra görülen, fazla alkol kullanmak, proteinli besin düşkünlüğü nedeniyle oluşan cinsine ise "müzmin nefrit" denir. Belirtileri zayıflama, asabiyet, mide bozukluğu, baş dönmesi, unutkanlık, ödemler, yüksek tansiyon, baygınlık, göz ağrıları ve burun kanamalarıdır.
Böbrek İltihabı
Böbrek iltihabı böbreğin herhangi bir kısmının bilinen bir rahatsızlığa ya da etkene bağlı olarak ve yahut hiçbir etken gösterilememesine rağmen vücudun savunma hücreleri tarafından işgal edilmesi ve buna bağlı olarak da meydana gelen rahatsızlık olarak karşımıza çıkmaktadır. İltihap tutan bölgeye göre üç farklı başlık altında incelendiğini de görebilmek mümkündür. Bunlar:
- Glomerülonefritler: Halk arasında "nefrit" hastalığı olarak bilinir.
- Pyelonefrit: İdrar yolu enfeksiyonu olarak tanımlanabilir.
- Tubulointertisyel nefrit: Çoğunlukla ilaçlara bağlı olarak özellikle de penisilinler, antibiyotikler ve ağrı kesiciler sebebi ile gelişen ve genelde fark edilmeden kendiliğinden iyileşen iltihap çeşidi olarak bilinir.
Böbrek İltihabı Belirtileri
Böreklerdeki bu rahatsızlık akut ve kronik olmak üzere iki farklı şekilde ortaya çıkabildiğinden bu iki türde farklı belirtiler görülmesi söz konusu olabilmektedir. Akut böbrek iltihabı belirtileri;
- Yüksek ateş
- Üşüme
- Titreme
- Kusma
- İştahsızlık
- Nefes darlığı
- Yüksek tansiyon
- El, bacak, yüz ve göz çevresinde şişme
- Böbrek çevresinde kasılma ve ağrı
- Kalple ilgili şikayetlerin artması
- İdrar yaparken ağrı ve yanma olarak sıralanmaktadır.
- Kanlı ve ağrılı idrar
- Kandaki üre oranının fazla olması
- Sürekli bel ağrısı
- İştahsızlık
- Kansızlık
- İdrarda iltihap hücrelerinin bulunması
Üç farklı iltihap türünün olması farklı sebeplere bağlı olarak iltihap sorunu ile karşılaşılmasına neden olabilmektedir. Bu sebeple de bunları ayrı ayrı belirtmek gerekir.
Glomerülonefritler: Bir kısmı besin, sarmaşık ya da polen alerjisine, ilaçlara, romatolojik hastalıklara, enfeksiyonlara ya da bazı kanserlere bağlı olarak gelişebilirken pek çoğunda da herhangi bir sebebe bağlı olmadan gelişebildiğini görebilmek mümkündür.
Pyelonefrit: Genel olarak idrar yollarından E. Coli adlı bakteri başta olmak üzere bakterilerin böbreğe ulaşması ile ve nadiren de kan yolu ile oluştuğunu görebilmek mümkündür.
Tubulointertisyel nefritler: Genel olarak penisilinler başta olmak üzere antibiyotiklere ve ağrı kesicilere bağlı olarak oluştuğunu görebilmek mümkün olduğu gibi daha az sıklıkla görülse bile pyelonefrit atakları sonrasında da gerçekleştiğini görebilmek mümkündür.
Böbrek İltihabı Tedavisi
Bu rahatsızlığın tedavisi güçtür ve çoğunlukla zaman alır. Ancak bu durumun hastalığın seyrine, devam süresine ve böbreği bozma derecesine bağlı olarak değişkenlik gösterdiğini görebilmek mümkündür. Bununla birlikte hastalığın akut ya da kronik olmasına bağlı olarak da tedavi yöntemlerinin ve süresinin değişiklik gösterdiğini görebilmek mümkündür.
Akut Böbrek İltihabı Tedavisi:
Akut rahatsızlıkta tedavi için ilk olarak sıvı kaybının azaltılmaya çalışıldığını görebilmek mümkündür. Ayrıca tuz içermeyen bir diyet programına tabi tutulduklarını da görebilirsiniz. İltihaba sebep olan mikrop veya bakteriyi önleyici ilaçların kullanılması, tedavi sürecinden bir hafta sonra hastaya idrar tahlili yapılarak gelişmelerin incelenmesi ve idrar durumu normal olana dek hastaya yatak istirahatinin verilmesi gibi tedavi basamaklarının gerçekleştirildiğini görebilmek mümkündür.
Kronik Böbrek İltihabı Tedavisi:
Bu tip hastalıklarda hastanın uzun bir tedavi sürecine girdiğini görebilmek mümkündür. Üstelik bu tür durumlarda hastanın tedaviye yanıt vermesinin oldukça güç olduğunu söyleyebiliriz. Bu tür durumlarda hastaların kurtulma şansının %10 gibi düşük bir ihtimal olduğunu görebilmek mümkün. Hastalığın tedavi edilmesi için izlenen adımlara bakıldığı zaman ilk olarak vücuttaki azot miktarının azaltılmaya çalışıldığını görebiliyoruz. Hastalara buna uygun bir diyet verilir. Ayrıca hastanın kan basıncını düşürecek ilaçlar verilmesi, iltihaba neden olan mikrop ya da bakterinin yok edilmesi için ilaç verilmesi, hastadaki tuz ve sıvı kaybını en aza indirmek için uygun bir diyet programının uygulanması da diğer tedavi basamakları arasında yer alıyor.
Son düzenleyen Safi; 8 Temmuz 2016 09:18