Arama

Göğüs Ağrıları

Güncelleme: 22 Şubat 2010 Gösterim: 23.043 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Şubat 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da önerisi değildir.

Sponsorlu Bağlantılar
Göğüs ağrısı

Genel olarak ağrı subjektif bir rahatsızlık hissi olarak tanımlanabilir ve doku hasarının bir duyusal göstergesi olarak hissedilir. Ağrı duyusunun subjektif olması ağrının şiddetinin tanımlanmasını güçleştirmektedir çünkü ağrı eşiği kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterebilir. Göğüs ağrısı da diğer tüm ağrılar gibi birçok önemli hastalığın birey tarafından hissedilen ilk göstergesi olarak ortaya çıkabilir ve bu nedenle önemle üzerinde durulması gerekir. Diğer ağrılarda olduğu gibi göğüs ağrısında da bazı özellikler hekimi belirli hastalıklara yönlendirebilir. Örneğin sol göğüste hissedilen ağrı sol kola ve çeneye yayılım gösteriyorsa ve özellikle efor sırasında ortaya çıkıp birkaç dakika istirahat sonrasında azalıyor veya kayboluyorsa ilk akla gelen koroner damar hastalığıdır. Benzer olarak ağrı nefes alıp vermekle artıyorsa ve hasta tarafından bir batma hissi gibi tarifleniyorsa burada akciğer zarının hastalıkları ayırıcı tanıda ön plana alınır ve tetkik sıralaması düşünülen hastalıklara göre yapılır.Bu nedenle göğüs ağrısı ile başvuran hastada ilk yapılması gereken şey hastadan çok detaylı bir anamnez almak olmalıdır.

Göğüs ağrısına neden olan hastalıklar
Akciğer ve akciğer zarı hastalıkları
+ Pnömoni, plörezi gibi enfeksiyon hastalıkları
+ Akciğer embolisi
+ Pnömotoraks (akciğerin sönmesi)
+ Akciğer veya akciğer zarının kanseri
+ Diğer organ kanserlerinin akciğere metastazları
+ Tüberküloz hastalığı
+ Akciğer damarının yüksek tansiyonu (pulmoner hipertansiyon)

Kalp hastalıkları
+ Koroner damar hastalığı (angina pectoris, myokard enfarktüsü)
+ Kalp kapak hastalıkları
+ Aort damarının anevrizması veya yırtılması
+ Kalp zarının hastalıkları (perikardit)

Mide barsak sisteminin hastalıkları

+ Reflü hastalığı
+ Safra kesesi hastalıkları
+ Pankreas hastalıkları
+ Ülser

Göğüs duvarının kas ve kemiklerinin hastalıkları
+ Kaburgaların eklem hastalıkları
+ Kaburga ve omurga kırıkları
+ Zona hastalığı
+ Omuz ve kola ait hastalıklar
+ Göğüs kaslarının hastalıkları

Psikiyatrik hastalarda ve panik atakta duyulan göğüs ağrı
Pnömoni, plörezi gibi enfeksiyon hastalıklarında göğüs ağrısı ile birlikte genellikle yüksek ateş, öksürük, balgam çıkarma gibi belirtiler vardır. Ağrı çoğu kez diğer belirtilerle birlikte ani olarak başlar ve öksürük ya da derin nefes alma sırasında, batıcı karakterdedir ve göğüs duvarının yan kısmında duyulur. Enfeksiyon hastalığının tedavisi ile birlikte kısa sürede şiddeti azalarak kaybolur.
Akciğer embolisi nedeni ile ortaya çıkan göğüs ağrısı yine yan ağrısı şeklindedir ve genellikle ani başlar. Akciğer embolisinde göğüs ağrısı dışında, ateş, nefes darlığı, öksürük, kan tükürme belirtileri olabilir ve ortaya çıkan bu tablo genellikle hastayı acile başvurmaya zorlar.
Pnömotoraks(Akciğer sönmesi) bir travma ya da yaralanma sonucu olabildiği gibi birçok akciğer hastalığının komplikasyonu olarak da kendiliğinden oluşabilir. Bu durumda göğüs ağrısı yine ani başlar, özellikle yaşlı ve altta yatan ilerlemiş akciğer hastalığı olanlarda nefes darlığı ile birlikte seyrederek hastayı acile başvurmaya zorlar.
Akciğer veya akciğer zarının kanserlerinde ağrı sık rastlanılan semptomlardandır. Bu hastalarda ağrı ani değildir. Önceleri hafif olan ağrı zaman geçtikçe tümörün büyüyerek çevre dokuları tahrip etmesiyle şiddetini arttırır. Bu göğüs ağrısıyla birlikte tümöre ait, nefes darlığı, kan tükürme, öksürük, balgam, ses kısıklığı, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi birçok belirti de görülebilir.
Koroner damar hastalığında ağrı genellikle eforla birlikte (merdiven çıkma gibi faaliyetler sırasında) göğüste baskı hissi, sol kol ve parmaklara yayılan, hatta boyun ve çeneye kadar yayılabilen ağrı şeklinde kendini gösterir. Genellikle istirahat halinde azalarak kaybolan bu ağrı myokard enfarktüsü gibi çok daha ciddi koroner damar hastalığında şiddetli göğüs ağrısı şeklinde kendini gösterir ve bu ağrı istirahatle kaybolmaz, ani başlangıçlıdır. Ağrı ile birlikte bulantı, kusma, ajitasyon, terleme gibi belirtilerin eşlik ettiği bu tabloda hasta derhal ambulansla acil servise başvurmalıdır.
Gastro-ösefagial reflü hastalığı ya da kısaca reflü hastalığında midenin asit içeriği yemek borusuna geri kaçmakta, bu da göğüste yanma veya göğüs ağrısına neden olmaktadır.


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Şubat 2010       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Göğüs Ağrısı Nedenleri

Sponsorlu Bağlantılar
Göğüs ağrılarının kalpten ve damar siteminden kaynaklanan nedenlerin dışında pek çok nedeni vardır. Bunların başlıcaları şu şekilde özetlenebilir:

Mide ve yemek borusundan kaynaklanan göğüs ağrıları

Mide asidinin yemek borusuna kaçmasıyla sonucu oluşan reflü hastalığında göğüs kemiği arkasında şiddetli, yanma tarzında bir ağrı hissedilir. Normalde mide ile yemek borusu bileşkesinin özel yapısı nedeniyle mide içeriği yemek borusuna geçmez. Ancak bu bileşke bozulduğunda mide içeriği ve dolayısıyla mide asidi yemek borusuna kaçacağından mide ekşimesi olarak adlandırılan durum oluşur. Mide ekşimesine bağlı göğüs ağrısı genellikle yemekten sonra başlar ve birkaç saat sürer.

Yutma güçlüğüne neden olan çeşitli yemek borusu hastalıklarında da göğüs ağrısı görülebilir. Bunların biri yemek borusu spazmıdır. Burada spazma bağlı olarak yemek borusu kasları uyumsuz çalışır. Bunun sonucunda da yutma güçlüğü ve ağrı ortaya çıkar.

Akalazya adı verilen hastalıkta da göğüs ağrısıyla karşılaşılır. Bu durumda yemek borusunun alt ucunda yer alan kapak yutkunma sırasında uygun bir şekilde açılmaz ve yutulan su ve yiyeceklerin mideye geçişi zorlaşır. Yemek borusunda kalan lokmalar göğüs ağrısına neden olur.

Panik atak

Panik atakta huzursuzluk ve korkunun sonucunda hasta bilinçsiz bir şekilde hızlı nefes alıp vermeye başlar. Hızlı nefes alıp verme ile birlikte derin iç çekmeler de vardır. Hızlı nefes alıp verme kısa süre içerisinde, baş dönmesi, sersemlik, vücutta uyuşma, çarpıntı, bulanık görme, yüzde kızarma, ellerde ve ağız çevresinde karıncalanma şeklinde belirtilere neden olur. Hasta gün boyunca sürekli olarak hızlı nefes alıp verir ve göğüs kaslarının bu şekilde aşırı kullanılmasıyla göğüs ağrısı ortaya çıkar. Çoğu kez hasta hızlı nefes alıp verdiğinin farkında değildir, hatta nefes darlığından yakınır. Bir torbaya nefes alıp verdirmek veya hastaya karbondioksit solutmak belirtilerin gerilemesini sağlar.

Panik atak hastaları kendilerinde kalp sorunu olduğuna inanarak pek çok hekime başvururlar. Bu hastalara yapılan kardiyolojik testler normal sonuç verir. Ancak çoğu hasta bundan tatmin olmayarak anjiografiye kadar uzanan ayrıntılı tetkikler yaptırırlar. Oysa panik atağı olan hastalar psikiyatrik tedavi ile düzelebilirler.

Kostokondrit

Kostokondrit kaburgaların göğüs kemiğine yapışmasını sağlayan kıkırdak dokularda iltihabi reaksiyondur. Göğüste ani ve şiddetli ağrıya neden olur. Hastaya kalp krizi geçirmekte olduğunu bile düşündürebilir. Ancak ağrının yeri kalp hastalıklarına bağlı göğüs ağrısından farklıdır. Kostokondritte ağrı göğüs kemiğine veya göğüs kemiğinin kenarında kaburgaların birleştiği noktalara bastırmakla artar. Kalp krizinde ise ağrı daha geniş bir bölgede hissedilir ve genellikle göğüs kemiği üzerinde hassasiyet bulunmaz.

Kaslardan kaynaklanan ağrı

Çeşitli kas rahatsızlıkları da göğüs ağrısına yol açabilir ve kalp kaynaklı ağrıları taklit edebilir. Fibromiyalji bunların başında gelir. Ayrıca travma, aşırı öksürük, ağırlık kaldırma ve spor yaparken aşırı yüklenme sonrasında da göğüs kaslarından kaynaklanan ağrılar ortaya çıkabilir. Kaslardan kaynaklanan bu ağrılar kısa sürelidir, göğüste sınırlı bir alanda yer alır, göğüs duvarı hareketleriyle, kol hareketleriyle, sağa-sola dönmekle ve derin nefes almakla artar.

Zona

Herpes zoster adı verilen bir virüsten kaynaklanan zona göğüs bölgesinde de çıkabilir. Göğsün ve sırtın yalnızca bir tarafında zona döküntüleri ve beraberinde çok şiddetli ağrı vardır. Bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklarda, yaşlılarda, AİDS ve kanser hastalarında zonaya yakalanma riski artmıştır. Zonanın tedavisinde virüslere karşı etkili antibiyotikler ve güçlü ağrı kesici ilaçlar kullanılır. Zona mümkün olduğunca erken bir şekilde tanısı koyulup tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Aksi halde ağrılar zona iyileştikten sonra da devam eder. Bu duruma postherpetik nevralji denir. Postherpetik nevraljide ağrı çok şiddetli ve her türlü tedaviye dirençli olabilir. Göğüs bölgesinde yer alan ve ağrı kesici ilaçlara yanıt vermeyen zona ve postherpetik nevralji ağrısını kesmek için girişimsel tedavi uygulanabilir. Burada yapılacak işlem torasik sempatik blokajdır.




Benzer Konular

2 Mart 2016 / The Unique Tıp Bilimleri
14 Ocak 2012 / Misafir Tıp Bilimleri
11 Mayıs 2010 / reyan Tıp Bilimleri
15 Ocak 2010 / Misafir Tıp Bilimleri
28 Mart 2017 / _Yağmur_ Tıp Bilimleri