Arama

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH)

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 10 Ağustos 2010 Gösterim: 4.775 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
10 Ağustos 2010       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar
MsXLabs.org & Temel Britannica & Istanbul Sağlık Müdürlüğü
Alıntı


Sponsorlu Bağlantılar
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır.


Hastalıklı bir insanın soluğuyla, tükrüğüyle vücuduna ya da eşyalarına dokunmakla bulaşan birçok hastalık vardır. Ama bazı hastalıklar iki vücudun birbirine değmesiyle değil, yalnızca cinsel birleşmeyle bulaşır. Bunlara, Roma Mitolojisi'ndeki aşk tanrıçası Venüs'ün eski adı olan Zühre'den türetilmiş eski bir terimle "zührevi" ya da yeni karşılığıyla "cinsel yolla bulaşan hastalıklar" denir. Bu hastalıkların etkeni bakteri ya da virüs gibi mikroplar, tekhücreli hayvanlar ya da mantarlardır. Cinsel yolla bulaşan bazı hastalıklar, örneğin frengi ve belsoğukluğu antibiyotiklerle ya da başka ilaçlarla tedavi edilebilir. Ama virüslerden ileri gelen bu tür hastalıkların henüz tedavisi bulunamamıştır. Cinsel yolla bulaşan virüs kökenli bazı hastalıklar, hastanın ömür boyu bu mikrobu taşımasına ve başkalarına bulaştırmasına karşın ölümcül değildir. Oysa gene bir virüsten ileri gelen ve daha çok cinsel yolla bulaşan AIDS hastalığı çoğu kez ölümle sonuçlanır. Uzmanlar AIDS hastalığını, 14. yüzyılda bütün Avrupa'yı kasıp kavuran büyük veba salgınından bu yana toplum sağlığını tehdit eden en büyük felaket olarak görüyorlar.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar dünyada en sık rastlanan enfeksiyon hastalıklarındandır. Batı ülkelerinde bu hastalıklar 1950'lerden 1970'lere doğru giderek artmış, 1980'lerde sabit bir düzeye ulaşmıştır. Ne var ki 1980'lerin sonundan itibaren pekçok ülkede, özellikle sifiliz ve gonore yeniden artmaya başlamıştır. Dünyada her yıl 250 milyonu aşkın kişi gonoreye (bel soğukluğu) yakalanır. Sifiliz vakalarının sayısı 50 milyon civarındadır. Trikomoniyaz ve genital herpes ise daha sıktır, ancak doktorların bu hastalıkları bildirmesi zorunlu olmadığından rakamlar kesin değildir. Günümüzde cinsel yolla bulaşan hastalıkların çoğu, tedaviyle hızla iyileşebilir ve bulaşması önlenebilir. Ancak, eski organizmaların yeni ya da ilaca dirençli türleri, yeni ortaya çıkan etkenler, hayat koşullarının değişmesi ve daha serbest yaşam tarzları nedeniyle yayılım çok fazladır. Günümüzde dünya üzerinde insanların hareketinin artışı, bu hastalıkların hızla yayılmasından da sorumludur.
1980'lerden sonra ortaya çıkan HIV/AIDS, cinsel yolla bulaşan hastalıklar sorununa yeniden dikkat çekilmesini sağlamıştır. Çeşitli nedenlerle gizlenen ve gerçek sayılarına ulaşmanın her zaman mümkün olmadığı bu hastalıkları toplumun önünde tartışılır hale getirmiştir ve bu, son derece yıkıcı ve halen tedavisine sahip olmadığımız hastalık nedeniyle alınan tüm önlemler diğer CYBH'ler için de koruyucu önlemlerdir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların kontrol altına alınması, tanı ve tedavi için tıbbi olanakların sağlanmasıyla olur. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmada eğitim şarttır. Kişilerin cinsel yönden aktif yaşlara ulaştıklarında kendilerini bu hastalıklara karşı nasıl koruyacaklarını bilmeleri son derece önemlidir. Bu amaçla yürütülen çeşitli projeler kapsamında gençlerin ve adolesanların bilgilendirilmeleri amacı ile merkezler kurulmaktadır.
Bir kişide CYBH saptandığı zaman tedavi mutlaka eşine de uygulanmalıdır.

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

  • Bakteriyel CYBH
    • Bel Soğukluğu (Gonore)
    • Bakteriyel Vajinoz
    • Yumuşak Yara
    • Kasık Granülomu
    • Sifiliz(Frengi)
    • Klamidya
    • Mikoplazma
  • Viral CYBH
    • Genital Herpes
    • Genital Siğiller
    • Molluscum contagiosum virusü (MCV) enfeksiyonu
    • Hepatit B
    • Hepatit C
    • Sitomegalovirus (CMV)enfeksiyonu
    • İnsan bağışıklık eksikliği virusu sendromu (HIV)
  • Parazitik CYBH
    • Protozoonlar
      • Trichomonas vaginalis
      • Entamoeba histolytica
      • Giyardiyazis (Giyardiyoz)
    • Ektoparazitler
      • Kasık biti
      • Uyuz
  • Mantar Enfeksiyonları
Cinsel yolla bulaşan hastalık etkenleri tablosu
(PDF dosyaları açabilmek için bilgisayarınızda Acrobat Reader programının yüklü olması gerekir):
Eklenmiş Dosyalar
Dosya Türü: pdf CYBH.pdf (32.6 KB, 278 gösterim)
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
10 Ağustos 2010       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH)

Sponsorlu Bağlantılar
Bu başlık altında toplanan hastalıklar iki insan arasında oluşan cinsel nitelikli yakın temasla bulaşan mikrobik (bakteri, virüs, parazitlere bağlı) hastalıklardır. Zührevi hastalıklar olarak da anılan bu hastalıkların bir kısmı yalnızca genital bölgede belirtilere neden olurken (kadında vajinal akıntı, erkekte üretradan (idrar borusundan) akıntı, her iki cinste genital bölgede ülser (yara) gibi), diğer bir kısmı tüm vücudu etkileyen genel belirtilere neden olurlar (frengi, hepatit B ve AIDS gibi).
Bu hastalıkların bir kısmı için en önemli bulaşma yolu iki insanın cinsel nitelikli yakın teması iken (genital siğil, herpes simpleks (genital uçuk), vajinit gibi), diğer bir kısım hastalıklar cinsel yolla bulaşmaya ek olarak kan yoluyla (AIDS ve hepatit B'nin virüsü taşıyan kanın nakledilmesiyle bulaşması gibi, anneden bebeğine henüz doğmadan frengi bulaşması gibi) ve cinsel ilişki dışındaki yakın temasla da bulaşabilmektedir (anneden bebeğine doğum esnasında veya doğum sonrasında emzirme ve bakım esnasında bulaşan genital siğil, herpes simpleks (genital uçuk) ve hepatit B gibi, aile içinde günlük yaşam koşullarının paylaşılması sonucu bulaşabilen hepatit B gibi).
Bu gruptaki hastalıkların bulaşması için heteroseksüel ilişki (kadın-erkek cinsel ilişkisi) koşul olmadığı gibi, bulaşma için gerçek cinsel ilişki olmaksızın enfeksiyonu taşıyan birinin genital bölgesiyle yakın temas bile hastalığı almak için yeterli olabilmektedir (genital siğil gibi).
Bu hastalıkların çoğu için cinsel ilişki dışında da çeşitli bulaşma yolları mevcuttur. Bu yüzden bu hastalıklardan birine yakalanan kişinin partnerini, ya da partnerin hastalığa yakalanan kişiyi sadakatsizlikle itham etmesi haksızlık olabilir. Dahası CYBH'larda görülen belirtiler başka hastalıklarda da görülebilir ve yalnızca belirtilere dayanarak, tanı konmadan karşı tarafı suçlamak anlamsızdır.
Cinsel yolla bulaşan bir hastalığı olan kişinin hastalığın var olduğu zaman dilimi içinde ilişkide bulunduğu kişilere durumu bildirmesi ve bu kişilerin de kontrolden geçmeleri için uyarıda bulunması; tedavi bitene kadar, doktorun belirlediği süre içerisinde hiçbir cinsel aktivitede bulunmaması veya doktorun izniyle prezervatif koruyuculuğu altında ilişkide bulunması partner(ler)ine ve topluma karşı en önemli sorumluluğudur.

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

  • Gonore ve Klamidya Bakterilerine Bağlı Oluşan Jinekolojik Enfeksiyonlar
Gonore (erkekte "belsoğukluğu" yapan bakteri) ve klamidya adı verilen iki ayrı bakteri türü, taşıyıcı erkekten kadına cinsel temasla bulaşarak kadının genital organlarında yaygın bir enfeksiyona yol açabilmektedir. Pelvik enfeksiyon (Pelvic Inflammatory Disease-PID) adı verilen bu durum Fallop tüplerinde tıkanmaya ve böylece üreme sorunlarına yol açabilmekte, dahası yaygınlaştığında hayatı tehdid eden bir hastalık tablosu oluşturabilmektedir.
Erkeklerde "belsoğukluğu" adı verilen hastalıktan sorumlu gonore ve yine erkeklerde üretra (idrar borusu) enfeksiyonlarına neden olan klamidya sıklıkla belirti vermeden bulunmakta, bazı durumlarda sperm ileten kanallarda daralmalara yolaçarak kısırlık nedeni olabilmektedir. Kadınlarda da tüplerin tıkanması ve genital organlarda oluşan tıkanıklıklar kısırlığa ve dış gebelik riskinin artmasına neden olmaktadır. Kadınlarda tüplerin tıkalı olması en önemli kısırlık nedenlerinden biridir ve en önemli nedeni cinsel yolla bulaşan bakterilere bağlı olarak gelişmiş pelvik enfeksiyonlardır.Kadında pelvik enfeksiyonlar belirtisiz seyredebileceği gibi sıklıkla akıntı ve kasık ağrısı şeklinde belirti verirler. Kadınların bu belirtiler konusunda duyarlı olmaları ve erken tedavi şanslarını yitirmemek için doktora başvurmaları önemlidir. Bu muayene kasık ağrısı ve akıntının pelvik enfeksiyona bağlı olup olmadığının saptanmasında ve erken tedavisinde önemlidir.
  • Genital Ülser Hastalıkları
Bu grupta yer alan hastalıklar cinsel yolla bulaşan ve erkek ve kadında genital bölgede ülser (yara şeklindeki lezyon) oluşumuyla belirti veren hastalıklardır. Bu grupta en sık Herpes Simpleks enfeksiyonu (genital uçuk hastalığı) ve sifiliz (frengi) görülür. Diğer genital ülser hastalıkları nispeten daha ender görülür (şankroid, lenfogranuloma venereum ve granuloma inguinale). Genital bölgede ülser behçet hastalığı, kanser, ilaç allerjisi gibi nedenlere bağlı olarak da görülebilir.
  • Herpes Simpleks Enfeksiyonu (genital bölgede "uçuk" hastalığı)
Dudaklarda ve dudak çevresinde görülen uçuk hastalığına benzer şekilde lezyonların çok sayıda ve gruplaşmalar halinde ve çok daha şiddetli belirtilerle genital bölgede ortaya çıkmasıdır. Hastalık dudak uçuğuna yol açan Tip 1 Herpes Simpleks virüsü (HSV 1) tarafından oluşturulabileceği gibi daha sık olarak cinsel temasla geçen HSV 2 tarafından oluşturulur.
Virüs bir kez vücuda yerleştiğinde belli dönemlerde tekrarlayıcı enfeksiyonlara yol açar. İlk enfeksiyon oldukça ağrılı ve kaşıntılıyken, ikinci ve sonraki enfeksiyonlarda daha hafif belirtiler gözlenir.
Bu enfeksiyonun kadın açısından en önemli özelliği gebelik döneminin sonlarında ortaya çıktığında doğum kanalından bebeğe bulaşarak bebeğin hayatını tehdit eden enfeksiyonlara yol açma riski olması ve bu nedenle sezaryan ile doğum gerektirebilmesidir.
  • Sifiliz (frengi)
Sifiliz etkeni olan bakteri (Treponema Pallidum) vücuda ilk girdiğinde kendini şankr adı verilen düzgün kenarlı ağrısız bir genital ülser şeklinde gösterir. Bu dönem hastalığın tedavisi için en uygun dönemdir. Tedavi edilmezse bu ülser 6-8 haftada kendiliğinden kaybolur ancak hastalık ilerlemeye devam eder ve belli bir süre sonra kendini çeşitli cilt döküntüleri, iç organ bozukluklarıyla gösterebilir. Bu dönemde de tedavi edilmezse bu belirtiler 4-12 hafta gibi bir zamanda kaybolur ve hastalık "iyileşmiş" izlenimi verir. Ancak belirtisiz geçen yaklaşık bir on yılın ardından hastalık kendini ciddi kalp-damar hastalıkları, nörolojik hasarlar ve diğer iç organ tutulmalarıyla gösterir.
Hastalık her dönemde tedavisi mümkün olmakla beraber, ne kadar erken tedavi edilirse sekel ve organlarda kalıcı bozukluk bırakma riski o kadar düşer.
Kadınlar açısından sifilizin diğer önemli bir yönü erken gebelik döneminde hastalığa yakalanıldığında enfeksiyonun plasenta yoluyla bebeğe bulaşma ve doğacak olan bebekte çok ciddi doğumsal kusurlara yol açabilme riskidir.
  • Genital Kondilomlar (genital siğiller)
Human papilloma virus (HPV) adı verilen virüsün çoğ durumda (dikkat: başka yollarla da bulaşabilir) cinsel temasla genital bölgeye yerleşmesi sonucu oluşan değişik sayı ve büyüklükte kitlelerdir. Virüs vücuda yerleştiğinde zaman zaman tekrarlayıcı enfeksiyonlara ve yeni kitlelerin oluşmasına neden olur. Kadında erkeğe göre daha sık belirti verir. Kitleler sadece mikroskopla tanınabilecek kadar ufak olabilecekleri gibi, çok sayıda kitlenin yan yana gelmesiyle adeta karnabaharı andıran bir şekil alabilirler. HPV olağanüstü bulaşıcı bir virüstür ve gerçek cinsel birleşme olmaksızın yalnızca genital bölgelerin yakın teması ve hatta teorik olarak umumi tuvaletlerden bile bulaşabilir.
Kondilomların tedavisinde kitlelerin cerrahi yöntemle çıkarılması, koter yardımıyla yakılması ya da kriyoterapiyle dondurulması, ya da krem şeklindeki çeşitli ilaçlarla "eritilmesi" yöntemlerinden biri veya birkaçı beraberce uygulanabilir. Burada amaç, görünen lezyonların tümüyle ortadan kaldırılarak kitlelerin tekrar oluşma riskinin ve bulaştırıcılığın azaltılmasıdır. Ancak ne kadar iyi uygulanırsa uygulansın hiç bir tedavinin virüsü vücuttan tam olarak uzaklaştırmada etkili olmadığı kabul edilmektedir.
Kondilomlara bağlı ortaya çıkan estetik problemler dışında HPV'nin en önemli özelliği virüsün bazı alt tiplerinin kanserojen (kanser yapıcı) özelllikler taşımasıdır. HPV'nin çok sayıda alt tipi arasından sadece kondilom (kitle) yapan Tip 6 ve Tip 11 dışında çoğu alt tipin kanserojen özelliği vardır. Bu virüsleri taşıyan erkeklerde penis kanseri oluşma riski, kadınlarda da rahimağzı kanseri oluşma riski artmıştır.
En sık enfeksiyon yapan alt tipler kanserojen etkileri olmayan ve daha çok kitle oluşumu şeklinde belirti veren 6 ve 11 tipleri olmasına karşın HPV tanısı konmuş bir bireyde diğer alt tiplerin de sessiz bir şekilde bulunma riski yüksektir. Bu yüzden bu enfeksiyonu taşıyan erkeklerin üroloji uzmanlarının tavsiyesine göre hareket etmelerini, kadınların ise yıllık pap-smear ve gerekli diğer incelemelere tabi tutulmasını uygun buluyoruz.
  • AIDS
Acquired Immune Deficiency Syndrome kelimelerinin başharflerinden oluşturulmuş bir kelimedir. "Edinilmiş İmmun yetmezlik sendromu" adı verilen bu hastalık HIV (Human Immune Deficiency Virus) adı verilen virüsün cinsel ilişki, virüsü taşıyan kanın nakledilmesi, virüsü taşıyan bir hastanın vücut salgılarıyla temas ile (cinsel ilişki olmadan intim (cinsel içerikli) öpüşme, hastane personelinin yeterli önlem almaksızın virüsü taşıyan kişiye tıbbi bakım hizmeti vermesi gibi) vücuda giren virüsün temel hedefi bağışıklık sistemidir. Bu sistemi zayıflatarak veya etkisiz hale getirerek çeşitli fırsatçı enfeksiyonların ve belli kanser türlerinin ortaya çıkmasına neden olur. İlk temastan kanda virüsün saptanmasına kadar geçen süre 6 ay kadar uzun, ilk belirtilerin ortaya çıkmasına kadar geçen süre ise 10 yıl kadar uzun olabilir.
Günümüzde AIDS hastalarının tam olarak şifaya kavuşmaları mümkün olmamakla beraber virüsün yayılmasını kısmen durduran, fırsatçı enfeksiyonların tedavisinde başarıyla uygulanan çok sayıda ilaç yardımıyla AIDS hastalarının yaşam süreleri artmaktadır. AIDS aşısı çalışmaları da hızla devam etmektedir.
  • Hepatit B ("B tipi sarılık")
Bu hastalık da cinsel yolla ve aile içi yakın temasla bulaşabilen bir virüs hastalığıdır. Bir aile bireyinde enfeksiyon ya da taşıyıcılık saptandığında, başta eş olmak üzere diğer aile bireyleri de risk altındadır ve gerekli tetkikler yapıldıktan sonra aşılanmalıdır. Günümüzde bebeklere ve diğer duyarlı bireylere rutin olarak Hepatit B aşısı uygulanmaktadır. Çok yakın bir gelecekte bu uygulamalarla dünya üzerinden Hepatit B hastalığının aynen çiçek hastalığı gibi tümüyle kalkacağını varsayabiliriz.
  • Vajinitler
Kadında oluşan vajinit kendini kötü kokulu, kirli renkte, köpüklü, bazen peynir kesiği şeklinde olabilen akıntıyla birlikte, kaşıntı, idrar yaparken yanma, ilişkiden sonra kanama şeklinde belli eder. Vajinitlerin tek oluşma yolu cinsel ilişkiyle bulaşma değildir. Mantarlara bağlı vajinitler gebelik, doğum kontrol hapı kullanımı, kontrolsüz kalmış şeker hastalığı gibi etkenlere bağlı olarak oluşabilirler. Trikomonaslara bağlı vajinitler de yine hijyenik olmayan koşullardan (umumi tuvaletler, havuzlar, ortak iç çamaşırı kullanımı) bulaşabilir.
Uretrit: Uretra, yani idrar boşaltım sisteminin mesaneden sonraki kısmı, CYBH'nin erkeklerde en sık belirti verdiği organdır. Uretrit adı verilen bu tabloda idrar yapma dışındaki zamanlarda akıntı olur. Bu akıntının da en sık nedeni gonore adı verilen bakteriye bağlı gelişen bel soğukluğudur. Gonore dışında klamidyalar ve diğer bazı bakteri türleri de uretrit nedeni olabilirler. Uretrit kadında da sık görülen bir hastalık olmasına karşın, sıklıkla genital sistemin diğer kısımlarında (rahimağzı, Fallop tüpleri gibi) oluşan enfeksiyonların seyrinde yer alır ve uretradan oluşan akıntı sıklıkla vajinal akıntıyla beraber olduğundan dikkat çekmeyebilir.
Bir kişide CYBH grubunda yeralan hastalıklardan biri saptandığında, diğer bir hastalığın da beraberce bulunma olasılığı önemli derecede artar. Bu yüzden bu kişilerin aynı gruptaki diğer hastalıklar yönünden de incelemelere tabi tutulması uygun olur.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH), özellikle nüfusu kalabalık olan şehirlerde daha önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Çok çeşitli şehirlerden ve hatta ülkelerden, çeşitli kültürlerden gelen insanların fazlaca yaşadığı yerlerde elbette kaçınılmaz olarak bu tür hastalıklar daha fazla görülür.
Korunma yollarına girmeden önce bu hastalıkların çok kısa bir özetini yapmalıyız:
CYBH başlığı altında toplanan hastalıklar hayatı tehdid eden hastalıklar olabileceği gibi (AIDS ve Hepatit B gibi); hayati tehlikesi olmayan ancak kalıcı hasarlar bırakabilen hastalıklar (erkekte ve kadında kısırlığa neden olan enfeksiyonlar, özellikle kadında kalıcı ağrılar ve diğer jinekolojik belirtilere yolaçan enfeksiyonlar) şeklinde; ya da enfeksiyon süresince çok çeşitli belirtilere yol açan, kişiyi rahatsız eden ve daha sonra giderek hafifleyen seyir izleyecek şekilde olabilir (kadında vajinit ve bazı sistit türleri gibi).
CYBH'ler kadının anatomik özellikleri nedeniyle erkekten kadına daha kolay bulaşırlar. Hayatı tehdid eden enfeksiyonlar hariç, diğerleri genellikle kadınlarda daha kolay kalıcı hasar bırakırlar ve daha şiddetli belirtilere neden olurlar. CYBH'lerin bir kısmı kronik seyirlidir, yani bir kez bulaştıktan sonra hiçbir belirti vermese de vücutta enfeksiyon etmeni yaşamaya devam eder. CYBH'ler arasında virüslere bağlı oluşanlar için henüz kesin etkili bir tedavi şekli geliştirilememiştir.
Tüm bu özellikleri nedeniyle CYBH'ler önemli bir sağlık sorunudur ve bu konuda bilgisi olmayanları daha kolay "vurur".

Korunma

Ad:  cybh.png
Gösterim: 2726
Boyut:  13.2 KB

Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan bireysel düzeyde korunmanın en etkili yolu hastalık riski taşıyan şüpheli kişilerle (hayat kadınları, hayat kadınlarıyla birlikte olduğu bilinen kişiler, çok sayıda partneri olan ya da olmuş kişiler) ilişkiye girmekten kaçınmaktır.
Ancak unutulmamalıdır ki bariz olarak şüpheli olmayan biriyle beraber olunduğunda da hastalık bulaşabilir. O yüzden ikinci basamak, hakkında bilgi sahibi olunmayan bir kişiyle, ne kadar "temiz" görünürse görünsün, ilişkide prezervatif kullanmaktır.
Prezervatifler arasında lateks yapılı olan ve spermisit içerenler tercih edilmelidir (spermisitlerin aynı zamanda mikroorganizmaları etkisiz hale getirebilme özellikleri de bulunmaktadır). Prezervatif bir kez kullanılmalı ve ilişki sonrası çıkartıldıktan sonra poşete koyularak atılmalı ve eller sabunlu suyla yıkanmalıdır.
Prezervatif kullanımı yıllar boyu erkeklerin tekelinde ve inisiyatifinde kalmıştır. Son yıllarda ise kadınların kullanımına uygun olarak geliştirilen prezervatifler Amerika'da ve bazı Avrupa ülkelerinde (iki yıldır ülkemizde de) kullanılmaya başlanmıştır.
Ne kadar etkili korunma olursa olsun cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından herkes risk altındadır. Bu hastalıkların çoğunda erken tanı ve tedavi hem kişinin sağlığının tekrar oluşturulması, hem de hastalığın daha çok bulaşmasının engellenmesi açısından önemlidir. Her bireyin CYBH grubunda yeralan hastalıkların genel belirtilerini bilmesi ve aşağıdaki belirtilerden bir veya daha fazlası olduğunda çekinmeden doktora başvurması önemlidir.


Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

8 Temmuz 2008 / volture Tıp Bilimleri
8 Ocak 2010 / ThinkerBeLL Tıp Bilimleri
28 Mart 2015 / daMLa- Soru-Cevap
25 Ocak 2013 / Bachata Tıp Bilimleri